Avusturya tarihi
Bu madde Avusturya'nın tarih öncesinden günümüze kadarki tarihi hakkında bilgi vermektedir.
Avusturya tarihi |
---|
Antik Çağlar
|
Savaşlar Sonrası |
Romalılar ve Kavimler Göçü
Roma İmparatorluğu
Bugünkü Avusturya'nın büyük bölümü MÖ 15 yılı dolaylarında Roma İmparatorluğu tarafından işgal edildi. Roma imparatoru Claudius iktidarı sırasında (41-54) sınırları kuzeyde Tuna nehrine, kuzey doğuda Wienerwald'a, doğuda bugünkü Steiermark'ın doğu sınırlarına ve güneydoğu ile güneyde Eisack ve Drau akarsularının ötesine kadar uzanan Regnum Noricum eyaletini kurdu. Daha sonraları Diokletian (284-305) yönetimi altında eyalet Alpler boyunca kuzeyde Noricum Ripens (Kıyı Noricum'u) ve güneyde Noricum Mediterraneum (İç Noricum) olmak üzere iki parçaya ayrıldı. Ziller ırmağı kıyısına kadar bugünkü Vorarlberg ve Tirol'ü kapsayan Noricum'um batısında bulunan bölge Raetia eyâletiydi. Doğuda bugünkü Burgenland'ın bulunduğu bölgedeki Pannonia eyâleti Noricum'a sınırdı. Tuna nehri kuzeyde yaşayan Cermen kabileleriyle Romalılar arasındaki sınırı belirliyordu.
Avusturya'nın bazı bölgeleri ve Linz (Lentos) gibi kentleri Keltlere dayanır. Daha sonraki birçok yerleşim Romalılar tarafından kurulmuştur. Viyana'nın doğusunda bulunan Carnuntum kenti bölgedeki en büyük Roma kentiydi. Ayrıca bugünkü Klagenfurt'un kuzeyinde kalan Virunum, Spittal an der Donau'nun yakınlarında bulunan Teurnia da önemli merkezlerdi. Roma dönemine ait önemli kazı bölgeleri Kleinklein (Steiermark) ve Zollfeld'tir (Magdalensberg).
2. yüzyılda Hristiyanlık yayılmaya başladı. Ülkenin o zamanki kilise organizasyonu 4. yüzyıla dayanır. Ülkeye Bayuvarlar'ın yerleşmesinden sonra ülke misyonerlerin etkisi altında kaldı.
Kavimler Göçü
Kavimler göçüyle Roma İmparatorluğu'nun çöküşü başladı. 5. yüzyıldan başlayarak Romalılar Germen kabileleri tarafından tehdit edilmeye başlandı. 408 yılında I. Alarich yönetiminde Gotlar İtalya'ya girerek Emona'dan (bugünkü Ljubljana) Alpler üzerinden Roma komutanı Stilicho tarafından yönetilen Noricum'a ulaştı. 472'den sonra Doğu Gotları ve Alemanlar ülkeyi fethedemeden geçip gittiler. 476 yılında Odoaker son Roma İmparatoru'nu devirdikten sonra da eyaletler Roma yönetiminde kaldı. Kral Theoderich'in ölümünden sonra Got Krallığı dağıldı ve böylece Gotlar Noricum'u ele geçirememiş oldular.
6. yüzyıldan başlayarak Bayuvarların ve bugünkü Vorarlberg bölgesinde de Alemanlar'ın kesintisiz yerleşimine tanık olunur. 6. yüzyılın sonunda Roma İmparatorluğu dağıldı. Doğudan Avarlar tarafından sürülen Slavlar hala bölgede yaşayan kelt-roman halk tarafından engellenemediler ve Drau boyunca batıya kadar ilerlediler. 610 civarında kuzeyden gelip Pustertal'e kadar ilerlemiş olan Bayerler (Bayuvarlar) tarafından durdurulana kadar bu ilerlemeyi sürdürdüler. Slavlarla Bayuvarlar arasındaki sınırı Freistadt, Linz, Salzburg (Lungau) ve Doğu Tirol (Lesachtal) hattı belirliyordu.
