Besni

Besni, Adıyaman il merkezinin batı kesiminde yer alan bir ilçedir.

Besni
Ülke Türkiye
İl Adıyaman
Coğrafi bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesi
İdare
  Kaymakam Bedirhan İmamoğlu [1]
  Belediye başkanı Eyyup Mehmet Emre (AK Parti)
Yüzölçümü
  Toplam 1.330 km² (510 mil²)
Rakım 930 m (3.050 ft)
Nüfus
 (2018)
  Toplam 77,301
  Kır
-
  Şehir
-
Zaman dilimi UTC+03.00 (UDAZD)
Posta kodu 02300
İl alan kodu 0416
İl plaka kodu 02
Resmî site
Belediye
Besni
Besni'nin konumu

Etimoloji

Besni için kullanılan isimlerin 12.-19. yüzyıllar arasında çeşitli şekillerde yazıldığı görülmektedir. Bu süreçte Besni; Arapça Bahasna, Süryanice Bet Hesna ve Behesna, Ermenice Behesni, Behesdin ve Behisni, Osmanlıca Behisni, Behesne, Besne ve Besni isimleriyle anılmıştır.[2] Şehrin isminin Acem kaynaklarında Bihişti olarak geçtiği de bazı eserlerde kayıtlıdır.[3]

Besni için Orta Çağ tarihçilerinden Bar Hebraeus Bet Hesna[4], Urfalı Mateos Behesni ve Behesdin[5] isimlerini kullanmışlardır. 17. yüzyıl ortalarında Besni'ye uğrayan Evliya Çelebi, Seyehâtname'sinde kent ve kale için Sadr-ı Baz, Behisni ve Besne isimlerini kaydetmiştir.[6][7] Çağdaş kaynaklar da Besni için Behesni ve Behisni[8] gibi isimlerin kullanıldığını tespit etmişlerdir.

Arap ve Fars kaynaklarında Besni isminin Behesnâdan geldiği ve "eşsiz" ya da "cennete eş" anlamlarına gelen hesnâ kelimesinden türediği belirtilmektedir.[9]

Tarihçe

Tarihî kaynaklara konu olan Besni şehri, ilçenin günümüzde bulunduğu yerin 5 km güneyinde bulunan Eski Besni olarak bilinen ören yerinde, Besni Kalesi'nin çevresinde kurulmuş bir yerleşim yeridir. Besni, 1950'lerin sonuna kadar kalenin etrafındaki yerindeydi. Heyelan ve su basması nedeniyle 1950-1965 yılları arasında şehrin yeri değiştirilerek günümüzdeki yerine taşınmıştır.[10]

İlk Çağ

Araştırmacıların, ne zaman kurulduğuyla ilgili bilgiler sunmadığı Besni hakkındaki en eski bilgiler Asur yıllıklarının verdiği bilgilerdir. Yıllıkların haber verdiğine göre; Hitit egemenlik sahasında olan Besni, M.Ö. 9. yüzyıldan itibaren Asur askeri nüfuz sahasına girmiş olmalıdır. Besni'nin içinde bulunduğu Kummuh, M.Ö. 9. yüzyılda Asurlulara vergi veren devletler arasına girmiştir. Asurlular'ın M.Ö. 8. yüzyılda güç kaybetmesini fırsat bilen Urartular bölgedeki egemenlik sahalarını genişletmek için batıya doğru seferler düzenlemişlerdir. Kommagene'ye yaptıkları sefer sonucu Kummuh kralını yenerek vergiye bağladıkları gibi, Asurlulara karşı kurdukları ittifaka dahil etmişlerdir. Ancak Asurlular'ın başına geçen III. Tiglatpileser'in devletin gücünü toparlamasıyla yeniden Asur-Urartu mücadelesi başlamıştır. Kummuh topraklarında, Asurlular ile Urartular arasında, M.Ö. 742'de bir savaş gerçekleşmiştir. Savaş sırasında Urartu topraklarında sayılan Parala'nın günümüzdeki Besni yakınlarındaki Eski Besni ören yeri civarında olduğu düşüncesi ağırlık kazanmıştır.[11] Besni'yi de içine alan Kummuh, M.Ö. 708'de Asurluların bir eyaleti hâline gelmiştir.[2][12]

Makedonya Kralı Büyük İskender, M.Ö. 334'ten itibaren yaptığı fetihleri sırasında Besni'yi de egemenliği altına almış olmalıdır. Büyük İskender'in ölümünden sonra devlet parçalanmış, Besni'nin içinde bulunduğu bölge Hellenistik kültürün temsilcisi olan devletlerden Seleukosların egemenliğinde kalmıştır. M.Ö. 1. yüzyıl başlarında bölgede Kommagene Krallığı kurulmuştur. Kommagene döneminde Besni'nin önemli bir yer edindiği çevredeki Sofraz[3] ve Sesünk[13] gibi anıtsal eserlerden anlaşılmaktadır.

