İkinci Kirte Muharebesi
İkinci Kirte Muharebesi (İngilizce: Second Battle of Krithia) I. Dünya Savaşı sırasındaki Çanakkale Savaşı’nda, İtilaf kuvvetleri’nin Kirte Köyü ve hemen gerisindeki Alçıtepe’yi ele geçirmek için giriştikleri taarruzla 6 Mayıs - 8 Mayıs 1915 tarihleri arasında yaşanan muharebelerdir.
İkinci Kirte Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Çanakkale Savaşı / Seddülbahir Cephesi | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Fransa | Osmanlı İmparatorluğu | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Aylmer Hunter-Weston |
Eduard von Sodenstern | ||||||
Güçler | |||||||
29. Tümen 105 Top Toplam: 25.000-28.000 |
7. Tümen 40 Top Toplam: 10.000-15.000 | ||||||
Kayıplar | |||||||
6.500 | 2.000 |
Öncesi
Birinci Kirte Muharebesi’nin ardından her iki taraf da cepheyi hızla takviye etmekteydiler. İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener, Mısır’daki 42. İngiliz Tümeni ile Gurkalardan oluşan bir Hint Tugayının Çanakkale Cephesine hareket etmesi emrini vermiştir. Fransa’da da bir tümen yola çıkmak için hazırlanmaktadır. Osmanlı tarafında ise Mareşal von Sanders her iki cephede de taarruza geçmeyi planlamaktadır. Bu amaçla Anadolu yakasından ve Saros bölgesinden kaydırılan birlikleri her iki cepheye denk olarak sevk etmiştir. 1 Mayıs’ta beş Osmanlı tümeni de cephelere ulaşmıştı. İstanbul’dan gönderilen 15. ve 16 Tümenler de yoldaydılar.
Arıburnu Cephesi’nde 1 Mayıs 1915 sabahı başlayan Osmanlı taarruzundan sonuç elde edilememişti. Taarruz akşam saatlerinde yenilenmiş fakat yine sonuçsuz kalmıştı. 2 Mayıs 1915 günü Anzak birliklerinin giriştiği taarruz da Osmanlı siperleri önünde etkisiz kalıp geri çekilmişti.
Seddülbahir Cephesi’nde ise harekata gece taarruzu olarak uygulanmıştı. Taarruzun Seddülbahir Cephesi’nde gece saatlerine alınmasında amaç, donanma destek atışından sakınmaktır. Arıburnu Cephesi’de donanma ateşi karşıdan gelirken Seddülbahir Cephesi’nde üç yandan gelmektedir. 1 Mayıs 1915 gecesi saat 22:00 de başlayan süngü hücumu, yer yer Osmanlı kuvvetlerinin İngiliz-Fransız mevzilerine girmesini sağlamıştır fakat sabah saatlerine kadar süren çatışmalar Osmanlı kuvvetleri açısından sonuç getirmemiştir. Osmanlı kuvvetleri mevzilerine çekilirken, 2 Mayıs 1915 sabahı saat 06:00 da İngiliz-Fransız cephesi bir karşı taarruza girişmiştir. Öğlen saatlerine kadar süren karşı taarruz da sonuçsuz kalmıştır. Aynı günün akşamı Mareşal von Sanders, taarruzun yenilenmesi emrini vermiştir. İstanbul’dan gönderilen 15. Tümen’in unsurları da cepheye ulaştıkça savaşa sürülmüştür. 3 Mayıs 1915 gününün öğlen saatlerine kadar süren çatışmalar her iki taraf açısından da sonuç getirmemişti.
Anzak komutanı General William Birdwood, son taarruzuyla her ne kadar sonuç elde edememişse de konumunu sağlamlaştırdığı görüşündedir. Emrindeki iki tugayı Seddülbahir Cephesi’ne takviye için gönderebilecektir. Ayrıca Seddülbahir Cephesi’ne iki tugaylık İngiliz takviyesi de ulaşmış bulunmaktadır.
