Cemal Paşa

Ahmed Cemâl (d. 6 Mayıs 1872, Midilli - ö. 21 Temmuz 1922, Tiflis), Osmanlı siyaset adamı ve asker, İkinci Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin üç liderinden biridir.

Ahmed Cemâl
Doğum 6 Mayıs 1872(1872-05-06)
Midilli
Ölüm 21 Temmuz 1922 (50 yaşında)
Tiflis
Mezar yeri Karskapı Şehitliği, Erzurum
Bağlılığı Osmanlı İmparatorluğu
Hizmet yılları 1893-1918
Rütbesi Birinci Ferik
Birimleri Bahriye Nazırlığı
Komuta ettiği 2. Ordu
4. Ordu
Savaşları/Çatışmaları Balkan Savaşları
Sarıkamış Harekâtı
Birinci Kanal Harekâtı
İkinci Kanal Harekâtı
Madalyaları
Cemal Paşa

Özellikle "Üç Paşalar İktidarı" olarak da bilinen 1913-1918 arasında Osmanlı Devleti’nin iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde etkin rol oynamıştır. I. Dünya Savaşı’nda Filistin Cephesi’nin komutanı olarak görev yaptı.

Gençliği ve eğitimi

Askeri eczacı Mehmed Nesib Efendi’nin oğludur. 1890’da Kuleli Askeri İdadisi’ni, 1893’te Harbiye Mektebi’ni bitirdi. 1895’te kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı.

Önce Genelkurmay 1. şubesinde görev aldı. 1896’da 2. Ordu’ya bağlı Kırklareli İstihkâm İnşaat şubesine atandı. Ertesi yıl kolağası (önyüzbaşı) oldu.

1898’de Selanik’teki 3. Ordu’ya redif fırkası (tümeni) kurmay başkanı olarak atandı. Selanik’te iken o sırada gizli bir örgüt durumundaki İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne girerek cemiyetin askeri kanadının örgütlenmesiyle görevlendirildi. 1899’da Selanik’te Seniha Hanım’la evlendi.

1905’te binbaşı oldu. Ertesi yıl Rumeli Demiryolları müfettişliğine getirildi. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin Rumeli’de örgütlenmesinde etkin rol oynadı; cemiyetin bölük adı verilen yerel birimlerini oluşturdu. 1907’de 3. Ordu kurmay heyetine atandı. Burada Binbaşı Ali Fethi Bey ve Kolağası Mustafa Kemal ile birlikte çalıştı.

İkinci Meşrutiyet

II. Meşrutiyet ’in ilanının (1908) ardından Selanik’teki İttihat ve Terakkî Cemiyeti genel merkezi tarafından İstanbul’a gönderilen on kişilik temsil heyetinde yer aldı. Ardından cemiyetin genel merkez üyeliğine seçildi. Aynı yıl kaymakamlığa (yarbay) yükseltilerek Anadolu’ya gönderilen Heyet-i İslâhiye üyeliğine getirildi.

31 Mart Olayı’nın (13 Nisan 1909) çıkması üzerine İstanbul’a dönerek Yeşilköy’de ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Hareket Ordusu’na katıldı. Ayaklanmanın bastırılmasının ardından Üsküdar muhafızlığına atandı (Mayıs 1909).

31 Mart Olayından kısa bir süre sonra Çukurova’da patlak veren Ermeni ayaklanmasını denetim altına almak üzere Adana valiliğine getirildi (8 Ağustos 1909). 1910 sonlarında hastalandığı için İstanbul’a döndü.

Ağustos 1911’de Arap aşiretlerinin çıkardığı ayaklanmaları bastırmak üzere Bağdat valiliğine atandı. İttihatçıların desteğindeki Mehmet Said Paşa hükûmetinin istifa etmesi üzerine, Temmuz 1912’de bu görevinden ayrılarak İstanbul’a döndü.

