Tütün

Tütün (Nicotiana tabacum), Solanaceae (patlıcangiller) familyasından Nicotiana cinsinden yaprakları sigara yapımında kullanılan bir yıllık otsu bitki türlerine verilen ad.

Tütün
Bilimsel sınıflandırma
Âlem: Plantae
Sınıf: Magnoliopsida
Alt takım: Solanales
Familya: Solanaceae - Patlıcangiller
Cins: ''''Nicotiana''''
Tür: ''Nicotiana acuminata
Nicotiana alata
Nicotiana attenuata
Nicotiana benthamiana
Nicotiana clevelandii
Nicotiana excelsior
Nicotiana forgetiana
Nicotiana glauca
Nicotiana glutinosa
Nicotiana langsdorffii
Nicotiana longiflora
Nicotiana obtusifolia
Nicotiana paniculata
Nicotiana plumbagifolia
Nicotiana quadrivalvis
Nicotiana repanda
Nicotiana rustica
Nicotianasuaveolens
Nicotiana sylvestris
Nicotiana tabacum
Nicotiana tomentosa
Ref: ITIS 30562

Haziran-Ağustos ayları arasında pembemsi renkli çiçekler açan, 0,75-1,5 m boylarında, bir yıllık kültür bitkisidir. Gövdeleri dik, silindir şeklinde, tüylü ve yapışkanlıdır. Yapraklar sapsız veya kısa saplı, büyük oval, tüylü ve yapışkan, özel kokulu ve acı lezzetlidir. Çiçekler tepede salkım durumunda bulunurlar.

Tüp şeklinde, pembemsi-kırmızı renkli, tüylü ve beş sivri dişli çiçeklere sahiptir. Meyveleri uzunca ve oval şekilli küçük tohumludur.

Tarihçe

Amerikan Yerlileri (Kızılderililer) Avrupalılar kıtaya gelmeden önce tütün kullanmaktaydılar. İlk Avrupalı yerleşimciler tütün içmeyi kızılderililerden öğrenerek tütünü daha sonra gittikçe popüler olacağı Avrupa'ya taşıdılar. Amerikan Yerlileri arasında tütün eğlence amacıyla değil ayinlerinde ve ancak deneyimli şamanlarınca dini gerekçelerle kullanmalarına karşın Avrupalılar tütünü eğlence ve vakit geçirme amacıyla yaygınlaştırdılar.

Tütün aynı zamanda Amerika'nın güneyinin hızla sömürgeleştirilmesine de yol açmıştır. İlk sömürge yayılımının ardında tütün üretimini arttırma isteği de bulunmaktaydı. Avrupalılar Amerika'ya getirdikleri zenci kölelerle açtıkları alanlarda tütün ekimi yapmaya başladılar.

Tütün 1500 yıllarında Antillerden İspanyol gemicileri vasıtasıyla İspanya'ya ve oradan Avrupa'ya yayılmıştır. Anadolu'ya ise Osmanlı İmparatorluğu zamanında (1605) Venedikli tüccarlar tarafından sokulmuş ve kullanılışı kısa bir zamanda yayılmıştır.

Tütün bitkisi, kurutulmuş yaprakların yakılması ile ortaya çıkan dumanın içe çekilmesi veya tozlarının enfiye halinde buruna çekilmesi veya özel işlem görmüş yapraklarının çiğnenmesi suretiyle kullanılır.

Tütün içme adeti, tütünün vatanı olan Amerika’da başlamıştır. Yerliler dini törenlerinde kokulu bitkilerle birlikte tütün yapraklarını tütsü olarak kullanmışlardır.

Dumanı teneffüs eden yerliler zamanla bu bitkinin keyif verici etkisini fark etmişler ve adi kamış ve bambudan yapılmış Y şeklinde bir borunun çatal kısmını burunlarına sokarak veya ağızdan üfleyerek dumanı içe çekmeye başlamışlardır. Böylece piponun en eski şekli ortaya çıkmıştır.

Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfine kadar Avrupa’nın tütünden ve tütün içme adetinden haberi olmamıştır.

Kolomb ve arkadaşları, kırmızı derili insanların kuru bir otu mısır koçanına sararak içtiklerini, ağız ve burunlarından duman çıkardıklarını ve yerlilerin buna “tabaco” veya “tombac” adını verdiklerini hayretle görmüşlerdir.

Tütün içme adeti, Amerika’yı keşfeden Portekiz’li ve İspanyol gemicilerin önce kendilerinin alışması ve daha sonra yanlarında diğer şehirlere götürmeleri sonucunda yaygınlaşmaya başlamıştır.

