Şiilik karşıtlığı

Şiilik karşıtlığı, dini inançları, gelenekleri ve kültürel mirasları nedeniyle Şii Müslümanlara yönelik ön yargı, nefret, ayrımcılık veya şiddeti barındırır. Bu terim ilk olarak 2011 yılında Şia Hakları İzleme Komitesi tarafından tanımlanmış, ancak yıllardır gayri resmi araştırmalarda ve bilimsel makalelerde kullanılmıştır.[1][2]

Muhammed'in ölümünden sonra halefinin kim olacağı tartışması, iki ana mezhep olan Sünnilik ve Şiiliğin oluşumuyla sonuçlandı. Sünniler, Kureyş kabilesine mensup herhangi birinin Sünni Müslümanların çoğunluğunun onayını aldığı takdirde, Peygamberin halefi olabileceğini söylediler. Ancak Şiiler, sadece Tanrı tarafından Peygamber Muhammed aracılığıyla seçilen kişinin halef olabileceğini öne sürdüler. (Şii literatürde bunun Gadîr-i Hum olayı ile gerçekleşmiş olduğu kabul edilir.) İmam Ali, Şii toplumun gözünde Muhammed'in halefi ve dini otoritedir. Emevîler Hilafetinden birçok Sünni yönetici, Şia'yı hem siyasi hem dini otoriteleri için bir tehdit olarak algıladı.[3]

Emevi Sünni yöneticiler Şii azınlığı marjinalleştirmenin yollarını aradı. Tarih boyunca Şiilere yapılan zulümler acımasız ve soykırımsal olayları da içerir. Tüm Müslüman toplumunun %15'ini oluşturan Şiiler, bugüne kadar, Sünnilerin çoğunlukta olduğu ülkelerde marjinalize edilmiş topluluklar olarak kalmıştır. Din hürriyetleri ve mezhep örgütlenmeleri kurma imkanları yoktur.[4]

Eski Zamanlar

Emeviler

Muhammed'in torunu İmam Hüseyin, Yezid'in otoritesi altına girmeyi reddetti. MS 680 yılı civarında, Yezid binlerce Emevi askerini, Hüseyin'in kervanlarını kuşatması için gönderdi. Kerbela Savaşında 6 gün boyunca Emevi ordularına dirense de, İmam Hüseyin ve 72 arkadaşı öldürüldü ve kafaları Şam'a götürülmek üzere kesildi. Bu 72 kişi Hüseyin'in arkadaşları ve ailesini içerir. Habib (Hüseyin'in yaşlı arkadaşı), Abbas (Hüseyin'in kardeşi), Ali el-Ekber (Hüseyin'in büyük oğlu), Ali Asgar (Hüseyin'in altı aylık bebeği) ölen kişilerin içindedir. Yezid kuvvetleri daha sonra ölen kişilerin başlarını mızraklara geçirdiler ve bir geçit töreni gibi Şam'a kadar götürdüler. Hayatta kalan kadınların kıyafetlerini soyarak, kendileriyle birlikte yürümeye zorladılar. İmam Hüseyin'in ölümü, Emevilere karşı doğrudan bir savaşı imkansız kıldı. Ancak bununla birlikte Şiiliğin Emevilere ve taleplerine karşı ahlaki bir direniş biçimi olarak yer edinmesini kolaylaştırdı.[5]

Bağdat Kuşatması

Moğolların yaptığı Bağdat Kuşatması (1258), Şiilere karşı önyargıları daha sık hale getirdi ve yaşanan her problemde Şiilerin hatırlanmasına sebep oldu.[6] Bir rivayete göre, bir Şii bakan kendi zayıf noktalarını Moğollara açıklayarak İmparatorluğa ihanet etti.

Hint Alt Kıtası

Şiiler ve Sünniler yaklaşık on beş yüzyıl boyunca alt kıtada yan yana yaşarken, Şii karşıtı şiddet son üç yüzyıl boyunca sürekli olarak artmaktadır. Anti-Şiiliğin iki yönü vardır: Şiafobik edebiyat ve nefret suçları. Şiileri dini olarak sapkın, ahlaki açıdan yozlaşmış, politik olarak hain ve daha az insan olarak tasvir eden Şii karşıtı edebiyat, onlara karşı şiddetin ideolojik çerçevesini belirler. Ortaçağda Orta Doğu her iki mezhep arasında kanlı çatışmalar gördü, ancak Hint Yarımadası, Babürlerin laik politikası nedeniyle güvenli ve huzurlu kaldı.

Ancak, MS onsekizinci yüzyılda, politik yazıların sayısı artmaya başladı.[7] Evrengzib'in Şiilere karşı yaptığı ayrımcılıkla başladı. Altıncı Babür imparatoru Evrengzib Şiilerden nefret ediyordu; Ekber Şah'ın laik politikasını kaldırdı ve Sünni mezhebinin üstünlüğünü sağlamaya çalıştı. Şia'yı sapık olarak nitelendiren Fetâvâ-i Hindiyye ansiklopedisinin yazımını denetledi. Davudî İsmailîlerin manevi lideri Seyyid Kutb-ud-din ve 700 takipçisi Evrengzib'in emirleri üzerine katledildi. Taziye olaylarını yasakladı.[8] Ölümünden sonraki yüzyılda, nefret edebiyatı ve mezhepsel cinayetler arttı.

Kaynakça

  1. "Anti-Shi'ism". Shia Rights Watch. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2012.
  2. Kedourie, Elie (Nisan 1988). "Anti-Shi'ism in Iraq under the Monarchy". Middle Eastern Studies. 24 (2). ss. 249-253. doi:10.1080/00263208808700740.
  3. "The Origins of the Sunni/Shia split in Islam". 26 Ocak 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2008.
  4. Nasr, Vali (2006). The Shia Revival: How Conflicts Within Islam Will Shape the Future. W.W. Norton & Company Inc. 978-0-393-06211-3 pp. 52-53.
  5. Nasr(2006), p. 41
  6. Nasr(2006), p. 53
  7. S. A. A. Rizvi, "Shah Abd al-Aziz", p. 255, Ma’rifat Publishing House, Canberra, (1982).
  8. A. Truschke, "Aurangzeb: The Man and The Myth", Penguin, (2017).
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.