Ankara'da turizm

Ankara'da turizm; daha çok yerli turistlerin ziyaretleriyle yürümektedir ve büyük oranda kültür turizmine dayanmaktadır. Ankara, 2018 yılında 3,7 milyon ziyaretçi ile yerli turistlerin en çok konaklama yaptığı 5. Türk şehri olmuştur. Ayrıca turistik tesis ve yatak sayısı bakımından 81 il arasından 11. sırada yer almaktadır.[1]

Simge yapılar

Ankara denildiğinde akla ilk gelen yapılardan birisi şüphesiz ki Ankara Kalesi'dir. Galatlardan beri var olduğu bilinen kale; Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde birçok kez onarımdan geçmiştir. Akkale ve saat kulesi, kalenin bünyesinde bulunan diğer önemli tarihi yapılardır.

Anadolu Selçuklu sultanı I. Alaeddin Keykubad adına; Çubuk Çayı, İncesu Deresi ve Hatip Çayı'nın birleştiği noktada yaptırılmış olan Akköprü ise şehirde Selçuklular döneminden kalan ender yapılardan birisidir. Köprü, 1959 yılında kentsel sit alanı olarak tescillenmiştir.

Türk Kurtuluş Savaşı'nın büyük lideri ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk adına yaptırılmış olan Anıtkabir, şehirdeki manevi değeri en yüksek olan yapılardan birisidir. Ankara'ya en hakim noktalardan biri olan Anıttepe'de bulunan anıt mezarı her yıl önemli gün ve millî bayramlarda milyonlarca insan ziyaret etmektedir. 2017 yılında gelen 6 milyondan fazla ziyaretçi ile büyük bir rekor kırılmıştır.[2]

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ambleminde de yer alan Kocatepe Camii ve Atakule, şehrin tarihi bir değeri olmayan fakat ulusal ve uluslararası alanda tanınmasını sağlayan iki simge yapıdır. Tasarımında Osmanlı mimarisinden büyük ölçüde izler taşıyan Kocatepe Camii'nin inşası yaklaşık 20 yıl sürmüştür. Atakule ise 2010'lu yılların başlarında kapatıldıktan sonra 6 yıl kadar tadilatta kalmış, 2018 yılında tekrar kullanıma ve ziyarete açılmıştır.

Kültür turizmi

Müzeler

Doğrudan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı 6 müze ve 4 ören yeri ile Ankara; Antalya, Aydın, Mersin, İstanbul, Muğla ve İzmir gibi şehirlerin ardından Türkiye'de devlet destekli en çok müzenin bulunduğu 9. şehirdir.[3] Fakat sıralamaya diğer özel müzeler de dahil edildiğinde şehirdeki toplam müze sayısı 80'i bulmaktadır ve böylece Ankara, İstanbul'dan sonra en çok müzeye ev sahipliği yapan 2. Türk şehri olmaktadır.[4]

1997 yılında Avrupa'nın en prestijli müzecilik ödülü olan Avrupa Yılın Müzesi Ödülüne layık görülmüş olan ve sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın önde gelen müzelerinden biri olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni 2017 yılında 189.246 kişi ziyaret etmiş, böylece müze Türkiye'nin en çok ziyaret edilen 9. müzesi olmuştur.[5]

Anıtkabir inşa edilene kadar Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşının muhafaza edildiği Etnografya Müzesi, Türkiye'nin önde gelen ve en eski sanat müzelerinde birisi olan Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni ve son binasına taşınana kadar meclis binası olarak kullanılmış ve günümüzde müzeye çevrilmiş olan Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Müzeleri Ankara'da bulunan diğer önemli müzelerdendir.

Ankara'da klasik müzecilik anlayışına göre genelde arkeolojik, etnografik, tarihi veya sanatsal nesne ve belgelerin sergilendiği müzelerin yanı sıra hamam müzesi[6], satranç müzesi[7], mobilya müzesi, ekmek müzesi[8], hukuk müzesi[9] gibi değişik temalarda ve çoğu alanında ilk olan onlarca müze bulunmaktadır. Bu yönüyle şehir ziyaretçilere farklı ve yaratıcı deneyimler yaşama imkânı sunmaktadır.

Ören yerleri

Gordion; Erken, Orta ve Geç Tunç Çağı'na ait Frig dönemi eserlerin sergilendiği bir ören yeridir. Ayrıca ünlü Frig hükümdarı Kral Midas'ın tümülüsü de burada bulunmaktadır. Kazılarda ortaya çıkan eserlerin teşhir edildiği müze 1963 yılında açılmıştır.

Tarih boyunca çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapan Ankara toprakları, Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir imar faaliyetinden geçmiştir. 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescillen ve Roma dönemine ait önemli eserlerin ele geçirildiği Roma Tiyatrosu, Roma İmparatoru Caracalla tarafından sağlık tanrısı Asklepios adına yaptırılan Roma Hamamı ve başka bir roma imparatoru olan Augustus adına inşa edilen Augustus Tapınağı; şehirdeki önemli arkeolojik kalıntılardır. Roma İmparatoru Julian'ın Ankara'yı ziyareti onuruna dikilen Jülian Sütunu ve bir inşaatın temel kazısı sırasında ortaya çıkan Ankara Roma Yolu diğer önemli Roma dönemi eserlerindendir.

Tarihi yerleşim yerleri

Beypazarı, Ankara'nın tarihi dokusu en iyi korunmuş ve turizme kazandırılmış sayılı yerleşim yerlerinden birisidir. Geleneksel tarzda inşa edilmiş olan tarihi Beypazarı evleri, Osmanlı dönemi sivil mimarinin en önemli örneklerindendir. Çoğu iki veya üç katlı, ahşap konak olan bu yapıların büyük bir kısmı günümüzde müze, butik otel, restoran ve dükkan olarak kullanılmaktadır. Telkari sanatı, dokumacılık, yemenicilik, demircilik, bakırcılık, semercilik gibi önemli el sanatlarının hala başarılı bir şekilde yaşatıldığı Beypazarı, somut olmayan kültürel varlıkların korunması konusunda Türk kültür ve turizmine oldukça katkı sağlamaktadır. Her yıl Haziran ayında düzenlenen Beypazarı Festivali ile çok sayıda turist bölgeye çekilmekte ve ekonomiye katkı sağlanmaktadır. Yaşayan Müze ve Türk Hamam Müzesi, ilçedeki önemli müzelerdendir.

Kaynakça

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.