İnebahtı Deniz Muharebesi

İnebahtı Deniz Muharebesi (İspanyolca: Batalla de Lepanto, İtalyanca: Battaglia di Lepanto), 7 Ekim 1571 tarihinde Osmanlı Devleti ile Haçlı donanmaları arasında, Korint Kıstağı'nda, İnebahtı yakınlarında yapılan deniz muharebesidir. II. Selim dönemindeki bu muharebede donanma büyük hasar görmüş ve Osmanlı Devleti'nin yükselme dönemindeki en büyük deniz mağlubiyeti olarak addedilir. Osmanlı kaynakları, bu muhaberenin adını Sıngın olarak yazar.[2] İspanyol yazar Cervantes bu savaşta elinden ve göğsünden yaralanmıştır.

İnebahtı Deniz Muharebesi'nin Haçlı kumandanları: Juan de Austria, Marcantonio Colonna, Sebastiano Venier
İnebahtı Deniz Muharebesi

İnebahtı Deniz Muharebesi
Tarih7 Ekim 1571
Bölge
İnebahtı, Osmanlı Devleti (Bugünkü Naupaktos, Yunanistan), Adriyatik Denizi
Sonuç Haçlı zaferi
Taraflar

Haçlı Donanması
İspanyol İmparatorluğu
Venedik Cumhuriyeti
Ceneviz Cumhuriyeti
Papalık Devleti

Malta Şövalyeleri
Osmanlı İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Merkez:
Juan de Austria
Sebastiano Venier
Marcantonio Colonna
Sol:
Agostino Barbarigo 
Sağ:
Giovanni Andrea Doria
Yedek:
Álvaro de Bazán
Merkez:
Müezzinzade Ali Paşa 
Sağ:
Mehmet Paşa 
Sol:
Uluç Ali Reis
Güçler
206 kürekli ve yelkenli gemi ~ 28.500 Asker 200 kadırga
50 kalite (galyot)
20 kırlangıç ve diğer ufa ~ 31.490 Asker
Kayıplar
10,000 ölü ve yaralı
17 kadırga battı

20,000 ölü ve yaralı[1]
142 kadırga battı

48 gemi ele geçirildi [1]

Muharebe Öncesi

O dönemde Kıbrıs, oldukça hareketli Mısır - İstanbul deniz ticaret yolu üzerinde önemli bir engeldi. Ada Venediklilerin elinde bulunuyor, adada yuvalanan, Venedik desteğindeki Hristiyan korsanlar sık sık ticaret ve hac gemilerini vuruyorlardı. Kıbrıs'ın vaktiyle Müslüman bir ülke olduğu gerekçesiyle fetva alınıp savaş açıldı. Kıbrıs'ın önemli merkezleri Lefkoşa ve Mağusa, zorlu mücadelelerden sonra zaptedildi. Fethi tamamlandıktan sonra Kıbrıs, beylerbeyliği haline getirildi (1570-1571).

Osmanlı Devleti'nin Kıbrıs adasını alması, Avrupa'da büyük tepkilere yol açtı. Bunun sonucu olarak Papa V. Pius, İspanya kralı ve Venedik dukası, Osmanlılara karşı birleştiler. Bu birleşmeyi imza ile de onayladılar.(15 Mayıs 1571) Kutsal İttifak adı verilen bu antlaşmayı, Osmanlılar öğrendiler. Dîvan'da, bu tarihlerde, bazı görüş ayrılıkları yüzünden anlaşmazlık vardı. Bu durum, alınacak tedbirleri durduruyor, Donanmayı Hümayun amiralliğinin, Preveze'den yazdığı yardım isteklerini cevapsız bırakıyordu. Sonunda Dîvan, Avrupa karşısına güçlü bir donanma ile çıkma konusunda karara vardı. Ancak Dîvandaki anlaşmazlık yüzünden, Osmanlı donanmasının başına, bir kara ordusu kumandanı olan Müezzinzade Ali Paşa getirildi. İstanbul'a gelen ikinci bir haber, Osmanlı sularına gelmekte olan Haçlı donanması ile ilgiliydi. Sokollu, bu donanmayı durdurmak görevini de gene bir kara ordusu kumandanı olan Pertev Mehmed Paşa'ya verdi.

