Adolf Hitler'in ölümü

Adolf Hitler, 1921'den 1945'e kadar Nazi Partisinin lideri, 1933'ten 1945'e kadar Almanya Şansölyesi ve 1934'ten 1945'e kadar Nazi Almanyası'nın Führer'i ('Lider') olan Avusturyalı-Alman bir politikacıydı. Adolf Hitler, 30 Nisan 1945'te Berlin'deki yer altı sığınağı Führerbunker'de kendini vurarak intihar etti. Kendisiyle birlikte eşi Eva Braun da siyanür alarak kendini öldürdü. Hitler'in daha önceden vermiş olduğu talimatlar doğrultusunda cesetleri, aynı gün öğleden sonra sığınağın acil çıkışının merdivenlerinden dışarı çıkarıldı ve Reichskanzlei'nin bahçesinde üzerine petrol dökülerek ateşe verildi.[1] Sovyet arşivlerindeki kayıtlar, yanmış kalıntıların 1946 yılına kadar toparlandığını ve birbirini takip eden yerlere defnedildiğini göstermektedir.[lower-alpha 1] 1970 yılında yeniden mezardan çıkarılıp yakıldı ve külleri dağıtıldı.[lower-alpha 2]

ABD Silahlı Kuvvetleri gazetesi Stars and Stripes'in ön sayfası, 2 Mayıs 1945

Hitler'in ölüm nedeni konusunda açıklamalar farklıdır; bir versiyon, onun sadece zehirle öldüğünü belirtir[lower-alpha 3] ve başka bir görüş, siyanür kapsülünü ısırırken kendi kafasına bir kurşun sıkarak öldüğünü iddia etmektedir.[lower-alpha 4] Günümüz tarihçiler bu açıklamaları ya Sovyet propagandası[lower-alpha 5][lower-alpha 6] ya da farklı sonuçları uzlaştırmak için bir uzlaşma girişimi olarak reddettiler.[lower-alpha 4][lower-alpha 7] Bir görgü tanığı, Hitler'in cesedinin ağızdan vurulduğuna dair işaretler gösterdiğini söyledi; ancak bunun olası olmadığı kanıtlandı.[lower-alpha 8][lower-alpha 9] Hitler'in cesedinde bulunan diş kalıntıları, 1945'teki diş kayıtlarıyla eşleştirilmiştir.[2][lower-alpha 10]

Siyasi nedenlerle Sovyetler Birliği, Hitler'in kaderinin çeşitli versiyonlarını sunmuştur.[3][4] Savaşı takip eden yıllarda Hitler'in ölmediğini, kaçtığını ve eski Batı Müttefikleri tarafından korunduğunu savundular.[3]

Önceki olaylar

1945'in başlarında, Nazi Almanyası tam bir askeri çöküşün eşiğindeydi. Polonya, Berlin'den yalnızca 82 kilometre (51 mil) mesafede yer alan, Küstrin ile Frankfurt-an-der-Oder arasındaki Oder'i geçmeye hazırlanan ve batıya doğru ilerleyen Sovyet Kızıl Ordusunca ele geçirilmişti.[5] Alman kuvvetleri yakın zamanda Ardenler Taarruzunda Müttefiklere yenilmişti. İngiliz ve Kanadalı kuvvetler Ren nehrini geçerek Ruhr'un Alman endüstriyel kalbine girdiler.[6] Güneydeki ABD kuvvetleri Lorraine'i ele geçirmişti ve Mainz, Mannheim ve Ren'e doğru ilerliyorlardı.[6] İtalya'daki Alman kuvvetleri, ABD ve İngiliz Milletler Topluluğu güçleri tarafından, Po nehri üzerinden Alplerin eteklerine ilerlemek amacıyla Bahar Taarruzunun bir parçası olarak bastırıldığı için kuzeye doğru çekiliyorlardı.[7]