Bir süre sonra Konya Redif Fırkası komutanı oldu. Ekim 1912’de miralaylığa (Albay) yükseldi. Kasım 1912’de tümeniyle Balkan Savaşı’na katıldı. Pınarhisar-Vize’de Bulgarlara karşı ağır bir yenilgiye uğrayınca fırkası ile birlikte Çatalca’ya çekildi. Aralık 1912’de İstanbul menzil müfettişi ve ordu idare reisi oldu.

Bâb-ı Âli Baskını

İkdam’ın Talat, Enver ve Cemâl Paşaların yurtdışına kaçışını duyuran ilk sayfası, 4 Kasım 1918.

Bâb-ı Âli Baskını (23 Ocak 1913) olarak bilinen hükûmet darbesinin ardından İttihatçılar başa geçince İstanbul muhafızlığına getirildi. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne karşı gelişen muhalefeti bastırarak partinin yönetimine destek sağlamaya çalıştı. Aynı yıl Bulgarlarla yapılan barış görüşmelerine askeri üye olarak katıldı.

İstanbul muhafızlığının kaldırılması üzerine 1. Kolordu komutan vekili oldu. Aralık 1913’te mirlivalığa (Tuğgeneral) yükseldi.

26 Şubat 1914’te nafia (bayındırlık), 11 Mart 1914’te bahriye nazırlığına atandı. Bahriye Nezareti’nde (bakanlık) ve donanmada yeni düzenlemeler yaptı.

Öteden beri Fransız yanlısı olarak bilinen Cemâl Paşa, I. Dünya Savaşı öncesinde Fransa’nın desteğini kazanmak amacıyla Fransa’ya gitti. Ama siyasal ittifak sağlayamadı ve bunun üzerine Alman yanlısı Enver Paşa ve Talat Paşa ile birlikte 2 Ağustos 1914’te yapılan Osmanlı - Alman İttifakı’nı isteksizce destekledi.

I. Dünya Savaşı

Lut Gölü sahilinde (3 Mayıs 1915)
SMS Goeben’de, 1914
Kudüs’e giren Avusturya askerlerini teftiş eden Cemâl Paşa (1916)
El-Hindiye Barajı, Hilla

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi üzerine bahriye nazırlığının yanı sıra 2. Ordu komutanı olarak görevlendirildi. Kısa bir süre sonra da Filistin’deki 4. Ordu komutanlığına atandı (Kasım 1914).1915’te Ferikliğe (Korgeneral) yükseldi. Mısır’ı İngilizlerden almak amacıyla düzenlenen Kanal Seferi olarak bilinen çarpışmalarda komuta ettiği Osmanlı güçleri ağır kayıplar verince geri çekilmek zorunda kaldı.

1916’da Enver Paşayı devirmek için darbe planladığı ama sonra korkarak bundan vazgeçtiği söylenir (Falih Rıfkı Atay’ın anılarında geçer).

Bunu Filistin Cephesindeki başka yenilgiler izledi. Gittikçe kötüleşen durumu düzeltmek amacıyla Temmuz 1917’de Yıldırım Orduları Grubu kurularak 4. Ordu kaldırıldı. Cemâl Paşa da göstermelik bir görev olan Suriye ve Batı Arabistan Orduları Genel Komutanlığına (Suriye, Filistin, Hicaz, Yemen ve Asir bölgesi komutanlığı) atandı ve birinci ferikliğe (Orgeneral) yükseltildi. 1918’de bölgenin denetimi Yıldırım Orduları Grubu’na verilince bu görevden de alındı.

Cemâl Paşa Suriye’de bulunduğu sırada Halide Hanım’la birlikte çeşitli toplumsal hizmetlerin ve bayındırlık etkinliklerinin yaygınlaştırılması için çalıştı; yörenin arkeolojik özellikleriyle yakından ilgilendi. Bu arada Arap ileri gelenleri arasında ortaya çıkan siyasi hoşnutsuzluğa ve düşmanca yönelimlere sert önlemlerle tepki gösterdi. Bölgede Kasap Cemâl ve Seffah Cemâl lakabı takılan paşa, levanten bölgesindeki Arap milliyetçilerini öldürtmüştür. Beyrut ve Şam’da öldürdükleri milliyetçilerin adlarının verildiği iki ana meydan bulunmaktadır.

