Sovyetler Birliği'nde antisemitizm

Sovyetler Birliği'nde antisemitizm, Sovyetler Birliği'nde kuruluş yıllarındaki dini baskılar ve özellikle 1948'den sonra çok sayıda Yahudi şair, yazar, ressam ve heykeltıraşın tutuklandığı veya öldürüldüğü antisemitik hareketler bütünüdür.[1][2] 1917 Rus Devrimi antisemitist uygulamalara ev sahipliği yapan Rus İmparatorluğu yönetimini devirdi.[3] 1940'lı yılların sonlarında bazı Yahudilere karşı suçlamalar ortaya çıktı. Doktorlar Komplosu olarak adlandırılan olayda, Moskova'da görev yapan ve çoğunlukla olarak Yahudi olan bir doktor ekibinin Josef Stalin'e suikast planladığı suçlaması gerçekleşti ve bununla ilgili davalar görüldü.[4] Bu olay kimi kaynaklarca antisemitizmin bir örneği olarak sunulmuştur. Çokuluslu bir imparatorluk coğrafyasını devralan Sovyetler Birliği kuruluş felsefesi olarak tüm uluslara eşit mesafede durmaya gayret göstermiştir ancak hiçbir ulusun milliyetçi yönelimlere savrulmasına izin vermemiştir. Bu kapsamda Sovyetler Birliği Yahudi halkının yanında olsa da siyonizme açık bir cephe almıştır.[5]

Devrimden önce

1880'lerde Rus İmparatorluğu'nda yaklaşık 5 milyonu bulan ve çoğunlukla yoksulluk içinde yaşayan Yahudiler, Soluk Yerleşim adı verilen batı Rus İmparatorluğunda yaşamaktaydılar. Yahudiler bu bölgede çoğunlukla, Çarlık yetkilileri tarafından ya da zımni onayları ile örgütlenmiş olan pogromların kurbanları olmuşlardır.[6] Baskı mağduru olmanın bir sonucu olarak, birçok Yahudi ya Rus İmparatorluğu'ndan göç etti ya da Genel Yahudi Çalışma Grubu, Bolşevikler[6]Sosyalist Devrimci Parti,[6] ve Menşevikler[7] gibi devrimci oluşumlara katıldılar.[3]

Rus İç Savaşı sırasında

Rus İç Savaşı sırasında bir Beyaz Ordu posterinde Lev Troçki "Yahudi bir canavar" olarak resmedilmiştir

Ekim Devriminin ardından iktidarı alan Bolşeviklere karşı silahlı mücadele eden ve çok çeşitli bileşenlerden oluşan Beyaz Ordu adı altındaki örgüt Bolşeviklerin ve özellikle Troçki'nin küresel Yahudi komplosunun bir parçası olduğunu iddia eden propagandada bulunmuştur.

Devrimden sonra

Şubat Devrimi ve Geçici Hükûmet

19. yüzyılda, Batı Avrupa'da Yahudilere uygulanan engellemelerin kaldırılmasına paralel olarak, Geçici Hükümet de Çarlık rejimi tarafından Yahudilere karşı yürütülen tüm kısıtlamaları kaldırmıştır.

Bolşevikler

Ekim Devrimi Yahudileri baskı altına alan Soluk Yerleşim ve diğer yasaları resmen kaldırdı.[3] Aynı zamanda Bolşevikler dinsel Yahudiliğe (ve aslında herhangi bir dine) şiddetle karşı çıktılar ve geleneksel Yahudi kültürünün yanı sıra Yahudi nüfusu arasındaki dini gelenekleri bastırmak için kapsamlı bir politika yürüttüler.[8] 1918'de Yevsektsiya, Marksizmi, laikliği ve dini Yahudi geleneğinin yıkımlanmasını Sovyet toplumuna teşvik etmek ve komünizmi Yahudi kitlelerine getirmek için kuruldu.[9] Yevsektsiya, Sovyet Komünist Partisi'nin Yahudilik konusundaki faaliyet grubuydu.[9]

