Enver Paşa

Enver Paşa (Osmanlı Türkçesi: انور پاشا, doğum adı: İsmail Enver, اسماعيل انور‎; 22 Kasım 1881 – 4 Ağustos 1922), Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında etkin olan Osmanlı askeri ve siyasetçisi. 3. Ordu ve Kafkas İslam Ordusu komutanlığı yapmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önemli önderleri arasında bulunmuş, 1913'te Bâb-ı Âli Baskını adı verilen askeri darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlamış, 1914'te Almanya ile askeri ittifaka önayak olarak Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesine öncülük etmiş, savaş yıllarında Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili sıfatıyla askeri politikayı yönetmiştir. Bu savaş sırasında meydana gelen Ermeni Tehciri'ni hazırlayanlardan biridir. I. Dünya Savaşı'nın yenilgi ile sonuçlanması üzerine, Almanya ve Rusya'da Türk halklarının bir araya getirilmesi amaçlı pek çok mücadelede bulunmuş, Sovyet hükûmetinin desteğini kaybettikten sonra Orta Asya'daki Türk halklarını ayaklandırmak amacıyla gittiği Türkistan'da Bolşeviklere karşı yaptığı bir çatışma sırasında ölmüştür.

Enver Paşa
Harbiye Nazırı
Görev süresi
3 Ocak 1914 - 14 Ekim 1918
Yerine geldiği Ahmed İzzet Paşa
Yerine gelen Ahmed İzzet Paşa
Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Reisi
Görev süresi
8 Ocak 1914 - 14 Ekim 1918
Yerine geldiği Mehmed Hadi Paşa
Yerine gelen Ahmed İzzet Paşa
Osmanlı Orduları Başkomutan Vekili
Görev süresi
8 Ocak 1914 - 3 Temmuz 1918
Hükümdar V. Mehmed Reşad
Osmanlı Orduları Başkomutanlık
Kurmay Başkanı
Görev süresi
3 Temmuz 1918 - 14 Ekim 1918
Hükümdar VI. Mehmed Vahdettin
Kişisel bilgiler
Doğum İsmail Enver
22 Kasım 1881(1881-11-22)
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 4 Ağustos 1922 (40 yaşında)
Çeğen köyü, Türkistan, Rusya SFSC (bugünkü Tacikistan)
Yattığı yer Abide-i Hürriyet
Partisi İttihat ve Terakki
Evlilik(ler) Naciye Sultan
Çocuk(lar) Türkân Mayatepek
Ali Enver Akoğlu
Mahpeyker Ürgüp
Bitirdiği okul Mekteb-i Erkân-ı Harbiye
Mesleği Asker, siyasetçi
Dini İslam
Ödülleri
İmzası
Askerî hizmeti
Takma adı Edirne Fatihi
Gazi-i Namdar
Şehid-i Âla
Hürriyet Kahramanı
Bağlılığı  Osmanlı İmparatorluğu
Branşı  Osmanlı ordusu
Hizmet yılları 1899-1918
Rütbesi Birinci Ferik
Birimi Berlin Askeri Ataşesi, 10. Kolordu Kurmay Başkanı
Komutası Bingazi Bölgesi Genel Komutanlığı, 3. Ordu, Kafkas İslam Ordusu
Çatışma/savaşları Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı, Sarıkamış Harekâtı, Bakü Muharebesi, Rus İç Savaşı, Çanakkale Savaşı
Enver Paşa

1914'te Padişah Abdülmecit'in torunu (Şehzade Süleyman'ın kızı) Naciye Sultan'la evlenerek Osmanlı hanedanına damat olmuştur. Bu evlilikten Türkân Mayatepek (ö. 1989) ve Mahpeyker Ürgüp adlı kızları ve Ali Enver Akoğlu (1921-1971) adlı bir oğlu vardır. Enver Paşa, Genelkurmay eski başkanlarından Kazım Orbay'ın da kayınbiraderiydi.

