Su kirliliği

Su kirliliği; göl, nehir, okyanus, deniz ve yeraltı suları gibi su barındıran havzalarda görülen kirliliğe verilen genel addır. Her çeşit su kirliliği, kirliliğin bulunduğu havzanın çevresinde veya içinde yaşayan tüm canlılara zarar verdiği gibi, çeşitli türlerin ve biyolojik toplulukların yok olmasına ortam hazırlar. Su kirliliği, içinde zararlı bileşenler barındıran atık suların, yeterli arıtım işleminden geçirilmeksizin havzalara boşaltılmasıyla meydana gelir.

Amerika Birleşik Devletleri'nde arıtılmamış lağım ve sanayi atıklarının döküldüğü bir nehrin görüntüsü.

Genel

Su kirliliği, küresel olarak büyük bir sorun olduğu gibi, birçok ölüm ve salgın hastalık olaylarının nedeni olarak görülmektedir.[1][2] Günde 14,000 insan doğrudan veya dolaylı olarak su kirliliğinin neden olduğu hastalıklar sonucunda yaşamını yitirmektedir.[2] Buna ek olarak gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde görülen akut sorunların yanında, bu kirliliğin azaltılması için çalışmalar yapılmaktadır. Bugün dünyada yüzde olarak en çok kirli su havzasına sahip olan ülke Amerika Birleşik Devletleri'dir. Son zamanlarda yapılan ulusal bir araştırmada bu ülkedeki nehir havzalarının yüzde kırk beşi, göl havzalarının yüzde kırk yedisi, liman ve haliçlerin yüzde otuz ikisi kirlenmiş durumdadır.[3]

Su kirliliği kavramı, genel olarak insanların neden olduğu etkenlerden dolayı oluşan kirliliği tanımlamak için kullanılır. Ancak kimi zamanlarda bazı canlı türlerindeki bozulan dengeler sonucunda da diğer canlılarca su kirliliği oluşabilmektedir. Doğal yoldan oluşan su kirliliğinin nedenleri arasında yanardağlar, aşırı alg üremesi, rüzgarlar ve depremler yer almaktadır. Bunların dışında su kirliliği sınıflandırmalarında farklı ölçütler ve farklı kirlilik çeşitleri bulunmaktadır.

Su kirliliği kategorileri

Su havzalarındaki atık su kaynakları genellikle birbirinden farklıdır, ancak yine de aralarında bazı benzerlikler barındırırlar.[4] Kaynaklarına göre su kirliliği, iki farklı sınıfta incelenmektedir.Bunlar noktasal kirlilik ve yayılı kirliliktir.

Noktasal kirlilik

Noktasal kirlilik, bir su havzasının su borusu veya hendek gibi belli bir noktadan kaynaklanan atıklarla kirlendiğini gösterir. Bu tür kirliliğin kaynakları arasında bir arıtım tesisinden boşaltılan evsel atıklar, fabrika atıkları veya rögar taşkınları yer almaktadır. Noktasal kirlilik, ABD'deki Temiz Su Hareketi (CWA) tarafından yönetmelik uygulamaları kapsamında tanımlanmaktadır.[5] CWA'nın noktasal kirlilik tanımı 1987 yılında belediye boyutundaki rögar taşkınlarını ve sanayi taşkınlarını da içerecek şekilde değiştirildi.[6]

Yayılı kirlilik

Yayılı kirlilik ise belirli ve tek bir kaynağı olmayan, yayılmış durumdaki kirliliklere verilen addır. Bu tür kirliliğin nedeni, küçük oranda bazı kirletici maddelerin zamanla birikerek bir yerde yığılmasıdır. Bir tarım arazisinde gübrelenmiş alanlardan sızan ve zamanla biriken azotlu bileşiklerin oluşturduğu kirlilik buna en bilinen örnektir. Yine bir sel sonucunda kopan ve sürüklenen tarım ürünleri veya orman biyosferi de bu tür kirliliğe örnek olarak gösterilmektedir.

Kimi zamanlarda sel suları veya taşkınların süpürdüğü parklar, caddeler, otobanlar, kentsel atık birikintilerine neden olur. Bu da çoğu zaman yayılı kirlilik adı altında incelenmektedir. Ancak kimi zamanlarda bu tür yığmaların nedeni tek bir noktadaki kanalizasyon taşkını olduğunda bu örnek yetersiz olmaktadır.

