Sovyet savaş suçları

Sovyet savaş suçları, Kızıl Ordu ve Sovyetler Birliği Silahlı Kuvvetleri askerlerinin işlediği savaş suçlarını ifade eder. Olaylar Kızıl Ordu ve NKVD'nin gerçekleştirdiği eylemleri kapsar. Suçlamaların çoğunluğu II. Dünya Savaşı sırasında Doğu ve Orta Avrupa'da cereyan etmiştir. Savaş esirlerinin öldürüldüğü Katyn Katliamı buna örnek teşkil eder.

Sovyet savaş suçları
Katyn'de katledilen insanlara ait 1943'te açılan toplu mezarlık, Uluslararası Kızılhaç Komitesi delegasyonu tarafından fotoğraflanmıştır.
Bölge Sovyetler Birliği  Orta Avrupa  Finlandiya  Afganistan  Çin  Japonya   Romanya
Tarih 1919-1991
Saldırı türü
Katliam  Tehcir
İşleyenler Sovyetler Birliği

Sovyetler Birliği ve Cenevre Protokolü

Sovyetler Birliği, 1907 yılında imza altına alınan I. Lahey Sözleşmesi ve devamı niteliğindeki 1925 yılında imzalanan Cenevre Protokolünü çekinceler belirterek tanımıştı.[1] Protokol hükümlerini çiğneyecek şekilde fiilen Sovyetler Birliği'ne karşı gelişen olası bir düşman devlet saldırısı durumunda protokol esaslarının bağlayıcı olmayacağı belirtilir. II. Dünya Savaşı Doğu Cephesi'nde nazizm ideolojisinin Rus halkını Untermensch [2] olarak gören bakış açısı Sovyetler Birliği'nin Cenevre Protokolünü rezervsiz kabul etmemesi durumuyla birleşince savaşın ilk dönemlerinde çok sayıda Sovyet askeri canlı esir alınmasına rağmen öldürülecektir. Savaşın diğer cephelerinde karşılaşılmayan bu durum karşısında Sovyet ordusu da Almanya ve müttefiklerine karşı aynı tutumu sergileyecektir.

Rus İç Savaşı döneminde Kızıl Ordu

Ekim Devrimini izleyen dönemde Bolşevik iktidarına karşı oluşan muhalefet silahlı mücadeleye girişince patlak veren Rus İç Savaşı süresince dahil olan tüm taraflar kuralsızca savaşmış ve sivil halk dahil olmak üzere düşman kuvvetlere karşı uzlaşmasız bir tutum sergilemiştir. Bu dönemde gözlemlenen İtilaf Devletlerinin Beyaz Ordu lehine askeri müdahaleleri olan Kutup Ayısı Seferi ve Sibirya Müdahalesi sırasında sorgusuz infaz, toplu katliam gibi suçlar işlenmiştir. Özellikle Bolşevik karşıtı Çekoslovak Lejyonu, Japon silahlı kuvvetleri ve onların himayesindeki Ataman Grigori Semyonov tarafından bu tür katliamlar tekrarlanmıştır. İç Savaşın ilerlemesiyle beraber üstünlüğü geçiren Kızıl Ordu ise Beyaz Ordu birliklerinin yenilgiye uğratılmasından sonra ortaya çıkan ayaklanmalarda[3] hiç taviz vermeyerek isyanları kuvvetle bastırmaya yolunu seçmiştir.[4]

Kızıl Terör

Ekim Devrimi ile iktidarı alan Bolşeviklerin, sürmekte olan I. Dünya Savaşı sırasında Rusya İmparatorluğu'nun düşmanı olan Alman İmparatorluğu ile Barış Kararnamesi gereğince imzaladığı Brest Litovsk Antlaşması Bolşevikleri destekleyen Sol SR'lar silahlı ayaklanma kararı alacaktır. Bu kapsamda gerçekleştirilen suikastlerde önce Alman Elçisi Wilhelm von Mirbach, Sankt-Peterburg Çeka lideri Moisei Uritski öldürülecek, Lenin ise ağır yaralanacaktır. Bundan sonra Eylül-Ekim 1918 döneminde Çeka tarafından Bolşevik rejim karşıtlarına yönelik şiddetli önlemler alınacaktır. Suçluların cezalandırmasında Gulag sisteminin kullanılmasına da bu sırada başlanacaktır. Bu dönemde ilan edilmiş bir savaş durumu olmadığından ötürü işlenen veya işlendiği iddia edilen suçlar savaş suçu kapsamında değerlendirilmemektedir.