Ortaçağ
Erken Ortaçağ (976'ya kadar)
Bugünkü Avusturya'nın güneyinde Drau, Mur ve Save vadilerinde yerleşmiş bulunan Slav kökenli gruplar 600 yılı civarında Avrupa'nın ilk bağımsız Slav devleti olan Karantanya'yı kurdular. Karantanya'nın merkezi Zollfeld'di. Karantanya'yı kuranlar bölgede kalan Keltoroman halkla birlikte Franklar'ın ve Avarlar'ın güneydoğu Alp bölgesindeki yeni istilalarına karşı direndiler.
Kuzey Alp bölgesinde 6. yüzyılın ortasında Bayer kökenli gruplar bir dükalık kurmuşlardı. Hükümdarları Agilolfinger hanedanından geliyordu. Bu dönemde Bayerler'in yerleşim bölgesi özellikle Langobardlar'ın geri çekilmesiyle güneyde, bugünkü Güney Tirol'e ve doğuda Enns'e kadar genişledi. Daha doğuda ve bugünlü Bohemya bölgesinde Avarlar ve daha sonra da Slavlar yerleşmişti. Bağımsız yöneticiler olan Bayer düklerinin merkezi Regensburg'tu.
Karolenj hanedanının yönetimi altında Frank İmparatorluğu giderek güçlendi ve 8. yüzyılın sonlarında Bayer dükalıklarının bağımsızlığı sona erdi. Bayerler'in bundan sonra bağımsız kalan son dükü III. Tassilo'ydu. Yine 8. yüzyılın ikinci yarısında Karantanya da yıkıldı ve Franklar'ın idaresine girdi.
Avarlar'a karşı direnmek için Frank kralı Büyük Karl (Carolus Magnus ya da Türkçede kullanılan diğer adıyla Şarlman) 800 yılı civarında bugünkü Aşağı Avusturya'da, Enns, Raab ve Drau ırmakları arasında Avar Eyaleti de denilen bir sınır eyaleti, aynı şekilde bu eyaletin güneyine de Karantanya Eyaleti'ni kurdu.
Avarlar'a karşı kurulan sınır eyaleti Macarlar'ın akınları sonucu yok oldu. 907 yılı yaz aylarında Pressburg'da yapılan üç büyük savaştan sonra Frank İmparatorluğu'nun devamı olan Doğu Frank İmparatorluğu'nun sınırı Enns'e kadar geriledi. Bunun hemen ardından I. Arnulf'un Bayer dükü olması bütün doğu Alp bölgesini kapsayan yeni Bayer dükalığının başlangıcı olarak kabul edilir. Doğu Frank imparatoru I. Otto'nun Lechfeld'deki savaşı kazanmasından sonra Macar tehlikesi uzaklaştırıldı ve Macarlar yerleşik hale geçtiler. Bunun hemen ardından yeni bir Bayer dalgası bugünkü Aşağı Avusturya, İstria ve Krain'de geniş bölgeleri ele geçirdi. 10. yüzyılın ikinci yarısında Enns'in doğusunda yeniden, Marchia orientalis olarak adlandırılan bir Bayer eyalet kontluğu ortaya çıktı.
Avusturya Sınır Kontluğu (976-1156)
976 yılında II. Otto bu eyaleti merkezden ayırdı ve Babenberger ailesinden gelen Liupold'a (I. Leopold) verdi. Burası için 996 yılında ilk defa resmi olarak Ostarrîchi ismi kullanıldı. Günümüzde Avusturya'nın Almanca ismi olan Österreich sözcüğü buradan gelmektedir. Bu ismin yanı sıra uzun süre Osterlant (Doğu Ülkesi) adı da kullanıldı. Türkçedeki Avusturya sözcüğü bölgenin isminin Latinceleştirilmiş hali olan Austria'dan gelmektedir.
