Milliyet (gazete)

Milliyet, Demirören Holding'in sahibi Erdoğan Demirören'in sahibi olduğu günlük gazetedir.

Milliyet
10 Mayıs 2007 tarihli birinci sayfa
Tür Günlük gazete
Format Orta boy
Sahibi

Demirören Holding

Mahmut Soydan (1926-1935)
Ali Naci Karacan (1935-1955)
Ercüment Karacan (1955-1979)
Aydın Doğan (1979-2011)
Demirören - Karacan ortak girişimi (2011-2012)
Erdoğan Demirören & Yıldırım Demirören (2012-günümüz)
Yayımcı Mete Belovacıklı
Fiyatı 50 Kr (Hafta içi)
75 Kr (Hafta sonu)[1]
Kuruluş tarihi 11 Şubat 1926 (İlk yayın)
3 Mayıs 1950 (İkinci yayın)
Siyasi görüşü Türk milliyetçiliği
Merkez sağ
Dil Türkçe
Genel merkez İzzet Paşa Mah. Abide-i Hürriyet Cad. No:162 34387 Şişli, İstanbul, Türkiye
Tiraj 146.408
(7 Eylül - 13 Eylül 2015)[2]
Slogan "Basında güven"
Gazete dağıtımı Yaysat (1992-2016)
Turkuaz Dağıtım (2016-günümüz)
Kardeş gazeteler Hürriyet
Posta
Fanatik
Resmî site Milliyet

Milliyet'in internet sitesi milliyet.com.tr, Haziran 2011'de 8,8 milyon ziyaretçisiyle Avrupa'da en çok ziyaret edilen beşinci haber sitesi oldu.[3][4][5]

Gazetenin 11 Mayıs 1933 tarihli manşeti
23 Kasım 1938 tarihli Tan'ın ilk sayfası. Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünü takip eden günlerde çıktığı için kırmızı olan logosu siyah basılmıştır.

Tarihçe

Gazetenin kuruluşu

Milliyet gazetesinin ilk sayısı 11 Şubat 1926 tarihinde Atatürk'ün izniyle Siirt Milletvekili Mahmut Soydan tarafından yayımlanmaya başladı.1 Aralık 1928 yılına kadar Osmanlı Arap harfleriyle yerine Latin harfleriyle basılmaktadır.[6] Gazeteden sorumlu müdür Burhan Cahit Morkaya, gazetenin başyazarı ise Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve milletvekili olan Mahmut Nedim Soydan’dır.[7]

1935 yılında gazete el değiştirdi. 23 Nisan 1935’den itibaren, Anadolu Ajansı’nın deneyimli muhabiri Ali Naci Karacan’ın yönetiminde ve Tan adı ile yayınına devam etti.[7] Ahmet Emin Yalman’ın Atatürk tarafından affı ve gazeteciliğe geri dönmesine izin verilmesi üzerine Ali Naci Karacan Tan’ı Yalman’a devreder. Ardından da İş Bankası tarafından Latin Amerika ülkelerinde ‘temsilci’ olarak görevlendirilir.[7]

Bu değişiklik ile Tan gazetesi1 Ağustos 1936'da Zekeriya Sertel, Halil Lütfü Dördüncü, Ahmet Emin Yalman ve kardeşi Rıfat Yalman’ın 60 bin lira sermayeyle kurdukları Gazetecilik ve Neşriyat Türk Limited Şirketi tarafından satın alındı.[8] Zekeriya Sertel genel afla hâpisten yeni çıkmış ve yayıncılığa dönme kararı almıştı.

Başyazarlığını Ahmet Emin Yalman’ın yaptığı gazetenin üçüncü sayfasında Mehmet Zekeriya Sertel "Günün Meseleleri” başlığı altında yazılar yazarken, Sabiha Sertel “Görüşler” başlığı altında, Burhan Felek “Felek” başlığı altında, Ömer Rıza Doğrul “Bugün” başlığı altında yazmaktadır. Ayrıca gazetede yayımlanan hikâyeler Cevat Şakir ve Mahmut Yesari, röportajlar Suat Derviş ve Naci Sadullah, spor yazıları Eşref Şefik, romanlar Ziya Şakir tarafından yazılmaktadır. Halil Lütfi Dördüncü ise gazetenin idari ve mali işlerinden sorumludur.[8]

Sabiha Sertel, birçok farklı görüşten ismin köşe yazarlığı yapması nedeniyle gazeteyi bu haliyle Babil Kulesi’ne benzetmiştir.[9] Sertel'e göre Asma bahçelerinin bir katında gericiler, bir katında Burhan Felek gibi fanteziciler, bir katında Ömer Rıza gibi koyu Müslümanlar, bir katında ilericiler vardır.