Yaşam öyküsü

Ailesi

Enver Paşa, Babası Hacı Ahmet Paşa ve kardeşi Nuri Paşa (Killigil)

1881'de İstanbul Divanyolu'nda dünyaya geldi. Babası bayındırlık teşkilatında inşaat teknisyeni Hacı Ahmet Paşa (kendisi aynı zamanda Malta sürgünlerindendir),[1] annesi Ayşe Dilara Hanım'dır.[2] Anne tarafından Arnavut kökenli olduğu iddia edilir.[3] Baba tarafından soyu Gagavuz Türklerine dayanır.[4] Ailenin 5 çocuğundan en büyüğüdür.[5] Önce Nafia Nezareti (Bayındırlık Bakanlığı)'nda fen memurluğu yapan daha sonra Surre Emini (Surre-i Hümâyûn Alayı Emini) görevine getirilen ve sivil paşalığa yükselen Hacı Ahmet Paşa'nın tayinleri nedeniyle çocukluğu farklı şehirlerde geçti. Kardeşleri Nuri (Nuri Paşa-Killigil), Kâmil (Killigil-Hariciyeci), Mediha (General Kazım Orbay ile evlenecektir) ve Hasene'ydi (Selanik Merkez Kumandanı Nazım Bey ile evlenecektir).

Eğitimi

Üç yaşında evlerinin yakınındaki İbtidaî Okulu'na (ilkokul) gitti. Daha sonra Fatih Mekteb-i İbtidaîsi'ne girdi ve ikinci sınıftayken babasının Manastır'a tayin olması nedeniyle bırakmak zorunda kaldı. Yaşı küçük olmasına karşın 1889'da Manastır Askeri Rüştiyesi'ne (ortaokul) kabul edilmeyi başardı ve oradan 1893'te mezun oldu. Eğitimine 15. sırada girdiği Manastır Askerî İdadisi'nde devam etti ve 1896 yılında 6. sırada mezun oldu. Harp Okulu'na geçti ve bu okulu 1899'da 4. sırada piyade teğmeni olarak bitirdi. Harp Okulu'nda okurken kendisi gibi henüz öğrenci olan amcası Halil Paşa ile birlikte tutuklandı ve Yıldız mahkemelerinde yargılanıp serbest bırakıldı. Harp Akademisini 2. olarak bitirdi ve 23 Kasım 1902'de Kurmay Yüzbaşı olarak Üçüncü Ordu'nun emrinde Manastır 13. Topçu Alayı 1. Bölüğü'ne verildi.[4]

Askerliği (ilk dönem)

Manastır, Koçana ve Üsküp'te çeşitli askeri görevlerde bulunduktan sonra 1904'te kolağası (önyüzbaşı), 30 Ağustos 1906'da binbaşı oldu. Ekim 1907'de Manastır civarında eşkiya takibi ile görevlendirildi. 1908 yılına kadar devam ettiği bu görev sırasında Bulgar çetelerine karşı verdiği mücadeleler, onda milliyetçilik fikrinin gelişmesinde rol oynadı. Çatışmalarda bacağından yaralanarak bir ay hastanede kaldı. Bu bölgedeki çalışmalarından ötürü 4. ve 3. Mecidiye, 4. Osmaniye nişanlarıyla altın Liyakat Madalyasına layık görüldü.[2]

Hürriyet kahramanı

Amcası Yüzbaşı Halil Bey ile konuşarak[6] merkezi Paris'te bulunan Jön Türk Hareketi'nin Selanik'teki bir kolu olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'ne (sonraki adıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti) katılmayı kabul etti. (Tahminen Mayıs 1906)[7] Bursalı Mehmet Tahir Bey'in rehberliği[6] ile cemiyete, on ikinci üye olarak kabul edildi. Kendisine cemiyetin Manastır şubesini kurma görevi verildi.[5]

