Orta Asya

Orta Asya, dar anlamıyla geçmişte Sovyetler Birliği'nin parçası olan beş ülkeyi (Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan) tanımlar. Geniş anlamda ise Afganistan, Pakistan'ın kuzeyi, Çin'in batısı (Doğu Türkistan ve Tibet), Moğolistan ve Rusya'nın bir kısmı ile kuzeydoğu İran'ı içeren bölge ve bölgeyi tanımlamak için kullanılan coğrafi terim. Asya'nın dünya okyanuslarından uzak iç kesimini belirtmek için kullanılır, bölgenin bu denizlere kapalı oluşu başlıca ana özelliğidir. Orta Asya, aynı zamanda Türk halklarının anayurdudur.

Orta Asya haritası: kuzeybatısında Kafkasya, kuzeydoğusunda Moğolistan
Orta Asya (turuncu bölge)
  Sovyet Orta Asyası
  Genel kabule göre Orta Asya, Batı Türkistan
  UNESCO'ya göre Orta Asya

Kaşgar ve Semerkand kentleri gibi tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan kentleriyle Orta Asya, tarih boyunca insanların, ticari malların ve fikirlerin Avrupa, Batı Asya, Doğu Asya ve Güney Asya’ya yayılmasında ana nokta oldu. Bunun yanında Hun ve Moğol İmparatorluğu gibi Asya kıtasının büyük bölümüne egemen olan, etkileri komşu Avrupa kıtasına kadar uzanan tarihsel devletlerin kurulduğu yerdir. Dağlar, çöller ve bozkırlarla kaplı bu bölge zengin petrol, doğalgaz, uranyum ve altın rezervlerinin yanında özellikle Sovyet döneminde gelişen pamuk üretimi ile bilinir. Bu faaliyetlerin yanında hayvancılık bölgede uzun tarihsel kökleri olan bir uğraştır. Koloni döneminde büyük oranda Çin ve Rusya arasında paylaşılan Orta Asya, 1991 yılında Sovyetlerin dağılmasının ardından Orta Asya cumhuriyetlerinin bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte daha fazla uluslararası ilgiyi çekmeye başlamıştır. 2001'de başlayan Afganistan Savaşı ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Terörizmle Savaş kampanyası Orta Asya'nın Orta Doğu'nun bir uzantısı olduğu izlenimini arttırmıştır.

Tanımlar

Rus İmparatorluğunun Orta Asya Bölgesi (1900)

Antik Çin tarihi belgelerinde, Batı Bölgeleri terimi batı Çin’i tanımlamak için kullanılmıştır. Orta Asya’nın dünyanın farklı bir bölgesi olarak tanımlanması ilk kez 1843 yılında bir yer bilimci olan Alexander von Humboldt tarafından ortaya atılmıştır. Asya’nın sınırları hakkında birçok tanım yapılmıştır. Bu bölge birçok kaynakta hala Stalin yönetimi döneminde kullanılan Türkistan adıyla anılır.

En dar kapsamlı tanımlama Sovyetler Birliğinin yaptığı tanımdır. Buna göre Orta Asya Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Kırgızistan’dan oluşur; Moğolistan ve Kazakistan'ı kapsamaz. Bu tanım SSCB döneminde Rusya dışında da kullanıldı. Ancak Rus dili iki farklı terim içerir; Средняя Азия (Srednyaya Azia) dar kapsamlı olan tanımdır ve Rus sınırları içine girmiş bölgeyi işaret eder, bir diğeri ise Центральная Азия (Tsentral'naya Azia) daha kapsamlı olan tanımdır ve Rus hakimiyeti altına girmemiş bölgeleri de kapsar. Yeni Rusya Orta Asya’nın tanımına Kazakistan’ı da eklemiştir.

Siyasi olarak Orta Asya

Bağımsızlıklarından kısa bir süre sonra, Sovyet kontrolündeki Orta Asya halkları Taşkent’te toplandılar ve Sovyet Rusya’nın dört halkı içeren Orta Asya tanımına Kazakistan’ın da eklenmesi gerektiğini belirttiler.

Sovyet Rusya’nın dağılmasından önce UNESCO Orta Asya tanımı iklime ve yer şekillerine göre olduğunu belirtti. Buna göre Orta Asya, Moğolistan ve Çin’i (Tibet bölgesi de dâhil olmak üzere), İran’ın kuzeyini, Afganistan, Pakistan, Orta Doğu Rusya, güney Tayga, kuzey Hindistan (Jammu-Kaşmir yönetimleri) ve eski Sovyet Cumhuriyetleri’ni içermeliydi.