Yeraltı suyu kirliliği

Yüzey suları ve yeraltı suları arasındaki bağlantı karmaşıktır. Bu nedenle yeraltı sularındaki kirlilik tek bir başlık altında incelenmekte olup, yüzey suyu kirliliği kadar kolayca sınıflandırmalara konulamamaktadır.[4] Bu sınıflandırmanın zor oluşunun nedenleri arasında, yeraltı suyuna etki edebilecek noktasal veya noktasal olmayan kirliliklerin belirsiz oluşu ve incelenmesinin zor oluşudur. Ayrıca bir yeraltı suyunun üzerinde yer alan topraktaki bazı kirlilikler her zaman yüzeydeki bir su havzasını kirletmek zorunda değildir. Bu tür kirlilikler çoğunlukla yeraltı sularına erişerek burada belli bazı kirliliklere neden olmaktadır. Bu nedenle yeraltı suyu kirliliğinde, üzerindeki toprak katmanının özellikleri, hidroloji ve kirleticilerin özellikleri incelenmelidir.

Su kirliliğinin nedenleri

Kirliliğe neden olan kirleticiler arasında farklı çeşitler barındıran kimyasal maddeler, patojenler, ısı değişimi gibi fiziksel veya duyusal değişiklikler yer almaktadır. Yine kimi zamanlarda doğada ve suda doğal olarak var olan kalsiyum, sodyum, demir, manganez gibi minerallerin değişiminin aşırı artışı da kirlilik nedeni olarak görülmektedir.

Oksijen tüketen maddeler arasında bitkiler gibi doğal unsurlar veya kimyasal maddeler gibi insan eli değmiş unsurlar yer alabilir. Diğer doğal veya yapay oksijen tüketici maddeler sudaki bulanıklığa neden olur. Bu da ışığı yansıtmayacağından çevredeki bitkilerin büyüme hızını yavaşlatır. Ayrıca bazı balık türlerinin solungaçlarının tıkanmasına neden olur.[7]

Birçok kimyasal madde toksiktir. Patojenler de insan ve hayvanlar üzerinde su yoluyla taşınan hastalıklara neden olur. Suyun fiziksel kimyasında oluşan değişikliklerin nedenleri arasında asitlik (pH değişiklikleri), elektrik iletkenliği, sıcaklık ve alg birikimi yer almaktadır.

Patojenler

Kanalizasyonun taşması sonucunda kalkan bir rögar kapağı

Koliform bakterisi, su kirliliğini ölçmek adına sık kullanılan bir bakteri belirleyicisidir. Bu bakteri türü doğrudan hastalığa yol açmasa da; bazı mikroorganizma türleri, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler bırakabilmektedir. Bunlar arasında aşağıdaki canlılar yer almaktadır;

Yüksek orandaki patojenler, yetersiz arıtılmış lağım sularının döküldüğü tatlı su havzalarında bulunmaktadır.[10] Bu durum özellikle az gelişmiş ülkelerde görülen ve sadece tek işlemle arıtmanın uygulandığı su havzalarında olağandır. Yine, gelişmiş ülkelerde yer alan eski kentler, altyapı yetersizlikleri nedeniyle sürekli olarak kanalizasyon taşkınlarına neden olabilmektedir. Ayrıca bazı kentlerde yer alan birleştirilmiş kanalizasyon sistemleri de olası bir yağmur fırtınası sonucunda arıtılmamış suları doğaya boşaltabilmektedir.[11]

Kimi zamanlarda yoksul büyükbaş hayvan işletmeleri de patojen organizmaların artışına neden olabilmektedir.

Kimyasallar

Çökeltiler tarafından kirletilen çamurlu su.

Kimyasal kirleticiler arasında organik veya inorganik bileşikler bulunmaktadır.

