Yaşar Kemal'in sanat hayatı
Nigâr Hanım ile Çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak 1923[A] yılında dünyaya gelen Yaşar Kemal, hayatı boyunca öykü, roman, çeviri, deneme, derleme, şiir ve röportaj alanlarında eser vermiştir. On altı yaşındayken 1939'da ilk şiiri "Seyhan"ı Görüşler adlı Adana halkevleri dergisinde yayımladı. Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurova'dan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, 1943 yılında Adana Halkevi tarafından;[1] 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayımladı. 1940'larda Adana'da çıkan Çığ dergisi çevresinde Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino gibi isimlerle tanıştı.[2] Özellikle, ressam Abidin Dino'nun ağabeyi Arif Dino'yla kurduğu yakınlık onun düşün ve yazın dünyasının gelişimini önemli bir ölçüde etkilemiştir.[2] Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı ve 1951-1963 yılları arasında gazetede fıkra ve röportaj yazarı olarak çalıştı.[3] 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi.[4] 1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54'te bitirdi.[5] Dört ciltten oluşan seri, otuz dokuz yılda tamamlandı. Teneke (1955), Dağın Öte Yüzü serisi, Üç Anadolu Efsanesi (1967), Binboğalar Efsanesi (1971), Yılanı Öldürseler (1976), Hüyükteki Nar Ağacı (1982) dahil olmak üzere yazarın birçok eseri, Çukurova'da geçmektedir. Ayrıca eserlerden sekizi tiyatro oyununa, on ikisi sinemaya ve ikisi baleye uyarlanmıştır. Yaşar Kemal'in ayrıca senaryosunu yazdığı filmleri de mevcuttur.
Eğitimi ve ilk çalışmaları
Yaşar Kemal sekiz yaşındayken köye gelen bir çerçinin köylü kadınlara borç olarak verdiklerini bir deftere yazdığını görünce bunun ne olduğunu sormuş, yapılanın "yazı" olduğunu ve böylece "okuyup unutmayacağını" yanıt olarak almıştır.[6] Bu dönemde halk şairleri gibi şiirler söylemeye başlayan yazarın ünü gittikçe yakın köylere yayılmış, durmadan da genişlemiştir. Yazar, Alain Bosquet ile yaptığı röportaj da bu durumu şöyle belirtmiştir:[7]
"Çıkardığım türküler 'Aşık Kemal' adıyla dillere düşmüştü. Bir gün köye Toroslardan iki gözden de yoksun Aşık Ali geldi. Onunla bir gece sabaha kadar çakıştık. Aşık beni sevdi. 'Sen bu yaşta bu kadarsan sonunda Karacaoğlan gibi olacaksın.' dedi. Bu beni çok mutlu etti. Büyük bir ustadan izin çıkmıştı."
Fakat yazarın annesi Nigar Hanım, oğlunun aşık olup da diyar diyar dolaşacağını düşündüğünden dolayı bu işlerle uğraşmasını istememiştir.[5] Babası Sadık Efendi'nin koruyucusu olan ve daha sonraları Toroslar'da eşkiyalık yapan Zalanınoğlu'nun beş adamıyla birlikte jandarmalar tarafından öldürülme haberini alan Yaşar Kemal, hemen bir ağıt yakmış ve ağıdı annesine okumuştur. Annesi ağıdı beğenice Yaşar Kemal'in ifadesiyle artık annesini de "yenmiştir" ve bir halk aşığı olma yolunda hiçbir engel kalmamıştır.[8] Ancak sabah olduğunda yaktığı ağıdı unutmuştur. Dokuz yaşındayken arkadaşı Mehmet Şahin ile birlikte iki kilometre uzaktaki Burhanlı köyündeki ilkokula gitmiş ve üç ay içinde okuma-yazma öğrenmiştir.