Muharebe

Osmanlı donanmasında bir vezir, dört paşa, 15 beylerbeyi vardı. Ayrıca Uluç Ali Paşa, Cafer Paşa, Barbaroszâde Hasan Paşa, Barbaroszâde Mehmed Paşa ve Salihpaşazâde Mehmed Bey gibi Osmanlı denizcileri de bulunuyordu.

Osmanlılara karşı meydana getirilen Haçlı donanmasının başına, V. Karl'ın evlilik dışı oğlu, Hollanda genel valisi Don Juan de Austria (Avusturyalı Johann) getirildi. Venedik donanmasının başında Vaniero, Cenevizlilerinkinde Giovanni - Andrea Doria, Papalık donanmasında da dük Marco Antonio Colonna vardı. Ayrıca Avrupa'nın prens, asilzâde, amiral ve generalleri Haçlı donanmasında görev almıştı.

Müezzinzade Ali Paşa ile Pertev Mehmed Paşa'nın yanlış tutumları, Osmanlı denizcilerinin karşı koymalarına sebep oldu, ancak, yapılan tartışmalar sonunda Kaptan-ı Deryanın görüşü uygulandı.

Saat 11 sıralarında Türk donanması da manevralarını tamamlamış, harp nizamını almış bulunuyordu. Müttefik donanması ise henüz istediği durumu alamamıştı. Her biri 30 toplu olan galiaslardan dört tanesi cephedeki yerini almış, sağ cenah Harisinde bulunacak olan iki galias ise mevkiini almaya çalışıyordu.

Müttefik ihtiyat filosu ise henüz Skrofa burnunun gerisinde bulunuyordu. Her iki filonun teşkil ettiği hattı harp yaklaşık olarak dört mil genişliğinde idi. Bu genişlik nedeniyle de filolara bir merkezden komuta etmek pek mümkün olamıyordu. Savaş, evvela Türk sağ cenahıyla müttefik sol cenahı arasında başladı. Biraz sonra da merkez filoları muharebeye tutuştular. Türk sol cenahıyla müttefik sağ cenahı savaşa bir hayli geç başladılar. Öğleye doğru Türk sağ cenahıyla merkez filosu galiasların top menzili içine girdiler. Atılan güllelerden Türk kadırgaları kayıplar vermeye başladılar.

Şuluk Mehmet Bey ile Ağrıboz Beyi Mehmet Paşa'nın bulunduğu Türk sağ cenahı müttefiklerin sol cenahına hücum etti. Her iki taraf gemilerinin birbirine rampa etmesiyle muharebe başladı. Başlangıçta savaş Venediklilerin aleyhine cereyan ediyordu. Bunu gören diğer Venedik kalyonları derhal sol cenahlarının yardımına koştular. Yeni gelen takviye kuvvetleri karşısında Türkler galibiyet ümitlerini yitirdiler. Venediklilerin sayıca üstünlüğü karşısında Türklerin bütün gayretleri bir sonuç vermedi. Türk kadırgalarındaki Hristiyan forsaların ayaklanması, bu cenahta Türklerin yenilgisini çabuklaştırdı. Şuluk Mehmet Bey, Venediklilerin eline esir düştü. Ağrıboz Beyi Mehmet Paşa ise şehit oldu. Kıyıya yakın olan ve baştan kara eden on kadar kadırgadan başka bu cenahta geri kalan gemiler ya battı veya düşman tarafından zapt edildiler.

