Anadolu tarihi

Anadolu tarihi, Batı Asya yarım adası Anadolu etrafında yerleşen birçok devlet ve uygarlığı kapsar. Ayrıca Latince adı olan Asia Minor Ön Asya olarak da isimlendirilir. Coğrafi olarak modern Türkiye'nin, batıda Ege Denizi'nden doğuda Ermenistan sınırındaki dağlara kuzeyde Karadeniz'den ve güneyde Akdeniz'e kadarki kısmını oluşturur.

Anadolu'daki ilk uygarlık izlerine orta ve doğu Anadolu'daki arkeolojik bulgularda rastlıyoruz. Bazı eski halkların kökenlerindeki sırlar henüz bilinmemesine karşın, Hatti, Akad, Asur, Luvi ve Hitit uygarlıklarının kalıntıları; halklarının günlük yaşamları ve ticaret hayatları ile ilgili pek çok örnek sunuyor.

Hititler'in düşüşünden sonra Anadolu'nun batı yakasında Lidyalılar ve Frigyalılar sahneye çıktı. O dönemde onlar için tek tehdit olarak Pers Krallığı görünüyordu. Lidyalıları yıkan Persler döneminde Anadolu'da da liman şehirleri gelişti ve zenginleşti. Zaman zaman isyanlar olsa da bu isyanlar çok büyük tehdit oluşturmadı.

Sonunda Büyük İskender sahneye çıktı ve III. Darius'a karşı kazandığı zaferlerle tüm bölgenin kontrolünü ele geçirdi. Ölümünden sonra, kazandığı topraklar; güvendiği generallerinden birçokları ve ayakta kalmayı başaran Galya, Pergamon, Pontus ve Mısır'daki diğer güçlü hükümdarlar arasında bölüşüldü. İskender'in payından en fazla dilimi alan Selevkos İmparatorluğu, Romalıların iştahını kabarttı ve Romalılar bölgeyi parça parça ele geçirdiler. Romalılar yerel yönetimlere büyük yetkiler tanıdılar ve askeri güç sağlayarak bölgeyi güçlendirdiler. Bunun sonucunda Konstantin, Konstantinapol'de yeni bir doğu imparatorluğu olan Bizans İmparatorluğu'nu kurdu. Bizans başlangıçta akıllı yöneticilerle zenginleşti ancak sonra yönetimdeki ihmaller ve Moğol saldırılarından büyük zararlar gördü.

Türkler'in Anadolu'ya girmesinden sonra, Selçuklu ve İlhanlı orduları kısa bir süre içinde Bizans topraklarının büyük kısmını ve ticaret merkezlerini ele geçirdi. En sonunda da Osmanlılar II. Mehmet ile 1453'te Konstantinapol'u fethetti ve 1058 yıllık Bizans İmparatorluğu'na son verdi.

Osmanlılar 1453'ten sonra uzun yıllar boyunca diğer dinlere de hoş gürülü davrandı ve çok başarılı oldular ülkenin sınırlarını Kuzey Afrika'dan, Orta Avrupa'ya kadar genişlettiler. Sonra Rusya ile savaşları, kötü yönetimler ve ülkedeki diğer halkların ayaklanmaları imparatorluğu zayıflattı. Yeniçeri ayaklanmalarından sonra yeniçeri ocağı kapatıldı. Ekonomiyi düzeltmek için yapılan reformlar, ağır vergi ve harçlar olarak kendisini gösterdi ve karlı olan ticareti tersine çevirdi. Sonunda umutsuzluk, imparatorluğu Almanya ve Avusturya yanında I. Dünya Savaşı'na katılmaya zorladı. Savaştan yenilgiyle ayrıldıktan sonra devletin elinde sadece Anadolu toprakları kalmıştı ve bu topraklara da Yunanların göz dikmesi yeni bir savaşın başlangıcı oldu. Yunanları yendikten sonra Mustafa Kemal Atatürk 1922'de Osmanlı Devleti'ni ortadan kaldırdı ve Anadolu'da yeni bir devlet Türkiye'yi kurdu. O zamandan beridir Türkiye Devleti, Anadolu topraklarında varlığını modern bir ülke olarak sürdürmektedir.

Taş Devri

Yontma Taş Devri (Paleolitik Dönem)

Bu çağ buzul devrin olduğu,insanların henüz üretime geçmedikleri, mağara ve ağaç kovuklarında barındıkları bir dönemdir. Bu dönemin Anadolu'daki izlerini, günümüzde Göbeklitepe, Karain, Beldibi ve Belbaşı Mağaralarında bulmak mümkündür.

Cilalı Taş Devri (Neolitik Dönem)

Asya ve Avrupa'nın stratejik kesişme bölgesinde olmasından dolayı, Anadolu tarih öncesi Prehistorya çağlardan beri pek çok uygarlıklar için beşik olmuştur. Çatalhöyük, Çayönü, Hacilar, Göbekli Tepe ve Yumuktepe bu uygarliklardan bazılarının ilk yerleşim yerleri olmuştur.