"Burhanlı köyü öğretmeni Ali Rıza Beydi. Mehmet'le huzuruna çıktık. Ben, dedim okumaya geldim. Olur, dedi öğretmen. Ama senin ayakkabın, kafa kağıdın var mı? Yok. Kalem defter? O da yok... Giyitler yırtık pırtık... Ben başladım, ben dedim, üç ayda okur yazar olur, sana fazla zahmet vermem." [9]
İkinci sınıftan itibaren eğitimini Kadirli'de devam ettirmiştir. Burada sınıf arkadaşı Aşık Mecit ile yakınlık kurmuş, ondan saz dersleri almış, onun çıraklığını kabul etmiştir. Beşinci sınıftayken Aşık Mecit'in ölmesi yazarı üzmüş ve bunu "Babamın ölümünden sonra en büyük acımla karşılaştım." sözleriyle dile getirmiştir.[9] Aynı yıl Toroslar'dan ünlü destancı Aşık Rahmi ile tanışmıştır. İlkokulu bitirdikten sonra kendisiyle birlikte köy köy, kasaba kasaba Anadolu'yu dolaşmasını önermiştir. Fakat okuldan mezun olduktan sonra ortaokula gitmeyi yeğleyen yazarın maddi durumu buna el vermez. İlkokul öğretmeni Abdullah Zeki Çukurova'nın kendisi için kasabanın zenginlerinden para toplamasına rağmen bunu kabul etmeyip eldeki tosunu satarak Adana'ya gitmiştir. Belçikalıların kurduğu bir çırçır fabrikasında hem yazın hem okula gittiği dönemde çalışmış, yatacak yeri olmadığından buraya yerleşmiştir.[10] İlk şiirini, "Seyhan", on altı yaşındayken 1939'da Adana'da çıkan bir dergide olan Görüşler'de yayımlamıştır.[11] Ortaokul ikinci sınıftayken sınavla girdiği yatılı Türk Maarif Cemiyeti'nden devamsızlık yaptığı için yatılılık hakkını kaybetmiş, ardından 1941'de son sınıftayken maddi zorluklardan ötürü tasdiknamesini alarak okulu bırakmıştır. 1950 yılına kadar kırka yakın işte çalışmıştır.[12]
1940'larda Adana'da çıkan Çığ dergisi çevresinde çeşitli yazar ve aydınlarla tanışmıştır. Bunların arasında Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino gibi isimler de vardır. Özellikle, ressam Abidin Dino'nun ağabeyi Arif Dino'yla kurduğu yakınlık onun düşün ve yazın dünyasının gelişimini önemli bir ölçüde etkilemiştir. 1943 yılında ilk kitabı olan Ağıtlar yayımlanmıştır. Kitap, Yaşar Kemal'in 1940-1941 yılları arasında Çukurova'dan ile Toroslardan derlediği ağıtlardan oluşmaktaydı. 1950'de komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanıp Kozan Cezaevi'nde bir sene boyunca tutulmuştur. 1951 yılında serbest bırakıldıktan sonra İstanbul'a gitmiştir.[3]
Kariyeri
Şiir
Yaşar Kemal 1950'li yıllardan itibaren ağırlıklı olarak roman türünde eser yazdı ve bu türdeki eserleriyle tanındı. Kendisinin şairliği romancılığı kadar ön plana çıkmamıştır ve genel anlamda pek fazla bilinmemektedir. İlk şiirlerini 1939 yılında yazmıştır. 2010 yılına gelindiğinde ise beğendiği şiirlerini kısmi olarak seçip Bugünlerde Bahar İndi adlı eseriyle bir araya toplamıştır. Bu eseri onun şairliğinin yorumlanması için elde tutulacak tek kaynaktır.[13]
Çocuk yaşta şiire başlayan yazar, ilk şiirini 1939 yılında henüz on altı yaşındayken Adana'da çıkan Görüşler adlı bir dergide yayımlamıştır. Kendisinin söylediklerine göre yazdığı ilk şiirin adı "Seyhan"dır ve bunu kötü bir şiir olarak değerlendirmiştir. Bu ve buna benzer beğenmediği şiirlerini 2010 yılında yayımladığı kitabına eklememiştir. İlk şiirlerinde ise halk şiirinin etkisi görülmektedir. Bu tarzdaki şiirlerinde Âşık Kemal mahlasını tercih etmiştir.[13]
Yaşar Kemal, Bugünlerde Bahar İndi kitabında kırk bir adet şiire yer vermiştir. Seçtiği kırk bir şiir arasından en eski olanı 1940 tarihli Masal, en yakın zamanlı olanı ise 1973 tarihli Hannaya Şiirler ile Merhaba'dır. Şiirlerin çoğu genel olarak daha önceden dergilerde yayımlanmıştır fakat ilk kez yayımladığı şiirleri de mevcuttur. İmza olarak da ağırlık olarak Kemal Sadık Göğceli ve Kemal Sadık'ı kullanmıştır. "Yaşar Kemal" imzasını ise sadece Benim İçin başlıklı şiirinde tercih etmiştir.[13]
