İskilip

İskilip, Çorum iline bağlı bir ilçe ve bu ilçe merkezinin adıdır. Tarihsel bir coğrafyanın adı olarak da kullanılır. Tarihte verilen adları da; İskila, Blocium / Bloacium, Iskelib, İskelib, İmad (Direklibel)'dir.

İskilip
İskilip Kalesi surları

Çorum
Ülke Türkiye
İl Çorum
Coğrafi bölge Karadeniz Bölgesi
İdare
  Kaymakam Muharrem Eligül [1]
  Belediye başkanı Ali Sülük (MHP)
Yüzölçümü
  Toplam 1,187 km² (458 mil²)
Rakım 720 m (2.360 ft)
Nüfus
 (2018)
  Toplam 32,546
  Kır
-
  Şehir
-
Zaman dilimi UTC+03.00 (UDAZD)
Posta kodu 19400
İl alan kodu 0364
İl plaka kodu 19
Resmî site
Belediye

Osmanlı dönemi Kanuni sonrası batılı kaynaklarında özellikle Fransız kaynaklarında adı Esculape (Eskülap) olarak da anılmıştır.

Tarihi olarak İskilip sözcüğü ilk kez Sümer destanlarından olan Gılgamış Destanında "iškila-bi" biçiminde yer almaktadır.[2]

Genel tarihi

Hatti - Hitit dönemi

Bölgeye yerleşimin Hititlerin Anadolu’ya gelmesine (MÖ 3000) uzandığı çeşitli kaynaklarda yer almakta olup erken dönem Hatti uygarlığının İskila kent yerleşme alanı olduğu düşünülür. Başkent Hattuşa’ya iki saat yakınlıkta olması bu tahmini güçlendirmektedir.

Yivlik Kayası'ı üzerinde yer alan geometrik figür ve yivlerin bu dönemlerden kalma olabileceği iddia edilmektedir. Yine bu dönemde öne çıkan erken dönem yerleşim alanlarından Romalıların verdiği adla Itlus, Osmanlı'nın verdiği adla İmad - Direklibel'de tam olarak Yivlik kayası eteğinden çıkan bir akarsu yatağının oluşturduğu derenin Taybı Ovası'na karıştığı yere kurulmuştu. Elimizde olan bilgilere göre burası 15. ve 16. yüzyıla kadar önemli bir İskilip banliyösüydü. Ebussuud burada doğmuştu. Terkediliş tarihi kesin olmamakla birlikte 1509, 1514 ve 1543 yıllarında bu bölgede Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde olan büyük depremlerin birinde tümüyle yıkılmış olabileceğidir. Bunu destekleyen veride Ebussuud'un babası adına yaptırdığı mektep ve caminin yerinin İmad'da (günümüz adı Bağözü) olmayıp Meydan Mahallesine yapılmış olmasıdır.

Frigler, Paflagonlar dönemi

İskilip’in tarihi geçmişi yazılı kaynaklar bakımından MÖ 700’e Paphlagonya devletine dayandırılmakla birlikte günümüzde tam olarak çözümlenememiş bir Hatti uygarlığınında merkezi olduğu kabul edilir. Ancak bölgeye yerleşimin Hititlerin Anadolu’ya gelmesine (MÖ 3000) uzandığı çeşitli kaynaklarda yer almaktadır. Hattuşa’ya iki saat yakınlıkta olması bu tahmini güçlendirmektedir. İlçede yaşadığı, bıraktıkları kalıntılarla resmen ispatlanan en eski millet Paphlogonlardır. Paphlagonlar Anadolu’ya MÖ 1000’den sonra gelmiş, Hitit imparatorluğunun yıkılışından sonra bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkmışlardır. Paflagonya - Demir Atlılar Ülkesi; Kastamonu, Çankırı, Amasya, Samsun hattına hakim olmuştur.

Eski çağda İskilip, Paflagonya adı verilen bir bölgenin ismi olarak MÖ 900-700'lerde anılmaya ve tanınmaya başladı, Homeros'un İlyada destanında ilk defa anılan ve eski Yunanca'da "Askilepiyon - Sağlık Tanrısı" ismiyle de antik çağda önemli bir yer olarak bilinen İskilip; ünlü gezginlerden Herodot ve Skymonos'un da ziyaret ettiği bir bölge olarak bilinir. Yine bu bölgenin eski haritalardaki sınırları kuzeyde Karadeniz, güneyde Aydos dağları, doğuda Kızılırmak ile Kızılrmak vadisinin doğu yamaçları ve batıda da Bartın Çayı ile sınırlanmıştır'".

İskilip Kaya Mezarları

Paflagonya'nın coğrafi alanında, Karadeniz'e dökülen akarsuları takip eden benzer ve başka antik yerleşme yerleri de bulunmaktadır. Eski Yunan'dan Bizanslılar'a kadar uzanan tarihi dönem içerisinde büyük ticaret yollarının Karadenize ulaşmak için İskilip bölgesinden havalisinden geçmesi, geçerkende dört yol kavşağı olarak bilinen Sinop ve Alaca'nın arasındaki Boyabat ve İskilip'ten geçen önemli bir yol güzergâhı üzerinde bulunduğu aşikardır.

MS 2. yüzyılın sonlarında bölge Pont (Pontus) hakimiyetine girmiş, ancak bu egemenlik uzun sürmemiştir. Paflagonya prenslerinin yardım talebi üzerine Roma 72. Lüks Ordusunu göndererek bölgeyi Pontlardan geri almıştır. Daha sonra bölgeyi esas sahipleriolan Paflagonlara geri vermemiş kendi topraklarına katmıştır. Roma döneminde İskilip önemini korumuş I. Justinianus tarafından Helenepontus eyaletine katılmış ve eyaletin üç önemli yerleşimden biri olmuştur. O dönemin en önemli ticaret yollarından biri olan Ankyra-Gangra yolunun önemli bir durağı olup; bu yol 2.Trajan tarafından yaptırılmıştır. İskilip ile birlikte Amasya ve Kalecik'ten de geçmektedir.

Yivlik Kayası'ndan kuşbakışı ortada Kale ve İskilip

Roma ve Bizans dönemi

Roma döneminde de İskilip, jeostratejik ve jeoekonomik önemini korumuş, Roma döneminin de seçkin yerleşim birimlerinden biri olarak bu medeniyet ile de kültür alışverişinde bulunarak 1000 yıla yakın ev sahipliği yapmıştır. İskilip'te Roma dönemine ait üç eser dikkati çekmektedir. Dördüncüsü mermer bir kitabe olup çarşıda özel bir alanda sergilenirken 1970'lerin sonunda çalınmıştır.

İskilip'in Bizans'ta bulunan üç önemli şehirden birisi olduğu da eski çağ tarihçileri tarafından belirtilmiştir.

Bölgede 1000 yıla yakın süren Bizans hakimiyeti Danişmentliler tarafından sona erdirilmiş, 1071 Malazgirt Zaferinden sonra 1075'te Anadolu Selçuklu Devleti'nin egemenliği altına girmiş, daha sonra da Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli yerleşim yerlerinden biri olarak tarihsel sürecini devam ettirmiştir.