Başlangıçta fiyatı beş kuruş olan gazete, çoğu zaman 12 olmakla birlikte bazı günler 16 sayfa çıkarılır. 1. sayfada başyazı ve günün önemli haberleri, 2. sayfada dâhili haberler, 3. sayfada harici haberler, 6. sayfada spor köşesi, 9. sayfada ekonomi köşesi, 10. sayfada birinci sayfada verilen haberlerin devamı yer alır. Diğer sayfalarda ise moda, sağlık, güzellik, sinema gibi çeşitli konulardaki haberlerle hikâye ve roman tefrikaları yer alır. Cumartesi günleri bilmece, bulmaca, fıkra ve hikâyelerin yer aldığı çocuk sayfası yayımlanır. İç sayfalarda da yer yer reklam ve ilanlar yer alırken,son sayfa yani 12. sayfa tamamen reklam ve ilandan oluşmaktadır.[8]

Ahmet Emin Yalman 7 Ağustos 1938'de yazdığı bir başyazı yüzünden gazete Bakanlar Kurulu Kararı’yla üç ay süreyle kapatılınca ortaklar arasında çıkan gerilim yüzünden ayrılır. Gazete Zekeriya Sertel ve Halil Lüfti Dördüncü tarafından yayımlanmaya başlanır.

Ancak Tan Olayı nedeniyle kapatılarak 3 Mayıs 1950 tarihinde tekrar Milliyet adıyla yayımlanmaya başladı. Gazetenin yazarları arasında Refik Halid, Bedii Faik, İsmail Hami Danişmend, Ulunay bulunmuştur. Abdi İpekçi 1954'te Yazı İşleri Müdürü olunca Milliyet gazetesi Türkiye'nin en etkili siyasi gazetelerinden biri hâline geldi. Peyami Safa, Reşat Ekrem, Çetin Altan gibi yazarlar da Milliyet'te yazmaya başladı.

Milliyet kurulduğu ilk zamanlar Demokrat Parti'yi destekliyordu, daha sonra giderek sola kaydı. Tirajı 20 binlerden, 100 binlere çıktı. Batı tarzı gazetecilik, Abdi İpekçi'nin dengeli başyazıları, haftalık röportajları, Ali Gevgilili'nin entelektüel yazıları ve açık oturumları Milliyet'i Babıali'de saygın bir gazete durumuna getirdi. 1960'larda yazı kadrosunda; Burhan Felek, Talat Halman, Refik Erduran, Bülent Ecevit, Kemal Bisalman, İsmail Cem, Metin Toker, Hasan Pulur, Sami Kohen, Ümit Deniz, Bedri Koraman, Mümtaz Soysal, Örsan Öymen ve Yılmaz Çetiner yer aldı.

1970'lerde gazete sosyal demokrat bir çizgiye oturdu ve tirajı 200 binlere çıktı. CHP'ye yakın görünmesine rağmen başta Adalet Partisi olmak üzere sağa da yer verdi.Şablon:Act 1970'lerin terör ortamında gazetenin Başyazarı ve Yönetmeni Abdi İpekçi siyasi amaçlı bir suikasta hedef oldu. 1 Şubat 1979'da, İstanbul Nişantaşı'nda bugün adını taşıyan caddede otomobilinin içinde silahlı bir saldırıya uğrayarak öldürüldü. Suikasttan sorumlu olduğu belirlenen Mehmet Ali Ağca, 25 Haziran 1979'da yakalandı. Ancak 23 Kasım 1979'da tutuklu bulunduğu askeri ceza evinden kaçan Ağca 13 Mayıs 1981'da Papa II. Ioannes Paulus'a karşı yaptığı suikast girişimiyle kendisini ve Milliyet gazetesini dünya gündemine soktu. Abdi İpekçi suikastı Türkiye'yi 12 Eylül darbesi'ne götüren önemli şiddet eylemlerinden biri olarak anılmaktadır.

