Hamit Hüsnü Kayacan

Mekteb-i İ‘dâdî-i Tıbbiyye'de (lise) aldığı tahsilin ardından girdiği Mekteb-i Tıbbiyye-i Şâhâne'den 1892 yılında mezun olmuştur. Padişah kararıyla (irâde-i seniyye) Almanya’ya eğitim alması için gönderilen tıbbiyeliler arasında olan Hamid Hüsnü Bey, buradaki dahiliye ihtisasından sonra da Bahriye‘de Tabip Yüzbaşı olarak görev almıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Askeri Tıbbiye'de faaliyete geçtiği günlerde cemiyete ilk katılan kişilerden olan Hamid Hüsnü Bey, 1908 yılında; daha önce gayrimüslim futbol takımlarında oynayan kardeşi Fuad Hüsnü ile birlikte Galatasaray'a geçiş yapmıştır. Yaşı gereğince sporcudan ziyade, idareci olarak vazife alan Hamid Hüsnü Bey, II. Meşrutiyet sonrası cemiyet kurmak serbestlik kazanınca, sonradan Galatasaray’a katılmasına rağmen, bu kulübün kurucularından birisi olarak kaydettirilmiştir. 1912 yılında idareciliğe devam ettiği günlerde; ilkin yakın arkadaşı Yahya Berki Karagözoğlu'nu ziyaret ederken gittiği Fenerbahçe’nin Altıyol ağzındaki lokaline; daha sonraları hemen her akşam Erenköy'deki evine giderken uğrar ve Fenerbahçeli üyeler de kendisine yakın alaka gösterirdi. Zaman içinde sıklaşan bu ziyaretler sırasında Fenerbahçeli üyeler tarafından kendisine yöneltilen “Sizi kulübümüzün mensubu olarak görmek isteriz” şeklindeki davet sonucunda, tekliften mutluluk duyduğunu belirterek, aynı yıl Galatasaray idaresindeki görevini bırakıp, Fenerbahçe'nin üyesi olmuştur.[2] 1913 yılında Fenerbahçeli üye ve idarecilerin, kendisine sunduğu başkanlık teklifini; daha nüfuzlu (güçlü) bir ismin başkan olmasının, kulüp için daha fayda sağlayacağını belirterek reddeden Hamit Hüsnü Bey, Nafıa Nazırı ve Hicaz Demiryolları Genel Müdürlüğü vazifelerinde bulunan yakın arkadaşı Yüksek Mühendis Mehmet Hulusi Bey'in; Fenerbahçe kulüp başkanı olmasını sağlamıştır. Yeni kulüp reisi Mehmet Hulusi Bey ve Hamit Hüsnü Bey; ilk iş olarak kulübün kuruluşunda hazırlanmış; çok sade olan tüzüğünü ele alıp, yeni ve disipline bir tüzük oluşturmuşlardır. Mehmet Hulusi Bey ile birlikte 1914 yılında müşterek (ortak) şekilde Fenerbahçe reisliği görevinde bulunan Hamit Hüsnü Bey, 1915'te bu görevden ayrılmıştır.[1] İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin üst düzey mensuplarından olan Hamit Hüsnü Bey, II. Abdülhamid yönetimine muhalif siyasal hareketleri sebebiyle Fizan'a sürülmüş ve buradan; Jön Türk hareketine katılmak amacıyla, yakın arkadaşı ve sağ kolu[3] olduğu Doktor Nâzım Bey'in siyasal faaliyetlerde bulunduğu Paris'e kaçıp, burada Meşrutiyet'in ilanının yeniden sağlanması için çalışmalar düzenleyen siyasal grupla birlikte hareket etmiştir.[4] Ayrıca Hamid Hüsnü Bey, İttihat ve Terakki'nin üst düzey yöneticilerinden mebus Mehmet Sabri Toprak ile Fenerbahçe'de bir dönem müşterek (ortak) yöneticilik vazifesinde bulunmuştur.[5]

İlk olarak Galatasaray'da bulunan Hamid Hüsnü Bey, Fenerbahçe'ye geçişi sonrası 1 Eylül 1913 yılında Galatasaray'ın kurucular listesinden çıkartılmıştır.[6] Spor yöneticiliğinin yanı sıra bir müzik adamı olan Kayacan, Türk müziğine önemli katkılarda bulan Şark Musiki Cemiyeti, Musiki-i Osmanî gibi dernek ve vakıflarda yöneticilik ve hocalık yapmıştır.[1][7] Fenerbahçe Spor Kulübü Divan üyesi olan Kayacan, 26 Şubat 1952 yılında Suadiye'de ehliyetsiz bir taksi şoförünün çarpması sonucu 84 yaşında ölmüştür.[5]

1913-1914 İstanbul Futbol Ligi'ni Şampiyon olarak tamamlayan Fenerbahçe futbol takımı kadrosu ve yönetim kurulu üyesi Hamit Hüsnü Kayacan. Oturanlardan soldan ikinci kişi Fenerbahçe Başkanı Mehmet Hulusi Bey.