Hollanda tarihi
Hollanda tarihi bugünkü Hollanda Krallığı topraklarının tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan tarihini kapsar.
Tarih öncesi
Romalılardan önce Hollanda'da Tubanten, Cananefaten ve Frizler gibi çeşitli Cermen kabileleri yaşamaktaydı. Romalıların gelmesinden sonra cesaretleriyle tanınan Batavyalılar ve Toxandriërs gibi bazı Cermen kabileleri Ren nehrinin güneyine göç ederek Roma ordusuna asker verdiler. Batavyalılar Roma imparatoru Trajan'ın Daçya (Romanya) seferinde önemli bir rol oynamışlardır.
Roma dönemi
Roma imparatoru Jül Sezar Galya'yı ele geçirdikten sonra M.Ö. 58 civarında Belçika ve Hollanda'ya yöneldi. Bu bölgeleri ele geçirdikten sonra bölgenin ilk kentlerini kurdu ve bölgeyi Germania Inferior adı altında bir Roma eyaleti haline getirdi. Roma İmparatorluğunun sınırları bundan sonra Ren nehriyle sınırlı kaldı. Romalılar Hollanda'nın ilk kentlerini ve kalelerini kurdular ve bölgeye ilk defa yazı yazmayı getirdiler. Bu kentlerin en önemlileri Utrecht, Nijmegen, ve Maastricht'ti. Hollanda'nın kuzey bölümü Roma İmparatorluğu'nun sınırları dışında kaldı. Frizlerin yaşadığı bölge buna rağmen Roma kültüründen etkilendi.
Kutsal Roma İmparatorluğu dönemi
Roma İmparatorluğu'nun çökmesi üzerine bölge Barbar akınlarına hedef oldu. Yeni gelen kavimler yerlilerle karışarak 3 değişik halkı oluşturdular: kuzey kıyıda oturan Frizler, doğuda yaşayan Saksonlar ve güneydeki Franklar. Frankların kralı I. Chlodwig 496 yılında Hristiyanlığı kabul etti. Franklar kuzeydeki Frizye'yi ele geçirerek halkını Hristiyan yaptılar.
Hollanda'nın güney kısmı Şarlman'ın kurduğu, günümüzdeki Almanya ve Fransa'yı da kapsayan Karolenj İmparatorluğu'nun bir parçasıydı. 843 yılında Şarlman'ın torunları Verdun Antlaşması'nı imzalayarak imparatorluğu 3 parçaya böldüler. Bunlardan batıdaki imparatorluk zamanla Fransa'ya dönüştü. Doğu kısımlar Almanya haline geldi. Hollanda ise orta kısımda kaldı. Daha sonra bu orta kısım ikiye ayrıldı. Hollandaca konuşan halkın çoğu Alman kısmına katıldı. Flaman Bölgesi ise Fransa'ya katıldı.
10. ve 11. yüzyıllarda Hollanda Alman krallar ve imparatorlar tarafından yönetildi. I. Otto'nun kendisini imparator ilan etmesinden sonra Alman imparatorluğu Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu adını aldı. Hollanda'nın Nijmegen kenti bu imparatorluğun önemli kentlerinden biriydi.
Burgonya dönemi
1433 yılında günümüzdeki Belçika ve Hollanda'nın büyük bir bölümü Burgonya Düklüğü'nün eline geçti. Burgonya Düklüğü Fransa'nın Burgonya bölgesinde Fransa Krallığı'na bağlı bir feodal düklüktü. Burgonya Dükü İyi Philip aslında Hollandalı soylular tarafından davet edilmişti. Hollandalılar Burgonya Düklüğü'ne bağlı olan Flaman Bölgesindeki ekonomik ve yasal koşulların Hollanda'ya da getirilmesini istiyorlardı.
Nitekim Burgonya dönemi Hollanda için çok yararlı oldu. Burgonya Dükleri Hollanda'nın ticaret ve nakliye haklarını savundular. Hollanda filosu Hansa Birliği filosunu defalarca yenilgiye uğrattı. Amsterdam büyüdü ve zenginleşti. 15. yüzyılda Baltık bölgesinden gelen tahılın nakliyesi için Amsterdam en büyük liman haline geldi.