Enver Bey ve Resneli Niyazi Bey

İttihat ve Terakki'nin başlattığı ihtilal hareketleri içinde yer alan Binbaşı Enver Bey, kız kardeşi Hasene Hanım'ın eşi olan ve sarayın adamı olarak bilinen Selanik Merkez Kumandanı Kurmay Albay Nazım Bey'i öldürme planı içinde yer aldı.[8] 11 Haziran 1908 günü gerçekleşen suikast girişimi Nazım Bey'in ve onu öldürmekle görevli fedai Mustafa Necip Bey'in yaralanması ile sonuçlanırken Enver Bey, Divan-ı Harb'e sevk edildi. Ancak İstanbul'a gitmek yerine 12 Haziran gecesi dağa çıkıp ihtilal başlatmak üzere Manastır'a doğru yola çıktı. Resne'de Resneli Niyazi Bey'in dağa çıktığını öğrenince Manastır yerine Tikveş'e yöneldi ve cemiyeti orada yaymaya çalıştı.[6] Ohrili Eyüp Sabri Bey de onu izledi. Bu hareket padişah tarafından II. Meşrutiyet'in ilan edilmesinde önemli rol oynadı. Dağa çıkan subaylar arasında en kıdemlisi olduğu ve önemli faaliyetler gerçekleştirdiği için Enver Bey, bir anda “hürriyet kahramanı” olarak kabul edildi, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin askeri kanadının en önemli isimlerinden birisi oldu. Meşrutiyetin ilanından sonra Makedonya Genel Müfettişliği ve Berlin Askeri Ataşeliği gibi görevlerde bulundu.

Berlin Askeri Ataşeliği

Hareket Ordusu komutanları ve kurmaylarıyla

5 Mart 1909'da Berlin Askeri Ataşesi olarak görevlendirilen Enver Bey, bu görev sırasında Alman kültürü ile tanıştı ve çok etkilendi.[5] İstanbul'da 31 Mart Olayı'nın patlak vermesi üzerine geçici olarak yurda döndü. İsyanı bastırmak üzere Selanik'ten İstanbul'a giden ve komutanlığını Mahmut Şevket Paşa'nın üstlendiği Hareket Ordusu'na katıldı; hareketin kurmay başkanlığını Kolağası Mustafa Kemal Bey'den devraldı. İsyan bastırıldıktan sonra II. Abdülhamit tahttan indirilmiş, yerine Mehmet Reşat geçmişti. Kurulan İbrahim Hakkı Paşa kabinesinde Harbiye Nazırlığı görevi beklenildiği gibi Enver Bey'e değil, Mahmut Şevket Paşa'ya verildi.

Enver Bey, isyan bastırıldıktan sonra tekrar Berlin'e gitti. 1911'de İstanbul'a döndü ve Sultan Mehmet Reşat'ın yeğeni Naciye Sultan ile nişanlandı. Arnavutluk'ta çıkan isyan üzerine gittiği İşkodra'da isyanın bastırılmasında etkili oldu. Daha sonra Berlin'e geçtiyse de İtalyanların Trablusgarp'a saldırmaları üzerine yurda döndü.

Trablusgarp'ta Enver Paşa

Trablusgarp Savaşı

Enver Bey, İtalyanlara karşı bir gerilla savaşı yürütülmesi fikrini İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerine kabul ettirdikten sonra Kolağası Mustafa Kemal Bey ve Paris Ataşemiliteri Binbaşı Fethi (Okyar) Bey gibi isimlerle bölgeye gitmeye koyuldu. İstanbul'dan bir gemiyle 25 Eylül 1911 tarihinde yola çıktı. Gizli görevde olduğu için önce bir doktor, daha sonra da Suriyeli bir tüccar kılığında yolculuk yaptı. 15 Ekim 1911'de İskenderiye'ye ulaştı, oradan da deve üstünde çok zorlu bir yolculuğun ardından 22 Ekim 1911'de Trablusgarp'a geçti.[9] Bingazi ve Derne'deki kuvvetlerin başına geçti; Hanedan damadı olmasının da kazandırdığı saygınlıkla 20 bin kişiyi seferber etmeyi başardı ve adına para bastırarak bölgeye hakim oldu.[10] Bir yıl süren mücadele sonunda, Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine diğer Türk subaylarla birlikte İstanbul'a çağrıldığı için bölgeyi 25 Kasım 1912'de terk etti.[11] İtalyan kuvvetlerine karşı verdiği başarılı mücadele nedeniyle 1912'de yarbaylığa yükseldi.[12]