Savaş sonrası

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması üzerine 1-2 Kasım 1918 gecesi Enver Paşa ve Talat Paşa ile birlikte bir Alman denizaltısıyla Odessa’ya, oradan da Berlin’e gitti. Tam bu sırada İstanbul’daki sıkıyönetim mahkemesince (Âliye Divan-ı Harb-i Örfi), Osmanlı’da yaşayan Arap unsurlarının isyanına sebep olmak suçundan gıyabında önce ordudan atılmasına, sonra da idamına karar verildi (5 Temmuz 1919).

Ardından İngilizlere karşı mücadele eden Afgan ordusunun modernleştirilmesi için Afganistan’a gitti. Bolşeviklerin siyaset değişikliği sonucu Tiflis’e geçti. Burada bir süre Enver Paşa ile bir grup İttihatçının Rusya ve tüm Asya’daki Türkleri antiemperyalist ve Turancı amaçlar etrafında birleştirmeye yönelik etkinliklerine katıldı. Anadolu’daki Türk Kurtuluş Savaşı’nın önderleriyle ilişki kurdu.

Öldürülmesi

Türkiye’ye dönme hazırlıkları içindeyken, Ankara Hükûmeti'nin Tiflis Mümessili (Büyükelçisi) Ahmet Muhtar Bey'le mümessillikte akşam yemeği yediği[1] 21 Temmuz 1922 tarihinde Tiflis’te bulunduğu sırada öldürüldü. Cenazesi Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir tarafından Erzurum’a getirilerek Karskapı Şehitliği’ne defnedildi.

Bu suikastın, Stalin’in emriyle, o sırada Gürcistan Çeka’sının başında olan Lavrenti Beria tarafından tertiplendiğine dair iddialar vardır.[2] Cemâl Paşa’yı Ermenilerin mi, yoksa Rus Gizli Servisi’nin mi öldürdüğü meselesi bugün hâlâ tartışılmaktadır.[3]

Hatırası

Cemâl Paşa, İkinci Meşrutiyet Dönemi’nde İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin önde gelen yöneticilerindendi. Özellikle Üç Paşalar İktidarı olarak da bilinen 1913-1918 arasında Osmanlı Devleti’nin iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde önemli rol oynadı. Ayrıca I. Dünya Savaşı’nda en önemli cephenin komutanı olarak görev yaptı. Bundan dolayı yenilginin ve İttihat ve Terakkî Cemiyeti yönetiminin birinci dereceden sorumlularından sayıldı.

Cemâl Paşa’nın Seniha Hanım’la olan evliliğinden Ahmed, Mehmed, Kamuran, Nejdet ve Behçet isimli beş çocuğu vardır. Oğullarından Ahmed Cemâl gazeteci Hasan Cemâl’in babasıdır.

Yazdıkları

  • Plevne Müdafaası (1898)
  • Alte Denkmaeler aus Syrien,Palastina und West Arabien (1918) (Suriye, Filistin ve Batı Arabistan’daki Eski Anıtlar)
  • Cemâl Paşa Hatırası 1913-1922 (1923)
  • Birinci Dünya Harbi’nde Suriye Hatıraları (2003) - Ali Fuad Erden

Kaynakça

  1. Şimşir, Bilal (2000). Şehit Diplomatlarımız (1973-1994) (2015 bas.). Ankara: Bilgi Yayınevi. ISBN 975-494-924-7.
  2. "Arşivlenmiş kopya". 22 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2009.
  3. Murat Bardakçı. "Atatürk, 1915'e 'soykırım' diyen Hasan ağabeyin ailesine 'kan parası' olarak Ermeni gayrımenkullerini bağışlamıştı". HABER TÜRK. 11 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2018.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.