Sinagog

Sinagog (İbranice: בית תפילה, romanize: bet tefila, lit. "dua evi"; Yidiş: שול, shul; Ladino: אשנוגה, esnoga; Grekçe: συναγωγή, synagogē, anlamı "toplanma yeri") veya havra, Yahudilik inancına inanan Yahudi ve Samirilerin ibadet etmek için gittikleri ibadethane.[1][2]

Dua etmek için ayrılmış büyük bir bölüme (ana kutsal alan) ve çocuk olanlar için, küçük odalara bölünmüş öğrenim bölümüne sahiptir. Sinagoglar, bazen insanların birbirleri ile sosyalleşmesi veya sohbet etmesi için oturakların bulunduğu bir salona da sahip olabilir.[2] Tevrat üzerine çalışma üretenler için ise בית מדרש [beth midrash] adı verilen ve "eğitim kısmı" anlamına gelen ayrı bir oda vardır. Günümüz Yahudi toplumlarında sinagoglar daha geniş rollere sahiptir. Bu nedenle bazı sinagoglarda yemek salonları, koşer mutfaklar, dînî okullar, kütüphaneler, günlük bakım yerleri ve küçük şapeller vardır.[2]

Etimoloji

Kfar Bar'am sinagogundan kalan yıkıntılar

Sinagogların İkinci Tapınak’ın yıkılmasından çok önce var olmalarına rağmen, tapınaktaki toplu ibadetler, din adamları (kohanim) tarafından gerçekleşen kurban ibadetleri (Korbanot) için yapılırdı. Bu dönemde cemaat, bütün gün süren Yom Kippur ayininde hem hahamın kurban ibadetini izler, hem de ibadetin düzgün tamamlanması için dualar ederdi.

Babil tutsaklığı döneminde Büyük Toplantı Mensupları, Yahudi ibadetleri için kullanılan dili standartlaştırdılar. Bundan önce, insanlar doğru buldukları şekilde ibadetlerini edâ ederlerdi. İkinci Tapınak döneminin sona erdiği dönemde hahamlık yapan Rav Yohanan ben Zekayi, Yahudilerin yaşadıkları yere yakın ibadet evlerinin yapılması gerektiğini ilan etti. Bu, tapınağın yıkılmasına rağmen Yahudilerin ibadetlerini ve kimliklerini bulundukları yerde korumalarını sağladı.

Mimarî tasarım

Sinagogların planlarını etkileyen standart kanunlar olsa da, mimarı tasarım konusunda sınırlayıcı kurallar pek yoktur. Bu nedenle sinagogların iç ve dış tasarımları çok değişkenlik gösterir. Tarihî olarak sinagoglar, yapıldıkları dönemde ve yerde ağırlık basan mimarî tarza göre yapılırdı. Böylece Kaifeng-Çin’deki sinagog, Çin tapınaklarına benziyordu. İlk sinagogların tarzları, Doğu Roma’daki diğer dînî grupların tapınaklarına benzerdi. Ortaçağ İspanya’sından kalan sinagoglar Müslümanların (mudejar) alçı işleriyle kaplanmıştır. Budapeşte ve Prag’daki Ortaçağ sinagogları tipik gotik yapılardır. Avrupa’daki Yahudilerin özgürleşmeleriyle birlikte Yahudiler, daha önce yasaklı oldukları girişim alanlarına girmeye başladı ve artık sinagog yapmak için özel izinler gerekmediğinden sinagog mimarisi yeşerdi ve gelişti. Geniş Yahudi toplumları sadece zenginliklerini değil, yeni elde ettikleri vatandaşlık statülerini muhteşem sinagoglar kurarak göstermek istedi. Neo-Klasik, Neo-Bizans, Romanesk revival, Fas revival, Gotik revival ve Yunan revival tarzları gibi birçok yenilikçi stil kullanıldı. 19. ve erken 20. yüzyılda historisist mimarî doruklarındaydı ve bu döneme ait sinagoglar tek bir tarza sahip değildi ve daha çok eklektikti.

İç ögeler

Bialystoker Sinagogundaki bimah ve Tevrat sandukası
Łańcut Sinagogundaki bimah

Bütün sinagoglar bimah diye adlandırılan, üzerinde Tevrat okunan bir masaya ve din adamları için bir kürsüye sahiptir. Tevrat Sandukası (İbranice: Aron Koden- İbranice: ארון קודש) Tevrat rulolarının tutulduğu ve korunduğu dolaplardır. Sandukalar, sinagoglarda önleri Kudüs’ü görecek şekilde konumlanır. İsrail’deki sinagoglar da Kudüs’e doğrudur. Bazı sinagoglar yapı gereği farklı yöne bakarlar ve bu nedenle bazı kişiler dua esnasında Kudüs’e doğru döner dua ederken bütün cemaat dönmez. Sanduka, On Emir'in içinde bulunduğu anlaşma sandukasını andırır. Bu sanduka sinagogdaki en kutsal bölümdür. Sanduka parochet İbranice: פרוכת adındaki süs perdesiyle örtülür. Geniş ve uzun olan Bimah (İbranice: בימה), Tevrat parşömenlerinin üzerine konup okunduğu platformlardır. Bütün sinagoglarda bulunur. Sefarad sinagoglarında bimah, din adamlarının okuma masası olarak da kullanılır. Sinagoglardaki diğer özellikler arasında daima yanan bir lamba (ner tamid, İbranice: נר תמיד – sonsuz ışık) vardır. Bu lamba, Kudüs’teki tapınakta bulunan batı taraftaki hiç sönmeyen menorayı hatırlatır. Birçok sinagogda yedi kollu menora vardır. Günümüzdeki birçok sinagogda ise hahamlar için rahle vardır.