Babenbergerler bilinçli bir politika ve Kuenringerler gibi diğer güçlü hanedanların da desteğiyle güçlü bir idare kurdular. Merkezleri başlarda Pöchlarn'da, daha sonraları da Melk'te bulunuyordu. Kont III. Leopold imparatorluk sarayındaki imparator IV. Heinrich ile kral V. Heinrich arasındaki taht kavgasına karışma şansı buldu ve V. Heinrich'in zaferine katkıda bulundu. Ödül olarak da Heinrich'in kızkardeşi Agnes von Hohenstaufen'le evlendi. Kurduğu manastırlar nedeniyle (özellikle de Klosterneuburg manastırı) ölümünden sonra aziz ilan edildi.
Babenbergerler idaresinde Avusturya Dükalığı (1156–1246)
Staufer ve Welfen hanedanları arasındaki çatışmalar sonucu 1139 yılında Bayer Dükalığı Babenbergerler'e geçti. I. Friedrich tartışmayı sona erdirmek istediğinden Bayer Dükalığı'nı Welfenler'e geri verdi. Ancak teselli ikramiyesi olarak Privilegium minus adı verilen belgeyle Avusturya 1156 yılında dükalık statüsüne yükseltildi. Böylece Avusturya Bayer Dükalığı'na karşı bağımsızlığını kazanmış oldu ve Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu içinde bağımsız bir egemenlik bölgesi oldu. Avusturya'nın ilk dükü Heinrich Jasomirgott yine 1156'da Viyana'yı dükalığın merkezi haline getirdi. 1186 yılında Georgenberger Handfeste adı verilen vasiyetname uyarınca, 1192 yılında Traungauer hanedanı sona erince, Traungau, bugünkü Yukarı Avusturya'nın merkez bölgesi, Aşağı Avusturya'nın güneyindeki Pitten Kontluğu ve bugünkü Slovenya'nın büyük bölümünü kapsayan Steiermark Dükalığı da Babenbergerler'in eline geçti.
VI. Leopold ile ortaçağ Avusturya'sı kültürel olarak doruk noktasına ulaştı. O zamanın devrimci sanatı Gotik VI. Leopold zamanında yayıldı. Onun oğlu olan II. Friedrich ile 1246 yılında Babenbergerler'in atasoylu (erkekler üzerinden taşınan) çizgisi sona erdi.
Babenbergerler ve Habsburglar arasında Avusturya Dükalığı (1246-1282)
1256 yılında dükalığın önde gelenleri tarafından karışıklığı gidermek üzere çağrılan Bohemya Kralı Ottokar Přemysl birçok mirasçı arasında başarılı olan kişi oldu. Politikası daha çok asilleri bastırırken, kentlerdeki burjuvaziyi desteklemeye yönelikti ve bu özelliğiyle Habsburglar zamanında bile uzun süre Viyanalı'ların aklında kaldı. Ottokar Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu tahtına yönelince, karşısında Rudolf von Habsburg'u buldu. 1278 yılındaki Marchfeld Savaşı'nda Rudolf von Habsburg'un Ottokar'ı yenilgiye uğratmasından sonra Habsburglar Avusturya ve Steiermark dükleri haline geldiler.
Habsburg idaresi altında Avusturya Dükalığı (1282-1452)
1335 yılında Habsburglar Meinhardiner hanedanının mirasçısı olarak Karintiya ve Krain'i elde ettiler. 1363 yılında da Tirollü Margarethe kendi mirasçısı kalmayınca Tirol'ü dük IV. Rudolf'a verdi. Böylece doğu Alplerde bir ülkeler bütünü ortaya çıktı.
IV. Rudolf ortaçağın sonlarının en entrikacı yöneticisiydi. Viyana'nın önemini ön plana çıkartacak önlemler aldı. Privilegium maius adında çarpıtılmış bir belge hazırlattı. Bu belgeye göre Avusturya arşidüklüğe yükseltiliyor ve kendisi de birçok ayrıcalık elde ediyordu. Bu belge imparator IV. Karl tarafından kabul edilmediyse de, daha sonra 1453'te Habsburg kökenli imparator III. Friedrich tarafından onaylandı.