Tunç Çağı

İlk Tunç Çağı

Anadolu'da tunçun metal olarak kullanılması milattan önce 4. binyılda Karaz Kültürü etkisiyle oldu. Bölgeye Akkadlar gelene kadar Anadolu tarih öncesi çağlarını yaşıyordu. Üretim için çeşitli malzemeleri buradan sağlama amacındaki Akad İmparatorluğu M.Ö 2400 yılında Büyük Sargon liderliğinde bölgeyi etkisi altına aldı.[1] Anadolu'nun çok zengin bakır rezervleri olduğu halde tunç için gerekli kalay yeterli miktarda bulunamıyordu.[2] Akadlar mezopotamyadaki iklim değişiklikleri ve ticareti olumsuz etkileyen insan gücünün azalması sonucu zayıfladı. Yaklaşık M.Ö 2150'de Gutlar, Akkad iparatorluğu'na son verdi.[3]

Orta Tunç Çağı

Gutları yenen Asurlular gümüş başta olmak üzere bölgedeki maden kaynaklarına sahip çıktı. Asurluların Kaniş'te bulunan çivi yazısı tabletlerinden, gelişmiş ticaret hayatına sahip oldukları anlaşılıyordu.[1]

Son Tunç Çağı

Bir Hitit Töreni Betimlemeli Çivi Yazısı Tableti , Boğazkale, Türkiye.

M.Ö. 14. yüzyılda Hitit İmparatorlğu gücünün zirvesine ulaştı; orta Anadolu, Suriye'nin kuzeybatısı ve yukarı Mezopotamya'ya kadar yayıldı. Kizzuvatna ticaret yolları açısından önemli bir bölge olan Hatti'yi Suriye'den ayırarak ele geçirdi. İki devlet arasında barış anlaşmaları imzalandı sınırlar korundu ta ki Hitit Kralı I. Şuppiluliuma, Kizzuvatna'yı tamamen ele geçirinceye kadar. Her ne kadar Kizzuvatna uygarlığı bitse de Hititler, Comona ve Kilikya'da onların kültürlerini korumalarına izin vermiştir.[4]

M.Ö. 1180'den sonra Levant bölgesine Deniz Kavimlerinin gelmesiyle, imparatorluk dağıldı ve bir kısmı M.Ö 8nci YY'a kadar ayakta duracak olan küçük şehir devletleri(Geç Hititler) ortaya çıktı.

Demir Çağı

En güçlü olduğu dönemde Frigya M.Ö 9.-7.YY.

Hititler'in parçalanması sırasından Balkanlardan Anadolu'ya gelen Frigler kısa bir süre içinde Anadolulaştılar, büyük oranda Hitit etkisi altında kalsalar da kendilerine özgü bir kültür oluşturdular.[5] Başkentleri Gordion'du. En tanınmış Kralları son Kral Midas hakkında üretilen birçok efsane oldu. "Eşek kulak"larıyla ya da "Dokunduğu her şeyi altına çevirmesiyle" ünlendi. Asur kaynaklarında Frigyalılardan Muşkiler, Midas'dan da Mita olarak bahsedilir. Asurlular Midas'ı tehlikeli bir rakip olarak kabul ettiler ve Frigya ile M.Ö 709'da barış anlaşması imzaladılar. Ancak bu anlaşmanın Kimmerler için bir anlamı yoktu ve Kimmerler yaptıkları akınlarla Frigya Krallığı'nı yıkıp Kral Midas'ı da öldürdüler (M.Ö 696).[6]

Klasik Antik Dönem

Lidya Krallığı

Bir aslan ve boğanın tasvir edildiği elektrum Lidya sikkesi.

Lidyalıların bilinen en parlak dönemi M.Ö. 700-550 yılları arasıdır. Bu dönem Mermnadlar Hanedanı dönemidir. Lidya adı Mermnadlar Hanedanının ilk kralı olan Giges'ten itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Giges hakkında bilinenler eski Yunan tarihçisi Herodot'a dayalıdır. Herodot, Giges'in Miletos, Smyrna ve Kolofon'a karşı saldırgan bir politika izlediğini söylemiştir. Gyges'ten sonra sırasıyla Ardys, Sadyattes, Alyattes ve Kroisos hüküm sürmüşlerdir. Yine Herodot, Alyattes'in Smirna ve Klazomenai (Urla) kent devletlerine saldırdığını söylemiştir. Fakat Herodot'a göre Alyattes, Klazomenaililer'le yaptığı savaşta yenilmiştir. Lydialıar açısından Anadolu'nun batı kıyılarındaki eski Yunan kolonileri Lydia devleti ile deniz arasında bir engel oluşturmuşlardır. Oysa Lydia tarihinin henüz efsanelerle karışık olduğu çağlarda İzmir Körfezi kıyılarından hareketle yurtlarından ayrılan Tirenyalıların Akdeniz'de bir süre ciddi bir güç oluşturdukları bilinmekte, bu denizciler daha sonra günümüzdeki kuzey İtalya'da kurulan Etrüsk medeniyeti ile ilişkilendirilmektedir. M.Ö. 546 yılında Ahameniş İmparatorluğu, Lydia Krallığının başkenti Sardes'i ele geçirip Lydia Krallığına son vermişlerdir.Böylelikle Anadolu 200 yıllık Pers egemenliği dönemine girmiştir.

