Nur Baba
Nur Baba 17. yüzyılda kurulduğu sanılan bir Bektaşi tekkesidir. Karacaahmet Sultanın himayelerindedir.
Nizârî Bâtınî-İsmâ‘îl’îyye, Hurûf’îyye, Keysân’îyye ve İmâm’îyye-i İsnâ‘aşer’îyye Şîʿîliğiyle ilgilidir. |
Alevîlikte Önderler
Alevîlikte etkin kişiler
Diğer etkileşim grupları
|
Özellikle 1800 lü yılların sonlarından itibaren 1925'te kapatılana dek İstanbul'un sosyal hayatında çok büyük rol oynamıştır. Faaliyette olduğu dönemde birçok meşhur politikacı ve sanatcı bu tekkenin müridlerindendi. Özellikle zamanın İstanbul sosyetesinin devam ettiği bir tekke idi. Günümüzde tekke binası Üsküdar Kısıklı'da bulunan Emniyet Mahallesi Nurbaba Caddesi Emniyet sokağındadır.
Nur Baba Tekkesi
Tekke, Büyükçamlıca Sefatepesi'nin batı eteklerinde, Sarıkaya mevkiinden başlayan ve Beylerbeyi Sarayı'nın yanında denize dökülen ve aynı zamanda Beylebeyi sarayının su kaynagı da olan İstavroz deresinin sağ tarafındaki yamaçlar üzerindedir. Sarıkaya mevkiinde, Kısıklı Caddesi'ne açılan Nur Baba Sokağı'na girip 430 adım yürüdüğünde, İstavroz deresinin başına gelinir. Bu kavşaktan 190 adım ileride, Tahir Baba (Nurbaba)Bektâşî Tekkesi'nden arta kalan hazîre vardır. Eski ismi Tariki olan bu sokak şimdi Emniyet Sokağı adını almıştır.
Boğaziçine doğru fevkalede güzel bir manzarası olan tekke binası ile müştemilâtının yerine birçok apartman yapılmıştır.Bir zamanlar çok geniş bahçesi ve bu bahcede 100ün üzerinde mezar taşı olan tekke arazisinde Bugün yalnız iki apartman arasındaki mezarlık mevcuttur. Hazîre, son derece bakımsız ve perişandır.Vakıflara ait olan bu arazinin nasıl olup da özel şahıslara satıldığı ve tarihi mezarların sökülerek üzerine apartmanların yapıldığı büyük bir soru işaretidir.
Buradaki en eski tarihli kabir taşı, 1237 (1821)'de vefat eden Tahir Baba'ya ait olup üzerinde bir Bektâşî Tacı vardı. Bunu, H. 1237-1282-1287- 1289-1293 tarihli Bektâşî sikkeli ve H. 1281- 1294-1295-1304-1328-1329 tarihli kadın kabir taşları takip etmektedir. Ayrıca, 1321 (1903) tarihli, Bektâşî taclı ve teslim taşlı bir kabir daha vardır. Bunlardan başka, toprağa gömülü yedi kabir taşı daha bulunmaktadır. Mezarlığın ön tarafında, etrafı bir duvar ile çevrili, set üzerinde ve bir servi ağacının gölgesinde, namazgâh vardır. Geniş kıble taşına iki kandil kabartması yapılmıştır. Bu emsalsiz taş maalesef kırılmıştır. Üzerinde yazı yoktur. Namazgâhın etrafında mermer pencere ve kapı söveleri görülmektedir. Bu namazgâh taşından başka, kabir şâhideleri arasında üzerinde mihrap âyeti yazılı bir namazgâh taşı daha vardır. Boyutları küçük olan namazgâhın üzerine, mezarlıktan arta kalan kabir taşları yatırılmıştır. Bunlar arasında, Perestav Hanım'a ait 12 satır halinde 24 mısralı kitâbe de bulunmaktadır. Tekkenin ve mezarlığın önü, Yakup Kadri Bey'in Nur Baba romanında görüldüğü gibi yine büyük bir bostandır. Yol aşırı yerde ve Çamlıca Tepesi eteklerinde, tekkeye ait olan bir su deposunun tonoz bakiyeleri hâlâ durmaktadır.
Çağdaş Türk edebiyatında Nur Baba
Dönemin sosyal hayatında önemli etkisi olduğundan başta Yakup Kadri Karaosmanoğlu olmak üzere birçok yazarın eserlerine konu olmuştur.Romanda Nigar Hanım ve diğer hanımların Nurbaba'ya olan aşkları anlatılır. Nur Baba, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yazdığı ilk roman olup 1914 -1915 senelerinde yazılmış, önce tefrika edilmiş, 1922'de kitap olarak basılmış ve zamanının en çok satan romanı olmuştur.