1379 Neuberg anlaşmasına göre Habsburg egemenliği ilk defa bölündü. Bunu 1406 ve 1411'de iki bölünme daha izledi. Böylece 3 ülke bütünü ortaya çıkıyordu:
- Aşağı Avusturya ülkeleri (Yukarı ve Aşağı Avusturya)
- İç Avusturya ülkeleri (Steiermark, Karintiya, Krain, İç İstriya ve Trieste)
- Ön Avusturya ülkeleri (Tirol, Vorarlberg ve Suebya ile Alsas'ın ön bölgeleri)
15. yüzyılın neredeyse tamamı miras sorunları ve aile kavgalarıyla geçti. Bu ülkenin politik ve ekonomik gücünü bir hayli zayıflattı. V. Friedrich bütün rakiplerini saf dışı ederek ya da miraslarına sahip olarak sonunda ülkeyi tekrar bütünleştirebildi. V. Albrecht de Luxemburgların varisi olarak Roma-Germen Kralı seçildi. Taht sonunda 1452 yılında Kutsal Roma İmparatoru olarak taç giyen III. Friedrich'e kaldı.
Habsburg Egemenliği
Avusturya'nın Büyük Güç Haline Gelişi
İmparatorun içerideki iktidarı çok büyük değildi. Birçok soylu aileler kendi politikalarına göre iktidara sahip olmak istiyorlardı. Böylece III. Friedrich'in parlak olmayan ama sıkı siyaseti geride sağlam bir iktidar bıraktı. Bu iktidarı 1477'de Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve Fransa arasındaki Burgundiya ülkelerinin mirasçısı Burgundiyalı Maria ile evlenen oğlu I. Maximilian daha da güçlendirdi. Maria'nın erken yaşta ölümü üzerine Maximilian Bretonya varisi Breton Prensesi Anne ile evlendi. Ancak Fransa'nın müdahalesi Bretonya'nın Avusturya'ya geçmesini engelledi. 1496'da İmparator Maximilian oğlu Güzel Philipp'i Kastilya ve Aragon prensesi Johanna ile evlendirdi. Böylece Avusturya sadece İspanya, Napoli, Sicilya ve Sardinya'da değil, aynı zamanda İspanyol sömürgelerinde de miras hakkı elde etti. Bu dönemde ünlü özdeyiş ortaya çıktı: "Bella gerant allii - tu felix austria nube" (Diğerleri savaşsın - sen mutlu Avusturya evlen!). 1499'da Suabe Savaşı sona erdi. Basel Barışı sonucu Habsburglar kendi tarihi kalelerinin bulunduğu Habsburg'u elden çıkartmak zorunda kaldılar. Böylece İsviçre'nin 1648 Westfalya Barışı'yla kesinleşecek olan Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'ndan kopuşu başladı. 1500 yılında Maximilian miras sonucu Görz Prensliği'nin sahibi oldu. Oğlu Güzel Philipp'in miras sonucu İspanya (ve İspanyol sömürgeleri) kralı olması sonucu Avusturya dünya çapında bir güç haline gelme fırsatıyla karşı karşıya kaldı. 1519'da taç giyen V. Karl bu fırsatı kaçırınca 1555'te tahttan çekilmek zorunda kaldı.