Ahameniş İmparatorluğu

M.Ö. 550'de, bir yüzyıl zor bela ayakta durmayı başaran Med İmparatorluğu, ani bir Pers isyanıyla yıkıldı. Serveti çok fazla olan Lidya Kralı Krezüs bu serveti Pers Kralı Büyük Kiros'a saldırmak için kullandı. Bu hareketiyle ülkesinin sonunu getirdi ve Persler M.Ö. 546'da Lidya başkenti Sardes'i yerle bir etti. İyonya Krallığı ve Lidya'dan arta kalan şehirler Pers buyruğuna girmeyi reddettiler, savaşmak için hazırlık yaptılar ve Sparta'dan yardım istediler. Sparta beklenilen yardımı yapmadı, Kiros'a sadece bir elçi göndererek onu uyardı. Sonuç olarak daha fazla direnemediler; Phokaiadakiler Korsika'ya, Teosdakiler de Trakyadaki Abdera kentine kaçtılar. Geri kalanlarda Perslere teslim oldu. Kiros'tan sonra tahta geçen, I. Darius yönetiminde de imparatorluk genişlemeye devam etti. Genişleyen toprakları etkin idare için I. Darius satraplık sistemini kurdu.

M.Ö. 502'de Nakse adasında başlayan Perslere karşı İyonya İsyanı'nına Milet satrapı Aristagoras önce Perslere yardım etmek üzere Nakse Adasına hücum etmekle başladı; fakat isyanı bastırmada başarılı olamayınca o da isyancılara katıldı ve hatta daha sonra onlara liderlik etti. Atenalıların da yardımlarıyla bir süre Anadolu'ya yayılan isyancılar Efes Savaşı'nda yenildiler. Bu yenilgiyi M.Ö 493'te Lade'deki yenilgi takip etti ve Persler isyana son noktayı koydular.[7] Her ne kadar Karya Pers İmparatorluğu'na bağlı bir satraplık olsa da, oraya atanan Hekatomnus kendine avantaj sağlamayı bildi. Bir taraftan Perslere düzenli haraç verirken diğer taraftan bölgeyi kontrolü altına aldı. Hekatomnus'un oğlu Mosolus başkenti Milas'tan Halikarnas'a taşıdı. Güçlü bir donanma kurdu ve bu gücünü kurnazca bir plan dahilinde Sakız, Kos ve Rodos adalarını Atina'dan ayırmak için kullandı. Daha sonra bu adalar bağımsızlıklarını ilan ettiler. Mosolus planının başarıya ulaştığını göremeden öldü ve ülke yönetimini eşi Artemis devraldı. Büyük İskender'in sahneye çıkışına kadar bir yirmi yıl daha Karya Hekatomnus'un ailesi tarafından yönetildi.[8]

Helenistik Dönem

Yaşadığı dönemde yapılan bir mozaik, Onun en gerçekçi yüz resmi olarak bilinir

Büyük İskender

M.Ö 336'da Makedon Kralı Filip beklenmedik şekilde öldürülünce tahta o dönem çok meşhur olan oğlu İskender geçti. Perslerle savaşmaya yetecek büyüklükte bir ordu ve onların güçlü donanmaları karşısında dayanacak bir donanma kurmak için hemen çalışmaya koyuldu. Perslerle ilk olarak Biga Çayı'nın yakınlarında Granicus Savaşı'nda karşılaştı ve onları bozguna uğrattı. Zaferin ivmesiyle batı kıyılarına yöneldi, Lidya ve İyonya'yı sırayla bağısızlıklarına kavuşturdu. Milet'in de alınması, Makedon donanmasının işini diğer şehirler alınırken kolaylaştırdı. Bu bölgedeki kontrolü sağladıktan sonra İskender içeriye yöneldi ve Frigya, Kapadokya ve en son Kilikya'ya kadar ulaştı. Daha sonra III. Darius komutasındaki Pers ordusuyla İskenderun ovasında karşı karşıya geldi. Büyük bir yenilgiye uğratılan Darius Fırat'ın doğusuna kadar sürüldü, böylece Anadolu'daki Pers hakimiyeti son bulmuş oldu.