Ağustos 1919'da sinagoglar da dahil olmak üzere Yahudi mülklerine el konuldu ve birçok Yahudi cemaati feshedildi. Yahudi toplulukları da dahil olmak üzere tüm din gruplarında din ve din eğitiminin tüm ifadelerine karşı din karşıtı yasalar çıkarıldı. Birçok Haham ve diğer dini yetkililer, yaşanan baskı altında görevlerinden istifa etmek zorunda kalmışlardır. Bu tür baskılar 1920'lere kadar devam etmiştir.[10] Yahudiler 1900'lerin başlarında ve II. Dünya Savaşı'nda sık sık Rus savaşlarının ön saflarına yerleştirildi. Sonuç olarak, çok sayıda Yahudi Rusya'dan ABD gibi yerlere göç etmek zorunda kaldı. Algılanan riski azaltmak için göç sırasında ailelerinin soyadını değiştirmek yaygın görülen bir durumdu.[11]

Lenin'in antisemitizm hakkındaki çeşitli açıklamalar yaptı. Mart 1919'da "Anti-Yahudi Katliamları" adlı konuşmasında antisemitizmi "işçilerin ve köylülerin nefretini sömürenlerin, bu nefreti Yahudilere yönlendirme girişimi" olarak kınamıştır. Konuşma, Rus İç Savaşı sırasında Beyaz Ordu tarafından yürütülen antisemitik pogromların kınanmasıyla aynı doğrultudaydı.[12][13][14] Aynı zamanda Lenin, 1919 sonbaharında Komünist Parti "Ukrayna politikaları" yönergesini yazdı;[15]

« Ukrayna'daki Yahudiler ve şehir sakinleri kirpi zırhlıları ile alınmalı,[16] cephe hattında savaşmak için gönderilmeli ve hiçbir idari pozisyonda (ihmal edilebilir bir yüzde hariç, istisnai durumlarda ve sınıf kontrolümüz altında) asla izin verilmemelidir. »

Antisemitizme karşı kitlesel kampanyalar 1930'ların başına kadar gerçekleştirildi. 1918'de Lenin özellikle antisemitizme karşı bir konuşma yaptı. Aynı yıl, antisemitizm hakkında geniş kapsamlı bilgilendirici yazılar yayınlandı. Kampanyalar 1927'den 1930'a kadar Sovyet propagandasının antisemitizmi Sovyet düşmanları tarafından yayıldığını düşündüğü zamana ulaştı. Konuyla ilgili oyunlar sergilendi ve filmler yapıldı ve kamu davaları açıldı. 1931'de Stalin, Yahudi Telgraf Ajansı'na verdiği yanıtta, "Irkçı şovenizmin aşırı bir biçimi olan antisemitizm, yamyamlığın en tehlikeli yoludur" ifadesini kullandı.[17]

Antisemitizme karşı bilgilendirme kampanyaları Kızıl Ordu'da ve işyerlerinde yürütüldü ve herhangi bir etnisiteye karşı propaganda yapılmasını yasaklayan bir hüküm Sovyet hukukunun bir parçası halini aldı.[18] Sovyet hükümetinin 1934'teki resmi duruşu, "dünyanın herhangi bir yerinde" antisemitizme karşı çıkmaktı ve "Yahudi halkına kardeşçe duygular" ifade ederek uluslararası sosyalizme Yahudi katkılarını övmekteydi.[19]

Stalin dönemi

Josef Stalin, Lazar Kaganoviç ile birlikte.