General Ian Hamilton, Osmanlı kuvvetlerinin son muharebelerde ağır kayıplar verdiğini, fakat kısa zamanda yeni takviye birliklerini cepheye sevk edeceklerini bilmektedir. Seddülbahir Cephesi’ne ulaşan son takviyeleri kullanarak Kirte Köyü ve Alçıtepe yönünde yeniden taarruza geçmeye karar vermiştir. Aslında Mısır'dan yola çıkan 42. İngiliz Tümeni'nin ancak bir taburu 6 Mayıs 1915 sabahı sahile çıkabilecektir. Ancak Hamilton bu kuvvete güvenmek zorundadır, 42. Tümen'in diğer taburlarını beklemeye zamanı yoktur. Cephenin sağ kanadını tutmakta olan Fransız birliklerinin durumu gün geçtikçe kötüye gitmektedir. Art arda gelen Osmanlı karşı taarruzları, Anadolu yakasında konuşlanmış olan Osmanlı topçu bataryalarının salvoları, bölgeyi sarsmaktadır. Anadolu yakasındaki Osmanlı bataryasını susturmak amacıyla bir Fransız hafif kruvazöründen sökülerek sahile kurulan 140 mm.lik iki top da bu konuda yeterince etkili olamamıştır. General d'Amade, Hamilton'a gönderdiği raporda, özellikle Senegalli birliklerin artık cephede tutulmalarının güvenli olamayacağını bildirmektedir. Sonuç olarak General Hamilton, ikinci taarruzu fazla geciktiremeyeceğini düşünmektedir.
Taarruz planı
General Hamilton’un planı, harekâtın ilk aşamasında Fransız Doğu Sefer Kuvvetleri’nin ve İngiliz 29. Tümen’inin 1.5 km kadar ileri harekâtıdır. Cephenin sağ kanadı olan Fransız cephesinin ileri harekâtı Kerevizdere’nin sağ ve sol yanındaki sırtlardaki Osmanlı siperlerini atmak ve burada siper kazarak mevzi almak şeklinde olacaktır. Fransız birlikleri, harekât süresince bu hattan ileri çıkmayacaklardır. Ayrıca bu mevziler her ne bahasına olursa olsun elde tutulacaktır.
Harekâtın ikinci aşamasında İngiliz cephesinin sağ ve merkez kesimleri, sağ uç, Fransız sol ucundan ayrılmamak koşuluyla, sağa doğru bir çark hareketiyle ilerleyeceklerdir. İngiliz cephesinin sol kanadı ise ileri hareketle merkez kesimin sol kanadını örtecektir. Bu çark harekâtını yapmakla görevli İngiliz birlikleri, İngiliz cephesinin sağındaki Mürettep Tugay ve merkezindeki 88. Tugay’dır. Bu çark hareketiyle Kirte Köyü ele geçirilecektir. İngiliz cephesinin sol kanadı olan 125. Tugay (Mısır’dan takviye olarak gönderilen 42. Tümen’in tugayı) ise merkezdeki 88. Tugay’ın sol kenarıyla teması kaybetmeyerek ileri atılacak, bu sol kenar ile deniz arasına yayılacaktır. Ardından, Kirte Köyü’ün kuzeybatısındaki Yazıtepe’yi ve onun batısındaki Sarıtepe’yi ele geçirecektir.
Yedekte tutulan 87. Tugay ile Hint Tugayı, her aşamada ileri çıkarak öndeki kıtaların, ileri harekâtla boşaltmış oldukları mevzilerine yerleşecektir.
Harekâtın üçüncü aşaması, Alçıtepe’nin İngiliz 29. Tümeninin batı ve güneybatı yönlerinden yapılacak taarruzlarla ele geçirilmesidir. Bu taarruzlar harekâtın bu aşamasına kadar yedekte tutulan 87. Tugay ile Hint Tugayı tarafından yapılacaktır.
Savaş
İngiliz cephesinin solunda ilerleyen 125. Tugay, Zığındere Koyu sırtlarında yoğun bir ateşle karşılaşmıştır. Osmanlı tarafı, her ileri hareketi yoğun bir ateş altına almış, Tugay gün boyu kayda değer bir ilerleme kaydedemediği gibi kayıpları 350 kişiyi bulmuştu.
Merkezdeki 88. Tugay’ın ilerlemesi de yine kurşun yağmuruna tutulmuştur. Bu bölgede İngilizler 100 m. kadar bir ilerleme sağladılarsa da sol kanatlarını örtecek olan 125. Tugay’ın ilerleyememesi yüzünden ileri harekâtı durdurmak zorunda kaldılar.
Fransız tarafında da şiddetli ateş nedeniyle ilerleme sağlanamadığı gibi öğleden hemen sonra az sayıdaki askerden oluşan Osmanlı müfrezeleri sırtlardan aşağı doğru kayarak ateş açacak kadar cüretkar davranmaya başlamışlardır.