Bölgeyi tanımlamak için kullanılan bir diğer metot ise etnik kökendir, bu metot genellikle doğu Türkleri, Doğu İranlılar ve Moğolların nüfuslandığı bölgelerde kullanılmıştır. Bu bölgeler Xinjiang, Sibirya’nın Müslüman/Türk bölgeleri, belirtilen beş cumhuriyet, Tibet, Kuzey Pakistan ve Afganistan’ı da kapsar. Bu belirtilen halklar bu geniş alanın ‘yerli halkı’ olarak düşünülür. Tuva Cumhuriyeti’nin (şimdilerde Rusya Federasyonu’nun bir parçası) Orta Asya’nın merkezinde bulunduğu iddia edilir. (Kuzey Urumki’de 320 km’lik bir alan)

Coğrafya

Büyük oranda kuruyan Aral Gölü, 2009

Orta Asya farklı yüzey şekillerine sahip olan geniş bir alandır. Bu bölge yüksek düzlükler ve dağlar (Tanrı Dağları), geniş çöller (Karakum, Kızılkum, Taklamakan) ve özellikle ağaçsız bozkırlara sahiptir. Orta Asya’nın geniş bozkırları Doğu Avrupa bozkırlarıyla homojen bir yapı gösterdiğinden buralar Asya-Avrupa bozkırları olarak bilinir.

Orta Asya şu coğrafi irtifalara sahiptir;

  • Moğolistan’ın kuzeyindeki Buurug Deliin Els kum tepeleri (50°18' kuzey)
  • Kuzey Yarımküre’nin kuzeyindeki kutup altı toprakları, Mogolistan-Erdenetsogt sum (46°17' kuzey)
  • Dünya’nın donmamış çölleri ve kutup altı toprakları arasındaki en kısa mesafe. (770 km)

Asya karasının büyük çoğunluğu kuraktır ve tarıma uygun değildir. Bu yüzden halkın büyük çoğunluğu hayvancılıkla geçinir.

Bölgenin ana akarsuları; Amu Derya, Seyhun Nehri, Hari Nehri’dir. Ana su kaynakları Aral Gölü ve Balkaş Gölü ve Hazar Denizi’dir. Bu iki ana su kaynağı, suyu nehirlerden ayırdığından sanayi ve sulamada kolaylık sağlar ve büyük öneme sahiptir. Su kurak Asya için uluslararası sorunlara yol açacak kadar değerli bir kaynaktır.

İklim

Orta Asya su kaynakları arasında tampon bölge olduğu için sıcaklık farklılıkları çok fazladır. Wladimir Köppen’in iklim sınıflandırmasına göre Orta Asya çöl iklimi etkisi altındadır. En yaygın bitki toplulukları otlaklar ve savanlardır. Ayrıca killi toprak ve çöl toprakları da içerir.

Tarih

Orta Asya'da sünnet (muhtemelen Turkistan Genel Valiliği, Rus İmparatorluğu, c. 1862 - 1872)

Orta Asya’nın tarihi bölgenin iklimi ve coğrafyasıyla tanımlanır. Bölgenin kurak olması tarımı, denizlere uzak olması ise ticareti engelledi. Fakat bölgenin güneyinde yaşayan İrani bir halk olan Soğdlar kurdukları ticaret ağı ve kolonilerle özellikle Semerkand ve Buhara bölgesinin gelişmesine ve Orta Asya halkları arasına İran kökenli dinlerin yayılmasında önemli rol oynamıştır. Divân-ı Lügati't-Türk'te Soğd: "Balasagun ile Buhara ve Semerkand arasında Türkleşmiş bulunan bir ulus." diye geçer.[1] Geriye kalan bozkırlar ise bin yıl boyunca göçebe atlılar tarafından kontrol edildi. Göçebe yaşam şekli bozkırların atlı savaşçıları için askerî açıdan kendi içlerindeki bölünmeleri dışında dünyada önemli bir yer kazandırdı. Sağlanan birlik Orta Asya boyunca uzanan İpek Yolu’nun etkisindeydi. Dönemsel olarak güçlü liderler ya da değişen koşullar birçok sayıda kabileyi tek güç altında toplayabilirdi. Orta Asya’daki bu sistem Hunların Avrupa’ya, Wu Huların Çin’e ve Moğolların Avrasya’ya saldırılarını kolaylaştırdı.

Göçebe toplulukların baskınlığı on altıncı yüzyılda sona erdi, ateşli silahlar yerleşik toplumların baskın olmasını sağladı. Rusya, Çin ve diğer güçler bölgede ilerlediler ve on dokuzuncu yüzyılın sonunda Orta Asya’nın büyük bölümüne hükmettiler. Rus Devrimi’nden sonra Orta Asya bölgeleri Sovyetler Birliğiyle birleştirildi. Moğolistan bağımsız kaldı ancak Rusya’nın hizmetine girdi. Orta Asya’nın Sovyet sınırları içindeki bölgeleri sanayileşti ve bölgede yerel kültürlerin baskınlığı arttı. Başarısız kamulaştırma binlerce kişinin ölümüyle sonuçlandı, etnik gerginlik ve çevresel sorunlar arttı.