Eski Romalılar'dan Bizanslılar'a kadar gelen İslamiyet öncesi dönem Selçuklular'ın Anadolu'ya yerleşmeleri ile son bulmuş ve tekrar İskilip adıyla anılmaya başlanmış ve müslümanlaşmıştır.

Danişmend, Selçuklu ve erken Osmanlı dönemi

İskilip Kalesi ve Yivlik Tepesi
İskilip Kalesi Kaya Mezarları

Sultan Alparslan'ın 1071'deki Malazgirt zaferinden sonra Anadolu'ya adım adım yerleşenlerce; Çorum, Tokat ve Osmancık Emir Danişmend Ahmet Gazi tarafından 1074'te fethedilmiş ve müslüman Türk hakimiyetine girmiştir. Zamanla diğer Türk boyları da bu bölgeye yerleşerek ve bölgede yaşayan halklarla karışarak bugünkü İskiliplilerin ataları olmuşlardır.

Öte yandan bazı eserlerde İskilip'in Kıpçak - Tatar beyleri idaresinde Osmanlı dönemine kadar bulunduğunu kaydetmekle birlikte 13. yüzyılın başlarında zayıflayan Anadolu Selçukluları'nın idaresinden çıkarak Moğollar'ın hakimiyetine geçmiş ve rivayete göre bir kısım Tatar aşiretleri İskilip'e yerleşmişlerdir. Neticede İskilip her dönemde Türk milletine mensup çeşitli boyların yaşamış olduğu bir beldedir.

Bölgelerde kalan gayri müslüm yerli halkın bir kısmı bu suretle yerlerine bırakarak Batı Anadolu'ya çekilmiş kalanlarda kayda değer bir siyasi ve kültürel varlık gösterememişlerdir. Bu sebeplerle İskilip'te Anadolu Selçukluları döneminden kalma eserlere rastlanamamakta buna bir diğer sebepte henüz yerleşik şehirleşmeye geçilememiş olması düşünülmektedir.

İskilip Halk Kütüphanesindeki 1149 sayılı Tac-üt Tevarih isimli el yazmasının 152. sayfasında Selçuklular'ın Anadolu'daki yönetimlerinin son bulmasıyla İskilip Osmanlı idaresine geçmiş Ankara, Yozgat, Çankırı ve Kastamonu bölgeleri için Çorum ve İskilip'te Anadolu'ya ilk gelen Türkmenler'ce yurt ve mekân edinilmiştir.

1390 yılı sonlarında Yıldırım Bayezid Han tarafından Anadolu'da Kadı Burhanettin Beyliği'nin bir tehlike haline gelmesi, bir Anadolu harekatına girişilmesine sebep olmuş 1391'de alınan Kastamonu ile birlikte Candaroğulları Beyliği'nin bölgedeki hakimiyetine son verilmiştir. Osmancık ve Amasya'nın Osmanlı himayesine katılmasından sonra Kırkdilim'de yapılan bir çatışmada Şehzade Ertuğrul öldürülmüş.

Savaş sonrasında Kadı Burhaneddin'in Moğollar'a Ankara, Kalecik, Sivrihisar ve İskilip'i yağma ettirmesinden sonra toparlanan Osmanlı kuvvetleri bu isyankar beyliğin hükümranlığına son vermiş; Kastamonu, Osmancık, Çorum, Amasya ve İskilip'te tamamen Osmanlı'ya bağlanmışlardır.

Bu dönemin İskilip ve Anadolu tarihi açısından önemi oldukça fazladır. Kent tarihi açısından en büyük zorunlu dış göçler bu dönemde olmuştur. Kadı Burhaneddin'in baskınlarından yılan İskiliplilerin çoğunluğu dağlara ve daha sonra geride dönemeyerek batıya, doğuya ve güneye doğru daha güvenli yerlişim alanlarına kadar göç etmişlerdir. Yapılan araştırmalarda günümüzde Ankara, Kayseri, Kastamonu, Kütahya, Balıkesir, Afyon, Aydın,Isparta taraflarına kadar gidilip yerleşilmiştir.

1395'ten sonra bir süre huzurun tesis edildiği İskilip ve havalisi. Yıldırım Bayezid Han ile Timur'un yaptığı 1402 Ankara Savaşı'nda Osmanlılar'ın yenilmesinden sonra Anadolu'da bozulan siyasi düzenden etkilenmiş ve bazı Tatar beylerinin Timur orduları tarafına geçmesinden sonra Yıldırım Bayezid Han'ın oğullarından Mehmet Çelebi'nin "eski düzeni" kurma çabaları küçüklü büyüklü birçok muharebenin de bu bölgede cereyan etmesine sebep teşkil etmiştir. Nihayet kesinleşen Osmanlı zaferlerinden sonra yapılan bazı yasal düzenlemelerle Timur ordularına destek verdikleri gerekçesiyle bazı Tatar beyleri ve aşiret mensuplarının Rumeli'ye nakledilmek suretiyle mecburi tehcire tabi tutuldukları rivayet edilmekte; Filibe'nin batısında bulunan Koniş bölgesindeki Tatarlarla mübadele edildiği sanılmaktadır. .[3]

Osmanlı dönemi

"Küçük Kıyamet" adı verilen 1509 tarihinde meydana gelen depremle yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde idari olarak önceleri Kastamonu ilinin merkez liva' sına, 1890’da Amasya sancağı na, daha sonra Yozgat sancağı na, Ankara sancağı na ve şu an başlı bulunduğu Çorum sancağı na bağlanmıştır.

Fatih'in Trabzon'u fethinden sonra oraya gönderilen müslüman aileler içerisinde İskilip'in de adı geçer ' 4- Cemaat-i İskilip 10 hane'. Evliya Çelebi, 17. yüzyıl ortalarında İskilip’e uğramış olup İskilip’in 150 akçelik Şerif kaza olduğunu, şehir teşkilatında Sipahi Kethüda yeri, yeniçeri serdarı, şehir subaşısı ve şehir kethüdası bulunduğunu ifade etmektedir. Kalesinin azametli ve muntazam, şehrin girişinin bağ ve bahçeli olduğu ve güzel evleri bulunduğunu yazmaktadır. Bilginleri ve ziyaret yerlerinin çok olduğu belirtilerek İskilipli Muhittin Yavsi, Şeyhulislam Ebussuud ve Şeyh Musluhiddin-i Attar gibi alimleri övmektedir.

1849 yılında İskilip’e gelen ünlü seyyah Fransız V. Cuniet’in Paris’te 1894 yılında basılan La Turquie d’Asie isimli kitabında İskilip’ten şöyle bahseder:

“Şehrin genel nüfusu 43.442 kişidir.Kent içinde 48 ortodoks ve 10.563 müslüman yaşamaktadır. Şehirde 108 cami, 6 tekke, 6 medrese, 1 konk belediye sarayı, 5 kütüphane, 1 pazar, 510 dükkân, 2 han, 4 hamam, 18 çeşme, 3 fıskiye, 18 tabakhane, 63 un değirmeni, 6 fırın, 10 kahve, yaklaşık 2000 konut, 1 mahkeme, 1 vergi dairesi, iç hizmetler telgraf istasyonu, posta şubesi, sayım bürosu bulunmaktadır.”