Gemilerin iki kıta arasında gidip gelmesi suretiyle İspanya, Portekiz ve diğer Avrupa şehirleri, tütünü ve içme adetini tanımışlardır.

Meksika’nın “Tabesco” bölgesinde tütün tarımının yapıldığını gören İspanyollar, Küba’da tütün içme borusuna “tabaco” adının verildiğini duymuşlar ve “tabaco” adını kullanarak her gittikleri yerde bu adın yayılmasını sağlamışlardır.

Tütün ekimi

Hatay'ın Yayladağı İlçesi'nde yetiştirilen tütün ve çiçeği

Tütün ekimi için toprak sonbaharda işlenir. İlkbaharda tarla dikime hazırlanır. Tohum ekilmeden önce suda ıslatılır ve ilkbaharda erkenden yastıklara ekilir. Tütün yastıklarının güneşli bir yerde kurulması lazımdır. Fide yastıklarında ot savaşı, sulama ve gübreleme iyi yapılmalıdır. Fideler 6–8 cm olduğu zaman tarlalarda açılan yerlere dikilir. Dikim genellikle donlar geçtikten sonra mayıs ayında yapılır. Ayrıca iyi ve kaliteli tütün elde etmek için çiçeklenmenin başlangıcında bitki üzerinde 10-15 yaprak kalacak şekilde üst kısmından kesilir. Bu işleme uç alma denir. Tütün 90-120 günde yetişir. Temmuz başından itibaren hasat edilmeye başlanır. Hasat el ile günün erken saatlerde yapılır. Kurutma işlemi birkaç şekilde yapılır (güneşte, ambarda, bacada kurutma). Kurutma bittikten sonra depolara alınan yapraklar su ile ıslatılır (tavlama) yumuşayan yapraklar ayrıldıktan sonra denklenir ve ticarete sevk edilir.

Tütünde kalite çok önemlidir. Tütünün kalitesi üzerinde iklimin önemli rolü vardır. Bu sebeple tütünün belirli iklim ve toprak şartları altında yetiştirilmesi gerekir. Kumlu-tınlı, humuslu ve su tutmayan topraklarda iyi yetişir.

Türkiye'de tütün ekimi yapılan bölgeler şunlardır:

Türkiye'de ince, küçük yapraklı, iyi yanan ve hoşa giden aromalı, kaliteli tütünler (şark tipi tütünler) yetiştirilmektedir. Şark tipi tütünler kurak tip olmaları sebebiyle sulanmadan yetiştirilebilir. Yapraklardan çiğneme tütünü, pipo tütünü ve nargile (tömbeki) tütünü, hazırlanır. Sigaralık tütünler şark tipi tütünlerden hazırlanır.

En Fazla Tütün Eken Ülkeler - 2005
(milyon ton)
Çin2.51
Brezilya0.88
Hindistan0.60
ABD0.29
Endonezya0.14
Türkiye0.14
Yunanistan0.12
Arjantin0.12
İtalya0.11
Pakistan0.08
Dünya Toplamı6.38
Kaynak:
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)
19 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

En Fazla Tütün Eken İller - 2014
(bin ton)

Manisa 20,3
Denizli 14,7
Samsun 7,0
Uşak 5,5
Adıyaman 5,0
Balıkesir 3,2
Aydın 2,4
Tokat 2,2
İzmir 2,2
Malatya 1,7
Türkiye Toplamı 70,0
Kaynak:Türkiye İstatistik Kurumu[1]

Kullanıldığı yerler

Tütün üretimi yapan başlıca ülkeler

Tütün yapraklarında tanen, zamk, nişasta, reçine ve alkaloidler bulunur. Bu alkaloitler içinde miktarı en fazla olan nikotin alkaloididir ve kötü kokuludur. Tütün yaprağından hazırlanan infüzyonlar (% 1'lik) vücut parazitlerine karşı sürülmek suretiyle kullanılabilir. Nikotinin sülfat tuzları zirai mücadelede böcek öldürücü olarak, yaprakları keyif verici olarak sigara imalinde kullanılır. Ayrıca tütün yaprağı özel bir şekilde fermente edilerek kokulandırılıp, toz edilerek enfiye adı verilen keyif verici ve aksırtıcı bir ürün elde edilir.

Tütün tohumları yağ bakımından zengindir. Yerli tütünlerimizdeki yağ oranı % 35-45 kadardır. Tütün yağı boya ve sabun sanayiinde kullanılır , zehirli madde taşımaz.