General Sır Ian Hamilton’un planında gün sonunda Alçıtepe’nin ele geçirilmesi öngörülmüştü. Ancak taarruzun ilk günü akşamı birkaç yüz metreden fazla ilerleme sağlanamamıştır. Dahası, cephe komutanlarından Hamilton’a ulaşan raporlarda, gün boyu süren çatışmalarda Osmanlı gözcü postalarıyla çarpışıldığı, asıl savunma hattıyla henüz temas kurulmadığı, Osmanlının asıl savunma hattının yerinin dahi saptanamadığı bildirilmektedir.
Osmanlı tarafında harekâtın ilk günü akşamında bir komuta değişikliği olmuştur. Seddülbahir Cephesi Komutanı Albay von Sodenstern görevden alınarak yerine General Weber atanmıştır. 5 Mayıs’ta savunma hatlarını ve Osmanlı birliklerinin durumunu incelemiş olan Weber Paşa, Birleşik Donanma'nın ateşiyle uğranılan kayıplar karşısında endişeye kapılmış ve Mareşal Liman Von Sanders’e cephenin, Alçıtepe gerisine çekilmesini önermiştir. Sanders, bu öneriye şiddetle karşı çıkmış, her karış toprak için savaşılması emrini vermiştir. Sanders, donanma ateşinden sakınmak için geri çekilmek değil, ileri çıkarak düşmanla burun buruna bulunmak gerektiğini ileri sürecektir. Gerçekten de Gelibolu’daki savaş, Avrupa’daki savaşlardan farklıdır. Osmanlının, “savunulabilir hatlara çekilmeleri” gibi bir seçenekleri yoktur. Gelibolu’daki topçu bataryalarının düşmesi, Çanakkale Boğazı’nın Birleşik Donanma'ya açılması demektir. Bu ise, İstanbul’un düşmesi, İmparatorluğun çökmesi sonucunu doğuracaktır. Türklerin, tırnaklarını toprağa geçirip her karış toprak için dövüşmekten başka seçenekleri yoktur.
Ertesi gün, 7 Mayıs sabahında yenilenen hazırlık ateşiyle İngiliz birliklerinin ilerleme çabası yine Osmanlı tarafının yoğun ateşiyle durduruldu. Zığındere sahillerine getirilen üç balon gemisinden salınan balonlar dahi Osmanlı siperlerinin yerini, daha önemlisi makineli tüfek yuvalarını saptayamadı. Bu yüzden topçu ateşi Osmanlı direnci üzerinde etkili olamamıştır.
İngiliz hatlarının sol kanadı olan Zığınsırtı’nda ilerleme sağlanamaması, tüm cephenin ileri hareketini engellemektedir. Bölgeye gelen Queen Elizabeth’in de katıldığı bombardımanla Osmanlıların ateş açtığı tepe hallaç pamuğu gibi atıldı. Bu bombardımanın da bir etkisi görülmedi. 125. İngiliz Tugayı’nın taburlarının her ileri hareketi Osmanlı tarafından kurşun yağmuruyla karşılanmaya devam etmiştir.
Merkez ve sağ kanatlar öğleye kadar 250 m. kadar ilerlemişlerdi. Ancak sol kanattaki 125. Tugay’ın ilerleyememesi üzerine ileri hareketlerini durdurdular. Merkezdeki 88. Tugay, plandaki gibi sağa doğru çark hareketini, sol kanadının açık kalacağı için yapamadı. Bu çark hareketi, 125. Tugay’ın ilerleyerek onun sol kanadını örtmesine bağlıydı.
Öğleden sonra saat 16:30 sonrasında 87. Tugay’ın da desteğiyle merkez bölgedeki 88. Tugay’ın taarruzu da bir ilerleme sağlayamamıştır. Esasen 87. Tugay, plana son aşamasında Alçıtepe’ye taarruzla görevlendirilen, o aşamaya kadar yedekte tutulacak kuvvetti.
Cephenin Fransız kesiminde ise merkez bölge, soldan bir ilerleme yapılmadıkça ilerlemelerinin mümkün olmadığını, sol tarafsa merkez bölümün ilerlemesi olmadan ileri harekât yapamayacaklarını rapor ediyorlardı. Öğleye doğru takviye edilen merkez bölüm 150 m. kadar ilerleyip bir Osmanlı siperini ele geçirdi. Fakat daha fazla ilerlemedi ve sağ kanadın ileri hareketi olmadan ilerlenemeyeceğini rapor etti. Kısa süre sonra da bir Osmanlı taarruzuyla geri atıldı.
