Velâyet

Kur'ân-ı Kerîm'deki anlamı

Allah-u Zülcelâl, veli kullarını her an gözetir, korur ve bir an bile onları kendi nefisleriyle başbaşa bırakmaz. Veli, Allah'a yakın olan kimsedir. Kurbiyyet, yani Allah'a yakınlık; mekân olarak değil, marifetullahta istiğrak, O'nun kudretine, âzametine tam iman, zikr-i daim ve hakikî kulluktur. Çünkü, Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

“Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.” (Bakâra; 257)

Velâyetin şartı; Kur'an ve Sünneti muhafâzadır, tam tatbik etmektir. Velâyet iki kısımdır: Velâyet-i Âmme; bütün mü’minler için geçerlidir. Velâyet-i Hâssa, Seyr-i sülûk erbabına ait velayettir ki; kulun Hak'ta fenasından ve Hak'la bekasından ibaret bir hâldir.

İsmâilîyye mezhebindeki anlamı

Ayrıca Şiîliğin İsmailîyye mezhebinde Ali bin Ebu Talib'in İslam peygamberi Muhammed bin Abdullah'ın tek vasisi olduğunu kabul ederek onun velâyetine inanmak ve velâyetin sona ermeyip onun soyundan devam ederek günümüze kadar ulaştığını ve sadece onun soyundan gelen İsmailî cemaat önderlerine bağlanarak Allah'ın rızasının kazanılacağını benimsemek bu mezhep için ibâdetsel bir şart olarak ön görülmüştür.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

    This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.