Kitabın isminden sanatçının doğaya verdiği önem anlaşılmaktadır. Bu konuyu ele adlığı beş şiiri vardır. Bunlar: Oy Beni Beni, Serenat, Gökyüzü ve Kapı'dır. Bu şiirlerinde toprağı, toprağın verimliliğini, yağmuru ve Çukurova'ya gelen baharı anlatmaktadır. Bu konuları tema olarak kullanmasında çocukluğunun büyük bir etkisi vardır. Güzelleme, Karasevda, Kulluk, Tenbih ve Benim İçin başlıklı şiirler sevgi ve aşk konusu işlediği başlıca eserleridir. Toplumcu gerçekçi bir yönünün bulunması romanları dışında şiirlerine de yansımıştır. Şikayet, Ey Ahali ve Kırmızı Deynek bu tanıma uyan eleştirel türdeki şiirleridir.[13]
Talih, Bu Türkü Bitmesin ve Bu Sabah'ta yaşama sevinci ve yaşama tutkusunu, Şefkat, Gökyüzü, Ağıt ve Masal'da ise çocukları anlatmış ve değişik bakış açıları kullanmıştır. Bunlar arasından Masal'da kendi çocukluk yıllarına atıfta bulunmuştur. Hayal ve kurguladığı yaşamdan izler de Bir Arzu Günü ve Kahramanlık şiirlerinde etkilidir. Özellikle Kahramanlık şiirinde sosyalist bir ütopyadan bahsetmektedir. Tüm bunların dışında kişileri konu edinen şiirleri de vardır. Bu kişiler Halk şairi Yunus Emre ve Tanzimat edebiyatının önemli yazarlarından Namık Kemal'dir. Mağosa’yı Tavaf'ta Namık Kemal'in sürgün yıllarına atıfta bulunmuştur. Yunus Emre'den ise Derviş adlı şiirinde bahsetmiştir. Yaşar Kemal Selam'da hasret ve özlem, Hannaya Şiirler'de hümanist değerler, Dualarım'da mistik konular, Bekle, Zafer ve Merhaba'da beklenti ve umutlar, Yalnızlık ve Sebep'te aşk ve hüzün, Korku'da ölüm, Ulaş'ta Ulaş Bardakçı'nın ölümünden duyduğu üzüntü, Esirlik'te iç sıkıntı ve soyut duygular ve son olarak Kalebent'te tutsaklık konularını şiirlerinde tema işlemiştir. Çukurova için de Bu Gece'yi yazmıştır.[13]
Röportaj
1950'de komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanıp Kozan Cezaevi'nde bir sene boyunca tutuldu ve 1951 yılında serbest bırakıldı.[14] Serbest bırakıldıktan sonra İstanbul'a giderek Sirkeci'deki Türk Oteli'ne yerleşti. Yeni Cami ve adliye taraflarında arzuhâlcilik yapacak yer arayan yazarın parası bitince Topkapı Sarayı'nın büyük kapısını kendine mekân olarak seçti.[6] Aç kalmamak için balık tutup ve kalanları satan yazar, Arif Dino'nun İstanbul'a geldiğini mayıs ayında Agop Arad'tan öğrenir. Lebon Pastanesi'nde Dino ile Nadir Nadi'ya gitmek için randevulaşan yazar, görüşme sırasında Bebek hikâyesini Dino'ya verdi ve kendi görüşmeye gitmedi.[6] Nadir Nadi'nin kendisine mektup yazacağını ve mektubun Maya Galerisi'ne gönderileceğini öğrendikten sonra Yaşar Kemal, mektup için haftada bir iki kez galeriye uğradı. Burada Kuzgun Acar, Sait Faik, Mengü Ertel, Sabahattin Eyüboğlu dahi birçok kişiyle tanıştı. Yaşar Kemal mektubu aldığı anı ve sonrasını şöyle anlatmaktadır:[6]
"Nadir Beyden gelen mektubu elime alınca neredeyse sevincimden uçacaktım. Mektubu hemen açtım. Nadir Nadi beni Cumhuriyet'e görüşmek için çağırıyordu. İkinci gün saat on birde gazeteye koştum. Kapıda dağ gibi bir kapıcı, üstelik de iyi, yumuşak yüzlü. 'Nadir Nadi Beyi göreceğim,' dedim, mektubunu gösterdim. Sonradan adının Tahsin olduğunu öğrendiğim Tahsin Amca çok soğukkanlı, 'yazzık,' dedi. 'Nadir Bey Avrupaya gitti.' Tepemden kaynar sular döküldü. Oysa ben Gülhane Parkı'ndaki evimde gece yarılarına kadar ne hayaller kurmuştum. Bebek hikayesi Cumhuriyet'te çıkacak, Kozan Ağırcezasında hikaye okunurken seyirciler nasıl sevgiyle dinlemişlerse, Cumhuriyet gazetesi okuyucuları da hikayemi öyle sevgiyle okuyacaklardı."