1521'de Avusturya toprakları imparator V. Karl tarafından kardeşi I. Ferdinand'a verildi. I. Ferdinand merkezi yönetim yapısını yerleştirdi. Aynı yıl Bohemya ve Macaristan üzerinde miras hakkı olan Anna'yla evlenen I. Ferdinand böylece 1526'da bu toprakları Avusturya'ya kattı. 1524'te V. Karl Friesland'ı imparatorluğa dahil etti. 1526 yılında Mohaç Muharebesi'nin kaybedilmesinden sonra Ferdinand sadece Macaristan, Bohemya ve çevre ülkeleri değil, aynı zamanda Macaristan'ın daha önce kendisine karşı tampon bölge oluşturduğu Osmanlı tehlikesini de miras almış oldu. Üstelik Avusturyalılar ilk kez olarak kral Johann Zápolya'yı destekleyen Macar soylularıyla da çatışmaya düştüler. 1528'de Overijssel ve Utrecht Habsburg idaresine geçti. 1531 yılında I. Ferdinand rüşvet yardımıyla Roma-Germen İmparatoru seçildi. Milano Dükalığı V. Karl tarafından ilhak edildi. 1538 yılında Macaristan Habsburglar, Osmanlılar ve Macar soyluları arasında paylaştırıldı:
- Macar Krallığı (Batı ve Kuzey Macaristan ve Slovakya), Bohemya ve Moravya Habsburglar'a geçti.
- Ülkenin ortası Osmanlılar'a geçti.
- Erdel'in kontrolü birbirleriyle rekabet halde Macar soylularının eline geçti.
1555'te V. Karl Augsburg Din Barışı sonucu tahttan çekildi. Bu Habsburgların İspanyol ve Avusturya hatları olarak ikiye bölünmesine yol açtı. Avusturya hattı 1806 yılına kadar neredeyse kesintisiz olarak Roma-Germen İmparatorluğu'na sahip oldular.
Reform ve Karşı Reform
Reformasyon döneminde Tirol hariç Avusturya topraklarında halk büyük oranda Protestanlık'a geçti. Halkın tekrar Katolikleştirilmesi (Ana madde: Karşı-reform) ancak 1600'lere doğru yoğun şiddet politikaları sayesinde mümkün oldu. Bu süreçte ön plana çıkan Cizvitler ve Arşidük Matthias'ın temsilcisi Kardinal Melchior Khlesl oldu. Ancak bu politikanın önde gelen uygulayıcısı II. Ferdinand'dı. II. Ferdinand "sapkın"lardan oluşan bir ülke yerine bir çöl yönetmeyi tercih ettiğini söylüyordu.
Bu politika Avusturya'yı Bohemya Ayaklanması sonucu çıkan Otuz Yıl Savaşları'na sürükledi. Bir süre boyunca Habsburglar Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nu mutlaki monarşiye dönüştürdüler. Ancak savaşın sonunda gerek Avusturya topraklarını, gerekse de Bohemya'yı yeniden ele geçirebildiler. Böylece bu topraklardan bir devlet oluşturmaya çalıştılar. Daha 1680'lerden başlayarak Philipp von Hörnigk ya da Johann von Justi gibi iktisat teorisyenleri bu yönelime hız verdiler.
Habsburglar ve Osmanlı Tehditi
Osmanlılar daha 15. yüzyılda Avusturya topraklarında bir güç olarak görünmeye başlamışlardı. Bunu 1529 yılında Osmanlı ordusunun giriştiği I. Viyana Kuşatması izledi. Osmanlılar başarılı olamadılar. Ancak bu süreci yaklaşık 200 yıl sürecek olan sürekli bir Osmanlı-Avusturya savaşı izledi.
1683 yılında Osmanlılar Viyana'yı tekrar kuşattı. Ancak bu II. Viyana Kuşatması da başarısız oldu. Avusturya bu başarısını Dük Karl von Lothringen'in Polonya Kralı Johann III. Sobieski'nin Kahlenberg üzerinden Osmanlı birliklerine arkadan saldırmasıyla kazandı. Bu yenilgi Osmanlı'nın Avusturya için giderek bir tehlike olmaktan çıkmaya başlamasına yol açtı. Karl von Lothringen ve Prens Eugen von Savoyen gibi komutanların yönetiminde Osmanlı'ya karşı biri 1683-1699 arası, diğeri 1716-1718 arası süren iki bir savaş sonucu Osmanlılar Belgrad'ın arkasına kadar geriletildi. 1699'daki Karlofça ve 1718'deki Pasarofça antlaşmaları Osmanlı'nın yenilgisini resmileştirdi.
Bu süreç Avusturya'yı büyük oranda etkileyen Barok sanatının gelişmesi için gereken olanakları yarattı.