İkinci Dünya Savaşı öncesi dönem

Joseph Stalin, Lenin'in ölümünden sonra Lev Troçki ile yaşadığı politik mücadeleyi kazanmasının ardından partinin lideri konumuna yükseldi. Stalin, Troçki'ye karşı yaptığı bazı iddialarında onu antisemitizme başvurmakla suçlanmaktaydı. Bununla birlikte destalinizasyon sürecinin mimarı olan Nikita Kruşçev Stalin'in uzun zamandır 1917 Devrimi'nden önce bile Yahudilere karşı olumsuz duygular taşıdığını ileri sürmüştür.[20] Kruşçev 1907'de, Bolşevizm'de bir "Yahudi hizip" ile "gerçek bir Rus hizip" arasında ayrım yapan bir mektup yazdığını bildirdi.[20][21] Stalin'in sekreteri Boris Bajanov, Stalin'in Lenin'in ölümünden önce bile ham antisemitik duygular taşıdığını söyledi.[20][22] Boris Egorov'a göre Stalin o dönemde batı karşıtlığı ile güçlendirilmiş antisemitik politikaları benimsemişti.[23][not 1]

İkinci Dünya Savaşı öncesinde Sovyetler Birliği Dışişleri Halk komiserliğinde yaşanan değişim de bazı tarihçiler (Snyder, Herf, Heller ve Nekrich) tarafından Yahudi karşıtlığıyla ve Hitler'i memnun etmeye çalışmakla yaftalanmıştır. Ancak uzman akademisyen Geoffrey Roberts'in Molotov: Stalin's Cold Warrior adlı eserinde de belirttiği gibi Yahudi Maksim Litvinov'un yerine Vyaçeslav Molotov'un yerine atanmasının ardındaki gerçek sebep Litvinov'un Nazi Almanyasına karşı İngiltere ve Fransa ile antlaşmayı başaramamış olmasıdır. Stalin'in en yakın çalışma arkadaşını Dışişlerine atamasının ardında bu anlaşma çabası bulunur. Bu görüşmeler SSCB yüzünden değil anlaşma görüşmelerine İngilizlerin imza yetkisi olmayan Amiral Reginal Drax'ı göndermesi ve süreci boşa çıkartmak için oyalamaya girişmelerinden dolayı sekteye uğramıştır.[24]

İkinci Dünya Savaşı sırası

Sistematik şekilde Sovyet tarihinde ve özellikle Stalin'de Yahudi karşıtlığı arayan akademisyenler 2. Dünya Savaşı sonrasına dair çeşitli genellemeler yaparken savaş öncesine ve savaş dönemine dair bu türlü örnekler vermekten kaçınırlar. Bunun ardında iddia edildiği gibi Yahudi karşıtı genel bir tutumun bulunmaması yatmaktadır.[25] Tam tersine Nazi işgalinden özgürleştirilen topraklarda özellikle de Polonya'da Almanlara karşı savaşmak isteyen kişiler Sovyet partizanlarına ve Armia Ludowa saflarına katılmaktaydı. Müttefik Devletlerin safında yer alan sürgündeki Polonya hükümetine bağlı silahlı kuvvet olan Armia Krajowa bünyesine Yahudileri almamaktaydı ve geçmişinde gerçekleştirdiği Yahudi katliamları mevcuttu.[26] Sovyet Kızıl Ordusu veya ona bağlı partizanların bu türlü bir sicili bulunmamaktadır.[27]

Antisemitizm Nazi Almanyası ile ilişkilendirildiğinden ve resmi olarak Sovyet sistemi tarafından kınanmıştır. Bununla birlikte Sovyetler Birliği ve diğer komünist devletler İsrail'in savunduğu "Siyonizm doktrinine karşı bir keskin bir tavır almışlardır. Raphael Patai ve Jennifer Yahudi Irkının Efsanesi adlı kitabında Sovyet hükûmetinin bu politikasını "Antisemitizmin siyonizmin muhalefet dilinde oturtulduğu" olarak ifade etti.[28]