Bölgede devam eden Roma ve Part mücadelesi nedeniyle bu iki devlet arasında tampon görevi gören Kommagene'nin bağımsız bir devlet olarak varlığını koruması zorlaşır. Roma ve Part'lara direnemeyeceğini anlayan Kommagene kralları, diplomasi kanallarını kullanarak bağımsızlıklarını sürdürmeye çalışmışlardır. Romalılar, Anadolu'daki topraklarını koruyabilmek amacıyla, doğuya seferler düzenleyerek Fırat boylarını kendilerine bağlı hâle getirmeye çalışmışlardır. Bu kapsamda 1. yüzyıl ortalarından itibaren, 14'e kadar Kommagene Krallığı, Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırındaki vasal devletlerden biri olarak ayakta kalmayı başarabilmiştir.[12]

Kommagene kralları, Roma İmparatorluğu'na bağlı bulundukları dönemde, doğu seferlerinde Roma İmparatorluğu ordularına yardımda bulunarak başarılar elde etmişler, topraklarını genişleterek siyasi ve ekonomik yönden yeniden parlak bir dönem yaşamışlardır. Ancak Kommagene'deki bir huzursuzluğun doğu sınırları için tehlikeli olduğunu düşünen Romalılar, 72'de Kommagene kralının egemenliğine son vermişlerdir. Kommagene topraklarına giren Roma'nın Suriye valisinin ordusu başkent Samsat'a kadar gelmiş, kraldan aldığı ülkeyi kendi eyaletine ilhak etmiştir. Romalılar bu ilhaktan sonra doğu sınırlarını koruma görevini lejyonlara vermişlerdir. Kommagene'nin de içinde bulunduğu, önemli ticaret yollarının geçtiği stratejik bir yer olan Kuzey Mezopotamya, Romalıların hakimiyetinde tutmak için azami gayret gösterdikleri bir bölge olma özelliğini devam ettirmiştir. Romalılar, Suriye'yi 194 ve 195 yıllarında birimlere ayırdıklarında her birime bir lejyon yerleştirirken, Kommagene'ye iki lejyon yerleştirme gereği duymuşlardır.[2][12]

Orta Çağ

İslâmiyet’in yayılmaya başladığı ilk devirlerden itibaren Arap kuvvetlerinin akınlarına hedef olan Besni o dönemlerde Keysun’a bağlıdır. İpek yolunun buradan geçmesi önemini oldukça arttırmış ve birçok defa el değiştirmesine yol açmıştır. Başta Besni olmak üzere Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bazı yöreler 670’te Emevi orduları tarafından alınmıştır. Keysun ve civarı 9. yüzyılın başında Harun Reşid'in oğulları Emin- Memun arasındaki taht kavgaları sırasında Memun’a karşı olan Muzar ve Rebia Araplarının merkezi haline gelmiştir. 949’da Bizanslılar tarafından Halep Hamdanî emiri Seyfüddevle’den alınmış ve bir asır kadar Bizanslılar’ın elinde kaldıktan sonra Müslüman Türklerin yönetimine geçmiştir.[14]

Besni, 1084’te Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın kumandanlarından Buldacı'nın Ceyhan'dan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne kadar olan coğrafyada çok sayıda kaleyi fethettiği sırada, 1084 ya da 1085 yılında ele geçirildi.[12] Ancak 1097’de Birinci Haçlı Seferi sırasında Haçlıların egemenliğine giren Besni, daha sonra Kogh Vasil (Hırsız Vasil) adında bir Ermeni’nin hâkimiyeti altına girdi ve 1116’da da Urfa Kontu II. Baudouin tarafından onun halefi Vasil Dgha'dan alındı. Ardından Franklar’ın eline geçti, 1149’a kadar Maraş senyörlüğünün idaresinde kaldı. Kısa bir müddet için yeniden Urfa Kontluğunun idaresine girdiyse de 1150’de Kont II. Joselin'in Türkler tarafından esir edilmesiyle tekrar el değiştirdi ve Anadolu Selçuklu Sultanı I. Mesud tarafından alındı.[9][12]