II. Dünya Savaşı

Bu dönem 1939-1941 ve 1941-1945 yılları arası olarak ikiye ayrılarak incelenebilir.

1939-1941

1933 yılında Weimar Cumhuriyeti'nde iktidara gelen Adolf Hitler önderliğindeki Nazi Partisi, Almanya'nın I. Dünya Savaşı'nın sonunda yenik çıkmasının üzerine dikte ettirilen 1919 Versailles Barış Antlaşması hükümlerini reddetmeye başlamıştır. Almanya silahlanmaya yeniden başlamasının yanı sıra Ruhr bölgesini yeniden topraklarına katması ve Avusturya'nın ilhakı ile kıtada yayılmaya başlar. 1938 yılında Çekoslovakya'nın Südet bölgesini talep etmesi üzerine Sovyetler Birliği İngiltere ve Fransa'ya çağrıda bulunarak Nazi Almanyası'na karşı ittifak yapılmasını önermiş ve reddedilmiştir. Bunun ardından 29 Eylül 1938 imzalanan Münih Antlaşması ile Çekoslovakya İngiltere ve Fransa tarafından Almanya'ya hediye edilir. Kendisine doğru yaklaşan tehlikeyi gören Sovyet liderliği Ağustos 1939'da Almanya'nın girişimiyle başlatılan görüşmelerle Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı imzalanır. Bu antlaşmadan sonra Almanya Batı Cephesinde rahat hareket etmek fırsatı yakalarken Sovyetler Birliği de Baltık ülkelerini ve Polonya'yı işgal edecek ve Finlandiya'ya saldıracaktır.

Baltık devletleri

Rusya İmparatorluğu'nun birer parçası olan Estonya, Litvanya ve Letonya'da çarlık rejiminin devrilmesine neden olan 1917 Şubat Devriminden sonra bağımsızlık hareketleri ve Bolşevik akım birlikte güçlenir. Ancak bölgede bulunan Alman İmparatorluğu'nun da desteğiyle bu ülkelerdeki bağımsızlık yanlısı hareketler Estonyalı, Litvanyalı ve Letonyalı Bolşevikleri kanlı iç savaş süreçlerinin ardından yener. Bağımsızlıklarını ilan eden bu ülkeler Rus İç Savaşından galip çıkan Sovyetler Birliği ile normal uluslararası ilişkilere girseler de bağımsızlık sürecinde Bolşevik sempatizanların maruz kaldığı baskılar II. Dünya Savaşı döneminde Sovyet diplomasisi tarafından kullanılacaktır.

Polonya

1917 Şubat Devrimi öncesinde Rusya İmparatorluğu'nun bir parçası konumunda olan Polonya'da, çarlık rejiminin yıkılmasıyla beraber Baltık devletlerinde olduğu gibi bağımsızlık hareketleri güç kazandı. Sürmekte olan I. Dünya Savaşında bölgede bulunan Alman İmparatorluğu Ordusu da Polonya'ya dair planlar yapmaktaydı. Ancak I. Dünya Savaşında Almanlar yenilince bölgeden çekilecektir. Rus İç Savaşı'nı kazanan Bolşevikler ise hem Bolşevik karşıtı Józef Piłsudski rejimini devirmek hem de Ekim Devrimini Polonya üzerinden Almanya'ya yaymak amacıyla Polonya'ya saldıracaktır. Sovyet-Polonya Savaşı'nı Polonya kazanacak ve Bolşevikler kendi ülkelerinde sosyalizmi kurmak için tek ülkede sosyalizm açılımını benimseyeceklerdir.

1930'lu yıllarda Avrupa'da yükselen faşizm akımlarına karşı bölgesel bir ittifak öneren Sovyetler Birliği'nin öneriler sürekli olarak Polonya tarafından yanıtsız bırakılacaktır. Sovyetler Birliği Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktının imzalanmasından sonra 1 Eylül 1939 günü başlayan Alman saldırılarına maruz kalan Polonya'yı doğu sınırından 17 Eylül 1939 tarihinden itibaren işgal eder. Bu dönemde işbirliği sergileyen Alman (Einsatzgruppen) ve Sovyet (NKVD) birlikleri arasındaki benzerliğe Polonyalı tarihçi Tomasz Strzembosz dikkat çekmiştir[5] Sovyet işgali altında kalınan dönemde çok sayıda Polonyalı asker esir edilecektir. Katyn Katliamı sırasında öldürülen Polonyalı asker ve subaylar bu dönemde esir edilmiştir.