Daha sonraları her gidişinde kapıda reddedilen yazar, bunun sebebinin kıyafetleri ve dış görünüşü olduğunu anladı. Cumhuriyet gazetesinin karşısındaki dükkânlardan birinden Nadir Nadi'yi arayıp olanları anlattı. Nadir Nadi ile görüştüğünde "çok güzel bir dili olduğu" ve hikâyenin gazetede tefrika edileceği yazara söylendi.[6] Ardından röportaj yapması teklif edildi ve ilk iş için Diyarbakır gitmesi söylendi. Diyarbakır'a gitmeden önce Ankara'ya Abidin Dino'nun yanına gitti ve Dino'nun tavsiyesi üzerine "Yaşar Kemal" adıyla yazmaya karar verdi. Diyarbakır'a gittikten sonra Tahsin Cahit Çubukçu ile birlikte şehri ve Diyarbakır surlarını dolaşmaya başladı. Burada yaptığı dört sayfalık röportajı dört günde bitirip gazeteye yolladı.[6] İlk röportajlarını posta ile gazeteye gönderen Yaşar Kemal, röportajlarının yayınlanıp yayınlanmadığından habersizdir. Buradan Van'a gitti ve buradayken bindiği vapurda yüzbaşının birinde gördüğü Cumhuriyet gazetesini istedi ve röportajlarının "Anadolu Notları" adı altında yazıldığını gördü.[6] Van'da röportajlar yaptıktan sonra İstanbul'a döndü. İstanbul’a döndükten sonra röportajlarının ses getirdiğini, birçok kişinin artık onu tanıdığını öğrendi.[6] On beş gün sonra Gaziantep'e kaçakçılık röportajı yapmaya gönderildi. Yaşar Kemal, 50'li yıllar boyunca röportajlar yapmak için Anadolu'yu gezdi. İstanbul'da kaldığı zamanlarda da röportaj yazılarına devam etti. Daha sonra tüm röportajlarını 1985 yılında Bu Diyar Baştan Başa başlığıyla dört kitap halinde bir araya getirerek yayımladı. Derleme bir kitap olan Röportaj Yazarlığında 60 Yıl adında röportaj kitabında, daha önce yayımlanmamış ve kitaplarında yer almayan bir röportajı da bulunmaktadır.
Hikâye
Yaşar Kemal, ilk hikâyelerini 1946-47'de yazmaya başladı. İlk hikâyesi olan "Pis Hikâye"yi Varlık'a yayımlanması için yolladı fakat politik sebeplerden ötürü yayımlanmadı. Ardından "Bebek" ile "Dükkâncı"yı gönderen yazar yine aynı sebeple karşılaştı.[15] "Bebek" öyküsü daha sonra Cumhuriyet'te tefrika edildi.[4] Hikâyenin tefrikası on bir gün sürdü. Ardından diğer hikâyeleri de aynı gazetede tefrika edildi. 1950'den itibaren yayımlanan hikâyeleri 1952'de Yaşar Nabi Nayır'ın teklifiyle Sarı Sıcak adıyla Varlık Yayınları tarafından yayımlandı. 1965'ten sonra yazdığı bazı hikâyeleri de bu eserinin sonraki basımlarına ekleyerek 1967'de Bütün Hikâyeler'i yayımladı. Sonraki basımlarda Sarı Sıcak Bütün Hikâyeler olarak basıldı. 1970'ten sonra "Gülizar ile Ninesi" ve "Lodosun Kokusu" adlı hikâyelerini yazdı fakat bunlar Sarı Sıcak Bütün Hikâyeler'e dahil edilmedi. Sarı Sıcak Bütün Hikâyeler toplamda yirmi iki hikâyeden oluşmaktadır. Yoksulluk, dayanışma, şiddet, yozlaşma, yaşam ve doğa tutkusu, bir amaç uğruna katlanılan sıkıntılar, cinsellik, insan-doğa çatışmaları gibi temalar işlenmiştir.[16]
İnce Memed serisi
