Galya Savaşları
Galya Savaşları çeşitli Galyalı kavimlere karşı Roma valisi Jül Sezar tarafından yürütülen bir seri askeri kampanyalar dizisidir.
Galya Savaşları | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Roma İmparatorluğu Yayılma Savaşları | |||||||||
Jül Sezar'ın Galya Savaşları seferleri | |||||||||
| |||||||||
Taraflar | |||||||||
Roma Cumhuriyeti Roma'lılar müttefiki Galyalı ve Germanyalı kabileler |
Keltler (Galliler ve Bretonyalılar) Kelt-Germanyalılar (Belgalar) Germanyalılar Akitanyalılar | ||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||
Gaius Julius Caesar Titus Labienus Mark Antonius Quintus Tullius Cicero Publius Licinius Crassus Decimus Junius Brutus Albinus Servius Sulpicius Galba |
Orgetorix Divico Ariovistus Vercingetorix Ambiorix İndutıomarus Commius Cassivellaunus | ||||||||
Güçler | |||||||||
120,000: 60,000 Lejyoner 60,000 Auxilia | Erkek kabile savaşçıları: 300,000+ | ||||||||
Kayıplar | |||||||||
Ölü: 30,000+, Yaralı: 10,000+ |
Jül Sezar'a göre çoğunluğu sivil olan yaklaşık 1,000,000 kişi Modern tahminlere göre yüz binlerce insan |
Galyalı kavimlere karşı Roma'nın savaşı, MÖ 58 - MÖ 50 döneminde süren ve MÖ 52 yılında savaş sonucunu belirleyici Alesia Muharebesi adı verilen ve bu savaşlardaki askeri çarpışmaların doruğunu teşkil eden muharebeden sonra tüm bir Roma zaferi ile sonuçlandı. Galya (özellikle bugünkü Fransa ve Belçika)'nın tümü üzerinde Roma Cumhuriyeti hükümranlığı ve Roma Cumhuriyeti arazisi genişledi. Galya Savaşları Jül Sezar'ın Roma Cumhuriyeti'nin tek hakimi olmasına yol açtı.
Jül Sezar'ın Galya Savaşları hakkında en önemli klasik tarihi kaynak "Commentarii de Bello Gallico (Türkçe tercümesi "Gallia Savaşı") olarak Jül Sezar'ın kendisi tarafından hazırlanan tarih kitabıdır.[1]
Jül Sezar, kitabında bu işgal savaşlarını bir önleyici ve savunma eylemi olarak tasvir etmesine rağmen yüzyıllardır tarihçiler bu savaşların Sezar'ın siyasi kariyerinde birden ilerlemek için ve kendi büyük borçlarını ödemek için öncelikle şahsi bir mücadele olduğunu kabul etmektedirler. Bu savaşa ana nedenler her ne olursa olsunlar, Galya arazileri Romalılar için gayet büyük askeri öneme sahipti. Bundan önce zaman zaman hem yerli Galya'lılar hem de kuzeyde daha uzakta yerleşik olan yerli kavimler Roma arazilerine saldırmışlardı. Galya'nın Romalılar tarafından tümünün fethi Ren Nehri'ni Roma'nın sınırı olarak tespit ederek Romalılara doğal bir sınır güvenliğini sağlamaya izin verdi.
Arka planda siyasi durum
MÖ 59'da Roma'da konsüllük yapmak için gerekli mali yükleri karşılamak için Jül Sezar önemli meblağlarda borç almış ve bunları geri ödeyebilmek için yüksek yük altında kalmıştı. Fakat Roma'nın idaresini ele almak için, Jül Sezar, Marcus Licinius Crassus ve Pompey'den oluşan Birinci Triumvirlik adlı siyasi bir ittifak dolayısıyla Senato'an çıkartılan "Lex Vatinia" adlı bir kanunla beş yıl için Jül Sezar'ın Cisalpina Galya ve İlliricum adlı eyaletlerinin Prokonsül valiliğini garanti etmişti. Tam bu sırada Transalpina Galya eyaletinin valisi Metellus Celer beklenmedik bir şekilde öldü ve bu eyalet valiliği de bir "Senato Kararnamesi" ile Jül Sezar'a verildi. Yeni bir idari politika olarak prokonsüllük geleneksel bir yıl süreli iken Sezar'ın valilikler 5 yıla uzatılması kararı alındı. Sezar'ın komutasında önce deneyimli dört lejyon asker vardı: Lejyon VII Claudia, Lejyon VIII Augusta, Lejyon IX Hispana ve Lejyon X Equestris. Jül Sezar M.Ö. 61'de Hispania Ulterior eyaleti valisi olduğu dönemde burada bulunan lejyonlara komuta ederek Lusitanya'lılara karşı askeri seferler yaptığı için, bu lejyonların askerlerinin çoğunu (muhtemelen hepsini) şahsen tanımaktaydı. Jül Sezar'a aynı zamanda yeni asker toplayıp yeni lejyonlar ve "auxilia" birliklerini kendi isteğine bağlı olarak şahsi yetkisi ile kurmak için yasal yetkiler verilmişti.
Jül Sezar kendini büyük borç geri ödeme mali yükünden kurtarmak için bazı Roma Cumhuryeti'ne komşu olan arazileri fethetmek ve oraları yağma ederek büyük ganimet toplamak istiyordu. Sezar'ın bunun için orijinal hedefi Balkanlarda bulunan Daçya (günümüzdeki Romanya) toprakları olduğunu bazı tarihçiler belirtmişlerdir.[2][3] Bu iddialar Sezar'ın kendine bağlı olan lejyonlardan üçünün Aquileia'da yerleştirmesine ve kendi valiliğine verilen iki eyaletin de bu bölgeye yakın olmasına bağlanmıştır.
O dönemde Galya'da bağımsız yaşayan kabileler gayet uygar ve zengin idiler. Hemen hepsinin Romalı tüccarlar vasıtası ile Romalılarla bağlantıları bulunmaktaydı. Bazıları, özellikle Aedular ve Helvetler adlı kabileler, Roma Cumhuriyeti vassallığını yüklenmişler ve geçmişte Roma ile istikrarlı politik müttefiklik kurmuşlardı.
Romalılar, Galyalı kabilelere saygılı bulunmakta ve hatta onlardan korkmakta idiler. Sadece elli yıl önce, MÖ 109'da, İtalya, kuzeyden Galliler tarafından hücuma uğramış ve tam olarak istila edilmekten Gaius Marius tarafından gayet kanlı ve masraflı savaşlar sonrasında ancak kurtarılmıştı.
Yaklaşık MÖ 62'de Romalılara tabi olan bir kabile olan Arvernler, Sekuanlar kabilesi ve Ren Nehri'nin doğu yakasında bulunan German asıllı Suebler bağımsız kabilesi ile bir gizli anlaşma yaparak Roma'nın güçlü bir müttefiki olan Aedular kabilesi üzerine bir saldırıya geçtiler. Romalılar bu komployu görmemezlikten geldi. Sekuanlar ve Arvernlar kabileleri Galli askeri komutan olan Ariovistus'dan yardım istediler ve Ariovistus komutalarında kabile orduları MÖ 63'te Magetotriga Muharebesi'nde Aedular'ı büyük bir mağlubiyete uğrattılar. Sekuanlar bu muharebedeki galibiyetten sonra elde edilen arazilerin büyük bir kısmını Ariovistus'a bağışladılar. Ariovistus da bu arazilere kendi kabilesinden olan 120,000 kişinin yerleşmesini sağladı. Bundan sonra Harudeler kabilesi de bu ittifaka dahil edildi. Ariovistus Sekuanlar'dan bu yeni müttefik kabile halkından 24,000 kişinin bu topraklarda yerleştirilmesi için ekstra arazi verilmesini talep etti.[4][5]
Bu talep Romalıları "kuşkulandırdı". Eğer Ariovistus Sekuanlar'ın arazilerinin hepsini eline geçirebilecek bir duruma gelirlerse Galya'nın geride kalan taraflarına da saldırıp eline geçirebileceğinden şüphe etmeye başladılar. Romalılar kendileri bağımsız, bağlı tabi vassal ve müttefik kabileler arasında bir savaş çıkmasından kuşkulanmamakta idi. Fakat harp-taraftarı olan Ariovistus'un komutasında olan Süebler'in Aedular ve müttefiklerine karşı galip gelirse büyük bir halk göçmesi olacağından ve bunun Roma'ya olabilecek etkilerinden korkmakta idiler. Gerçekten Galya'yı altına üstüne getiren (MÖ 113-MÖ 101) döneminde olan Cimbri Savaşları'nın ortaya çıkartıldığı Roma ordularının bu savaşın ilk aşamasında yenilmesi gibi aksi etkilerinden ve sonra da büyük halk kitlelerinin göçmesinin kötülüklerinden ders almışlardı. Bu nedenle Romalılar, Galya'yı korumak ve İtalya'yı büyük halk göçmelerinin aksi etkilerinden kurtarmak nedeniyle savaş etmeye hazır hale girdi.
Savaşların askeri gelişimi
Ana kaynak: Jul Sezar, Gallia Savaşı[6]
Yıl MÖ 55 Savaşın başlaması - Helvetler ve Sueb'ler -
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap I. Bölüm. 2-53 [7]
Helvetler üzerine sefer
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap I. Bölüm. 2-29 [7]
MÖ 61'de Helvetler kabilesinin liderleri Orgetorix önderliğinde bir kitlesel göç için planlamışlar ve bunu gerçekleştirme için epeyce hazırlık tamamlamışlardı. Sezar'ın bildirdiğine göre, bu göçün nedenleri Helvetler'in Germen kabileleri tarafından da taciz edilmeleri veya engebeli ve dağlık bir bölgede yerleşmiş olmaları dolayısıyla diğer kabilelere karşı kendilerinin yapabilecekleri saldırı ve yağmacılık için baskınlar ve çarpışmalara kendi arazilerinin fırsat vermemesi idi. Helvetler arazilerinin etrafı Sekuanlar Galli kabilesi; diğer Galli kabileleri ve Romalılara ait Gallia Narbonensis eyaleti ile çevrili idi Bu araziler konumundan Helvet'ler hiç memnun değillerdi. Onların bu etkisizliğinden "Gallia Narbonensis" eyaletini ellerinde bulunduran Romalılar bu ticaret anlaşmazlıkları körükleyerek politik avantajlar kazanmaktaydılar.[7][8]
Temsilcilerle müzakereler ve birleşik meclis toplamak suretiyle Helvetler kabile reisi Orgetorix egemen iddialı Sekuanlar ve Romalılar'a yakınlıkları ile bilinen Aedular ile görüşmeler yaptı. Sezar kitabında bu görüşmelerinin bir hedefinin de bu kabile reislerini kral olup taç giyip kabilelerini bir kral gibi idare etmeyi sağlamak istedikleri için yapıldığını iddia etmektedir.[7][8]
Helvetler'le göç etmek için arazilerinden sulhla geçit yapma için Sekuanlar'a yaptıkları talep onların meclisleri tarafından kabul edildi. Helvetler liderleri olan Orgetorix altında göçe hazırlanmaya ve bu göç için erzak, iaşe ve tedarik hazırlamaya başladılar. İki tam yıl süreyle Helvetler planlar yapıp kendilerini hazırladılar. Bu arada değişik Galli kabilelere elçiler gönderilerek güvenli geçişler için izinler ve ittifaklar temin ettiler. Bu hazırlığın üçüncü yılında göçe başlamak için yeminler edip kendilerini göçe hazırladılar. Bu sırada Orgetorix Sekuanlar Kabile reisi "Casticus" ile Aedular reisi "Dumnoriks" ile ailelerden olan kız alıp kız verme usulünü kullanarak bir şahsi müttefiklik kurmuşlardı. Bu üç kabile reisi aralarında gizlice anlaşarak kendilerinin "kral" unvanı almalarına ve bu unvanlarla tüm Galya'yı fethedip bu toprakları aralarında bölüştürerek idare etmeye de karar verdiler.[7][8]
Orgetorix'in bu gizli uğraşları diğer Helvetler'e bir muhbir tarafından ifşa edildi. Bunun üzerine bir klik Orgetorix'in tutuklu olarak bir yargılamaya tabi tutulması istedi. Eğer bu yargılama sonunda suçlu olduğu kararı verilirse bir kazığa bağlanarak canlı canlı yakılıp idam edilmesi rizikosu ortaya çıktı. Kabile meclisi toplantısında bu klik onu yakalamak için bir girişim yaptı. Fakat Orgetorix kendisinin "akraba, arkadaş ve tabi olanlar"dan oluşan geniş "ailesi (famiglia)"; çok sayıda olan kendisinin hizmetlileri ve borç verenler tarafından korunmaktaydı. Onun için Orgetorix kendine karşı olanlar kliği tarafından yakalanmaktan kurtulmayı başardı. Bundan sonra kendine karşı olanlar onu yakalatıp yargıya tabi tutmak için çok sayıda kabile mensubundan taraftar toplama gayretine geçtiler. Fakat tam bu sırada Orgetorix öldü. Ölümü Helvetler'e göre intihar etmesinden dolayı idi; ama Sezar "bunun şüpheli olmaktan uzak olmadığını" yazmıştır.[7][8]
Bu ölüm kabile içinde birçok şahsi rekabet ihtilaflarının ortadan kalkmasına neden oldu. Helvetler de Atlas Okyanusu sahillerinde bulunan Sentonlar kabilesinin yanında, yaşama daha uygun ve daha güvenlikli otlak arazilere göçmek için uzun zamandır yaptıkları planları uygulamaya tekrar koyuldular.[7][8]
Sezar kitabında Helvetler'in göçe başlamak için eski arazilerini terk etme tarihini 28 Mart olarak vermektedir. Bu göçe başlamadan Helvetler tüm kasabalarında ve köylerinde bulunan evleri ve binaları ateşe verip yakıp yerle bir ettiler. Böylece diğer göçe karar vermemiş kabileler ve düşmanlarının kendilerinin boşaltıp gittikleri eski arazilerine yerleşmeklerini önlediklerini sağladıklarını düşünmekteydiler.[7]
Helvetler, kendilerine tabi olan kabilelerin, yani Rauraclar, Tulingler, Latovicler ve Boiler'in tebaalık statüsünde değişiklik yapmadılar. Onların göçe yardım etmeleri için bu tabi kabilelerin eli silah tutanları atlı asker olarak kiraladılar ve onları süvari olarak silahlandırdılar.[7]
Helvetler'in Atlas Okyanusu sahillerine göçü için iki alternatif yol bulunmaktaydı. Birincisi Jura Dağları ve Rhône Nehri arasında bulunan Ecluse Geçidi idi ve bu yol zor ve tehlikeli idi. İkinci yol daha kolay geçilebilir olup bu yol onları Leman Gölü kenarında Rhone Nehri'nin göle girişi mevkiine (günümüzde Cenevre şehrine) götürebilirdi ve bu mevkide nehir üzerinde bulunan bir köprü nehir üzerinden nispeten kolay geçme sağlamaktaydı. Bu ikinci yolda geçilecek yollar ve köprü Allobroglar kabilesine ait idi. Bu kabile Romalılar tarafından kontrol altına alınmışlar ve Roma Cumhuriyeti'ne tabi kılınmışlardı.[7][8]
Bu sırada Jül Sezar Roma'da bulunmakta idi. Tüm Galya'da, sadece Belgalar'ın göç etmesi olasılığına ve bunun Romalı Transalpina Gallia eyaletini tehdidine karşı gelebilmek için, (bu eyalette bir ordugahta) tek bir Romalı lejyonu bulunmakta idi. Helvetler'in göçe başlama haberine erişince Sezar hemen Cenevre'ye hızla geri geldi. İvedilikle yeni bir asker toplama kampanyası açıp birkaç "auxlia" birliği kurulmasına emir verdi. Aynı zamanda Leman Gölü'ndeki Rhone Nehri ağzında bulunan köprünün yıkılması ve Rhone Nehri kıyısındaki kalelerin takviye edilmesine emirler verdi. Helvetler, Sezar Cenevre'de iken ona yeni liderleri olan "Nammeius" ve "Verucleoetius" başkanlığı altında bir elçiler temsilci heyeti gönderdiler. Bu heyetin hedefi Romalılara Helvetler'in göçü sırasında kimseye zarar vermemeye garanti ve yemin edeceklerini bildirmek ve bunun için Helvet'lere bu göç yolundan ve köprüden barışçıl olarak geçit verilmesini sağlamak idi. Bu konulara için Helvet'ler elci heyeti ve Sezar müzakerelere geçti. Sezar bu elçiler temsilci heyeti ile yaptığı müzakereleri bile bile on beş güne uzattı. Bu on beş günlük zaman içinde Romalılar ve destekçi kabile askerleri mevzilerini pekiştirmelerine sağlamlaştırmaları yeterli oldu. Özellikle Romalılar "Ecluse Geçidi"'ne giden yol önüne 19 mil uzunlukta ve 16 kadem yükseklikte bir sur inşa ettiler ve buna paralel olarak bir hendek kazdılar ve surlarda aralarında eşit mesafeler bulunan sur kuleleri kurup bu kule-kalelere onları ve aralarındaki surları korumak için asker yerleştirdiler. Böylece Leman Gölü kıyısı ile Jura Dağları'nın sarp etekleri arası bu surla tamamen kapatıldı. Askerlerin en önemli kısmı Romalı lejyonerlerdi ama bunları desteklemek için okçu ve sapanla taş atıcı ücretle askerler de tutulmuştu. Sezar aynı zamanda Galyalı Remiler kabilesi mensuplarından bir atlı süvari birliğini silah altına almayı başarmıştı.[7][8]
On-beş gün süren müzakerelerden sonra Helvetler elçilik heyeti müzakereye tekrar geldiğinde Sezar resmen onların barışçıl geçme isteğini reddettiğini heyete bildirdi. Aynı zamanda eğer kabile herhangi silah güçlü birlikle nehri geçmek için bir girişim yaparsa buna Romalıların silahla karşı olacağını bildirip onları uyardı. Helvetler bundan sonra sura çeşitli hücum girişimlerinde bulundularsa da Romalılar çabucak bu saldırıları geri püskürttüler. Helvetler geri dönmek zorunda kaldılar ve diğer daha zor olan yoldan geçmek için barışçıl geçme için Sekuanlar kabilesi ve Aedular kabilesi kabile reisi Dumnorix ile müzakerelere giriştiler.[7][8]
Sezar ise komutasında bulunan tek lejyonu yeni yapılan surlarda ikinci komutanı olan Titus Labienus emrine bıraktı, Acele olarak Cisalpina Galya'ya gitti. Orada Aquileia'da garnizonları bulunan üç lejyonu emri altına aldı ve hemen büyük bir gayretle asker toplayıp "Lejyon XI Claudia" ve "Lejyon XII Fulminata" adını verdiği iki yeni lejyon birliği de kurdurdu. Bu beş lejyonu kendi komutası altına alarak en kısa yoldan Alp Dağları'nı geçti. Bu geçişte bazı diğer düşman kabilelerin arazilerinden geçmeye mecbur oldu ve bu yolda bu düşman kabile güçleri ile birkaç önemsiz çarpışma yapma zorunda kaldı.[7][8]
Tam bu sırada Helvetler barışcıl geçme için anlaştıkları Sekuanlar'ın arazilerinden geçmişler ve Aedular, Ambarlar ve Allobrogeler toprakların girmişler ve bu arazileri talan etmeye başlamışlardı. Bu kabiller tek başlarına Helvetler ile başa çıkamayacaklarını anlamışlardı ve onlara karşı durmak için Sezar'dan Roma ordusunun yardımını istediler. Sezar onlara askeri yardım vereceğini bildirdi.
Helvetler uzun arabalı göçmenleri bu sırada "Arrar Nehri"'ne (günümüzde Saone Nehri) ulaşmışlar ve bu nehri geçmeye çalışmakta idiler. Sezar bu mevkiide Helvetler'e bir baskın hücumu yapmaya karar verdi. Helvetler'in 3/4'u bu nehri geçmişti ama bu kabile mensubu "Tiguriune" klanına mensup olanlar (yani kabilenin 1/4'i) daha nehrin doğu yakasında geçit için beklemekte idi. Sezar'ın komutası altında bulunan üç Romalı lejyonu hemen taarruza geçerek nehri daha geçmemiş olan bu klan mensuplarına saldırdı. Ortaya çıkan Arrar Nehri Muharebesi'nde Helvetler mağlup oldular. Bir kısmı yüzerek karşıya geçebildiler ve geride kalan Tigurini klanı mensupları yakında bulunan bir koru içine kaçabildiler.[7][8]
Arar Nehri Muharebesi'nden sonra Romalılar bu nehri geçmiş olan Helvetler'i kovalayabilmek için nehrin üzerine bir köprü kurmaya başladılar. Helvetler Romalılara Divico liderliğinde bir elçilik temsilcisi gönderdiler ve barışçıl geçit için Romalılarain izin vermelerini talep ettiler. Bu görüşmeler de başarısız oldu. Romalılar köprüyü hemen bitirdiler Sezar 4000 kişilik bir Romalı birliğini yanlarında müttefik olduğu Aedular süvari birlikleri ile Helvetleri kovalama emir verdi. Bu birlikler karşıya geçtiler ve 15 gün süre ile Helvetler'i kovalamaya başladılar. Fakat 500 kadar atlı artçı Helvetler birliği ile yapılan çarpışmalarda Romalılar zayiat verdiler. Bu sırada Romalı ve müttefik güçlerinin ellerinde bulunan erzak ve iaşe malları tükendi ve yeni levazım tedarik etme gereği ortaya çıktı. Aedular kabile reisi Romalılara erzak ve iaşe tedarikini geciktirmek için mümkün olan gayreti göstermekte idi. Romalılar ve müttefikleri bu nedenle Helvetler'i kovalamayı durdurdular ve Aedular'in kasabası olan "Bibracte" ye doğru çekilmeye başladılar. Böylece kaçan ve kovalayan değişti; kaçan Romalılar kovalayan Helvetler oldu. Helvetler Romalıların artçı güçleri ile çarpışmalara girdiler. Sezar Romalı ordusunun Bibcracte'nin yakınlarında bulunan bir tepe üzerinde mevzi alıp Helvetler ile muharebeye girişmesine karar verdi. Roma lejyonları bu tepe yamacında düşmanlarına karşı durup sıralanıp savaş düzenine geçtiler.[7][8]
Bu mevkide yapılan Bibracte Muharebesi'nde Galliler ve Romalılar gayet çetin ve sert bir karşılıklı mücadeleye giriştiler. Çarpışma bütün gün devam etti. Çarpışma sırasında bazen Romalılar ve bazen de Gallilerin üstün geldiği görülür gibi oldu. Saatler sonra Romalılar çarpışmalarda üstün geldiler ve muharebeyi kazandılar. Sezar kitabında
çarpışma uzun ve şiddetli olarak şüpheli başarı ile sürdürmüştür.
demektedir. Mağlup olan Helvetler ordularının teslim olması için Sezar'a teklifler gönderdiler ve Sezar bu teslimiyeti kabul etti.[7]
Bununla beraber Helvetler'den "Verbingen" klanına mensup 6000 erkek teslim olmamak için kaçtı. Bu kaçanlar Sezar'ın verdiği emirlere göre diğer Galyalı kabile mensupları tarafından yakalandılar; Romalılara geri gönderildiler. Romalılar da hepsini idam ettiler. Romalılar teslim olan Helvetler savaşçılarına ise göç etmek için geride bıraktıkları eski arazilerine geri dönmeleri emri verdiler. Buralarda yerle bir ettikleri yerleşkeleri yeniden yapmak ve tarıma tekrar başlamak için bunlara yeterli eşya, malzeme ve tohum tedariki ve yeni hasat mevsimine kadar aç kalmamaları için kadar gerekli olan zahire yardımı yapıldı. Romalılar Helvetler'i daha kuzeyde bulunan diğer Germen kabileler ile Roma arazileri arasında bir tampon bölge olarak görmekteydiler. Bu kabilenin bunun için çok yararlı olduğunu kabul etmekteydiler ve bu nedenle Helvetlere gerekli yardım sağlamaktan çekinmemişlerdi.[7]
Sezar'ın kitabında anlattığına göre Helvetler'in Romalılar eline geçen askeri kamplarında bulunan evraklar arasında Grekçe yazılı olan bir asker sayımı belgesi de bulunmuştu. Bu belgeye göre Helvetler göçe başladıkları zaman 358,000 kişi idiler ve bunlardan yaklaşık 92,000 kişisi askerlik çağında erkekler idi. Fakat teslim olduktan sonra eski arazilerine gönderilen Helvetler sayısı ancak 110,000 kişi idi.[7]
Kabile | Tahmini Nüfus Sayısı |
---|---|
Helvetler | 263,000 |
Tulingler | 36,000 |
Latobrigler | 14,000 |
Rauraclar | 23,000 |
Boiler | 32,000 |
Tahmini Toplam | 368,000 |
Tahmini Savaşçılar sayısı | 92,000 |
Suebler üzerine sefer
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap I. Bölüm. 30-53 [9]
M.Ö. 71 yılında Suebler kabilesi reisi ve bu Germen kabilesi Kralı olan Ariovistus bu kabilenin Doğu Germanya'dan Marne ve Ren Nehirleri bölgesine doğru yaptığı göçün liderliğini üzerine aldı.[10] Bu göç Sekuanlar kabilesi arazilerini taciz etmekte idi. Buna rağmen Sekuanlar, Aedular kabilesi aleyhine olmak üzere Ariovistus'tan müttefiklik istediler. M.Ö. 61'de Ariovistus komutasındaki German Suebler ordusu Aedular'a karşı yaptığı Magetobriga Muharebesi'nde galip geldi.[9]
Bu galibiyet üzerine Sekuanlar Ariovistus'a ve Suebler'e yeni araziler bağışladılar. Ariovistus bir grup Aedular savaşçısını da rehine olarak elinde tuttu.[10][11][12] Ariovistus kendine bağışlanan arazilere kendi kabilesinden olan 120.000 kişinin yerleşmesini sağladı. Bu sırada Germen asıllı Harudlar kabilesinden 24.000 kişilik bir kısım da Suebler kabilesi ile müttefiklik bağlantısı sağladı. Ariovistus Sekuanlar'dan bu yeni müttefiklerini yerleştirmek için kendisine ek olarak yeni topraklar bağışlamalarını talep etti.[11][13] Bu talep Romalıları "kuşkulandırdı". Romalılar, eğer Sekuanlar Ariovistus'un taleplerini karşılarlarsa Ariovistus'un Sekuanlar'ın tüm arazilerini zorla eline geçirmesinden ve hatta sonra da tüm Galya'yı eline geçirmek isteyeceğinden şüpheye düştüler[9][11]
Sezar'ın Helvetler'e karşı kazandığı galibiyetten sonra Galyalıların büyük çoğunluğu Sezar'ı bu galibiyetinden dolayı kutladılar ve onun şerefine özel olarak toplanacak bir kabileler genel meclis toplantısına katılmaya davet ettiler. Bunun için Sezar'a gönderilen Galyalılar heyet başkanı ve Aedular kabilesi idarecilerinin başkanı olan Divicianus Sezar'la şahsen görüştü ve bu görüşmede diğer Galya kabilelerinin Ariovistus'un galibiyet ve toprak eline geçirmesinden ve eline rehineler geçirmesinde kuşkuları olduğunu Sezar'a ifade etti. Divicianus Sezar'dan Ariovistus'a saldırıp onu elimine etmesini ve böylece bir German istilasını önlemesini istedi. Eğer bu German istilası önlenmezse Galyalı kabilelerin arazilerini terk edip büyük bir göçe başlayacakları hakkında da Sezar'ı uyardı.[9][11][12]
Sezar bu isteği karşılamayı kendisi ve Romalılar için bir büyük fırsat olarak gördü. Bu saldırı ile Aedular'la Romalıların uzun süredir yapıp uyguladıkları müttefiklik anlaşmalarının şartlarını karşılayabilecekti. Ayrıca Romalılar elindeki araziler büyüyecek; Romalılar arazileri sınırları daha iyi savunulabilecek hudutlara genişletecek ve emekli Romalı lejyonerlere yeni topraklara yerleşme fırsatları sağlanabilecekti. Sezar'ın Roma ordusunda prestiji yükselecek ve aynı zamanda Sezar ve Roma lejyonerleri çok ganimet toplayabileceklerdi. Sezar'ın Roma ordularına dış savaşlarda başarı ile komuta edecek bir komutan olduğu da açıkça ortaya çıkacaktı. Kendi komutasında olan Roma lejyonlarını kendine şahsen bağlı ve her emrini yerine getirmeye hazır bir askerler birliği olmasını sağlayabilecekti.[9][12][14]
Ama M.Ö. 59'de Roma Senatosu Ariovistus'u "kral ve Roma halkının dostu" olarak ilan etmişti. Bu nedenle Sezar şahsen onun kabilesi olan Suebler'e savaş ilan etmesi imkânsız görülmekte idi.[12] Sezar kitabında Aedular'ın çektikleri acılara dayanamadığını ve bu nedenle Ariovistus'a bir ültimatom vererek hiçbir German göçmenin Ren Nehri'ni geçmemesini; Aedular'dan alınan rehinelerin geri verilmesini ve Aedular'a ve Romalıların dostu olan diğer Galyalı kabilelerin korunmasını istedi.[9][13] Ariovistus Aedular rehinelerinin yıllık haraçlarını ödemeye devam etmeleri halinde hayatlarının emniyette olduğunu Sezar'a izah etti. Fakat Romalılar ve Suebler'in galip gelen fatih kavimler olduğunu bunun için Romalılar ve Suebler'in eşit hükümranlık hakları olduğunu ve Romalıların Suebler'in faaliyetleri ve hareketleri üzerine talepler yapmak için hiçbir hukuki hakları olmadığını iddia etti.[12] Fakat tam bu sırada Suebler müttefiki olan Harudlar kabilesi Aedular kabilesi üzerine bir saldırıda bulundu ve Suebler kabilesine dahil olan yüzlerce klanın Ren Nehri'nin geçmiş olduğu haberleri Sezar'a ulaştı. Bunun üzerine M.Ö. 58'de Sezar Suebler'e ve kralları Ariovistus'a savaş açmak için bir bahane bulmuş oldu.[9][11][12]
Sezar (günümüzdeki Alsas bölgesinde bulunan) Ariovistus'un Sekuanlar'ın en büyük kasabası olan "Vesionto (günümüzde Besançon)"'u eline geçirmek için bu kente karşı ordusu ile yürüyüşe geçtiği haberini aldı.