12 Eylül darbesi sonrası

1980'li yıllarda Ercüment Karacan, gazeteyi Aydın Doğan'a sattı. Milliyet, 12 Eylül askerî darbesinden sonra zor günler yaşadı. Başyazarlığı bir süre Ali Gevgilili yaptı, bir süre de Mehmet Barlas aynı görevi üstlendi. Çok sık Genel Yayın Yönetmeni değiştiren Milliyet, okuyucu kaybetti, çizgisi belirsizleşti. Ancak, promosyon savaşları döneminde, ansiklopedi ve karton oyuncaklarla tekrar tiraj ve gelir artışı sağladı. Eş zamanlı olarak yapılan halka arz ile Milliyet büyük bir gelir elde etti ve güçlenme olanağı buldu.

Milliyet, Sedat Ergin'in 2005 yılında Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlenmesinden sonra soldaki siyasi çizgisini tekrar sabitleştirdi. İktidara 'muhalif' diye nitelenebilecek haberler yayımlamaya başladı. Sedat Ergin genç yazarları öne çıkardı ve Milliyet'i hem okur hem de fikir olarak gençleştirme çabasına girdi.

Meyhane baskısı adı verilen akşam baskısı, 1990'lı yıllarda kaldırılıncaya kadar gazetenin son sayfası spora ayrılıyordu. Bugünkü Milliyet spordaki öncülüğünü kaybetmiş olmakla birlikte, genç futbol yazarlarına verdiği destek ile dikkat çekmektedir. Milliyet gazetesi DPC tesislerinde, diğer Doğan Yayın Holding gazeteleriyle birlikte basılmaktadır. Her ayın son haftası Kitap eki verir. Hafta sonları iki-üç ek yayınlar.

Türkiye'nin en önemli günlük gazetelerinden biri olan Milliyet, önceleri Doğan Grubu bünyesinde yayımlanmaktayken, 2011 yılı başlarında Karacan-Demirören ailelerinin sahibi olduğu DK Gazetecilik'e satılmıştır. Ali Karacan ve Ömer Karacan kardeşler ile Demirören ailesi arasındaki ortaklığın bozulması yüzünden bir süre kayyım tarafından yönetilen gazete, son olarak Karacan ailesinin hisselerini devretmesi ile Demirören ailesinin mülkiyetine geçmiştir.[10]

Yayın Çizgisi

Tan’ın yayın politikasını başlıca iki döneme ayırmak mümkündür. İlk dönem, gazetenin 12 Ağustos 1944 tarihinde kapatılmasından önceki 1936-1944 arası dönemdir. İkinci dönem ise bu kapatılma olayından sonra gazetenin yeniden yayımlanmaya başladığı 28 Mart 1945 tarihinden yayın hayatının sonlandığı 4 Aralık 1945’e kadar olan dönemdir.

1936-1944 arasındaki dönemde tüm dünyada Faşizm ve Nazizim yükseliş dönemindeydi. Türkiye de bu süreçten etkilenmekte ve her türlü ilerici demokrat görüş Komünizm suçlaması ile karşılanmaya başlanmıştı. Sertellerin yönetimindeki Tan gazetesi bu dönemde faşizm aleyhine bir bakışa sahipti. Kendi deyişiyle gazetenin politikası şu iki noktada toplanıyordu: “Sovyet dostluğu ve faşizm karşıtlığı”.[11] Tan’ın iktidarın politika ve ideolojilerine uyum sağlayan yayın çizgisi Sertellerin denetimine geçtiği dönemden itibaren giderek eleştirel bir çizgiye evrildi. İktidar kadar tek partili siyasal sisteminin eleştirisini de içeren bu çizgi, hürriyet özlemiini de içeriyordu. Faşizm karşıtlığı, Faşizm’in bir emperyalist düşünce sistemi içinde olması, işgalci olarak herhangi bir uluslararası konjonktürü ve hukuku tanımaması ve self-determinasyonu tanımayan bir ideoloji olması ile ilişkilendiriliyordu.[12]

Dünya savaşı öncesinde Tan'ın Behice Boran, Muzaffer Şerif Başoğlu, Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes, Esat Adil Müstecaplıoğlu, Cami Baykut, Adnan Cemgil, Sabahattin Ali, Hulusi Dosdoğru ve Aziz Nesin gibi sol çevrelerin yazı yazdığı bir gazete halini alması ve iktidara karşı sergiledikleri eleştirel tutum toplum içinde geniş bir yankı bulmuştur. Dönemin siyasal otoritesi, bu muhalif tutumundan ötürü gazeteyi defalarca kapatmış[13], Sabiha Sertel’in yazı yazmasını yasaklamıştır.

