Ölmez Otu

Ölmez Otu, Yaşar Kemal'in Dağın Öte Yüzü üçlemesinin üçüncü romanıdır. 1968 yılında Ant Yayınları tarafından yayımlandı. Toplam kırk yedi bölümden oluşmaktadır. Üçlemesinin son eseri olan Ölmez Otu'nda serinin diğer romanlarından farklı olarak, Memidik'in Muhtar Sefer'den almak istediği intikam sonunda onu öldürmesi ve köylülerin Taşbaşoğlu mitini yok etmeleri anlatılır.

Ölmez Otu
Yazar Yaşar Kemal
Ülke Türkiye
Tür Roman
Yayım 1968
Yayımcı Ant Yayınları
Dağın Öte Yüzü serisi
Yer Demir Gök Bakır
(2. kitap)
Ölmez Otu
(3. kitap)

1952 ile 1957 yıllarında iki kez romanı yazmaya teşebbüs eden yazar, yazdıklarını yırtıp atmıştır.[1] 1967'te yazmaya başlayıp toplamda beş ayda yazımını bitirmiştir.

Konu

Muhtar Sefer'den dayak yedikten sonra kendine gelemeyen, kimsenin yüzüne bakamayan Memidik'in Muhtar Sefer'e duyduğu öç giderek artar. Muhtar Sefer'i nasıl öldüreceğini düşünür durur. Koca Halil ise sığındığı köyle birlikte Çukurova'ya inmiştir. Yalak köylülerini arar. Yalak köylüleri, tüm kış Adil Efendi ve Muhtar Sefer korkusuyla yaşamışlardır ve döngelelerin açmasıyla yeniden Çukurova'ya inme vakti gelmiştir. Uzunca Ali, anası Meryemce'yle birlikte ovaya nasıl ineceğini düşünür durur. Karısı Elif ile konuşurlar. Meryemce'yi köyde bırakıp gitmeye karar verirler. Elif, Meryemce için ekmek yapar, azık hazırlar. Gece, Meryemce uyurken çocukları da alıp yola çıkarlar. Muhtar Sefer, Ali'nin annesini öldürdüğü dedikodusunu yayar. Çocukları bile Ali'den şüphelenirler. Annesi ölmeden köye dönmek Ali için zorunluluktur. Atın ölümünden Meryemce tarafından kendisi sorumlu tutulan Koca Halil Ali'ye gönül borcunu ödemek için ona yardım eder. Memedik, bir gece Muhtar Sefer sandığı başka bir adamı öldürür. Ölüyü saklar. Ancak sabah olduğunda öldürdüğü adamın Muhtar Sefer olmadığını görür. Öldürdüğü adamın Şevket Bey olduğunu öğrenir. Ölüden kurtulmaya çalışırken ölüyle bir bağ kurar. Muhtar Sefer ise yaydığı dedikodan istifade ederek Meryemce'yi öldürmesi için tetikçisi Ömer ile anlaşır ve onu köye gönderir. Meryemce köyde dolanır durur, kendi kendine konuşur. Köye gelen Ömer'i en güzel kıyafetlerini giyerek bekler. Ömer'i öyle güzel karşılar ki, köyde geçirdiği sürede Meryemce'yi öldürmek konusunda kararsız kalır. Ona kıyamaz.