Sezar burada kalmadı; ertesi gün hemen Ariovistus üzerine yürüdü. Yedi gün süren bu yürüyüşten sonra Alsas'da Vosges'lar bölgesinde "Ochensfeld" adlı bir kasaba yakınlarında Sezar'in bir kesif birliği Suebler-Germenler ordusunun toplanmış olduğunu gördü ve bunun haberi Sezar'a iletildi. Emrindeki Roma lejyonları ile kendisi de bu kasaba üzerine yürümeye başladı. Burada bir Romalı lejyon ordugahı kurdular.
Sezar'ın ordusunda bulunan bazı subaylar rütbelerini ve orduda mevkilerini siyasi ve aile bağlantılarına dayanarak almışlardı ve savaşa katılmaya ne eğitimleri ne de niyetleri bulunmakta idi. Bu nedenle bu lejyon subayları bu büyük barbar Germen ordusunu görünce paniğe kapılıp büyük bir moral yoksunluğu içine girdiler. Sezar bu subayları ve komuta ettikleri lejyonları küçük düşürüp ve böylece onlara meydan okuyarak onların rekabet duygularına hitap ederek morallerini yükseltme stratejisini uyguladı. Kendine şahsen bağlı olan X. Lejyon haricinde hiçbir lejyona inanması imkân olmadığını açıkça bildirdi. Bu diğer lejyonların askerlerinin prestij hislerine dokundu ve Sezar'ı yalancı çıkartmak X. Lejyon'dan aşağı kalmamak için gayrete geldiler ve X. Lejyon'un yaptıklarından daha iyi olmaya çalıştılar.[9][12][13]
Sezar kasaba önüne gelince orad bir Roma ordusu önce Sezar'a elçiler göndererek onunla şahsen görüşmeler talep etti. İki ordu komutanı kasabanın içinde bulunduğu ovada bulunan yüksekçe bir tepe üzerinde buluştular. Fakat Sezar, Germen süvarilerinin tepeye yaklaşıp kendine maiyet eden seçme atlı birliğe oklar ve taşlar attığını öğrenince ateşkesin ihlal edildiğini bildirerek görüşmeye son verdi.[9][11]
İki gün sonra Ariovistus Sezar'la yeni bir şahsi görüşme talep etti. Sezar askeri subaylarını bu görüşmeye göndermekten çekindi ve kendini temsil etmek için yakın sivil arkadaşı olan Valerius Procillus ile Ariovistus'la ticari bağlantıları olan Romalı tacir Caius Mettius'u temsilci olarak gönderdi. Ariovistus böyle askeri rütbesi olmayan kişilerin Romalı temsilcisi olarak göndermesini kendine Sezar'ın yaptığı bir küçümseme olarak kabul edip çok sinirleri bozuldu. İki temsilciyi zincirlere vurdurdu.[11][12] Ariovistus iki gün yürüyüş yaparak Sezar ordusunun arkasına geçti ve Sezar'dan iki mil geride bir askeri kamp kurarak Sezar'ın diğer müttefik Galli kabilelerinden erzak ve iaşe levazımatı almasını ve onlarla haberleşmeye geçmesini önledi. Ariovistus bu suretle Sezar'ın gücünü kıracağını kabul edip açıkta Romalı orduları ile bir muharebeye girmekten çekindi. Sezar Ariovistus'la bir muharebeye giremeyeceğini anlayınca Ariovistus'un mevzileri yakınlarında ikinci ama daha küçük bir Roma ordugahı hazırlattı.[12] Bu küçük ordugah hazırlanıp bitirilince Sezar Ariovistus'a meydan okudu. Ariovistus buna karşılık olarak yeni küçük ordugaha hücuma geçti ve bu ordugahtaki Romalılar onu geri püskürttüler.[9]
Ertesi sabah Sezar küçük ve büyük ordugahta yeterli sayıda koruma birlikleri bıraktı. İkinci küçük ordugah önünde Galli müttefiklerinin birliklerini göstermelik olarak savaş düzenine soktu. Kendi emrindeki Romalı lejyonları üç sıralı saf düzenine koyup yürüyüp ilerleyerek German Suebler üzerine bir taarruz başlattı. Sezar'a bağlı olan 5 legatus subayları ve kuestor (karargah genel subayı)nın her birini bir lejyon komutanı olarak görevlendirmiş ve bunlara lejyonlarının önünde ilerlemeleri emrini vermişti. Sezar düşmanın zayıf olduğunu hissettiği kanadına karşı olarak sağ kanata komuta etmekteydi.[12] Ariovistos kendine bağlı yedi kabile grubunu eşit aralıklarla yan yana saf düzenine soktu. Romalılar hemen bunlara taarruz ettiler. Göğüs göğüse yakın çatışmalar sonunda Suebler'in sol kanadı püskürtülüp çekilmeye zorlandı. Ama sağ kanat Germenleri Romalıların sol kanadına yüklenip bu kanadı geriletmeyi başardılar. Bu sırada Roma Cumhuriyeti merkezî triumvir idarecilerinden olan Crasus'un oğlu olan "Publius Licinius Crassus"'un komutasındaki Roma süvarileri karşı taarruzu bu Romalı kanadının yeniden düzene girmesini sağladı. Lejyonların üçüncü sırada olan birlikleri de ilerlemesine de emir verildi. Bunun sonucunda Germanların savaş sıra düzeni bozuldu ve bazı German savaşçılar geriye kaçmaya başladılar. Böylece muharebede Sezar ve Romalılar galip geldi. Bu muharebeye Vosges Muharebesi (veya "Alsas Muharebesi" veya "Ochsenfeld Muharebesi" veya "Vesionto Muharebesi") adı verilmektedir. Bu muharebede Ariovistus'un toplamış olduğu 120.000 kişilik German ordu savaşçılarının çoğu öldürüldü.[9][12][13]
Ariovistus ve kendine bağlı birlikler muharebe alanından kaçtılar; Ren Nehri'ni geçtiler ve bundan sonra hiç Romalılarla çatışmaya girişmediler. Ren Nehri kenarından göçe başlamak için kampta bulunan Suebler ise eski arazilerine geri döndüler ama bu geri dönüş sırasında Galli kabilelerin tacizlerine uğradılar. Bu Suebler'e karşı seferini de Jül Sezar galip olarak bitirdi.[9][10][12]
Yıl M.Ö. 57 Belgalar
Ana kaynak: Jul Sezar, Gallia Savaşı Kitap II. Bölüm. 1-35 [15]
Belgalar üzerine sefer
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap II. Bölüm. 1-33 [15]
M.Ö, 57'de Jül Sezar tekrar Belçika Galyası'nda (günümüz Belçika ülkesinin yaklaşık tümünde) yerleşik, olan Belgalar üzerine yürüyerek tekrar Galyalılar arasındaki ihtilaflara karıştı. O tarihte Belgalar Roma ile müttefiklik bağlantısı olan bir Galya kabilesine saldırmıştı. Onlara karşı Roma ordusu ile hücumlarına başlamadan önce Sezar Remiler ve diğer komşu Galyalı kabileleri Belgalar'ın faaliyetlerini incelemelerini talep etti.[15][16]
German asıllı Ariovisto komutasındaki Süebler tehdidine son verildikten sonra, Galyalı kabileler arasında bulunan eski rekabet, düşmanlık ve Romalıların Galya'da idarelerini genişletip Galya'yı kendilerinden tabi bir eyalet olmaya çalışmalarına karşı olan düşünceler yeniden ortaya çıktı. Bu durumda bazı Galyalı kabileler, Galyalı-German karışığı olan kabilelerden oluşan ve Romalılara içtenlikle aleyhtar olan Belgalar'la ittifak yapmak arayışına başladılar. "Cisalpina Gallia"'da bulunan Jül Sezar bu gelişmelerden ve ortaya çıkması çok muhtemel olan yeni bir Romalı aleyhtarı ittifak oluşmasından Galya'daki konumlanmış Roma lejyonları komutanı olan "Titus Labienus" tarafından devamlı olarak gönderilen raporlarla haberdar olmakta idi. Belgalar kabileleri, Romalıların Galya'nın güneyindeki arazileri ele geçirdikten sonra, Belgalar üzerine harekâta geçeceğinden korkmakta oldukları için, aralarındaki ilişkileri daha da güçlendirmek nedeniyle, karşılıklı rehine alıp vermeye başladılar.
Bazı Galyalı kabileler Roma ordularının kışlık ordugahlarda kendi arazilerinde bulunmalarına şiddetle aleyhtar olmaları ve Romaların bu kışlak ordugahlardan ayrılmalarını istemeleri de onların Belgalar'la ittifak yapmaya itmekte idi. Bu hoşnutsuz olan kabileler, Galyalılar arasında en kahraman ve cesur olmakla isim yapmışlardı. Bu kabileler, geçmişte Galyanın tümünü ve Romalıları çok korkutan, German kabilerden Cimbri'ler ve Teton'ların Galya'ya yaptıkları istilacı göçlere karşı koyup bu German istilasını durdurtan kabilelerdi. Sezar kitabında eğer Romalılar bu kahraman Galya kabilelerini yenik düşürüp Romalılar idaresi altına alırlarsa tüm Galyalıların Roma gücüne biat etmeye hazır olabileceğini düşünmekte olduğunu bildirmiştir.
Sezar Galya'ya (muhtemelen Sekuanlar'ın başkenti olan Vesontioya) geri geldi. Yanında yeni kurulmuş iki Romalı lejyonu (Lejyon XIII Gemina ve Lejyon XIV Gemina) bulunmaktaydı. Sezar Belçika Galyası'ndaki Belgalar'ın tüm kabilelerinin ittifak edip; bu kabilelerden savaşçı erkekleri toplayarak tek komutan altında birleşik bir Belgalar ordusu kurduklarını öğrendi. Sadece Romalılara komşu olan Remiler adlı Belgic kabilesi Belgalar'ın bu büyük ittifakına katılmamış ve Sezar'a bağlı kalmıştı. Bu birleşik Belgalar ittifakının tek ordusunun komutanlığına Suessionlar kabilesi kralı olan Galba (veya antik Romalı tarihçi Dio Cassius'e göre 'Adra) seçilmişti ve bu orduya bazı Germanya'lı birlikler de katılmıştı.
Sezar kitabında [15] bu kabileler ve Belgalar ordusuna katkılarını şöyle vermektedir:
Kabile | Tahmini savaşçı katkısı |
---|---|
Bellovaclar | 60,000 |
Suessionlar | 50,000 |
Nerviler | 50,000 |
Morinler | 25,000 |
Atuatullar | 19,000 |
Atrebatlar | 15,000 |
Ambienler | 10,000 |
Caletler | 10,000 |
Véliocaslar | 10,000 |
Viromanduenler | 10,000 |
Ménapiler | 9,000 |
Germanyalı birlikler | 40,000 |
Tahmini Savaşçılar sayısı | 308,000 |
Sezar'ın kitabının Antik Romalı çağlarda bile okunmasından itibaren bu sayıların Sezar tarafından gayet abartıldığı bildirilmiştir ve onun için Sezar'ın kitabında verilen düşman savaşçı sayılarının gerçek değil hayalî olduğu kabul edilmektedir.
Belga'lar üzerine yürüyüşe başlayan Sezar 15 gün devamlı yürüyüşle ilerledi. Galyalı müttefiki olan Aedui'ler savaşçılarını Belga'lar arazilerine yakıp yıkma kampanyası yapmak üzere gönderdi. Sezar ve komutası altındaki Romalı ordu kendi müttefiki olan Remi'ler ile diğer Belga'lar arasında sınır olan "Axona Nehri (günümüzde Oise Nehri'nin bir kolu olan Aisne Nehri) kenarında bir Romalı korumalı ordugahı kurdurdu. Kral Galba komutasındaki Belgalar ordusu da bu mevkiye gelip Romalılar ordugahı karşısında mevzilendi. Ordugahının bir kenarında nehir geçmekte olup bu nehir ordugahı korumakta ve Romalılara nehir sandalları ile diğer Galyalılardan erzak ve iaşe takviyesi sağlamak için yardımcı olmakta idi. Nehrin üzerinde bir köprü bulunmaktaydı ve bu köprü ve köprüden geçiş Quintus Sabinus Titrius ve emri altındaki Romalı subaylar komutasında bulunan 6 kohort tarafından savunulmaktaydı.
Axona Muharebesi yaz başlarında yapıldı. Muharebe Belgalar ordusunun Romalılar müttefiki Remiler'e ait olan ve Roma ordugahı yakınlarında bulunan "Bibrax" adlı bir küçük kalesi üzerine yürümeleri ile başladı. Sezar bu kaleyi korumak için Numidyalılar; Giritli okçular ve Balear Adalı sapanla taş atıcılardan kurulu birliklerini hücuma geçen Belgalar üzerine gönderdi. Belgalar ordugah karşısında ve orayı kuşatan mevzilerinden ayrıldılar; etrafı yakıp yıktılar ve sonra da Romalılar ordugahından 1 km kadar uzakta kendi orduları için gayet büyük bir korunaklı ordugah kurdular.
İki ordu arasında birkaç küçük çarpışma yapıldıktan sonra Sezar Romalılar ile Belgalar arasında bir meydan savaşı yapılmasının uygun olduğunu kabul etti ve Belgalar'a meydan okudu. Sezar ordusunun önemli kısmını ordugahın kapısı önünde bulunan bir hafif meyilli bir tepelik arazinin sırt kısmına yerleştirdi. Bu tepenin iki yanına iki tane küçük kale mevzii kazdırdı. Bu ordunun sağ tarafı mancınık gibi savaş makineleri ile korunmakta ve sol tarafında nehir bulunmakta idi. Bu orduda (Helvetler ve Suebler'e seferlerde kendi yanında savaşan) 6 tane Romalı lejyonu (Lejyon VII Claudia; Lejyon VIII Augusta; Lejyon IX Hispana; Lejyon X Gemina; Lejyon XI Claudia ve Lejyon XII Fulminata) bulunmakta idi. Sezar'ın emri altında bulunan diğer iki lejyon (Lejyon XIII Gemina ve Lejyon XIV Gemina) ihtiyata ayrılmışlardı. Belgalar ordusu komutanı Kral Galba, ordusunu Sezar ordusu karşısında birkaç sıralı saf halinde düzenlemişti. İki ordu arasında bir bataklık arazi bulunmakta idi. Birkaç süvari çarpışmasından sonra Sezar ordusunu geriye ordugaha doğru çekti. Bu geri çekilme ile Belgalar ordusunu, (ya Romalıların kenarından geçebilmek için veya Quintus Titurius Sabinus'un savunduğu nehir köprüsünü ele geçirmek için veya da Remi'ler arazilerine girip Sezar ordugahına iaşe ve erzak tedarikini durdurmak için) Sezar'ın ordusuna hücum etmeye teşvik etti. Bu hücum sırasında Axona Nehri'ni geçmeleri gerekmekteydi.
Sezar o akşam tüm süvari güçleri, Numidyalılar ve okçular ve sapanla taş atıcılar birlikleri ile nehir üzerindeki köprüyü savunan Titurius Sabinus'un kohortlarını takviye için geldi. Burada nehri geçmek için hücuma hazırlanan Belgalar birliklerine bir baskın taarruzu yaptı ve bu birlikleri hemen hemen imha etti. Bu zayiat sonunda nehir köprüsüne ilerleyemeyen; kaleleri alamayan ve Sazar'a erzak ve iaşe takviyelerini önleyemeyen Belgalar, kendi arazilerine çekilmeye karar verdiler. Geceyarısı çekilmaye başlayan Belgalar Sezar'ın Diviciakos komutasında daha önceden Belgalar arazisine gönderdiği Aedular birliğinin Belgalar kabileler arazilerini talan edip büyük zayiat verdiğini öğrendiler. Sezar bu çekilmenin Belgalar'ın uyguladığı bir aldatmaca olduğunu düşünerek takibe başlamayı gün doğumuna kadar erteledi. Gündoğumunda Romalı süvariler ve Titus Labienus komutasında 3 lejyonu geri çekilen Belgalar'ı takibe gönderdi. Bu birlikler geri çekilmekte olan Belgalar'a yetişince onlara büyük zayiat verdirdiler. Böylece Axona Muharebesi önce ciddi savaşma ihtiva etmemekle beraber Belgalar'ın çekilmesi sırasında Romalıların Belgalar'a büyük zayiat vermesi ile sonuçlanmıştır.[17][18]
Ertesi gün Belgalar kaçmakta iken yakalanıp verdikleri büyük zayiatlardan kendilerini toparlamaya imkân bırakmamak için Sezar Roma ordusu ile Suessionlar arazilerine girip bu kabilenin en büyük kasabası ve kalesi olan Noviodunum (günümüzde Soissons ve Pommiers) üzerine yürüdü. Şehirde bir Belgalar ordusu ve garnizon bulunmadığını bilerek kaleye bir hücum yaptı. Ama bu hücumda kaleyi eline geçiremedi ve kaleyi kuşatmaya koyuldu. Romalılar bu kuşatma için mancınık tipte kuşatma makinelerini kurmakla uğraşmakta iken, Belgalar ordusu ricatından kurtulabilen Suessionlar savaşçıları kaleye girip savunmayı takviye ettiler. Fakat Romalıların kuşatma için hazırlıklarını ve çok sayıda kuşatma makinelerini gören Suessionlar kralı (ve yenik Belgalar ordusu komutanı) Galba Romalılara teslim olma teklifi gönderdi. İki oğlunu Romalılara rehine olarak verebileceğini ve silahlarını bırakacaklarını bildirdi. Ama buna karşılık Romalıların Suessionlar savaşçı ve halkının hayatlarını korunmasını kabul etmesini istedi. Sezar müttefiki Remiler'in tavsiyelerine uyarak bu şartları kabul etti.
Bundan sonra Sezar Bellovaclar arazilerine girdi ve başkentleri "Bratuspantium (günümüzzde tam bilinmemekle beraber büyük olasılıkla Beauvais)" üzerine yürüdü. Bu sefer Roma müttefiki Aedular kabilesi reisi Diviciacos bu kabile halkı için araya girip bu kabilenin halkının genellikle barışçıl olduklarına ama bazı mütecaviz idareciler tarafından kandırılıp Romalılar aleyhine Belgalar ittifakına katıldıklarını beyan edip Sezar'dan bu halkı bağışlamasını istedi. Sezar sadık müttefikinden olan bu tavsiyelere uyarak eğer Bellovaclar teslim olurlarsa onlardan 600 kişi rehine alındıktan sonra halkın hayatlarının bağışlanacağını bildirdi.
Bunu takiben Sezar Amiens üzerine yürüdü. Bu şehir de hemen teslim olmayı kabul etti.
Bu sırada Sezar'a Romalılar aleyhine Belga'lar koalisyonu liderliğini Nervi'lerin kabile reisi olan Boduognatus'in üzerine aldığı haberi Romalılara ulaştı. Üç günlük bir yürüyüşle Sezar ve Roma ordusu "Sabis Nehri (günümüzde Schelde Nehri'nin bir kolu olan Selle Nehri)" sahillerine ulaştı. Burada Nervi'ler, Atrebate'lara ve Viromandeular kabileleri savaşçılarından oluşan bir büyük ordunun mevzilenipo beklediğini öğrendi. Aduatucların da bu orduya erişmek için yolda bulunup beklenmekteydiler.
Sezar Belga'lara kampının önündeki Sabis Nehri'nin öteki salihinde Belga'lar kampı karşında bulunan bir tepe üzerinde ordugahını kurdu. Komutası altında 6 lejyon (Lejyon VII Claudia; Lejyon VIII Augusta; Lejyon IX Hıspana; Lejyon X Gemina; Lejyon XI Claudia ve Lejyon XII Fulminata) bulunmaktaydı. İki lejyon (Lejyon XIII Gemina ve Lejyon XİV Gemina) ordunun ağırlıklarını korumak için arkada bulunmaktaydı. Okçular, sapanla taş atıcılar birlikleri ile Roma süvarileri nehri geçip Belga'ların süvarileri ile çarpışmaya koyuldular. Belga'lara süvarilerini imha ettiler. Bu sırada Sezar ve 6 lejyonu tepe üzerindeki Romalı ordugahını pekiştirmekle meşgul olmakta idiler.
Tam bu sırada arkadaki bir koruluktan komutanları olan Nervi'li Boduognatus idaresi altında Belga'lar birdenbire büyük askeri güçle gayet hızla Romalılara ordugah yapmakta iken beklenmedik bir baskın hücumuna geçtiler. Romalı süvarileri ve hafif piyade birlikleri ile çarpışmaya tutuştular ve bu Romalılara karşı galip geldiler.
Bu Belgalar hemen nehrin kavisini dönüp Romalı ordugahının kurulmasına uğraşan Romalı birliklere taarruza geçti. Bu taarruz için Romalılar hazır değillerdi . Bu askerler daha çarpışma için silahları ve zırhları ile tam olarak hazır olamaya zaman bulamamışlardı. Ordunun düşük rütbeli subayları ve erleri bu baskının ilk şoku geçince birkaç sıra saf tutmayı başardılar. Bu acil durumda, biraz düzensiz olmakla beraber, Sezar ve merkezi karargâh subayları da şahsen çarpışmalara katılarak bir nispet Belgalar baskını durdurma yükünü çektiler. Sezar kitabında bütün Romalı bayrak, flamalar ve standartlarını kaybettiğini ve "centarion" rütbeli lejyon subaylarının ya öldürülüp ya da yaralanıp savaştan çekilmek zorunda kaldığını itiraf etmiştir. Sezar bir şahsi kalkan bulup bir çember içinde çevrilip imha edilme tehdidi altında olan güçlerini şahsen tekrar düzene sokup karşı taarruzu şahsen komuta etmek zorunda kaldı.
Roma ordusunun sol kanadında Lejyon IX Hispana ve Lejyon X Gemina Belgalar'dan Atrebatlar savaşçıları üzerine amansız bir saldırıya geçtiler ve onları nehre iterek büyük bir imha çarpışmasına giriştiler. Romalıların merkezi kanadında Lejyon VIII Augusta ve Lejyon XI Claudia Viroandu'lar üzerine saldırıp onları nehre ittiler ama bu manevra ile Roma sağ kanadını ve ordugahı düşman taarruzuna açık bıraktılar. Belga'ların Nervi'ler ve Boduoğanat'lardan oluşan ana güçleri merkezde tek kalan Roma lejyonunun son iki safını yenip geçerek Roma ordugahını ellerine geçirdiler ve bu çarpışmalarda Romalıların kamp muhafızlarını, zaten çarpışma geçirip yorgun argın zayıflamış olan süvari güçlerini; hafif piyadeleri ve Galyalı yardımcı birlikleri elemine ettiler. Sezar buna karşı gelmek için Roma ağırlıklarını korumakta olan iki lejyonunu (Lejyon XIII Gemina ve Lejyon XIV Gemina); ağırlık taşıma savaşçılarını; ve Belgalar'ı yenik düşürüp onların ordugahındaki karagahlarını ellerine geçirmiş olan 4 lejyonu komuta eden Titus Labienus'u destek için çağırdı.
Labienus'a lejyonları ile Roma ordugahına girmiş olan Belgalar ordusunu arkadan çevirmesi için emir verdi. Geri dönen bu 4 lejyon ile birlikte Lejyon X Gemina Sezar'ı Galyalı baskıncı birliğinden kurtararak. Belgalar güçlerini çembere almayı başardılar. Çembere alınmalarına rağmen Belgalar, özellikler Nerviler, kalkan duvarı; hep birlikte kütle hücumları ve sonra teke tek savaş taktiklerini gayet iyi kullandılar. Sezar kitabında Nerviler güçlerinin üzerinde bulundukları mevkileri yakın destekleri olan Atrebatler ve Virumandular piyade güçleri dağıtılıp kaçırtıldıktan sonra bile bırakmadıklarını bildirmektedir. Bu Galyalı kabile askeri şecaat ve kahramanlığa çok önem vermekte ve bu kabile savaşçıları devamlı olarak askeri eğitim ile yetişmekte idiler. Sonunda Sezar lejyonlerin fırlatılacak mızrak silahları ve kendinin destek gücü olan paralı asker okçular ve sapanlarla taş atıcı paleta birliklerini getirip mevkilerini bırakmayan Nerviler üzerine yağmur gibi mızrak, ok ve taş yağdırdıktan sonra bu kabile birliğine üstün gelebildi. Sezar'ın mızrak, ok ve sapanla taş atıcıları bu bir kütle halinde birleşmiş olan Nerviler'in taktiklerine karşı geldi ve onlara büyük zayiat verdirdi. Ama kahramanlık ve cengaverlik gelenek ve görenekleri ile yetişmiş ve devamlı olarak birlikte eğitim görmüş Nerviler Romalılara da büyük zayiat verdiler. Sezar kitabından bazı Nerviler savaşçıların kendilerine karşı atılan mızrak ve ciritleri havada gelirken elleriyle tutup bunları kendilerine atan Romalılara geri fırlattıklarını yazmaktadır. Çember içinde gayet zayiat veren ok, taş ve mızrak darbeleri ile eriyen Nerviler güçlerinden hiçbir savaşçı bu grubu terk etmemiş ve sonuna kadar mücadele edenler öldürülmüş olan silah arkadaşlarının cesetleri üstünde bile kendileri üstüne yan yana yürüyüp hücum eden Romalı lejyonerleri geriye püskürtmeyi başardılar. Fakat Romalı lejyonlar da gayet iyi eğitimle öğrendikleri "pilum (mızrak)" atışlarını ve okçuları ve sapanla taş atıcıları çok iyi kullanmaları dolayısıyla gayet kahraman ve eğitimli Belga'lar ve Nervi'ler düşmanlarına karşı Romalıların savaşma maharetini iyice ortaya koydu.
Fakat çembere alınan Belgaler, özellikle Nerviler savaşçıları gayet kahramanca hayatlarını hiçe sayarak Romalılara direnip savaştılar. Bu kanlı Sabis Muharebesi yalnız Belga'ların yenik düşmesiyle sonuçlanmadı; Belgalar'dan Nerviler kabilesi nerede ise imha oldu. Sezar kitabında bu muharebede 60,000 kadar büyüklükte olan Belgalar ordusundan muharebe sonucunda sadece 500 savaşçının hayatta kaldığını bildirmektedir ama Sezar'ın verdiği herhangi bir istatistik gibi bunun da gerçek olduğu çok şüphelidir. Romalılar da bu muharebede Galyalılar arasında iyi savaşçı olma prestijlerini kaybettiler. Aynı zamanda Sezar'ın orduları gayet büyük zayiat verdiler.
Bu muharebeden sonra Sezar ve Romalılar Belgalar'ın kasaba ve yerleşkelerine hücuma geçtiler. Bu yerleşkelerin Romalılar tarafından yıkılıp yerle bir edilmeleri ve Romalılara karşı buraları savunmak için Belgalar'ın verdiği büyük zayiat dolayısıyla sonunda Belgalar teslim olmak zorunda kalmışlardır. Romalıların özellikle Nerviler'e karşı gayet şiddetle savaşıp onlara verdikleri büyük zayiat dolayısıyla Belgalar arazilerinden kaçmaları gerekmiştir. Bundan sonra Belgalar ve onların müttefikleri kabileler ya kaçmak zorunda kalmışlar ya da Sezar'a teslim olmuşlardır.[15]
Bu harekâttan sonra Belçika Galyası tümüyle Romalılar kontrolü altına geçmiştir. Bu araziler içinde Nerviler; Atuatuklar; Viromandular, Atrebatlar ve Enburonlar arazileri bulunmaktaydı. Sezar'ın bu prestijini duyan bazı barışçıl kabileler ona heyetler göndererek Roma tabiliğini almaya hazır olduklarını bildirmişlerdir. Sezar yine Cisalpina Gallia ve İlirya valiliklerini üzerinde tutmaya devam etti.
Ama o yıl İtalya'ya Roma'ya geri döndü. Roma Cumhuriyeti Senatosu Sezar'ın bu galibiyetleri dolayısıyla Romalı tanrılara şükür etmek için 15 gün süren özel bir dönemi bayram ilan eden bir kanun çıkarttı.
Atlas Okyanusu sahillerinin fethi
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap II. Bölüm 34.[15]
Sezar Belgalar ayaklanamasını bastırdıktan sonra Publius Crassus (triumvir Crassus'un oğlu) komutasında "Lejyon VII Claudia"'yı Armoriken (günümüzde Bretonya) yarımadasında bulunan Galyalı "Venetler", "Veneller", "Osismeller", "Koriosolitler", "Esuviler", "Avlerkler" ve "Redonlar"a karşı Romalılarin işgal ettiği Galya hudutlarını savunmak için gönderdi. Bu kabileler daha çok denizci Galyalılar olarak bilinmekte idiler. Özellikle Britanya adası ile deniz ticareti ile geçinmekte idiler ve bunun için çok organize olmuş gemi filoları bulunmakta idi. Bu lejyon (günümüzdeki Angers şehri yakınlarındaki) "Andecaves" şehrine gidip burada kışı geçirmek için korunaklı bir kışlık ordugah kurdu.[15]
Alplerde çarpışmalar
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap III. Bölüm 1-6[7]
M.Ö.57 sonbaharında "preator" Servius Sulpicius Galba komutasında "Lejyon XII Fulminata" ve bir kısım süvari gücü ile Alplerde bir geçit sağlama hedefi ile Alplere sefere gönderildi. Bu Alplerde bu geçit Nantuatlar, Veragreler ve Sedunlar kabilelerinin arazilerinden geçmekte ve Genevre Gölü üzerinde bulunan Allobrogiler arazilerinden; Rhone Nehri'nden "Yüksek Alpler"'e kadar uzanmaktaydı. "Nantualar"'la yapılan birkaç başarılı çarpışma ve birkaç dağ kalesinin fethinden sonra bu kabile ile barış antlaşması imzalandı.