İsrail etkisi

İsrail'in kurulmasına ABD karşı çıkmasına rağmen Stalin ve Molotov - dolayısıyla Sovyetler Birliği - desteklemiştir. Sovyetler Birliğinin Yahudi halkıyla bir alıp veremediği yoktu ancak çok anlaşılır şekilde bir tür milliyetçilik olan Siyonizme karşıydılar. İsrail Devletinin kuruluşu sırasında Sovyetler Birliği bir Arap-İsrail birliği önermiş ancak bu öneri gerçekleşmemiştir. Sovyetler Birliği İsrail'in sosyalist olmasında ısrarcı olmamıştır çünkü bu ısrar ABD ve İngiltere ile doğrudan bir karşı karşıya geliş anlamına gelecektir. Ancak İsrail deneyimi emperyalizm yüzünden bütün umutların aksine, çok olumsuz bir sonuçla sonuçlandı.[5]

1948 yılında İsrail'in kurulmasının ardından İsrailli siyasetçiler Sovyetler Birliği'ndeki Yahudileri bünyelerine katabilmek için ABD ve İngiltere'yle koordineli şekilde propaganda faaliyeti başlatmıştır. Buna göre özellikle Batı medyasında Sovyet Yahudilerinin ne kadar kötü bir hayat sürdüklerine dair çok sayıda haber yapılmıştır. Ancak bu koşulların ne kadar yanlış yansıtıldığını bizzat İsrail Dışişleri Bakanlığında çeşitli görevlerde bulunmuş Arieh Levavi de itiraf etmiştir.[29]

1952-1963 yılları arasında Mossad Başkanlığı yapan Isser Harel, Sovyetler Birliğindeki İsrail Büyükelçiliği üzerinden Sovyet Yahudi vatandaşlarının İsrail'e kaçırılması için plan yapmış ve uygulamaya koymuştur. Ayrıca kurulan örgütlenmeyle benzer faaliyetin Moskova haricindeki tüm Doğu Bloku başkentlerinde (Bükreş, Budapeşte, Prag ve Varşova) yürütülmesi sağlanmıştır. İsrail Devleti daha kurulalı 4 yıl olmadan bu türlü Sovyet-karşıtı faaliyetlere başlamıştır.[30]

"Köksüz kozmopolitlik"

Çeşitli kaynaklar Sovyetler Birliği'ndeki antisemitizmi sınıfsal temellere dayanan "köksüz kozmopolitan" olgusuna karşı bir kampanya olarak başlatıldığını ifade eder.[2] Aralık 1948'de Sovyet Yazarlar Birliği yönetim kurulu genel kurulunda Sovyet Dramaturjisinde Gecikmenin Birkaç Nedeni Üzerine başlıklı konuşmasında Aleksandr Fadeyev kozmopolitlerini Yahudilerle aynı gördüğünü ifade etti.[23][not 2] "Köksüz kozmopolit" e karşı yürütülen bu kampanyada önde gelen birçok Yahudi yazar ve sanatçı tutuklandı veya öldürüldü.[2] Gazetelerde "köksüz kozmopolit", "burjuva kozmopolit" ve "ulus veya kabileden yoksun bireyler" (Yahudilere atıfta bulunmak için kullanılan) gibi terimler yer aldı.[23][not 3] Sovyet basını Yahudileri "Batı'dan büyülenmek", "Amerikan emperyalizmine", "burjuva kültürünün köleli taklitine" ve "burjuva estetiğine" yardım etmekle suçladı.[23][not 4] Bu kampanya neticesinde Yahudi bilim adamları, akademisyenlikten çıkarıldı ve Yahudilerin göç hakları reddedildi.[34]

Edebiyatçıların mahlaslarının yanına isimlerinin parantezle yazılması uygulaması merkezi iktidarın bir tasarrufu değildir, bu şekilde yapılan uygulamalar yapıldıktan kısa bir süre sonra durdurulmuştur. Bu konuya dair Stalin'in bakış açısını kendisi de Yahudi asıllı olan ünlü yazar Konstantin Simonov belirtmiştir:

Neden önce “Mal’tsev” sonra parantez içinde “Rovinskii” yazılıyor? Ne oluyor burada? Bu daha ne kadar devam edecek? … Bu neden yapılıyor? Bununla ilgili geçen yıl görüşmüştük, [Stalin] ödül[ü] için sunulan eserlerde iki isim yazılmasını yasaklamıştık. Neden iki tane soyadı yazılıyor? Eğer bir kişi edebi bir mahlas kullanmak istiyorsa – bu onun en doğal hakkıdır. Burada en temel nezaket kurallarından bahsediyoruz. Bir kişi seçtiği mahlasla yazı yazma hakkına sahiptir. Ancak görünen o ki birileri bu kişinin ikinci bir adı olduğunu, onun bir Yahudi olduğunu vurgulamak istiyor. Bunu neden vurgulamak istiyor? Neden yapıyor bunu? Neden Yahudi karşıtlığı yapılıyor? Bundan kimin çıkarı var? O kişinin adının yanına kendi seçtiği soyadını yazmalıyız; o kişinin kendisi için doğal olarak gördüğü soyadını. Neden onu geri çekiyoruz, neden yakasını bırakmıyoruz?

—Konstantin Simonov Stalin'den aktarıyor[35]

Bir edebiyat tarzının yerilmesi olarak ortaya atılan eleştiriler bazı Yahudi aydınlar tarafından Yahudi karşıtı olarak değil Marksist bir yönteme dayanmadığı için eleştirilmiştir. İsrail'deki Ben-Gurion Üniversitesinde Yahudi Tarihi Profesörü olan Benjamin Pinkus bu eleştiriler için "Bu kozmopolitlik karşıtı kampanyada açık ya da örtük bir Yahudi karşıtı unsur bulunmamaktadır." demiştir. Ayrıca kozmopolitlik karşıtı kampanyaya bazı Yahudi yazarlar da katılmıştır, ancak resmiyette Yahudi karşıtı bir amacı olmasa da fiiliyatta çoğunlukla Yahudileri etkilemiştir.[36]

Doktorlar komplosu

Stalinist antisemitik kampanya 1953'te Doktorlar Komplosu'na neden oldu. R. Patai ve J. Patai'ye göre, Doktorlar Komplosu "açıkça Yahudi kültürel yaşamının tamamen tasfiyesine yönelikti".[2] Bu kapsamda çeşitli kaynaklar "komünist antisemitizmi", "Yahudi dünya komplosu" inancında Nazi ve faşist antisemitizmi ile ortak özellikler paylaştığını savunur.[37]

Almanya'daki durum

Sovyet antisemitizmi, Almanya'nın Sovyet İşgal Bölgesi'ndeki politikaya yayıldı. Tarihçi Norman Naimark'ın belirttiği'ne göre, 1947-48 yılları arasında Almanya'daki Sovyet Askeri İdaresindeki (SVAG) yetkililer, askeri yönetimde Yahudilerin varlığı, özellikle de Cadres Departmanının Propaganda İdaresinde bulunmasıyla "büyüyen bir saplantı" sergiledi.[38] Bazı kaynaklar Alman üniversitelerinde Sovyetleşmeye direnen Yahudilerin 'faşizmin kurbanları' olarak nitelendirildiğini, ancak daha sonra "burjuva partileriyle yandaş" olarak tanımlandıklarını belirtir.[39]

Erich Goldhagen gibi akademisyenler, Stalin'in ölümünden sonra Sovyetler Birliği'nin Yahudilere yönelik politikasının ve Yahudi sorununun daha doğrudan fiziksel saldırıya karşı dolaylı antisemitik politikalarla daha gizli hale geldiğini iddia eder.[40] Erich Goldhagen, Stalin'i ünlü bir şekilde eleştirmesine rağmen, Nikita Kruşçev'in Stalin'in antisemitik politikalarını "korkunç eylemler" veya "Sovyet devletinin milliyet politikasının temel Leninist ilkelerinin kaba ihlalleri" olarak görmediğini ileri sürmektedir.[41]