Dünyadaki ve ülkedeki gelişmelere bağlı olarak görece özgür bir ortamın oluştuğu ve basın üzerindeki denetimin hafifletildiği 1945 yılında yani ikinci dönemde tam anlamıyla muhalif bir gazete kimliği kazanmıştır. Bu dönemde Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel dışında Tan yazar kadrosunun neredeyse tamamının değişmesi ve sol görüşlü yazar ve gazetecilerin gazetede çalışmaya başlamasıyla Tan gazetesi, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan demokrasi ve özgürlük ilkelerinin Türkiye’de bulunan tüm kurumlar için olması gerektiğini belirtmiş ve kendisini bu demokrasinin savunucusu olarak görerek, tek parti ideolojisine ve sistemine karşı durmuştur. Bu karşı duruşun bir başka nedeni ise, dünya üzerinde ve uluslararası sistemin siyasal yapısının değişmesidir. Sovyetler ile gerginliğin artması ve Türkiye’nin Amerika tarafından desteklenmesi, Türkiye’nin hem iç siyaset, hem de dış politika anlayışında değişmelere neden olmuştur.[26]

Tiraj ve Fiyat

Gazetenin fiyatı 5 kuruştur ve uzun süre fiyatta bir değişiklik yapılmayacaktır. Satış fiyatı 1 Ağustos 1943’te 8 kuruşa, 1 Kasım 1943’te de 10 kuruşa çıkarılacaktır.[8]

Tan’ın satış rakamları ile ilgili kesin bir bilgi olmamakla birlikte Yıldız Sertel gazetenin 40 bin tirajla, 50 bin satan Cumhuriyet’ten sonra Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesi olduğunu yazmaktadır.[14]

4 Aralık Tan Matbaası Baskını

1945 yılında Tan’ın hükümete ve CHP’ye yönelik sert muhalefeti, siyasal iktidar kadar dönemin İstanbul basınını da rahatsız etmiştir. Aynı zamanda Sovyetlerle ilişkilerin kopma noktası geldiği dönemde Tan’ın Sovyet yanlısı yayınları da basının tepkisine neden olmuş; Tan komünistlikle, halkı devlete karşı kışkırtmakla, bozgunculukla ve fitnecilikle suçlanmıştır. 1945 yılının ikinci yarısında Türk kamuoyu, Tan ve benzer bir şekilde muhalif çizgide yer alan Vatan ile iktidar yanlısı olarak bilinen Ulus, Tanin, Akşam, Cumhuriyet, Vakit, Tasvir arasındaki kalem kavgalarına tanıklık etmiştir. Yıl sonuna doğru giderek tırmanan ve üslubu sertleşen bu kavgalar, Serteller tarafından hazırlanan ve Tan’la aynı çizgide yayın yapan Görüşler isimli derginin 1 Aralık 1945 günü yayın hayatına başlamasıyla doruk noktasına ulaşmıştır.

Tek parti iktidarına muhalif farklı kesimleri tek bir cephede toplamak ve Demokrat Parti'yi kuracak muhalefetin sesini duyurmak üzere yayımlanan ve ancak tek sayı çıkabilmiş bir dergidir. 1945 yılının ikinci yarısında CHP’den ayrılan ve “Dörtler” olarak bilinen Adnan Menderes, Celâl Bayar, Refik Koraltan ve Mehmet Fuad Köprülü’nün de yazı vaadinde bulundukları dergide Mehmet Ali Aybar, Cami Baykurt, Niyazi Berkes, Behice Boran, Pertev Boratav, Sabahattin Ali, Esat Adil Müstecaplıoğlu, Aziz Nesin gibi dönemin sol aydın ve yazarları bir araya gelmiştir. Sabiha Sertel yönetiminde hazırlanan derginin ilk sayısı 1 Aralık 1945 tarihinde yayımlanmıştır. Görüşler, içerik ve yayın politikası bakımından Tan’ın son dönem yayınlarıyla paralellik göstermektedir.