Galba bu yolu savunmak için bir "kohort" Roma birliğini bir korumalı ordugahta geride bırakıp Verganlar arazilerine ilerledi. "Oktadur (günümüzde Martigny)" kasabasına gelip burada yaşayan "Veragreler"i bu kasabayı ikiye bölen nehrin öte yakasında püskürttü. Bu vadide stratejik Sen Bernard Geçidi'ni tutan bu mevkide bir korunaklı ordugah kurarak burada kışı geçirmeye karar verdi. Fakat Romalılar bu ordugaha yerleştikten birkaç gün sonra bir baskın ile uyandılar. Bazı Verganlar ve müttefikleri olan Sedunlar savaşçıları ile vadinin yüksek dağlık kenarlarına tırmanıp buradan Roma ordugahını ok yayılıma tutmaya başlamışlardı ve nehrin öteki yanındaki Galyalılar ordugaha hücuma başlamışlardı. Altı saat süren bir savaştan sonra Romalı askerler çok yoruldular ve Verganlar da kasabayı ikiye ayıran nehri geçmeye başladılar. Romalılar ordugahlarından bir huruç hareketine başladılar. Bu harekat sırasında Romalılar 1000 kadar Galyalı savaşçı öldürüp Verganlar baskınını püskürttüler. Fakat onlar kaçmadan kasabadaki her evi yakıp yıkıp yerle bir ettiler. Bu muharebeye Oktadur Muharebesi adı verilmektedir. Fakat bundan sonra Galba yolda geride bıraktığı lejyon kısmını de kasabaya getirdi ve ordugah mevkii daha iyice tahkim etmek zorunda kaldı. Bu nedenle Sezar'ın kitabında karar verici bir muharebe olarak tasvir ettiği "Oktodur Muharebesi"'nin Romalılara pek üstünlük vermediği kabul edilmektedir.
Venetler üzerine sefer
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap III. Bölüm. 7-16
M.Ö. 56 yılında Sezar dikkatini Atlas Okyanusu sahillerinde yerleşmiş olan Galyalı kabileler üzerinde çekti. Bu kabilelerin başında "Armorika (günümüzde Bretonya)" bölgesinde yerleşik Venetler gelmekteydi ve bu kabile Romalılar aleyhinde olan diğer kabilelerle birlikte bir konfederasyon kurmuştu. Venetler denizci bir kabile idi ve Morbihan Körfezi'nde bir yelkenli gemiler filosu işletmekte idiler. Romalıların bu kabile ile uğraşmaları için kadırga biçimli yarı kürekli yarı yelkenli gemilerden oluşan bir deniz filosu kurmaları ve Romalıların hiç alışkın olmadıkları bileşik kara ve deniz askeri seferi yapmaları gerekmekteydi. Sezar bu gerekleri karşılamak için epey uğraş verdikten donra uzun ve çetin bir bileşik deniz ve kara askeri seferi yaptıktan sonra Venetler ve konfedere kabileleri bastırmayı başardı.
Publius Crassus "Lejyon VII Claudia" için kışlık ordugah olarak (günümüzdeki Angers şehri yakınında bulunan) Atlas Okayanus sahillerine olan "Andecaves"'i seçmişti. Bu lejyonun erzak ve iaşe noksanlığı bulunmaktaydı. Bunun için lejyonun "perfect" ve "tribün" rütbeli subayları bir Romalı asker delege heyeti kurarak bunları komşu Galyalı kabileler olan "Esuviler", "Coriosolitler" ve "Venetler"e göndererek onlardan Romalılara erzak ve iaşe vermelerini "rica ettiler". Bu kabileler Atlas Okyanusu kıyılarında bulunan en güçlü kabilelerdi ve Britanya adası ile devamlı ticaret yapabilecek deniz filoları bulunmaktaydı. Özellikle Venetler bu ticareti kontrol edebilecek güçte idiler. Romalılar delegelerinin gelmesi bu kabileleri çok kuşkulandırdı. Özellikle Venetler bu kıyılarda olan ticaretlerinin ve bu ticaret için deniz filolarının Romalılar eline geçeceğinden çok kuşkulanmaktaydı. Venetler başta bu Galyalı Atlas Okyanusu sahili kabilelerini birleştirmek için yoğun faaliyete başladılar. Bu kabileler kendilerine gelen Roma ordusu delegelerini rehine olarak almak üzere tutukladılar.
Sezar o sıralarda İtalya'ya Roma'ya gitmişti. Roma Cumhuriyeti'ni gayriresmî idaresini eline almış olan triumvir idaresine Lucca'nın tbir triumvir olarak eklenmesi ile güçlendirilmesi ile uğraşmakta idi. Fakat Atlas Okyanus'u Galyalılarının birleşme haberleri kendine erişince Roma'nın Galya üzerindeki hegemonyasını pekiştirmek için bir Romalı deniz gücü bulunması gereğini anladı. Hemen Galya'ya bir emir göndererek "Loire Nehri" üzerinde bulunan gemi tezgâhlarını kullanarak yarı kürekli yarı yelkenli kadırga tipte gemilerden oluşan bir deniz filosu gemilerinin yapılıp denize indirilmesini ve bu filoya süvari, tayfa ve deniz askeri bulmak için yeni asker alımlarının yapılması emrini verdi.
"Venetler Senatosu" idaresi ise Sezar'ın bu gelişmeye yanıt vermesi gereğini bile bile bir Galyalı denizci kabileler konfederasyonu kurulmasına önayak oldu. Bu konfederasyona Venetler yanında "Osismeler", "Lexoviler", "Namnetler", "Ambilatrlar", "Morinler", "Diablintler", "Menapiler" ve bazı adalı "Britanyalı" kabileler katıldılar. Görünüşte Galyalı denizci kabileler konfedrasyonu Romalılara karşı üstündü. Gayet deneyimli ve teorik denizcilik bilgileri bulunmakta idi. Gemileri ağır siklette ve yüksek güverteli olup Atlantik Okyanusu fırtınalı denizlerinde seyrüsefer yapmaya gayet elverişli idi. Romalılar üslerinden uzakta oldukları için kara orduları için bile lojistik destek yeterli olmazken denizci Galyalı kabileler hem deniz çarpışmaları hem de bileşik deniz-kara harekâtı için gayet tecrübeli bir lojistik organizasyonuna haizdiler. Ayrıca yerel coğrafyayı, özellikle Morhihan Körfezi'nin irili ufaklı adalar ve küçük büyük körfezlerle dolu olan ve buralarda saklanabilme ve bu saklı mevkilerden baskın yapma imkânlarını gayet iyi bilmekteydiler. Ayrıca med ve cezir hareketlerini ve bunların hangi kanalları ne zaman açık ne zaman kapalı koyabileceğini gayet iyi tecrübelerle bilmekteydiler.
Sezar, Romalı prokonsül olarak, Nisan sonundan önce Galya'ya varamadı. Galya'ya geldiğinde emri altında bulunan lejyonları ve komutanları, Bretonya'da çıkan ayaklanmanın Galya'nın tümüne yayılmasını önlemek nedeniyle, gayet geniş bir Galya arazisi üzerinde şöyle üslendirdi:
- "Titus Labienus": Süvari birlikleri ile Ren Nehri kıyılarında bulunan Trevirler'e gönderildi. Belçika Galyası'nda barışın korunması ile Germen kabilelerin Ren Nehri'nin batısından Romalılar Galya arazilerine geçmelerini önlemekle görevlendirildi.
- "Publius Crassus": 12 Romalı "kohort" piyade birliği ve süvari takviyesi ile Akitanya'ya gönderildi. Görevi Akitanya'lıların denizci Galliler konfederasyonuna destek sağlamasını önlemekti.
- "Quintus Sabinus Titurius": 3 Romalı lejyonu ile "Uneller", "Koriosoliler" ve "Lexoviler" üzerine gönderildi. Kabileler bu askeri birlikler ile bir çeşit uyum sağladılar.
- "Decimus Junius Brutus Albinus": Yeni kurulan Roma filosu ve Romalı vassalı ve müttefiki (özellikle "Piktonlar" ve Santonlar") Galli kabilelerin gemileriyle takviyeli olarak "Venetler" üzerine gönderildi.
Sezar karadan ve Decimus Junius Brutus denizden Romalı kara ordusu ve donanması ile Bretonya yarımadasına girdiler. Uzun dar kıstaklı küçük yarımadalar üzerinde kurulmuş Venetler şehir ve kasabalarına hücum edip onları karadan veya kara-deniz bileşik harekâtı ile ele geçirip elemine etmenin imkânsız olduğu hemen anlaşıldı. Bunun üzerine Sezar büyük bir deniz muharebesine girişerek Venetler ve müfettefiklerini bu deniz muharebesini kazanarak ekarte etme stratejisine başvurmaya karar verdi.
Decimus Junius Brutus komutasındaki Romalı gemi filosu 100 kadar orta ve küçük çapta gemilerden oluşmakta; buna karşılık Venetler ve konfederasyon filosu 220 Galliler gemisinden oluşmaktaydı. Deniz muharebesi Quiberan Körfezi'nde "Dumet Adası", "Sarzea mevkii" ve Körfez girişi bölgesinde yapıldı. Romalı gemilerinden ufak mancınıklara atılan taş ve oklar daha yüksek güverteli Galliler gemilerine yetişmemekteydi. Romalılar Venetler gemilerine hücum edip yelkenlerini yırtıp gemileri durdurup bu gemilere bordalayıp Venetler gemilerine Romalı askeri çıkarma stratejisine başvurdular. Bir kere yelkenleri yırtılıp ilerleyemeyen Venetler gemileri, bordalanıp, içlerine asker çıkartılınca tecrübeli Romalı askerler Venetler gemisini ellerine geçirmekte güçlük çekmemekte idiler. Venetler gemileri ile deniz manevraları yapıp daha düşük güverteli Romalı gemilere taş ve ok yağdırma ile onları batırma stratejisi uygulamak istemekte idiler. Fakat aksiliğine hava şartları rüzgarı kesti ve değişen rüzgar yönü Venetler'e uygun manevra etme imkânı sağlamadı. Bu nedenle Venetler ve konfederasyon donanması Morbihan Deniz Muharebesi'ni kaybettiler.
Deniz filolarını kaybeden deniz sahili Galleri konfedarasyonu karadan Sezar'ın deneyimli Romalı ordularıyla baş edemediler. Venetler ve müttefikleri sonunda Sezar'a teslim olmak zorunda kaldılar. Sezar Venetler'i idare eden "Venetler Senatosu" üyelerinin hepsini idam ettirdi. Geride kalan Venetler kabilesi nüfusunu Romalıların kölesi olarak kabul etti. Hepsini ülkelerinden Roma esir pazarlarına gönderdi ve oralarda esir olarak satıldılar. Venetler'in arazileri böylece Venetler'den tümüyle boşaltıldı.
Titurius Sabinus'un Veneller üzerine seferi
Ana kaynak: Jul Sezar, Gallia Savaşı Kitap III. Bölüm. 17-19 [7]
Venetler'le savaş devam etmekte iken üç Romalı lejyonu ile komutanları "Quintus Sabinus Titurius" Veneller'in arazilerine (günümüzde Avrance şehri civarında Normandiya bölgesine) girdi. Venel'lerin reisi "Viridorix", müttefiki kabileler olan "Eburcicler" ve "Lezoviler" ile birlikte, Sezar ve Romalılar aleyhindeki büyük ayaklanmaya katılmıştı ve bu kabile ordusunu idare etmekte idi. Bu kabileler grubu savaşçıları büyük ordusu her gün Titurius'un hazırlamış olduğu büyük korunaklı ordugahın duvarlarına karşı bu duvarları eline geçirme hedefiyle hücum etmekte ve her gün de geri püskürtülmekte idi. Titurius en sonunda bir aldatmaca uygulamaya karar verdi. Ordugah içinde Sezar'ın komuta ettiği ordunun Venetler tarafından yenildiği; bu yenilgi haberi erişince ordugahta moralin düştüğü ve lejyonların savaş yapmaktan kaçınmaya karar verdikleri dedikodusu yayılmaya başladı. Bu Viridorix'e casusları tarafından ona yetiştirildi. Viridoix bunun üzerine tüm ordusu ile güya moralman çökmüş olan Romalıların ordugahın duvarlarına hücum etti. Bunu bekleyen hazırlıklı Romalı birlikler gayet büyük moral ile bu hücuma karşı koymakla yetinmediler ve duvar kapısından bir huruc harekâtı ile karşı hücuma geçip Viridorix ordusunu büyük bir mağlubiyete uğrattılar. Yenilen Veneller ve müttefikleri savaşçılar silah bırakıp teslim oldular. Veneller arazisi içinde bulunan tüm şehir ve kasabalar da Titurius'un Romalı ordusu tarafından hiç direnişsiz ele geçirildi.
Publius Crassus'un Akitanyalı'lar üzerine seferi
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap III. Bölüm. 20-27
Galya'nın batısındaki Atlas Okyanusu sahilerinde bulunan ve o zamanki Galya'nın nüfus ve yüzölçümü bakımında 1/3ini oluşturan Akitanya'da Romalıların askerî harekâtı ve politikası için "Publius Crasus" Sezar tarafından görevlendirilmişti. Bundan birkaç yıl önce benzer görevle prokonsül olarak Akitanya'ya gönderilmiş olan Romalı "Lucius Manlius"'in Galyalılarla yapılan çarpışmada mağlup düşmüş iken, general "Lucius Valerius" öldürülmüştü. Publius Crasus Akitanya'ya gitmekte iken askeri güçlerini ve levazım güçlerini takviye etmişti. Bu askeri güçle "Soiatlar" kabilesi arazilerine girdiği zaman bu kabile savaşçılarının bir sürpriz baskınına uğradı. Fakat temkinli olan Publius Crasus bu baskına karşı durup baskıncı kabile gücünü geri püskürtmeyi başardı. Bundan sonra Publius bu askeri üstünlük durumundan faydalanarak hiç vakit kaybetmeden baskını yapan kabilenin merkez kasabasına yürüdü ve kasabayı kuşattı. Kuşatılan kabile gücü bu kuşatmayı kırmak için birkaç huruc çıkış harekâtı başlatmakla beraber bunların hiçbiri başarılı olmadı. Sonunda kabile kasaba ve askeri güçler teslim olmayı tercih ettiler.
Bu kabilenin silahlarını toplayıp ileride yeni ayaklamaları önlemek için rehineler alındıktan sonra Publius Crasus "Vasatlar" ve "Tarusatlar" kabileleri arazilerine karşı yürüyüşe geçti. Akuitanlar "Yukarı İspanya"'daki halklardan ve kabilelerden destek istedi. Fakat bu destek daha gelmeden ve tüm askeri güçler ile Publius Crasuss bu Galyalı kabilelerle çarpışmalara girişmek ve onları elimine etmek istemekteydi. Fakat bu kabileler de Romalılarla açıktan çatışmalara girmekten sakındılar. Kendilerine takviye güçlerin gelmesini ve bunlarla Roma lojistik desteğini yıkıp Romalıların savaş gücünü kırmak taktiğini uygulamak için korunaklı ordugahlarında beklemeye başladılar. Genç Romalı komutan elinde yeter sayıda asker olmamakla beraber bu korunaklı ordugaha hücum etmeye karar verdi. Hücuma geçen Romalı ordusunun büyük bir kısmı ordugahın engellerine takılıp ilerleyemediler. Fakat ordugahın arkasından değişik dolambaçlı bir yoldan ilerleyen nispeten küçük bir Romalı birliği bu yerli korunaklı kampa arkadan girmeye muvaffak oldu ve önden taarruz eden Romalılara karşı yerli savunma güçlerinin teksif olmasını önledi. Böylece Romalılar bu kasabayı ellerine geçirdiler.
Publius Crasus'un bu zaferinden sonra Akitanya bölgesinin hemen hemen hepsi Romalılar eline geçti. Romalılara tabi olmayı kabul eden Galli Akuitanlar kabilelerinin isimleri şunlardı: "Tarbelller", "Bigerrionler", "Ptianler", "Vasatlar", "Tarusatlar", "Elusatlar", "Gatlar", "Avsekler", "Garunlar", "Suburatlar" ve "Kokosatlar". Modern Fransiz tarihçisi Carcopino bu Roma'nın idaerecileri triumvirlerden olan Crasus'un genç oğlunun sadece 13 kohortluk Romalı ordusu ve diğer küçük yardımcı takviyelerle Akitanya'da bu kadar çok sayıda kabileyi Roma tabiliği altına almasını ve gayet büyük araziyi fethetemesini gayet üstün bir başarı olduğunu ifade etmektedir.[19]
Menapiler ve Morenler üzerine sefer
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap III. Bölüm. 28-29 [7]
Yaz sonunda. "Publius Crassus" "Akuitanlar"'in ayaklanmasını bastırdıktan sonra Jül Sezar, sadece "Menape'ler" ve "Morin'ler" kabileleri hariç, tüm Galyalı kabileleri Romalılar idaresi altına almıştı. "Menape'ler" ve "Morin'ler" Romalılar tabiiyetine geçmeyi arzu etmiyorlardı; ama Romalılarla açıktan çatışmalar da yapmak istememekteydiler. Böylece Sezar bu iki kabile üzerine üç veya dört Romalı lejyonu yöneltince bu kabileler Romalılarla doğrudan doğruya çatışmalar oluşturmayan yeni bir taktik uygulamaya başladılar. Kabile mensupları arazilerinde bulunan yoğun ormanlara ve bataklık arazilere çekildiler. Zaman zaman fırsat buldukça Romalılara buralardan baskın hücumlarda bulundular; ama bunlar da çok başarı kazanamadılar. Mevsimin geç oluşu Sezar'a bu saklanmış düşmanlarını sıkıca arayıp elemine etme kampanyasına girişmeye elvermedi. Sezar'ın lejyonları bu kabilelerin yaşadıkları arazilerin altını üstüne getirerek her yeri ve her şeyi tahrip ettiler. Fakat hava daha da bozulunca "Avlerk'ler", "Lexovi'ler" ve yakın zamanlarda Romaların tabiiyet altına aldıkları diğer kabilelerin topraklarında kışlık ordugahlar hazırladılar ve Romalı lejyonları kış mevsimini bu kışlık ordugahlarda geçirdiler.
Usipetler ve Tencterler üzerine sefer
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap IV. Bölüm. 1-15 [20]
Usipetler ve Tencterler German asıllı iki kabile idi. Germanya'da yerleşmiş oldukları topraklardan Suebler tarafından atılmışlar ve üç yıl süre ile Germanya arazilerinde göçebe olarak dolaşmışlar ve bu süre içinde (özellikle Tencterler) diğer Germen kabileler tarafından devamlı taciz edilmişlerdi. En sonunda aşağı Ren Nehri havzasında Menapiler'in yerleşik bulunduğu arazilere gelip; oradan Menapiler'i kovup; oraya yerleşmişlerdi.
Usipetler ve Tencterler'in hücumuna uğramadan önce "Menapiler" kabilesi German asıllı olmakla beraber yerleştikleri araziler Ren Nehri vadisinin iki yakasında bulunmaktaydı; böylece Ren Nehri'nin sağ yakasında olan arazileri Germanya ve sol yakasındaki arazileri Galya'da idi. Usipetler ve Tencterler'in süvari olan esas savaşçıları Menapiler'in orijinal arazilerine geldikleri zaman arazilerini savunmak isteyen Menapeler savaşçılarını muharebe düzeninde bulmuşlar ve bu güç gösterisinden kaçarmış gibi manevra yapıp Menapiler'i üzerlerine çekmişler ve bir kıskaç muharebesi ile onlara karşı galip gelmişlerdi. Usipetler ve Tencterler'in sivil göçmenleri de, kabileler süvarilerinin bu galibiyetinden sonra sadece Ren Nehri'nin sağ sahillerinde yerleşmişlerdi.
Jül Sezar fethedip idare ettiği Galya arazilerinin sınırlarında olan bu gelişmeden hiç hoşlanmamıştı. Sezar hemen hareketle Belcika Galya'sında bulunan Romalı lejyonlarının başına geçmiş ve bu Romalı ordusu ile Usipetler ve Tencterler'in Ren Nehri sağ sahillerinde ellerine geçirdikleri yeni arazilere doğru ilerlemiştir. Galya-Germanya sınırında yeni yerleşmiş olan bu yaklaşık (Sezar ve Appian'a göre) 430.000 kişiden oluşan bu iki German asıllı kabileyi bu arazilerden atıp yine eskisi gibi bu arazilerin Menapiler'e geri verilmesini istemiştir. Bunun için Menapiler'e destek sağlayacağını ilan etmiştir. Sezar'ın bu mütacaviz tutumuna verdiği bu bahanenin ne kadar doğru olduğu tartışmalıdır; çünkü birkaç ay önce Romalılar kendilerine tabi olmak istemeyen Menapiler'in arazilerine hücum edip bu arazileri tahrip etmişlerdi.[19]
Romalılar ile Usipetler ve Tencterler arasında önce barış müzakereleri açılmıştır. Germanlar eğer kendilerine yerleşecek araziler verilirse barış içinde orada oturmayı garanti etmişlerdi. Jül Sezar ise Suebler tarafından tehdit edilen diğer bir German kabilesi olan "Ubiler"'e de buralarda araziler verilmesini istemişti. Sonunda müzakerelerde iki kabile bu şartları kabul ettiklerini bildirmişlerdi. Fakat müzakerelerin bitmesinden hemen sonra bir antlaşma daha imzalanmadan 4000 kişilik bir Romalı süvari birliği iki kabilenin 800 kişiden oluşan atlı savaşçılar birliğine hücum etmiş ve gayet üstün sayıda olduğu için bu atlı kabile süvarilerini hezimete uğratmıştır. Bu çarpışmayı haber alan Sezar emri altındaki Romalı lejyonlarını hemen üç hat halinde savaş düzenine geçirmiş ve bu şekilde düzenle ilerleyerek, her sulh isteğini redderek, başlarında kabile reisleri olmayan ve savaşçıları savaş düzenie geçmemiş olan iki kabile halkının üzerine yürümüştür. Bu ilerleyen Romalı ordusunu önünde bulduğu kaçamayan her kabile mensubu, erkek, kadın çoluk çocuk ayrımı yapmadan öldürüp elemine edilmiştir. Kaçabilenlenler Ren Nehri ve Meuse Nehri kavşağına doğru sürülmüştür. Çok az sayıda teslim olabilen ve esir alınan kabile mensupları ise sonradan salıverilmişlerdir.[21]
M.Ö. birinci yüzyılda yaşamış olan "Canusius Geminus" adlı Romalı tarihçiyi kaynak gösteren antik Romalı tarihçi Appian'a göre, bu haberler Roma'ya erişince, Sezar'a düşman olan ve MÖ. 59 yılında Roma'da Konsüllük görevi yapan Cato ve ikinci konsül olan yandaşı "Marcus Calpurnius Bibulus" Roma Cumhuriyeti Senatosu'na verdikleri bir açıklamada Sezar'ın bu barbarlara karşı harekâtının bir askeri manevra adı altında her yaşayan insanı öldürmek hedefli olduğunu gayet ciddi bir şekilde kınamış olduklarını bildirir.
Modern tarihçi Carcopino ise Sezar'ın hiçbir ateşkes ve barış yapma teklifini kabul etmeyerek Romalı süvari güçleri hücumuna karşı çok daha zayıf bir direniş gösteren (4000 Romalı süvariye karşı 800 atlı) çarpışmadan sonra German asıllı kabileler halklarına karşı bir etnik katliam uygulandığını; bunun kabahatinin şahsen Sezar'a ait olduğunu bildirmekte ve bu harekâtı "iğrenç mezalim" olarak nitelendirmektedir.[19]
Ren Nehri'ni geçiş
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap IV. Bölüm. 16-19.
M.Ö. 55'te Sezar Ren Nehri'nin doğusunda yaşamaya başlayan "Suebler" uztüne bir sefer düzenledi. Bu sefer için German asıllı kabilelerle Romalılara ait araziler arasında bir doğal sınır olan Ren Nehri'nin geçmesi gerekti. Bu sefer Suebler'e karşı bir cezalandırıcı sefer olarak planlanmakla beraber Suebler Sezar'ın ordusu ile muharebeye girişmekten kaçındığı için bu seferde bir askeri muharebe ortaya çıkmadı.
Sezar'ın Ren Nehri'ni geçmeye ve bunun için bir köprü kurdurmaya karar vermesinin nedeninin Romalılar arasında çok hakim olan kendilerinin Germanya'ya girmekten korkularını ve bu nedenle Galya'nın Roma Cumhuriyet'ne bağlanmasının uygun olmadığı inanaçlarını yıkmak ve Roma Cumhuriyeti'nin bir kopru kurarak Ren Nehri'nin geçip Germanya içine ilerlemesini mümkün olduğunu pratik olarak ortaya koymaktı. Bunun yanında Roma Usipetler ve Tencterler'i yenip onları arazilerini yakıp yıkıp, tüm nüfusa yönelik katliam yapıp bu halkları elimine etme süreci içindeyken epeyce sayıda Usipetler ve Tencterler atlı savaşçıları Ren Nehri'nin geçip Germanya'ya geçmişler ve burada arazileri bulunan "Sugambreler" kabilesine katılmışlardı. Sezar Sugambreler'e bir mektup yazıp bu German asıllı Usipetler ve Tencterler sığınmacılarının Romalılara teslim edilmesini istedi. Sugambreler bu isteğe negatif cevap verip Sezar'ın hükümranlık bölgesinin Ren Nehri ile sınırlandığını ve Romalıların Germanya üzerinde hiçbir hukuk hakkı olmadığını ve Germanya halkı hakkında hiçbir hukuki hakka göre talep yapamayacığını da ona bildirdiler. Tam bu sırada daha önce Roma Senatosu tarafından "Romalılar'ın Dostu" unvanı verilen "Ubiler" kabilesi de en güçlü Germanya'lı kabilelerden olan Suebler'in kendilerini devamlı olarak taciz ettiğini ve bunlarla başa çıkmak için Sezar'dan kendilerine destek vermesini istediler.
Bu nedenlerle Sezar Ren Nehri üzerinde bir köprü kurmaya karar verdi. Bu tarihte Ren Nehri üzerinde kurulan köprü bu nehir üzerinde kurulduğu bilinen ilk köprü olarak bilinmektedir. O dönemde bu nehir üzerinde bir köprü kurmak nehrin eninden; derinliğinden ve akım hızından dolayı gayet zor bir uğraş olacaktı. Sezar'ın istihkamcıları köprünün geçiş mevkii olarak nehrin nispeten geniş ama aynı nedenle gayet sığ olan ve özellikle nehrin akım hızının ve hacminin düşük olduğu bir mevkii seçtiler. Romalı mühendisler bir teknoloji üstünlüğü gösterip bu köprüyü 10 gün içinde yapıp tamamladılar.
Köprünün yapılması tamamlandıktan sonra Sezar köprünün her iki başına güçlü birer muhafız birliğini bırakıp ordusunun diğer birlikleri ile Germanya'ya girdi ve "Sugambreler" üzerine yürüdü. Bu sırada birçok küçük German kabilelerinden elçiler gelip barış ve dostluk teklifi yaptılar ve Sezar bunları rehineler verilirse kabul edeceğini bildirdi. Sezar'ın Ren Nehrini geçmesini bir sürpriz olarak karşılayan Sugambreler, Usipetler ve Tencterler yaşadıkları arazileri terk ettiler ve taşıyabildikleri erzak ve eşyalar ile ormanlar içine yerleşmeye ve oralarda gizlenmeye başladılar. Sezar bu kabilelerin arazilerine girdi; ekinlerini biçtirdi ve evlerini yaktırdı. Ubiler kabilesi de arazilerinden çekildiler. Sezar bu kabile arazisinden geçip Suebler üzerine yürümeye karar verdi. Suebler Ubiler kabilesi arazilerinin ortasına orduları ile gelmişler ve Romalılar'larla kesin bir muharebe etmek için orada mevzilenmişlerdi. Tam bu sırada Germanya arazilerinde yaptığı 18 gün süren seferin bu sefer için tayın ettiği objektif ve hedefleri yeterince sağladığını düşündü. Ordusunu bir meydan muharebesi yapmadan Germanya arazilerinden geri çekmeye karar verdi. Romalı ordusu Ren Nehri üzerinde kurulan köprüden Galya arazilerine geçmesinden sonra Sezar Ren Nehri üzerinde yaptırdığı köprünün yıkılmasına emir verdi. Sezar kendi kitabında Germanya'ya girip bu seferde savaş yapmadan geri çekilmesi için daha uygun bir açıklama yapmamıştır. Ama başka nedenin olup olmadığı Roma dönemi tarihçilerini çok ilgilendiren bir konu, hatta gizemli bir bilmece, olmuştur.