Führerbunker şematik diyagramı

Hitler, 16 Ocak 1945'te Berlin'deki Führerbunker'ına çekildi. Nazi liderliği altında, Berlin Savaşının Avrupa'daki son savaş olacağı açıktı.[8] Almanya'nın B Ordu Grubundan yaklaşık 325.000 asker, 18 Nisan'da Ruhr Cebi'nde kuşatıl arak esir alındı ve ABD güçlerinin Berlin'e ulaşma yolunu açık bırakmış oldu. 11 Nisan'da Amerikalılar şehrin 100 kilometre (62 mil) batısındaki Elbe'yi geçtiler.[9] 16 Nisan'da doğudaki Sovyet kuvvetleri Oder'i geçti ve Berlin'i o tarafta koruyan son büyük savunma hattı olan Seelow Tepelerini ele geçirmek için savaşa başladı.[10] 19 Nisan'a gelindiğinde, Almanlar Seelow Tepeleri'nden tamamen geri çekildiler ve hiçbir cephe hattı bırakmadılar. Berlin, aynı zamanda Hitler'in doğum günü olan 20 Nisan'da ilk kez Sovyet topçusu tarafından bombalandı. 21 Nisan akşamı Kızıl Ordu tankları şehrin eteklerine ulaştı.[11]

22 Nisan'da öğleden sonraki durum konferansında, Hitler'e verilen raporda tam bir gerginlik yaşandı. Önceki gün SS Generali Felix Steiner’in Ordu Müfrezesi’nin karşı saldırıya geçmesini istemişti[12] fakat saldırı başlatılamamıştı. Hitler bunu öğrenince komutanlarına karşı, onları hain ve beceriksiz olarak nitelendiren bir öfkeli bir tirad başlattı ve –ilk kez– savaşın kaybedildiğini kabul etti. Hitler, sonuna kadar Berlin'de kalacağını ve ardından kendini vuracağını açıkladı.[13] O günün ilerleyen saatlerinde SS doktoru Werner Haase'ye en güvenilir intihar yöntemini sordu. Haase eş zamanlı "tabanca ve zehir yöntemini" önerdi.[14] Luftwaffe şefi Reichsmarschall Hermann Göring bunu öğrendi ve Hitler'in halefi olarak adlandırdığı 1941 tarihli kararnamesi uyarınca Reich'ın liderliğini devralmak için iznini isteyen bir telgraf gönderdi.[15] Hitler'in sekreteri Martin Bormann, Göring'in Hitler'i darbe ile tehdit ettiğine ikna etti.[16] Yanıt olarak Hitler, Göring'e tüm görevlerinden istifa etmediği takdirde idam edileceğini bildirdi. O günün ilerleyen saatlerinde Göring'i tüm görevlerinden kovdu ve tutuklanmasını emretti.[17]

27 Nisan'a kadar Berlin, Almanya'nın geri kalanından koptu. Savunma birimleriyle güvenli telsiz iletişimi kaybedildi; Führerbunker'deki komuta personeli talimat ve emirleri iletmek için telefon hatlarına ve haber ve bilgi için kamu radyosuna güvenmek zorundaydı.[18] 28 Nisan'da Hitler, Reuters kaynaklı bir BBC raporu aldı; rapor, Reichsführer-SS Heinrich Himmler'in Batı Müttefiklerine teslim olmayı teklif ettiğini belirtiyordu. Müttefikler bu teklifi reddetti. Himmler, Müttefiklere, Hitler'in vatana ihanet olarak değerlendirdiği bir teslimiyet için pazarlık yapma yetkisine sahip olduğunu ima etmişti. O öğleden sonra, Hitler'in acısı Himmler'e karşı bir öfkeye dönüştü.[19] Hitler, Himmler'in tutuklanmasını emretti ve Hermann Fegelein (Himmler'in Führerbunker'deki SS temsilcisi) sığınaktan habersiz bir şekilde firar ettiği için vurularak infaz edildi.[20]