Faşizm karşıtlığı, Sovyet dostluğu, daha demokratik ve özgür bir sisteme geçilmesi, anti-demokratik yasaların kaldırılması, tek parti iktidarına son verilmesi gibi talepler derginin ana temasını oluşturmaktadır. Görüşler’in yayımlanması, Sabiha Sertel’in ifadesiyle “bomba” etkisi yaratmıştır. İlk baskısı kısa sürede tükenen derginin aynı gün içerisinde ikinci baskısı yapılmıştır. Celal Bayar ve arkadaşlarının içinde bulunduğu muhalif hareketin ülkedeki diğer muhalif gruplarla işbirliği yapması ve bu işbirliğinin bir ürünü olarak yayımlanan Görüşler Saraçoğlu hükûmetini rahatsız etmişti. CHP’de acil durum toplantısı yapılmış; bayilere, Tan ve Yeni Dünya ile Görüşler’in sattırılmaması, devlet memurlarına, öğrencilere bu yayınların okutturulmaması yönünde talimat verilmiştir.

Cumhuriyet'te 4 Aralık’ta yayımlanan “Bizim Yoldaşlar Nihayet Maskelerini Attılar” başlıklı haber ile uzun zamandır hükûmet sözcüsü gibi hareket ederek hükûmete ve CHP’ye yönelik eleştirilere cevap veren Tanin gazetesinin 3 Aralık 1945 tarihli sayısında, Hüseyin Cahit Yalçın'ın kaleme aldığı Kalkın Ey Ehli Vatan başlıklı imzasız bir yazı Tan gazetesine yönelik saldırıların fitilini ateşlemiştir.

Bu yazının yayımlandığı gün Serteller, bazı üniversiteli gençlerin ertesi sabah matbaa önünde gösteri yapacakları yönünde bir haber almıştır. Zekeriya Sertel, herhangi bir taşkınlık olması ihtimaline karşı dönemin İstanbul Valisi Lütfi Kırdar’ı telefonla arayarak gösteriyi haber vermiş ve güvenlik tedbiri alınmasını rica etmiştir. Vali Kırdar söz konusu gösteri planından haberdar olduğunu ve gereken tedbirlerin alındığını bildirmiştir.[11] Ertesi sabah beklenen gerçekleşmiş ve İstanbul sıkıyönetim altında olmasına rağmen binlerce üniversite öğrencisi Tan Matbaası’na yürümek üzere İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt’taki kapısı önünde toplanmıştır. Buradan hareket eden kalabalık grup “Kahrolsun Komünizm”, “Kahrolsun Serteller”, “Yaşasın İnönü”, “Ne Faşistiz Ne Komünist”, “Millet Demokrattır”, “Bundan Fazla Hürriyet mi İstiyorsunuz?” sloganlarıyla Tan Matbaası’nı, sol yayınlar satan ABC ve Berrak kitapevlerini, aynı matbaada basılan Yeni Dünya ve La Turquie’yi tahrip etmiştir.

O gün yaşananlara tanıklık eden Tasvir gazetesinin istihbarat şefi Tekin Erer anılarında olayı şöyle anlatmıştır:[15]

(...) Gazetenin birinci katında o zaman Türkiye’nin hemen hemen en büyük rotatifi vardı. Oradaki demir parçaları ile bu rotatife hücum başlamıştı. Rotatifin kırılabilen bütün parçaları tuzla buz edildi.

İkinci katta linotip dizgi makineleri, hurufat ve mürettiphaneye ait malzemeler ve makineler mevcuttu. Bunların kırılması ve parçalanması çok daha kolay oldu. Ayrıca kapılar, pencereler, masalar, sandalyeler yerden yere çarpılarak parçalanıyordu. Masaların gözlerindeki yazılar, evraklar, kitaplar lime lime ediliyordu. Diğer bir grup gazetenin rotatif dairesinin yanındaki kâğıt deposundan bobinleri sokağa çıkararak Sirkeci’ye doğru yuvarlıyordu. Bazı gençler binayı ateşe vermek için tutuşturmak istedilerse de kalabalığın çokluğundan bu mümkün olamıyordu.