Yaşar Kemal'in ilk romanı 1947'de yazdığı fakat yarım bırakıp 1953-54'te bitirdiği İnce Memed'tir.[5] İlkin beş cilt olarak tasarlandı fakat toplamda dört cilt olarak yayımlandı.[17] Roman, Cumhuriyet'te tefrika edildi ardından bir yıl sonra 1955'te kitap olarak yayımlandı. 1956'da Varlık Roman Armağanı kazandı. İlk olarak 1957'de Bulgarcaya çevrilen roman, 1959'da Nâzım Hikmet tarafından Rusçaya, 1961'de Edouard Roditi ve Thilda Kemal tarafından İngilizceye, Güzin Dino tarafından Fransızcaya çevrildi; İngiltere, ABD, Fransa ve İtalya'da yayımlandı. Ertesi yıl Almanca ve İspanyolca çevirileri çıkan İnce Memed, günümüze kadar kırktan fazla dile çevrilmiştir.[18] Hürriyet Pazar tarafından oluşturulan yüz kişilik jüri tarafından belirlenen "Türk Edebiyatı,nın Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı" listesinde bir numara seçildi.[19] 1983'te Peter Ustinov tarafından sinemaya uyarlandı. Romanı yazma nedeni eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtti. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkiyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkiyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkiya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söyledi.[20] İlk cildin yayımlanmasından on üç yıl sonra 1968'te serinin ikinci cildi tamamlanarak Hürriyet'te tefrika edildi ve 69'da kitap olarak yayımlandı.[21] 1983'te üçüncü cilt yazıldı ve 84'te Hürriyet'te tefrika edildikten sonra 85'te kitap olarak yayımlandı.[22] Aynı yıl Sedat Simavi Edebiyat Ödülü kazandı. Dördüncü ve sonuncu cilt 85'te yazıldı ve 86'da tamamlanmasıyla 87'de Hürriyet'te tefrika edildi ve aynı yıl kitap olarak basıldı.
Çukurova teması
1954'te yazılan ve aynı yıl Cumhuriyet'te tefrika edilen Teneke yazarın ikinci romanıdır ve Çukurova'da bir kaymakamın yaşamını ve mücadelesini konu alır. 1950'de önce Çukurova'da yaşanmış olaylardan esinlenmiştir. Yaşar Kemal, 1950'de tutuklu olduğu Kozan Hapishanesi'ndeyken karşılaştığı bir çocuğun macerasından esinlenerek Yılanı Öldürseler'i 1976'da yazdı.[23] Eserde Yaşar Kemal'in doğup büyüdüğü Osmaniye'nin Hemite köyündeki Esme'nin hikâyesini anlatılır. Aynı yıl Abidin Dino'nun çizimleriyle Cumhuriyet'te tefrika edildi ve Cem Yayınevi tarafından kitap olarak basıldı. 1982'de Türkan Şoray'ın yönetmenliğinde aynı adla sinemaya uyarlanan kitap, 1983 yılında Marianik Revillon tarafından Paris'te tiyatro oyunu olarak sahnelenmiştir. Hüyükteki Nar Ağacı, 1951'de tamamlanmasına rağmen 1982'de Avni Arbaş'ın desenleriyle Cumhuriyet'te tefrika edildi ve aynı yıl kitap olarak yayımlandı. Yazarın İstanbul'a gelmeden Kadirli'deyken yazdığı son eserdir. Hüyükteki Nar Ağacı'nda traktörün 1950'li yıllarda Çukurova'ya girmesiyle günlük yaşamı altüst olan halkın sorunlarının ve yöresel değişimleri ele alınmaktadır.
Dağın Öte Yüzü serisi
Ortadirek (1960), Yer Demir Gök Bakır (1963) ve Ölmez Otu (1968) romanlarından oluşan üçleme, 1952'de yazılmaya başlanmasıyla on beş yılda (1967) tamamlanmıştır.[24] İlk iki cilt sırasıyla 1929 ve 1962'de Cumhuriyet'te, son cilt 1968'de Yeni Gazete'de tefrika edildi. Daha sonra kitap olarak basıldı. Yaşar Kemal, deus ex machina anlatım tarzını bu üçlemede kullanmıştır. Serinin ilk kitabı Toros dağlarının bir yüzünde yaşayan köylülerin Çukurova'ya iniş süresince karşılaştığı güçlüklerin, insanın doğayla mücadelesini ele almaktadır. Devam romanında Çukurova'dan eli boş dönen köylülerin Yalak'taki hayallerle ve korkularla dolu yaşamları işlenmektedir. Son romanda ise Memidik'in Muhtar Sefer'den almak istediği intikam anlatılır.