Çağımız kimya sanayisi bağlamında yapay boya üretimi gelişmeden önceki dönemlerde İskilip'i Cehri üreticisi olarak görmekteyiz. Öyle ki kentte 20. yüzyılın başına kadar olan dönemde Cehriliği olmayana kız verilmediği vakıadır. Yapılan Osmanlı dönem tapu incelemelerinde de bu görülmüştür. Hemen her ailenin kendine ait bir cehriliği vardır. Diğer kökboya üretim malzemeleri açısından da oldukça zengin bir bitki örtüsü vardır.

İskilip, Osmanlı'nın son elli yılında olan taht kavgaları nedeniyle sürekli sancak olarak değişik yerlere bağlanmıştır. Kastamonu Sancağına bağlı iken 1890 yılında Amasya Sancağı'na bağlanan İskilip kısa bir süre sonra Yozgat ve Ankara sancağına daha sonra da Osmancık ve Sungurlu ile birlikte Çorumlu Yedi Sekiz Hasan Paşa'nın takdire şayan gayretleri sayesinde 1894'te anadolunun parlayan yıldızı, ÇORUM'a bağlanmıştır.

Cumhuriyet döneminde ise Çorum iline bağlı bir ilçe olarak günümüze kadar gelmiştir.

Cumhuriyet Dönemi ve sosyoekonomik yapısı

İskilip Evleri

İskilip, Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunda en fazla idari anlamda toprak kaybeden yerleşimdir. Osmanlı dönemi coğrafyasında İskilip'e ait olan birçok alan bugün Çankırı, Kastamonu ve merkez ilçe (Çorum)'a dahil edilmiştir. Yine idari anlamda içinde en çok ilçe çıkaran Türkiye'nin ilk ve tek ilçesidir. 1950'lerden günümüze üç adet ilçe çıkarılmıştır İskilip'ten; 1958'de Bayat, 1987'de Uğurludağ, 1990'da Oğuzlar.

İskilipliler uzun yıllar bağlı olduğumuz merkez ilçemiz ÇORUM ve Ankara'da olmak üzere hep devlet kadrolarında yer almışlardır. İskilip, modern çağın kent gereksinimlerine uymayan özel bir coğrafi konumununda etkisiyle ekonomik faaliyetlerini 19. yüzyıl sonuna kadar sürdürdüğü gibi devam ettirememiş ve kentsel ticari avantajın coğrafi anlamda Çorum kent merkezine kaymasına neden olmuştur. Bunda Çorum kent merkezinin il yapılmasının yanında Ankara - Karadeniz ana yol güzergahına alınması da etken olmuştur. Asıl temel neden, iskilip'te gelişen yerli burjuvazinin yatırımlarını bölge dışına yapmalarıdır.

Kızılırmak, İskilip - Çorum yolu üzerinde ilk köprü, Kaymakam Baha Koldaş dönemi 1925 yılı

Cumhuriyetin ilk 15 yılını kapsayan bir dönemde İskilip'in Kurtuluş Savaşı'nı izleyen süreçte yapılan değişimleri benimsediği görülmektedir. Atatürk ve İskilip'in bilinen tek ilişkisi Kastamonu dönüşü Çankırı'da olmuştur. Çankırı'ya Atatürk geldiği sırada bir İskilip Heyeti Atatürk’ü ille de İskilip’e götürmek istemiş. Atatürk: (Sevgili İskiliplilere teşekkürlerimi ve selamlarımı götürünüz. Gezimi uzatmaya imkân kalmadı. Başka bir zamana...) dedi.

Bu dönemde İskilip'in ülke genelinde yapılan Uçak bağışlama kampanyasına katılıp topladıkları parayla bir uçak alıp devlete verdiğini görüyoruz.

İskilip'te bu dönemde öne çıkan bir isim olarak iki kez kaymakamlık yapan Baha Koldaş vardır. İlk Kızılırmak köprüsü Çorum merkez ilçe bağlantının kurulabilmesi amacıyla bu dönemde ahşap olarak yapılır. Baha Koldaş'ın döneminde İskilip okullarının cumhuriyet dönemine uyarlanması sürecinde de öne çıktığını görmekteyiz. İskilip de onu benimsemiş olacak ki milletvekili olarak o yıllardan 1950'li yıllara kadar seçilmesini sağlamış ve adını bir mahallesine vermiştir.

Atatürk zamanında yeni Türkçe sözlük hazırlanması faaliyetleri kapsamında TDK tarafından yapılan çalışmlara dönemin kütüphane müdürü kanalıyla İskilip'ten 2000'den fazla Türkçe kelime verilmiş. Bu sözlük 1945 yılında yayımlanabilmiştir. Bunun dışında tarama ve derleme sözlüklerine de birçok türkçe kelime katkısı olmuştur bu dönemin.

İskilip Sanayisi

Bu dönemin İskilip odaklı kapalı ekonomik yapıya çok önemli zararları da olmuştur. Devletin yeni idari yapı oluşturulurken binlerce yıllardır İskilip'e ait coğrafi alanlar başta Çankırı, Kastamonu, Osmancık ve Merkez ilçe Çorum ile Sungurlu'ya bağlanarak bu bölge halkının pazar yönleri idari ihtiyaçları doğrultusunda yeni bağlandıkları idari birimlere yönlenmelerini de sağlamıştır. Elbette bunda merkezi devletin tasarruf gerekçeleri önemli rol oynamıştır.

Cumhuriyetin ilk ortaokulu ancak Atatürk'ün ölümüne doğru faaliyete (1935) geçebilmiştir. İskilip okuma ve okullaşma bağlamında ancak 1970'lere doğru gelişme olmuştur.

İskilip, İnönü sonrası Menderes dönemini ekonomik açıdan daha rahat geçirmeye başlamıştır. Gerçi bunda II. Dünya Savaşı sonrası şartlarında etkisi olmuştur. Esnafın daha çok kazandığı bir dönemdir de aynı zamanda.

Bağlar ve İskilip

İskilip Lisesinin eğitime başlaması (1968).

1970'lerde yaşanan büyük sel neticesinde ağaçlandırma çalışmaları yapılmıştır.

Halk Eğitim Merkezi'ne Metin Alkan'ın müdür olması ve ülke gündemine örnek rol model olan HEM çıkması.

Kaymakamlık ve iki işyerinin topluca basılıp eşyaların dışarı atılıp yakılması olayı gerçekleşmiştir.

İskilip'in güneye doğru kenti yönlendirmesi yeni konutların inşa edilmesi sonucu bağ ve bahçe kültürü yavaş yavaş yok olmaktadır.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başbakanın da İskilip'e ziyareti söz konusudur. Sanayi sitesinin temeli atıldı. Günümüzde ayakkabı sanayi ve yem sanayinde faaliyet gösteren firmalar mevcuttur.

Organik gıdaların Türkiye'de son yıllarda ön plana çıkması ile yıllardır doğal yollardan gıdalarını temin eden İskilip ve çevresinin önemi, büyük pazarlara da yakın olması ile gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle bölgede yetişen çeltik, yüksek kalitedeki makarnalık buğday, kapari, sumak, yarpuz,dağ eriği ve üretimi evlerde tamamen doğal olarak üretilen pekmez, sirke, Kuşburnu perverdesi, turşusu aranan ürünler olmaktadır. Yine bölgenin en önemli üretimlerinden birisi olan kara üzüm, gerek şarap üretimi için gerekse tüketim için aran ütümdür.