1941-45

Bu dönem II. Dünya Savaşı'ndaki Doğu Cephesi olarak tanımlanan bölgedeki Kızıl Ordu'ya mal edilen savaş suçu iddialarını kapsar.

Polonya

Polonya'daki Alman işgali sona erdiğinde Batı yanlısı, Londra'daki sürgündeki Polonya hükûmetine bağlı ve Bolşevik karşıtı Armia Krajowa yaklaşan Kızıl Ordu'ya karşı ülkede iktidarı almaya çalışır. Bu dönemde Armia Krajowa üyelerine karşı savaş suçu iddiaları bulunmaktadır. Ayrıca Polonyalı direnişçi Witold Pilecki'nin 1948 yılında idam edilmesinin savaş suçu olduğu iddia edilse de savaş döneminde gerçekleşmeyen ve mahkeme süreci sonucunda idam cezasına çarptırılmıştır, dolayısıyla savaş suçu kapsamında değerlendirilmemektedir. Koniuchy Katliamı'nda Yahudi ve Sovyet partizanlar tarafından 38'den fazla sivil katledilmiştir. Przyszowice Katliamı'nda ise sayı 69'a kadar çıkmaktadır.

Sovyetler Birliği

1941 yılıyla beraber saldırıya maruz kalan Sovyet toprakları Stalingrad Muharebesi ile beraber yeniden fethedilmeye başlar. 1942 yılı yaz aylarında Almanların başlattığı Mavi Durum adlı saldırılar sırasında düşmanla işbirliği yaptığı iddia edilen bazı Kafkas halkları geleneksel topraklarını terk etmeye zorlanarak zorunlu olarak yer değişikliğine mecbur bırakılmıştır.[6] Zorunlu yer değiştirmeler Sovyet topraklarına ilk saldırıların başlamasıyla birlikte 1941 yılında Volga Almanlarının zorunlu terk değişikliğiyle başlamıştır.[7]


Almanya

Savaşın son dönemlerinin Almanya topraklarında savaşıldığı dönemlerde Kızıl Ordu birliklerinin savaş suçları işlediğine dair iddialar vardır. Bu suçlamalar arasında aşağıda sıralanmıştır:

  • Askeri olmayan hedeflerin tahrip edilmesi
  • Savaş esirlerine ve sivillere saldırmak, tecavüz etmek ve şiddet uygulamak[8][9][10][11][12][13][14]
  • Sivillere yönelik saldırılar
Binlerce kilometre yol katetmiş, kan ve ateşin içinden ilerleyen bir askerin bir kadınla biraz eğlenmesinde ne var?

— Yugoslav komünist Milovan Đilas'ın şikayetleri üzerine Stalin'in yorumu[15][16][17][18][19]

İlya Ehrenburg

Kızıl Ordu askerlerinin başta tecavüz olmak üzere çeşitli savaş suçlarını işlemelerinde Sovyet vatandaşlarını Almanlardan intikam almaya teşvik eden Yahudi kökenli İlya Ehrenburg'un çağırısının etkisinin olduğuna dair görüşler vardır.[20][21][22][23]

Macaristan ve Avusturya

Bu ülkelerde de Sovyet Ordusunun sivillere karşı saldırıda bulunduğu, tecavüz ettiği ve şiddet uyguladığı yönünde iddialar bulunmaktadır.[24][25][26]

Mançurya

Sovyetler Birliği'nin Japonya İmparatorluğuna savaş ilan ettiği 8 Ağustos 1945 tarihinden savaşın resmen sona erdiği 2 Eylül 1945 tarihine kadar Mançurya, Mançukuo ve Kore Yarımadasındaki Japon sivillere karşı işlediği iddia edilen suçları kapsar.[27]