Sonuç olarak Fransız cephesi, harekâtın ikinci gününde de, İngiliz birlikleri ile dayanak noktası oluşturacak hatta ulaşamamıştır.
Harekâtın üçüncü günü (8 Mayıs 1915) General Hunter Weston, 88. Tugay’ın ilerleyememesine bir çözüm buldu. 125. Tugay, ileri harekâtla bu tugayın sol yanını örtemiyorsa, bu işi 87. Tugay üstlenecekti. Arıburnu Cephesi’nden 29. Tümeni takviye etmek üzere aktarılan Yeni Zelanda Tugayı da bu ileri harekâtı destekleyecekti.
Saat 10:15'te başlayan hazırlık ateşi ardından İngiliz cephesinin merkez bölümünden başlatılan taarruz, o tarihe kadar Gelibolu Yarımadası’ndaki en yoğun topçu ateşi ardından başladı. Albay M.Cay komutasındaki Yeni Zelanda taburu, Osmanlı topçusunun ve tüfeklerinin ateşiyle yarı mevcudunu yitirmekle 300 m. kadar ilerleme sağlayabildi ve durduruldu. Diğer İngiliz birlikleri hemen hemen hiçbir ilerleme sağlayamadan kırıldılar. İngiliz kesiminde taarruz, ortalama 300 m.lik ilerlemenin ardından, saat 15:30 dolaylarında durdurulmuştur. Fransız kesiminde ise tek bir asker bile ilerleyememişti.
Üç günlük muharebeler sonucunda Müttefik kayıpları 6.500, Osmanlı tarafının ise 2.000 kişidir. En fazla ilerlenen noktalarda ileri harekât 500 m. kadar ilerleyebilmişti. Üç günlük çatışmalarda Müttefik kuvvetler toplam 18.000 top mermisi kullanmışlardır. General Sir Ian Hamilton, 8 Mayıs 1915 akşamı Lord Kitchener’e çektiği telgrafta şöyle yazmaktadır. “Hedefime varamadım. Harekat, başarısızlıkla sonuçlanmıştır… bu işin içinden sıyrılmanın bir yolunu da göremiyorum.”
Çıkartmanın ilk günü olan 25 Nisan 1915 tarihinden İkinci Kirte Muharebesi sonuna kadar Birleşik Krallık ve Anzak kayıpları her iki cephede toplam 14.000 ölü ve yaralı olmuştur. İngiliz 29. Tümeni, subaylarının yarıdan fazlasını, eratın da yarısını kaybetmişti.
Taarruz, planlanandan daha geç olarak saat 11:00 dolaylarında başlatıldı. İlk gün taarruzları, makineli tüfek etkisi ve/veya izlenimi yaratacak denli yoğun Osmanlı ateşi karşısında Kanlıdere, Kereviz Sırtı ve Çamlıbel Sırtlarında ortalama 350 m. kadar ilerleme sağlayabilmişlerdir. İkinci gün, 7 Mayıs'taki taarruzlar da aynı şekilde sonuçlanmıştır. Harekâtın üçüncü günü Arıburnu Cephesi'nden takviye olarak gelen Yeni Zelanda birliklerinin taarruzları, ağır kayıplarla başarısız olmuştur. Yeni Zelanda tugay komutanı Albay Francis Johnston'un karşı çıkmasına karşın General Hunter-Weston, tugayın taarruza devam etmesini emretmiştir. 8 Mayıs 1915 gününün akşam üzeri devam edilen taarruzla ortalama 450 m. ilerleme sağlanmıştır. Ancak kayıplar yüzde elliyi bulmuştur.
Saat 18:00 dolaylarında Fransız taarruzu da Kerevizdere ağzında başta ilerleme sağladıysa da Osmanlı karşı taarruzuyla geri çekilmiştir.
Üç gün süren muharebelerin sonucunda Müttefik ilerlemesi, ilk gün hedeflerinin de gerisinde kalmıştır.
Kaynakça
- 1915 Çanakkale Savaşı - İbrahim Artuç
- Büyük Harbin Tarihi Çanakkale Gelibolu Askeri Harekâtı - General C.F.Aspinall - Oglander (General Ian Hamilton'un karargâh subaylarından)
- Türk Kurmay Subaylarının Gözüyle Çanakkale Savaşı - Burhan Sayılır
Dış bağlantılar
- Osmanlı belgeleri arşivi 29 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.