Brejnev dönemi

1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan hemen sonra antisemitik koşullar birçok Sovyet Yahudisi için İsrail'e göç etme arzusuna neden oldu. Bir Yahudi Ukraynalı radyo mühendisi Boris Kochubievski İsrail'e taşınmaya çalıştı. Leonid Brejnev'e yazdığı bir mektupta Kochubievski şunları söyledi:

« Ben bir Yahudi'yim. Yahudi bir devlette yaşamak istiyorum. Bu benim hakkım, tıpkı bir Ukraynalı'nın Ukrayna'da yaşama hakkı, Rusların Rusya'da yaşama hakkı, Gürcüler'in Gürcistan'da yaşama hakkı gibi ben de İsrail'de yaşamak istiyorum. Bu benim hayalim, sadece hayatımın değil, ondan önce gelen yüzlerce neslin, topraklarından atılan atalarımın da amacı buydu. Çocuklarımın İbranice çalışmasını istiyorum. Yahudi gazetelerini okumak istiyorum, bir Yahudi tiyatrosuna katılmak istiyorum. Bu isteklerdeki sorunu ne? Suçum nedir ...?"[42] »

Bu mektubunun ardından, Kochubievskş bir hafta içinde KGB bürosuna çağrıldı ve sorgulamanın ardından Kiev'deki bir akıl hastanesine götürüldü.[43] Bazı kaynaklar bu olayı münferit bir olay olarak tanımlasa da, Altı Gün Savaşı'nın ardından Sovyetler Birliği'ndeki neredeyse tüm Yahudileri etkilemiştir.[43] Önceki sistemler altında asimilasyona uğrayan Yahudiler şimdi Yahudi inanç ve miraslarında yeni bir güç ve yeniden canlanma duygusu ile karşı karşıya kaldılar. 23 Şubat 1979'da, Brejnev ve diğer yedi kişiyi "Siyonist" oldukları için eleştiren Moskova ve Leningrad şehirlerine altı sayfalık bir makale dağıttı.[44] Makale, Rus Kurtuluş Ordusu'nun bir üyesi olan yazarın Siyonistleri tanımlamak için yollar belirlediği köklü antisemitizm izleri içeriyordu; bunlara "tüylü göğüs ve kollar", "kaygan gözler" ve "kanca benzeri bir burun" dahildir.[45] 22 Şubat 1981'de, 5 saatten fazla süren bir konuşmada, Sovyet lideri Leonid Brejnev Sovyetler Birliği'nde anti-Semitizmi kınadı.[46] Lenin ve Stalin'den sonra ilk kez yüksek mevkideki bir Sovyet yetkilisi bunu tüm Partinin önünde yapmıştır.[46] Brejnev, antisemitizmin Doğu Bloku içerisinde var olduğunu kabul etmiş ve "gereksinimleri" karşılanmayan birçok farklı etnik grubun var olduğunu söylemiştir.[46] On yıllar boyunca, farklı dini kökenlere sahip insanlar Sovyet toplumunda baskı ya uğramıştır ve daha önce yaptıkları gibi dinlerini uygulama becerilerini veya kaynaklarını uygulayamamışlardır.[46] Brejnev, bu etnik gruplara bu "gereklilikleri" sunmayı resmi Sovyet Politikası yaptı ve bunun nedeni olarak da "etnik gruplar arası gerginliklerin ortaya çıkması" yönündeki kaygılarını belirtti.[46] Politikanın duyurusu genel bir mesajıyla takip edildi;

« Sovyetler Birliği Komünist Partisi, şovenizm veya milliyetçilik gibi sosyalizmin doğasına yabancı olan bu tür fenomenlere [etnik gruplar arası gerilimlere] karşı savaştı ve her zaman kararlı bir şekilde mücadele edecek. Antisemitizm veya Siyonizm. Ulusal özelliklerin yapay erozyonuna yönelik eğilimlere karşıyız. Fakat aynı ölçüde yapay abartılarını kabul edilemez buluyoruz. Sovyet vatanseverliği ve sosyalist enternasyonalizm ruhuyla emekçilerin tek bir büyük Sovyet anavatanına ait olmaktan gurur duymak, partinin kutsal görevidir.[47][48] »