Bu zamana kadar Kızıl Ordu, Potsdamer Platz'a ilerlemişti ve tüm göstergeler, Başbakanlık'a saldırmaya hazırlandıklarına dair belirtilerdi. Bu rapor ve Himmler'in ihaneti, Hitler'i hayatının son kararlarını vermeye sevk etti.[21] 29 Nisan[22][23] gece yarısından kısa bir süre sonra Eva Braun ile Führerbunker içindeki bir harita odasında küçük bir resmi törenle evlendi. Hitler daha sonra yeni karısıyla mütevazı bir düğün kahvaltısına ev sahipliği yaptı ve ardından sekreter Traudl Junge'yi başka bir odaya götürerek ona son vasiyetini yazdırdı. Kendisinin ölümünün hemen ardından Büyük Amiral Karl Dönitz ve Joseph Goebbels'in sırasıyla devlet başkanı ve şansölye rollerinin yerine getirilmesi için talimatlar bıraktı. Hitler bu belgeleri saat 04.00'da imzaladı ve sonra yatağına gitti. Bazı kaynaklar, son vasiyetini düğünden hemen önce dikte ettiğini söylüyor; ancak hepsi imzanın zamanlaması konusunda hemfikirdir.[lower-alpha 11][lower-alpha 12]

Eva Braun ve Hitler (Blondi ile birlikte), Berghof, Haziran 1942

29 Nisan günü öğleden sonra Hitler, müttefiki Benito Mussolini'nin İtalyan partizanlar tarafından infaz edildiğini öğrendi. Mussolini ve metresi Clara Petacci'nin cesetleri benzin istasyonunda topuklarından yukarı asılıp halka teşhir edilmişlerdi. Cesetler daha sonra İtalyan muhalifler tarafından tükürülüp, tekmelenip alaya maruz kalmışlardı. Bu olaylar, daha önce vasiyetinde kaydettiği gibi, Hitler'in kendisine veya karısına da buna benzer "gösteri" yapılmasına izin vermeme kararlılığını güçlendirmiş olabilir.[24][lower-alpha 13] SS doktoru Dr. Ludwig Stumpfegger tarafından dağıtılan siyanür kapsüllerinin etkinliğinden şüphe duyan Hitler, Dr. Haase'ye, köpeği Blondi üzerinde bir tanesini test etmesini emretti.[25]

İntihar

Hitler ve Eva Braun, sığınakta kırk saatten az bir süre karı koca olarak birlikte yaşadılar. Mareşal Wilhelm Keitel, 30 Nisan günü saat 01.00'e kadar, Hitler'e Berlin'i kurtarmak için bağlı olduğu tüm kuvvetlerin ya kuşatıldığını ya da savunmaya zorlandığını bildirdi.[26] Saat 02.30 civarında, Hitler, çoğu kadın yaklaşık yirmi kişinin vedalaşmak için toplandığı koridorda belirdi. Hitler sırayla yürüdü ve odasına çekilmeden önce her biriyle el sıkıştı.[27] Sabah geç saatlerde, artık Sovyetler ile Hitler'in içinde bulunduğu Führerbunker arasında 500 metreden (1.600 ft) daha kısa bir mesafe kalmıştı. Hitler, Berlin Savunma Bölgesi komutanı General Helmuth Weidling ile bir toplantı yaptı. Weidling, Hitler'e garnizonun muhtemelen o gece cephanesinin biteceğini ve Berlin'deki çatışmaların kaçınılmaz olarak önümüzdeki 24 saat içinde sona ereceğini söyledi.[26] Weidling kaçış için izin istedi; bu daha önce başarısızlıkla yapmış olduğu bir istekti. Hitler bu isteğine cevap vermedi ve Weidling, Bendlerblock'taki karargahına geri döndü. Saat 13.00 civarında, o gece bir kaçış denemesi için Hitler'in iznini aldı.[28] Hitler daha sonra iki sekreteri ve özel aşçısı ile beraber öğle yemeği yediler, ardından Hitler ve Braun sığınak personeli üyelerine ve Martin Bormann, Joseph Goebbels ve ailesi, sekreterler ve birkaç askeri subay da dahil olmak üzere diğer sığınak sakinlerine veda etti. Saat 14.30 civarında Adolf ve Eva Hitler özel çalışma odasına geçtiler.[28]

Hitler'in ölümü sırasında Avrupa'da II. Dünya Savaşı'nın durumu. Beyaz alanlar Nazi güçleri tarafından kontrol ediliyordu, pembe alanlar Müttefikler tarafından kontrol ediliyordu ve kırmızı alanlar Müttefiklerin yakın zamandaki ilerlemelerini gösteriyor.

