Türkiye'de siyaset

Türkiye'nin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir yapısı vardır. Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinden oluşan üçlü kuvvet ayrılığı ilkesi temel alınmıştır. Buradaki üç erk; Yasama (TBMM), Yürütme (Cumhurbaşkanı) ve Yargı (Mahkemeler) tarafından oluşmaktadır.

Şu madde dizisinin bir parçasıdır:
Türkiye
devlet yapısı

Cumhuriyet rejimi ile yönetilen Türkiye'de Cumhurbaşkanı, Devlet'in başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder; Anayasa'nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.[1]

Şu anda Türkiye Cumhuriyeti siyasetinde;

Cumhurbaşkanı

Türkiye'de 1923'te Cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı Cumhurbaşkanı sıfatını almıştır. Cumhur kelimesi Arapça halk, topluluk anlamına gelmektedir. İlk önceleri Reis-i Cumhur biçiminde kullanılan unvan zamanla Cumhurbaşkanı olarak şekillenmiştir.

Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Milletinin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.[1]

Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar; ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.

Cum­hur­baş­ka­nı, kırk ya­şı­nı dol­dur­muş ve yük­sek öğ­re­nim yap­mış Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­le­ri ve­ya bu ni­te­lik­le­re ve mil­let­ve­ki­li se­çil­me ye­ter­li­ği­ne sa­hip Türk va­tan­daş­la­rı ara­sın­dan, halk ta­ra­fın­dan se­çi­lir.

2007 yılında yapılan referandumla Cum­hur­baş­ka­nı'­nın gö­rev sü­re­si yedi yıldan beş (5) yıla indirilmiştir. Daha önce sadece bir dönem için seçilebilen Cumhurbaşkanının bir ikinci dönem daha seçilebilmesi kabul edilmiştir. Yine bu referandumla daha önce TBMM üyeleri tarafından seçilebilen Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi kabul edilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi

Türkiye'de 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumundan %51.41 çıkması[2] ile uygulanmaya başlanan sistem. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2 Mayıs 2017'de AK Parti'ye üye olması ile başlamıştır. Sistem TBMM'de 339 milletvekili ile kabul edilmiştir.[3] Yurt dışında kısmen başkanlık sistemi olarak bilinmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk, hem Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlığı hem de Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı görevini aynı anda yapmıştır. Ayrıca İsmet İnönü CHP'ye, Celâl Bayar ise Demokrat Parti'ye üye bir şekilde cumhurbaşkanlığı yapmıştır. Cumhurbaşkanı 1961 Anayasası'nda kuvvetler ayrılığı kapsamında partisiz hale getirilmiştir.[4] 16 Nisan 2017 tarihinde anayasada yapılan değişiklik ile cumhurbaşkanın partisi ile ilişiğinin devam etmesine izin verilmiştir. Bunu takiben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 Mayıs 2017 tarihinde AK Parti'ye üye olmuştur.

Başbakanlık (1920-2018)

Başbakan, Türkiye'de 1920-2018 yılları arasında hükûmetin başı ve Bakanlar Kurulunun başkanı olarak görev yapan makamdı. Başbakan, Türkiye'de yapılan genel seçim sonucuna göre Cumhurbaşkanınca TBMM üyeleri arasından atanırdı. Başbakanlık, 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumunun ardından yapılan 2018 Türkiye genel seçimleri ile birlikte kaldırıldı.

Bakanlar

Türkiye'de Cumhurbaşkanı'nın başkanlık ettiği ve tüm bakanların bir araya gelip kararlar aldığı kuruldur.

Bakanlar Kurulunun üyeleri şunlardır;

Parlamento

TBMM logosu

Türkiye Cumhuriyeti'nin 23 Nisan 1920'de kurulmuş olan yasama organıdır.

Yasama görevi; yasa yapma, yasa değiştirme ve var olan yasaları yürürlükten kaldırma yetkisidir. Türkiye Cumhuriyeti anayasasına göre Türkiye'de yasama görevi TBMM'ye aittir. Bundan dolayı ülkenin kanunlarını TBMM belirler.

Anayasanın 108'nci Maddesine göre, yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimleri, beş yılda bir, serbest, eşit, tek dereceli, genel oy esaslarına göre, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.