Destansı romanlar
Üç Anadolu Efsanesi (1967); Köroğlu'nun Meydana Çıkışı, Karacaoğlan ve Alageyik olmak üzere üç ayrı bölümden oluşmaktadır. Karacaoğlan ve Alageyik bölümleri 1956'da Cumhuriyet'te, Köroğlu'nun Meydana Çıkışı bölümü 1966'da Akşam'da tefrika edildi. İlk bölümde Köroğlu'nun ortaya çıkışı ve Bolu Beyi ile verdiği mücadele; ikinci bölümde Karacaoğlan'ın yaşadığı çevre ortaya çıkışı ve sevdiği Elif'e kavuşması; üçüncü bölümde geyik avcısı Halil'in sevdiğine kavuşması ve geyik avı müptelalığını anlatır. Eserin on iki bölümü sinemaya uyarlanmıştır. Ağrıdağı Efsanesi (1970), Yaşar Kemal'in 1952'de Ağrı'da yaptığı röportajdan sonra yazmayı planlamıştır.[25] 1970'te Hürriyet'te tefrika edildikten sonra aynı yıl kitap olarak yayımlandı. Roman, Ağrı Dağı'nda bulunan dağ köylerinden birinde yaşayan Ahmet ve o dönemde oranın yöneticisi olan Mahmut Han'ın kızı Gülbahar arasındaki aşkı ve bu sevdalıların kavuşmak için yaptıklarını anlatır. Eser hem tiyatroya hem sinemaya uyarlanmıştır. Binboğalar Efsanesi (1971), önce Cumhuriyet'te tefrika edildi ardından aynı yıl Can Yayınları tarafından kitap olarak yayımlandı. Eserde yerleşik hayata geçirilmeye çalışılan Yörüklerden göçer kalan bir Yörük obasının çektiği dertleri anlatılır. 1984'te Avignon'da Gérard Gelas tarafından tiyatroya uyarlandı. Çakırcalı Efe (1972), Çakırcalı Mehmet Efe'nin tarihî kişiliğinden yola çıkılarak yeniden kurgulanmıştır. Yaşar Kemal, romanın önsözünde, Çakırcalı Efe'nin yaşamını ilk defa 1956 yılında Cumhuriyet'te yayımladığını, Çakırcalı Efe romanına kadar kitap olarak bastırmadığını ve Çakırcalı'nın öldürülmesi bölümünü gazetedeki şekliyle düzenlediğini belirtmiştir. Eser, Ankara Devlet Opera ve Balesi Birim Dans Tiyatrosu (BDT) tarafından baleye uyarlandı.[26] Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca (1977), halk masallarından yola çıkılarak yazılmış bir çocuk romanıdır. Cumhuriyet'te tefrika edildikten sonra aynı yıl basılan eserde Filler Sultanı gücüne güvenerek karıncalara savaş açar ancak karıncalar birleşir ve haksızlığa boyun eğmeden filler sultanlığını devirirler.
Akçasazın Ağaları serisi
Akçasazın Ağaları, üçleme olarak tasarladığı ama ikileme olarak yayımlanan roman serisidir.[27] Seri, Demirciler Çarşısı Cinayeti (1974) ile Yusufçuk Yusuf (1975) kitaplarından oluşmaktadır ve Cem Yayınevi tarafından yayımlanmıştır. Serinin üçüncü kitabı olması planlanan Anavarza ise yayımlanmamıştır. İki cilt de "O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler, çekip gittiler." cümlesiyle başlamaktadır. 1950'li yıllarda yaşanan Çukurova'daki toplumsal dönüşümü konu almaktadır. 1961'de Tanin'de, 1964-65'te Milliyet'te tefrika edilen seri daha sonra yeniden elden geçirilerek kitap olarak yayımlandı.[28] Yaşar Kemal, serinin ilk kitabıyla Madaralı Roman Ödülü'nü kazanmıştır.[29]
İstanbul teması
Al Gözüm Seyreyle Salih, 1976'da yazıldı ve aynı yıl Vatan'da tefrika edildi. Roman, Karadeniz kıyısında bir kasabada yaşayan 11 yaşında küçük bir çocuk olan Salih'in kanadı kırık bir martı yavrusuna duyduğu sevgiyi konu edinir. Deniz Küstü, Yaşar Kemal'in İstanbul'u anlatan ikinci romanıdır. Bu romanda yazar insanları, ağaçları, suları, balıkları, otomobilleri, minareleri, kuşları, camileri ile bütün bir şehrin dokusu ve bu dokunun çürüyüşü anlatılmaktadır. Eser, 1978'de tamamlandıktan sonra Abidin Dino'nun çizgileriyle[30] Milliyet'te tefrika edildi ve aynı yıl yayımlandı.[31] Kuşlar da Gitti, yazarın tefrika edilmeden doğrudan kitap olarak yayımlanan ilk romanıdır.[32] 1978 yılında Milliyet Yayınları tarafından basıldı. Eserde, ağ ile kuş avlayıp satan birkaç insanın son yıllardaki bir zaman parçası içinde kuş avcılığını ve avlanan kuşları İstanbul sokaklarında satışları ele alınmaktadır.
