Kelime
Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, birbirine bağlı bir ya da daha fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimi.
Örnekler |
---|
|
Etimoloji
Kelime sözcüğü Arapça "söylenen şey, söz" manasına gelen كلمة (kalima(t)) sözcüğünden ödünçlenmiştir. Arapça sözcük yine aynı dilde bulunan كَلَمَ (kalama) "söyledi" fiilinin faˁila(t) vezninde türevidir. Kelimenin Türkçede tespit edildiği ilk kaynak 1300 civarına tarihlenen Mukaddimetü'l-Edeb adlı eserin tercümesinde görülmektedir.[1]
Sözcük kelimesi, Türkçede yer alan söz sözcüğüne Yeni Türkçe +çUk eklenmesi sonucunda türetilmiştir. Sözcüğün tespit edildiği ilk kaynak Meninski'nin 1680'e tarihlenen Thesaurus'u olup; burada sözcik kelimesinin karşılığı olarak kelimecik manasındaki "vocula, verbulum" verilmiştir. Sözcük, "kelimecik" anlamında marjinal bir tabir iken, Dil Devrimi'nin ikinci evresinde, muhtemelen Fransızca vocable "söz-cük" > "kelime" bağıntısından esinlenerek "kelime" anlamı yüklenmiştir. "Kelime" anlamında kullanımına dair ilk kayıt 1959'da görülmektedir. Sözcük kelimesi TDK sözlüğünün 1969 basımından öncesindeki sözlüklerde yer almamıştır.[2]
Özellikler
Yazı dilinde her iki tarafında birer boşluk verilerek gösterilirler.[3] Sözcükler, bir kök ve ona bağlı bir ya da daha fazla ekten oluşabilir.
Yazında sözcükler hecelerden, heceler ise harflerden meydana gelir. Bir sözcük en az bir harften ve en az bir heceden meydana gelir: can, at, mal, o vb. Sözcükler bir araya gelerek sözcük öbeklerini, cümlecik ve cümleleri meydana getirirler.
Günümüzdeki her milletin bir geçmişi olduğu ve o milletin birçok asır içinde şekillenerek günümüze ulaşması gibi, diller ve dilin birimi olan kelimeler de bir geçmişe sahiptir ve çeşitli şekillenmeler sonucu günümüz şekilleri ortaya çıkmıştır.[4]
Nurullah Ataç eserlerinde sözcük kelimesi yerine ''Tilcik'' kelimesini kullanmıştır.[5]
Kelimelerin kökenlerini (sözköklerini) inceleyen bilim dalına Etimoloji (Kökenbilim) adı verilir.
Türkçede sözcük türleri
- Ad ya da isim
- Adıl ya da zamir
- Bağlaç ya da rabıt
- Belirteç ya da zarf
- Eylem ya da fiil
- İlgeç ya da edat
- Önad ya da sıfat
- Ünlem ya da nida
Bu sözcük türlerinden ilk yedisi isim soyludur. Yani isimlerden türetilmiş ya da isimlerin farklı görevlerde kullanılmaya başlanmasıyla oluşturulmuştur. Eylemler (fiiller) ise kendi içinde önemli bir sözcük türünü oluşturur.
Sözcük türleri içinde en önemlileri ad ve eylemlerdir. Jean Deny, Türkçedeki sözcük türlerini ad, eylem ve ilgeç olmak üzere üçe ayırır. Bu temel ayrım Türkçe için genelde kabul gören bir anlayışı gösterir. Çünkü, dilin anlatım yapısının temelinde yapılan bir iş vardır, bir de işi yapan kişi bulunur. Ad işi yapanı, eylem işin yapılışını bildirir. Öteki sözcük türleri ise yalnızca ad ve eylemin anlamlarını tamamlar.
Türkçede sözcük türleri birbirinden kesin çizgilerle ayrılmaz. Aynı sözcük ad, ön ad, belirteç, ünlem gibi görevleri üstlendiği için sözcük türlerini sınıflandırmak zordur. Bu konuda en geçerli ve kolay çözüm, sözcüklerin cümle içerisindeki anlam ve işlevlerine bakmaktır. Bu nedenle, bir sözcük belirli bir sözcük türü ile etiketlenmemeli, cümle içerisindeki anlam ve işleyişine göre değerlendirmelidir.[6]
Kaynakça
Vikisözlük'te kelime ile ilgili tanım bulabilirsiniz. |
- "kelime". Nişanyan Sözlük. 29 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2020.
- "sözcük". Nişanyan Sözlük. 12 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2020.
- Nadir Engin Uzun (1998), Dilbilgisinin Temel Kavramları (Türkçe Üzerine Tartışmalar), Ankara, s.28-29
- Erdem KONUR,"GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE 'İYİ' KELİMESİ 24 Eylül 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.",Edebiyat ve Sanat Akademisi
- "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 10 Nisan 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2020.
- Türkçe Dilbilgisi, Mehmet Hengirmen, 2005