1156’da I. Mesud’un ölümüyle 1160'ta Zengiler’den Nureddin Mahmud Zengi Besni'yi ele geçirdi. 1173 yılına kadar sürekli II. Kılıçarslan ve Nureddin Mahmud Zengi arasında el değiştiren Besni, Zengilerin tamamen hakimiyet kurmasının üzerinden çok geçmeden Zengiler'in bütün toprakları ile birlikte Eyyûbîler’in eline geçti. Daha sonra Selahaddin Eyyûbî'nin ölümünden sonra devletin parçalanması neticesinde ortaya çıkan devletlerden biri olan Halep Eyyûbîlerine bağlandı.[12]

Besni, 1218’de Halep üzerine yürüyen ve başarısızlığa uğrayarak geri çekilen Anadolu Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus tarafından kuşatıldı, fakat alınamadı. 1260’ta Hülagû Han’ın Suriye seferi sırasında Moğollar tarafından zaptedildi. Hülagû burayı, kendisine yaptığı yardımların karşılığı olarak Kilikya Kralı Hethum’a vermek istediyse de kaledeki Türklerin şiddetle karşı koyması üzerine bundan vazgeçerek Müslüman bir idareci tayin etti. Moğollar’ın yöreden ayrılmasından hemen sonra Besni Ermeniler’in saldırılarına uğradı, Memlûkler’den yardım istendiği halde herhangi bir yardım gelmeyince kale, 1261’de Ermeni kralına Hethum'a teslim oldu. Memlûk Sultanı Baybars 1266’da Kilikya’ya bir sefer düzenleyerek Ermeniler'i yendi ve kralın oğlu Leon'u esir aldı. Daha sonra yapılan antlaşmada Ermeni kralının başta Besni olmak üzere işgal ettiği bazı şehir ve kaleleri geri vermesi ve Leon’un serbest bırakılması karşılığında kral Hethum'un elinde olan, Halep civarında yapılan savaşta Moğollar tarafından esir edilen Memlûk emiri Şemseddin Sungur el-Aşkar'ın serbest bırakılması kararlaştırıldı. Ancak Sultan Baybars, esaretten dönen Sungur’un ricasıyla Besni’nin Ermeniler’in elinde kalmasına razı oldu. Böylece Besni bir müddet daha Ermenilerin hâkimiyetinde kalmıştır.[9][12]

Besni ve yöresi, Memlûk sultanı Kalavun'un Ermenilerin üzerine bir sefer hazırlığı içinde olduğu haberi alınınca Ermeni kralı tarafından 1293’te tekrar Memlûkler’e teslim edildi ve bir süre Halep valiliğine bağlı bir naiplik olarak idare edildi. Bu Memlûk hâkimiyeti sırasında kale sağlamlaştırıldığı gibi şehir de imar edildi. Yine Besni bu dönemde Rumkale gibi Memlûklerin elinde önemli bir karakol, önemli bir üs olarak yerini almıştır.[12]. 1299'da İlhanlıların düzenlediği Suriye seferinde yeniden Ermenilerin eline geçtiyse de 1304'te kesin olarak Memlûkler tarafından geri alındı.

14. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Moğol baskısı ile Anadolu'daki Selçuklu hakimiyetinin zayıflamasıyla Elbistan ve civarında Dulkadiroğulları kuvvet kazandı. Dulkadirli Garseddin Halil Bey, Eretnalılar ve Memlûklerle mücadele ederek 1368'de Harput, Malatya, Maraş ve Besni yöresini beyliğine katmayı başardı. Fakat bir müddet sonra Memlûklere yenilince bu bölgeler yeniden Memlûk egemenliğine girdi.[15] Buna rağmen Besni yöresi, Dulkadirli Türkmenlerin yayıldıkları yerlerden biri oldu.

1394-1398 yılları arasında, kısa aralıklarla da olsa, Kadı Burhaneddin'in kontrolüne giren Besni, kısa bir süre de Osmanlı idaresinde kalmıştır. Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid, 1398'de Sivas'ı aldıktan sonra Malatya'ya doğru ilerlemiştir. 1399'da Malatya'yı da ele geçirdikten sonra Fırat'a doğru ilerleyerek Besni, Kâhta, Divriği ve Darende'yi de Osmanlı egemenliğine aldı.[15] Ancak Osmanlılar bölgeyi uzun süre ellerinde tutamadılar. 1400’de Timur’un Sivas ve Malatya’yı ele geçirdiği sırada kısa bir süre Memlûkler’in eline geçen Besni, oldukça çetin bir kuşatma sonunda 27 Eylül 1400 tarihinde Timur'un topraklarına katıldı.