Seksen Yıl Savaşları
16. yüzyılda savaş ve miras yoluyla Alçak Ülkeler Kutsal Roma İmparatoru V. Karl'ın eline geçti. Hollandalılar bağımsızlık istiyorlardı. 1548 V. Karl Hollanda'nın Onyedi Vilayetler'ine özerklik verdi. Ancak V. Karl'ın oğlu II. Felipe babasının tersine Hollanda'ya taviz vermeme taraflısıydı. Çok dindar bir Katolik olan II. Felipe Hollanda'da yayılmaya başlayan Protestanlık'tan memnun değildi. Hollanda'ya zorla ağır yasalar ve vergiler getirdi, Protestanlığı yok etmeye çalıştı. Bütün bu sert yönetim koşulları Hollanda'da ayaklanmalara yol açtı.
Ayaklanmalar 1568-1648 yıllar arasında devam etti. Seksen Yıl Savaşları adıyla anılan bu ayaklanmalar sırasında 1579 yılında 7 Protestan ağırlıklı Hollandalı eyalet bir araya gelerek Utrecht Birliği'ni kurdular. Bu eyaletlerin arasındaki Oranje Prensliğinin Prensi olan I. Willem Hollandalı isyancıların başına geçti. Günümüzdeki Hollanda kraliyet ailesi olan Oranje-Nassau Hanedanı böylece I. Willem tarafından kurulmuş oldu. Utrecht Birliği zamanla Yedi Birleşik Alçak Ülkeler Cumhuriyetine (Republiek der Zeven Verenigde Nederlanden) dönüştü. Bu cumhuriyet ilerideki yıllarda günümüzdeki Hollanda'nın çekirdeğini oluşturacaktı.
İspanya kralı II. Felipe ayaklanmaları bastırmak için 1585 yılında Hollanda'ya büyük bir ordu yolladı. İspanyollar Anvers'i ele geçirerek 10,000 kişiyi katlettiler. İspanyolların güneyde ele geçirdiği kentlerdeki Protestanlar kuzeye kaçtılar. Hollandalılar İspanyolların elindeki bazı kentleri tekrar geri aldılar ama Flaman Bölgesi'ndeki Katoliklerin çoğunlukta olduğu topraklar İspanya'nın elinde kaldı. Bu topraklar zamanla Belçika haline geldi. Kuzeydeki bölge ise Hollanda'yı oluşturdu. Böylece aynı dili konuşan Belçikalı Flamanlarla Hollandalıların kaderleri ayrılmış oldu. Seksen Yıl Savaşları 60 yıl daha devam etti. 30 Ocak 1648 tarihi imzalanan Vestfalya Antlaşması ile son buldu.
Hollanda Altın Çağı
Hollanda tarihinde 1585-1702 yılları arasındaki döneme Hollanda Altın Çağı denir. Bu dönemde Hollanda bilim, ticaret ve sanat dallarında dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline gelmiştir.
Hollanda'nın Altın Çağı 1585 yılında Anvers'in İspanya'nın eline geçmesi sonucu güneydeki zengin Kalvinci (Protestan) tüccarların ve aydınların kuzeye sığınmalarıyla başladı. Ayrıca İspanya'daki Engizisyon'dan kaçan Sefarad Yahudiler, Fransa'dan kaçan Protestan Huguenot'lar da Hollanda'ya sığındılar. Böylece Avrupa'nın en zengin ve aydın insanları Hollanda'da toplanmış oldular.
17. yüzyıl boyunca Hollandalılar dünyanın her bölgesiyle ticarete girdiler. Kuzey Amerika'da Nieuw Amsterdam gibi koloniler kurdular. 1602 yılında kurulan 'Hollanda Doğu Hindistan Şirketi (Vereenigde Oostindische Compagnie) Asya'da koloniler kurdu. Bu koloniler zamanla Endonezya ülkesini oluşturdu. İlk olarak Osmanlı Devleti'nden ithal edilen laleler Hollanda'da bir tutku haline geldi. Ünlü Hollandalı ressamlar Rembrandt (1606-1669) ve Rubens (1577-1640) bu dönemde sanatlarını doruğa çıkardılar.
