Edep
Edep (Arapça: أدب, adab çoğul. ādāb) Toplum töresine uygun davranma veya İyi ahlak, incelik, terbiye[1] olarak tanımlanır. İslam'da, hayatın her yönünü kapsayan görgü ve ahlak kurallarıdır. Edep, davranış bağlamında, öngörülen İslami görgü kurallarını ifade eder: "incelik, görgü, ahlak, terbiye, nezaket, sevecenlik"[2]. Arapça kökenli adab terimi, çok geniş anlamlıdır ve en uygun doğru çeviri "bir şey hakkında uygun şekilde gitmek (davranma)" olabilir.
Arapça |
Arapça: أدب |
Çevriyazı |
Adab |
Anlamı |
davranış |
Edep ile ilgili örnekler
Kur’an’da en fazla üzerinden durulan konu, edeb ve ahlak olduğu görülür. Bunlardan bazıları şunlardır;
Kur'an
Al-i imran Suresi 134. ayet
Al-Ladhīna Yunfiqūna Fī As-Sarrā'i Wa Ađ-Đarrā'i Wa Al-Kāžimīna Al-Ghayža Wa Al-`Āfīna `Ani An-Nāsi Wa Allāhu Yuĥibbu Al-Muĥsinīna[3]
134 - O (Allah'tan hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.[4]
Nisa Suresi 86. ayet
Wa 'Idhā Ĥuyyītum Bitaĥīyatin Faĥayyū Bi'aĥsana Minhā 'Aw Ruddūhā 'Inna Allāha Kāna `Alá Kulli Shay'in Ĥasībāan
86 - Siz bir selam ile selamlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selamı aynen iade edin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.
İbrahim Suresi 24. ayet
'Alam Tará Kayfa Đaraba Allāhu Mathalāan Kalimatan Ţayyibatan Kashajaratin Ţayyibatin 'Aşluhā Thābitun Wa Far`uhā Fī As-Samā'i
24 - Görmedin mi? Allah nasıl bir misal verdi. Güzel bir söz, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir.
İbrahim Suresi 25. ayet
Tu'utī 'Ukulahā Kulla Ĥīnin Bi'idhni Rabbihā Wa Yađribu Allāhu Al-'Amthāla Lilnnāsi La`allahum Yatadhakkarūna
25 - (O ağaç) Rabbinin izniyle her zaman meyve verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara böyle misaller verir.
Mü'minun Suresi 96. ayet
Adfa` Bi-Atī Hiya 'Aĥsanu As-Sayyi'ata Naĥnu 'A`lamu Bimā Yaşifūna
96 - Sen, kötülüğü en güzel bir tutumla sav, çünkü biz onların yakıştırmakta oldukları şeyi çok iyi bilmekteyiz.
Kasas Suresi 55. ayet
Wa 'Idhā Sami`ū Al-Laghwa 'A`rađū `Anhu Wa Qālū Lanā 'A`mālunā Wa Lakum 'A`mālukum Salāmun `Alaykum Lā Nabtaghī Al-Jāhilīna[5]
55 - Onlar, boş söz işittikleri zaman, ondan yüz çevirirler ve "Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size. Size selam olsun. Biz kendini bilmezleri istemeyiz" derler.
Hadis
Sahih Muhammed el-Buhârî, Muhammed kötü sözden kaçınırdı ve
"İçinizde en iyi olanınız şahsiyet ve ahlak olarak en iyi olanınızdır."[6]
"Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en iyi davrananınızdır."[7]
"Kureyş kadınlarının iyisi, çocuğa küçüklüğünde en şefkatli olanlardır."
"İyi bilin ki! İçinizde en hayırlınız eşlerine karşı en şefkatli, muhabbetli olanınızdır. Bu işte en üstün, en iyi olanınız benim." derdi.
Notlar
- "TDK Güncel Türkçe Sözlük". 19 Nisan 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ağustos 2010.
- Firmage, Edwin Brown and Weiss, Bernard G. and Welch, John W. Religion and Law, 1990, s. 202-203
- Al-i imran Suresi 3:134.
- Al-i imran Suresi Kuran-ı Kerim Elmalılı Hamdi Yazır Meali
- Kasas Suresi 28:55.
- Muhammed el-Buhârî, al-Adab al-Mufrad, s. 38.
- İbn Mâce, Nikâh 50.