Gazetenin içindeki personelden bir kısmı geceden hadiseyi haber aldıkları için matbaaya gelmişlerdi. Gelenlerden bazıları da Beyazıt bahçesindeki toplantıyı haber alır almaz gazeteden uzaklaşmışlardı…

Saat 10.30’da Tan’ın ve matbaasının tahribi tamamıyla bitmişti. Artık burada gazete çıkarılamayacağı, hiç olmazsa altı ay hiçbir neşriyat yapılamayacağı kanaati hâsıl olduktan sonra gençler köprüyü geçerek Beyoğlu’ndaki Rus sefarethanesinin tünele bakan köşesindeki sokak içinde faaliyette bulunan Yeni Dünya Gazetesi’ne doğru yürüyüşe geçtiler. Burada Yeni Dünya’dan başka La Turquie isimli Fransızca bir gazete daha yayınlanıyordu. Bunlar da Tan’ın neşriyatına muvazi olarak komünizmi benimseyen yazılar yayınlıyorlardı. Polis, Rus sefarethanesine bir tecavüz olur düşüncesiyle itfaiye vasıtalarıyla yolları iyiden iyiye tutmuştu. Bundan dolayı Yeni Dünya Gazetesine hücum etmek teşebbüsü önce akamete uğruyordu. Fakat bir müddet sonra toplum heyecanı içinde kendinden geçen gençler, itfaiyecilere hücum ettiler, onların ellerinden hortumları alarak bizzat itfaiyecilerin üzerine sıkmağa başladılar. Bunu fırsat bilen gençler Yeni Dünya Matbaası’na yürüdüler. Birkaç dakika içinde bu matbaa da yerle bir edilmişti. Makineler, mobilyalar, kitaplar, gazeteler, arşivler sokaklara dökülmüş, parça parça edilmişti. Bu arada tünelde sol neşriyata ait kitaplar satan Berrak Kitabevi de tahrip edilerek, ticaret hayatından silinmişti.

O zaman bazı bakkaliye ve mağazaların isimleri Tan levhalarını taşıyordu. Bunlar Babıâli’deki hadiseyi duyar duymaz levhalarını indirmişler veya kazımışlardı. Karaköy’deki Tan mezecisi Petro, buna meydan bulamadığı için baştaki T harfinin üzerine yağlı boya ile C harfini yazmış, böylece Tan mezecisi Can mezecisi olmuştu.

5 Aralık Çarşamba günü gösterilerle ilgili olarak Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Asım Tınaztepe’nin tebliği bütün gazetelerde yayımlanmıştır:

“Dün (4.12.1945 Salı günü) üniversite öğrencilerinin bir kısmı, iki basın evi ile birkaç kitapevine taarruz etmişler ve bu hareketlerine mani olmak isteyen Hükümet inzibat kuvvetlerini dinlemeyerek tasarladıkları suçu işlemişlerdir. Bunlar hakkında derhal takibat ve tahkikata başlanmıştır. Bu çok müessif hadiseye katiyen müsamaha edilmeyecektir. Bu ve benzeri hareketlerin şiddetle karşılık göreceğini ve bu gibi kütle toplantılarının yasak edilmiş bulunduğunu beyan ve ihtar ederim.”

Tüm bu yaşananlardan sonra saldırganların tutuklanıp cezalandırılacağı beklenirken tam tersine Sabiha Sertel, Zekeriya Sertel, Halil Lütfi Dördüncü ve Cami Baykurt hakkında dava açılmış; bu isimler 1946 yılının Şubat ayında tutuklanarak cezaevine gönderilmişlerdir. Daha önce yazdıkları yazılar dolayısı ile açılan dava sonunda “suç mevzuu yazılarla sanıkların Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni tahkir ve tezyif etmiş oldukları” sonucuna varılmıştır. Mahkeme, Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel’in birer yıl, Cami Baykurt’un 10 ay, Halil Lütfü Dördüncü’nün ise dokuz ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar vermiştir.[16]

Kararı temyize götüren Sertel çifti, Dördüncü ve Baykurt, Yargıtay Birinci Ceza Mahkemesi’nin 14 Mayıs 1946 tarihli kararıyla beraat etmişler ve yaklaşık dört aylık bir mahkûmiyetin ardından serbest bırakılmışlardır.[16]

Tan’ın yayın hayatına son veren, Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel’in gazetecilik hayatının da sonu olmuştur.