Organik su kirleticileri:

İnorganik su kirleticileri:

  • Kükürt dioksit gibi asidik fabrika atıkları
  • Gıda işleme atıkları arasında yer alan amonyak
  • Kimyasal fabrika atıkları
  • Gübrelerdeki azotlu ve fosforlu bileşikler[12]
  • Ağır metaller[12][13]
  • Çeşitli insan kaynaklı alüvyonlar

İri ölçekli kirleticiler ise gözle görülebilir maddelerin suya karışmasıyla oluşan fiziksel bir kirlilik türüdür. Özellikle su taşkınları veya fırtınalar sonucunda büyük maddeler su havzalarına geçebilir. Bu kirleticiler:

Potrero Üretim Santrali, sıcak suyu San Francisco Körfezi'ne boşaltmaktadır.[14]

Termal Kirlilik

Termal kirlilik, doğal bir alanın ısısının alçaltılıp yükseltilmesiyle beliren insan nedenli bir kirlilik türüdür. Bu kirliliğin en bilinen nedeni, enerji santrallerinde su havzalarından soğutucu olarak su çekilmesi ve ısınan suyun su havzalarına geri akıtılmasıdır. Isınan su, oksijeni daha az tutacağından sudaki canlı yaşamı tehlikeye girer. Ayrıca ekosistemin elemanlarına zarar verir. Öyle ki çeşitli termofilik türlerin artışı gözlemlenir. Bu durum genellikle kentsel alanlarda görülür. Bu durumun tam tersi de soğuk su kaynaklarının ılık nehirlere akarak ısıyı düşürmesiyle de belirebilmektedir.

Kirleticilerin taşınımı ve tepkimeleri

Çoğu su kirleticileri, nehirler ve diğer akarsular aracılığıyla okyanuslara ve denizlere taşınır. Dünyadaki bazı bölgelerde nehirler aracılığıyla taşınan kirleticiler, kilometrelerce uzakta yer alan deltaları ve kıyıları kirletebilmektedir. SWMM veya DSSAM Modeli gibi ileri düzey bilgisayar modelleri, dünya çapında beliren veya belirmesi olası kirlilik durumların gösteriminde kullanılmaktadır. Kopepod gibi kirlilik belirlemede kullanılan türler, New York Bight gibi yerlerde kirlilik analizinde kullanılmaktadır. Buradaki örnekle gidilecek olursa, Hudson Nehri'ndeki en yüksek toksin oranı nehrin ağzında değil, yaklaşım 100 km güneyde planktonlar sayesinde ölçülmüştür. Hudson'un atıkları Coriolis etkisi nedeniyle nehir ağzından gerilere taşınmaktadır. Oksijen tüketen kimyasallar ve alg topluluklarının ölümüyle bu canlıların hücrelerinden çıkan kimyasalların artışı sonucunda çok düşük oksijen oranının ölçüldüğü bölgeler yine söz konusu nehrin güney ve ağızdan uzak kısımlarıdır. Balık ve kabuklu deniz hayvanlarının ölümlerinin bildirildiği bu olay zincirinde toksinleri taşıyan kopepodların küçük balıklar tarafından tüketilmesi ve bu balıkların büyük balıklar tarafından yenilmesi sonucunda toksinin ekosistemde yarattığı etki büyümektedir. Bu olaya biyo-artış adı verilse de kimi zamanlarda biyobirikim adıyla da geçebilmektedir.

Okyanuslardaki büyük girdaplar plastikten çöpleri belli bir yere toplar. Örneğin, Kuzey Pasifik Girdabı, ilk başta "Büyük Pasifik Çöp Arazisi" adıyla anılan bir çöp bölgesi oluşturdu. Günümüzde bu bölge, Türkiye yüzölçümünün 85 katı büyüklüğündedir. Bu doğada uzun süre yok olmayan çöpler, çeşitli su kuşlarının ve hayvanlarının sindirim sistemine kaçarak bu canlıların iştahsız kalmasına, veya açlıkla yüzleşmesine sebep olmaktadır.

Birçok kimyasal madde, su kaynaklarında çok uzun sürede çürüyebilir. Örneğin klorlanmış hidrokarbonlar içinde yer alan trikloroetilen (sanayi metallerindeki yağ arıtma işlemlerinde ve elektronik üretiminde kullanılan bir madde) ve tetrakloroetilen (kuru temizlemede kullanılan bir madde) karsinojen maddeler olup çürüdüklerinde dikloroetilen ve vinil klorit gibi yeni zararlı maddeler açığa çıkartırlar.