Balkan Savaşı ve Bâb-ı Âli Baskını

Balkan Savaşı'na katılmak üzere diğer gönüllü subaylarla birlikte Bingazi'den ayrılan Yarbay Enver Bey, düşman kuvvetlerinin Çatalca'da durdurulmasında önemli rol oynadı.[12] I. Balkan Savaşı yenilgi ile sonuçlanmıştı. Kamil Paşa hükûmeti, kendilerine Londra Konferansı'nda önerilen Midye-Enez sınırını kabule yanaşıyordu. İttihatçıların kendi aralarında yaptığı ve Enver Bey'in de katıldığı toplantıdan zor kullanarak hükûmeti devirme kararı çıktı. 23 Ocak 1913 günü Enver Bey'in öncü rolü oynadığı Bâb-ı Âli Baskını gerçekleşti. Baskın sırasında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa, Yakup Cemil tarafından öldürüldü; Enver Bey, Mehmet Kamil Paşa'ya istifasını imzalattı ve padişahı ziyaret ederek Mahmut Şevket Paşa'nın sadrazam olmasını sağladı. Böylece İttihat ve terakki Cemiyeti askerî darbe ile iktidarı ele geçirmiş oldu.

Bâb-ı Âli Baskını'ndan sonra, Enver Bey, Bulgar ordusu başka cephelerde savaşmakta olduğundan, direnişle karşılaşmadan, 22 Temmuz 1913'te Edirne'ye girdi. Bu gelişme üzerine saygınlığı artan Enver Bey, “Edirne Fatihi” unvanını aldı.[12] Rütbesi albaylığa (18 Aralık 1913), kısa bir süre sonra da generalliğe (5 Ocak 1914) yükseltildi.[12] Hemen ardından istifa ettirilen Harbiye Nazırı Ahmet İzzet Paşa'nın yerine Harbiye Nazırı oldu. Bu arada, Sultan Mehmet Reşat'ın yeğeni Emine Naciye Sultan ile Baltalimanı'ndaki Damat Ferit Paşa Konağı'nda yapılan düğünle evlenerek “Damad-ı Şehriyari” oldu (5 Mart 1914).

Harbiye Nazırlığı

Harbiye Nazırı olduktan sonra orduda bazı düzenlemeler yapan Enver Paşa, binden fazla yaşlı subayı ordudan tasfiye etti, genç subayları önemli görevlere getirdi.[6] Orduda Fransız modeli yerine Alman stilini uyguladı, birçok Alman subayı Türk ordusunda danışman olarak görevlendirildi. Alaylı subayların çoğunun işine son verdi, ordunun gençleşmesini sağladı.[12] Üniformalar değiştirildi; orduda okur yazarlığın artmasına çalıştı ve bunun için enveriye yazısı denilen bir alfabe uygulamaya kondu.[12] Mahmut Şevket Paşa'nın suikast sonucu öldürülmesinden sonra kurulan Said Halim Paşa kabinesinde ve onun görevden çekilmesi üzerine 1917'de kurulan Talat Paşa kabinesinde de devam ettiği Harbiye Nazırlığı, 14 Ekim 1918'e kadar sürdü.

I. Dünya Savaşı'na giriş

Harbiye Nazırı Enver Paşa, 2 Ağustos 1914'te Rusya'ya karşı gizli bir Türk-Alman ittifak anlaşması imzalanmasında önemli rol oynadı.[12] 10 Ağustos'ta Boğazlar'dan girmesine izin verilen iki Alman kruvazörünün 29 Ekim'de Rus Çarlığı liman ve gemilerine saldırması için gerekli onayı verdi. 14 Kasım'da Fatih Camii'nde okunan Cihad-ı Ekber ilanı ile devlet, resmen I. Dünya Savaşı'na katılmış oldu.

Enver Paşa Kubbetüs Sahra'yı ziyaret ederken (1916)

Sarıkamış Harekâtı

Enver Paşa, ülke I. Dünya Savaşı'na girdikten sonra Harbiye Nazırı olarak askerî harekâtın yönetimini eline aldı. 3. Ordu'nun Doğu Cephesi'nde Rus kuvvetlerine karşı giriştiği Sarıkamış Kış Harekâtı'nın komutanlığını üstlendi. Ocak 1915'te gerçekleşen harekâtta Türk birlikleri tam bir bozguna uğradı. Enver Paşa, ordunun komutasını Hakkı Hafız Paşa'ya bırakıp İstanbul'a döndü ve savaş boyunca başka hiçbir cephede komutanlık üstlenmedi.[12] Uzun bir süre İstanbul basınında Sarıkamış hakkında herhangi bir haber veya yayın yapılmasına izin vermedi.[13] 26 Nisan 1915'te Harbiye Nazırlığı'nın yanı sıra Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, Eylül ayında korgeneralliğe yükseldi.[12]