Timur tarihini aktaran eserlerde Besni Kalesi'nin sağlamlığından uve direncinden uzun uzadıya bahsedilmesi Besni'nin stratejik olarak önemli bir merkez olduğunun kanıtıdır.[12] Timur'un bölgeden çekilmesinden sonra şehir tekrar Memlûk hakimiyetine girmiştir. Besni'nin idaresi, eskiden olduğu gibi Halep valilerine bağlı olarak Mısır'dan atanan naipler tarafından yürütülmüştür. 15. yüzyılın ikinci yarısından sonra Besni Kalesi'nin pek fazla kuvvetlenemediği bölgenin Dulkadirlilerin eline geçmesinden anlaşılmaktadır.[14]

Besni ve yöresinde 15. yüzyıl boyunca savaşlar olmuş ve bölge Memlûkler, Dulkadirliler ve Türkmenler arasında el değiştirmiştir.[8] Bu dönemde Besni ve çevresinde nüfus yoğunluğunu Dulkadirli Türkmenlerin lehine değişse de şehrin hukukî yönden Memlûklere bağlı kalmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Memlûklerin, Sultan Berkuk'un vefatından sonra bile Türkmenlerin yoğunluk kazandığı Besni'nin idaresi için düzenli olarak naipler görevlendirmeye devam etmiş olmaları bunun kanıtıdır. Dulkadirlilerin şehre hakim oldukları dönemde tayin ettikleri Besni naiplerinin Mısır sultanlarının onayı ile atandığı da bilinmektedir.[12]

Bu sırada Memlûklere bağlı olarak varlıklarını sürdüren Dulkadiroğulları, fırsat buldukça bölgedeki bazı şehirleri eke geçirerek siyasi bağımsızlıklarını sağlamaya çalışıyorlardı.[16] Hatta bu dönemde basılan Behisni damgalı Dulkadirli paraları 16. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar kullanılmıştır.[2] Dulkadirlilerin etkin olduğu bu dönemde Besni'ye çok sayıda Türkmen boy ve aşiretinin yerleşmiş olduğu günümüzde bölgede konuşulan Türkçeden de anlaşılmaktadır. Besni ve çevresinde konuşulan Türkçenin, Malatya'da konuşulan Doğu Anadolu Bölgesi şivesi yerine, Elbistan ve Maraş yöresinde konuşulan Orta Anadolu şivesine benzemesi bunun kanıtıdır.[14]

Osmanlı Dönemi

Besni kazası vakıflarını gösteren tahrir defterinden bir sayfa
1519 tarihli Besni kanunnamesi

Besni, Ayıntab kalesi ile birlikte Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim'in Memlûkler ve Dulkadiroğulları üzerine yaptığı seferler sırasında 1516 yılının Ağustos ayında Osmanlı topraklarına katıldı.[8]

Besni'nin de içinde bulunduğu Malatya ve yöresi, o dönemde Mısır'a giden Osmanlı ordularının buluştuğu bir merkez haline gelecektir. Sefer sırasında Mısır'a giden ordu, Malatya'dan hareket ederek Samanlu, Şamlu Yurdu, Zeliha, Sürgü ve Subadra üzerinden Besni yakınlarından geçerek yoluna devam ederdi.[8]

Besni, 1516 yılı Ağustos ayında, I. Selim tarafından Malatya'nın alınmasından sonra, Memlûkler'den alınan Elbistan merkezli Dulkadirli Beyliği'ne bağlanmış olmalıdır. Daha sonra bu beylik kaldırılarak yerine Zülkadriye Eyaleti kurulmuş ve Besni de yeni kurulan bu eyalete bağlı kazalardan biri yapılmıştır.[14]

Bölgede vergi amaçlı tahrirlerin yapılmasına yörenin Osmanlı idaresine geçmesinden hemen sonra başlanmıştır. Araştırmalardan elde edilen bilgilere göre 16. yüzyılda bölgede 1519, 1524, 1530, 1536, 1540 ve 1560 yıllarında tahrir yapılmıştır. Bu tahrirlerde tutulan defterlerin hemen hepsinde Besni'nin adı geçmektedir. 1519 tarihinde Besni sancak merkezi olup yakınında bulunan Hısnımansur buraya bağlı bir nahiyedir. 1530'daki tahrirde ise Besni, Kâhta ve Gerger'e bağlı görünmektedir.[17]