Sağlık Meslek lisesi, Anadolu Lisesi, Yatılı Bölge Okulu ve yüksek okul günümüzde faaliyetlerini sürdürüyor..[4]

Nüfus

Ön cepheden Kale ve İskilip

İskilip'in yazılı tarih açısından belgelenen ilk nüfus bilgileri 1576 yılına aittir. Ankara, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyud-ı Kadime Arşivi’nde bulunan 38 numaralı Çorum Mufassal Tahrir Defteri kaynak alınarak, İskilip'in XVI. yüzyıldaki kişi ve yer adları üzerinde tarihçi Prof. Dr. Yılmaz Kurt bir çalışmasında durmuştur. 1576 yılında İskilip şehir merkezindeki 11 mahallede yaşayan toplam 1072 nefer Müslim vergi nüfusunun 597’si evli, 475'i bekardır. Aynı çalışmada, kırsal yerleşmelerde tespit edilmiş 8162 vergi vermekte olan erkek nüfus belirtilmiştir. Elde edilen veriler ışığında bu dönemde kent ve kırsal toplam nüfusun 46.210 olduğu tahmin edilmektedir.

İskilip bakır çağından, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemine kadar önemli kentlerinden birisi olmakla birlikte bu önemini 20. yüzyılın başında yitirmiştir. Bu önem azalışı ilçe merkezi ekseninde oluşan nüfus daralması ile gözlemlenmektedir. 1970 yılında UNESCO adına Amerikalı Iris Kapil tarafından yapılan toplumbilimsel bir çalışmanın (Ankara merkezli) başlangıçta nesnesi iken sonuçta öznelerinden birisi olmuştur. Bu çalışmanın ikincisi 1985 yılında Prof. Dr. Melih Eroğlu tarafından yapılmıştır. İki toplumbilim alan çalışması verileri irdelendiğinde Türkiye nüfusunun %1.5- 2 arasında bir oranı köken olarak İskilip çıkışlı olduğu tespit edilmiştir. Oysa 2007 yılı nüfus verilerine göre ülke nüfusunun ancak %0,5 kadarı İskilip merkezli olarak ikamet etmektedirler. İskilip'te yerleşik olan nüfusun yaklaşık olarak 30 kattan fazlası ülkenin değişik kentlerinde ve yurt dışında yaşamaktadırlar. Yirminci yüzyıla kadar İskilip ülkesinin o zamanki dünyanın iktisadi gerekleri ile uyumlu ve entegre olarak varlığını sürdürürken Cumhuriyet Dönemi ile bu dışa açık yapısını kaybetmiştir. Dünya ile entegre yapıdan uzaklaşmak İskilip'i kapalı ekonomik bir yapıya dönüştürürken dışarıya doğru çok yoğun ve hızlı bir nüfus göçüne zorlamıştır. Kapalı ekonomik yapı İskilip'i hızla fakirleştirmiş ve Cumhuriyet Dönemi'nin sıradan görünümlü bir yerleşim birimine dönüştürmüştür.

1831 yılına ait veriler üzerinden İskilip ile İstanbul ve Bursa nüfusunu tarihsel süreç içerisinde kıyaslarsak son iki yüz yıl içerisinde değişim ve dönüşümün oranını ve boyutunu anlamak daha kolay olacaktır. 19. yüzyılın başında İstanbul nüfusu 200.000 kişi iken İskilip 11.450 civarındadır. Arada 20 katı bir oran vardı oysa 21. yüzyılın başında bu oran 600 katına ulaşmıştır. Arada oluşan bu korkunç sayılabilecek oransal değişim ve dönüşümde İskilip'in nereden nereye geldiğini anlamak için önemli bir veridir. İstanbul'un nüfusunun ülke ekonomisinin sağlıksız ve eşitliksiz gelişimin sosyolojik bir sonucu olduğu ortada olmakla birlikte aynı oranda İskilip nüfusu da artmış olsaydı 600.000 kadar kent merkezli bir nüfusunun olması gerekirdi. Köyler ile birlikte bu nüfusun bir milyondan fazla olacağı da ortadadır.

1831 yılında İskilip merkezinin nüfusu o yılın Bursa merkezinde yer alan müslüman nüfusundan daha fazladır. İskilip 11.450 kişilik bir nüfusa sahipken Bursa 10.552 kişi (müslüman olmayanlarla birlikte toplam 16.138). Burdur'un 8.505. Çankırı 12.205 (köyleri dahil)

1945 yılında dönemin Çorum valisince Haremi ile ırmak arasında kalan (Dedesli ovası doğu ucu) köylerde Çorum merkez ilçeye bağlanarak kırsal nüfusun önemli oranda azalması sağlanmış ve bunun uzun yıllar sürecek önemli sosyo ekonomik kayıpları da olmuştur.

1927 yılı ile 2007 yılı arasında İskilip kent ve kırsal alanı arasında nüfus değişimi kent lehine olmuştur. 1927 yılında nüfusun %80.8'i kırsal alanda %19.8'i ise kent merkezinde yaşamakatadır. 2007 yılında ise bu oran kırsal alan için %51.1, kentsel alanda ise %48.9 oranında olmuştur. 80 yıllık süreçte İskilip kırsal ve kent nüfusu arasında kırsal lehine olan nüfus dönüşerek kent merkezi lehine oluşmuştur. Son yirmi yılın nüfus verileri temel alınarak geleceği yönelik yapılan kestirimlerde 2100 yılında kırsal nüfusun 3000 (%9) civarına ineceği kent nüfusununda 30.000'in (%81) üzerine çıkacağı öngörülmektedir.

2007 yılında İskilip bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; belde ve bucak yok, 64 köy ve merkezde 14 mahalleden oluşmaktadır. Köylere bağlı 93 mahalle ve 18 çiftlik olmak üzere toplam 177 devamlı yerleşme bulunmaktadır.

Sedir ağacı; yaslağaç (baklava, börek, erişte ve ekmek yufkası açma aracı), şirevet, sal ve sedir (kanepe) yapımı için ormanlarından kesilir ve işlenirdi. Eni 70 - 80 cm'lik yekpare yaslağaçları yapmak için soyunu 20. yüzyılda tükettiler. Şimdi eski evlerde kalan tek tük yaslağaçlar bir zamanlar İskilip'te sedirin varlığının kanıtı.
Yıl Toplam Şehir Kır
1965[5]60.03112.40047.631
1970[6]67.43416.12951.305
1975[7]72.17316.58855.585
1980[8]72.56916.84655.723
1985[9]76.34417.66258.682
1990[10]51.87719.62432.253
2000[11]45.32719.64825.679
2007[12]42.47620.78221.694
2008[13]40.91620.25120.665
2009[14]40.28920.72419.565
2010[15]39.12420.66018.464
2011[16]38.37820.42817.950
2012[17]37.30720.40516.902
2013[18]36.49619.95316.543
2014[19]34.95119.47815.473
2015[20]33.81219.20914.603
2016[21]32.95318.92414.029

Coğrafya, iklim ve flora

Yivlik Kayası

Anadolunun en eski yerleşim alanlarından birisidir. Çorum'a 55 km. uzaklıkta olup, Çorum-Kastamonu arasında bulunmaktadır. Yüzölçümü 1.187 km. karedir. Deniz seviyesinden 720 mt. yükseklikte bulunmaktadır.