Britanya adası üzerine birinci sefer
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap IV. Bölüm. 20-36
Yaz mevsimi sona ermekte olmakla beraber Sezar Britanya adasında yaşayanlara karşı bir askeri sefere gitmeye karar verdi. Sezar kitabında bu karara başlıca neden olarak bu adada yaşayanların çok defalar Romalıların düşmanı olan Gallilere destek ve askeri yardım vermelerini göstermiştir. Diğer tarihçiler Sezar'ın bu seferinin nedenin ne bu adayı ele geçirmek ne adada yaşayanların Galya'da askeri faaliyetleri olduğunu; fakat hakkında fazla bilgi bulunmayan bu adada neler olduğunu araştırmak Sezar'in istediğini bildirmişlerdir. Bu iddiaya mesnet olarak da Sezar'ın birinci Britanya seferinde mevsimin geç oluşunu ve bu Sezar'ın bu geç mevsimde bir askeri fetihte bulunmasının imkânsız olduğunu bilmesi gerçeği verilmiştir.
Bu sefer için "Caius Volusenus" ve Atrapeler kralı "Commios" öncüler olarak doğrudan doğruya gemilerle Britanya adasına gönderildiler. Sezar ise emri altındaki Romalı lejyonlarla önce Fransa'da, Britanya adasına en yakın olan arazilerde yaşayan, Morinler kabilesi üzerine yürüdü ve bu kabilenin en büyük kasabası ve merkezi olan "Portus Itius" (veya "Gasoriacum")" adı taşıyan (günümüzde Boulogne-sur-Mer) limanına yöneldi. Morinler ve buralarda yaşayan daha küçük diğer Galyalı kabileler Sezar'a teslim oldular. Sezar Atlas Okyanusu kıyılarında çeşitli limanlarda dağınık olarak tuttuğu Romalı deniz filosunu bu limana getirtti. Aynı zamanda kendine yeni teslim olan Galyalı kabileleri Romalılar idaresi altında olmaları için Romalı temsilci/idarecileri bu kabilelere gönderdi. Daha Romalılara yeni teslim olan ve göreneklere göre Romalılara rehineler göndermeleri gerekirken bunu daha yapmaya zaman bulamamış olan kabilelerden, Menapiler'e Quintius Sabinus Titurius'u ve Morinler'e Lucius Cotta Aurunculeus Romalı temsilci/idareci olarak gönderildi. Publius Sulpicius Rufus ise Roma filosunun toplandığı limanın muhafız komutanı olarak görevlendirildi.
Sezar bundan sonra iki lejyonla (Lejyon VII Claudia ve Lejyon X Gemina) Romalı filosuna bindi. Manş Denizi'ni bu filo ile geçti. Bu gemilerle Britanya Adası'nda (günümüzde Dover kıyılarında bulunan) beyaz kayalık sahilleri önüne geldi. Fakat kayalık sahillerdeki yüksek arazilerde Britanyalı savaşçıların iyi bir düzenle Romalıları bekledikleri görüldü. Sezar gemilerle bu sahillerden biraz ilerde önünde biraz düzlük bulunan bir sahile geçti ve sahildeki ufak düzlüğe asker çıkartmaya başladı. Fakat Britanya adalılar hemen buralara yetiştiler ve daha yeni karaya çıkmaya başlayan Romalılara bir taarruza geçtiler. Birçok Romalı asker karaya çıkamadan deniz içinde çarpışmaya girişti. ve bu çarpışmalar Romalılar için bir felaket olma şeklini almakta idi. Fakat Sezar Romalıların beraberlerinde getirmekte olduğu mancınık gibi kuşatma makinelerini gemilerden sahildeki Britanya'lılara karşı kullanma emri verdi. Sonra çıkartma yapmakta olan Romalı birliklerinin başına geçip onlara moral verdi. Böylece Sezar'ın ordusu bir hezimetten zor kurtuldu. Çarpışmalarda Romalılar epeyce zayiat verdi. Ama sonunda Romalılar galip gelip karaya çıkmayı başardılar. Fakat karaya çıkan Romalılar ordusu piyade güçleri idi. Süvariler ve süvarilerin atları Roma filosunu biraz arkadan takip eden 18 özel at gemisinde kalmıştı. Bu gemiler ana Roma filosundan daha uzakta olan Galya'nın kuzeyinde bir limandan hareket etmişler ve geriden piyade güçlerinin gemilerini takip etmekte idiler.
Sezar'a yenik düşen Britanyalılar elçiler göndererek barış müzakerelerine giriştiler ve Romalıların her istediklerini yapmaya ve rehineler vermeye hazır olduklarını bildirdiler. Sezar onlarla barış antlaşması olursa Romalılar'ın bir daha Britanya adasına askeri bir hücum yapmayacağına yemin etmeye hazır olduğunu bildirdi; ama buna karşılık çok sayıda Britanyalı rehine istedi. Bunda bir anlaşma sağlandı. Britanyalılar istenilen rehinelerinin bir kısmını Romalılar'a teslim ettiler.
Fakat tam bu sırada Manş Denizi'nde büyük bir fırtına çıktı. Sezar'ın denizde bulunan at gemilerine ve erzak ile tedarik taşıyan yük gemilerine büyük ziyan verdi. Sezar'ın Romalı ordusu süvari desteksiz kaldı. Daha ciddi olarak lejyon askerleri yeterli erzak taşımadıkları için, erzak ve iaşe olmadan açlık tehlikesi ortaya çıktı. Bu yeter değilmiş gibi, Britanya'daki Romalıların durumu daha da kötüleşti. Gelgit olayından pek haberli olmayan Romalı denizciler piyade taşıyan gemilerini güya emniyetli olarak karaya çekmişlerdi. Ama gel olayı ile deniz yükseldi ve çıkan fırtına bu sahilde çok az sayıda muhafız mürettebatla bırakılmış yüzen gemilere de büyük zayiat verdi. Gemileri tamir edecek malzeme Romalılar'ın ellerinde bulunmamaktaydı. Romalılar Britanya adasında yeter ve uygun askeri güç olmadan ve ellerinde erzak ve iaşe bulunmadan mahsur kalmışlardı. Fazla erzak ve malzeme stoku elinde bulunmadığı için Sezar iki Romalı lejyon için nispeten küçük sayılabilecek bir korunaklı ordugah inşa ettirdi.
Romalılar'la barış müzakereleri için birçok Britanya adalı kabilenin elçi ve temsilcileri bu ordugah/karargaha gelmişlerdi ve barış müzakereleri hemen bitmişti. Ama Romalılar deniz güçlerin zayiatlarından bu Britanya kabileler elçileri hemen haberdar oldular. Bunlar aralarında görüşerek yapılan yeni barış anlaşması şartlarına uymamaya; Sezar'ın ordularının adadan erzak, iaşe, kereste ve malzeme toplamalarına engel olmaya karar verdiler. Romalılar'ı kuşkulandırmadan elçiler küçük gruplar halinde çeşitli bahanelerle Romalılar karargâhından ayrılmaya başladılar. Romalılar'dan kaçan Britanyalı ileri gelenler Britanyalı kabilelere haberciler göndererek Romalıları adadan atmak üzere büyük bir ordu hazırlandığını bildirip buna katkı yapmalarını talep ettiler.
Sezar bu duruma göre tedbirlerini almıştı. Fazla erzak ve malzeme stoku elinde bulunmadığı için nispeten küçük sayılabilecek bir korunaklı ordugah inşa ettirmişti. Deniz üzerinden Galya'ya haberciler göndererek yeni gemiler yapılmaya biran evvel başlanmasını; erzak, iaşe malzemelerin ve gemi tamir edavatının gayet ivedilikle elde bulunan her türlü nakliye gemisi ile Britanya adasına gönderilmesini emretmişti.
Ordugahın yakınlarına lejyoner iaşe toplayıcı birlikleri göndererek bunları Romalılar için zahire toplamakla ve özellikle gemileri tamir için kereste bulmakla görevlendirdi. Bu görevle tüm Lejyon VII Claudia birliklerini toplama misyonu ile ordugah yakınlarında bulunan bir Britanyalılar köyüne gönderdiği zaman tekrar barış resmen bozuldu. Bu lejyoner birliği mensupları sistematik şekilde Britanyalılar'a ait bulunan tarlalara girip Romalılar'a bedava zahire sağlamak için ekinleri hasat etmeye başladılar. Britanya köylüleri yakında bulunan süvari ve at arabalı Britanyalı savaşçı birliklerini çağırdılar. Bu birlikler Romalı askerlere hücuma geçtiler ve Romalı birliğe önemli zayiat verdiler. Sezar bu durumdan hemen haberdar olunca tüm Romalı ordusu ile çarpışma yerine vardı. Ama Romalıların tüm ordusunu gören Britanyalılar bir meydan savaşına girmeyip geri çekilmeye karar verdiler. Sezar da Romalı birlikleri ile korunaklı ordugaha geri çekildi.
Britanyalı adalıların yerli ordusu gün be gün yeni katılan savaşçılarla büyümeye başladı. Britanyalılar ordusu idarecileri kabile liderleri Sezar'ın Romalı ordugahına hücum etmeye karar verdiler ve bu ordugah üzerine yürüyüşe geçtiler. Sezar ordusunu ordugahtan dışarı çıkardı ve gayet düzgün saflar halinde ordugah kapısı önünde harp düzenine soktu. Ordugah üzerine doğru ilerleyen Britanyalılar bu ihtişamlı ve düzgün Roma ordusunu bir muharebeye hazır bir şekilde görünce yine bir meydan muharebesine girmeme kararı aldılar ve geri çekildiler.
Yeni yapılan müzakerelerle yeni bir barış antlaşması imzalandı. Romalılar adına Jül Sezar Britanya adasına savaş için hücum etmeyeceklerine yemin etti. Britanyalı adalıların Romalılara vermesi gereken rehineler sayısı iki misline katlandı. Bu rehineler Avrupa kıtasına gönderildiler. En sonunda kış aylarının ortasında Romalılar önemli bir kısmının kaybettikleri gemilerinin zarar görmüş ama tamir edilebilir olanlarını tamir edip asker nakledebilir hale getirdikten sonra, Sezar tüm Romalılar ordusunu Britanya adasından çekip kıtasal Galya'ya geri getirdi.
Böylece Sezar'ın Britanya adasına birinci askeri seferi büyük bir bilgi noksanlığı, komutanının gayet temkinsizliği ve ordunun Britanya'ya sefer için gayet hazırlıksız olması dolayısıyla düşman güçlerinin yeteneklerini tahmin edilmemesi, gayet geç mevsimde hava şartlarının ve deniz geçişinin zorluklarının hiç planlara katılmaması yüzünden felaketin tam ucundan birkaç defa kurtulduktan sonra, belki de şans eseri olarak, Galya'da Romalıların ve Jül Sezar'ın tarihten silinmesi gerçekleşmeden sona ermiş oldu.
Menapiler ve Morinler üzerine sefer
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap IV. Bölüm. 37-38
Manş Denizi karşısında bulunan Britanya Adası'na karşı yapılan birinci seferden sonra Romalılar ordusu gemilerle dönmekte iken 300 kadar Romalı asker taşıyan gemi çeşitli sebeplerle esas filodan ayrıldı. Bu birlik Galya'ya diğer birliklerden sonra geldiler ve kışlık ordugahlarına gitmeye koyuldular. Bu Romalı birlikten çok daha büyük sayıda savaşçıları olan Morinler kabilesi bu sayı üstünlüğünü fırsat bilip bu gecikmiş Romalı birliğine hücum etti. Bu gecikmiş birlik 4 saat kadar Morinler süvarilerine karşı koydu ve ancak Sezar'ın gönderdiği süvari birliği gelince Morinler'den kurtulabildiler. Fakat bu direnme sırasında birçok Romalı savunmacı asker öldü ve yaralandı ve bu çarpışma Romalılar için bir katliam oldu.
Bu hücum Sezar tarafından Morinler'in ayaklanması olarak kabul edildi. Merkezi Bretonya'da bulunan Romalı lejyonlar Titus Labienus komutası altına verilerek ona bu ayaklanmayı bastırma görevi verildi. Bir önceki yıl Sezar Morinler'i bastırmak için epeyce zorluklar çekmişti. Fakat bu sefer, mevsim kış olmasına rağmen, hava şartları askerî harekât için elverişli oldu ve Sezar'ın ikinci komutanı olan Titus Labienus Morinler ayaklanmasını kolayca bastırdı ve bu hücumu planlayıp organize edenleri yakalayıp cezalandırdı.
Labienus'ün Morinler'e karşı seferi sırasında Quintus Titurius Sabinus ve Lucius Aurunculeius Cotta onlara müttefik olan Menapiler üzerine gönderildiler ve bu sefer de başarı oldu. Böylece Jül Sezar kış mevsimi içinde bütün lejyonlarını nispeten barışçıl olan Belçika Galyası'nda kışlık ordugahlarda geçirmesini sağladı. Aynı zamanda Bretonya'da yerleşik olan ve devamlı başıbozukluk gösteren iki kabileyi de elinde birçok rehine tutarak kontrolü altına aldı.
O yıl Jül Sezar'ın askeri seferlerinde gösterdiği üstün başarılar dolayısıyla, yani ilk defa Ren Nehri'ni geçen bir askeri komutan olup bu nehrin her iki yakasındna yerleşik German asıllı kabileleri bastırması ile ve ilk defa Manş Denizi'ni geçip Britanya adasına ayak basan Romalı askeri komutan olarak, Roma'da bulunan [Roma Cumhuriyeti'nin en yüksek yasa organı olan Roma Senatosu, onun şerefine 20 gün sürecek etkinlikler yapılması için bir özel kanun çıkarttı.[22].
Modern tarihçiler Sezar'ın bu iki "su geçişi"ne (yani Ren Nehri'ni kurduğu köprü ile geçişine ve Manş Denizi'nin kurduğu gemiler filosu ile geçişine) gayet tenkitçi görüşlerle bakmaktadırlar. Bu tarihçiler baş tenkit olarak Sezar'ın birçok araziyi kabile idarecilerinin elinden alıp Romalı idaresi altına geçirmekle beraber buralarda yaşayan kabile halklarının gönlünü kazanıp onların kendilerini Romalı olarak görmelerinin sağlamadığını vurgulamaktadırlar. Buna iyi bir örnek, Jül Sezar'ın hayatının en iyi modern Fransız tarihçisi olarak bilinen "Carcopino"'nun görüşüdür. Carcopino Sezar'a genel olarak tenkitçi gözlerle bakmaktadır. Carcopino'ya göre Sezar İtalyan yarımadası merkezli Roma dünyasının kendi başarılarından şaşırtıcı olarak etkilenmesini istemekte idi. Roma hukuku ve kanunları Sezar'a Galya arazilerini Romalılar adına fethetmeye ve bunun Galyalılar ülkesini devamlı harp atmosferine getirmesine hiçbir hukuki hak tanımamakta idi. Carcopino onun pratikte Galyalılara nispeten bağımsız idare bağışlaması onun Galyalıların savunmacısı olduğunu anlamına gelmediğine de işaret etmektedir. Sezar yine Galyalılara zarar veren bir Galya fatihi idi ve bu fetihler için Galyalılar Sezar'ın Roma lejyonlarının yaptıkları yüksek zarar ve harcamaları yüklenmeleri gerekmişti. Fakat Carcopino, yine de Sezar'ın bu askeri seferlerinin ve inanılmaz galibiyetlerinin kendi lejyoner askerlerinin Sezar'a karşı şahsi psikolojik bağlarını çok güçlendirdiğini kabul etmekte ve Sezar'ın bu dönemde kendi askerleriyle kurduğu bu bağların sonraki siyasal hayatında onun Roma diktatörü (hatta imparatoru) olmasına önemli şekilde etkide bulunduğunu belirtmektedir.[19]
Jül Sezar o yıl sona ermeden sahil ve gemi işleyebilir nehirler kenarında kışlak ordugahlarda bulunan komutanlarına (o yıl (MÖ 55) büyük emekler sarfederek yeni gemiler yapmalarına ve eski gemileri de devamlı bakım ve tamir ile istenirse hemen kullanılabilir bir halde tutmaları için emirler verdi. Bundan sonra Sezar önce her yıl yaptığı gibi Roma Cumhuriyeti'nin başkenti olan Roma'ya gitti. Orada bir müddet kaldıktan sonra İtalya'dan kendinin valisi olduğu "Cisalpina Galya" ve "İllirya" eyaletlerine geçti. İllirya'da iken Adriyatik Denizi sahillerini ve hatta Akdeniz'i kasıp kavuran korsanları kovalama ve yakalama ile uğraşması gerekti. Bu korsanları ortadan kaldırmaya çok önem vermişti. Bu uğraşta kendine ve Roma devletine devamlı karşı olan korsanları yakalatıp, astırıp öldürüldü ve kendinden aman ve özür dileyen korsanları ise af etti.
Triumvirliğin ve Sezar'ın idari ve askeri yetkilerinin uzatılması
MÖ 56'dan itibaren Roma Cumhuriyeti'nin en yüksek siyasi görevi olan konsüllük için aday olan Lucius Domitius Ahenobarbus, Senato'da ileri gelen üyelerden olan Genç Cato ve Marcus Tullius Cicero desteği ile Sezar'ın kendine verilen iki eyalet valiliği ve buralardaki lejyonlar komutanlığını içeren yüksek devlet görevinden azledilmesini ve yerine bir başkasının Senato tarafından tayin edilmesini içeren bir siyaset programı önermeye başladı. Görevleri Galya'da bulunan ve buralarda gayet iyi tutunmuş bulunan Sezar, Senato'da önemli hiziplerin liderleri olan ve böylece Roma Cumhuriyeti'nin idaresini ellerinde tutan Marcus Licinius Crassus ve Gnaeus Pompeius Magnus'la Lucca Konferansı'nda görüşüp "Birinci Triumvirliği" yenileyip birleşik desteklerini alıp bu önerilere karşı durmayı başardı.
Yenilenen Birinci Triumvirlik esasları, eski anlaşmaya da uygun olarak, Pompey ve Crassus MÖ 55'te tekrar Roma Konsüllüğüne namzet olup seçilmelerini ve Sezar'ın Galya valiliklerinin ve lejyon komutanlıklarının 5 yıl daha uzatılmasını önermekte idi. O konsüllük yılı sonunda Crassus çok siyasi önemi olan ve gayet büyük bir servet edinmesine yola açacak Suriye valiliğine atanacaktı ve bu valiliğin askeri ve vergi kaynaklarını kullanarak doğuda Part İmparatorluğu'nu eline geçirmesi için ona bir üs sağlayacaktı. Pompey ise Romalılar elinde bulunan İberik yarımadasındaki Hispania eyaletini orada bulunmadan idare edecek ve bu eyaletin kaynaklarını şahsen kontrolü altında bulunduracaktı.
Ünlü antik Romalı biyografiler yazarı Plutarkhos'un Paralel Yaşamlar adlı ünlü eserinin Pompey'in hayatı hakkındaki bölümünde bunu takip eden sonuçları şöyle açıklamaktadır:[23]
".. Ahenobarbus ve Cato açık forum'da saldırılara maruz kaldılar ve siyasi kampanyalarına devam etmeleri imkansız oldu. Sezar'ın desteği ile MÖ. 55 yılı için Konsüllük seçimlerini Pompey ve Crassus kazandı ve ikinci kez konsüllük görevine atandılar.."
Cicero'nun Pompey'e nakdi borçları bulunmaktaydı ve Pompey biraz ihtar ve biraz tehdit ile Cicero'yu kardeşi olan Quintus aracılığı ile bu borçları dolayısıyla kendine karşı olmaması gereğine uyardı. Böylece Cicero, Sezar'ın Galya'daki idari ve askeri yetkilerinin yeniden 5 yıl daha uzatmak için geçirilen kanuna Senato'da hiçbir itirazda bulunmadı.
Britanya'ya ikinci sefer için hazırlıklar
Ana kaynak': Jul Sezar, Gallia Savaşı Kitap V. Bölüm. 2-7
Sezar İllirya'da "Pirustes" ile ilgili sorunları hallettikten sonra tekrar Galya'ya geçerek Belçika Galyası'ndaki lejyonların ordugahlarına döndü. Burada Manş Denizi sahillerinde "Portus İtibus (günümüzde Boulogne)" limanında bulunan 600 parça irili ufaklı gemiden oluşan yeni Romalı deniz filosunu da gördü ve bu filo ile çok ilgilendi.
Romalılar tabiliğinden ayrılmaya karar vermiş olan Trevirler üzerine 4 Romalı lejyon ve 800 atlı süvari birliği ile yürümeye karar verdi. Bu kabile artık Sezar'ın gönderdiği emirleri uymamaya başlamıştı ve Sezar Galya'da yerleşik olan bu kabilenin Ren Nehri'nin karşı kıyısındaki German kabilelerden destek almış; hatta Ren Nehri'ni geçip savaşçılar ile takviye olduğundan çok şüphelenmekteydi. Bu kabilenin ileri gelenlerinden olan iki kişi, Indutiomaros ve ingetorix, kabilenin Romalılardan bağımsız olmasını istemekte ve bunu sağlamak için daha fazla savaşçı desteği sağlamaya çalışmaktaydılar. Bunu öğrenen Sezar her ikisinden de kendine biat etmelerini istedi. Cingetorix Sezar'ın bu isteğini hemen kabul etti; ama Indutiomaros bağımsızlık için savaşçı toplamaya devam etti. Fakat sonunda o da Sezar'a biat etmeyi kabul etti. Trevirler Roma ordusunun harekâta geçtiğini haber alır almaz Romalılara rehineler gönderip bir vasi kabile olduklarını kabul ettiler. Sezar Cingetorix'e bu kabilenin reisi olarak görev verdi. Ama bu rakibi olan Indutiomaros'u çok kıskandırdı ve onun yeni reisine düşman olmasına yol açtı.
Sezar Romalı ordusu ile yine Portus Itius'a döndü. Orada ordusuna çok değişik kabilenin genellikle soylu genç üyelerinden oluşan 4000 kadar Galyalı süvari katıldı. Bu sırada nerede ise bir aya yakın dönem uygun rüzgarların olmaması nedeni ile Romalı deniz filosu limanda kalmıştı. Galya'daki askeri ordugahlar bu sıralarda gayet sakin idi. Bu takviyeli ordu ile bu sefer Sezar, ayni bir ayaklanma çıkmasını önlemek için Bretonya'ya üzerine denizden gitmeye karar verdi. Sezar'a süvari olarak katılan Aedular arasında bulunan Dumnorix Galya dışında savaşmaktan çekinmekte idi. Sezar askerlerine gemilere yüklemeye başlayınca Dumnorix ve onun yandaşları Eduen'li süvariler Romalı ordugahından ayrılıp kendi kabilelerine geri dönme kararı aldılar. Fakat Sezar bunu verilen yemini bozarak askerlikten kaçma olarak değerlendirip bunları idam etmekle tehdit etti. Bunun üzerine Aedular kararların değiştirdiler.
Britanya'ya ikinci sefer
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap V. Bölüm. 8-22
Aedular'le çatışmalar sona erdikten sonra Sezar, sulh sükunu korumak, limanları savunmak ve devamlı iaşe ve tedarik sağlamak üzere Titus Lebienus'u üç lejyon ve 2000 kişilik bir süvari birliği ile orada bıraktı. Sezar beraberindeki 5 lejyonu ve 2000 süvariyi gemilere bindirdi ve Büyük Britanya adası kıyılarına gitti. Britanya sahillerinde hiçbir direniş görülmedi. Sezar'in filosu bir nehre girdi. Sezar gemileri korumak için Quintus Atruius komutasında 10 kohort lejyoner ve 300 atlı süvariyi geride bırakıp kara içine yürüyüşe ve Britanyalılar'ı bir tepeye doğru kovalamaya başladı. Bu akarsu kıyısından Romalı süvari birliği Britanyalı piyade birliklerini ve savaşçı at arabalı birliğini su kenarına geriletti ve sonra geri çekilmeye başladı. Britanyalılar hazırlamış oldukları mevzilere çekilemediler. Romalı "Lejyon VII Claudia" askerlerinin kalkanları ile birbirini koruyan "kaplumbağa savunması (testudo)" düzeni ile karşılaşınca Britanyalılar geri çekildiler. Sezar geri çekilen Britanyalıları kovalamaktan kaçındı. Romalıların kurmuş olduğu korunaklı ordugahı pekiştirmek ile uğraşmayı tercih etti.
Ertesi gün Sezar piyade ve süvari birliklerini üçe ayırdı ve bu üç ayrı müfreze ile üç koldan kaçmış olan Britanyalılar'ı kovalamaya yöneldi.
Ama bu sırada Roma filosunu korumakla görevli olan Quintus Atrius'dan kötü bir haber Sezar'a erişti. Şiddetli bir fırtına bir ırmak kenarında demirlenmiş olan Sezar'ın filosuna büyük zarar vermişti. Sezar gemi filosuna olan bu zararlarının ya gemilerin tamir edilerek veya yeniden yapılarak telafi edilmesi emrini verdi ve bu görevi "Titus Labienus"'a verdi. Bundan sonra filosunu daha korunaklı bir sahile çekilmesine emir verdi.
Korunaklı Roma kampına geri döndüğü zaman tüm Bretonyalıların, Britanya adasında Thames Nehri kuzeyindeki bir kabilenin lideri olan "Cassivellaunus"'un tek komutanlığı altında birleşmiş olduğu haberini aldı.
Romalı süvari birlikleri ile karşılarında bulunan ve devamlı olarak atlı harp arabaları tarafından takviyeli Britanyalılar birlikleri arasında çıkan yeni çatışmalar Romalılara yerel askeri üstünlük sağlamaktaydı. Ama Britanyalılar'ın kullandıkları taktikler Romalılar'a bir sürpriz olmakta idi. Britanyalılar birdenbire bir sürpriz baskın taarruzuna geçmekte ve aynı hızla geri çekilebilmekte idiler. Böylece bazı Romalı süvari birliklerini sürprize alarak onlara asker zayiatı vermekte ve Romalı büyük bir süvari birliği desteği gelince Britanyalılar muharebeden hemen çekilmekteydiler. Britanyalılar küçük müfrezeler halinde harekât yapmakta ve büyük birlikler olarak çatışmaya girişmemekteydiler. Ancak bir kere Britanyalılar tüm askeri birlikleri ile yemek ve dinlenme molası almakta olan Romalı lejyonuna taarruza geçmişler, ama bu pozisyonda bulanan Romalılara karşı tutunamayarak taarruzları şiddetli geri püskürtülmüştü.[8].
Savaşmayı sona erdirmek için Sezar, Britanyalıların yeni tek komutanı olan Cassivellaunus'in kendi arazilerine hücumunu teksif etmeye karar verdi. Bu nedenle Thames Nehri'nden kuzeye geçmesi gerekmekte idi ve bu bölgede bu nehri yürüyerek ve atla geçecek tek sığ nehir geçişi bulunmakta idi. Bu nehir geçişi Romalılar için güç olmakla beraber bu geçişten sonra Romalı ordusu Britanyalıları bir muharebede tekrar hezimete uğrattı. Britanyalı savaşçı birliklerinin süvari desteğinde olan piyade lejyon birliklerine karşı çıkamayacağı bu sonuçtan iyice ortaya çıktı. Bir meydan muharebesinde Romalılara karşı duramayacağını anlayan Cassivellaunus tekrar küçük müfrezelerle Romalılara baskınlar yapma; Sezar'a iaşe sağlamak için araziye yayılan küçük Romalı iaşe tedarik birliklerine hücumlara ve Sezar'ın geçebileceği her yörede zahire ve diğer ıaşe stoklarını tahrip etme taktiklerine geri döndü. Ama Britanyalılar arasında çıkan iç mücadeleler Romalıların iaşe eksikliğini ortadan kaldırdı. Çünkü Britanyalı Trinovantlar Romalılar biat etti ve onlara zahire ve hayat yemi sağladı. Bu kabileyi Cénimagneler, Segontiaklar, Ancalitler, Bibroklar ve Casslar da bu kabileyi takiben Romalılara biat edip Romalılara iaşe desteği sağlamaya geçtiler.
Cassivellaunus doğal olarak korunaklı ve kendi askerleri tarafından özel savunma mevzileri hazırlanmış olan bir savunme mevkiine çekildi. Fakat Britanyalı savaşçılar bu mevkiyi bile ilerleyen Roma ordusuna karşı savunamadılar ve bu korumalı mevki de Romalılar eline geçti.[24]
Cassivellaunus, Manş Denizi'nin öte yakasında Bretonya sahillerinde bulunan, kabile reisleri "Cingetorix", "Carvilios", "Taximagulos" ve "Segovax" komutasi altında bulunan Galyalı savaşçılardan kendine destek vermelerini istedi. Fakat buralardan gelen sahillere gelen savaşçılardan oluşan bir büyük bir birlik Romalı filosunu muhafaza ile görevli olan Romalı kohortları tarafından geri püskürtüldüler. En nihayet Cassivellaunus ülkesinin arazilerinin Romalı lejyonları tarafından tamamıyla yakılıp yıkılıp tahrip edileceğinden korktuğu için "Commios" aracılığı ile Sezar'a biat edeceğini bildiren bir mesaj gönderdi. Sezar, Britanyalılar'ın verecekleri yüksek tazminat ve Romalılara gönderecekleri yüksek sayıda uygun rehineler karşılığında bir barış antlaşması isteklerini kabul edeceğini hemen bildirdi. Sezar kışın yaklaştığını görüp lejyonlarının Manş'ı geçip Galya'ya geri dönmesini çok istemesinden dolayı bu barışı gayet acele olarak kabul etmişti. Britanyalılar istenilen rehineleri gönderir göndermez Sezar hemen lejyonlarını filosunun gemilerinin bulunduğu sahillere çekti. Bu arada filonun gemilerine istenilen tamirat yapılmış ve su ve yiyecek kumanyaları hazırlanmıştı. Lejyonlar hemen hazır olan filo gemilerine doldurularak Manş Denizi üzerinden Galya'ya geçirildiler.