1519’daki ilk tahrire göre Besni'de 1.400 Müslüman, 150 kadar da gayrimüslim bulunuyordu. 1523’te 1.750 Müslüman, 230 gayrimüslim; 1547’de 1.500 Müslüman, 360 gayrimüslim; 1560’ta ise 1.800 Müslüman, 370 gayrimüslim nüfus yer alıyordu. Bu durum, 16. yüzyılın ikinci yarısına kadar pek önemli bir nüfus artışının olmadığını, nüfusun küçük değişikliklerle zaman zaman azalıp yükseldiğini göstermektedir. Bölge halkının konargöçer yapıda olması bu nüfus hareketini tayinde önemli bir rol oynamıştır. Gayrimüslim nüfusta ise normal artış seyri içinde sürekli bir yükselme olmuştur.[9]

Tahrir defterlerine göre 1519’dan 1560’a kadar geçen zaman zarfında Besni’de beş mahalle vardı. 1560 sayımında bir mahalle daha oluştuğu ve mahalle sayısının altıya yükseldiği görülmektedir. Bunlar Kızılca Oba, Orta Oba, Aşağı Oba, Meydan, Bezmgâh ve Ermeni mahalleleridir.[9]

Besni’de halkın başlıca ekonomik faaliyetini tarım ve hayvancılık teşkil etmekteydi; vergi gelirleri ise 1519’da 16.750, 1523’te 11.960, 1547’de 53.515, 1560’ta ise 64.550 olarak gerçekleşmiş ve devamlı artmıştı. Tarım ürünlerinin başlıcalarını buğday, arpa, nohut, mercimek, darı, pamuk, çeşitli meyveler ve üzüm oluşturmaktaydı. Bunun yanında boyahane ve kirpas (bez) tellâllığından önemli ölçüde gelir elde edildiği ve kirişhanenin gelirinde de önemli ölçülere ulaşıldığı tespit edilmektedir.[9]

Besni, 1519 tahririnde sancak merkezi olarak belirtilmişken 1530'da merkezi Maraş olan Zülkadriye Eyaletine bağlı bir kaza olarak geçmektedir. Yine 1524-1527 yılları arasında yapılan Rum Eyaleti'nin genel tahririnde Besni ve çevresindeki yerlerin de isimleri geçtiğine göre, 1530'a kadar bu çevreler Rum Eyaleti dahilinde kabul edilmekteydi. Bu yerler 1530-1540 yılları arasında Elbistan sancağına bağlı kalmışlardır. 1540 yılından itibaren ise Zülkadriye Eyaleti'nin merkezi Maraş'a nakledildiğinden Besni'nin çevresindeki yerler Maraş'a bağlı hale gelmiştir. 1559'a kadar Rum Eyaleti'ne bağlı kalan Besni'nin Kâhta ve Gerger'le birlikte, bir sefer nedeniyle bu tarihte Zülkadriye Eyaleti'ne bağlandığı anlaşılmaktadır. Ancak seferden sonra tekrar Rum Eyaleti'ne bağlanan Besni, 1563'ten sonra yine Zülkadriye Eyaleti'nin idaresine geçmiştir. Genel olarak bölgenin Maraş'tan idare edilişi 16. yüzyılın ortalarından 19. yüzyılın ortalarına kadar devam etmiştir.[18]

1846 tarihli Besni kefalet defterinden bir sayfa
William Francis Ainsworth tarafından yapılan Besni gravürü[19]

Bölge ister Rum Eyaleti'ne, ister Zülkadriye Eyaleti'ne bağlansın; Besni ve çevresi her zaman Malatya sancağına bağlı olarak idare edilmiştir.[17] 1846 tarihli bir kefâlet defterinde kayıtlı olduğu üzere Besni, yine Malatya ile birlikte muhtemelen 1845'ten itibaren Harput eyaletine bağlı olarak idare edilmiştir.[12] Bu tarihten sonra, 1867 yılında Besni'nin sancak merkezi statüsünde olduğu görülmektedir. Hısnımansur'un sancak merkezi olması ve ardından Harput'un eyalet statüsünden kalkması Besni'yi kaza durumuna düşürmüştür.[18] Tanzimat döneminde memleket idaresinde yapılan yeniliklerle Besni, Hısnımansur ve Kâhta; 1867'de kurulan Diyâr-ı Bekr Vilayeti'ne bağlanmıştır.[12]