Genel bilgiler

Yazım süreci

Yaşar Kemal, 1946-1947 yılları arasında roman denemelerine başlamıştır. Ortadirek'e başlamış ama yarım bırakmıştır.[2] İnce Memed'ten sonra 1954'te Teneke'yi yazan yazar, 1959'a kadar hiçbir şey yazmamıştır. Yakın arkadaşı Dr. İbrahim Kıray'a Kadirli'de geniş kâğıtlar üstüne kopya kalemle yazdığı Ortadirek'in taslağını okumuş ve beğenilince romanı yazmaya başlamıştır ve konu ile ilgili olarak "Yazdığım parça sonra Ölmez Otu adıyla çıkan bölümün bir parçasıydı. Köyde iki gözü de kör Meryemce tek başına kalıyordu. Ortadirek'e başlayınca Meryemce'nin gözlerini açtım. Ve Meryemce üç bölümlük koca kitabı sırtına aldı götürdü." sözlerini dile getirmiştir.[3] Serinin ilk romanını yazmak için çalıştığı gazeteden bir yıl izin alırken[3] yirmi yıl boyunca kafasında tasarladığı Ölmez Otu'nu "ilk defa rahat rahat, para sıkıntısı çekmeden, acele etmeden, huzur içinde" yazmıştır.[1] 1952 ile 1957 yıllarında iki kez romanı yazmaya teşebbüs eden yazar, yazdıklarını yırtıp atmıştır. Yazma süreci beş ayda bitmiştir ve elle yazılan roman 1200 sayfa tutmuştur.[1] Yazarın eşi Tilda, elle yazılan romanı daktiloya çekmiştir.

Adlandırılışı

Yaşar Kemal, "ölmez otu" ismini ilk kez yedi yaşındayken yaşadığı köydeki bir ebe kadından duymuştur ve bundan sonra bu ismi bir daha duymamıştır. [1] Doğan Hızlan ile yaptığı bir görüşmede Ölmez Otu isminin kaynağını şu sözlerle açıklamıştır:[4]

"Efsanelerde bir türlü yok edilemeyen bir ot olarak geçer ölmez otu. Ayrık otuna benzermiş. Kökünü kazımaya, kurutmaya asla imkân yokmuş. Yok ettiğinizi sandığınız yerde, bir kuyu kazsanız, gene çıkarmış karşınıza, Ölmez Otu bu işte. Dedim ya, bu efsane otu."

Nedim Gürsel'le yaptığı bir röportajında Memidik'in psikolojisini ve insanların mit yaratma konusundaki yeteneğini şöyle anlatmıştır:[5]

"Ölmez Otu'ndaysa sıkışmış bir adamın yarattığı mit vardır. Memidik'in miti. Ne ölçüde gerçek dünyada, ne ölçüde yarattığı mit içinde yaşıyor insanoğlu? Modern dünyada da böyle bu. İç içe girmiş, sınır belli değil. Şu anda bile düşte yaşıyoruz belki, kendimize sürekli mitler bulup yaratıyoruz. İnsanların ikinci bir dünya yaratmadan yaşadıkları daha görülmemiş yeryüzünde. Doğum ve ölüm oldukça, insanoğlu bir karanlıktan başka bir karanlığa gittikçe, sürecek bu."

Eleştiriler

Fethi Naci, Ölmez Otu'nun yeni bir bakış açısı getirdiğini ve Türk romancısının Türk köylüsüne bakışını değiştirdiğini belirtmiştir..[6] Türk romancıların köylüye toplumsal bir gerçekliğin anlatılması, bir davanın savunulması ya da yerilmesi için bir araç olarak baktığını ama Yaşar Kemal'in "roman malzemesi" olarak değil "insan" olarak baktığını yazmıştır.

Kaynakça

  1. "Yaşar Kemal Hayatını Anlatıyor" (PDF). Yeni Gazete. 21 Ocak 1968. 7 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2017.
  2. Bosquet, Alain (2004). Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
  3. Bosquet 2004, s. 76.
  4. Çiftlikçi, Ramazan (1997). Yaşar Kemal Yazar-Eser-Üslup. Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı. TTK Basımevi. s. 257.
  5. Gürsel, Nedim (Kasım 1996). "Bir Edebiyat Devi... Yaşar Kemal" (PDF). Cumhuriyet Kitap, 354. 21 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Nisan 2017.
  6. Naci, Fethi (2008). Yaşar Kemal'in Romancılığı (2. bas.). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. s. 26. ISBN 9789750807916.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.