Tan baskını yalnızca Tan’ı, Görüşler’i ya da Sertelleri susturmak için gerçekleştirilmemiştir. Bu olayla tüm muhalif basın organlarına ve CHP’ye karşı muhalefete geçen Dörtler grubuna da gözdağı verilmiş, gelecekte yapacakları muhalefetin sol çevreler ile işbirliği içinde gelişmemesi için sınır çizmiştir.[17] Ayrıca iki kutuplu yeni dünya düzeninde Amerika’yla iyi ilişkiler kurma, ABD'den gelecek olan Marshall Yardımı gibi askeri ve ekonomik yardımlardan yararlanma çabasında olan iktidar için Tan Baskını, yurt içinde komünizm düşmanlığı yaratmak ve komünizmle mücadele edildiğini Amerika’ya göstermek açısından da önemli bir fırsat yaratmıştır.[8]

Arşiv

Milliyet gazetesinin yayına başladığı 3 Mayıs 1950 ile 31 Aralık 2007 tarihleri arasındaki baskılarını içermektedir. Milliyet Gazete Arşivi sayesinde; tarih belirterek o tarihte yayımlanmış Milliyet sayfalarına ve sözcük belirterek belirttiğiniz sözcüklerin geçtiği tüm haberlere ulaşabilirsiniz. Bu özelliği ile Milliyet Gazete Arşivi Türkiye'de bir ilk olma özelliği göstermektedir.

Arşivi kullanabilmek için milliyet.com.tr üyeliği yeterlidir. Üyelikten ücret alınmamaktadır.

Sözcük araması ile sözcüğü içeren haber kupürlerine ve sayfalara; tarih ve sayfa numarası belirterek ise doğrudan aranan gazete sayfalarına ulaşılabilir. Sitede bulunan Yardım bağlantısından, arşiv sisteminin kullanımı hakkında bilgi edinilebilir.

Arşiv kullanımı ücretsizdir. Okunan haber ve sayfa sayılarında günlük sınırlar uygulanmaktadır.

Kaynakça

  1. netgazete.com 11 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. URL erişim tarihi: 8 Ocak 2008
  2. "7 Eylül-13 Eylül 2015 Haftaları Arası Tiraj Tablosu". 25 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2015.
  3. Hürriyet, hurriyet.com.tr 9.5 milyon ziyaretçi çekti, Avrupa’da 4. haber portali oldu, 21.08.2011
  4. comScore, Press Release: Newspaper Sites across Europe Demonstrate Growth in the Past Year (comScore Releases Overview of European Internet Usage for June 2011), 18.08.2011, (İngilizce)
  5. kress Der Mediendienst, Comscore analysiert Nachrichtenströme: 14% der "Bild.de"-Leser kommen über Facebook, 18.08.2011, (Almanca)
  6. http://www.milliyet.com.tr/2000/07/24/haber/zaki.html
  7. Bülent Tellan (2015). "Ali Naci Karacan ve Milliyet". Korkmaz Alemdar (Edl.). Türkiye’de Kitle İletişimi Dün-Bugün-Yarın. Ankara Gazeteciler Cemiyeti. s. 117.
  8. Hülya Öztekin (2015). "Tek parti döneminde muhalif bir gazete: Tan". Korkmaz Alemdar (Edl.). Türkiye’de Kitle İletişimi Dün-Bugün-Yarın. Ankara Gazeteciler Cemiyeti. s. 190.
  9. Ayla Acar (2012). "Basında 'Tan Olayı' – 4 Aralık 1945". İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi. s. 4.
  10. "Gazeteciler.com, Ve Karacan hisselerini devretti!, 08.02.2012". 10 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mayıs 2013.
  11. Zekeriya Sertel (1977). Hatırladıklarım. Gözlem Yayınları. s. 215.
  12. Murat Sadullah Çebi (1988). Siyasal Bir Muhalefet Aracı Olarak Tan Gazetesi (1935-1945). Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. ss. 21-24.
  13. Asuman Tezcan (2015). "Ahmet Emin Yalman". Korkmaz Alemdar (Edl.). Türkiye’de Kitle İletişimi Dün-Bugün-Yarın. Ankara Gazeteciler Cemiyeti. s. 111.
  14. Yıldız Sertel (2008). Nazım Hikmet ile Serteller. Everest Yayınları. s. 46.
  15. Tekin Erer (1965). Basında Kavgalar. Yeni Matbaa. ss. 172-175.
  16. Sabiha Sertel, Zekeriye Sertel (2005). Davamız ve Müdafaamız. Can Yayınları. 29 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.
  17. Ali Ulvi Özdemir (2012). İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Serteller ve Tan Gazetesi (1939-1945). Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi Sayı 49. ss. 179-216. 29 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.