Kimsecik serisi
Kimsecik serisi Yaşar Kemal'in Yağmurcuk Kuşu (1980), Kale Kapısı (1985) ile Kanın Sesi (1991) kitaplarından oluşan ırmak roman serisidir. Yayımlanmadan önce, ilkin bir gazetede tefrikası sonra da kitap planlanmıştır.[33] Yaşar Kemal bu seriyi 1963'te yazmayı düşünmüştür ve toplam on iki yılda tamamlanmıştır.[34] 1978'te Paris'te yazılmaya başlanan seri, bu süreçte kırk sayfa yazıldı fakat yazarın İsveç'e gitmesiyle bu yazılanlar yırtılıp yeniden yazılarak serinin ilk romanı tamamlandı.[35] Üçleme, Yaşar Kemal'in öz yaşam öyküsü diye nitelendirilir.[36] Serinin ilk kitabında I. Dünya Savaşı sırasında Van'dan Adana'ya göçmek zorunda kalan bir ailenin serüveni anlatılır. İkincisinde işlediği cinayetten sonra dağa çıkan Salman'ın saldığı korku anlatılır. Sonuncusunda ise bütün korkuların üzerine gidilir ve en çok korkulan nesnelerin üstüne gidilerek bu korkuyu yenmeye çalışılır.
Bir Ada Hikâyesi serisi
Bir Ada Hikâyesi, yazarın 1997-2012 yıllarında yazdığı dört romandan oluşan serisidir. Seri, Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana (1997), Karıncanın Su İçtiği (2002), Tanyeri Horozları (2002) ile Çıplak Deniz Çıplak Ada (2012) romanlarından oluşmaktadır. İlk üçü Adam Yayınları'ndan çıkarken sonuncusu ise Yapı Kredi Yayınları tarafından basılmıştır. Seride mübadele ve göç olgusu ele alımaktadır.
Tek Kanatlı Bir Kuş
Tek Kanatlı Bir Kuş, yazarın 1969'da yazdığı yazdığı ve 2013'te yayımlamaya karar verdiği romanıdır.[37][38] "Korku üzerine bir eser" olarak tanımlanan romanda, "halkı tarafından terk edilen Yokuşlu kasabasına tayini çıkan, eşi Melek Hanım'ı da yanına alıp yola koyulan posta müdürü Remzi Bey'in hikâyesi" konu edilmektedir.[39][40]
Uyarlamalar
Yaşar Kemal'in tiyatroya uyarlanan sekiz, sinemaya uyarlanan on iki (senaryosunu yazdıkları hariç) eseri vardır.[41] Ayrıca Çakırcalı Efe dahil olmak üzere iki eseri baleye uyarlanmıştır. İnce Memed roman olarak yazılmadan önce senaryo olarak kaleme alındı fakat senaryoyu isteyenlerle yaşanan anlaşmazlıktan ötürü roman olarak yazıldı.[41] Sinemaya uyarlanan ilk eseri, Beyaz Mendil adıyla 1955'te Lütfi Ömer Akad tarafından hem senaryosu yazılmış hem yönetilmiştir. Sahnelenen ilk eseri ise Teneke'dir. 5-14 Mart 1993 tarihleri arasında düzenlenen 5. Ankara Uluslararası Film Festivali'ndeki yan etkinliklerdeki "Türk Sineması" bölümü Yaşar Kemal'e ayrılmıştır.
Notlar
- A Yazarın doğum tarihi hakkında çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler mevcuttur. Detaylı bilgi için: buraya bakınız
Kaynakça
- Sönmez, Tekin (29 Mayıs 1978). "Tekin Sönmez'in Yaşar Kemal'le Uzun Bir Söyleşisi". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2011.
- Andaç, Feridun (2003). Yaşar Kemal'in Sözlerinde Yaşamak. İstanbul: Dünya Yayıncılık.
- Kemal, Yaşar (2011). Röportaj Yazarlığında 60 Yıl. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
- Ünlü, Mahir; Özcan, Ömer (2003). Yirminci yüzyıl Türk edebiyatı: 1940-1960 II. İnkılâp Kitabevi. ISBN 9751019923.