Merkez kesimine gelince, başta Başkomutan Pertev Paşa baştardasıyla Papalık amirali Kolonna'nın kaptanesine, Kaptan-ı Derya Ali Paşa da Don Juan'ın riyalesine hücum ve rampa ettiler. Diğer Türk kadırgalarıyla müttefiklerin kalyonları da yekdiğerlerine rampa ederek şiddetli bir savaş başladı. Savaşın en kızgın bir anında Don Juan, çektiği bir işaretle 30 gemiden kurulu ihtiyat filosunu yardıma çağırdı. Oldukça uzun süren kanlı ve şiddetli savaşlar sonunda İspanyol ve Papalık askerleri Ali Paşa'nın baştardasına girdiler, gemiyi zapt ettiler. Savaşlar sırasında bir kurşunla yaralanmış olan Ali Paşa'nın başını keserek Don Juan'a götürdüler ve baş direğe astılar.

Pertev Paşa ila Sebastian Venier gemileri arasında cereyan eden savaş da, müttefik ihtiyat filosunun yardıma yetişmesi üzerine Türklerin aleyhine döndü. Pertev Paşa'nın gemileri de düşmanın eline geçti. Haşan Paşazade Mahmut Bey kadırgasıyla çekilmekte iken denizde yüzmekte olduğunu gördüğü Pertev Paşa ile bir kısım erleri kurtarmayı başardı. Bu suretle merkez kesimindeki savaşlar sonunda Türk kadırgalarının çoğu düşman tarafından zapt edildi.

Türk sol cenah filosunun komutanı Uluç Ali Paşa, daha küçük yaştan beri deniz savaşlarında yetişmiş olduğu ve Venedik ve İspanyol harp usullerini ve gemilerinin kudreti hakkında bilgi sahibi olduğu için cepheden yapılacak hücumların sakıncasını biliyordu. Kâptan-ı Derya Ali Paşa’yı bu bakımdan ikaz ettikten sonra kendi filosunda bulunan komuta gemilerindeki komutan forslarının indirilmesini emretti. Sonra düşman donanmasına yandan veya geriden hücum etmek amacıyla 90 derece iskeleye dönerek kıble yönünde ilerleyip düşmanın merkez filosundan açıldı.

Uluç Ali Paşa'nın karşısında bulunan müttefik sağ cenah filosu komutanı Jean Andrea Doria, Uluç Ali Paşa'nın maksadını anladı. O da kendi yanının kuşatılmasına engel olmak üzere güneye doğru seyre başladı. Halbuki bu manevrayı yapacağı yerde Türk merkez filosuna saldırsaydı savaşın sonu daha çabuk alınabilirdi.

Ana filolardan bir hayli açıkta savaşa tutuşmak üzere Uluç Ali Paşa düşmanın gerisini almak üzere fırsat bulamayacağını anlayınca, düşmanın sağ cenah filosu ile savaşa tutuşmadan birden dönerek düşmanın merkez filosu üzerine saldırdı. Merkez filosunun güney kısmında bulunan Malta, Papalık, Venedik ve Savva'ya ait yedi kalitenin üzerine atıldı. Bunlar üzerinde kesin bir sonuç almayı başardı. Bir saat devam eden bu üstün deniz savaşı, düşmanın yetişen takviye kuvvetleri ve özellikle ihtiyat filosunun muharebeye katılması üzerine Uluç Ali Paşa kendi kuvvetinin üç misline varan düşman sağ cenahı, merkez ve ihtiyat filolarıyla da bir saatten fazla kanlı bir savaş verdi. Her iki taraf da ağır kayıplara uğradılar. Daha fazla bir iş yapmanın imkânsızlığını gören Uluç Ali Paşa, kendi etrafını saran düşman gemileri içinden kendisine katılan 40 kadar gemisiyle sıyrılmaya muvaffak oldu. Itaki adasıyla Aya Movro (Levkas) arasındaki boğazdan geçerek açık denize çıktı.