Daha sonra birkaç tanık, saat yaklaşık 15.30'da yüksek bir silah sesi duyduklarını belirtti. Birkaç dakika bekledikten sonra Hitler'in uşağı Heinz Linge, yanında Bormann ile çalışma odasının kapısını açtı.[29] Linge daha sonra, prusik asit (hidrojen siyanür) varlığında yaygın bir şekilde yanmış badem kokusunu hemen fark ettiğini belirtti.[29] Hitler'in emir subayı SS-Sturmbannführer Otto Günsche çalışma odasına girdi ve koltukta iki cansız cesedi gördü. Eva, bacakları yukarı çekilmiş bir vaziyette Hitler'in solundaydı ve ondan uzaktı. Günsche, Hitler'in oturmuş vaziyette olduğunu ve sağ şakağından kan damlayarak yere battığını belirtti. Hitler kendisini kendi tabancasıyla, Walther PPK 7.65 ile vurmuştu."[30][29][31] Silah ayaklarının dibinde yatıyordu[29] ve SS-Oberscharführer Rochus Misch'e göre, Hitler'in başı önündeki masanın üzerinde yatıyordu.[32] Hitler'in sağ şakağından ve çenesinden damlayan kan, kanepenin sağ kolunda büyük bir leke yapmış ve halının üzerinde birikiyordu. Heinz Linge'ye göre Eva'nın vücudunda görünür fiziksel yaralar yoktu ve yüzü siyanür zehirlenmesiyle nasıl öldüğünü gösterebiliyordu. Günsche ve SS-Brigadeführer Wilhelm Mohnke, tüm yabancılar ve sığınakta çalışanların vefat anında (15.00 ile 16.00 saatleri arasında) Hitler'in özel yaşam alanlarına "erişimlerinin" olmadığını "açık bir şekilde" belirtmişlerdir.[33]

Günsche çalışma odasından ayrıldı ve Hitler'in öldüğünü duyurdu.[34] Hitler'in önceden yazılı ve sözlü talimatına uygun olarak, iki ceset merdivenlerden yukarı ve sığınağın acil çıkışından geçerek Reich Şansölyeliği'nin arkasındaki bahçeye götürüldü ve orada benzinle yakıldı.[35][36] Rochus Misch, Hitler'in ölümünü Franz Schädle'a bildirdi ve görev yeri olan telefon santraline geri döndü, daha sonra birinin Hitler'in vücudunun yakıldığını bağırdığını hatırladığını söyledi.[32][37] Benzini ilk ateşleme girişimleri işe yaramadı ve Heinz Linge sığınağa tekrar gidip, kalın bir kağıt rulosuyla geri döndü. Bormann kağıtları yaktı ve cesetlerin üzerine fırlattı. İki ceset ateş alırken Bormann, Günsche, Linge, Goebbels, Erich Kempka, Peter Högl, Ewald Lindloff ve Hans Reisser'den oluşan bir grup sığınak kapısının hemen içinde dururken selam vererek kollarını kaldırdılar.[38][39]