Sonuç olarak Jül Sezar Britanya adasına yaptığı bu ikinci seferde de Britanyayı fethedip işgal ederek Roma'nın bir eyaleti haline dönüştürmekten kaçınmıştı. Fakat yaptığı bu seferle Britanya'da yerleşik olan Kelt kavimlerine büyük gözdağı vermiş ve Britanyalılar'ın yaşadığı adanın Roma'nın etki alanı içinde olduğunu vurgulamıştı. Aynı zamanda bu sefer Romalı lejyonlarının Kuzey Denizi kıyılarında gayet büyük zaferler kazandığını açıkça göstermişti. Bu seferden sonra Britanyalılar ile Romalılar arasında gayet çoğalan diplomatik ve ticaret ilişkiler meydana çıkmış ve bu yakın bağlantılar MS 43'te Romalıların bu adanın fethedilmesini gayet kolaylaştırmıştır.[25].
Galya'da genel ayaklanmalar
Ana kaynak: Jul Sezar, Gallia Savaşı Kitap V. Bölüm.23-55
Jül Sezar Galya'ya geri döndüğünde Galyalıların "Samarobriva"'da toplanmış olan kabileler genel meclisine katıldı. Ayrıca önceki yıllarda yaptığının aksine, lejyonları bir merkezde toplamayıp değişik kışlık ordugahlara değişik lejyonları gönderdi. Buna sebep o yılın çok kurak geçip zahire hasadının çok kötü olması ve birçok Galya bölgesinde kışın açlık tehlikesi doğması idi.[26]
O kış için Galya'da Romalı lejyonlar; komutanları ve kışlık ordugah yerleşkeler yerleri şunlar oldu:
- Caius Fabius: bir lejyon; Morenler arazilerinde ;
- Quintus Tullius Cicero: bir lejyon; Nerviler arazilerinde ;
- Lucius Roscius: bir lejyon; Suebler arazilerinde ;
- Titus Labienus: bir lejyon; Remiler arazilerinde; German Trevirler'le sınırda;
- Marcus Crassus, Lucius Munatius Plancus ve Gaius Trebonius: üç lejyon, Belgalar arazilerinde ;
- Quintus Titurius Sabinus ve Lucius Aurunculeius Cotta: İtalya'da Po Nehri civarından toplanan askerlerle yeni kurulmuş olan bir lejyon ve ek olarak 5 kohort asker, Eburonlar arazilerinde.
Galya'da Romalı lejyonların kışlık yerleşkelerine yerleşmelerinden sonra Sezar İtalya'ya Roma'ya geri gitti.
Sezar'a karşı gayet sadık davranan Carnutlar kabilesinin reisi olan "Tastegois" bir komplo ile suikasta uğrayıp öldürüldü. Bu suikastı organize edenleri bulup cezalandırmak için "Lucius Munatius Plancus" bu kabile üzerine gönderildi.
Ambiorix ve Catuvolcos komutaları altında olan Eburonlar önce Belçika Galyası'ndaki kendi arazilerine kışlık ordugah kurup yerleşmiş olan Romalı lejyonlara erzak sağlayarak destek vermişlerdi. Fakat Romalılar kışlağa girdikten iki hafta sonra bu kabile savaşçıları ve onlara destek veren diğer kabileler Quintus Sabinus Titurius ve Lucius Cotta Aurunculeius komutası altında bulunan Romalı kışlık ordugahına bir hücumda bulundular. Ama buradaki Romalı lejyon ve kohortları bu hücumu geri püskürttüler. Romalı komutanlar Ambiorix'e bir elçi göndererek bu hücumun tek bir kabilenin hücumu olmadığını anlayabilineceğini; bu hücumun Galyalı kabilelerinin bir koalisyon olarak genel olarak Galyadaki Romalılara karşı bir ayaklanması olarak kabul edileceğini; ve bu genel ayaklanmaya karşı koyup bastırmak için Sezar'ın Galya'da bulunan tüm Romalı birliklerini birleşip Romalılara karşı hücuma geçenlere karşı durup sonunda onları tepeleyecekleri tehdidini Ambiorix'e açıkça bildirdiler. Eburonlar arazisinde kışlık ordugahta bulunan Romalı komutanları aralarında yapılan toplantılarda bu konu ve German kabilelerini Ren Nehri'ni geçip Eburonlar'a destek sağlayabilecekleri tehdidini uzunca olarak tartıştılar. Bu toplantı sonunda Quintus Sabinus Titurius ve Lucius Cotta Aurunculeius komutasındaki 1 Romalı lejyon ile 5 kohortun böyle bir genel ayaklanma tehdidine karşı bu kışlık ordugahta tutunamayacaklarına karar verildi. Bu Romalı ordusu Eburonlar arazilerinde kurduğu korunaklı kışlık ordugahı terk edip diğer Romalı kışlık ordugahına geçiş için yürüyüşe başladı.
Fakat Ambiorix Eburonlar'ı Romalıların takip edecekleri yol üzerinden ilerletti ve Romalıların geçecekleri dar bir vadi olan "Geer Nehri" vadisinde (günümüzde Glons ile Boirs arasında) bir pusu kurdu. Romalılar buraya gelince Aduatica Muharebesi adı verilen muharebeyi başlattı. Romalılar ordusu, benzer sayıda ama daha iyi mevzilenmiş olan düşman askeri tarafından tuzağa düşürülüp dört bir taraftan sarıldılar. Muharebede çatışmalar bütün gün sürdü. Sonunda Romalılar'a sarılma altına alındılar ve bu Romalı askerlerinin hemen hepsi öldürüldü. Bu Romalı birliğinin komutanlarından olan Quintus Sabinus Titurius ve bir müzakere heyeti Amfrionix'le teslim olmak için müzakerelere gitmişti ve müzakereler başlamadan Galyalı komutan isteği ile silahlarını atttılar ve böylece silahsız iken saldırıya uğrayıp öldürüldüler. Lucius Cotta Aurunculeius ise elinde sılanı ile Galyalılarla savaşmakta iken öldürüldü.[19]
Ancak birkaç Romalı asker bu muharebeden öldürülmeden kaçmayı başardı. Rolak'ta lejyonlarının korunaklı ordugahına yetişerek olanı kamp komutanı Titus Labienus'a bildirmeyi başardılar. Titus Labienus ordugahtaki askerleri toplayıp Romalıların silah arkadaşlarının başına gelen felaketi onlara açıkladı: Eborunlar kabile reisi tarafından komuta edilen Eboronlar savaşçıları bu tuzak kurarak bir lejyon (Lejyon XIII Gemmina) ile 5 Romalı kohort, tamamıyla öldürülüp elimine edilmiş; komutanlar Quintus Sabınus Titurius; Lucius Cotta Auruncüleius ile 2 yüksek rütbeli subay öldürülmüştü.[8][19]
Eburonlar ve Ambriorix'in Aduatica Muharebesi 'nde Romalıları yenik düşürüp bir Romalı lejyonnu elimine etmeleri haberi Galya'da yayılmaya başlayınca Galya'nın tümünde bulunan kabilelerin Romalılara karşı hislerini açığa çıkartıp onlara karşı çeşitli direnmeler uygulamaya başladılar.
Ambiorix'in Romalılara karşı galibiyeti üzerine Galyalıların ayaklanmaları başında "Quintus Tullius Cisero'nun kışlık ordugahları bulunduğu arazilerde yaşayan Aduatuclar ve Nerviler kabilelerinin ve ayrıca Eburonlar'ın vasalı olan "Ceutronlar", "Grudiler", "Levaklar", "Pleumoxiler" ve "Geidumnlar"'in ayaklanma harekâtları gelmektedir. Bu kabileler birleşip Quintus Tullius Cisero'nun kışlık ordugahlarına hücuma geçtiler. Cicero bu hücumlara karşı koyup onları geri püskürttü ve ordugahın mevzilerini daha da pekiştirdi. Bu koalisyon yine de devamlı her gün ordugaha hücuma devam etti. Bu arada bu Galyalılar Sabinus ve Cotta'ya karşı uygulanan kandırma ve tuzak kurma taktiğini de uygulamaya koyuldular. Fakat Cicero Galyalıların, ordugahtan ayrılacak ordusunun barışçıl olarak diğer ordugahlara gitmeye izin verme vaatlerine uymadı ve kışlık ordugahından ayrılmaya yanaşmadı.[8][19]
Nerviler Tribün Titus Pullo ve Lucius Vorenus komutasında kışlık ordugahta bulunan Lejyon VII Claudia'yı kuşatma altına aldılar. Lejyon gün be gün direnişte bulunmakla beraber direnme gücü zayıflamakta idi. Quintus Cicero'nun Sezar'a gönderdiği haberleri taşıyan bir Galli köle ulak Nerviler tarafından yakalanıp Roma mevzilerinde bulunan askerlerin gözü önünde öldürüldü. En sonunda gönderilen bir Galli köle ulak kuşatmacılar arasından yakalanmadan geçip Sezar'a bir yardım isteyen mektubu ulaştırabildi. Sezar "Marcus Crassus" ve "Caius Fabius" emir vererek VII. lejyonun kurtarılması için kendinin komuta edeceği birliklerle yürüyüşe geçmelerini emrini verdi. Kendi yardımcı komutanı olan Titus Labienus'a da haber göndererek mümkün olan ivedilikle bu birliklere katılmasını istedi. Titus Labienus Trevirler tarafından kuşatma altında bulunduğu için Sezar'a katılamadı. Fakat Nerviler'e karşı savaşıp elimine edilmiş olan Sabinus ve Cotta'nın Romalı lejyonu ve diğer birlikleri hakkında öğrenip bildiklerini Sezar'a gönderdi. Bunun üzerine Sezar başında bulunduğu iki lejyonu cebri yürüyüşe geçirip biran evvel Nervi'lerin Lejyon VII'yı kuşatmasına destek vermeye karar verdi.[8][19]
Nerviler bu Romalı birliğinin üzerlerine geldiği haberini alır almaz kışlık ordugah kuşatma mevzilerinden ayrılarak Sezar komutası altındaki lejyonlara taarruza geçtiler. Sezar'ın bildirdiğine göre bu Galyalı ordusu mevcudu 60.000 kişi idi ve kendi emri altında bulunan Romalı lejyoner sayısı 7.000 kişi idi. Sezar, Quintius Cicero'nun ordugahına karşı tehdidin ortadan kaldığına pek memnun oldu. İki Roma lejyonu için yeni bir korunaklı kamp yaptırdı ve askerlerini bu kamp içine çekti. Sayı üstünlüğü dolayısı ile Galyalılar fütursuzca bu korunaklı kamp mevzilerine hücuma geçtiler. Fakat Romalılar kampı gayet iyi savunarak hücum eden Galyalıları hezimete uğratıp gayet büyük zayiata verdirdiler. Sezar ilerleyerek Lejyon VII ile buluştu.[8][19]
Diğer taraftan "İndutiomarus" komutası altında bulunan Trevirler Titus Labienus'ün lejyonun bulunduğu kışlık ordugaha uyguladıkları kuşatmadan çekildiler. Sezar "Samarobriva" kenti civarında üç lejyon ile birlikte Galya'da kışı geçirmek için kışlık korunaklı ordugaha geçti.
Bir başka Romalı birliği olan Lejyon XIII Gemina ve komutanı "Lucius Roacius" işe Brötanyalılar'ın hücumuna maruz kalmıştı. Ama Nerviler'in Sezar tarafından hezimete uğratıldığı haberi onlara erişince bu hücum durduruldu.
İnditiomarus'un reisi olduğu "Trevirler" Germanyalı kabilelerden askeri yardım için haberler gönderdi. Aynı sıralarda Romalılara daha önce ayaklanmış ve o zaman da yeniden ayaklanmaya hazır olan Senonslar, Carnuteler, Nerviler ve Aduatuclar'dan destek buldu. Bu kabileler koalisyonu Titus Labienus'ün komutası altındaki Roma ordusuna karşı yürümeye karar verdi. Titus Labienus içinde bulunduğu korunakalı ordugahın mevzilerini daha da pekiştirmişti. Aynı zamanda Romalılara sadık kalan Romalı Galyalı süvariler birliğini, özellikle Trevir "Cingetorix" komutasında bulunan Romalılara sadık süvari birliğini, Romalı lejyonlerle birlikte koordine ve komuta etmeye önem verdi. Üzerine gelen ayaklanmış Trevirlere karşı Titus Labienus bir meydan muharebesi yapıp tüm güçlerini tüm ayaklanmacılara karşı kullanmaktan sakındı. Birkaç kohort Romalı piyade birliği ile takviyeli Romalı süvarileri kullandı. Bu Romalı takviyeli süvari birliğine Trevir'lerien süvarilerine karşı gelip; onları yenip, elimine edilmelerini; çarpışmalardan kaçırılmalarını ve Galyalılara süvarileri arasında bulunduğu öğrenilen Trevirler komutanı İndutiomarus'u (onun Galyalı piyadelere hücum etme emrini vermesinden önce), öldürülmesi görevleri verdi. Labienus'ün bu planı Romalı ve Galyalı müttefik süvari birlikleri tarafından gayet ustaca uygulandı. Romalı süvari hücumu Galyalı süvarileri büyük bir hezimete uğrattı ve bu Galyalı süvariler içinde bulunan İndutiomarus da elemine edildi ve Trevirler ve müttefikleri süvarileri Romalı süvariler tarafından takip edilip onlara büyük zayiat verdirildi. Böylece komutansız kalan ayaklanmacı piyade Trevirler ve müttefikleri savaşçıları dağılıp kaçmaya başladılar. Bu Belçika Galyası eyaletinde ayaklanmaların asgari o sene sonuna kadar durması ile sonuçlandı.[8][19]
Menapiler ve Treverler
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VI. Bölüm. 1-8.
Jül Sezar ile birlikte Roma Cumhuriyeti'ni fiilen idare etmek için kurulan üçlü siyasi ittifak olan "triumvirlik" idaresi MÖ 54 yılında biraz değişiklik gösterdi. Sezar yine önceki eyalet valiliklerini ve lejyon komutanlıklarının da görevlerinde devam etti ve Galya'yı Romalıların eline geçirme politikasını uygulamakta devam etti. Diğer iki triumvurlik üyesi ise daha önceki yıl yaptıkları "konsüllük" görevinden sonra kendilerine verilmiş bölgeler üzerine eğildiler. Diğer triumvirlik üyesi olan Crassus "Asya" eyaletini idare etmek için Anadolu'ya geçti. Bu eyaletten Güney Anadolu'dan İran ve Suriye üzerinde hüküm süren Partlar üzerine hücumlar yapıp; onları yenip; Suriye'yi fethedip orayı bir Roma eyaleti yapma planları ve istila hazırlıkları yapmaya başladı. Böylece Sezar'ın batıda Galya'da yaptığı fetihlere benzer zaferler kazanmayı hedef almıştı.
Pompey ise kendine verilmiş "Hispania" eyaletini ve "Romalı Afrika Eyaleti"ni idare etmeye, gönderdiği kendine yakından bağlı olan eyalet valileri ile devam etti. Kendisi Roma'da kalıp Roma Cumhuriyeti'nin iktidar merkezi olan başkentinde siyasi gelişmelerle yakından ilgilendi. Pompey emrine verilmiş olan 4 Romalı lejyonundan 2'sini bir isyan çıkması ile Galya'yi idare etmekte zorlanıp ve takviye isteyen Jül Sezar'a gönderdi. Sezar Galya ile uğraşmak zorunda olduğu için Roma'da siyasi ve merkezi idareyi Pompey'in eline bırakmak zorunda kalmıştı. Bu arada şuna da dikkati çekmek gerekir ki triumvirlik rejimin kuruluşunda Pompey ile Sezar arasında siyasi bağlantılar Pompey'in Sezar'ın kızı Julia ile evlenmesi ile pekiştirilmişti. Ama Julia MO 54 yılında doğum yaparken öldü. Buna rağmen Pompey ile Sezar arasındaki politik bağlar gayet sıkı olarak kaldı ve Pompey Sezar'ın Galya'da çıkan genel isyanlar ile uğraşırken karşılaştığı zor durumlarda devamlı olarak desteğini esirgemedi.[19]
MÖ 54 yılı kışında ortaya Galyalılar ayaklanmaları sonunda Sezar tüm bir Romalı Lejyonunu kaybetmiş ve diğer Romalı lejyonlarında da büyük zayiatlar olup bu lejyonların savaş güçlerinin zayıflaması gerçeği ortaya çıkmıştı. Ordusunda bu eksikleri telafi etmek için Sezar yeniden asker toplamaya başladı. Kaybettiği "VIII. Lejyon Gemma"'yi yeni askerle kurdu. Trimvur olan Pompey kendine bağlı olan iki Romalı lejyonunu ("XV. Lejyon Apollinaris" ile "İ. Lejyon Germanica") Sezar'ın emrine verdi. Böylece Sezar'ın zaten komutası altında bulunan üç lejyonu ile Sezar'in Romalı lejyoner askeri gücü, Aduatuca Muharebesi sırasındaki Roma lejyoner gücünün iki misline çıkartıldı. Böylece Sezar Galyalılar'a Romalılar'ın yeniden gayet hızla bir asker toplama gücünü olduğunu gayet pratik bir şekilde gösterdi ve böylece Galya'daki Romalılar idaresine karşı tedirgin olan Galyalılar'a bir gözdağı da vermiş oldu. Sezar bu gözdağını daha da pekiştirmek ve Galyalıların herhangi bir isyanını bastırma gücü olduğunu bir daha göstermek için ve iktidar inisiyatifini eline almak niyetiyle kuzey Galya'da bir cezalandırıcı sefere de çıktı.[19]
Titus Labienus'un uyguladığı plana göre İndutiomarus'un öldürülmesine rağmen "Treverler" isyankar tutumlarında devam ettiler. Treverler, ayaklanmalarına Galyalılar'ın katılmalarını sağlamak için Galyalı kabilelere haber gönderdikleri gibi, Ren Nehri karşısında yaşayan German kabilelerinden de destek istediler. German asıllı Ambiorix önce onlara katıldı ve German kabilelerden önce "Nerviler", "Eduatuciler ve "Menapiler" sonra "Sénonlar" ile "Carnutlar" Treverler'e destek vermeyi kabul ettiler.[19]
Jül Sezar kendine karşı yeni bir Galyalı ve German kabileler koalisyonun kurulmasını önlemek için daha yaz gelmeden bir askerî harekâta başladı. MÖ 53 Mart'ında düşük rakımlı arazilerde yerleşik olan Nerviler üzerine yürüdü ve onların arazilerini tahrip etti. Nerviler Romalılar'a teslim oldular.[27]
Her yıl bahar aylarında toplanan "Genel Galyalılar Meclisi" o yıl Parisiler kabilesi merkezi olan "Lütece"'de (günümüzde Paris) toplandı. Senonlar Parisiler kabilesinin yakın komşuları idi. Sezar da bu toplantıya katıldı. Fakat bu Galyalılar meclisi toplantısına Treverler"; "Senonlar" ve "Carnutlar" adlı Galyalı kabileler katılmamışlardı. Bu katılmayan kabileler Romalıların Galya idaresine karşı olanlardı. Bu bir ayaklanmaya işaret etmekteydi. Bu üç kabilenin ayaklanması Senon'ların "Acco" adlı kabile reisi komutası altında olduğu bilinmektedir. Sezar Nisan sonunda Romalılara daima sadık olan "Remiler" kabilesinin savaşçılarının desteği ile emrindeki tüm lejyonlarla Senonlar üzerine yürüdü. Senonlar ve müttefiki kabile olan "Aedular" Sezar'dan aman dileyip rehineler gönderdiler. Sezar sonra "Carnutlar" üzerine yöneldi ve onlar da aman dileyip Romalılar idaresini kabul ettiler.[19]
Galyalı kabileler olan Senonlar ve müttefiklerinin ayaklanması bastırıldıktan sonra Sezar 5 lejyonu ile önde ve diğer Romalı ve müttefik Galyalı birlikleri ve ordu bagajı ile başlarında Sezar'ın ikinci komutanı olan Titus Libenus Galyalılara destek veren Ambroix komutasındaki German kabileler olan Treverler, Menapiler ve Eburonlar üzerine yürüdü. Önce Menapiler arazisine giren Romalı ordusu bu arazileri yakıp tahrip etti. Menapiler Sezar'dan aman dileyip teslim oldular. Sezar teslim olan Menapiler'i Atrepeler asıllı "Commios" muhafızlığı altına koydu ve Romalı lejyoner ordusu ile Treverler üzerine yürüdü.[19]
Treverler önceki kendi arazilerinde kışlık ordugahla ordusu ile kalmış olan ve bu seferde artçı birliklere komuta eden Sezar'ın ikinci komutanı Titus Labienus'a karşı hücuma geçmeye karar verdiler. Labienus bir akarsu kenarında yürüyerek German kabilelerinden Treverler sağladığı destek birlikler daha gelmeden bir korunaklı ordugah kurmayı başardı. İki ordugahı ayıran bir akarsu bulunmaktaydı. Labienus ertesi gün bir aldatmaca yapmaya karar verdi. Emrindeki Romalı ve Galyalı ana Romalı ordusunun artçı birlikleri ile ordugahtan çıkarak akarsu kenarında yürüyüşe geçti. Treverler birlikleri onları takibe başladı. Bir nehir kavisinde takip eden Treverler birliklerinin ileri görüşü imkânsız iken Labienus Romalı birliklerini geri döndürdü. Kavisi dönmekte olan ve pek ihtiyatlı ilerlemeyen Trevers'ler üzerine birden yüklendi. Bu beklenmedik taarruz üzerine dağılıp kaçmaya başlayan Treverler birliklerini üzerine Labienus Romalılara bağlı süvarilerle kovalamaya başladı. Trever'ler savaşçıları büyük zayiat verdiler ve birçoğu esir alındı. Bu muharebeden 10 gün sonra da ayaklanmacı Treverler Sezar'a teslim oldular. Sezar bu kabilenin reisi olarak Romalılar'a sadakatinden dolayıyla kabile reisliğinden atılmış olan "Cingetorix"'i tekrar kabile reisi olarak atadı ve onlara tekrar bağımsızlık sağladı.[19]
İkinci defa Ren Nehri geçişi
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VI. Bölüm. 9-29.ı
İkinci komutanı olan "Titus Labienus"un Treverler'e karşı zaferinden sonra Jül Sezar ikinci bir defa olarak Ren Nehri'ni geçerek orada bulunan German kabilelerine hücum etmeyi kararlaştırdı. Bu surette hem Galyalı isyancılara destek sağlayan German kabilelerini cezalandırmayı hem de tüm bir Romalı lejyonunun kaybına sebep olan muharebede düşman komutanı olan Ambiorix'den bu kaybın intikamına almayı hedeflenmişti. Önce Romalı istikham subayları ilk defa Ren Nehri üzerinde inşa ettikleri köprünün bulunduğu aynı mevkide birkaç gün içinde yeni bir köprü inşa ettiler. Sezar köprüyü muhafaza etmek için köprünün her iki tarafında güçlü birer muhafız birliği yerleştirerek komutası altında bulunan lejyonlarla Ren Nehri'ni Treverler arazisinde bulunan Galya tarafından Germanya tarafına geçti. Komutası altında eskiden beri Romalıların müttefiki olan ve bu bağları yenilemiş olan "Ubiler"'in tüm savaşçıları da bulunmaktaydı. Elde edilen haberlere göre "Süebler" Germanya'nın orta kısmında bulunan bir mevkide ordularını toplamışlardı.[8]
Jül Sezar bunu öğrenince bilinmeyen arazilerden bu toplu Süebler ordusu üzerine gitmenin hiç olmazsa iaşe ve levazım temin etme güçlüğü doğuracağını ve büyük olasılıkla düşmanın sürpriz baskınlar düzenleyeceğini; hatta bu baskınlarla ordusunun tümünü veye bir kısmını kaybedebileceğini düşündü. Bunların rizikosunu göze alamayacağına karar verdi. Bu nedenle ordusunu Germanya içine götürmekten sakınarak Ren Nehri kenarında yaptırdığı köprüye geri geldi. Tekrar Galya'ya geçip yaptırılan yeni köprüyü yıktırdı. Bundan sonra Ren Nehri kenarlarında "Gaius Volcacius Tullus" komutası altında 12 kohorttan oluşan güçlü bir Romalı muhafız birliği bıraktı ve Galya tarafındaki nehir kenarına birçok korunma mevzii yaptırılması için emir verdi.[8]
Eburonlar'ın imha edilmesi
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VI. Bölüm. 29-44.
Germanya dönüşünde Jül Sezar German Ambiorix üzerine yapılan bir seferde Ardenler ormanları içerisinden geçerek yürümeye karar verdi. "Minucius Basilus" komutasında güçlü bir süvari birliğini ordusunun önünde baskın birliği olarak kullanarak German liderine sürpriz bir baskın düzenlemekle ve bu liderleri öldürmekle görevlendirdi. Fakat Ambiorix bu sürpriz süvari baskının gelişini yakın akrabalarının verdikleri ikaz üzerine öğrendi ve Romalı süvari birliği gelmeden hemen kaçarak kendini kurtarmayı başardı. Fakat kaçtığında toplamış olduğu savaşçı ordusu ile buluşamadı ve Romalı birlikleri ile çatışmaya giremedi. Bu nedenle Ambiorix Romalılarla çatışma yerine saklanmayı tercih etti. "Eburonlar"ın diğer bir kabile reisi olan ve Sezar'ın kitabına göre yaşlı bir kişi olan Catuvolcos bu baskın sırasında Romalılar tarafından yakalanacağına intihar etmeyi daha uygun gördü.[19]
Düşmanı olduğu Germenlerin topraklarına esas ordusu başında eriştiği zaman Sezar'a "Segneler" ve "Conrular" adlı German kabilesinden elçiler gelerek "Eburonlar" ile "Trevirler" arasında yerleşik olan kendi kabilelerinin ayaklanmaya katılmadıklarını ne de Ambiorix'e ve savaşçılarına hiçbir destek sağlamadıklarını belirttiler.
Jül Sezar askerlerini şu kısımlara ayırmaya karar verdi:
- Quintus Tullius Cicero: Sezar lejyonlarının bagaj taşıyıcıların hepsi; "XIIV. Lejyon Gemini" ve 200 kişilik süvari birliği ile "Sabinus" ve "Cotta"'nın bir önceki kış inşa ettikleri, Aduatuca Muharebesi mevkinin hemen yakında ordugahta.
- Titus Labienus: 3 lejyon ile "Menapiler" sınırında kurulan ordugahta;
- Gaius Trebonius: 3 lejyon ile "Atuatuclar" sınırında bir ordugahta. Bu ordu birliklerine Atuatuc'lar arazilerini yakıp tahrip etme emri de verilmısıtı.[19]
Jül Sezar karşısında birleşmiş tek bir vücut German ordusu beklemekteydi ve bu orduya karşı galibiyet beklemekteydi. Fakat Germanyalı'ları ordularının savaşçıları gayet dağınık olup küçük birlikler ve hatta savacı grupları olarak Germanya toprakları üzerinde çok yayılmış şekilde yerleşik idiler. Sezar Germanlara bir gözdağı verip onları korkutup savaştan yıldırmak hedefi ile dikkatini Aduatuca Muharebesi'nde Romalı lejyonlarını elemine eden Eburonlar üzerine teksif etti. Bu kabileyi tümüyle imha etme kararı aldı. Bu hedefe erişebilmek için Sezar kendi Romalı birliklerini ormanlar içinde düşman aramasını uygun bir strateji olarak görmedi. Çok yaygın ve dağınık olan Eburonlar savaşçılarını bulup onlarla ile doğrudan doğruya çarpışmak için çok daha büyük Roma orduları gerekmekteydi. Bunun için emri altındaki Romalı lejyonların yetişmediği aşikardı. Sadece Romalı lejyoner askerlerden oluşan Romalı ordusu yerine Eburonlar üzerine hücum etmeyi Galyalı savaşçılarla takviye edilmiş bir Romalı ordusu ile yapmak zorunda idi. Bu nedenle diğer Galyalı kabilelerden askeri destek istedi. Bu askeri desteği veren kabilelere kendi buldukları her ganimet kaynağından topladıkları çapulcu mallarının kendilerine kalacağını kabul ettiğini bildirdi ve toplanacak merkezi ganimetten de bir kısım vadetti.[19]
Arazilerinde Tencterler ve Usupetler'in yaşamlarına izin veren gruplar dahil, Sugambre'ler, Eburonlar arazilerinin yağma edileceğini öğrenince Romalılara destek vermeyi kabul ettiler. Aynı zamanda Ren Nehri'nin karşı yakasında yaşayan Germen kabilelerden bile 2000 kadar atlı süvari grubu Romalıları desteğe geldi. Quintos Cicero Jül Sezar tarafından bu Romalı sefer ordusunun ağırlıklarını koruma komutanı olarak tayin edilmişti. Ona bağlı olan birlikler bölgeye erzak ve iaşe temin etmek için toplamacılıkla görevlendirilmişlerdi. Ama bunu sağlamak için Sezar Roma ordu geleneklerine aykırı olarak bunların serbestçe hareket etmelerine izin verdi. Fakat bu Romalılara katılmak için gelen German süvariler tarafından istismar edildi. Birliklerinden ayrılıp erzak ve iaşe toplamak için serbest kalan Romalı iaşeciler German süvariler tarafından yakalanarak elde ettikleri erzak ve iaşe malları German birliklerinin eline geçirilmeye başlandı. Bu Romalı ıaşe toplayıcılarını korkuttu ve onların bu toplama harekâtını mümkün olduğu kadar kısa tutmalarına neden oldu. Bu ise ana Romalı ordusunun erzak ve iaşe eksikliği çekeceği korkusunu yarattı. Sonunda Sezar erzak iaşe toplamayı düzgün bir hale getirmek amacıyla bu Alman süvarileri birlikleri üzerine gitmek zorunda kaldı ve bu süvari birlikleri de German arazilerine döndüler.