Çanakkale Savaşı

Sarıkamış Harekâtı ile Çanakkale Zaferi arasında sadece 61 gün vardır. Her ikisinde de Harbiye Nazırı (Savunma Bakanı) ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi (Genelkurmay Başkanı) Enver Paşa'dır.[14]

Ermeni Kırımı

1877-1878'deki 93 Harbi sırasında da yerli Ermenilerin Osmanlı'ya karşı yayılmacı Rus ordularının yanında çarpıştığını ve de cephe gerisinde isyanlar çıkarttığını bilen Enver Paşa, 2 Mayıs 1915'te Dahiliye Nazırı Talat Paşa'ya gönderdiği gizli telgraf ile isyancı Ermenilerin bölgeden uzaklaştırılmasını istedi.[15] Uygulama, Talat Paşa tarafından başlatıldı ve 27 Mayıs'ta Tehcir Kanunu çıkartılarak yürürlüğe konuldu.[16] Ancak kanun Ermenilerin topyekûn imparatorluktan sürülmesi için kullanıldı ve böylece ortaya çıkan Ermeni Kırımı yüz binlerce Ermeni'nin katledilmesine yol açtı.[16][17]

1917'de Kut ül-Amare'de İngiliz general Townshend'in tutsak alınması ve Kafkasya cephesinde Ruslara karşı elde edilen başarılar üzerine Enver Paşa'nın rütbesi orgeneralliğe yükseltildi.[12]

Yurt dışına kaçışı

Filistin, Irak ve Suriye'de Osmanlı ordusunun İngilizler karşısında sürekli yenilgiye uğraması üzerine Osmanlı Devleti'nin savaştaki yenilgisi kesinleşti. 14 Ekim 1918'de Talat Paşa kabinesi, ateşkes anlaşmalarını kolaylaştırmak için istifa ettiğinde Enver Paşa'nın harbiye nazırlığı görevi de sona erdi. İngilizlerin İttihat ve Terakki üyeleri hakkında yakalatma emri çıkarmasından sonra partili arkadaşlarıyla birlikte bir Alman torpidosuyla[18] yurt dışına kaçtı. Önce Odessa'ya, oradan da Berlin'e gitti; daha sonra Rusya'ya geçti. İstanbul'da Divan-ı Harp, rütbelerini geri aldı ve gıyabında ölüm cezasına çarptırdı. 1 Ocak 1919'da hükûmetçe askerlikten ihraç edildi.[6]

İttihat ve Terakki'yi örgütleme çalışmaları

İkdam'ın Talat, Enver ve Cemal Paşaların yurt dışına kaçışını duyuran ilk sayfası, 4 Kasım 1918.

1918-19 kışlarını kimliğini gizleyerek Berlin'de geçiren Enver Paşa, İttihat ve Terakki'yi yeniden örgütleme çalışmalarına girdi. Almanya'daki devrimci ayaklanmalara katılmak için Berlin'de bulunan Sovyet siyaset adamı ve gazeteci Karl Radek ile görüştü ve onun davetiyle Moskova'ya gitmek üzere yola çıktı. Ancak üçüncü denemesinde, 1920'de Moskova'ya gitmeyi başardı ve orada Sovyet Dışişleri Bakanı Çiçerin'le, Lenin'le görüştü. 1-8 Eylül 1920 tarihinde Bakü'de gerçekleşen Birinci Doğu Halkları Kurultayı'na Libya, Tunus, Cezayir ve Fas'ı temsilen katıldı. Ancak kongre önemli sonuçlar getirmedi. Sovyetlerin Türkiye ve başka Müslüman ülkelerdeki milliyetçi hareketleri gerçekten desteklemediği izlenimi alarak Ekim 1920'de Berlin'e döndü. 15 Mart 1921'de Talat Paşa'nın öldürülmesinden sonra İttihat ve Terakki'nin başlıca önderi durumuna geldi.

