Ömer Karacan

Ömer Karacan Türkiye’nin önde gelen yayımcı ailelerinden birinin çocuğudur. Büyükbabası Ali Naci Karacan bir dönem İsviçre’de Kültür Ataşesi olarak görevlendirilmiş ve birçok tarih kitabının yanı sıra Lozan Anlaşması hakkında en temel kaynak olarak değerlendirilen kitabın da yazarı olan önemli bir kişiliktir. Ayrıca Türkiye'nin ilanını takip eden yıllarda kabul edilen yeni Latin alfabesini kullanarak Türkiye’de günlük gazete (Akşam, İnkılap, Politika, Vakit, Tan) neşreden ilk yayıncılar arasında yer alır.

Yayınladığı son gazete olan Milliyet bugün de yayın hayatını Türkiye’nin önde gelen gazetelerinden biri olarak sürdürmektedir. 1955’teki ölümü sonrasında Ömer Karacan’ın babası Ercüment Karacan Milliyet’in yönetimini devralmış ve gazeteyi Türkiye’nin en başarılı ve uzun ömürlü yayınlarından biri haline getirmiştir. 35 yıl boyunca gazete üç askeri darbe ve ülkeyi uzun yıllar etkileyen iç karışıklıklara rağmen yayınına devam etmiştir. Ercüment Karacan, en yakın arkadaşı olan ve gazetenin de başyazarı olan Abdi İpekçi’nin (daha sonra ülkeden kaçırılarak Roma’da Papa'ya suikast düzenleyecek olan) Mehmet Ali Ağca tarafından öldürülmesi sonrasında 1980’de gazeteyi devretmiştir.

Ömer Karacan’ın annesi ise kendini hayır işlerine ve amatör arkeoloji çalışmalarına adamış olup, 70'li yılların başlarında Efes’teki kazılarda görev almıştır. Ayrıca Hollanda Prensi Bernard ile birlikte Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfının Türkiye’deki kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Bunun yanında 2-11 yaş grubundaki çocuklara bir yuva sağlayan Kasımpaşa Çocuk Yuvasına da önemli yardımlarda bulunmuştur. Ömer Karacan’ın Ali Karacan adında bir ağabeyi ve Cemre Birand adında bir ablası bulunmaktadır. Ablası Cemre Birand ise Mehmet Ali Birand'ın eşiydi.

Karacan’ın anne ve babası 70'li yılların başlarında ayrılmış ve babası daha sonra iki kez daha evlenmiştir. Bunlardan ilki Türkiye’nin süperstarı Ajda Pekkan’ın kardeşi ve kendisi de ünlü bir aktris ve şarkıcı olan Semiramis Pekkan’ladır. Ercüment Karacan gazetesini sattıktan sonra yerleştiği Los Angeles’ta 1989 yılında ölmüştür.

Maçka İlkokulunu bitirdikten sonra İngiltere’de Sussex’te hazırlık okuluna giden Karacan, orta öğrenimi için İstanbul’a dönmesi sonrasında saygın bir Amerikan Lisesi olan Robert Kolej’den 1980’de mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından Los Angeles’a yerleşmiş ve lisans ve yüksek lisans eğitimini Pazarlama ve İşletme alanında aldığı Pepperdine Üniversitesindeki eğitimi sırasında İletişim alanına odaklanmıştır.

Kısa bir süre LA Weekly dergisinde çalıştıktan sonra 1987’de Londra’ya geçerek meşhur Anna Wintour’un başyazarı olduğu Vogue İngiltere’de staja başlamıştır. Bu dönemdeki deneyiminin The Devil Wears Prada (Şeytan Marka Giyer) filminde anlatılana yakın olduğunu sık sık dile getirmiştir.

Karacan daha sonra aile işletmesi olan ve o dönemde Playboy, Unexplained ve Women’s World (Kadınca) dergilerini de yayınlayan ve kardeşi Ali Karacan yönetiminde bulunan Karacan Yayınlarında görev almıştır. Gençlere ve müziğe yönelik bir yayın çıkarmak isteyen Karacan bu dönemde Pop Bravo dergisini yayınlamıştır.