Sezar Eburonlar arazilerine girince ordusuna tüm köyleri yakıp evleri yıkmaları, tüm arazilerdeki ürünleri tahrip edip yakmaları, arazileri boş çorak hale döndürmeleri ve görülen insanları öldürmeleri için emir verdi. Roma ordusu Eburonlar'ın evlerinin arazilerini tahrip edip sanki hiç insan eli değmemiş boş araziye dönüştürdü. Bu yakıp yıkma harekâtında Roma ordusu iki "kohort" asker kaybetti. Sezar ordusuna Remiler merkez şehri olan "Durcortorum (günümüzde Reims)"e çekilme emri verdi. Burada Sezar bir Galyalılar halk meclisi toplantısı çağrısı yaptı. Bu toplantıda Senonlar ve "Carnuteler'i bir komplo hazırlamakla itham etti. Bunların reisi olan ve halk tarafından çok sevilip tutulan "Acco"'yu Roma tipi idama mahkûm ettirdi. Bu gereksiz ve hak hukuka uymayan idam kararı Galyalılar tarafından telin edildi.
Eburonlar'in çok vahşice imha edilişi ve Senonlar'a karşı ziyadesi ile ağır yaptırımların uygulanması yeni halk ayaklanmalarına yol açtı. Bunların başında Galya'nın tümünü Romalılara karşı birleştiren Vercingétorix ayaklanması oldu. Kendi kabilesi dışında bile gayet sevilip sayılan kabile reisi "Acco"'nun gayet korkunç bir şekilde idam edilmesi de Galyalılar'ın Sezar'ın idaresine karşı gelmelerine ve bir genel halk ayaklanmasına gönülden destek vermelerini ortaya çıkardı. Kabile reisleri gizli olarak ormanların en gizli yerlerinde toplanıp ayaklanma planları görüşmeye başladılar. Karnutlar Sezar ve Romalara karşı genel ayaklanmanın cezasını çekmeye başladılar.
MÖ 53 sonbaharında Sezar Keltlerin din adamları olan "druid"'lerin ana merkezi olan Chartres'da önemli Galyalı kabileler temsilcilerini bir "druid"ler genel meclis toplantısına çağırdı ve sonradan bu toplantıyı Lutetia'ya nakletti. Bellovaklar bu toplantıya iştirak etti. Parisiler, Senonlar, Autreicum'lu Carnutlar'a ve Belçika Galyalı Eburnlar ve Trevirler iştirak etmedi. Bu iştirak etmezliği bir bahane sayan Sezar bu hareketin bir savaş ilanı anlamına geldiğini iddia etti. Bu savaşı daha gelişmeden bastırmak hedefi olduğunu iddia edip lejyonlara bu iştirak etmeyip "güya" savaş ilan eden kabilelerden Senonlar üzerine yürüyüşe geçti. Senonlar ve ondan sonra Carnutlar hiçbir direniş göstermeden Sezar'ın lejyonları arazilerinde görününce. Aedular ve Remiler aracılığı ile, Sezar'dan aman dilediler. Bundan hemen sonra Belçika Galyalı Eberonlar ve Trevirler de Sezar'dan aman dilemekten geri kalmadılar.
Mevsim geçip kış mevsimi hemen gelmekteydi ve kışın askeri seferler yapılmamaktaydı. Sezar lejyoner Romalı askerlerini kışlık korunaklı ordugahlara gönderdi. İki lejyon Trevirler arazilerinde; 2 lejyon Lingonlar arazilerinde ve 6 lejyon da Senonlar arazilerinde kurulan korunaklı kışlık ordugahlarına gönderildiler. Sezar ise İtalya'ya dönüp başkentte kendine bağlı olan eyaletlerin bürokratik işleri ile uğraştı. Roma'da durum iyi değildi; bu sıralarda ortaya çıkan klikler arasındaki çatışmaların birinde "Publius Cladius Pulcher" öldürüldü ve bu birçok şehir içi isyanlar çıkmasına neden oldu.
MÖ 53'te Suriye'ye gitmiş olan triumvirlerden biri olan Crassus ve oğlu "Publius Crassus" Partlara üzerine Suriye'ye büyük bir askeri sefere çıktı. Bu seferde yapılan Harran Muharaebesi'nde Romalılar büyük bir mağlubiyete uğratıldılar ve baba oğul Crassus'lar her ikisi ve çok sayıda Romalı lejyonerler bu muharabede öldürüldüler.
Trimvirlerden diğeri olan Pompey'in karısı olan ve Jül Sezar'ın kızı olan Julia'da çocuk doğurmakta iken olmuştu. Böylece Sezar ve Pompey'in arasındaki aile akrabalık bağları kopmuş oldu. Sezar Pompey ile akrabalık bağlarını tekrar sağlamak için küçük yeğeni olan Octavia Minor Thurina" ile evlenmesini ve kendinin de Pompey'in kızı ile evlenmesini teklif etti. Fakat bu evlenmeler yapılmadı ve akrabalık yenilenmedi.
Ayaklanmanın başlaması ve Avaricum'un kuşatması ve fethi
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VII. Bölüm 1-33.
Jül Sezar tekrar İtalya'ya gitti. Burada taşra şehirlerinden yeni asker toplamaya koyuldu. Galya'da ise Galyalılar Sezar'ın Romalı idaresine karşı ayaklanmak üzere yeni bir kabileler koalisyonu kurmaya başladılar. Galyalıların bu yeni ayaklamasının ilk görüntüsü 23 Ocak'ta "Cenabum (günümüzde Orleans)" da Cotuatos ve Conconnetodumnos adlı reisleri altında Carnutlar'ın yaptığı bir pogrom ve katliam şeklinde oldu. Bu şehirde bulunan (ve çoğunluğu tüccar olan) tüm Roma tebalıların derhal şehri terk etmeleri istendi ve bunu hemen yerine getirmeyen tüm Roma tebaalılar öldürüldü.[8][19]
Bunun haberi çok hızla tüm Galya'da yayılıp haber tüm Galya'yı isyankar hale soktu. Bu haber özellikle Arvernler in önemli bir ileri gelen genç soylu savaşçı olan Vercingetorix etrafından birleşerek isyan etmelerine neden oldu. Senonlar, Parisiler, Piktonlar, Cadurklar, Turonlar, Avlerkler, Lemovicler, Andecavlar ve Manş Denizi ve Atlas Okyanusu sahillerinde yaşayan diğer Galyalı Kelt kabilelerinin hepsi ayaklanmaya katıldılar. Ayaklanmaya katılan kabileler kendilerin Romalılar karşı savaşa götürecek Büyük Lider olarak genç Vercingetorix'i seçtiler. Bitruglar bile, German asıllı Aedular'a tabi bir kabile olmakla beraber, bu ayaklanmaya katılmaya karar verdiler
Jül Sezar Galya'nın kuzeyinde bulunan Romalı güçleri başına gitmekten sakındı. Çünkü Galya'nın orta kesimlerinde ve daha başka kesimlerinde bulunan kabilelerin de Romalılar'a karşı sadakatlerinin şüpheli olduğunu ve fırsat bulurlarsa bunların da Galyalı ayaklanmacılara katılmaya hazır olduklarını bilmekteydi. Bu arada daha güneyde bulunan Rutenler; Nitioibroglar ve Galaller ayaklanan kabileler koalisyonuna katılmışlardı ve bunlar Roma'nın Transalpin Galya eyaletini tehdit etmekteydiler. Sezar İtalya'dan topladığı yeni askerlerden oluşan ordusuyla önce Transalpin Galya'ya geçti. O eyalette yerleşik bulunan Vlok Testosalar, Tolosatlar ve Rutenler kabilelerinin tehditlerini önlemek için "Narbo Martius (günümüzde Narbon)" şehrine gitti. Orada Romalı lejyon askerlerinin ordugahlarının da bulunduğu Helvetler arazilerine geçip bu lejyonların başına geçti. Vercingetorix Sezar'i Roma eyaletleri sınırları içinde tutmaya hedeflenmişti. Fakat orduları başında Sezar Helvetler arazilerinde bulunan "Cevenes" dağlık arazisinin sarp yollarından geçerek Arvenler kabilesi sınırlarına erişti. Bu dağlık arazinin ancak yaz mevsiminden geçilebileceği ve kış döneminde geçit vermeyeceği kabul edilmekteyken Sezar ordusu ile bu engebeli dağları geçip o zaman Romalılar müttefiki olan Aeduiler arazilerine girdi. Bu araziden geçip Lingonlar arazilerinde kışlık ordugahta bulunan Romalı Lejyonlara erişti. Böylece ayaklanmacı Gallilerin Sezar'ı ve lejyonlarını güneyde Roma sınırları içinde tutma planları suya düştü.[8][19]
Sezar'ın Galya'daki lejyonlarının başına geçmesini önleme planları altüst olmasIna rağmen Vercingetorix hiç yılmadan Romalılar'a saldırı planları uygulamaya devam etti. Bituriglar, Boiler kabilesine tabi vassal Aedular kabilesinin şehirlerinden birine hücuma geçtiler. Kış devam etmekteydi ve Sezar bu müttefiklerine destek vermesi gayet zor olacaktı. Ama eğer destek sağlamazsa ayaklanmacılara yeni fırsatlar sağlayacağını düşünerek mevsime bakmadan askerî harekâta geçti. Sezar emrinde bulunan 12 lejyon başına geçti. İki lejyonunu tüm Romalı ordusunun ağırlıklarının savunmasına bıraktı. Ordusuyla geri püskürtmek hedefiyle Vercingetorix ve Galyalı ordu üzerine hızla yürüyüşe başladı. Bu hızlı yürüyüşte Galyalı düşman birlikleri ile çarpışma yapmadan yanlarından geçerek ilerledi ve bu birliklerin Romalıların tedarik hatlarını sonradan kesebileceği rizikosunu yüklenmeyi göze aldı.[8][19]
Sezar, Senonlar şehri olan Vellaunodunum'u üç günde eline geçirdi. Sonra Carnutlar'ın şehri olan "Cenabum (günümüzde Orleans)" üzerine hedeflendi. Bu şehir önüne Romalı ordusu ile geldiğinde şehirliler büyük bir sürprize uğradılar. Sezar bu şehri de bir sürpriz hücumla eline geçirdi. Bu şehirde yaşayıp Sezar'ın hücumundan kaçmaya çalışanlar da sürprize uğramıştı. Sezar ve Romalılar şehrin ahalisini büyük bir katliama maruz bıraktı. Galyalılara karşı sadece intikam hisleriyle ve "diğerlerine ders olması" şeklinde terör yaratmak için yapılan ve binlerce masum kişinin hayatına mal olan bu Cenabum katliami ancak yüzyıllar sonra Cengiz Han'ın Moğol ordularının şehir fetihlerinde uygulanmıştır. Sezar ordusuyla bu katliamdan sonra Loire Nehri'ni geçti ve Biturigler arazilerine girdi. Önce Biturigler şehri olan "Novidium (günümüzde Nevers"' doğru yöneldi. Fakat bu şehir kendini desteklemeye gelmekte olan Galyalılar ordusunun öncü süvari gücüne dayanarak, Sezar'ıın Romalı ordusuna karşı direnişe hazırlandı. Romalılar öncüsü olan Romalı süvari birlikleri önce Galyalılar'ın öncü süvari birliği ile çarpışmaya hazır değillerdi. Ama pek bir zaman geçmeden 600 atlı bir Romalı takviye birliği de Roma süvarilerine katıldı. Bu gayet kısa bir zaman önce takviye almış olan Romalı süvarileri Galyalı süvarilerine karşı yapılan muharebede galip geldiler. Bu öncü süvari birlikleri çarpışmasında galip çıkan Romalılar Sezar'ın tüm ordusu gelince hemen "Novidium (günümüzde Nevers" şehrini ellerine geçirdiler. Sezar ordusu ile bundan sonra Bitruglar'ın en büyük şehri olan "Avaricum (günümüzde Bourges)" üstüne yürüdü.[8][19]
Galyalılar'ın bu başarısızlıklardan sonra Vercingetorix yeni bir taktik olarak yakıp yıkma taktiği uygulamaya başladı. Jül Sezar'ın Romalı ordusuna iaşe ve levazım tedarikini kesmek için bu ordunun en yakınında olan Galyalı kabilelerden Bitruglar kabilesine ait olan 20'den fazla şehir 1 gün içinde tümüyle tahrip edildi ve diğer birkaç aynı nitelikli Galyalı yerleşkeler de bu taktiğe uyularak yerle bir edildi. Sadece Galyalılar'ın çok değer verdikleri bir güzelliği olan Avericum şehri bu yakıp yıkma politikasından istisna tutuldu. Bu nedenle Sezar'ın orduları kuşatma altına aldıkları Avericum önlerinde iaşe ve erzak yokluğundan dolayı aç ve bitkin düşmeye başladılar. Romalılar müttefikleri olan Aedular tarafından bulunan iaşe ve erzak bir nebze buna çare olmaktaydı. Vercingetorix kendine bağlı ordusuyla Romalılar tarafından kuşatılmış şehir dışında ama yakınında bir tepede ordugahta bulunmaktaydı. Bu düşman Galyalılar ordugahlarını Sezar bir baskınla çabucak ele geçirmek için planlar yaptırdı. Ama bu ordugah bir tepe üzerinde olduğu ve ele geçirmek için bitkin ve aç Romalı ordusunda bulunmayan gayet büyük gayret gerektireceği anlaşılınca bu planları uygulamaktan vazgeçti. Romalı askerlerden daha az gayret isteyen şehri kuşatma harekâtına devam etti. Romalılar kuşatma makineleri olarak kullandıkları tahtadan yüksek tekerlekli kuleleri şehir duvarlarının biraz ilerisinde kurdular ve bu büyük kuleleri tam şehir duvarlarına getirebilmek için bu duvarlara yönelmiş gayet özel teras yollar yaptılar. Avericum'da kuşatmaya alınan savunucular ise huruc hareketleri ile bunların inşasını önlemek için çeşitli hücumlarda bulundular. Romalıların ilk hücumlarında kullanmaya başladıkları birkaç kuşatma kulesi tekrar tekrar savunucuların bu hücumlarında yakıldı ve Romalılar tarafından tamir edilip, yeniden yapılıp duvar önüne getirildiler. Savunuculara bu kulelerin üzerinde yürüdüğü teras ile yolları ve Romalı savunma mevzilerini çökertmek için bunlar altına tüneller delmeye ve bu tünelleri çökertip kuleler ve mevzilerin yıkılmasına sebep olacak tedbirlere de başvurdular.[8][19]
12 Romalı lejyonundan ve müttefik Galyalılar birliklerinden oluşan kuşatıcı Romalı ordusu yaklaşık 50.000 lejyoner ve 50,000 diğer savaşçıdan oluşmaktaydı. Bu büyük ordunun günlük iaşe ve erzak ihtiyacını karşılamak üzere orduya 500 ton levazım maddesi etraftan bulunup, toplanıp, kuşatmacılara nakledilip, dağıtılması gerekmekteydi. Şehrin dışında ama yakında bulunan bir tepede korunaklı bir ordugahta bulunan Vercingetorix süvari ve hafif piyade birliklerini kullanarak Romalı kuşatma ordusuna iaşe ve erzak sağlayan levazım araba konvoylarına zaman zaman baskınlar düzenleyip bunları tahrip edip kuşatıcı Romalı ordusuna erişmesini önledi.[8][19]
Romalı lejyon orduları Avericum şehir duvarlarına en son hücumlarını gayet kötü bir hava olan bir günde devamlı sağanak halinde yağan yağmur altında yaptılar. Şehrin Galyalı savunucu güçleri bu kötü hava şartları altında tam bir güçle Romalı hücumu beklememekteydi. Bu hücum şehir savunucularına tam bir sürpriz olmuştu. Ayni zamanda havanın gayet fena olması savunucuların direnişini de zayıflatmıştı. Romalılar ordusu tüm gücüyle yaptığı bu hücumda şehre girmeyi başarıp Avericum şehrini eline geçirdi. Şehrin savunucuları ve şehirde kuşatma altında bulunan sivil halk Romalılar'dan ve şehirden kaçmaya çalıştılar. Romalı piyade lejyonerler şehir kapılarını tutmuştu ve şehrin hemen dışında Romalı süvariler bulunmaktaydı. Böylece gayet az sayıda savunucu şehirden kaçıp kendini kurtarabildi. Romalılar ordusu şehri yağmaya girişip savunucuları unutmaya başlamadı. Savunucular için daha kötü olarak, Romalı lejyonerler Cenabum'u ellerine geçirdikleri zaman Galyalıların uyguladıkları katliamın öcünü almaya kararlıydılar. Kuşatma altına iken Avericum şehrinde bulunmuş olan herkesi (Kelt savaşçıları, kadınları, yaşlıları ve çocukları hiç ayırt etmeden herkesi) öldürmeye başladılar. Şehre, Moğol Cengiz Han'ın uygulamaları gibi 12. yüzyıla kadar emsali görülmemiş, bir büyük bir katliam uygulandı. Kuşatma altında şehirde bulunmuş olan nüfusun 40.000 kişiyi aşmış olduğu kabul edilmektedir. Bunlardan 800'ü hariç hepsi, Romalı askerler tarafından öldürüldü. Bu Avericum katliamı şehrin yakından bir tepede bulunan Galyalılar korunaklı ordugahındaki Galyalı komutan Vercingetorix ve Galyalılar ordusu tarafından hiç çaresiz bir halde seyredildi.[8][19]
Fakat Vercingetorix bu Avericum katliamından ve şehrin Romalılarca elde edilip yıktırılmasından yılmadı ve moralini kaybetmedi. Bu katliamın haberini tüm Galyaya yayıp yeni kabile gruplarının Jül Sezar ve Romalılar aleyhine olarak kendine bağlanmasını sağladı ve yeni savaşçılar gruplar Galyalılar ordusuna katıldılar. Jül Sezar ise depolarının içinde hâlâ yiyecek ve iaşe stokları kalmış bulunan Avaricum şehrinde kaldı. Romalı lejyonları yıktıkları bu şehirde dinlenmeye imkân buldular.
Kış mevsimi sona ermekte idi ve Romalılar yeni bir askeri sefere çıkma hazırlıklarına başladılar. Romalılar'ın müttefiki olan Aedular arasında kabile reisinin kim olacağı hakkında ortaya çıkan karışık durum Convictolitavis ve Cotos adlı ileri gelenlerin ortak olarak kabile reisliği yapması kabul edilmesi ile geçici olarak çözümlenmişti. Bu büyük kabile Galya ayaklanmasının sonraki dönemlerinde de Romalılar ile müttefik olarak kalan çok az sayıda Galyalı kabilenin başında geleni idi. Ama tek kabile reisi olması sorunu Avericum ele geçmesinde sonra da yeniden ortaya çıktı. Sezar Galyalılar lideri Vercingétorix'in bu iki kişiden biri ile ittifaka geçebileceğinden korkmaktaydı ve sadece tek bir kabile reisi olmasını istemekteydi. Bu nedenle Jül Sezar bu işe elini koydu; Cotos ekarte ettirildi ve Aeudular'ın tek kabile reisi olarak Convictolitavis kaldı.[8][19]
Gergovia Muharebesi ve Vercingétorix'in "galip" gelmesi
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VII. Bölüm 34-56.
Jül Sezar Romalı ordusunu ikiye böldü. 4 piyade lejyonu ve süvariler Titus Labieus komutası altında Senonlar ve Parisiler üzerine gönderildi. Sezar geride kalan 6 lejyonun başında Allier Nehri boyunca yürüyerek Gergovia'ya ilerledi. Vercingetorix bu nehir üzerindeki bütün köprüleri yıktırmıştı. Nehrin diğer kenarından Galyalılar, öbür kenarda ilerleyen Sezar'ın ordusunu yakından takip etmekteydiler. Fakat Sezar Galyalıların belli bir yıkık köprü mevkinde, Galyalıların bu mevkiye gözlemci koymayı unuttukları anlaşıldı. Sezar bunu bir fırsat bilerek köprü yıkıntısını kullanarak birkaç Romalı birliğini karşı kenara geçirtti. Bunu köprübaşı olarak kullanarak Allier Nehri üzerinde bulunan bu yıkık köprüyü tamir ettirmeyi başardı. Romalılar ordusunu bu köprü üstünden Allier Nehri karşı sahiline geçirdi. Galyalılar ordusu, düzenini kaybetmeden Romalı ordusuna karşı direnerek geri çekilmeye başladı. Bazı süvari çarpışmaları yapıldı. Fakat sonunda iki ordu yüksekçe bir tepede kalesi bulunan Gergovia önünde kendilerini buldular. Galyalılar ordusu askerleri başlarında Vercingetorix olarak yüksek tepedeki kaleyi ve etrafındaki tepe doruklarını elinde tutmakta idi. Sezar eline yeter sayıda asker gelmeden bu kaleye hücum etmekten çekindi. Sezar'ın yeter bulduğu sayıda Romalı askeri bu mevkiye yetişince Sezar bu kaleyi ve şehri kuşatma altına almaya karar verdi.
Böylece MÖ 52 yılı 28 Kasım'da Gergovia Muharebesi başladı. Sezar Romalılar savaş göreneklerine uyarak önce bu tepe kalesi önüne Romalı ordusu için büyük bir korunaklı ordugah kampı kurdurmaya ve bu kampın geliştirilmesine başlattı. Bu arada küçük birlikler arasında devamlı çatışmalar devam etmekte idi. Bu kamp inşa etmesi sona erince Sezar bu kale için büyük bir stratejik mevkii olan diğer bir küçük tepeyi hedef aldı. Bu tepe Galyalılar elinde oldukça onlar bu küçük tepeyi etraftan hayvan yemi, zahire ve diğer iaşe toplama için bir üs olarak kullanabileceklerdi ve su iaşesi için de bu tepe elzemdi. Bu nedenle önce Sezar bu tepeyi ele geçirmeyi hedef aldı. İki Romalı lejyonunu kullanabileceklerdi. Esas kale tepesinin yakında bulunan ve bir Galyalı birliği tarafından savunulan bu stratejik küçük tepeye hücum eden Romalılar, Galyalılarla ciddi çatışmalardan sonra ellerine geçirdiler. Sezar bu Romalılar eline geçen tepe üzerine de bir diğer Romalı korunaklı ordugah kampı kurdurdu. Bu tepede kurulan yeni Romalı ordugah kampı ile daha önce yapılan korunaklı ordugah kampı arasını 4 m kadar genişlikte ve kenarları duvarla korunaklı bir yol-hendekle birleştirdi. Böylece eski ordugah ile yeni ele geçirilen tepedeki kale arasındaki korunaklı hendek yolunu kullanarak Romalı askerler Galyalıların hiç hücumuna maruz kalmadan iki ordugah mevki arasında geçebilir oldular.[8][19]
Aedular müttefikleri oldukları Sezar'a destek vermek için "Litavicus" komutasında 10.000 savaşçı destek göndermek söz vermişlerdi. Fakat bu birliğin komutanı "Litavicus", Convictolitavis'un tesiri altında kalarak bu savaşçılar ile Arvernler'e katılıp Sezar'a ihanet etti. Ama bu destek birliğinin bir kısmı "Eporedorix" ve "Viridomaru" komutasında Romalılara sözlerinde sadık kalmıştı. Romalılara sadik kalan Aedular süvarileri ile birlikte Sezar 4 lejyonu ile Litvavicus üzerine gitti. Litavicus'a bağlı olan Aedular süvari birliklerinin ününu kapattı. Litavicus kendine bağlı olan Aedular savaşçıları ile birlikte kaçmak zorunda kaldı ve bu birliklerle Gergovia'da kalede bulunan Vercingetorix'e katıldı. Sezar da Aedular'ın kendine ihanet etmeyen kısmını cezalandırmadı ve kendi ordugahına geri döndü. Diğer taraftan Romalılar ordugahından kalmış bulunan "Caius Fabius" komutasında bulunan 2 Romalı lejyonu, Sezar Aedular'la uğraşmakta iken birdenbire Galyalıların büyük bir taarruzuna uğradılar. Özellikle taş atan mancınıkları iyi kullanan Romalı birlikler bu taarruzu geri püskürtüp ordugahın Galyalılar tarafından işgal edilmesini önlediler. Ama çok sayıda lejyoneri zayiat verdiler. Bu çarpışmanın sonlarına doğru Sezar 6 lejyonu ile ordugahına geri yetişip böylece Galyalıların taarruzlarını yenilemelerini önlemiş oldu.[8][19]
Aedular arazilerine, Litavicus'un kendine bağlı kabile ordusu ile Galyalılara katılmak istediği haberi gelince bazı kabile halkı bu arazilerde yaşayan Romalı tebalılara hücum ettiler; menkul mallarını yağma edip tahrip ettiler. Fakat Litavicus'un kaçtığı ve Auedular'in destek ordusunun çoğunun tekrar Romalıları destek vermeye yöneldiği haberleri gelince Aedular'ın Roma tebalılarına bu tecavüzleri durdu. Kabilelenin ileri gelenleri, kabilenin bir kısmının Romalılara karşı mütecaviz davranmaları ve Romalı tebalılarına arşı yaptırımlar uyguladıkları için Sezar'a özür diledi ve Sezar'a tekrar bağlılıklarını bildirdiler.[8]
Bundan sonra Sezar kuşatılan Gergovia tepe kalesini eline geçirmek için bir aldatma taktiği uygulamayı planladı. Bu aldatmaca kaleyi ve şehri eline geçirmeden Vercingetorix'i tepenin aşağıdaki düzlüklere çekip orada bir meydan savaşına girebilmek amaçlı idi. Bunun için Lejyonleri ve diğer piyade askerlerini süvariler gibi giydirerek düzlük araziye yayılmalarını sağladı. Ordusunun büyük bir kısmını özel olarak korunaklı hendek yolda ana ordugahtan tepe üstündeki küçük ordugaha geçirdi. Aedular destek birliklerinin harekâtlarını Romalı lejyonerlerle koordine ederek ana ordugahtan bir çıkma yapıp kale ve tepenin sağından taarruza geçmeleri planlandı. Böylece savunucuların dikkatinin bu Aedular harekâtına çekilebileceği planlanmıştı. Bundan sonra aldatma amaçlı olarak bölgeden genel geri çekilme emri bir boru ile verilecek; Romalı lejyonları genel olarak da düzlüğe varıncaya geri çekilecek ve Galyalılar bunları takibe geçerek tepe-kaleden çıkıp düzlüğe ineceklerdi. Bu plan önce iyi çalıştı. Sezar Lejyon X Gemina başında Romalılara önce kaleye doğru ilerlediler. Ama gerçekte kale etrafındaki arazi topoğrafyası bu planın uygulanmasına elverişli değildi. Genel geri çekilme borusu sesi bazı Romalı birlikler tarafından duyulmadı. Bu birlikler (Lejyon VIII Augusta askerleri dahil) yapılan plana göre çekilme borusu sesi gelince geri dönüp düzlüğe kaçacaklardı. Fakat boru sesi duyulmayınca birlikler ilerleyerek kalenin duvarlarının diplerine kadar gelip savunucularla çarpışmalara başladılar. Aynı zamanda Aedular'ın ordugahtan çıkma yapıp sağdan savunucuların dikkatini kendilerine çekmelerini sağlama planları bazı Romalı birliklerin bunları düşman sayıp onlara direnme göstermelerine ve bunun üzerine Aedular'ın hemen düzensiz olarak geri çekilmelerine neden oldu. Romalı ordusu müttefiklerinin bu geri çekilmesini ordu düzenine ve moraline olabilecek aksi tesirlerini gidermek için Sezar Romalılar'a ilerlemek emri vermek zorunda kaldı. Romalı birliklerden Lejyon X Gemina ve Lejyon XIII Gemina'nın askerleri birleşip önce duvarlar kadar ilerlediler ve sonra geri çekildiler. Fakat Vercingetorix bu Romalılar geri çekilmesini kaleden çıkma yapıp takip etmedi. Romalıların yaptıkları planlara hiç uymayan bu ilerleme taarruzları ve sonra geri çekilmeleri, Gergovia önünde Romalıların mağlubiyeti ve Galyalıların "galibiyeti" olarak kabul edildi.
Bu Gergovia Kuşatmasının son önemli çarpışmaları oldu. Jül Sezar kitabında Romalı lejyonların bu kuşatmada 700 Romalı lejyoner 46 Romalı lejyoner subayı ("centurion") ve 6,000'in üstünde yaralı zayiat verdiğini itiraf etmektedir. Kaleyi savunan Galyalılar Romalılar kadar çok zayiat vermemişlerdi. Ama Vercingetorix Sezar'ın komutası altında bulunan Romalı lejyonerler ve müttefik Galyalı savaşçılar sayısının gayet büyük olduğunu ve emri altında kalede bulunan savaşçıların bu büyük düşman sayısı ile başa çıkmasının imkânsızlığını görmüştü.
Sezar son olarak kalede bulunan Galyalıları tepenin altındaki düzlükte açık bir sahada meydan muharebesi yapmaya zorlamaya veya kandırmaya çalıştı. Ama kaledeki Galyalı ordusu bu meydan muharebesini kabul etmedi. İki taraf da küçük birlikler arasında küçük çatışmalar yapmaya koyuldular. Bu kuşatmayı bırakmanın bir büyük başarısızlık olarak görülmesini istemeyen Sezar kuşatmadan ayrılma için bahaneler aramaya başlamıştı. En sonunda Titus Labienus'un giriştiği Senonlar ve Parisiler'e karşı harekâta destek sağlamak, bir bahane olarak bulundu. Sezar ordusu ile kuşatmayı bırakarak Allier Nehri'ni takip ederek Auverne bölgesinden çekildi. Romalı müttefikleri olarak destek sağlayan Aedular'ın süvari güçleri komutanları Eporedorix ve Viridomarus altında Romalı ordusundan ayrıldılar. Sezar'ın Aedular'la ittifakı bu şekilde son bulmuş oldu. Bundan sonra Romalılar orduları Aedular arazilerinde düşman olarak görülmeye başlandılar.