Miras Savaşları
İspanyol Habsburglar'ın soylarının 1700 yılında sona ermesinden sonra Avusturya Habsburgları XIV. Louis ile İspanyol tahtı miras olarak ele geçirmek için bir mücadeleye giriştiler. Savaş İmparator I. Joseph tarafından başarıyla yürütüldüyse de, onun ölümünden sonra başarısızlıklar üst üste geldi. Kardeşi VI. Karl yaşayan son Habsburg olarak eğer diğer Avrupa güçleri tarafından engellenmeseydi dünya çapında bir imparatorluğu miras olarak alabilecekti. Ancak 1713 Utrecht Barışı ile İspanya'nın çevre toprakları (İspanyol Hollandası, Napoli, Lombardiya) miras olarak Habsburglar'a kaldı.
Aynı yıl içinde Avusturya Monarşisi'nin ilk anayasası olarak kabul edilen Pragmatische Sanktion yayınlandı. Bu yasa monarşinin bölünmezliğini ve ayrılmazlığını öngörüyor ve bunu sağlamak için de ilk çocuk ve destekleyici kadından geçen miras ilkelerine dayanan bir birleşik veliahtlık öngörüyordu.
Osmanlılar'a karşı 1714-1718 arası kazanılan zaferlerden sonra Habsburglar Kuzey Bosna, Kuzey Sırbistan (yaklaşık olarak bugünkü Voyvodina toprakları), Banat ve Küçük Eflak Habsburglar'ın eline geçti. Sardinya'ya karşılık Sicilya'nın değiştirilmesiyle Habsburg İmparatorluğu tarihinin en geniş sınırlarına ulaştı.
Kadından geçen veraset olanağını çıkartan VI. Karl'ın sadece 1717'de doğan bir tek kızı vardı: Maria Theresia. Bu tercihin önemi imparatorun ölümünden sonra daha da belirginlik kazandı. Çünkü Habsburglar'ın erkek soyu tümüyle ortadan kalkmıştı. Bu yüzden Maria Theresia eşi Franz Stephan von Lothringen ile birlikte yeni bir hanedanın, Habsburg-Lothringen hanedanının kurucusu oldu.
Maria Theresia kendine düşen mirası Avusturya Miras Savaşı (1740-1748) sırasında büyük oranda savunabildi. Sadece Silezya Prusya'nın eline geçti. İkinci bir savaş (1756-1763) ile yeniden kazanılmak istendiyse de, bunda başarılı olunamadı.
Maria Theresia'nın Reformları
Sonraki yıllarda Maria Theresia tarafından Avusturya ve Bohemya toprakları anayasasında bir dizi temel değişiklik yapıldı:
- Monarşiye ait ayrıcalıklar kısıtlandı
- Çevre ülkeler kendilerine ait bir yönetime sahip olma hakkını yitirdi
- Loncalar merkezde söz hakkını yitirdi
- Yargı ve yönetim birbirinden ayrıldı
- Avusturya ve Bohemya'nın mali ve askeri makamları birleştirildi
- Soylular monarşiye hizmetle görevlendirildi
- Okul zorunluluğu getirildi.
- İçki yasaklandı.
Macaristan eski anayasayı devam ettirdiği için böylece ortaya bir Avusturya-Macaristan ikiliği çıktı.
Maria Theresia'nın yönetimi altında Galiçya, Lodomerya, Banat ve Erdel gibi nüfus yoğunluğu düşük olan yerlere yerleşimler hızlandı. En önemli göçmen topluluğu Suablar'dı. Bu yerleşim politikası monarşinin sonuna kadar sürdü ve ayrıca Bukowina'ya 19. yüzyıl sonlarında buranın kültürünü büyük oranda etkileyen Yahudiler yerleşti.