Pop Bravo’nun başarısını takiben, eniştesi Mehmet Ali Birand’ın da teşvikiyle 1988’de Karacan, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) bünyesinde gençlere yönelik bir müzik programı olan Number One (Bir Numara) ile ekranlarda yerini almıştır. Program prime-time kuşağında ekranlara gelmiş ve Türkiye televizyonlarında bir müzik programının elde ettiği en yüksek izlenme oranlarına ulaşmıştır. Coca Cola sponsorluğunda yayınlanan program bir devlet kanalı olan TRT1’de sponsorlu yayınlanan ilk program olarak Türk yayıncılık tarihinde kendine bir yer bulmuştur. Coca Cola program formatı ve izlenme oranlarından o denli memnun kalmış ve bunu Atlanta’daki merkezlerinde yıllık genel kurullarında bir örnek olarak sunmuştur. Programın başarısı Karacan’ın TRT’de sponsorlu iki program daha yapmasının yolunu açmıştır. Bu programlar: Pop 100 ve daha sonra Türkiye'nin en ünlü aktrislerinden biri haline gelen Meltem Cumbul’un sunuculuğunu yaptığı Genç Çizgi programlarıdır.

1992’de, özel radyoların halen yasak olduğu bir dönemde Karacan Londra’ya dönerek bir korsan radyo istasyonu olan Number1 FM’i kurmuş ve uydu üzerinden Türkiye’ye yayın yapmaya başlamıştır. Türkiye'de özel radyoların yasal olarak yayına başlamasıyla birlikte NR1 FM Türkiye'de İstanbul'dan yayına başlamıştır. Number1 FM halen Türkiye'nin önde gelen yabancı müzik radyolarından biridir. 1993 yılında ise aynı şekilde diğer radyosu Radyo Klas'ı kurmuş, 1994’de özel radyoları serbest bırakan mevzuat değişiklikleri sonrasında Karacan radyo kanallarının merkezini Türkiye’ye taşımıştır. Radyo Klas günümüzde Number1Türk FM adıyla yayınlarını sürdürmektedir.

Türkiye’ye dönüşünde Karacan MTV ile bir anlaşma yaparak Türkiye’nin sadece müzik yayını yapan ilk televizyon kanalı olan Number1 MTV’yi kurmuştur. Kardeşi Ali Karacan ile ortaklığı çerçevesinde Number1 TV ve Number1 FM dışında Genç TV'yi kurmuş, Discovery Channel, History Channel ve Nickelodeon gibi yabancı kanalların yayınlarını Türkiye'ye getirmiştir

Yeni yetenekleri keşfetmeye her zaman büyük önem veren Karacan 1997’de bir plak şirketi kurma kararı almıştır: NR1 Müzik, Athena (2004 Eurovision Şarkı Yarışmasında dördüncü olmuştur), Teoman, Duman ve Vega NR1 tarafından keşfedilen yeteneklerin sadece birkaçıdır. NR1 Müzik, bugüne kadar Türkiye’de en çok satış yapan albüm sıfatını elinde bulunduran Teoman’ın Onyedi albümünün de yayıncısıdır.

1999’da Karacan İngiltere’nin uluslararası şirketlerinden People Sound’un başkan yardımcılığına getirilmiştir. People Sound Napster ve iTunes gibi fenomenlerin yolunu açan kurum olarak bilinmektedir.

2004’de ablası Cemre Birand ile birlikte butik bir seyahat acentesi ve organizasyon şirketi olan Private-Class Travel Services’i kurmuştur. Private Class Karacan’ın seyahat ve davet planlama konusundaki ilgisini bir araya getirmiştir. Private Class Türkiye’de üst düzey, lüks seyahat arayışındaki müşteri kitlesine hitap eden başlıca seyahat acentesidir. Dünyanın dört bir yanında seyahat hizmetleri sunsa da asıl uzmanlık alanı İstanbul ve Anadolu’da alışılmışın dışında lüks deneyimler sunmasında yatmaktadır. Private Class ayrıca açılışlar ve yıldızların katıldığı partiler gibi organizasyonlar da düzenlemektedir.

2009’da Karacan ile Sky, Sky platformu üzerinde çok uluslu bir moda kanalının yayına başlamasına yönelik görüşmelere başlamış olup, buna yönelik çalışmalar halen devam etmektedir.

Ömer Karacan halen ağabeyi Ali Karacan ile birlikte Number1 TV, Number1 FM, Number1Türk FM gibi önemli medya kuruluşlarını yönetmektedir. Karacan ailesi, bir dönem Milliyet ve Vatan gazetelerini Demirören Grubuyla ortak olarak Doğan Medya'dan satın almıştır.[1] Ancak daha sonra ortaklar arasında anlaşmazlık yaşanmış ve ortaklık bozulmuştur.[2]