Besni'nin Diyâr-ı Bekr Vilayeti'ne bağlandığı sırada Hısnımansur, Mamuret-ül-Aziz Vilayeti'ne bağlı bir kaza; Besni, Samsat, Kâhta ve Gerger de Hısnımansur'a bağlı bir nahiye konumundaydı. Ancak bölgedeki asayiş ve güvenlik problemleri nedeniyle 1870 yılında, Malatya sancak yapılarak Besni, Hısnımansur, Kâhta ve Akçadağ bu yeni sancağa bağlanmıştır. Bu değişiklik sırasında Besni de kaza merkezi yapılmıştır. Daha sonra Besni kazası, bağlı olduğu Malatya sancağıyla birlikte 1883'te Mamuret-ül-Aziz Vilayeti'ne bağlanmıştır. Böylece Besni 1883'ten 1918'e kadar Mamuret-ül-Aziz Vilayeti'nin Malatya sancağına bağlı bir kaza olarak idare edilmiştir.[12][18]

19. yüzyılın sonlarındaki Mamuret-ül-Aziz Vilayeti Salnamesi’ne göre Besni’nin toplam 9859 hâne Müslüman, 325 hâne Hıristiyan olmak üzere 10.254 hâne nüfusu vardı. Aynı tarihlerde Besni kazası on bir mahalle, 143 köy ve otuz bir aşiret oymağından meydana geliyordu. 1892 yılı salnamesine göre merkezde 1900 hâne (yaklaşık 9500 kişi) nüfus bulunuyordu. Kamûsu’l-alâm’da Besni kazasının nüfusu 32.000, Vital Cuinet’nin eserinde ise 45.000 olarak gösterilmektedir.[9]

20. yüzyılın başlarında Besni’de tahıl ürünleri ile üzüm ve üzümün yan ürünleri başlıca ekonomik faaliyeti teşkil ediyordu. Ayrıca pamuklu, ipekli kumaşlar da buraya getiriliyor ve satılıyordu. Bu sıralarda Besni’ye 143 köy bağlı olup on üç mahallesi, on üç camiisi, iki mescidi, seksen öğrencisi bulunan yirmi bir medresesi ve bir rüşdiye mektebi vardı. Ayrıca 748 talebesi bulunan otuz sekiz sıbyan mektebi mevcut olup yirmi bir han, üç kilise ve buna bağlı iki de mektep yer alıyordu.[9]

Cumhuriyet Dönemi

Besni, cumhuriyet döneminin ilk yıllarına kadar Malatya'ya bağlı ilçedir. İlçe, 1926 yılında Malatya'dan ayrılarak Gaziantep'e bağlanmıştır. Ancak 1933'te çıkarılan bir kanunla tekrar Malatya'ya bağlanmıştır. Bu değişikliğin gerekçesi kanun tasarısında; bölgeden geçen demiryolu sebebiyle tüm ilişkileri Malatya'ya intikal eden Besni'nin Gaziantep'ten alınarak Malatya vilayetine bağlanması gerektiği şeklinde izah edilmiştir.[20]

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 14 Haziran 1954 tarihli oturumunda görüşülen bir kanun taslağının kabul edilmesiyle Adıyaman'ın Malatya'dan ayrılarak il yapılması kararlaştırılmıştır. Çıkan kanuna göre 1 Aralık 1954 tarihinde il statüsüne kavuşan Adıyaman'a Besni de ilçe olarak bağlanmıştır. Kanun tasarısının mecliste görüşüldüğü sırada Besni'nin Adıyaman'a değil de iktisadî şartların gereği olarak Gaziantep'e bağlanmasını isteyen milletvekilleri olmuşsa da istekleri kabul edilmemiştir.[12][18]

Besni, 1950'lerin sonuna kadar Besni Kalesi'nin etrafındaki yerindeydi. Heyelan ve su basması nedeniyle 1950-1965 yılları arasında şehrin yeri değiştirilerek günümüzdeki yerine taşınmıştır.[10] Başka bir kaynakta ise Besni'nin yerinin değiştirilmesi meselesinin cumhuriyetin kurulmasından itibaren gündemde olduğu üzerinde durulmaktadır. Yer değişikliğinin sebebi olarak da yerleşim yerinin dar olması gösterilmektedir. Şehrin Keysun veya Gölbaşı'nın Dündar Yazısı denilen mevkiine taşınması tartışılmıştır. Ancak 1950'lerin başından itibaren şimdiki Besni'ye taşınmanın başladığı ve devlet dairelerinin inşa edildiği görülmektedir. Halk ise taşınma işine pek sıcak bakmamış, eski evlerinde oturmaya devam etmiştir. 1955 yılında Eski Besnide bir mahallenin eşkıyalar tarafından basılması ve çok sayıda kişinin ölmesi üzerine yeni kurulan şehre taşınma hızlanmıştır.[21]