İskender İmparatorluğu'nun Parçalanması

M.Ö 323'te İskender'in ani ölümü ardında geniş bir imparatorluk ve yönetim boşluğu bıraktı. Tahtın varisi yarı üvey kardeşi Arrhidaeus ülkeyi yönetecek güce sahip değildi. Toprakları paylaşmak için generalleri arasında savaşlar çıktı. Süvarilerin başındaki Pertikas, ardından Frigya satrapı Antigonus bir süre topraklara egemen oldular.[1] Mısır Valisi Ptolemi ile İskender'in güçlü generalleri Lysimakhos ve Selevkos İpsus Savaşı'ndan sonra ortak düşmanları Antigonus'a karşı güçbirliğine gittiler. Çekişmeler sonucu İskender İmparatorluğu dört parçaya bölündü. Ptolemi Mısır, Levant'ın büyük bir kısmı ve Anadolu'nun güneyini , Lysimakhos Anadolu ve Trakya'yı, Selevkos ise Anadolu'nun geri kalanını aldı ve Selevkos İmparatorluğu'nu kurdu. Bu arada Pontus Kralı Mitriates de ülkesinin bağımsızlığını ilan etti.[9]

Selevkos İmparatorluğu

Selevkos İmparatorluğu M.Ö 323

İmparatorluğun kurucusu I. Selevkos Nikator babası Antiokus'un adını vererek Antakya şehrini kurdu ve burayı başkent yaptı. Orduya çok önem veren Selevkos yönetimi kolaylaştırmak için ülkeyi 72 ayrı satraplığa böldü. Eski arkadaşı Lysimakhos'la aralarında anlaşmazlık çıkınca M.Ö 281'de Selevkus ona karşı savaş açtı ve Korupedyon Savaşı'nda Lysimakhos'u yenerek topraklarını ele geçirdi. Ancak gelecekteki Makedon Kralı Ptolemi Keranus tarafından suikastle öldürüldü.[9]

Selevkos'un ölümünden sonra , imparatorluk içerden ve dışarıdan birçok saldırıya maruz kaldı. Selevkos'un oğlu I. Antiokus Galatların saldırılarını savuşturduysa da Pergamon Kralı Eumenes'i yenemedi ve M.Ö 262'de Pergamon'a bağımsızlık vermek zorunda kaldı.[10]

Partlar ve Pergamon M.Ö 200

Orta çağ

Haçlı seferleri

Anadolu Beylikleri

Osmanlı İmparatorluğu

Anadolu'nun Türkler tarafından fethedilmesi ve Selçuklular İmparatorluğu'nun yükselmesi 11.nci yüzyılda başlar.[11] Bu yavaş yavaş idi.Anadolu'nun tamamen fethi Osmanlı İmparatorluğu' nun İstanbul'u 1453 yılında elde etmesiyle kesinlik kazandı.Burada yaşayanlar pek çok farklı inancı destekliyordu.Musevilik,Hristiyanlık ve İslam.Özellikle İspanya ve Portekiz' den kovulan Yahudi 'ler ve 1492 yılında İspanyol'ların yeniden feth olayından sonra buradan kovulan Yahudi ve Müsliman göçmenler İstanbul'a yerleşti.[12][13][14]

Ayrıca bakınız

Notlar

  1. Freeman, Charles (1999). Egypt, Greece and Rome: Civilizations of the Ancient Mediterranean. Oxford University Press. ISBN 0198721943.
  2. Trevor Bryce, The Kingdom of the Hittites, rev. ed, 2005:9.
  3. Saggs, H.W.F. (2000). Babylonians. University of California Press. ISBN 0520202228.
  4. Hawkins, John David (2000). Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriptions. Walter de Gruyter. ISBN 3110148706.
  5. http://www.britannica.com/eb/article-9059836/Phrygia%7Cauthor=Garance Fiedler|erişimtarihi=2007-10-19
  6. title=The legends and the truth about King Midas|url=http://www.phrygians.org/midas.html%7Cauthor=Encyclopædia%5Bölü/kırık+bağlantı%5D Britannica Online|erişimtarihi=2007-10-19
  7. "The Works of Herodotus". MIT. 13 Aralık 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2007.
  8. Bury, John Bagnell (1913). A History of Greece to the Death of Alexander the Great. Macmillan.
  9. Rawlinson, George (1900). Ancient History: From the Earliest Times to the Fall of the Western Empire. The Colonial Press.
  10. Bevan, Edwyn Robert (1902). The House of Seleucus. E. Arnold.
  11. Brittanica map."Anatolia:Rum sultanate and Seljug empire, c.1080-1243"
  12. "Arşivlenmiş kopya". 29 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2007.
  13. "Arşivlenmiş kopya". 23 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2007.
  14. "Arşivlenmiş kopya". 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2007.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.