Nüfus yoğunluğu yüzde 45 olup, 51.855 nüfusa sahiptir. Bu nüfusun 19.709 İlçe merkezinde, 32.146 sı İskilip İlçesine bağlı yerleşim alanlarında yaşamaktadır. İskilip, kent merkezinde 14 mahalle bulunmaktadır.

İskilip ilçesinin ekonomisi tarım ve ticarete dayanmaktadır. 267,5 km. karesinde hububat, 90.5 km. karesinde baklagiller, yem bitkileri ve sanayi bitkileri ve diğer tarım ürünleri yetiştirilir. İskilip ilçe topraklarının 460 kilometre karesini ormanlar kaplar. İskilip ilçesinin içerisinden geçen Meydan çayı diğer birkaç derenin suyunu alarak Kızılırmak'a dökülür. Kızılırmak, İskilip - Uğurludağ ve İskilip-Merkez ilçe sınırını teşkil eder.

İklim olarak ılıman karasal iklime sahiptir. Kışlar bol yağışlıdır. Yazlar sıcak ve nispeten kurak. Teke Dağı 1700 metre ile en yüksek dağıdır. Kayın, meşe, karaçam, sarıçam, kavak, gürgen, kestane, köknar, ıhlamur, kiraz, kızılcık, ceviz, ahlat, alıç, dut gibi ağaç türleri ilçe topraklarında yetişir.

İskilip, Taybı Ovası

Karadeniz Teknik Üniversitesi, Ordu Ziraat Fakultesi öğretim üyelerinden Prof.Dr.Turan Karadeniz'in yapıtığı çalışmalar ve tespit ettiği veriler ışığında; “İskilip’in tarım arazisi en az 30 vadiden oluşmakta ve yaklaşık 300 bin ceviz ağacı yetişmektedir. İskilip cevizleri, kızılcıkları, elma ve armutlarının seleksiyon (mevcut popilasyon üzerinden üstün özelikte olanları öne çıkarmak) çalışmalar çok yönlü sürdürülüyor". İskilip, mikro klima iklim özelliği nedeni ile ceviz üretimi için en uygun coğrafya koşullarına sahip. İskilip’in mevcut ceviz türlerinin bulunduğu yükseklik 700 ile bin 100 metre aralığında olduğu, bu aralığa uygun ceviz tiplerinin bulunduğu, dolayısıyla birbirinden farklı çok sayıda kıymetli tiplerin bu geniş yükselti aralığına uyumlu olduğu görülmüştür.

Ceviz, çok nemli hava iklimini sevmediği gibi çok da soğuk kış ve bahar ikliminden de hoşlanmamaktadır. Batı Karadeniz'in İç Anadolu'ya geçiş kuşağında bulunan İskilip ekolojisi ne nemli, nede İç Anadolu'nun step iklimi gibi sert iklimine sahiptir. Bu da İskilip'in ceviz üretimi için son derece uygun bir ekolojiye sahip olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

Ayrıca İskilip'te yöreye özgü 20 çeşidin üzerinde üzüm çeşidi tespit edilmiştir. Ayrıca, İskilip'te yöreye özgü 40'a yakın elma, 30'dan fazla armut, 10 civarında ceviz çeşidinin genetik yapılarının farklılığı uzmanlarca tespiti yapılmıştır. İskilip ayvasının bir zamanlar önemli bir ihraç ürünü idi. Meyvecilik potansiyelinin geliştirilmesi ve kapama bahçeleri, damla sulama sistemleri ile İskilip tarımının giderek kalkınacağı aşikardır.[22]

İklim Verileri
Aylar Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara Yıl
Ort. En Yüksek °C 2 5 10 15 20 24 27 27 23 17 10 4 15
Ort. En Düşük °C -2 -1 1 6 10 13 15 15 12 8 3 0 6
Ort.Yağış cm. 5,1 4,1 4,3 5,3 6,2 5,1 2,5 1,7 2,2 2,9 3,2 5,3 48

Kaynak: Weatherbase

Jeolojik yapı

Jeolojik yapısında iki ana kütle kayaç grubu göze çarpar. Bunlardan birincisi; metamorfik seri (başkalaşmış kayaçlar), ikincisi ise Tortul Kütleler dir. Bölge asıl jeolojik karakterini 3. jeolojik zamanın sonları ile 4. jeolojik zamanda meydana gelen oluşumlar meydana getirmektedir.

Alp - Himalaya dağ oluşumu (orojenezi) olarak bilinen sistem içerisinde yer alan Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer almaktadır.

Doğal yaşam

Kuşlar

İskilip, sözlü kültüründe önemli yeri olan Turna
İskilip, sözlü kültüründe özel bir yeri olan Toy kuşu Otis tarda

Toy, İskilip'in en özel kuşlarından birisi olup tarihte İskilipliler bu kuşun yaşadığı yerlerden bir tanesine köylerini kurup adına da Toyhana (Toy evi) demişlerdir.

İskilip'in ovalarında, yaylalarında ve dağlarında tespit edilen kuş türleri: Küçük Ak Balıkçıl (Egretta garzetta), Gri Balıkçıl (Ardea cinerea), Leylek (Ciconia ciconia), Kara Leylek (Ciconia nigra), Küçük Akbaba (Neophron percnopterus), Kaya Kartalı (Aquila chrysaetos), Yılan Kartalı (Circaetus gallicus), Kara Çaylak (Milvus migrans), Şahin (Buteo buteo), Kızıl Şahin (Buteo rufinus), Gökdoğan (Falco peregrinus), Kınalı Keklik (Alectoris chukar), Bıldırcın (Coturnix coturnix), Dövüşken Kuş (Philomachus pugnax), Kaya Güvercini (Columba livia), Florya (Carduelis chloris), İbibik (Upupa epops), Kumru (Streptopelia decaocto), Tahtalı (Columba palumbus), Guguk (Cuculus canorus), Kukumav (Athene noctua), Ebabil (Apodidae), Ak Karınlı Sağan (Apus melba), Alaca Ağaçkakan (Dendrocopos syriacus), Boyun Çeviren (Jynx torquilla), Tarlakuşu (Alauda arvensis), Tepeli Toygar (Galerida cristata), Bozkır Toygar (Calandrella brachydactyla), Boğmaklı Toygar (Melanocorypha calandra), Sarı Kuyruk Sallayan (Motacilla flava), Dağ Kuyruk Sallayan (Motacilla cinerea), Ak Kuyruk Sallayan (Motacilla alba), Kızılgerdan (Erithacus rubecula), Bülbül (Luscinia megarhynchos), Taş Bülbülü (Irania gutturalis), Kara Kızılkuyruk (Phoenicurus ochruros), Kuyrukkakan (Oenanthe oenanthe), Kara Kulaklı Kuyrukkakan (Oenanthe hispanica), Taşkuşu (Saxicola torquata), Ökse Ardıcı (Turdus viscivorus), Karatavuk (Turdus merula), Ak Gerdanlı Ötleğen (Sylvia communis), Saz Bülbülü (Acrocephalus scirpaceus), Söğüt Bülbülü (Phylloscopus trochilus), Kara Sinekkapan (Ficedula hypoleuca), Benekli Sinekkapan (Muscicapa striata), Büyük Baştankara (Parus major), Çam Baştankarası (Parus ater), Sıvacı Kuşu (Sitta europaea), Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşu (Lanius collurio), Kara Alınlı Örümcek Kuşu (Lanius minor), Saksağan (Pica pica), Alakarga (Garrulus glandarius), Küçük Karga (Corvus monedula), Ekin Kargası (Corvus frugilegus), Leş Kargası (Corvus corone), Kuzgun (Corvus corax), Sığırcık (Sturnus vulgaris), Sarı Asma (Oriolus oriolus), Ev Serçesi (Passer domesticus), Ağaç serçesi (Passer montanus) Kaya serçesi (Petronia petronia), İspinoz (Fringilla coelebs), Ketenkuşu (Carduelis cannabina), Saka (Carduelis carduelis), Kocabaş (Coccothraustes coccothraustes), Küçük İskete (Serinus serinus), Karabaşlı Kiraz Kuşu (Emberiza melanocephala), Tarla Kiraz Kuşu (Miliaria calandra), Turna (Grus grus), Yeşilbaş (Anas platyrhynchos), Kızılkuyruk (Phoenicurus phoenicurus), Uzun Bacak (Himantopus himantopus), Su Çulluğu (Gallinago gallinago), Toy kuşu (Otis tarda).