Milletvekili seçilebilmek için, en az ilköğretim mezunu olmak ve ayrıca, Anayasada yazılı diğer seçilme yeterliliklerine sahip olmak gerekir. TBMM üyeleri, yasama dokunulmazlığına sahiptir.

Türkiye'de ilköğretim mezunu olmak, milletvekili olmak için yeterlidir.[5]

Milletvekilleri her ilin nüfus yoğunluğuna göre dağıtılır. Partiler her ilden çıkacak vekil sayısına göre seçim sürecinde aday listesini belirler ve seçmenin önüne koyar. Türkiye'de milletvekili seçimlerin siyasi partilere %10 barajı uygulanır. Baraj altında kalan bir siyasi partinin milletvekili adayı, bölgesinde yeterli oyu dahi alsa milletvekili olamaz.

Türkiye'de tek meclis vardır ve TBMM üyelerine milletvekili denir. Çoğu modern ülkede, iki aşamalı meclisler olduğu için, milletvekili genelde alt kanattaki üyelere verilen isimdir, üst kanadın senato gibi farklı bir ismi vardır.

Milletvekilleri genelde belirli siyasi partilere bağlıdır. Bağımsız olarak da istediği bölgeden seçime katılabilirler.

Siyasi partiler

Siyasi Partiler Yasasına uygun olarak kurulan partiler, Türk halkından Genel Seçimlerde şu anda %10 (yüzde on) olan barajı geçtikleri takdirde ülkeyi yönetmek için veya TBMM'de yer almak için Yasama görevlerini yerine getirirler, çoğunluğa sahip olununca Yürütme erkine sahip olurlar.

Milletvekili seçilme yeterliliği

MADDE 76. – (Değişik : 21.01.2017 - 6771/3 md.) Onsekiz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.[6]

(Değişik: 21.01.2018 - 6771/3 md.) En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, askerlikle ilişiği olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, Resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.

Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.[7]

Yargı

Türkiye'de yargı yetkisi bağımsız ve tarafsız mahkemeler ve yüksek yargı organları tarafından kullanılır.

Anayasa Mahkemesi (AYM), yüksek yargı organı olup, yasaların Anayasa'ya uygunluğunu denetleyerek, yürürlüğe girmesine ya da iptaline karar veren son mercidir. Ayrıca Yüce Divan olarak da görev yapar.

Yargıtay adli yargı organıdır. En üst mahkeme Yargıtay'dır ve son karar verici mekanizmadır. Aldığı içtihat kararları bağlayıcıdır.

Danıştay idari yargı organıdır. İdari davaların bakıldığı mercidir. Aldığı kararlara Yürütme uymak zorundadır.

Sayıştay mali yargı organıdır. Tüm kamu kurum, kuruluş ve iktisadi teşebbüslerin muhasebat sistemini denetlemekle yükümlüdür.

Hakimler ve Savcılar Kurulu ise hakim ve savcıların tayin, terfi ve atama işlerinden sorumludur.

Anayasa'da yargı bölümü, hukuk devleti ilkesi esas alınarak mahkemelerin ve yargıçların bağımsızlığı ve yargıç güvencesi temeli üzerine oturtulmuştur. Bu, hak arama özgürlüğünün gereği, insan hak ve özgürlüklerinin güvencesidir.

Kolluk güçleri

Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'ye gelebilecek olan tehditlere karşı ülkeyi savunmakla görevlendirilmiş olan silahlı devlet kuvvetidir ve Millî Savunma Bakanlığına bağlıdır.[8]

Emniyet Genel Müdürlüğü, ülke içerisindeki tüm polis teşkilatının bağlı olduğu kurumdur. Asayişi sağlar ve gözetir, yargı kurumunun talebi üzerine kişileri mahkeme önüne çıkartır.

Jandarma Genel Komutanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinden oluşmakla birlikte bir çeşit askeri polis görevi yapar. Sahil Güvenlik Teşkilatı da TSK personelinden oluşup deniz askeri polisi görevi yapar. Bu iki kuruluşun da İçişleri Bakanlığına karşı sorumlulukları vardır.

Devlet Protokolü

Türkiye’de devlet protokolünün ve devletlerarası protokol işlerinin yürütülmesi için Dışişleri Bakanlığında Protokol Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.