Gerçeküstücülük
Gerçeküstücülük ya da sürrealizm, Avrupa'da birinci ve ikinci dünya savaşları arasında gelişmiştir. Temelini, akılcılığı yadsıyan ve karşı-sanat için çalışan ilk dadaistlerin eserlerinden alır. 1924'te "Manifeste du Surrealisme"i (Sürrealizm Manifestosu) hazırlayan şair Andre Breton'a göre gerçeküstücülük, bilinç ile bilinç dışını birleştiren bir yoldur. Gerçeküstücülük akımı, gerçek dışı anlamında değil aksine gerçeğin insandaki iz düşümü şeklinde bir yaklaşımdır.
Sigmund Freud'un teorilerinden etkilenen Andre Breton için, bilinçdışılık düş gücünün temel kaynağı, deha ise bu bilinçdışı dünyasına girebilme yeteneğiydi.
Breton’un yanı sıra Louis Aragon, Benjamen Peret, otomatik yazı yöntemleri üzerinde deneyler yaptılar. Kendi söylemleriyle, "gerçeküstü dünyanın düşsel, cinsel, sapkın imgelerini geliştirmeye" başladılar.
Gerçeküstücülük, yöntemli bir araştırma ile deneyi ön planda tutuyor, insanın kendi kendisini irdeleyip çözümlemesinde sanatın yol gösterici bir araç olduğunu vurguluyordu.
1925'ten sonra gerçeküstücüler dağılmaya, başka akımlara yönelmeye başladı. Ancak bu akım, resimden, sinemaya, tiyatroya kadar birçok sanat dalını derinden etkiledi. Andre Breton’un yanı sıra P. J. Jouve, Pierre Reverdy, Robert Desnos, Louis Aragon, Paul Eluard, Antonin Arnaud, Raymond Queneau, Philippe Soupault, Arthur Cravan, Rene Char, Federico Garcia Lorca, Salvador Dali, Rene Magritte gerçeküstücülük akımının önemli isimleridir.
Teknikler
Gerçeküstücü sanat, bunun altında şiir, düz yazı ve resim, üretim aşamasında birçok özgün teknik ve oyun kullanmaktadır. Bunlardan birçoğu özgür hayalgücünü arttırmak ve bilinçin etkisini azaltmak üzerine kuruludur. Bilinçdışı üretim gerçeküstücülükte merkezdedir.
Özdevim
Otomatizm olarak da bilinen bu teknik, gerçeküstücülüğün en önemli tekniklerindendir. Önemli örnekleri şunlardır;
Kendiliğinden çizim ve resim
Kendiliğinden çizimin amacı bilinçaltını ortaya çıkarmaktır. El çizim yapılan ortam üzerinde rastgele hareketler yapar. Şans eseri ve/veya hatalar ile bilinçaltı ortaya çıkarılmaya çalışılır.
İlk örneklerini André Masson üretmiştir. Ünlü uygulayıcıları Joan Miro, Salvador Dali, Jean Arp ve Andre Breton'dur. Daha sonraları ressamlar bunu resimlerinde de uygulamışlardır. Elektronik ortamlarda da örnekleri bulunur. Pablo Picasso da, eskiz ve litografilerinde bu tarz denemelerde bulunmak istediğini belirtmiştir.
Diğer yandan bu tür çalışmalar ana akım gerçeküstücülük tarafından eleştirilmiştir de. Çizimin doğası ve yapılan hatalardan dolayı hiçbir zaman bilinçdışında kalınamayacağı ileri sürülmüştür; "Masson'a göre kendiliğinden görseller iki farklı aşama içerir, bilinç ve bilinçsiz." [1]
Kendiliğinden yazın
Kendiliğinden yazın, bilinçli bir süreçten geçmeyen yazma tekniğinin ürünüdür. Bu teknikte yazan kişi yazıya bilinciyle müdahale etmez, akıcı bir şekilde yazar. Daha sonra da yazısı üzerinde düzeltmeler, eklemeler yapmaz. Bazı durumlarda ise yazan kişi trans halindedir.
Kendiliğinden şiir
En eski gerçeküstücü tekniktir. Dadaist kökleri bulunur.
Kalligram
Guillaume Apollinaire tarafından geliştirilmiştir. Kendiliğinden şiire benzer. Şiirde kelimeler ve harfler bir şekli tamamlar, bu şekil şiirin konusuyla ilgili olur.
Dekalkomani
Max Ernst uygulayıcılarındandır. Tuvale kalın bir boya tabakası sürüldükten sonra boya hala kurumamış iken, üstü folyo türü malzemeyle kaplanır. Malzeme kaldırıldıktan sonra, tuvalde kalan kısım resmin iskeletini oluşturur.
Grataj
Max Ernst ve Joan Miró'nun uyguladıkları bu teknik, tuvalden kurumuş boyanın kazımasıyla yapılır.[2]
İstemsiz heykelcilik
Farkında olmadan, bilinçsizce cisimlerin formlarını değiştirmektir.[3]
Bu cisimler ataç, kâğıt parçası gibi sıradan şeyler de olabilirler.
Diğerleri
- Kolaj
- Kesip biçme
- Yansılama
- Üst Özdevim
Notlar
- The Surrealists: Revolutionaries in art & writing 1919-1935, Jemma Montagu, page 15
- "Joan Miró . Galeria d'Antiretrats". 30 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Eylül 2013.
- "Arşivlenmiş kopya". 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2020.