Aydınlanmış Mutlakiyet
1765 yılında Maria Theresia'nın oğlu II. Joseph tahta ortak oldu ve 1780-1790 arası bütün yönetimi devraldı. II. Joseph aydınlanmış mutlakiyet çerçevesinde birçok reform yaptı. 1781'de serfliği kaldırdı ve birçok manastırı kapattı. Bavyera'yı Avusturya Hollandası'yla değiş tokuş etme çabası başarısız oldu. Yeni reformların yapılması özellikle Macaristan ve Avusturya Hollandası'nın direnişiyle engellendi. Buna karşın Joseph önemli bir Aydınlanmacı ve burjuva toplumunun hazırlanmasının öncüsü olarak kabul edilir.
Avusturya 1773'te Polonya'nın birinci ve 1795'te üçüncü defa bölüşülmesinde rol oynadı. İlk bölüşülmede Avusturya Galiçya'nın geniş bir bölgesini ve Lviv çevresindeki bölgeyi ele geçirdi ve Galiçya ve Lodomerya Krallığı'nı kurdu. Üçüncü bölüşmede Galiçya'nın geri kalan bölgesi ve Küçük Polonya Avusturya'nın eline geçti.
1790'da ölen II. Joseph'in devamcısı küçük kardeşi II. Leopold'du. Prusya Kralı II. Friedrich Wilhelm'le birlikte Fransız Kralı XVI. Louis'e yardım etme çabası başarılı olamadı. II. Leopold 1792 yılı Mart ayında beklenmedik bir şekilde 44 yaşında öldü.
Fransız Devrimi sonrasında Avusturya'da Aydınlanmacı görüşler askıya alındı. Leopold'un oğlu II. Franz devlet şansölyesi Metternich'in adıyla özdeşleşmiş katı bir gerici politika izledi. Bu politik durgunluk 19. yüzyılın ilk yarısı boyunca sürdü.
Fransız Devrimi'ni takip eden dönemde Avusturya da Napolyon Savaşları'na katıldı. Napoleon'un 1804 yılında imparator olarak tac giymesine II. Franz Avusturya İmparatorluğu'nu ilan ederek karşılık verdi. Böylece II. Franz aynı zamanda Avusturya İmparatoru I. Franz adını aldı. 1805 Pressburg Barışı'nda Avusturya topraklarından büyük bir bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Veneto'yu kaybetti, Tirol'ü ve Vorarlberg'i Napoleon'la müttefik olan Bavyera'ya bıraktı. Buna karşılık Salzburg'u ele geçirdi. Napoleon tehditi altında II. Franz 1806'da Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu tacını terketti ve bu Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun sonu oldu.
Avusturya İmparatorluğu (1806-1867)
Aynı zamanda Almanca konuşan prensler Napoleon'un çabaları sonucu ona asker vermek zorunda olan Ren Birliği'ni (Rheinbund) kurdu. Bu arada dışişleri bakanlığına yükselen Metternich'in çabasıyla II. Franz'ın kızı Marie Louise 1810 yılında Napoleon ile evlendi. Napoleon Ekim 1813'te Avusturya, Rusya ve Prusya birliklerinin oluşturduğu birleşik ordu karşısında Leipzig Halklar Savaşı'nda bozguna uğradı. 1814 Nisan'ında tahttan ayrıldı. Aynı yılın Eylül ayında Viyana Kongresi Avrupa'nın yeni düzenini belirlemeye başladı. Avusturya bu yeni düzen içinde birçok bölgeyi yeniden ele geçirdi ve Suabe ön bölgesini Salzburg piskoposluğu ile değiştirdi. Artık Habsburglar orta İtalya'ya kadar geniş bir bölgeye hakim durumdaydı.
Mart 1815'te Napoleon Elba'daki sürgünden Fransa'ya geri döndü. Haziran 1815'te Waterloo Savaşı'nda aldığı yenilgi Napoleon'un sonu oldu. Aynı yıl Frankfurt'ta Avusturya İmparatorluğu'nın daimi başkanlığında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun devamı olarak Alman Birliği kuruldu. Aynı zamanda Avusturya İmparatorluğu, Prusya ve Rusya İmparatorluğu Üç İmparatorluk İttifakı'nı kurdu. Bu ittifakın Avrupa'nın politik stabilitesini savunması bekleniyordu.