1921'de tekrar Moskova'ya giden Enver Paşa, Ankara Hükûmeti'nin Moskova'ya gönderdiği Bekir Sami Bey başkanlığındaki Türk delegeleriyle görüştü. Anadolu'daki Millî Mücadele hareketine katılmak istediyse de kabul edilmedi. TBMM'de bulunan bazı eski İttihatçılar, onun Mustafa Kemal Paşa'nın yerini almasını istiyorlardı. Temmuz 1921'de Batum'da bir İttihat ve Terakki kongresi topladı. 30 Temmuz'da Ankara'ya Yunan saldırısı başlayınca bir kurtarıcı gibi Anadolu'ya girmeyi umut eden Enver Paşa'nın bu umudu eylül ayında kazanılan Sakarya Meydan Muharebesi ile boşa çıktı.

İttihad-ı İslam kurma çabaları

1921 yılının Ekim ayında Orta Asya Müslümanlarını, sömürgeci İngilizlere karşı birleştirme ve bir İslam birliği kurma[19] niyetiyle Teşkilât-ı Mahsusa eski liderlerinden Kuşçubaşı Hacı Sami ve diğer İttihatçılarla birlikte Batum'dan Buhara'ya gitti. Enver Paşa'nın el yazısı vesikalarına sahip olan Murat Bardakçı da Enver Paşa'nın Turancı değil, İslamcı olduğunu yazar.[20] İslam Devleti'ni kurmak için büyük uğraşlarda bulundu ve Ruslara karşı savaşan Basmacıları örgütlenip Basmacı İsyanı'nı başlamasına destek verdi; fakat sonucu değiştirmesi mümkün olmadı.[21]

1922 Şubat'ında komutasında topladığı Basmacı birlikleri ile Duşanbe'yi ele geçirdi ve oradaki Sovyet garnizonunu tutsak aldı.[12] Ardından Horasan üzerine yürüyerek Kızıl Ordu birliklerinin Buhara ve Horasan'dan çekilmelerini istedi. 28 Haziran 1922'deki Kafiran Savaşı'nı kaybettikten sonra dağlara çekilmek zorunda kaldı. 4 Ağustos 1922'de Kurban Bayramı sırasında Tacikistan'da, Belçivan yakınlarında Yakov Arkadiyeviç Melkumov (Hagop Melkumyan) komutasındaki Bolşevik Ruslara karşı yapılan bir çarpışmada Rus mitralyözünün açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti ve Çeğen köyüne gömüldü.[10]

Naaşının Türkiye'ye getirilmesi

Naaşının taşınması, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Eylül 1995'te yaptığı Tacikistan gezisi sırasında gündeme geldi. Yetkililerin temaslarından sonra, başkent Duşanbe'nin yaklaşık 200 km doğusundaki Belçivan kentine bağlı Obtar köyünde bulunan Enver Paşa'nın mezarı, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Münif İslamoğlu başkanlığındaki uzmanlar ve bilim adamlarından oluşan 8 kişilik bir heyet tarafından 30 Temmuz 1996'da açıldı. Diş yapısından Enver Paşa'ya ait olduğu anlaşılan cenaze, Tacikistan'daki siyasi karışıklıklar nedeniyle zorlukla başkent Duşanbe'ye getirilebildi. Burada Türk bayrağına sarılı tabuta konularak İstanbul'daki resmi tören için hazırlandı.[22]

3 Ağustos 1996'da İstanbul'a getirilen naaşı bir gece Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'nde tutuldu. Ölüm yıldönümü olan 4 Ağustos 1996 tarihinde, Şişli Camii'nde 8 imamın kıldırdığı cenaze namazının ardından Şişli'deki Abide-i Hürriyet Tepesi'nde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Bakanlığı'nca ortak olarak hazırlanan, Talat Paşa'nın yanındaki mezara defnedildi.[23] Törene dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Millî Savunma Bakanı Turhan Tayan, Devlet Bakanı Abdullah Gül, Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, Kültür Bakanı İsmail Kahraman, ANAP Milletvekili İlhan Kesici ve İstanbul Valisi Rıdvan Yenişen'le Enver Paşa'nın torunu Osman Mayatepek'le diğer yakınları katıldı.