Sovyetlerin çökmesiyle beş halk özgürlüğüne kavuştu. Orta Asya’nın diğer bölgeleri Çin ve Rusya’nın bir parçası olarak kaldı.

Nüfus

Orta Asya Ülkeleri

Yapılan en kapsamlı tanıma göre Orta Asya’da 80 milyondan fazla insan yaşamaktadır ki bu rakam toplam Asya nüfusunun 2%’sini oluşturur. Asya’nın bölgeleri arasında en az nüfusa sahip olan bölge Kuzey Asya’dır.

Diller

Orta Asya halklarının çoğu Türk Dil Grupları’ndan gelir. Türkmence, Türkmenistan, Pakistan, Afganistan, İran ve Türkiye’de konuşulur. Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan ve Doğu Türkistan ve Qinghai’de Türk dillerden olan Kıpçakça konuşulur. Özbekçe ve Uygurca da Özbekistan, Tacikistan ve Doğu Türkistan’da konuşulur.

Orta Asya’da 6 milyon Rus ve Ukraynalı Rusça konuşur. Çince Moğolistan’da Qinghai’de ve Doğu Türkistan’da yaygın olan dil olarak kalmıştır.

Türk dilleri, Moğolca da dahil, Ural-Altay dil ailesine mensuptur. Moğolca, Moğolistan Qinghai ve Doğu Türkistan’da konuşulur.

İran dilleri ise Tacikistan ve Afganistan'da yaygındır.

Tibetçe Tibet Platosu’nda, Qinghai ve Çin’in bir kısmında yaklaşık 6 milyon kişi tarafından konuşulur.

Dinler

Orta Asya cumhuriyetlerinde özellikle Afganistan, Sincan (Doğu Türkistan) ve diğer birçok küçük topluluklarda İslam yaygın olan dindir. Ayrıca Afganistan’da Hindu nüfusu da azımsanmayacak kadardır. Hindistan’da çok sayıda Müslüman olmasına rağmen Hinduizm kuzey Hindistan’da yaygın olan dindir. Tibet Budizm’i Tibet’te, ve Şamanizm’in de oldukça yaygın olduğu Sibirya’nın güney Rusya bölgelerinde etkilidir. Çin Hanedanlığı’nın batıya göç etmesiyle Konfüçyüsçülük ve diğer inançlar da bu listeye eklendi. Hıristiyanlığın farklı bir formu olan Nestoryanizm, önceki yüzyıllarda en çok görülen inanç şekliydi fakat şimdilerde en yaygın inanç aralarında Kırgız üyeleri de olan Rus Ortodoks Kilisesidir. Özbekistan ve Tacikistan'da Buhara Yahudileri olarak bilinen topluluk 1991 yılından sonra bölgede aniden ortaya çıkan köktendincilik, şovenizm gibi akımlar sonucunda bölgeyi terk etmek zorunda kalmışlardır.

Kültür

İslamiyetin kabulünden önce Türkler siyasal, ekonomik, sosyal, tarihsel, kültürel yönden kendilerine kültür yaratmışlardır. Bunlar;

  1. 1. dönem kültürü olan bozkır ve atlı göçebe kültürü
  2. 2. dönem kültürü İslamiyet'in kabulüyle başladı.
  3. 3. dönem kültürü 14. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulmasıyla başladı.

Türk Kültüründe ana dönem

  1. Bozkır ve atlı göçebe
  2. Türk-İslam kültürü
  3. Batılılaşma süreci ile başlayan dönem

Sanat

Orta Asya’da sözlü geleneğin sözlü şiir ilk örnekleri görülür. Bu geleneğe özellikle Kırgızlar ve Kazaklar arasında çok rastlanır. Bu şiirsel sözlü gelenek sözlü tarih geleneğini ortaya çıkardı. Bu gelenekte genellikle telli çalgılar kullanılırdı; örneğin Kırgızistan’da üç telli kopuz ve Kazakistan’da bunun benzeri iki telli bir çalgı yaygındı. Kırgızların Manas Destanı bu dönemin önemli eserlerindendir. Sovyet Rusya döneminde bu gelenek eski etkisini kaybetti. Sovyetlerin dağılmasından sonra bu gelenek tekrar canlandı.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Atalay, Besim (2006). Divanü Lügati't - Türk. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. ISBN 975-16-0405-2, Cilt I, sayfa 30, 471
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.