Kültür

İskilip kütüphanesi

Çorum ilinde kütüphane kültürü İskilip (1258 yılında) ve Çorum (1756 yılında) şehirleri haricinde yeni olup tümüyle cumhuriyet dönemine ait olumlu gelişmelerdir. İskilip ve Çorum dışında bulunan yerleşimlerde kütüphane/kitap kültürünün oluşması ve gelişmesi tümüyle cumhuriyet döneminin olumlu yansımaları olup il tarihinde öne çıkan önemli tarihsel gelişmelerdir. İskilip kütüphanelerinin esası Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemi vakıf kütüphanelerine dayanmaktadır.

İskilip'in kültürel olarak oldukça önemli bir yerleşme olduğunu belgeleyen tarihi belgelerden birisi de 1897 yılına ait Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’nin Bin Üçyüz Onüç Senesine Mahsus İstatistik-i Umumîsi'dir; İskilip'in bağlı bulunduğu Ankara Vilayeti genelinde toplam 18 kütüphane olduğu görülür. O tarihte Ankara vilayetine bağlı olan sancaklara (il) bakarsak sırasıyla; Ankara, Çorum, Kayseri, Kırşehir, Yozgat sancakları ve bu sancaklara bağlı olan kazalardan (ilçe) oluşmaktadır. 1897 yılında İskilip'te 6 adet kütüphanenin varlığı önemli olmaktadır. O tarihte adı sayılan tüm bu coğrafya da bulunan kütüphanelerin sadece üçte biri (%33) yalnızca İskilip'te bulunmaktadır.

İskilip Kütüphanesi yakın coğrafyasında bilinen en eski kütüphane olup; 1258 yılında kurulan Hacebey, 1272 yılında Cece Bey, 1476 yılında Şeyh Habib, 1480 yılında kurulan sonra dan adı Ebusuud olan; 1730 yılında Hocazade ile 1818 yılında kurulan Terzi Bekir Ağa ve 1841 yılında kurulan Camii Kebir kütüphanelerinin 1924 yılında kanun ile 1272 yılında vakfedilerek kurulan Cece Bey Medresesi kütüphanesinde toplanarak tek kütüphane çatısı altında faaliyete geçirilerek oluşturulmuştur. Kuruluşlarından cumhuriyete kadar varlıklarını sürdürebilmeleri açısından ilin en eski kütüphanesi olduğu gibi Türkiyeninde en eski kütüphanelerindendir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra 1924 yılında çıkan Tevhid-i Tedrisat Kanunu5 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. adlı devrim kanunu ile devlet sahipliğinde kamu adına yeniden açılması ile günümüzdeki yapıya kavuştu.

Cumhuriyetin ilk yıllarında İskilip genelinde yaşanan devlete karşı duyulan güvensizlik sonucu birçok el yazması ve taş baskısı kitaplardan oluşan ev kitaplıklarının sahiplerince yakılarak ya da bahçelere açılan derin çukurlara gömülerek ortadan kaldırıldığı da tarihsel ve üzücü bir gerçekliktir. Halktan toplanan kitapların bir kısmının devlete gelir elde üzere hurda kâğıt olarak yurt dışına devletçe satılmış olması da bu dönemki güvensizliğin oluşmasında öne çıkmaktadır.

İskilip Halk Kütüphanesinde tarihi değeri olan 1443 adet Arapça alfabesinde yazılmış taş baskı basılı kitap ve 529 adet el yazması kitap ile 2006 yılında 38.046 adet toplam kitap vardır. 1999 yılında ise 32.203 kitap bulunmaktaydı.

İskilip Halk Kütüphanesinde 1996 yılında yaşlılar için özel okuma salonu kütüphane müdürü Metin Kalyoncu tarafından hizmete açılmış olup bu salon Türkiye genelinde gerçekleştirilen ilk uygulamadır. Kütüphane 1924 yılından bu yana üç değişik yerde hizmette bulunarak günümüzde bulunan yere taşınarak kendisine ait özel binasında faaliyetlerini sürdürmektedir.

Türküler

İskilip türküleri 1939 yılında Muzaffer Sarısözen ve arkadaşlarınca yerinde derlenip taş plaklara kayıt alınmıştır. Kasap Mustafa Çarkacı'dan çok sayıda İskilip türküsü derlenmiştir.

İskilip mutfağı

İskilip mutfağının kökeninde salça yoktur. Salça; İskilip Mutfağına Osmanlı Devletinin bir savaş ya da benzeri bir durumda esir aldığı bir grup yabancıyı zorunlu olarak İskilip'te esir kampında ikamet ettirdiği yıllarda İskilipliler bu esirlerin hanımlarından 1875 -1877 yılları arasında öğrenmişledir. Bu tarihe kadar İskilip Mutfağında topalak (domates) turşularda ve yemeklerde yeşil olarak kullanılmaktaydı. Bu tarihe kadar İskilipliler kızaran domatesleri çürüdü diye çöpe atarlarmış.

Yemek kültürü ve etnoloji ile yemek isimlerinin etimolojisi açısından birçok yemeğin ve yiyeceğin kökeni İskilip olarak karşımıza çıkar. İskilip'te tek bir kelime ile adlandırılan birçok yemek diğer anadolu yerleşimlerinde ve günümüzde en az iki kelimeyle adlandırılmaktadır. Anadolu uygarlıklarına ve dünyaya bu kadar yemek ve yiyecek kültürü aktaran bir yerleşim alanının elbette ki tarihsel kökenleri yazılı tarihin çok öncesi olan tarım çağına kadar gidebilmektedir. Hala günümüzde bile islami motiflerin arasında yapılışı ve sunuluşuyla kendini öne çıkaran İskilip dolması uygarlığının bir zirve ürünüdür.