Saat 16.15 civarında Linge, SS-Untersturmführer Heinz Krüger ve SS-Oberscharführer Werner Schwiedel'e Hitler'in çalışma odasındaki halıyı yakmaları için sarmalarını emretti. Schwiedel daha sonra çalışma odasına girdikten sonra, kanepenin kol dayanağının yanında "büyük bir yemek tabağı" büyüklüğünde bir kan havuzu gördüğünü söyledi. Bitmiş bir mermi kovanını fark ederek eğildi ve halının üzerinde bulunduğu yerden kovanı aldı.[40] İki adam kanlı halıyı çıkarıp merdivenlerden yukarı ve dışarıya Şansölyelik bahçesine taşıdı, orada yere kondu ve yakıldı.[41]

Kızıl Ordu, öğleden sonra Reich Şansölyeliği'nin içindeki ve çevresindeki bölgeyi bombaladı. SS muhafızları, cesetleri daha da yakmak için ek benzin kutuları getirdiler. Linge daha sonra, ısının dağılımının değişiklik gösterdiği yerlerde cesetler açıkta yakıldığı için yangının kalıntıları tamamen yok etmediğini fark etti.[42]16.00-18.30 saatleri arasında cesetler yandı.[43] Yaklaşık 18.30'da Lindloff ve Reisser ceset kalıntılarını sığ bir bombanın yer açtığı çukurda örttü.[44]

Sonrası

Dış dünyaya Hitler'in öldüğüne dair ilk ipucu Almanların kendisinden geldi. 1 Mayıs'ta, Reichssender Hamburg radyo istasyonu, Hitler'in o öğleden sonra öldüğünü duyurmak için normal programını yarıda kesti[lower-alpha 14] ve halefi Başkan Karl Dönitz'i tanıttı.[45] Dönitz, Alman halkını, Reich'ın başkentini savunan bir kahraman olarak öldüğünü söylediği Führer'lerinin yasını tutmaya çağırdı.[46][47] İngiliz ve Amerikalılara kısmi bir teslimiyet müzakere ederek orduyu ve milleti kurtarmayı ümit eden Dönitz, Almanların Batıdaki birliklerine savaşarak geri çekilme yetkisi verdi. Taktiği bir şekilde başarılıydı: 1,8 milyon Alman askerinin Sovyetler tarafından yakalanmasını engellemesini sağladı; ancak askerler 8 Mayıs'a kadar savaşmaya devam ettikçe kan dökülmesi yüksek bir maliyetle karşılandı.[48]

General Hans Krebs, 1 Mayıs günü saat 04.00'ten hemen önce Sovyet Generali Vasily Chuikov'un karargahına giderek ateşkes ve "barış müzakerelerini" başlatmaya çalışırken ona Hitler'in ölüm haberini verdi.[49][50] Joseph Stalin'e olaydan on üç saat sonra, Berlin saatiyle 04.05 civarında Hitler'in intihar ettiği bildirildi.[51][52] General Vasily Chuikov, Krebs'e onay verme yetkisine sahip olmadığı koşulsuz teslim olmalarını talep etti.[53][54] Stalin, Hitler'in öldüğünün teyit edilmesini istedi ve Kızıl Ordu'nun SMERSH birimine cesedi bulmasını emretti.[55] 2 Mayıs sabahın erken saatlerinde Sovyetler Reich Şansölyesini ele geçirdi.[56] Führerbunker'ın içinde General Krebs ve General Wilhelm Burgdorf, kafalarına kurşun sıkarak intihar ettiler.[57]

4 Mayıs'ta, SMERSH komutanı Ivan Klimenko tarafından bir çukurda Hitler, Braun ve iki köpeğin (Blondi ve yavruları Wulf olduğu sanılıyor) iyice yanmış ceset kalıntıları bulundu.[58][59] Ertesi gün mezardan çıkarıldılar ve Buch'taki 3. Saldırı Ordusu'nun SMERSH Karşı Casusluk Bölümüne gizlice teslim edildi.[60] Stalin, Hitler'in öldüğüne inanmaktan çekiniyordu ve bilgilerin halka açıklanmasını kısıtladı.[61][62] 11 Mayıs'a kadar yanmış cesedin alt çenenin parçası Hitler'e ait olarak tanımlandı; diş hekimi asistanı Käthe Heusermann ve diş teknisyeni Fritz Echtmann, Hitler ve Braun'un diş kalıntılarını inceleyerek doğruladılar.[63][64][lower-alpha 10] Sovyet otopsisinin ayrıntıları 1968'de kamuoyuna açıklandı ve Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi'ndeki (UCLA) odontologlar tarafından kalıntıların 1972'de Hitler'e ait olduğunu doğrulamak için kullanıldı.[65][lower-alpha 15]