Romanya

Soğuk Savaş dönemi

Macaristan

Çekoslavakya

Afganistan

Azerbaycan

Kaynakça

  1. Cenevre protokolü şerhleri 6 Eylül 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 18 Mart 2010 tarihinde erişilmiştir.
  2. Alt insan
  3. Bolşeviklere karşı sol ayaklanmalar, Tambov Ayaklanması ve Kronstadt Ayaklanması en öne çıkan ayaklanmalardandır.
  4. Ayaklanmaların bastırılması durumu tanım gereği bir savaş durumunu içermediğinden bu tür olaylarda işlenen suçlar savaş suçu kapsamında değerlendirilmemektedir.
  5. "Die verschwiegene Kollaboration Transodra, 23. Dezember 2001, p. 2 (PDF dosyası)" (PDF). 27 Mart 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2010.
  6. Glasgow Üniversitesinden Stephen Wheatcroft araştırması, 1996 17 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 20 Mart 2010 tarihinde erişilmiştir
  7. Boobbyler, Phillip, Stalin Era, Routhledge, 2000 ISBN 978-0-415-18298-0
  8. "BBC". 2 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2010.
  9. Hanna Schissler The Miracle Years: A Cultural History of West Germany, 1949-1968
  10. http://www.npr.org/templates/story/story.php?storyId=106687768
  11. Bernard A. Cook, Women and war: a historical encyclopedia from antiquity to the present, ABC-CLIO, 2006, ISBN 978-1-85109-770-8, p. 480.
  12. Helke Sander/Barbara Johr: BeFreier und Befreite, Fischer, Frankfurt 2005
  13. Seidler/Alfred de Zayas, Kriegsverbrechen in Europa und im Nahen Osten im 20. Jahrhundert, Mittler, Hamburg Berlin Bonn 2002
  14. Norman M. Naimark, The Russians in Germany: a history of the Soviet Zone of occupation, 1945-1949, Harvard University Press, 1995, ISBN 978-0-674-78405-5, p. 81.
  15. Modris Eksteins, Walking Since Daybreak: A Story of Eastern Europe, World War II, and the Heart of Our Century, Houghton Mifflin Harcourt, 2000, ISBN 978-0-618-08231-5, p. 208.
  16. Rudolph J. Rummel, Lethal politics: Soviet genocide and mass murder since 1917, Transaction Publishers, 1990, ISBN 978-1-56000-887-3, p. 161.
  17. Bernard A. Cook, Europe since 1945: an encyclopedia, Vol I, Taylor & Francis, 2001, ISBN 978-0-8153-4057-7, p.314.
  18. Metnin İngilizcesi:Well, then imagine a man who has fought from Stalingrad to Belgrade - over thousands of kilometres of his own devastated land, across the dead bodies of his comrades and dearest ones! How can such a man react normally? And what is so awful in his amusing himself with a woman, after such horrors? You have imagined the Red Army to be ideal. And it is not ideal, nor can it be, even if it did not contain a certain percentage of criminals - we opened up our prisons and stuck everybody into the army. Milovan Djilas, Conversations with Stalin, çeviren Michael B. Petrovich, London: Hart-Davis, 1962, p. 87.
  19. Savaş sırasında Sovyet Dışişleri Bakanı olan Vyaçeslav Molotov, savaş sırasında ülkesinin çok sayıda önemli siyasi ve askeri kadrosunu savaşın ilk yıllarında kaybettiğini belirtirken, ilerleyen dönemde orduya artık mahkûmların da alındığını belirterek Stalin'in olaya bakış açısını paylaştığını belirtecektir. Feliks Çuyev, Molotov Anlatıyor,Yordam Kitap, 2007
  20. Mark Weber, "The Strange Life of Ilya Ehrenburg"
  21. Nicole Dombrowski, Women and war in the twentieth century: enlisted with or without consent
  22. Wolfgang W. E. Samuel, The war of our childhood: memories of World War II
  23. Gregor Dallas, 1945: The War That Never Ended (German women are yours!)
  24. Hans-Henning Kortüm, Transcultural wars from the Middle Ages to the 21st century, Akademie Verlag, ISBN 20069783050041315. p. 172
  25. Andrea Petö, "Memory and Narative of Rape in Budapest and Vienna in 1945" in Richard Bessel, Dirk Schumann ed. Life after death: approaches to a cultural and social history of Europe during the 1940s and 1950s, Cambridge University Press, ISBN 0521009225, p. 132.
  26. Krisztián Ungváry, Battle for Budapest: one hundred days in World War II, I.B.Tauris, 2004 ISBN 978-1-85043-667-6, p. 280. (Soviet crimes bölümü)
  27. Charles K. Armstrong, The North Korean revolution, 1945-1950, Cornell University Press, 2004, ISBN 978-0-8014-8914-3, p. 42.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.