Bazı kaynaklarda Sovyetlerde antisemitizm meselesinin rasgtele ve tesadüfi olduğu ifade edilmişken diğer bazı kaynaklara göre ise "partinin yaptığı her şey gibi" çok iyi hesaplanmış ve planlanmıştır.[49] Aynı dönemlerde Sovyetler Birliği, sınırları içinde meydana gelen hak ihlallerini çözmek için batı dünyasından baskı almaktaydı.[49] Çeşitli kaynaklar partinin antisemitizme karşı sert bir tutum sergiliyor gibi görünse de, antisemitik propagandanın Sovyetler Birliği'nde uzun zamandır mevcut olduğunu ve sorunların hemen çözülmesinin son derece zor hale getirdiğini söylemektedir.[49] Bununla birlikte Washington D.C.'deki Yahudi örgütleri, Sovyet Yahudilerinin Amerikalı liderlere yönelik sorunlarına dikkat çekiyordu.[49] 18 Ekim 1974'te Senatör Henry Jackson, Henry Kissinger ve Senatör Jacob Javits ile Kongre Başkanı Charles Vanik'in "Jackson-Vanik tadilatının" tamamlanmasını görüşmek üzere neredeyse bir yıl boyunca ABD Kongresi'nde bir araya geldiği Sovyet Yahudilerine yardım etme konusunda büyük bir adım attı.[50] Toplantıdan sonra Jackson, gazetecilere verdiği demeçte; insan hakları alanında tarihi bir anlayışın" yerine getirildiğini ve Sovyet Rusya'sının neler yaptığını yorumlamadığı halde, burada temelde tam bir geri dönüş olduğunu söyledi.[50] Değişiklikler, bazı Sovyet Yahudilerinin ülkeyi terk etmesine izin veriyordu. Sorun çözülmeye daha yakın görünse de, Sovyet yetkililer göçmenlik ve dış politikalarının Washington'daki Yahudiler tarafından dikte edilmesine izin vermeye karşı çıkması yönünde bir tepki gösterdi.[51] Dışişleri Bakanı Andrei Gromyko, Kissenger'a "bu tür bir yorumu kararlılıkla reddettiklerini" belirten bir mektup gönderdi ve bu mevzuatın önceki yıllara göre daha fazla "Sovyet vatandaşının" göç etmesine izin vereceği görüşüne vurgu yaptı.[51]

Tasarı hâlâ ezici bir farkla geçerken Sovyet yöneticileri eleştirilere uğradı. Bu nedenle, Birleşik Devletler, Sovyetler Birliği'ne izin verilecek kredi miktarına resmi bir sınır koyduğunda, Sovyet Yahudileri sorununu iki devlet arasında çözülmesi gereken sorunların ön saflarına itti.[52]