İkili Monarşi ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
1867 yılında Avusturya'nın Macaristan'la birleşmesiyle Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nu kuruldu. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, 1878 yılında Bosna-Hersek'i işgal ederek 1909 yılında ilhak etmişti.
Birinci Dünya Savaşı
Avusturya-Macaristan imparatorluğu,1914 yılında büyük sıkıntılar yaşıyordu ve bunların en önemlisi ülkede yaşayan azınlık problemiydi. Sırp milliyetçiler Bosna Herseğin Sırbistan’a bağlanmasını istiyorlardı, ancak Avusturya,Bosna Herseği 1909’da tamamen ele geçirince sırpların hayali hayal kaldı. Ancak bazı sırp milliyetçiler hala bu iş için çalışıyordu ve en sonunda Gavrilo Princip adlı bir sırp milliyetçi, Avusturya Macaristan veliahtı Franz Ferdinand’ı vurdu. Avusturya Kralı 1. Franz Joseph,Bu cinayetten Sırbistan’ı sorumlu tuttu ve ceza olarak ağır şartlar koştu ancak Sırbistan Hükûmeti, bu şartları reddedince Avusturya Macaristan Sırbistan’a savaş açtı ve bu 1. Dünya Savaşı’nın başlangıcı oldu. Rusya kısa süre sonra Avusturya’ya savaş ilan etti. Ancak Avusturya’nın dostu Alman İmparatorluğu boş durmadı ve Rusya’ya savaş ilan etti. Rusya’nın dostu Fransa’ya ve Alman birliklerine geçiş izni vermeyen Belçika’ya kısa süre sonra savaş açtı. Buna karşılık Belçika’nın tarafsızlığını garantileyen Britanya İttifak Devletlerine (Merkezi Kuvvetler olarak da bilinirler) Savaş açtı. Avusturya,Çoğu cephede hezimete uğradı. Avusturya sınırının dibinde olan belgrad ancak 3 ayda alınabildi ancak o bile olmadı çünkü kısa süre sonra sırplar Belgrad’ı yeniden ele geçirdi. Bulgaristan savaşa katılana kadar Sırbistan Avusturya’ya dayanacaktı.İtalya İtilaf Devletleri bloğu tarafına geçip Avusturya’ya saldırınca minik bir ilerleme kaydetmesine rağmen kısa süre sonra iki tarafta tıkandı ve siper savaşı İtalya-Avusturya cephesinde’de başladı.Caporetto Muharebelerine kadar genel olarak iki tarafta tıkanmıştı.Caporetto Muharebesinde İtalyanlar ağır bir yenildi almışlardır. Bu sırada Galiçya Cephesinde durum hiç iyiye gitmemektedir. Ruslar daha da derinlere inmeye başladılar ancak alman yardımıyla bu ilerleme durduruldu.1916’da Romanya savaşa girdi ancak çok hızlı bir şekilde (4 ayda)Bükreş ele geçirildi ve Romen’ler başkentlerini Iaşi(Yaş)taşıdılar.1916’da Yaşlı Avusturya İmparatoru 1. Franz Joseph vefat etti ve 1. Karl tahta geçti. En sonunda İtalyanlar Avusturya’yı yenince 1. Karl durumun kötülüğünü anladı ve Avusturya teslim oldu ve Villa Giusti Mütakeresini imzalamak zorunda kaldı.10 Eylül 1919’da Avusturya aşırı derecede ağır bir anlaşma olan Saint Germain En Laye antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Anlaşma Avusturya’nın deniz ile bağlantısını kesiyor ve devasa toprak kaybına sebep oluyordu. Ayrıca Avusturya kazananlara yüklü miktarda bir tazminat ödemeliydi ve askeri bakımdan kısıtlanmıştı. Aslında teknik olarak hakları olan Almanya’ya bağlanıp tek ülke olmak yasaklandı.bu Anlaşma Avusturya halkını öfkelendirdi.