Santa Cruz markisiyle Andrea Doria kendisini bir müddet takip ettilerse de yetişmeye muvaffak olamadılar. Bilahare Uluç Ali Paşa Modon'a gitmeye muvaffak oldu. Uluç Ali Paşa'nın bu savaşı sırasında da beş on Türk kadırgası İnebahtı körfezine çekilmeye muvaffak olabildiler. Saat 12 sıralarında başlayan savaş saat 17'de son buldu.

142 gemi yok oldu, 20 bin Osmanlı askeri öldü. Ölenler arasında, Müezzinzade Ali Paşa başta olmak üzere birçok Osmanlı paşası ve beylerbeyi de vardı. Bu arada, yalnız Uluç Ali Paşa'nın kumandasındaki Osmanlı donanmasının sağ cenahı başarı gösterdi. 42 Osmanlı gemisinden kurulu olan bu cenah, gemilerini kaybetmedi, Haçlı sağ cenahını bozarak, savaş alanından ayrıldı. Uluç Ali Paşa, bu başarısından sonra Kaptan-ı Deryalığa getirildi ve "Kılıç Ali Paşa" diye anıldı.

Sokollu Mehmed Paşa yeni bir donanma hazırlamasını istedi. Bunun için çok sayıda malzemeye ihtiyaç olduğunu, kısa süre içinde böyle bir donanmanın hazırlanmasının zor olacağını söyleyen Uluç Ali Paşa'ya, Sokullu; "Bütün donanmanın demirlerini gümüşten, halatlarını ibrişimden, yelkenlerini atlastan yapabiliriz. Hangi geminin malzemesi yetişmezse gel benden al" demiştir ki, Osmanlı Devletinin o dönemdeki gücünü göstermesi açısından önemlidir. Sokullu Mehmed Paşa, gönderilen Venedik elçisine de, İnebahtı Deniz Muharebesiyle ilgili olarak "Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı'da bizi yenmekle, sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kolun yerine yenisi gelmez, fakat kesilen sakalın yerine daha gür çıkar." diye cevap vermiştir. Nitekim Tersane Baş Mimarı Mustafa Ağa idaresinde altı ay içerisinde 150 Kadırga inşa edilerek Osmanlı donanması yine eski haline getirilmiştir.[3]

Sonuç

Bu deniz savaşını Türk donanmasının kaybetmesine başlıca sebep, Uluç Ali Paşa ile birkaç reis hariç, yeniçeri ağalığından bu makamlara gelmiş olan Pertev ve Müezzinzade Ali Paşa gibi cesur ve cengâver olmakla beraber denizcilik yönünden ehliyetli olmayan komutanların emirlerinde bulunması idi. Bundan başka mart ayından yani yaklaşık olarak yedi aydan beri sürekli olarak denizde bulunan gemilerin tamire muhtaç ve personelin yorgun ve bir kısmının terhis edilmiş veya izinli olarak donanmadan ayrılması sonucu denizci olmayan sipahilerle takviye edilmiş olmaları gibi sebepler de bu yenilgide etkili olmuşlardı. Buna karşılık müttefik donanmasındaki bütün komutanların tecrübeli birer denizci olmaları, filoların iyi sevk ve idare edilmeleri, personelin sayıca ve teçhizat yönlerinden üstün oluşu, özellikle top miktarı fazla olan galias tipi gemilerin sağladığı ateş kudreti gibi hususlar, bu deniz savaşını müttefikler lehine sonuçlandırmıştır.[4]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. "İnebahtı Deniz Savaşı".
  2. Mufassal Osmanlı Tarihi, 3. Cilt.
  3. Koçu, Reşat Ekrem, Hayat Tarih Mecmuası, İstanbul, 1966
  4. Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi 3.cilt 3.kısım eki - KIBRIS SEFERİ (1570-1571) (PDF). Genelkurmay Harp Tarhi Bşk. yayınları. 1971. ss. 145-157. Erişim tarihi: 19 Kasım 2020.

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.