Haziran 1945'in başlarında, Hitler, Braun, Joseph ve Magda Goebbels'in cesetleri, Goebbels çiftinin altı çocuğu, Krebs, Blondi ve başka bir köpek, Buch'tan Finow'a taşındı ve burada Hitler'i gömen SS muhafızları onun kalıntılarını yeniden teşhis ettiler.[66][lower-alpha 16] Cesetler 3 Haziran'da Brandenburg'daki bir ormanda yeniden toplanarak mezardan çıkarıldı ve 21 Şubat 1946'da beş tahta kutuya gömüldükleri Magdeburg'daki SMERSH biriminin yeni tesisine taşındı.[63][67][68][69] 1970 yılına gelindiğinde, tesis KGB'nin kontrolü altındaydı ve Doğu Almanya'ya bırakılması planlanıyordu. Bilinen bir Hitler mezar alanının bir neo-Nazi tapınağı olabileceğinden endişe duyan KGB yöneticisi Yuri Andropov, 1946'dan beri orada gömülü olan kalıntıların yok edilmesi için bir operasyon yapılasına izin verdi.[70] Bir KGB ekibine ayrıntılı cenaze işlemleri verildi ve 4 Nisan 1970'te on veya on bir cesedin kalıntılarını gizlice kazdılar. Çıkarılan kalıntılar iyice yakıldı, ezildi ve külleri yakınlardaki Elbe Nehri'nin bir kolu olan Biederitz nehrine atıldı.[71][lower-alpha 17]

Hitler, 1944'te ABD Gizli Servisi tarafından yakalanmaktan kaçmak için kendini nasıl gizleyebileceğini göstermek için tasvir edildi.

Siyasi nedenlerle Sovyetler Birliği, Hitler'in kaderinin çeşitli versiyonlarını sundu.[3][4] Temmuz 1945'te Hitler'in nasıl öldüğü sorulduğunda, Stalin "İspanya veya Arjantin'de" yaşadığını söyledi.[72] Kasım 1945'te, Berlin'deki İngiliz sektörünün karşı istihbarat başkanı Dick White, ajan Hugh Trevor-Roper'a Sovyet iddialarına karşı koymak için konuyu araştırmasını istedi. Raporu, 1947'de Hitler'in Son Günleri adıyla yayınlandı.[73] Savaştan hemen sonraki yıllarda Sovyetler, Hitler'in ölmediğini, kaçtığını ve eski Batılı Müttefikler tarafından korunduğunu iddia etti.[3]

30 Mayıs 1946'da, MVD ajanları, Hitler'in gömüldüğü çukurdan iki kafatası parçası buldu. Sol yan kemiğinde ateşli silah hasarı vardı.[74] Bu parça 1975 yılına kadar kataloğa alınmamış olarak kaldı[75] ve 1993 yılında Rusya Devlet Arşivlerinde yeniden keşfedildi.[76] 2009'da, Sovyet yetkililerinin uzun zamandır Hitler'e ait olduğuna inandıkları kafatası parçasından koparılmış küçük bir parça üzerinde DNA ve adli tıp testleri yapıldı.[77] ABD'li araştırmacılara göre, yaptıkları testler aslında bir kadına ait olduğunu ortaya çıkardı ve kafatasındaki sütürlerin muayenesi onu 40 yaşın altında olduğunu gösterdi.[78][79][lower-alpha 18]