Popüler kültürdeki yeri

Resim galerisi

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Şimşir, Bilal N. (2009). Malta sürgünleri. Ankara: Bilgi Yayınevi. ISBN 9789752202610.
  2. Kösoğlu, Nevzat (2013). Şehit Enver Paşa. İstanbul: Ötüken Neşriyat. ISBN 9789754376816 |isbn= değerini kontrol edin: checksum (yardım).
  3. Mazower, Mark (2004), Salonica, City of Ghosts: Christians, Muslims and Jews 1430–1950, HarperCollins, s. 255, ISBN 9780375727382.
  4. Aydemir, Şevket Süreyya (1992). Makedonyaʼdan Ortaasyaʼya Enver Paşa. İstanbul: Remzi Kitabevi. ISBN 9789751403322.
  5. İlyas Kara, Basmacılık Hareketi'nde Enver Paşa'nın Rolü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Ortaçağ Tarihi Programı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2009]
  6. "Durdu Mehmet Burak, Enver Paşa'nın Hayatı ve İngiliz Belgelerindeki Düğün Raporu, Kastamonu Eğitim Dergisi Cilt 13 No:1 Mart 2005" (PDF). 3 Eylül 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2011.
  7. İnan, yayıma hazırlayan, Arı (1997). Enver Paşa'nın özel mektupları. Ankara: İmge Kitabevi. ISBN 9789755331874.
  8. M. Galip Baysan, Enver Paşa’yı Dağa Çıkaran Nedenler, Enverpasadergisi.net 21.11.2008
  9. Aydemir, Şevket Süreyya (2013). Enver Paşa. II. İstanbul: Remzi Kitabevi.
  10. Hakyemezoğlu, Serdar. "Buhara Cumhuriyeti ve Enver Paşa". Ezberbozanbilgiler.com. 7 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Haziran 2011.
  11. Enver Paşa'nın Trablusgarp Günlüğü. İstanbul: Tarih&Kuram Yayınları. 2015. s. 124.
  12. "Enver Paşa". Osmanlı Araştırmaları. 1 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Aralık 2010.
  13. Bardakçı, Murat (26 Aralık 2004). "Mezarlarını Arayan Sarıkamış Şehitlerinin Gizli Kalmış Günlüğü". Hürriyet. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Haziran 2011.
  14. Sarıkamış ve Çanakkale arasında Enver Paşa
  15. Altıntaş, Ahmet (Haziran 2005). "Osmanlı İmparatorluğu'nun Tehcir Kararı Alması ve Uygulaması" (PDF). Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 7 (1).
  16. "Before the Holocaust, Ottoman Jews supported the Armenian genocide's 'architect'". The ideologically motivated genocide took place under the supervision of the Committee of Union and Progress (CUP), led by three de facto leaders of the Ottoman Empire at the time: Ismail Enver, Ahmed Djemal, and Talaat. Collectively all three were known by their military titles as the “Three Pashas.”. The Times of Israel. 7 Eylül 2018. 7 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2020.
  17. "The Armenian Genocide". From 1915 to 1916 hundreds of thousands of Armenians were deported from their homeland in the eastern Ottoman Empire by the Ottoman authorities, who viewed them as a possible ally of Russia in World War I. Many were murdered or died from disease or starvation; estimates of the number who died range from 600,000 to 1.5 million. The events of 1915–16 are widely considered to be an instance of genocide, but the Turkish government has refused to recognize them as such. Encyclopedia Britannica. 4 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2020.
  18. Hermann-Baltzer (7 Mayıs 2005). "Talat Enver ve Cemal Paşa'nın Romantik Sonu". Bianet. 20 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Aralık 2010.
  19. Paksoy, H. B. Türk Tarihi, Toplumların Mayası ve Uygarlık. s. 143.
  20. Bardakçı, Murat (15 Temmuz 2012). "Kemal Bey! Enver Paşa Türkçü veya Turancı değil, İslâmcı idi". Haberturk.com. 6 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2016.
  21. Yılmaz, Mehmet; Ata, Feridun (Güz 2004). "Buhara Cumhuriyeti ve Basmacılık Hakkında İki Rapor" (PDF). Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 15.
  22. "Enver Paşa'nın naaşı bugün İstanbul'da". Milliyet. 3 Ağustos 1996.
  23. Yalçın, Soner (29 Nisan 2007). "Osmanlı'nın Anıtkabiri Abide-i Hürriyet'di". Hürriyet.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.