Yeraltı suyu görünmeyen akiferler içinde uzaklıklara dağıldığı için, kirliliğini azaltmak su yüzeyin kirliliğini azaltmaktan daha zor. Kil gibi gözenekli olmayan akiferler kısmen suyu emme gibi basit filtrasyon ile, sulandırma ve bazı durumlarda kimyasal tepkime ve biyolojik etkinlik ile suyu bakterilerden arındırabilir. Bazı durumlarda da su kirleten maddeler toprak kirleticilerine dönüşür. Çatlaklardan ve mağaralardan geçen yeraltı suyu filitrelenmiş değildir ve yüzey su kadar da kolay taşınabilir. Bu durumda yeraltı suyu, kirliliği insan eğilimi ile ağırlaştırılarak, kirleticileri emmen doğal düdene dönüşür ve karst bölgelerinde kullanılabilir.

Asıl kirleticilerden değil ama türevi koşullardan birçok yan etki oluşur. Örnek olarak, su yüzey akışılarında taşınan silt, güneş ışığını su yüzeyinden geçmesini engeller ve böylece su bitkilerin fotosentezini kısıtlar.

Su kirliliği ölçümü

Çevre bilimciler, su örnekleyicilerini hazırlarken.

Su kirliliği, fiziksel, kimyasal veya biyolojik olmak üzere birçok farklı yöntemle belirlenebilir. Çoğu yöntem, analitik testler sonucunda belirlenen örnekleri içinde barındırır. Sıcaklık gibi bazı ölçümler, suyun bulunduğu yerde örnekleme olmaksızın yapılır. Hükümet temsilcilikleri ve araştırma örgütleri, ölçüm yöntemleri için belli standartlar içeren ve onaylanmış programları dünya çapında yayınlamış durumdadır. Bu sayede farklı zaman ve yöntemlerle yapılan farklı testlerin karşılaştırılabilmesi kolaylaşmıştır.[15]

Örnekleme

Suda yapılan fiziksel veya kimyasal ölçümler birkaç farklı yöntemle yapılabilir. Kirletici özelliklerine veya istenilen doğruluk payına göre bu yöntemlerden birisi seçilir. Birçok kirlenme olayı, yağmur olaylarıyla bağlantıların bulunması gibi nedenlerden dolayı kesin bir zamanla sınırlıdır. Bu nedenle örnekleri toplamak, her zaman kesin olarak sonucu göstermeyebilmektedir. Bilim adamları bu tip verileri sıklıkla otomatik örnekleyicileri kullanarak belirler.

Biyolojik yöntemlerde örnekleme, değerlendirme biçimine göre değiştiği gibi, suyun yüzeyinden bitki ve/veya hayvan örnekleri alınarak yapılır. Bu organizmalar çoğunlukla sayımları yapıldıktan sonra suya geri bırakılır. Ancak kimi zamanlarda toksik madde türlerini ve etkilerini araştırmak üzere denek olarak kullanılırlar.

Fiziksel ölçüm

Fiziksel ölçüm, sıcaklık, katı derişimi ve bulanıklık gibi farklı birimlerde ölçümler aracılığıyla yapılır.

Kimyasal ölçüm

Su örnekleri analitik kimya ilkelerine uyarak test edilebilir. Özellikle bir su havzasındaki organik veya inorganik maddelerin derişiminin ölçülmesi bu gruba girer. Yine sudaki pH, biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOD), kimyasal oksijen ihtiyacı (COD), besin değerleri (nitrat ve fosfor bileşikleri), metaller (bakır, çinko, kadmiyum, kurşun ve cıva gibi), petrol ve hayvan yağları, toplam petrol hidrokarbonları (TPH), ve böcek ilaçları oranı ölçümleri, kimyasal ölçümün içindedir.

Biyolojik ölçüm

Biyolojik ölçüm, bir bitkinin, hayvanın ve/veya mikroorganizmanın bir su ekosisteminin sağlığının ölçülmesi için kullanılmasını kapsar.

Su kirliliğinin kontrolü

Evsel atıklar

Deer Island Waste Water Treatment Plant serving Boston, Massachusetts and vicinity.