Coğrafya

Besni, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Fırat Nehri'ne Samsat'ın aşağısında karışan Göksu'ya dökülen bir çay yakınında ve Malatya dağlarının güney eteğinde kurulmuş bir yerleşim yeridir. Güneybatısında bulunan Gaziantep'e 105 km, batısında bulunan Kahramanmaraş'a yaklaşık 90 km, ve kuzeydoğusunda bulunan Malatya'ya yaklaşık 100 km uzaklıktadır. Adıyaman şehir merkezine 44 km, en yakın demiryolu istasyonu olan Gölbaşı'na ise 27 km uzaklıktadır.[14][22]

Günümüzde Adıyaman iline bağlı bir ilçe merkezi olan Besni, batıdan Gölbaşı ilçesi, kuzeyden Tut ilçesi, doğudan Adıyaman, güneydoğudan Fırat Nehri (nehrin diğer tarafında Şanlıurfa'nın Halfeti ve Bozova ilçeleri), güneyden Gaziantep ilinin Araban ilçesi ve güneybatıdan Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi ile çevrilidir. Yüzölçümü 1330 kilometrekare olan ilçenin kuzeyi tamamen dağlık ve engebeli olup şehirden güneye gidildikçe engebelerin yerini alçak tepeler almaktadır. Kuzeydeki yükseltiler aynı zamanda yayla özelliği de taşırken, güneye doğru azalan engebelerden sonra Kızıldağ'a kadar uzanan verimli bir ova başlamaktadır.[3]

Güneydoğu Toros Dağları silsilesinin güneye doğru alçalarak batı-doğu istikametinde uzanan dizisinden güneye doğru sarkan tepelerinden Yumrutepe eteklerinde kurulmuş olan[10] Besni'nin deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık olarak 930 metre civarındadır.[22]

Besni'de Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Akdeniz iklimlerinin karışımı olan tipik bir iklim vardır. Besni’deki iklim Akdeniz iklimi ile doğu karasal iklimi arasında bir özellik gösterir. Kışları soğuk ve yağışlı, yazları ise serin ve kurak geçer. Atatürk Barajı'nın yapılmasıyla ilçenin ikliminde hissedilir bir farklılık meydana gelmiş, nem ve yağış miktarı artmıştır. En soğuk ayı Ocak, en sıcak geçen ayı ise Temmuz ayıdır. Yıllık yağış ortalaması 704.5 mm'dir. Yıl içerisinde ilçede yağmur ve kar yağışı görülmekte olup, kar kalınlığı zaman zaman 1 metreyi bulmaktadır. Kar daha çok Aralık sonu, Ocak ve Şubat aylarında yağmaktadır. İlçe coğrafi yapısı nedeniyle genelde doğu batı yönünden sert rüzgârlar almakta, rüzgârın hızı zaman zaman saatte 10 km'yi bulmaktadır.[23]

Nüfus

İlçe merkezi hariç olmak üzere ilçeye bağlı; 7 belde, 63 köy ve 10 mahalle vardır.

2014 nüfus sayımına göre kadın nüfus 38.011, erkek nüfus 37.889'dur.[24] 0-15 yaş aralığındaki nüfus 21.366, 15-65 yaş aralığındaki nüfus 47.734, 65 yaş üstü nüfus ise 6.810'dur.[24]

Yıl Toplam Şehir Kır
1965[25]58.74211.62547.117
1970[26]63.07212.02551.047
1975[27]72.42816.31356.115
1980[28]72.96315.83357.130
1985[29]84.34817.76366.585
1990[30]88.53126.07662.455
2000[31]108.66736.12372.544
2007[32]80.46824.99655.472
2008[33]80.65125.08355.568
2009[34]80.68126.78853.893
2010[35]81.30429.10252.202
2011[36]79.44328.51650.927
2012[37]78.46228.33150.131
2013[38]77.40428.21349.191
2014[39]75.91029.32846.582
2015[40]75.04129.74545.296
2016[41]75.25530.86244.393