Bebek hikâyesini Cumhuriyet'e getirdim. Cumhuriyet'te, aşağı yukarı Türk basınında da, ilk çıkan yazım odur.
- Naci, Fethi (1-2 Mayıs 1993). "Yaşar Kemalle Edebiyat ve Politika". Aydınlık. www.yasarkemal.net. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2011.
- Bosquet, Alain (2007). Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor - Alain Bosquet ile Görüşmeler (YKY'de 1. bas.). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. ISBN 9789750807381. Tarih değerini gözden geçirin:
|erişimtarihi=
(yardım); - Bosquet, Alain. A.g.e. sayfa 6.
- Kabacalı, Alpay. Bir Destan Rüzgârı Fotoğraflarla Yaşar Kemal. İstanbul: Sel Yayıncılık. ISBN 9789755700298.
- Bosquet, Alain. A.g.e. sayfa 7.
- Bosquet, Alain. A.g.e. sayfa 8.
- Hasan, Yürek (2013). "BİR ROMANCININ ŞAİRLİĞİ: YAŞAR KEMAL'İN ŞİİRLERİNE GENEL BİR BAKIŞ" (PDF). Türklük Bilimi Araştırmaları, XXXIV. 8 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2017.
- "Yaşar Kemal biyografisi". yasarkemal.net. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2011.
- Yürek, Hasan (2013 Güz). "Bir Romancının Şairliği: Yaşar Kemal'in Şiirlerine Genel Bir Bakış" (PDF). Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. 8 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2017. Tarih değerini gözden geçirin:
|tarih=
(yardım) - İpekçi, Abdi (19 Nisan 1971). "Edebiyat ve Politika". Milliyet. www.yasarkemal.net. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2011.
- Çiftlikçi, Ramazan (1993), Yaşar Kemal: Yazar, Eser, Üslup, Malatya: İnönü Üniversitesi
- Çiftlikçi 1993, s. 134.
- Çiftlikçi 1993, s. 149.
- "İnce Memed 60, romanı ise 50 yaşında! Miliyet gazetesi, 15.02.2007". 7 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ağustos 2017.
- Özbey, İpek; Arslan, Güliz (17 Haziran 2017). "Türk edebiyatının en iyi 100 eseri". Hürriyet. 18 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2017.
- Kışlalı, Ahmet Taner (22-28 Mart 1987). "Demokrasi, Roman, Dil, Eğitim, Sanat, Politika Üzerine". Haftaya Bakış. www.yasarkemal.net. 6 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2011.
- Çiftlikçi 1993, s. 176.
- Çiftlikçi 1993, s. 196.
- Kemal, Yaşar. Anadolu Çocuğu. "Baldaki Tuz". s. 374.
- Çiftlikçi, s. 275.
- Çiftlikçi 1993, s. 332.
- "Çakırcalı Efe bale sahnesinde". Radikal. 10 Mayıs 2010. 21 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2017.
- Kemal, Yaşar (10 Ekim 1990). "10.10.1990, Basınköy tarihli Abidin Dino'ya mektup". 16 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mayıs 2017.
- Çiftlikçi 1993, s. 390.
- "Madaralı Roman Ödülü". pandora.com.tr. 5 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2016.
- "Deniz Küstü Resimleri (Abidin Dino-Yaşar Kemal)". 21 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ağustos 2017.
- Çiftlikçi 1993, s. 445.
- Çiftlikçi 1993, s. 460.
- "Yaşar Kemal, yeni romanı Kimsecik'i Paris'te yazıyor" (PDF). Erişim tarihi: 29 Mayıs 2017.
- Çiftlikçi 1993, s. 469.
- "Yaşar Kemal Romanında Kimsecik Üçlüsü ve Kanın Sesi". Varlık, 1011. Aralık 1991. s. 11.
- Yalçınkaya, Servet (Şubat 2016). "Yaşar Kemal'in Hikâye ve Romanlarında Çocuklar Üzerine İnceleme" (PDF). s. 27. 7 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2017.
- "Tek Kanatlı Bir Kuş". Yapı Kredi Yayınları. 1 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Şubat 2017.
- "Hırsızın uçurduğu 'Tek Kanatlı Bir Kuş'". Posta Gazetesi. 8 Kasım 2013. 1 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Şubat 2017.
- "Biraz da 'korku'dur Anadolu". Radikal Gazetesi. 13 Eylül 2013. 1 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Şubat 2017.
- "Gökyüzünü tek kanatla uçmak". T24. 18 Eylül 2013. 1 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Şubat 2017.
- Çiftlikçi 1993, s. 512.