Kent alanlarında, evsel atıklar, atık ve artık toplama merkezlerinde toplanır ve işlem görürler. Bu merkezlerin birçoğu ABD'de yerel yönetimlerin denetimi ve kontrolü altındadır. Yerel yönetimlere bağlı bu atık toplama merkezleri katı atıklar gibi genel kirletici maddeleri kontrol etme görevini üstlenirler. Doğru tasarlanan ve yönetilen atık toplama merkezleri (örn., ikincil filtreleme ya da daha iyi sistemlere sahip olanlar) katı atıkları yüzde doksan oranında temizleyebilmektedir. Bazı atık toplama merkezlerine gıda atıkları ve patojenler için ek filtre sistemleri dahil edilmiştir. Yerel yönetimlere bağlı atık toplama merkezlerinin çoğu endüstriyel atıkların içerisindeki toksik maddeleri filtreleyebilecek sistemlere sahip değildir.[16]

Sanayi atıkları

Sanayi atıklarını arıtmak üzere kurulmuş bir çözünmüş hava flotasyonu sistemi.

Bazı sanayi kurumları, normal bir belediye arıtma tesisince temizlenebilecek atıklar üretir.Petrol rafineleri, otomobil fabrikaları, elektrik üretim santralleri, çimento fabrikaları, tekstil fabrikaları vb. yerlerde çok sayıda atık üretilir. Doğru değerlendirilip arıtılmadığında bu atıklar çevre ve kişi sağlığı açısından tehlike oluşturur. Dünyanın birçok bölgesinde, fabrikaların neden olduğu kirlilik gerektiği gibi denetlenip, engellenmektedir. Bu, fabrikaların bulunduğu bölgede yaşayan insanların solunum yolları hastalıkları gibi birçok sorunla karşılaşmasına neden olmaktadır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Pink, Daniel H. (19 Nisan 2006). "Investing in Tomorrow's Liquid Gold". Yahoo. 23 Nisan 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2009.
  2. West, Larry (26 Mart 2006). "World Water Day: A Billion People Worldwide Lack Safe Drinking Water". About. 27 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2009.
  3. United States Environmental Protection Agency (EPA). Washington, DC. "The National Water Quality Inventory: Report to Congress for the 2002 Reporting Cycle – A Profile." 3 Kasım 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. October 2007. Fact Sheet No. EPA 841-F-07-003.
  4. United States Geological Survey (USGS). Denver, CO. "Ground Water and Surface Water: A Single Resource." 9 Nisan 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. USGS Circular 1139. 1998.
  5. Clean Water Act, section 502(14), Şablon:USC (14).
  6. CWA section 402(p), Şablon:USC
  7. U.S. EPA. "Protecting Water Quality from Agricultural Runoff." 8 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Fact Sheet No. EPA-841-F-05-001. March 2005.
  8. USGS. Reston, VA. "A Primer on Water Quality." 28 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. FS-027-01. March 2001.
  9. Schueler, Thomas R. "Microbes and Urban Watersheds: Concentrations, Sources, & Pathways." 19 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Reprinted in The Practice of Watershed Protection. 23 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 2000. Center for Watershed Protection. Ellicott City, MD.
  10. U.S. EPA. “Illness Related to Sewage in Water.” 27 Nisan 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Accessed 2009-02-20.
  11. U.S. EPA. "Report to Congress: Impacts and Control of CSOs and SSOs." 18 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. August 2004. Document No. EPA-833-R-04-001.
  12. G. Allen Burton, Jr., Robert Pitt (2001). Stormwater Effects Handbook: A Toolbox for Watershed Managers, Scientists, and Engineers. New York: CRC/Lewis Publishers. ISBN 0-87371-924-7. 19 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2009. Chapter 2.
  13. Schueler, Thomas R. "Cars Are Leading Source of Metal Loads in California." 19 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Reprinted in The Practice of Watershed Protection. 23 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 2000. Center for Watershed Protection. Ellicott City, MD.
  14. Selna, Robert (2009). "Power plant has no plans to stop killing fish." 21 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. San Francisco Chronicle, January 2, 2009.
  15. For example, see Clescerl, Leonore S.(Editor), Greenberg, Arnold E.(Editor), Eaton, Andrew D. (Editor). Standard Methods for the Examination of Water and Wastewater (20th ed.) American Public Health Association, Washington, DC. ISBN 0-87553-235-7. This publication is also available on CD-ROM and online 11 Şubat 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. by subscription.
  16. U.S. EPA (2004)."Primer for Municipal Wastewater Treatment Systems." 10 Mayıs 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Document No. EPA 832-R-04-001.

Dış bağlantılar

Genel bilgi

Analitik araçlar ve diğer kaynaklar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.