Kaynakça

  1. "Arşivlenmiş kopya". 28 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2015.
  2. Zeyrek, Turgut H.; Zeyrek, Ali N.; Zeyrek, Ayşegül (2006). Besni (Parala-Octacuscum-Bahasna): Anadolu'nun Güneydoğusunda Antik Bir Kent ve Yakın Çevresinin Arkeolojik Açıdan Değerlendirmesi. İstanbul: Besni Belediyesi Yayınları.
  3. Sucu, Mustafa (2006). Tarih, Kültür ve Medeniyet Diyarı; Besni. Ankara: Kardelen Ofset Mat. Yay.
  4. Gregory Abû'l-Farac (Bar Hebraeus), Abû'l-Farac Tarihi, (Türkçeye çeviren: Ömer Rıza Doğrul), C. II, TTK Yayınları, Ankara 2000
  5. Urfalı Mateos, Urfalı Mateos Vekayi-namesi (952-1162) ve Papaz Grigor'un Zeyli, (Çeviren: Hrant D. Andreasyan), TTK Yayınları, Ankara 2000
  6. Evliya Çelebi Mehmed bin Zıllî Derviş, Evliya Çelebi Seyehatnâmesi, C. III, Yayınlayan: Ahmet Cevdet, İkdam Matbaası, Dersaadet 1314
  7. Seyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı, Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyehatnâmesi, 4. Kitap, 1. Cilt, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2010
  8. Altan Çetin, Memlûk Devleti'nin Kuzey Sınırı, TTK Yayınları, Ankara 2009
  9. Taşdemir, Mehmet (1992). "Besni". TDV İslâm Ansiklopedisi. Cilt 5. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. ss. 540-541-542-543. 28 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2016.
  10. Mustafa Sucu, Adıyaman İli ve İlçeleri, Yapım-Bugün Ajans Basım Yayın Rek. Yay., Gaziantep 11-992
  11. Süleyman Özkan, Kummuh/Kumaha, Tarih İncelemeleri Dergisi, C. VII, İzmir 1993
  12. Toprak, Seydi Vakkas (Ekim 2015). Besni. Adıyaman: Adıyaman Üniversitesi Yayınları. ISBN 978-605-9134-01-9.
  13. Friedrick Karl Dörner, Nemrud Dağı'nın Zirvesinde Tanrıların Tahtları, Çeviren: Vural Ülkü, TTK Yayınları, Ankara 1990
  14. Besim Darkot-M. Halil Yınanç, Besni, İslam Ansiklopedisi, C. 2, MEB Yay., İstanbul 1979
  15. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. I, TTK Yayınları, Ankara 1988
  16. Alican, Mustafa (2014). "Ortaçağda Behesni (Besni)". MKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 11 (27).
  17. Taştemir, Mehmet (1999). XVI. Yüzyılda Adıyaman (Behisni, Hısn-ı Mansur, Gerger, Kâhta) Sosyal ve İktisadî Tarihi. Ankara: TTK Yayınları.
  18. Doğan, Hamdi (Ekim 2012). Adıyaman Tarihi ve Kültürü Üzerine. Konya: Kömen Yayınları. ISBN 9756527948 |isbn= değerini kontrol edin: checksum (yardım).
  19. Ainsworth, William Francis (1842). Travels and Research in Asia Minor, Mesopotamia, Chaldea and Armenia.
  20. Şaşmaz, Musa (2014). Türkiye'nin İdari Taksimatı (1920-2013). Ankara: TTK Yayınları.
  21. Nergiz, İsmet (2013). Eski Besni'de Yaşam. İstanbul: Fırat Basım San. Tic. Ltd. Şti.
  22. "T.C. Besni Kaymakamlığı". 3 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2020.
  23. "Besni Külliyatı". 12 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2016.
  24. ADNKS Veritabanı
  25. "1965 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  26. "1970 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  27. "1975 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  28. "1980 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  29. "1985 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  30. "1990 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  31. "2000 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  32. "2007 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  33. "2008 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  34. "2009 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  35. "2010 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  36. "2011 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  37. "2012 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 20 Şubat 2013 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2013.
  38. "2013 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 15 Şubat 2014 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2014.
  39. "2014 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2015.
  40. "2015 genel nüfus sayımı verileri" (html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 13 Nisan 2016.
  41. "2016 genel nüfus sayımı verileri" (html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 7 Mart 2017.

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.