İskilip mutfağının kökeninin Orta Asya bozkır mutfak kültürüne kadar gittiği yemeklerin yapılış ve sunum şekillerindende anlaşılmaktadır. Özellikle İskilip Dolmasının yapımında kullanılan kazan, saçayağı, kepçe ve sunumunda kullanılan lengerler bu yemeğin yapılış ve sunum itibarı ile tamamen bir toy yemeği olduğunun delilidir. Özünde de İskilip Dolması 5-10 kişiye yapılacak bir yemek değildir.

İskilip Dolması
İskilip Keşkeği
Çorbalar: Oğmaç Aşı, Toyga Aşı,Çatal Aşı, Tarhana
Et yemekleri: İskilip Tepsisi, Pastırma, Kaz Dolması(İskilip Dolması)
Sebze yemekleri: Mancar Kavurması, Göğ Domates Aşı,Yırtma,
Hamur işleri: Erişte, İskilip Mantısı, Hapilik, Bükme, Bazlama
Meyve yemekleri: Meyvelerden yapılan yemekler için üç farklı isimlendirme yapılır. Meyve et ile yapılıyorsa yahni, kuru meyveden yapılıyorsa Çir, yeşil meyveden yapılıyorsa ismi Çil olarak söylenir.
Mantar yemekleri: Mantar Kavurması, Mantar Sote
Ekşililer: Yırtma, Et Ekşilisi, Badem Ekşilisi, Sukabağı
Tatlılar ve Reçeller: Pekmez, Sarıburma Tatlısı, Akıtma, Ayvalı Yahni, Badem Ezmesi, İskilip Lokumu, Kabak Tatlısı, Ayva Reçeli, Şıkırdım Baklava, Döşeme Baklava, Bükme Baklava
Pevredeler: Erik, Kabak, Kuşburnu, Elma, Vişne, Kızılcık
Turşular: İskilip Turşusu, Yaprak Salamurası, Salatalık, Acur, Göğ Domates
Yemiş ve Çerezler: Leblebi, Pestil
Ekmekler: İskilip Okkalığı, İskilip Ölü Somunu, İskilip Pidesi, Tatlımaya, Kömbe, Yufka, Cıslak, Cizlembe, Haşhaşlı Çörek, Fetir
Serinletici İçecekler: Pestil Ezmesi, Ayran, Kızılcık Şurubu, Erik Hoşafı, Ayva Hoşafı, Elma Hoşafı, Üzüm Şırası, Sirke salatası, Şıra Sirkesi, Cibre Sirkesi

Belediye

İskilip'te belediye teşkilatı ilk kez Osmanlı döneminde 1872 yılında kurulmuş olup Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne miras kalan 389 adet belediye teşikilatından bir tanesidir. Seçildikleri yahut da atandıkları yıllara göre belediye başkanları, oy oranları ve siyasi partileri:

2019 - Ali Sülük MHP %49,29
2014 - Recep Çatma AKP %54.43
2009 - Numan Sezer AKP %43.2
2004 - Orhan Öztürk AKP %60.45
1999 - Mehmet Lokum MHP
1994 - Mehmet Lokum MHP %36.75 ([[27 Mart 1994)
1992 - 1994 Hüseyin İskenderoğlu (Görevden alınan Mustafa Çalık'ın yerine vekaleten)
1989 - Mustafa Çalık IDP %37.22
1984 - Mustafa Çalık ANAP %43.24 ([[25 Mart 1984)
3 Şubat 1982 – 25 Mart 1984 - Metin Kalyoncu (Kütüphane Müdürü, Askeri rejim adına vekaleten görevlendirme)
28 Ekim 1980 – 3 Şubat 1982 - Mustafa Yelkovan (Askeri rejim adına vekaleten görevlendirme)
13 Eylül 1980 – 28 Ekim 1980 - Ş. Sami Durukan (Kaymakam ve Belediye Başkanı)
1977 - Hilmi Genç AP %35.34 (12 Eylül 1980'e kadar)
1973 - Ahmet Tahtakılıç Bağımsız %35.34
1968 - Ahmet Tahtakılıç Bağımsız %51.68 (2 Şubat 1968 den başlayarak)
1968 - 2 Şubat 1968 - Hilmi Genç (Vekaleten, belediye encümen üyesi)
8 Şubat 1964 – 1968 - Osman Çorumlu
13 Kasım 1963 – 8 Şubat 1964 - Mehmet Çağıl Adalet Partisi %56.89
6 Haziran 1963 – 13 Kasım 1963 - İbrahim Öğretmen (Kaymakam ve Belediye Başkanı)
1963 - Hilmi Özistek (Jandarma Binbaşı Kaymakam ve Başkan V.)
1961 – 1962 - Nihat Polater (Kaymakam ve Belediye Başkanı)
1960 – 1961 - Abdullatif Ömer Evrensel (Kaymakam ve Belediye Başkanı)
27 Mayıs 1960 – 1960 - Fahri Sarıkahya (Subay, Askerlik Şube Başkanı)
1956 – 1960 - Ziya Şenses Bağımsız ([[10 Ocak 1956 – 27 Mayıs 1960)
1954 – 1955 - Hüseyin Genç DP
1950 – 1954 - Cevat Köstekçi DP
Hilmi Kopkop (1950 öncesi yılı belli değil)
Ahmet Erdem (1940’lı yıllar)
Osman Evlüce (1940’lı yıllar)
Celal Peker (1940’lı yıllar)
14 Eylül 1938 - Memduh Payzın (Kaymakam ve Belediye Bşk.)
Şakir Aka (1930’lu yıllar)
Alpsaroğlu Kara Ahmet Efendi ( Görev yılı belli değil)
Kaymakam Arif Bey ( Görev yılı belli değil)
Cerrahın Hakkı Efendi (1924)

Cumhuriyet Öncesi:

1917 - 1919 Hazineci Mehmet Efendi
Osman Nuri Efendi
1914 - 1917 Hacı Ali Şerbetci

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. "Arşivlenmiş kopya". 29 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2015.
  2. "iškila-bi". 21 Mart 2016 tarihinde [etcsl.orinst.ox.ac.uk/cgi-bin/etcsl.cgi?text=c.1.8.1.3&display=Crit&charenc=gcirc# kaynağından] |url= değerini kontrol edin (yardım) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2009.
  3. Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Cilt: 3, Sayfa 241-Cilt: 2. Sayfa 188 ve Tacüt Tevarih'ten
  4. İskilip'in Dünü Bugünü, 1985, İskilip
  5. "1965 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  6. "1970 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  7. "1975 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  8. "1980 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  9. "1985 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  10. "1990 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  11. "2000 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  12. "2007 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  13. "2008 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  14. "2009 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  15. "2010 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  16. "2011 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
  17. "2012 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 20 Şubat 2013 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2013.
  18. "2013 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 15 Şubat 2014 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2014.
  19. "2014 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2015.
  20. "2015 genel nüfus sayımı verileri" (html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 13 Nisan 2016.
  21. "2016 genel nüfus sayımı verileri" (html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 7 Mart 2017.
  22. "İskilipinsesi internet sitesinde İskilip tarımı". 3 Nisan 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2007.