FBI ve CIA, 1940'ların sonları ve 1950'ler boyunca, Hitler'in hâlâ hayatta olabileceğine dair birçok olası ipucu belgeledi; ancak hiçbirine güvenmedi.[80] Belgelerin, Nazi Savaş Suçlarını İfşa Etme Yasası kapsamında gizliliği kaldırıldı ve 2010'ların başında çevrimiçi olarak yayınlanmaya başlandı.[81][82] Soruşturmanın gizlendiği gizlilik, çok sayıda komplo teorisine ilham verdi.[83]

29 Aralık 1949'da Stalin'e, Günsche ve Linge de dahil olmak üzere Führerbunker'da bulunan Nazilerin kapsamlı bir şekilde sorgulanmasına dayanan gizli bir dosya sunuldu.[84] Batılı tarihçilerin 1991'den itibaren eski Sovyetler Birliği arşivlerine girmelerine izin verildi; ancak dosya on iki yıl boyunca keşfedilmemiş olarak kaldı; 2005'te Hitler Kitabı ismiyle yayınlandı.[84]

1968'de Sovyet gazeteci Lev Bezymenski, Hitler'in otopsisinin ayrıntılarını içeren kitabını yayınladı.[65] Faust Shkaravsky tarafından yürütülen sözde Sovyet adli tıp incelemesi, onun siyanür zehirlenmesinden öldüğü sonucuna varırken, Bezymenski, Hitler'in, onun hızlı ölümünü sağlamak için bir darbe de grâce talep ettiği teorisini ortaya koyuyor.[85] Bezymenski daha sonra çalışmalarının Hitler'in ölümü gibi "kasıtlı yalanlar" içerdiğini itiraf etti.[3]

Foto Galeri

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Kershaw 2008, s. 956.
  2. Lusher 2018.
  3. Eberle & Uhl 2005, s. 288.
  4. Kershaw 2001, s. 1037.
  5. Horrabin 1946, Vol. X, s. 51.
  6. Horrabin 1946, Vol. X, s. 53.
  7. Horrabin 1946, Vol. X, s. 43.
  8. Beevor 2002, s. 139.
  9. Shirer 1960, s. 1105.
  10. Beevor 2002, ss. 209–217.
  11. Beevor 2002, ss. 255–256, 262.
  12. Erickson 1983, s. 586.
  13. Beevor 2002, s. 275.
  14. O'Donnell 2001, ss. 230, 323.
  15. Shirer 1960, s. 1116.
  16. Beevor 2002, s. 289.
  17. Shirer 1960, s. 1118.
  18. Beevor 2002, s. 323.
  19. Kershaw 2008, ss. 943–946.
  20. Kershaw 2008, ss. 946–947.
  21. Shirer 1960, s. 1194.
  22. Kershaw 2001, s. 821.
  23. Joachimsthaler 1999, s. 278.
  24. Shirer 1960, s. 1131.
  25. Kershaw 2008, ss. 951–952.
  26. Erickson 1983, ss. 603–604.
  27. Shirer 1960, s. 1132.
  28. Beevor 2002, s. 358.
  29. Linge 2009, s. 199.
  30. Fischer 2008, s. 47.
  31. Joachimsthaler 1999, ss. 160–182.
  32. Rosenberg 2009.
  33. Fischer 2008, ss. 47–48.
  34. Joachimsthaler 1999, s. 156.
  35. Kershaw 2008, ss. 954, 956.
  36. Linge 2009, ss. 199, 200.
  37. Misch 2014, s. 173.
  38. Linge 2009, s. 200.
  39. Joachimsthaler 1999, ss. 197, 198.
  40. Joachimsthaler 1999, s. 162.
  41. Joachimsthaler 1999, ss. 162, 175.
  42. Joachimsthaler 1999, ss. 210–211.
  43. Joachimsthaler 1999, s. 211.
  44. Joachimsthaler 1999, ss. 217–220.
  45. Shirer 1960, s. 1137.
  46. Beevor 2002, s. 381.
  47. Kershaw 2008, s. 959.
  48. Kershaw 2008, ss. 961–963.
  49. Beevor 2002, ss. 367–368.
  50. Eberle & Uhl 2005, ss. 280, 281.
  51. Beevor 2002, s. 368.
  52. Eberle & Uhl 2005, s. 280.
  53. Ryan 1994, s. 364.
  54. Misch 2014, s. 175.
  55. Eberle & Uhl 2005, s. 281.
  56. Beevor 2002, ss. 387, 388.
  57. Beevor 2002, s. 387.
  58. Erickson 1983, s. 435.
  59. Petrova & Watson 1995, s. xi.
  60. Vinogradov et al. 2005, s. 110.
  61. Kershaw 2001, ss. 1038, 1039.
  62. Dolezal 2004, ss. 185–186.
  63. Kershaw 2008, s. 958.
  64. Eberle & Uhl 2005, s. 282.
  65. Senn & Weems 2013, s. 43.
  66. Trevor-Roper 1992, ss. 31, 34.
  67. Vinogradov et al. 2005, ss. 111–116.
  68. Halpin & Boyes 2009.
  69. Tkachenko 2009.
  70. Vinogradov et al. 2005, s. 333.
  71. Vinogradov et al. 2005, ss. 335–336.
  72. Beschloss 2002.
  73. MI5 staff 2011.
  74. Eberle & Uhl 2005, ss. 287, 288.
  75. Brisard & Parshina 2018, ss. 29, 30, 32.
  76. Isachenkov 1993.
  77. Brisard & Parshina 2018, ss. 18–22.
  78. Goñi 2009.
  79. CNN staff 2009.
  80. CIA Chief of Station, Caracas 1955.
  81. CIA staff 2013.
  82. FBI Records 2011.
  83. Anderson 2015.
  84. Eberle & Uhl 2005, s. xxvi.
  85. Bezymenski 1968, ss. 49, 75.