Sinagoglar sanatsal ögelerle dekore edilebilir, fakat Rabinik ve Ortodoks geleneğine göre üç boyutlu heykeller ve insan vücudunu gösteren ögeler yasaktır. Putperestlik olarak algılanır. 19. yüzyıla kadar Aşkenaz sinagoglarında oturma bölümleri Tevrat Sandukasına dönüktü. Sefarad sinagoglarında oturma kısımları tapınak etrafında konumlanırdı ve dua esnasında cemaat ayağa kalkıp sandukaya dönerdi. Aşkenaz sinagoglarında Tevrat, ortada bulunan okuma masasında okunurdu. Sefaradlarda okuma masası sandukanın karşısında bulunurdu. Böylece tapınağın ortası dinî tören için gerekli alan olan kullanılırdı.

Mezhepsel farklılıklar

Kudüs’teki Belz Sinagogunun içi

Ortodoks sinagoglarda kadın ve erkekleri ayrı tutan ayrı kısımlar vardır (mechitzah). Böylece kadınlar ve erkekler ayrı kısımlarda oturur ya da kadınlar için ayrı balkonlar vardır.

19. yüzyılın başlarında ortaya çıkan Alman reform hareketi, sinagogları geleneksel görünüşlerinden uzaklaştırdı. Hem Yahudi kalacak, hem de ev sahibi kültür tarafından kabul edilebilecek hâle getirdi.

1811’de Hamburg’da açılan ilk reformist sinagog, kiliseye benzedi. Bu sinagoglarda büyük orglar Şabat ibadetlerine eşlik ederdi. Hazan’a bir koro eşlik eder ve hahamlar cübbe giyerdi.[3]

Sinagoglara alternatifler

Ortodoks Yahudiler, yalnız ibadet etmektense minyanlar oluşturmayı tercih ederler. Genelde önceden ayarlanmış zamanlarda oturma odaları, ofislerde ya da başka alanlarda ibadet edilir. Bu tür toplanmalar, sinagoga gitmekten daha uygun zamanlarda yapılır. Bu amaçla kullanılan bina ya da odalar küçük birer sinagog ya da dua odası olarak kullanılabilir. Aşkenaz Yahudiler, bu yerleri Shtiebel (küçük ev – İbranice: שטיבל) olarak adlandırırlar ve bu tür yerler, dünyanın her yerinde Ortodokslar tarafından kullanılır.

Günümüzde gerçekleşen diğer toplu ibadet gruplarından biri de Chavurah (İbranice: חבורה) ya da dua kardeşliği olarak adlandırılır. Bu gruplar, belirli zaman ve yerlerde evlerde toplanır.

Büyük Sinagoglar

Berlin'deki Yeni Sinagog'un içten görünüşü

19. yüzyılda ve 20. yüzyıl başlarında Avrupa’daki Yahudiler sadece ibadet için değil, toplumun bir parçası olduklarını göstermek için oldukça büyük ve mimarî açıdan gösterişli sinagoglar yaptılar. Küçük şehirlerde bile büyük sinagoglar yapıldı. Bu büyük sinagoglar arasında Portekiz Sinagogu (Amsterdam), Roma’daki Büyük Sinagog, Berlin'de Yeni Sinagog, Leopoldstädter Tempel, St. Petersburg’daki Büyük Sinagog, Sidney’deki Büyük Sinagog vardır.

En geniş sinagoglar

  • Kudüs’teki Belz Sinagogu, dünyanın en büyük sinagogudur. 15 yılda tamamlandı ve ana tapınakta oturma bölümü 6000 kişilik.
  • Satmar Sinagogu, New York.[4]
  • Ukrayna’daki Bratzlav Center 6000 kişiliktir.[5]
  • Budapeşte’deki Dohany Sinagogu 3000 kişiliktir ve 1200 m² büyüklüğündedir.
  • Kehillas Yetev Lec D’Satmar, Brooklyn, New York. 2000-4000 kişiliktir.

Galeri

Kaynakça

  1. רשימת בתי הכנסת בישראל באתר "הרשות הארצית לשרותי הדת"
  2. "What is a Jewish Prayer House". Türkiye Hahambaşılığı Vakfı. 29 Temmuz 2020. 2 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.
  3. Rabbi Ken Spiro. Aish.com, "Crash Course in Jewish History Part 54 - Reform Movement"
  4. "Jewish Professionals Institute (JPI) - Holocaust Thesis Chapter 7". 5 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2012.
  5. Synagogue Update, Rosh Hashana 5760 (1999)
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.