Bir keyif bitkisi olan tütünün, dış ülkelere sattığımız ürünlerin arasında önemli bir yeri vardır. Ayrıca Türkiye tütün üretiminde ABD, Brezilya, Çin ve Hindistan'dan sonra 5. sırada yer alır. Memleketimizdeki tütün endüstrisi oldukça gelişmiş olup, Tekelin eli altında ticareti yapılmaktadır. Tütün en çok sigara ve puro halinde kullanılmaktadır. Bu sebeple memleketimizde Samsun, Tokat, Bitlis ve İstanbul'da sigara fabrikaları kurulmuş ve hâlen üretimi yapılmaktadır. Sigara ilk olarak 19. yüzyıl sonlarında İngiltere ve Amerika'da yapılmış ve oradan yayılmıştır.

Türkiye'de Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre, 1990'da 290.000 hektarlık tütün alanından 275.000 ton ürün elde edilmiştir. Başlıca tütün ekim alanları Ege, Karadeniz, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Marmara bölgelerindedir.

Tütün üretimi yapan başlıca ülkeler Amerika, Çin, Brezilya, Hindistan, Türkiye, İtalya, Yunanistan, Fransa, Endonezya ve Bulgaristan'dır.

Ölenler

Tütün ve ürünleri dünya sağlığının bir numaralı tehlikesidir. Tütün ve ürünleri yüzünden her sene sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde 350 bin kişi ölmekte, 22 milyar dolarlık sağlık harcaması yapılmakta, 43 milyar dolarlık işgücü kaybı yaşanmaktadır. Sigaradan ölenler aşağıdaki nedenlerden ölenlerin toplamından fazladır: AIDS, kokain, eroin, alkol, yangın, trafik kazası, cinayet ve intihar.[2]

Türkiye'de beş de bir kişiler tütünden ölüyor.[3]

Tütün dumanının etkileri

Sık karşılaşılan ve solunum havası hava kirleticilerin en önemlilerinden biridir.[4][5] Tütünün yanmasıyla toksik etkili onlarca kimyasal madde açığa çıkar:

  • Polisiklik hidrokarbonlar, β-naftilamin ve nitrözaminler kanserojen etki gösterir.
  • Amonyum, formaldehid ve azot oksidleri solunum yolları için önemli iritan gazlardır; başlangıçta kronik bronşite neden olur, bir süre sonra da emfizem tablosu gelişir (bkz kronik obstrüktif akciğer hastalığı; KOAH).
  • Karbonmonoksid etkin bir zehirdir; eritrositlerin ve endotel hücrelerinin yapısını bozar. Hemoglobini bağlayarak karboksihemoglobine dönüştürür.  Karboksihemoglobin eritrositlerin oksijen taşıma işlevini engelleyerek hipoksiye neden olur. Hipoksi, aterosklerotik koroner ve beyin arterlerinden kaynaklanan zararların etkisini arttırır. Sigara içen gebelerde abortuslar; bebeklerinde ansızın ortaya çıkan ölümleri, prematüre doğum ve gelişme gerilikleri izlenir.

Endotel hücrelerinin yüzey özellikleri bozulur, adezinlerin vb maddelerin etkisiyle trombosit kümelenmesi tetiklenir, trombuslar oluşur. Endotel hücrelerindeki zararlar ateroskleroz sürecini hızlandırır. Koroner arterlerdeki aterosklerozlar infararktlara, serebral arterlerdeki aterosklerozlar beyin kanamalarına neden olur.mÇok sayıda kimyasal madde (örneğin, nikotin) sempatik sinir sistemini üzerinden dolaşım sistemini etkiler; kalp ritmini hızlandırır, aritmilere ve kan basıncının yükselmesine yol açar. Koroner hastalığı olanlardaki taşikardiler akut kalp yetmezliğini ve infarktları tetikler.[4][6]

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. Türkiye İstatistik Kurumu
  2. "Claims that smoking kills more people annually than other dangerous activities combined". 2 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2016.
  3. The Tobacco Atlas. 11 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2016.
  4. https://www.maksillofasiyalsendromlar.org/chem-airpoll
  5. Çöloğlu AS. Kimyasal Zararlara Bağlı Ölümler. Adli Tıp Ders Kitabı, s.183-229, Editörler: C.Çakalır, Z.Soysal, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları,  Rektörlük No.: 4165, Fakülte No.: 224,  İ.Ü. Basımevi ve Film Merkezi, İstanbul, 1999
  6. Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.