Ek okuma

  • İskilip'te Belediye Mühendisliği, İskilip Belediye Başkanlığı Ankara 2008
  • Ali Kılcı, İskilip'te Suyun Hikayesi, Tarihi Sular, Çeşmeler ve Diğer Tesisler - İSKEV Yayın No:1 Ankara 2007
  • Prof. Dr. Fügen İlter, Bir Anadolu Kenti İskilip - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları Ankara 1992 ISBN 975-16-0483-4
  • Komisyon, Tarihten Günümüze İskilip, Ankara 1996
  • İhsan Sabuncuoğlu, Çorum Maarif Tarihi Hakkında Bazı Notlar, Çorum 1945
  • Kurtuluş Yolu dergisi; 1 Nisan 1926 - 1 Haziran 1928 tarihleri arasında 42 sayı olarak Çankırı ve Çorum Vilayet Matbaalarında basıldı.
  • Selim Yıldırım, Kurtuluş Yolu Mecmuası (1999); Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Anabilim Dalı Samsun (Basılmamış Lisans Tezi)
  • Ali Kılcı – İskilip’teki Vakıflar ve Ebussuud Efendi Vakfı, Türk Kültüründe İskilipli Alimler Ankara, 1998
  • Ethem İzzet Benice, Yakılacak Kitap, İnkılap ve Aka İstanbul 1927
  • Hoca Sadettin Efendi - Tacü't-Tevarih (Sadeleştiren İsmet Parmaksızoğlu), Cilt II İstanbul 1975
  • Ferruh Toruk - Bani Yörgüç Paşa ve İmar Faaliyetleri – Vakıflar Dergisi XXIX, Ankara, 2006, s.117
  • Ferruh Toruk – Anadolu’da Kimliğini Koruyan Bir Osmanlı Yerleşimi:İskilip, Osmanlı Döneminde Çorum Sempozyumu, Çorum, 2006, s611-645
  • Prof. Dr. Yılmaz Kurt – İskilip Kazasında Kişi ve Yer Adları – Türk Kültüründe İz Bırakan İskilipli Alimler, Türk Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 1998 ISBN 975-389-308-6
  • Iris Kapil; Halit Gençağa – Urbanization and Modernization in Turkey: A Case Study, AID Discussion Paper, n.10, Ankara 1972
  • Prof. Dr. Melih Ersoy, Göç ve Kentsel Bütünleşme, Türkiye Gelişme Araştırmaları Vakfı Ankara 1985
  • Neyran Kazazoğlu Taşman - “Çorum İli İskilip İlçesi Geleneksel Kadın Giysileri” Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 1994 yılı Yüksek Lisans Tezi
  • Ferdane Bostancı -“Korunması Gerekir Tarihi Kentsel Dokulardaki Bozulma Nedenleri Ve İskilip Çarşı Mahallesinin Örneklenmesi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü 1988 yılı Yüksek Lisans Tezi
  • Mustafa Ertürk – İskilip Coğrafyası, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Orta Öğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı 2000 yılı Doktora Tezi
  • Uğur Çizikçi, Çorum Muhtarlar Rehberi 1993, Detay Reklam Hizmetleri, Ankara 1993
  • TBMM Zabıt Ceridesi, 1940, 2. Baskı, Ankara, C.I, s. 219.
  • Milli Mücadelenin Din Adamları II. Müftüler (180-236) T.C Diyanet İşleri Başkanlığı,
  • ( Türkiye Mülki İdare Bölümleri ) Republic of Turkey Civil Administration Units Municipalities Villages, Ministry of Interior, Ankara 2002
  • Türkiye İstatistik Kurumu TUİK22 Temmuz 2007 tarihinde WebCite sitesinde arşivlendi Genel Nüfus Sayımı 1990, 2000 ( Nüfus sayı )
  • DİE Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Çorum 1975
  • DİE Genel Nüfus Sayımı, 1927, 1935, 1940, 1945, 1950, 1955, 1960, 1965, 1970, 1975, 1980, 1985, 1990, 2000, 2007
  • Çorum 2003 İl Çevre Durum Raporu25 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Çorum 2004
  • Çorum 2005 İl Çevre Durum Raporu6 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Çorum 2005
  • Çorum 2006 İl Çevre Durum Raporu Çorum 2006
  • Türkiye İller Ansiklopedisi ( İl İl Yurdumuz Türkiye İller Ansiklopedisi ) Milliyet Yayınları 2005 İstanbul
  • Ansiklopedik Sözlük Dil Ve Genel Kültür Ansiklopedisi Milliyet Yayınları İstanbul 1967
  • Büyük Larousse Sözlük Ve Ansiklopedisi, Gelişim Yayınları A.Ş. İstanbul 1986
  • İslam Ansiklopedisi - Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 1988
  • Türkiye Coğrafya Atlası, DB Yayıncılık 2006 İstanbul
  • DİE - Osmanlı Devletinin İlk İstatistik Yıllığı 1897, Ankara 1997
  • Yurt Ansiklopedisi, Anadolu yayıncılık 1982 istanbul
  • Y. Özkaya - XVIII. Yüzyılda Osmanlı Kurumları ve Osmanlı Toplum Yaşantısı Ankara 1985
  • İsmail Hakkı Uzunçarşılı - Osmanlı Tarihi Cilt I -IV Ankara 1972 - 1978
  • Yaşar Yüsel - Kadı Burhaneddin Ahmed ve Devleti, Ankara 1970
  • Çorum İl Yıllığı 1973
  • Çorum İl Yıllığı 1967
  • Ahmet Temir, Kırşehir Emiri Caca Oğlu Nureddin'in 1272 tarihli Arapça - Moğolca Vakfiyesi, Ankara 1959
  • Türkiye Ansiklopedisi, 1957
  • Pars Tuğlacı - Osmanlı Şehirleri, İstanbul 1985
  • Pars Tuğlacı - Okyanus 20. Yüzyıl Ansiklopedik Türkçe Sözlük Pars Yay. İstanbul 1971
  • Evliya Çelebi -
  • Ahmet Gökoğlu, Paflagonya - Paphlagonia Gayri Menkul Eserleri ve Arkeolojisi, Kastamonu 1952
  • Ahmet Çarkacı - Gelişen Şehir İskilip, İstanbul 1969
  • Şemseddin Sami - Kamus-ül Alam, Cilt 1 - 6, İstanbul 1889 -1899
  • V. Cuniet - La Turquie d'Asie, Paris 1892
  • Charles Texier - Küçük Asya, Asie Minore I, Paris 1842
  • William Francis Ainsworth - Travels and REsearches in Asia Minor, Mesopotamia, Chaldea and Armenia, Londra 1842
  • J. Hamilton - Researches in Asia Minor, Pontus and Armenia I, Londra 1842
  • M. Vivien de Saint Martin - Description Historique de l'Asie Mineoure, Paris 1852
  • Cemal Bardakcı- Anadolu isyanları

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.