Bibliyografi

  • Joachimsthaler, Anton (1999) [1995]. The Last Days of Hitler: The Legends, The Evidence, The Truth. Londra: Brockhampton Press. ISBN 978-1-86019-902-8.
  • Kershaw, Ian (2001) [2000]. Hitler, 1936–1945: Nemesis. 2. Londra: Penguin. ISBN 978-0-14-027239-0.
  • Kershaw, Ian (2008). Hitler: A Biography. New York: W. W. Norton & Company. ISBN 978-0-393-06757-6.

Ek okumalar

Kitaplar

  • Bullock, Alan (1962). Hitler: A Study in Tyranny. New York: Penguin Books. ISBN 978-0-14-013564-0.
  • Fest, Joachim (2004). Inside Hitler's Bunker: The Last Days of the Third Reich. New York: Farrar, Straus and Giroux. ISBN 978-0-374-13577-5.
  • Galante, Pierre; Silianoff, Eugene (1989). Voices From the Bunker. New York: G. P. Putnam's Sons. ISBN 978-0-3991-3404-3.
  • Gardner, Dave (2001). The Last of the Hitlers: The story of Adolf Hitler's British Nephew and the Amazing Pact to Make Sure his Genes Die Out. Worcester, UK: BMM. ISBN 978-0-9541544-0-0.
  • Lehmann, Armin D. (2004). In Hitler's Bunker: A Boy Soldier's Eyewitness Account of the Führer's Last Days. Guilford, CT: Lyon's Press. ISBN 978-1-59228-578-5.
  • Rzhevskaya, Elena (1965). Берлин, май 1945. Записки военного переводчика [Berlin 1945: Memoirs of a Wartime Interpreter].
  • Ryan, Cornelius (1966). The Last Battle. New York: Simon and Schuster. OCLC 711509.
  • Trevor-Roper, Hugh (1992) [1947]. The Last Days of Hitler. Chicago: University of Chicago Press. ISBN 978-0-226-81224-3.
  • Waite, Robert G. L. (1993) [1977]. The Psychopathic God: Adolf Hitler. New York: DaCapo Press. ISBN 978-0-306-80514-1.

Makaleler

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.