Senonlar, Parisiler ve Avlerklerin mağlup edilmesi
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VII. Bölüm 57-62.
Titus Labienus komutası altındaki 4 lejyonla (daha katî olarak mevkii bilinmeyen) Parisilerin Lütece şehrine hedefle yürüyüşe geçti. Ordunun tedarik ve iașe ağırlıklarını taşıyıp savunan ve İtalya'dan yeni alınıp Galya'ya getirilmiş Romalı askerlerden oluşan kısımlarını "Agendium (günümüzde Sens, Yonne)" şehrinde geride bıraktı. Galliler ordularının komutanlığını Avlerkler kabilesinden Camulogenus'a vermişlerdi. Galyalılar komutanı savaşçılarını Sen Nehri kenarına düzenle yerleştirmişti ve böylece Romalı ordusunun bu nehri geçmesini önleyeceğini planlamaktaydı. Labienus ilerlerken Sen Nehri kıyısında bulunan bir bataklık araziye geldi ve bu araziyi ve nehri geçemeyeceğine karar vererek geri çekildi. Bu geri çekiliş "Metlosedum (günümüzde Melun)" şehrine kadar oldu ve bu şehre Romalılar ordusunun girmesi Galyalılara bir beklenmedik bir sürpriz baskın şeklinde oldu. Bu şehrin hemen kıyısından Romalılar Sen Nehri'ni geçmeyi başardılar. Melun şehrini kaybettikleri haberini alan Galyalılar Lutece şehrini ve Sen Nehrini geçen tüm köprüleri yıktılar. Böylece Labienus ordusu ile nehrin sol sahilinde mahsur kaldı ve ordusuna ait iaşe ve tedarik yükleri ve ordusunun ihtiyat güçleri nehrin sağ sahilinde geride kalmıştı. Buna ilaveten, Sezar'ın yardımcı komutanı olan Labienus'ün arkasında bulunan "Bellovac"'lar "Aedu"ların kendilerine ihanet ettikleri öğrendikleri için, isyankar bir tavır takınıp bir ayaklanma başlatmak üzerinde idiler. Bunun üzerine Labienus tekrar "Agendicum"'a geri dönüp oradan da tekrar Sezar'ın ordusu ile buluşmaya karar verdi. Labienus emrindeki güçleri bir gecede küçük kayıklarla Sen Nehri'ni geçti. Fakat Galyalılar onun Sezar'la buluşmasını önlemeye gayret sarf etmektedirler ve Labienus'un ordusunun geri dönme yolunu kestiler. Camulogenus komutasında Senonlar, Parisiler ve Avlerk Eburovic"'ler savaşçılarından oluşan Galyalı ordu bir savaş saf düzeninde beklemeye koyuldular. Labienus'un ordusunu önce geriye çekeceğini ve sonra da bu ordu ile organize şekilde kaçacağını tahmin etmekteydiler.[19]
Bu mevkide MÖ 53 tarihinde Lutece Muharebesi başladı. İlk şok Romalıların sağ kanadında bulunan Lejyon VII Claudia'nın hücum eden Galyalıları sol kanada doğru püskürtmesi ile oldu. Bu kanatta bulunan Lejyon XII Fulminta askerleri, kendilerine doğru itilen Galyalılara mızrak yağdırmaya başladılar. Fakat Galyalılar, komutanları olarak kendilerine moral ve emir veren Avlerc kabileli yaşlı kabile reisi Comolegonus tarafından verilen cesaret verici emirlerle bu mızrak yağmurundan yılmayıp saf düzenlerini bozmadılar. Ama Roma askeri tribün komutanlarının emirlerine hemen uyan Lejyon VII Claudia Galyalıların arkasına düştüler. Galyalılar ana ordusu iki taraftan sıkışmaya alınmış oldu ve çok geçmeden çembere alındılar. Galyalıların ihtiyat olarak bıraktıkları birlikler bu çemberi kırmak hedefiyle ilerlemeye başladılar ve yakında bir tepeyi ellerine geçirdiler. Galyalı ihtiyatlarının bu taarruzu, Galyalılar ana ordusunu önünde ve arkasında bulunan Romalı lejyonlerin kurduğu tuzak baskısından kurtaramadı. Galyalılar ana ordusunun komutanları ile birlikte ölünceye kadar savaşmak veya kaçmak seçimi yapması gerekti. Kaçmayıp savaşanların tümü öldürüldü. Kaçabilen Galyalı savaşçılar ise Romalı süvariler tarafından kovalanıp büyük bir kısmı öldürüldü.
Büyük bir galibiyet aldığı bu muharebeden sonra Labienus ordusunun ağırlıklarını bıraktığı Agedicum'a geri döndü. Sonra da bütün ordusu ile birlikte Sezar ile buluşmaya gitti.[19]
Vercingétorix'in Alesiya'da kuşatılması ve ayaklanmanın sona ermesi
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VII. Bölüm 63-90.
Aedular'ın taraf değiştirdikleri haberi muharabelerin uzamasına neden oldu. Galya kabilelerinin hemen tümü Bibrate'de Vercingetorix'e katıldı. Buna üç istisna bulunmaktaydı: Roma'nın uzun dönem sadık müttefikleri Remiler ve Lingonlar ve German asıllı kabileler tarafından devamlı tehdit altında yaşayan ve Roma'nın koruması elzem olan Trevirler. Galyalıların başkanı ve savaş komutanı Vercingetorix kendine katılan tüm kabilelere ilerleyen Romalılar karşısında, bu ordular gelmeden, kendi evlerini yakmalarını; bütün zahire stoklarını ve tarladaki ekinlerini tahrip edip Romalı lejyonlara hiç iaşe ve tedarik geride bırakılmayıp onların kıtlıktan zayiat görmelerini sağlamak için kabilelere emirler gönderdi. Bundan başka Vercingetorix 15.000 kişiden oluşan süvari ordusunu Romalılara karşı baskınlar ve tecavüzler organize etmek için görevlendirdi. Allobrogenler ve sonra da Helvetler'in savaşa katılmalarına neden olup Romalılar'in gayet zayıfça savundukları "Transalpin Galya" eyaletine hücum edip onları tehdit etmelerini sağladı.[19]
Vercingetorix Romalı lejyonların yenilip geri çekilmesini görünce yakıp yıkma taktiği uygulamasına son verdi ve Sezar Galya'ya geri gelip ordusunun başına geçemeden önce Galya'daki Romalı ordularını imha etme taktiğini uygulamaya koyuldu. Ağustos ortasında Romalılar'ı kovalamak için ordusunun süvarilerini üçe böldü ve üç koldan Romalı süvarilerine karşı hücuma geçti. Romalılar da süvarilerini üç kola bölüp bunu karşıladılar. Çarpışmalar başladı. Romalılar tarafından yeniden askere alınmış olan Germanyalı süvarileri bu sırada önemli rol oynadılar. Kelt Galyalı süvari orduları yenildiler; büyük zayiat verip geri itildiler. Üç Aedular kabileli soylu ele geçirildi. Bunlar Sezar'ın savaş başında kabile reislik görevinden ekarte etmiş olduğu Cotos, Litavicus'un yerine Aedular piyade savaşçılarına komuta eden Cavarillos, ve Eporedorix idi. Süvarilerinin mağlup olduğunu öğrenen Vercingetorix Mendubiler kabilesi arazileri içinde bulunan Alesiya'ya çekildi. Fakat bu ricat sırasında yapılan durdurma faaliyetleri sırasında 3000 zayiat verdi.[19]
Jül Sezar'ın yazdığına göre Vercingetorix'in ordusu (15.000 süvari ve 80.000 piyade) toplam 95.000 savaşçıdan oluşmaktaydı ve bu ordunun 1 ay yetecek kadar iaşe ve tedariki yanlarında bulunmaktaydı. Yeni bir Galyalı takviye ordusunun Alesiya'ya gelip Romalı ordusunu arkasından vurmasını beklemekteydi. Sezar'ın emrinde 10 veya 12 lejyon askeri bulunmakta ve bunların sayısı 50-70 bin arasında olmaktaydı> Bu Romalı ordusunun merkezi karargahı Alesiya "kalesi (oppidum)"'de bulunmakta ve buradan Galya eyaletlerini kontrol edebilmekteydi. Böylece Alesiya Kuşatması başlamış oldu.[19]
Jül Sezar yazdığı eserde Alesiya kalesinin iki ırmak arasında kalan bir tepe üzerinde konumlandığını bildirmektedir. Romalılar ordusu sayı bakımından üstünlük sağlayamamaktaydı. Bu nedenle Sezar tüm ordusu ile hemen kaleye taarruza geçmekten sakındı. Bunun için antik Romalı istihkamcılık teknolojisinin en son kuşatma tekniklerini kullanarak kaleyi kuşatma altına alarak kalede kapalı kalan Galyalılar ordusunu yiyeceksiz aç bırakarak direnişini kırmak ve onların teslim olmalarını sağlamayı hedef aldı. İçinde şehir olan kaleyi çevreleyen savunma surları 16 kilometreden biraz daha uzun idi. Sezar'ın istihkamcıları bu surları tamamıyla saracak ve kaleyi tüm askeri abluka'ya alacak bir duvar sistemi ile sarıp şehirden yapılabilecek herhangi bir huruç harekâtını önlemeye hedeflendiler. Diğer taraftan Romalılara dışarıdan kaleyi kurtarmak için gelebilecek bir destek ordusunun kuşatıcı Romalılara hücum etmesini önlemek üzere 22 km uzunluğunda bir savunma duvarlarını ilk savunma duvarının hemen yakınında inşa ettiler. Bu iki kuşatıcı duvarını inşa etmek için Romalı istihkamcılar kalenin etrafındaki engebeli arazi şartlarını da göz önüne aldılar. İnsanların geçemeyeceği kadar kayalık ve sarp arazilerde duvarlar yapmadılar. Onun için Romalıların yaptıkları iki katlı kuşatma duvarları aralıklı olarak kesikli oldu.[8][19]
Alesia kalesini kuşatmadan kurtarmak için bir Galyalı ordusu Eylül sonunda, kuşatma başladıktan 6 hafta sonra şehir ve şehri saran Romalılar mevzileri önüne geldi. Bu Galyalılar ordusu Atrebatlar'lı Commiuos, Aedular'lı Viridomarus ve Eporedorix ile (Vercingetorix'in kuzeni olan) Arvernler'li Vercassivellaunos komutası altında idi. Bu ordu Sezar'ın yazdığına 246,000 piyade ve 8,000 süvari savaşçıdan oluşmaktaydı.[19] Bu Galyalılar ordusunu kurmak için değişik kabilelerden şu sayılarda savaşçılar istenmişti:
Aedular'dan ve onlara tabi kabileleri Segiavlar, Ambivaretler, Aulerc Brannovicler, ve Blannoviler'den 35 bin kişi... Arvernler'den ve onlarla birlikte Eleunterler, Cadurclar, Cadallar ve daima Gaballar'ın hakimiyeti altında bulunan Vellviler'den aynı sayıda (35 bin) ... Seküanlar, Senonlar, Biturigler, Santonlar, Rutenler, Csrnutlar'ın her birinden 12 bin; Bellovaclar'dan 10 bin; Piktonlar, Toronlar, Parisiler ve Helvetler'den 8 bin; Suessionlar, AAmbianlar, Medıomatricler, Petrocoriler, Ner=viler, Morinler, Nitrobrigler'in her birinden 5 bin; bir de o kadar da Aulerc Cenomanlar'dan,; Atrabatlar'dan 4 bin; Rauraclar ve Boiler'den 2 bin; Okyanı=üs sahillerinde genel olarak Armoriç diye anılan bütün (kabile)lerden (yani Curiosolitler, Redonlar, Ambibariler, Caletler, Osismler, Venetler, Lemovicler, Veneller'den) 30 bin kişi istediler. .. Fakat Belolovaclar 2 bin kisi gonderdiler.
Jül Sezar, (çev. Hamit Dereli), Galya Savaşı, Kitap VII s.75 s.242
Bu tüm Galya Savaşları için karar verici muharebe olacağı zamanında bile bilinen savunma muharebesi için bir kale etrafında toplanan insan sayısı inanılmayacak kadar büyük idi. Maksimum Romalı ve Galyalı savaşçı sayısı 400.000'i aşkın idi. Bunların yanında her iki ordu yanında bulunan çoğu ordulara ek savaş destek görevi yapan Romalı esirler, hizmetkarlar, diğer siviller ve kale-şehirde bulunan sivil halk da eklenirse bu muharebe için ne kadar inanılmayacak kadar masif bir insangücünün teksif edildiği ortaya çıkmış olmaktadır.
Romalılar piyade güçleri iki yönde, yani kaleye doğru dönük abluka duvarı mevzileri ve dışa dönük savunma mevzilerinde düzen aldı. Sezar süvari güçlerini okçular; sapanla taş atıcılar ve Galyalı müttefiklerinin sağladığı hafif piyade güçleri ile takviyeli olarak ayaklanmacı Galyalıların süvarileri ile çatışmalarda kullanmak için görevlendirdi. Galyalılar destek ordusunun gelişinden hemen sonra yapılan ilk çatışmalar öğle saatlerinden ta gün batımına kadar devam etti. En sonunda Sezar'ın German asıllı süvari birlikleri Galyalılar süvarilerine galip geldi. Galyalıları takviye eden çok sayıda Galyalı okçu öldürüldü ve kaçabilenler ise Galyalılara korunaklı ordugahına sığınabildiler. Ertesi gün dıştaki Galyalı destek ordusu merdivenler, ağdan geçitler, dövüş platformları ve zıpkınlar yapıp bunlarla dışa bakan Romalı mevzilerine saldırmaya hazırlandı. Galyalılar sürpriz yapmak için gece yarısı bu dışa bakan mevzilere taarruza geçtiler. Mevziler duvarlarına tırmanmaya çalışan Galyalılara okçular ve taş atıcılar destek sağladı. Mevzileri korumaya çalışan Romalılar da mızraklarla ve sapanlardan atılan taşlarla savunma yaptılar. Muharebenin gece karanlığında yapılması her iki tarafta da ağır zayiat ortaya çıkardı. Her iki tarafta mancınıklar kullanarak düşman tarafına yağmur gibi iri taşlar yağdırdılar. Romalılar dışa bakan mevzilerde ortaya çıkan gedikleri içe bakan mevzilerden aldıkları malzemelerle kolayca pekiştirebilmekteydiler. Mevzileri aşabilen Galyalıları durdurmak için iki mevzi duvarı arasında tuzaklar hazırlanmıştı ve mevziyi aşabilen Galyalılar bu tuzaklardan epeyce zayiat gördü, Galyalıların bu hücumları gittikçe yavaşlamaya başladı ve Galyalı komutanların planladığından çok daha yavaş ilerlemeye başladı. Gün doğumu geldiği zaman Galyalılar sol kanatlarında bulunan Romalı piyadelerin bir çevirme hücumu yapabileceklerinden korkmaya başladılar ve destek ordusu Galyalılar hücumdan vazgeçip geri çekilmeye başladı. Kalede bulunan Vergingetorix dışa bakan mevzilere yapılmakta olan dıştan hücum eden Galyalılar arasında iletişim imkânsızlığı dolayısıyla koordinasyon yapamamıştı. Kale içindeki Vergingertörix dış mevzilere yapılan hücumu ortaya çıkan savaş gürültülerinden öğrenmişti. Fakat şehirden genel bir huruç hareketine geçip Romalılar iç mevzilerine hücumda bulunmakta gecikti. Savunuculara içe bakan mevziler ile kale arasında bulunan hendeğin doldurulması için gerekli olmayan işlerle zaman sarf ettiler. Güneş doğmakta iken başlayan huruç hareketinde Vergingetorix bir köşeyi dönmekte iken dıştan yapılan hücumların durdurulup geri çekilme yapıldığını anlayıp kaleye geri çekilmek zorunda kaldı.[8][19]
Bu iki başarısız çarpışmadan sonra kale dışından buluna Galyalılara ordusu en iyi savaşçılardan oluşan 60.000 kişilik bir elit taarruz birliği kurdu. Bu birlik komutası Vercingetorix'in bir kuzeni olan Vercassivellaunos'a verildi. Vercassivellaunos elit birliği ile bir uzun gece yürüyüşü ve sonra bir sabah bir dinlenme molasından sonra kalenin ve Romalı mevzilerinin kuzeyindeki dağlık araziden aşağıya doğru Romalı ordugahına doğru hücuma geçti.
Aynı zamanda Galyalılar süvarileri ovada bulunan Ramalılar disa bakan mevzilerine taarruza başladı. Galyalıların elindeki diğer askerler ise Galyalılar korunaklı kampı önünden Romalıların dışa bakan mevzilerine hücuma geçtiler. Kale içinde bulunan Vercingetorix ise Romalılar iç mevzilerine taarruza başladı. Galyalılar özellikle mevzilerde bulunan maniaları ortadan kaldırdıktan sonra Romalıları geri itip onlara karşı epey hızla ilerlemeye başladılar. Sezar ordugahın kuzeyindeki güçlerin dağdan aşağı hücum eden Galyalılara karşı zor bir duruma girdiğini görüp ikinci komutanı Titus Labienus altında takviye güçlerini ordugahın yukarı tarafına gönderdi. Fakat ova tarafından kaleden huruç yapıp iç mevzilere geçen kuşatma altında olan Galyalılar Romalı ordugahına bir yokuştan çıkarak hücuma geçtiler. İç mevzilerdeki Romalı savunma kalelerinden okçu ve taş atıcı ateşi altında mevziler önündeki hendeği doldurdular ve taşıdıkları kuşatma aletlerini kullanamaya başlayıp duvara çıkıp duvar üstündeki savunma mevkilerini ellerine geçirmeye çalıştılar ama Romalıların direnişi dolayısıyla Galyalılar Romalı mevzilerine ancak tesir etmeye başladılar. Sezar bu mevzilere taze takviye güçleri gönderdi ve Galyalıların ilerlemesi gayet yavaşladı.
Fakat ordugahın kuzeyindeki Galyalılara hücumu çok ciddi olmaya başladı. Sezar şahsen yukarı ordugaha mevzilerine giderek buraya gönderdiği Titus Libenius'un 4 kohortu ve bir miktar süvari gücünün başına mevzilere giderek komutayı üzerine aldı. Sezar ve lejyonları Galyalıların her iki taraftan yaptıkları hücumlara 4 gün büyük bir direnme gösterdiler. Dördüncü gün önce Labienus taarruzda bulunan Galyalılar arasında bir gedik açtı ama bu hemen Galyalılar tarafından kapatıldı. Sezar da aynı şekilde etrafında topladığı Romalı lejyonları ve German kabile askerleri ile Galyalıların hücumlarını teker teker geri püskürttü. Yine dördüncü gün sonuna doğru bir Romalı süvari grubu burada yapılan çarpışmaların köşesinden Galyalıların gerisine geçmeyi başardı. Bu süvari birliği Galyalılara geriden taarruza başladı. Buraya gelmiş olan elit Galyalılar gücü önlerinden gelen Sezar kohortlarının hücumu sırasında geriden gelen süvari hücumunu fark edince paniğe kapılıp kaçmaya başladılar. Fakat geriden taarruz eden Romalı süvariler tarafından yolları kesilip çoğu elemine edildi. Galyalı elit birliğin komutanı Vercassivellaunos Romalılar tarafından esir alındı. Bu durumu gören Vercingetorix her taraftan Galyalılar ordusunun geri çekilmesi komutası verdi. Destek için gelmiş olan Galyalılar ordusu tümüyle dağıldı ve ordugahlarından kaçmaya yeltendiler. Romalı süvariler kaçanların çoğunu öldürdüler ve birçok Galyalı savaşçıyı esir olarak aldılar. Kaçmayı başaranlar bir düzenli bir ordu oluşturamadılar ve Galyalı savaşçılar kendi kabilelerine dağıldılar.[8][19]
Ertesi gün Vercingetorix atında Sezar'ın önüne eğilerek silahlarını Sezar önüne atıp Romalılara teslim oldu. Modern tarihçi Carcopino Arvern kabile reisi olan Vercingetorix'in böylelikle bir Kelt dinsel geleneğini yerine getirdiğini ve direnişe devam edip Galyalıların büyük bir katliamına neden olacağına kendini düşmana teslim ederek kendisinin idam edilip öldürülmesini sağlamak istediğini bildirmiştir. Sezar'ın Galyalılar geleneklerini ve dinsel inançlarını hiçe sayarak Vercingetorix'i zencire vurdurarak tutsak olarak hapse attırmıştır. Vercingetorix gayet kötü şartlar altında 6 yıl çeşitli Romalılar hapishanelerinde kalmıştır. Bu muharebeden sonra Roma Senatosu prokonsül Jül Sezar bu zaferinin şerefine 20 gün sürecek olan bir anma dönemi kutlanmasını kabul etmiştir.[19]
Alesiya Muharebesi Galya'da Keltlerin Romalılara direnişlerinin zirvesi olmuştur. Alesiya'da savaşan kaleye destek için gelen Galyalı savaşçılardan kaçabilenlerin hepsi Romalılar tarafından aranıp yakalanarak esir edildi. Bunlardan bir kısmı esir olarak Romalılar esir pazarlarında satıldılar. Diğerleri ise bu savaşa katılan Romalı lejyonerlere ganimet köle olarak verildiler. Ancak Romalılar tarafından önemli müttefik olarak kabul edilmiş olan Audiler ve Arvenler kabilelerine bağlı olan Galyalı savaşçılar politik nedenlerle esir veya köle olarak alınmadılar ve af edilip özgürlüğe kavuşturuldular.
Romalılar Sivil Savaşı'nin Jül Sezar tarafından kazanılıp onun diktatör ilan edilmesinden sonra Sezar adına Roma'da düzenlenen Zafer Alayı sonunda Roma ortasında Roma Forumu'nda bulunan "Carcere Mamertino veya Tullianum" hapishanesinde boğularak idam edildi.
Biturigler ve Bellovaclar üzerine seferler
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VIII. Bölüm. 1-25
Vercingetorix'in Alesiya'da kuşatmaya alınıp teslim olmasından sonra bu kuşatmaya katılmada bulunan tüm savaşçılar dahil hemen herkesin Romalı esir pazarlarında köle olarak satılmasına rağmen Galya'da Romalılar idaresi aleyhine Galyalılar arasında koalisyonlar kurulmaya devam etmekteydi. Sezar bunların yeni ayaklanmaların çıkmasına yol açmasını önlemek hedefiyle Lejyon XIII Gemina ile yürüyüşe geçti ve sonra Lejyon XI Claudia oana katıldı. Bu iki lejyon ile Sezar Bitürig'ler arazilerine girdi. Arazilerine Romalı lejyonlarının girmesinden, önce yılmayan Bitrugler Romalılarla bir savaşa hazırlanmaya devam ettiler. Ama kış döneminde büyük bir Romalı ordusunun birden gelmesi ve başlarında ünü Galya'da çok iyi bilinen Romalı general Sezar'ın bulunması, Roma işgali başlamasından bir ay sonra Bitruglar'ın teslim olmalarına yol açtı. Bibrate'ye geri dönen Sezar bu sefer Şubat'ta Lejyon XI Ferrata ve Lejyon XIV Gemina ile birlikte Carnutlar ve onların en önemli şehir olan "Cenabum (günümüzde Orleans)" üzerine yürüdü. Bu şehre giren Romalılar ordusu Carnutlar'a büyük zayiata verdirmeye başladı[19].
O yaz bu iki ayaklanma bastırmasından sonra, Sezar Bellovaclar ve müttefikleri kabilelerin, Bellovaclar kabile reisi "Correos" ve Atrebatlar reisi olan "Commios" komutasında, Seuessonlar'ın arazilerini istila etmeye hazırlık yapmaya başladıklarını öğrendi. Sezar Lejyon XI Claudia başında bunlara karşı yürüyüşe başladı. "Cenabum (günümüzde Orleans"'da burada kışlaları bulunan biri "Titus Labienus" komutasında olan iki diğer lejyon da Sezar'ın yürüyüşüne katıldı. Sezar Bellovaclar'ın sınırına ilerleyip burada bir korunaklı ordugah kurdu. Burada iken Bellovaclar arazilerinde Kelt Galyalı Bellovaclar yanında Ambienler, Aulerler, Caletler, Velıocalar; Atrebatlar savaşçılarından oluşan ve diğer Germen kabileler orduların beklemekte olan büyük bir Kelt ordusunun hazır olduğunu öğrendi. Bu ordu Sezar üç Romalı lejyonu ile Bellovaclar arazilerine girerse onunla karşılıklı askeri muharebeye girişmeye kararlı idi. Sezar ilerleyip bir tepe üzerinde düşük yamaçlarda mevzilenmiş olan Bellovac'lara ve müttefikleri ordusu karşısına gelip burada korunaklı bir ordugah kurdu. İki ordu karşı karşıyaydı ama küçük karakol çarpışmaları dışında bir askeri çarpışma başlamamıştı. Tam bu sırada Bellovaclar'a takviyeye gelen 500 süvariden oluşan bir Germen birliği de çarpışma mevkiine yetişti. Galyalılar bir baskın düzenleyip Roma müttefiklerinden olan Remiler süvari birliğine zayiat vermişlerdi. Sezar da buna karşılık Keltlere takviyeye gelmekte olan Germen savaşçılarına karşı tuzak kurdu ve Germanlara zayiat verdirdi. Sezar üç Romalı lejyonu ile Bellovaclar'a karşı yürümeye başladı. Bellovaclar mevzilerinden çekilmeye karar verdiler. Bu geri çekilmelerini gizlemek için eski mevzilerini ateşe verdiler. Ama düşmana karşı daha yüksekte bulunma avantajlarını korumak maksadı ile tepenin daha yükseklerinde bulunan yeni mevzilere çekildiler.[19]
Bellovaclar'ın kabile reisi olan "Correos" 6000 piyade ve 1000 süvariden oluşan savaşçı ordusu ile Romalı ordusuna bir tuzak kurma hazırlığına başladı. Fakat casusları vasıtası ile Sezar bu tuzağın haberini aldı. Kendi Romalı ordusu ile Bellovaclar'a karşı tuzak hazırladı. Romalı süvarisi Bellovac'ların tuzağına güya kapıldı. Fakat Bellovac ordusu süvarilere hcum etmekteyken büyük sayıda Romalı piyade lejyoner Bellovaclar'in tuzakçı ordusunu sarma altına almayı başardılar. Sezar kendi piyade ordusunun komutasında sarılmış olan Bellovaclar'a karşı taarruzu yönetti. Bellovaclar ordusu büyük zayiat verdi ve kabile reisi ve komutan olan Correos ölenler arasındaydı.[19]
Romalı ordusunun başarısı, mağlubiyetleri sırasında büyük zayiat veren, Bellovaclar'ın Sezar'dan aman dilemelerine neden oldu. Sezar bu teslim olmayı kabul etti. Fakat Atrebatlar kabile risi "Commios" kaçmayı başardı. "Titus Labienus" onunla yapılan bir teslim konuşması sırasında onu katletmek için bir Romalı subay göndermişti. Bunun için, bu suikasttan kurtulan "Commios" bir daha hiç Romalı yüzü görmemeye yemin ederek Germanya'da ortalıktan kayboldu,[8]
Piktonlar'a karşı seferler
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VIII. Bölüm. 26-29.