Ayrıca Hollandalılar köle ticaretinden büyük bir kar sağladılar. 1650 yılında Hollanda Avrupa'da köle ticaretinin merkezi haline geldi. Amsterdam limanında kayıtlı köle gemilerinin sayısı 10,000'i aşıyordu. Bu şekilde iddialar olmasını rağmen ilgili tarihte bu kadar gemi sayısı tartışmalıdır.
Fransız işgali
Hollanda 18. yüzyıl sonlarında Avrupa'da esen özgürlük ve demokrasi rüzgarlarından nasibini aldı. Fransız Devrimi ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı Hollanda halkı arasında demokrasi isteklerine yol açtı. Hollanda halkı yurtseverler ve Oranjistler olmak üzere iki gruba ayrıldılar. Yurtseverler demokrasi yanlısıydılar. Oranjistler ise Oranje-Nassau Prensi V. Willem'i destekliyorlardı. Hollanda'nın ABD'nin bağımsızlığını tanıması üzerine Birleşik Krallık Hollanda'ya savaş açtı. 1780-1784 yılları arasındaki Dördüncü İngiltere-Hollanda Savaşı Hollanda'nın ticaretine büyük bir zarar verdi.
1794 yılında Hollandalı Yurtseverler Fransız ordusunun yardımıyla Oranje-Nassau Prensini devirerek Batavya Cumhuriyeti'ni kurdular. Bu cumhuriyet 1806 yılına kadar yaşadı. O tarihte Napolyon Bonapart Hollanda'nın yönetimine el koydu. Hollanda Krallığı'nı kurarak 5 Haziran 1806'da kardeşi Louis Bonaparte'ı Hollanda kralı ilan etti. Fransız yönetimi 1813'de Napolyon'un yenilmesine kadar devam etti. Nihayet 30 Kasım 1813'de Oranje-Nassau Prensi VI. Willem Lahey sahillerinde karaya çıkarak kendisini Hollanda kralı ilan etti. 1815 yılında Avusturya'nın elindeki bölgelerin katılmasıyla Birleşik Hollanda Krallığı'na dönüştü.
Hollanda Krallığı
1 Kasım 1814-8 Haziran 1815 tarihleri arasında toplanan Viyana Kongresi'nde kuzey ve güneydeki Alçak Ülkelerin bir bayrak altında toplanmasına karar verildi. Böylece Belçika ve Hollanda ilk defa birleşmiş oluyordu. Lüksemburg da bu ülkeye bağlı bir düklük haline geldi. Ancak bu birliktelik uzun sürmedi. 1830 yılında Belçikalılar ayaklandılar ve 1839 yılında bağımsızlıklarını kazandılar. 1890 yılında da Lüksemburg bağımsız oldu.
Hollanda I. Dünya Savaşı boyunca tarafsız kaldı. Ancak II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'nın işgaline uğradı. 10 Mayıs 1940 tarihinde Almanlar Belçika ve Hollanda'yı işgal etti. Hollanda'da yaşayan 140,000 Yahudi'nin 100,000'i Nazi Almanyası tarafından imha edildi. Ayrıca 1942 tarihinde Japonya Hollanda'nın bir sömürgesi olan Endonezya'yı işgal etti. Savaş bittikten sonra Endonezya bağımsızlığını ilan etti.
Hollanda Dünya savaşlarından sonra Avrupa'da barışın sağlanması konusunda büyük çabalar gösterdi. Hollanda hem NATO hem de Avrupa Birliği'nin kurucu ülkeleri arasında yer almaktadır. Parlamenter monarşiyle yönetilen Hollanda'yı 33 yıldır yöneten 75 yaşındaki Kraliçe Beatrix, görevini en büyük oğlu veliaht Prens Willem-Alexander’a bırakmıştır. Hollanda böylece 123 yıl aradan sonra yeniden bir kral tarafından yönetilmeye başladı.