Antik Akitanya'da Sezar'ın ikinci komutanı Caius Caninius Roma müttefiki olan ve kendi halkından Piktonlar'dan olan "Dumnancos" reisliği altında bulunan bir kısım Piktonlar ordusu tarafından "Lemonum (günümüzde Limoges)"'da kuşatmaya alınmış olan Galyalı "Duraios"un yardımına gitti, Fakat bu Romalı birlikte doğrudan doğruya kuşatan orduya taarruz edecek kadar yeterli sayıda Roma askeri bulunmamaktaydı. Bu nedenle kuşatılan şehrin yakınlarında Caius Caninius ordusunu korunaklı mevzilere yerleştirdi. Bu taktikle kuşatmayı yapan Galyalıları üzerine çekmek ve böylece kuşatmayı zayıflatmak istemekteydi. Bu taktikte başarılı oldu; kuşattıcılar Romalı mevzilerine hücum ettiler ama hemen geri püskürtüldüler. Ama tekrar şehri kuşatmaya geri döndüler. Limoges kuşatması haberini alan Sezar ikinci yardımcısı "Gaius Fabius" komutası altındaki ekstra bir Romalı lejyon birliğini takviye olarak Limoges üzerine gönderdi. Kuşatmacılar komutanı "Dumnacos" Romalı takviye ordusunun geldiği haberini alınca kendi Piktonlar ordusuna hemen geri çekilme emri verdi. Fakat takviye birliği komutanı "Caius Fabius" hiç beklemeden hemen çekilmeye başlayan kuşatmacılara karşı hücuma geçti. Bu Romalı birliğine bağlı Romalı süvariler önce taarruza başladılar. Bunu piyade lejyonerler takip etti. Bu nedenle kuşatıcı Piktonlar ordusu tümüyle hezimete uğratıldı. Piktonlar'ın geri çekilişi düzenli olmaktan çıkıp düzensiz bir kaçışa dönüştü. Piktonlar'ın zayiatının 12.000 kişiyi geçtiği bildirilmektedir.[19]
Cadurclar ve Uxellodunum kuşatması
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VIII. Bölüm.30-44.[28]
Pictonlar'ın büyük bir hezimete uğratılmasından sonra bu kabileye mensup olan 5.000 kadar kişi; Drappes komutanlığındaki grup Senonlar'a, kabilesine ve Lucterio komutanlığındaki grup ise Cadurclar kabilesine sığındılar. Bu iki kabile de Roma Cumhuriyeti'nin düşmanı ilan edilmişlerdi. Caius Cainius iki Romalı lejyonu ile bu iki kabile üzerine yürüyüşe geçti. Aynı zamanda Caius Fabius, Dumnatus'a destek sağlamış olan Carnutlar ve diğer kabileler üzerine askeri sefere başladı. Carnutlar üzerine olan Romalı seferi gayet hızla gelişti ve bu nedenle Carnutlar rehineler vererek hemen teslim oldular. Galya'nın en uzak sınırları üzerinde yaşayan Armoric denilen kabileler de Caius Fabius arazilerine girince derhal Romalılara boyun eğmeyi kabul ettiler. Dumnatus kendi kabilesine ait arazilerden gizlice ayrılmaya mecbur oldu ve Galya'nın en uzak sınır bölgelerine saklanmaya başladı.[19][28]
Drappes ve Lucterio'nun Cadurclar'ın arazilerinden dışında yerlere gitme kalmamıştı. Cais Caninus'un Romalı lejyonlarla üzerlerine geldiğini öğrenince Drappes ve Lucterio Cadurclar arazilerinde bulunan gayet korunaklı Uxellodunum kasabasının kalesine çekildiler. Kasaba halkının elinde çok ağırlıkları bulunduğu için halkın çoğu kasabayı terk etmediler. Zaten kale, etrafı çok dik yamaçlı uçurumlarla çevrili bir tepe üzerinde kurulmuştu ve bu kasabanın kale depolarında gayet uzun bir kuşatmaya dayanmak için gayet fazla zahire ve diğer iaşe stoklanmıştı. Cais Caninus bu kale önüne geldiğinde bu kalenin hisarlarının dik kayalıklar üstünde olduğunu ve buralara tırmanmanın imkânsız olduğunu anladı. Askerlerini üç gruba böldü ve yüksek arazide üç değişik ordugaha yerleştirdi. Bu ordugahlardan zaman zaman çıkan Romalı askerler elverişli zamanlarda hisarın etrafını çevirecek mevziler ve duvarlar yapmaya başladılar. Alesya kalesi kuşatmasının tarihini gayet iyi bilen bu kasaba halkı daha fazla yiyecek zahire tedarik ve stokları yapma için karar verdi. Bu kararda Alesya kuşatmasında fiilen yaşamış olan Lucrteio çok etkili oldu. Bu planı uygulama için bir gece Lucretio ve Drappes komutasında 2000 savaşçı zahire toplamak için gizlice kaleden ayrıldı. Bu birlik bol zahire topladıktan sonra kalenin 10 mil uzağına gelip yerleştiler. Hayvan yükleriyle Romalılara hiç görünmeden gizlice bu zahireyi buradan kale içine taşımaya karar verdiler. Lucretius bu taşıma işine memur edildi. Galyalılar Romalıların bilmedikleri yollardan zahireyi hayvanlarla kaleye götürmeyi planlamışlardı. Ama bu grubun zahireyi kaleye götürmek için ilk kafilesi Romalı nöbetçiler tarafından gözlemlendi. Romalılar buna bir tuzak kurup Lucretius ve kafilesini darmadağın ettiler. Ne taşıyıcılar ne taşınan zahire ne de bunun reisi olan Lucterio kasabaya erişebildi ve bu kafilenin hemen tüm üyeleri ya öldürüldüler ya da yaralanıp esir oldular. Ancak kaçabilen birkaç savaşçı ile Lucretio oldu ama onlar da kale dışında zahire ile bekleyen Galyalılara geri dönemediler. Romalılar komutanı esirlerden Drappes'in kaleye 10 mil yakında topladığı zahire ile bir kamp kurduğunu öğrendi. Bir süvari Romalı birliği bir baskınla bunlar üzerine saldırdı. Galyalı birliği tamamiyle elimine edildi; topladıkları zahire Romalılar eline geçti ve komutanları Drappes de esir alındı.[19][28]
Fakat bu başarısızlık kasaba halkının kuşatıcı Romalılara karşı direnişini durdurmadı ve özellikle 2000 kişilik askerin kasabayı terk edip geri gelememesi savunucuların erzak ve iaşe durumunu iyileştirdi. Romalılar ise kasabayı çepçevre kuşatan mevziler ve duvarlar sistemini inşa etmeye koyuldular.[28]
Jül Sezar bu sıralarda önce Belgalar tarafından mümkün olabilecek bir ayaklanmasını önlemek için bir güç gösterisi olarak Mark Antoni komutasındaki 12 kohortluk bir Romalı lejyon birliğini onların arazisine gönderdi. Lucterio ve Drappes yenilip Uxellodunum kalesine çekilmelerinin ve bu kasabanın inatla direnişinin haberini alınca Jül Sezar bir süvari birliği başında olarak Uxellodunum kalesi önüne geldi. Bu kuşatmanın komutasını eline aldı. Kasabanın depolarında uzun bir kuşatmaya direnecek kadar yeterli yiyecek maddesi bulunduğu önceden öğrenilmişti. Sezar bu sefer kuşatılan şehrin suyunu kesmeye karar verdi. Fakat şehrin bulunduğu tepenin etrafında derin bir vadide şehri hemen çevreleyen bir ırmak bulunmakta idi ve bunu ırmağın suyunu kesmenin imkânı bulunmamaktaydı. Yine de kasabanın suyunun sadece bir kısmı kasaba kenarından geçen bu ırmaktan temin edilmekte idi. Ayrıca kasabanın etrafında bulunan sarp uçurumlardan birinden gayet gür bir su kaynağı çıkmakta idi ve kasabalılar bu kaynağa yetişebilmekteydiler. Sezar kasaba halkının bu kalenin bulunduğu tepeden ırmak kenarına gelmelerini önlemek için ırmağın diğer kenarına okçular ve sapanla taş atan birlikler yerleştirdi. Su kaynağının da kullanılmasını önlemek için vadinin karşısında bir taraca yaptırıp bunun üzerine bir kule yaptırıp bu kaynağı kule tepesinde yerleştirilmiş okçuların menzili içine sokturdu. Böylece kasabalıların bu kaynaktan su alabilmek için hayatlarını tehlikeye sokma olasılığını gayet artırdı. Ama kasaba ahalisi ölüm tehlikesini göz önüne alarak kaynağı kullanmaya devam ettiler. En sonunda Sezar lağımcılar kullanarak bu kaynağın suyunu kesmek için tüneller açtırdı ve bu tünellerden başka yerlere aktarılan sular dolayısıyla kaynağın suyu kesildi. Bunun üzerine kasabalılar Sezar'ın Romalı ordusuna teslim olmak zorunda kaldılar.[19][28]
Sezar o zamana kadar kendine karşı ayaklanan alelade ahaliye karşı oldukça merhametli davranmaktadaydı ve barbarca cezaları ancak ayaklanma liderlerine uygulanmakta idi. Fakat bu son ayaklanmada Sezar ne kadar zalım ve acımasız bir kişi olabileceğini açıkça gösterdi. Başka Galyalıların isyan etmesini önlemek ve ibret olması için bahanelerini tekrarlayan Sezar teslim olan Uxellodunum kasabası halkından olup da eli silah tutabilecek herkesin, gayet küçük yaşta çocukların bile, ellerinin kesilmesini ceza olarak uygulattı.[28] Modern Fransız tarihçisi Carcopino bu zalim cezanın affedilemeyecek bir canavarlık olduğunu yazmaktadır. Carcopino'ya göre Sezar Roma senatosunun kendine 5 yıl için verdiği görev döneminin sonunun yaklaştığını bilmekte; bu sefer Senato'da yaptığı siyasi düşmanlarının ondan öç almak için kararlar vereceğine inanmakta ve döneminin geride kalan kısmında Galya'da hiçbir ayaklanmaya hiçbir surette izin vermemesi gereğini düşünmekte idi. Bu nedenle Roma Cumhuriyetinin iç politikasının bir gereği olduğunu bildiren modern tarihçi Sezar'ın bu iğrenç canavarlığını biraz olsun mahzur görmektedir[19]
Son çarpışmalar ve teslim olmalar
Ana kaynak: Jül Sezar, Gallia Savaşı Kitap VIII. Bölüm. 45-48.[28]
Titus Labienus komute ettiği iki Romalı lejyonu ile Trevirler arazilerine girip bu kabile ve onlara destek sağlayan bazı German asıllı kabilelerin savaşçıları ile yaptığı çarpışmalarda parlak galebeler sağladı. Romalılara karşı silahlarını bırakmayan son Audular kabilesi asilleri olan bu kabilenin reisi ve ilerigelenleri esir olarak alındı.
Jül Sezar Galya'da savaşların başlamasından ve MÖ 56'da Akitanya'nın Galya'da Sezar'in ikinci komutanı olan Publius Crassus tarafından fethedilmesinden sonra ilk defa Akitanya bölgesine gitti. Bu bölgedeki kabileler Romalılara bağlılıklarını gösterdiler.
Bundan sonra Sezar "Transalpin Galya" eyaletine geçti. Sezar burada iken o kış için lejyonlarının kalacakları kışlık ordugahları ve bunların komutanlarını tespit ve tayin etti. Bu dağılım şöyle yapıldı:
- Marcus Antonius, Gaius Trebonis ve Publius Vatinius. 4 lejyon. Belçika Galyası.
- İki lejyon. Merkezi doğu Galya'yı savunması için. Aeduler arazilerinde.
- İki lejyon. Atlas Okyanus'u sahillerinin savunması için. Turonlar kabilesi arazilerinde ve Carnutlar sınırında.
- İki lejyon. Lemomivler arazilerinde Arvernlerin yakınlarında.
Sezar ise o kışı geçirmek için Belçika Galyası'nda bulunan Nenetocenna'da kurulmuş bulunan kışlık ordugaha gitti.
Atrebatlar kabileli Comios Marcus Antonius komutasındaki bir Romalı süvari birliği ile yaptığı son yakın çarpışma sonunda yenildi ve bir daha tek bir Romalıya bile karşı koymamaya and içerek Galya'dan sürgüne ayrıldı.
Böylelikle sekiz uzun yıl süren "Galya Savaşları" sona erdi. Bu savaşlar göç etmek isteyen Helvetlerin yenilip göçlerinin durdurulmasından başlayıp Uxellodunum kalesinin kuşatılmasından sonra teslim olan her Galyalı savaşçının ellerinin kesilmesine kadar devam etti. Galya'da Roma'ya tabi olmayan bağımsız her bir kabilenin savaşçılarının hepsinin Romalılara bağlanıp onlara biat etmeleri ile sonuçlandı.
Bu uzun süren Romalı fetih savaşlarında Galya (Plutarkhos (MS. 46 - 120?) ve Gaius Plinius Secundüs (MS. 23 - 79) eserlerinde belirtilen Jül Sezar'a ait atıflara göre) yaklaşık 1 milyon yerli halktan insan öldürüldü ve bir diğer 1 milyon kadar yerli halktan insan da esir olarak Roma esir pazarlarında satıldı. Antik Romalı tarihçi olan Velleius Paterculus (yak. MO. 19 – yak. MO 31) tarafından verilen rakamlara göre Sezar'ın öldürttüğü yerli Galyalı sayısı 400.000'in üzerinde olup bunun birkaç katı sayıda yerli Galyalı da esir edilip esir pazarlarında satılmışlardır.
Galya Savaşları'nın kronolojik özeti
Yıl MÖ 59
Konsüller - Jül Sezar (Caius Julius Caesar) ve Marcus Calpurnius Bibulus:
- Lex Vatınia adlı bir senato kanunu ile Cisalpin Galya ile İlirya valiliğinin ve bu eyaletlerde bulunan üç lejyon komutanlığının beş yıl süre ile Prokonsül unvanı ile Jül Sezar'a verilmesi.
- Senatus-consulte tipli Roma Senatosundan çıkartılan bir kararname ile prensip olarak ileride Prokonsül olan kişiye Transalpin Galya eyaleti verilmesi ve bu eyaletteki lejyonuun komutanlığı da verilmesi kararlaştırılması; bu görevlerin de Jül Sezar'a verilmesi.
Yıl MÖ 58
Konsüller - Lucius Calpornius Piso Caesoninus ve Aulus Gabinius :
- Helvet'lerin ve Boi'ler Galyalı kabilelerin Divico kabile reisliği altında Galya'nın batısına göç etmeye başlamaları;
- Sezar Cenevre Gölü önünde savunma duvarı ve Rhône Nehri vadisinde savunma kaleleri inşa etmesi ve bunları Romalı askerle ile savunması; Cenevre Gölü'nden nehir çıkışı önündeki sur duvarı önünde yapılan Cenevre Muharebesi'nde galip gelerek, göç eden Helvet'leri geri püskürtmesi.
- Helvet'lerin göç yolu değiştirerek Sekuan'lar arazilerinden geçip göçlerine devamı; Sezar'ın onları takibi; onlar Saöne Nehri'ni geçerken yapılan Arrar Nehri Muharebesi'nde nehri geçemeyen bir klanın tüm mensuplarının öldürmesi; Nehri geçenleri takip etmesi;
- Bibracte şehri önünde yapılan Bibracte Muharebesi'nin Jül Sezar ve Titus Labienus'un komutasındaki Romalı ordusunun galip gelmesi. Helvetlerin teslim olmak istemesi.
- Teslim olmayıp kaçan Helvet'lerin yakalanıp hepsinin öldürülmesi; teslim olan Helvet'lerin eski arazilerine geri gönderilmesi; Helvet'lerle birlikte göç eden Boi'lerin Aedu'lar arazilerine vassal halk olarak yerleştirilmeleri;
- German asıllı bir kabile olan Sueb'ler kralı olan Ariovistus'un müttefikleri Sekuan'lara birlikte Aedu'lara karşı Magetobirge Muharebesi'ni kazanması ve onlardan toprak kazanıp kabile üyelerini buralarda yerleştirmesi.
- Ariovistos'un Sekuan'lardan yeni bir müttefik kabile için yeni topraklar istemesi; Aedu'ların Sezar'a Arıovistus'u şikayet etmeleri; Romalılar bunu kabul etmeyip Ariovistos'a savaş açmaları.
- Alsas Ovası'da Jül Sezar komutasındaki Romalılar ve Ariovistos komutasında Sueb'lerin karşılıklı yaptıkları harekât; Vosges Muharebesi ve Sezar'ın Ariovistos komutasında Sueb'lere galibiyeti; Ariovistos'nin Ren Nehri'ni geçip Germanler arasına kaçması;
Yıl MÖ 57
Konsüller - Publius Cornelius Lentulus Spinther ve Quintus Caecilius Metellus Nepos:
- Belga'lar ve diğer komşu kabilelerin yapılan bir genel kabileler meclisinde Romalılar aleyhinde bir ittifak kurmaları.
- Başta Belga'lara bağlı Suession'lar kral Galba komutasndaki Belga'lar yine German asıllı olan fakat Roma ile ittifak yapan Rem'lera karşı bir askeri seferin başlatması.
- M.Ö. 57'de prokonsül Jül Sezar Belga kabilelerinden oluşan ve Suessions'ler kralı Galba komutasındaki Belga savaşçılarına karşı Axona Muharebesi'nde zafer kazanması.
- Sezar'ın Suessions'lar üzerine yürümesi; Novidunum'a sığınmış Suessions'ları kuşatması; Suessions'ların barış istemeleri ve teslim olmaları.
- Prokonsül'un Bellovac'lara karşı yürümesi; bu kabilenin teslim olmayı kabul edip Sezar'ın barış şartlarını kabul etmesi.
- Belga'lar kabilesi ve onlara bağlı olan Nervi'ler, Atrebat'lar ve Viromanduen'lere karşı yapılan ikinci muharebe olan Sabis Muharebesi'ni Sezar ve Labienus'un kazanması; Nervi'ler kabilesinin kahramanca dayanması; sonunda Belga'lar ve müttefik kabilelerin Sezar'a teslim olması.
- Publius Crassus'un Atlas Okyanus sahillerinde yaşayan Galyalıların ayaklanamasını bastırması;
- Alp'lerde Servius Galba'nin Oktodurus Muharebesi'nde komuta ettiği lejyonu kurtarması ve Romalılar eline geçtikten sonra kaybedilmiş olan arazileri geri alması.
Yıl MÖ 56
Konsüller - Cnaeus Cornelius Lentulus Marcellinus ve Lucius Marcius Philippus :
- Publius Crassus'un bulunduğu bölgelerde Romalılara vasal olan Galyalı kabilelerin ayaklanması ve Romalıların Venet'lere karşı savaşınin başlaması;
- Decimud Junius Brutus Albinus'u komutasındaki Romalı deniz filosunun Venet'ler filosuna karşı Brotenya Yarımadası sahilleri açıklarında Morbihan Deniz Muharebesi'ni kazanması.
- Quintus Titurius Sabinus'un Viridorix komutasındaki Venel'ler ve müttefik Galyalı kabilelerine karşı galip gelmesi.
- Publius Crassus'un Akitanyalı'ları mağlup ederek onların Romalılara tabi olmasını sağlaması.
Yıl MÖ 55
Konsüller - Marcus Licinius Crassus veGnaeus Pompeius Magnus (Pompey) :
- Sezar'ın Usipet'lere ve Tencter'ler karşı galibiyet kazanması.
- Sezar'ın Ren Nehri'nden doğuya geçerek Germanlar arazilerine girmesi; bunun ilk defa bir Romalı generalin bu nehri geçmesi olması.
- Sezar'ın Manş Denizi'ni gemilerle geçip ilk defa Britanya Adası'na çıkması; bunun da ilk defa bir Romalı generalin Britanya adasına geçmiş olması.
- Titus Labienus'un Morin'ler ve Menape'ler üzerine galibiyetle biten askeri seferi.
- Jül Sezar'ın Galya'daki prokonsüllük görevlerinin Roma'da Senato tarafından tekrar beş yıl daha uzatılması.
Yıl MÖ 54
Konsüller - Appius Claudius Pulcher ve Lucius Domitius Ahenobarbus:
- Sezar'ın Britanya adasına karşı yaptığı ikinci defa gemilerle asker çıkartma seferi; Cassivellaunos komutasında kurulmuş olan Britanya'lı kabileler koalisyon ordusuna karşı yapılan muharebelerde Sezar'ın galip gelmesi; Sezar'ın Britanya'da bulunan kabileleri haraca bağlayarak ama Roma'ya bağlı bir idare kurmadan çekilmesi.
- Galyalıların genel olarak ayaklanmaları. Bu ayaklanmaların en önemlisi Ambiorix ve Catuvolcos komutasındaki Eburon'lar ayaklanması.
- Quintus Titurius Sabinus ve Lucius Aurunclius Cotta komutasında bulunan bir Romalı lejyonunun Aduatuca Muharebesi'nde Ambiorix tarafından yenilmesi ve yakalanan Romalı askerlerin onun emri ile katliamı;
- Quintus Tullius Cicero'nun komutasındaki bir Romalı lejyonunun ordugahının Nervi'ler tarafından kuşatmaya alınması ve Nervi'lerin ordugahın etrafını 9 kadem yüksekliğinde bir duvar ve 15 kadem genişliğinde bir hendek ile çevirmeleri; Sezar'in Galya'daki lejyonlarını toplayarak Nervi'leri mağlubiyete uğratarak bu kuşatmayı kırması.
- Titus Labienus'un daha doğuda bulunan ordugahının da Trever'ler ve müttefikleri tarafından kuşatmaya uğraması; Labienus'un yaptığı bir huruç hareketi ile Trever'leri mağlup etmesi; Trever'ler kabile reisi ve kuşatma savaşçıları lideri olan İndutiomaros'un öldürülmesi.
Yıl MÖ 53
Konsüller - Marcus Valerius Messalla Rufus ve Gnaeus Domitius Calvinus :
- Sezar ve Labienüs'ün Galya'nın kuzeyinde çıkan genel ayaklanmaları en sonunda bastırmaları.
- Sezar'ın üzerinden bir köprü kurdurarak ikinci defa Ren Nehri'ni geçip Germanlar arazilerine girmesi;
- Eburon'lar arazilerinin Romalılarca talan edilmesi ve halkından direnenlerin öldürülüp diğerlerinin köle edilip Roma esir pazarlarında satılması ve bu kabilenin tümüyle elemine edilmesi. Kabile lideri Ambiorix'in kaçması.
Yıl MÖ 52
Konsüller - Gnaeus Pompeius Magnus (Pompey) ve Quintus Caecilius Metellus Pius Scipio Nasica:
- Carnut'lar kabilesi tarafından Cenanbum'da Romalı tacirlerinin katliama uğratılması;
- Galya halkını Romalılar aleyhinde birleştirip büyük çoğunluğunu yanına çekmiş olan Galyalı önder olarak seçilen Vercingetorix isyanının başlaması;
- Sezar'ın Averni'ler kabilesin üzerine yürümesi; Boi'ler desteği ile Vallaunodunum, Cenabum ve Noviodnüm'ün fethi; Avern'lerin yakıp yıkma taktiği ile Avaricum'a çekilmeleri.
- Sezar tarafından Avaricum kuşatması; fethedilmesi ve tümüyle yerle bir edilmesi.
- Sezar'ın Gergovia kuşatması; Aedu'ların Romalılara ihaneti ve Sezar'ın mağlup edilmesi; Sezar'ın Romalıları bu mağlubiyetinden sonra tekrar toparlanması; Galya'lıların Gergovie'yi boşaltıp terk etmeleri.
- Senon'lar ve Parisi'ler kabilelerine karşı Romalı Labienus'un Lutece Muharebesi.
- Sezar'ın Vercingetorix'in Galyalılar ordusunu yenerek Alesia Kuşatmasına başlaması.
- Alesia Kuşatması sonunda Galyalı ordusunun teslim olması ve Galyalılar önderi Vercingétorix şahsen silahlarını Sezar önüne atarak teslim olması ve Roma'da Zafer Alayı sırasında idam edilmesi.
Yıl MÖ 51
Konsüller - Servius Sulpicius Rufus ve Marcus Claudius Marcellus:
- Sezar'ın Galyalı Bitiurg'ları yenmesi; Atrepet'ler kabilesi mensubu Commios komutasındaki Bellovac'ların yenilmeleri;.
- Romalı komutanlar Caius Caninius ve Caius Fabius'un Picton'ları yenmesi.
- Sonra Caninius'un Cadurk'ları Uxellodunum önünde yenilmesi.
- Uxellodunum'un direnişi; Sezar'ın şahsen gelip şehrin suyunu keserek şehri zaptetmesi; Sezar'ın emri ile şehir kuşatmasına direnen eli silah tutabilen her kişinin ibret olmak üzere ellerinin kesilip sakat edilmeleri.
- Trever'lere karşı Titus Labienus'un galebesi ve böylece en son Galya isyanının bastırılması.
Avrupa edebiyatı ve kültüründe Galya Savaşları
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- G.Julius Caesar (çev. Hamit Dereli), (1942) Gallia Savaşı, İstanbul: Maarif Basımevi (Dünya Edebiyatından Tercümeler - Latin Klasikleri) Googlebooks
- Ceasar (editör ve giriş: Jane P. Gardner; İngilizceye çev.: S. A. Handford) (1983 Rev.ed.) The Conquest of Gaul Penguin Classics, ISBN 0140444335 (İngilizce) adlı modern İngilizce tercüme eserinin girişinde Bölüm 3 ile Bölüm 8 de
- Galsworthy, Adrian (2007) Caesar Londra: Orion Books Ltd, say. 246.
- Grant, Michael (1969) Julius Caesar. Londra: Weidenfeld and Nicolson, (İngilizce) s.87
- Galsworthy, Adrian (2004 Yeni ed.) The Name of Rome: The Men Who Won the Roman Empire, Londra: Phoenix Press ISBN 0753817896 (İngilizce)
- Jül Sezar (Tür. çev. Hamit Dereli) (1955) Gallia Savaşı Dünya Edebiyatından Tercümeler Latin Klasikleri 1; Ankara: Maarif Basımevi
- G. Julius Caesar (çev. Hamit Dereli), (1942) Gallia Savaşı, İstanbul: Maarif Basımevi (Dünya Edebiyatından Tercümeler - Latin Klasikleri Kitap I
- Cassius Dio, Roma Tarihi; (orijinal Grekce) (İng. çev.: Earnest Cary ) (1914-1927) Roman History : The Text of Cassius Dio on Lacus Curtius, Kitap 38, 39,40 Loeb Classical Library. Harvard University Press. [http://penelope.uchicago.edu/Thayer/E/Roman/Texts/Cassius_Dio/38*.html (İngilizce)(
- G.Julius Caesar (çev. Hamit Dereli), (1942) Gallia Savaşı, İstanbul: Maarif Basımevi Kitap I. Bölüm 30-53 s. 23-45
- Michael Grant, Micheal (1969) Julius Caesar, Londra: Weidenfeld and Nicolson, (İngilizce) s.87
- Walter, Gérard.(İng. çev:Emma Craufurd) (1952) Caesar: A Biography. New York: Charles Scribner’s Sons. (İngilizce)
- Adrian, Goldsworthy, (2007) Caesar. Londra: Orion Books Ltd. (İngilizce)
- Fuller, J.F.C. (1965) Julius Caesar: Man, Soldier, and Tyrant, Londra: Eyre and Spottiswoode (İngilizce)
- Wyke Maria, (2008) Caesar: A Life in Western Culture Chicago: University of Chicago Press, (İngilizce) s.42
- G.Julius Caesar (çev. Hamit Dereli), (1942) Gallia Savaşı, İstanbul: Maarif Basımevi Kitap II.
- Ezov, Amiram (1996) "The "Missing Dimension" of C. Julius Caesar", Historia C.45/1 s.66
- İskenderiyeli Appian [http :/ / remacle.org / bloodwolf / historians / Appian / celtique.htm İskendriyeli Appian tarihi]
- "Appian tarihi #frag. 1.4". 20 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Nisan 2014.
- Carcopino, Jérôme, (1990) Jules César,(6. éd.) PUF (ISBN 978-2130428176) (Fransızca).
- G.Julius Caesar (çev. Hamit Dereli), (1942) Gallia Savaşı, İstanbul: Maarif Basımevi Kitap IV. s. 91-114
- Appien Tarihi # XVIII parça. 18.
- Appian Tarihi 20 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "Celtique" bölümü (Fransızca) ve 20 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Parça: 1,5 (Fransızca).
- Kaynaklar: [http: // www.mediterranees.net / histoire_romaine / plutarque / pompee / index.html Pomepey'in hayatı] (Fransızca) ve [http: // www.mediterranees.net / histoire_romaine / plutarque / pompee / pompee5.htmlchap_54 Plutarkhos Bölüm 54] (Fransızca)
- Tarihçiler büyük olasılıkla bu mevkinin günümüzde Kent bölgesinde bulunan "St Albans Tepesi" olduğunu kabul etmektedirler. T.A. Dodge, Caesar , s.181-189
- C.Tacitus (çev. Hamit Dereli), (1943, yeni basım 1990) Agricola’nın Hayatı veya Britanya Tarihi, Ankara:Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (Dünya Edebiyatından Tercümeler / Latin Klasikleri Dizisi) Tacitius, "La Vie d’Agricola" Fransızca Çeviri
- Bu çok ciddi olan kuraklığın gerçekliği ve gayet önemli olması arkeologlar tarafından yapılan eski ağaçların yıllık büyüme (dendroloji) analizlerinden de doğrulanmıştır. Bakınız Durost, Sabastien; Rosssignol, Benoit; Lambert, Georges-Noel ve Vincent, Bernard (2008) "Climat, Guerre des Gaules et dendrochronologie du chêne" ArchéoSciences No.32 s.31-50 ISBN 978-2-7535-0868-2 Climat, Guerre des Gaules et dendrochronologie du chêne (Quercus sp.) du ier siècle av. J.-C. 12 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İspanyolca)
- Bu Sezar'ın kitabında bulunan çelişkili bilgilerden biridir. Sezar Kitap II'de MÖ 57'de Nerviler'in tamamen imha edildiğini bildirmiştir. Halbuki MÖ 53 Mart'ında tekrar Nerviler üzerinde gittiğini ve onların teslim olduklarını bildirmektedir.
- G.Julius Caesar (çev. Hamit Dereli), (1942) Gallia Savaşı, İstanbul: Maarif Basımevi Kitap Vlll. s.255-282
Dış kaynaklar
Klasik referanslar
- Jül Sezar (Türkçeye Çev. Hamit Dereli) (1942) Gallia Savaşı, İstanbul: Maarif Basımevi (Dünya Edebiyatından Tercümeler - Latin Klasikleri)Googlebooks</ref>
- Cassius Dio, Roma Tarihi (orijinal Grekce)
- (İng. çev.: Earnest Cary ) (1914-1927) Roman History : The Text of Cassius Dio on Lacus Curtius, Kitap 38, 39 ve 40 Loeb Classical Library. Harvard University Press. (İngilizce)
- (Fr. çev.: . Étienne Gros), (1845-1873) Histoire romaine Cilt:3, 4 (livres XXXVIII à XL.) Paris:Didot Wikisource :Histoire romaine (Dion Cassius) - Wikisource (Fransızca)
Modern referanslar
- Grant, Michael (1969) Julius Caesar Londra: Weidenfeld and Nicolson, (İngilizce)
- Galsworthy, Adrian (2004 Yeni ed.) The Name of Rome: The Men Who Won the Roman Empire, Londra: Phoenix Press ISBN 0753817896 (İngilizce)
- Goldsworthy, Adrian, (2007) Caesar. Londra: Orion Books Ltd. (İngilizce)
- Fuller, J.F.C. (1965) Julius Caesar: Man, Soldier, and Tyrant, Londra: Eyre and Spottiswoode (İngilizce)
- Walter, Gérard. (İng. çev:Emma Craufurd) (1952) Caesar: A Biography. New York: Charles Scribner’s Sons. (İngilizce)
- Wyke Maria, (2008) Caesar: A Life in Western Culture Chicago: University of Chicago Press, (İngilizce)