Ayrıca Bakınız

Notlar

  1. Novoe literaturnoe obozrenie kültür dergisinin yayın kurulu üyesi Konstantin Azadovskii ve Saint Petersburg Devlet Üniversitesi'nde araştırma görevlisi Boris Egorov, Soğuk Savaş Araştırmaları Dergisi'nden Soğuk Savaş Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan bir makalede şöyle yazmıştır: Stalin'in anti-batılıcılık ve anti-semitizm politikaları birbirini pekiştirdi ve kozmopolitlik kavramında birleşti. "[23]
  2. Konstantin Azadovskii ve Boris Egorov, Soğuk Savaş Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan Anti-Batılıcılıktan Anti-Semitizme başlıklı bir makalede "1949'da kozmopolitlere (kozmopolit) yönelik saldırılar belirgin bir Yahudi aleyhtarı karakter kazandı." ifadelerini kullandı. Gazete manşetlerinde daha sık ortaya çıkmaya başlayan kozmopolit ifadesi, zamanın sözlüğünde köksüz (bezrodnye) kelimesiyle eşleştirildi kozmopolitleri Yahudilerle eşitleme uygulaması, Aralık 1948'in sonlarında Anatolii Fadeev tarafından verilen bir konuşma ile müjdelendi. Sovyet Yazarlar Birliği yönetim kurulu genel kurulunda Sovyet Dramaturjisinde Gecikmenin Birkaç Nedeni Üzerine başlıklı konuşmasını, bir ay sonra Pravda'da tanınmış bir başyazı, " Tiyatro Eleştirmenleri "" Vatanseverlik karşıtı tiyatro eleştirmenleri grubu "Aleksandr Borshchagovskii, Abram Gurvich, Efim Kholodov, Yulii Yuzovskii ve Yahudi kökenli birkaç kişiden oluşuyordu. Yazara göre makaleler ve konuşmalar, tiyatro ve edebiyat eleştirmenlerinin vatanseverliği Yahudi milliyetleriyle kesin olarak bağlantılıydı."[31]
  3. Konstantin Azadovskii ve Boris Egorov, Soğuk Savaş Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan Anti-Batılıcılıktan Anti-Semitizme başlıklı bir makalede "Köksüz kozmopoltanlar, burjuva kozmopolitleri ve ulustan ya da kabileden yoksun bireyler gibi terimler sürekli olarak gazete makalelerinde yer aldı. bunlardan Yahudiler için kod kelimeleri vardı ve o zamanlar insanlar tarafından böyle anlaşıldı.[32]
  4. Konstantin Azadovskii ve Boris Egorov, Soğuk Savaş Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan Anti-Batılıcılıktan Anti-Semitizme başlıklı bir makalede "Sovyet basında Yahudilere / kozmopolitlere atfedilen birçok suçtan en kötücül olanların Batı'dan önce "Amerikan emperyalizmine", "burjuva kültürünün körü körüne taklidine" ve "burjuva estetiğinin" yanıltmasına yardımcı oldu ifadeler olduğunu belirtti.[33]

Kaynakça

  1. Azadovskii, Konstantin; Boris Egorov (2002). "From Anti-Westernism to Anti-Semitism: Stalin and the Impact of the "Anti-Cosmopolitan" Campaigns on Soviet Culture". Journal of Cold War Studies. 4 (1): 66-80. DOI:10.1162/152039702753344834 ISSN 1520-3972 Erişim tarihi: 15 Ekim 2016.
  2. Patai, Raphael; Patai, Jennifer (1989). The Myth of the Jewish Race. Wayne State University Press. ISBN 0-8143-1948-3 Erişim tarihi: 16 Ekim 2016.
  3. Trotsky, Leon (May 1941). "Thermidor and Anti-Semitism". The New International. VII (4). Erişim tarihi: 15 Ekim 2016
  4. ""Soviet Union": The Doctors' plot 1953 - Stalin's last purge plan". Encyclopaedia Judaica. 6. 1971. s. 144. 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2010: Sütun 144'e bakınız.
  5. Molotov Remembers: Inside Kremlin Politics. Conversations with Felix Chuev, Ivan D. Ree, 2007 s.65
  6. Corrin, Chris; Feihn, Terry (31 July 2015). AQA A-level History Tsarist and Communist Russia: 1855-1964. Hachette UK; Hodder Education; Dynamic Learning. ss. 48-49. ISBN 9781471837807 Erişim tarihi: 8 Eylül 2015.
  7. Albert S. Lindemann (1997). Esau's Tears: Modern Anti-Semitism and the Rise of the Jews. Cambridge University Press. s. 429. ISBN 978-0-521-79538-8 Erişim tarihi: 15 Ekim 2016.
  8. Pipes, s. 363, quoted from book by Nora Levin, The Jews in the Soviet Union since 1917, New York, 1988, s.57: "[The mission of the Yevesektsiya was to] destruction of traditional Jewish life, the Zionist movement, and Hebrew culture"
  9. Pipes, Richard (1993). Russia under the Bolshevik regime. A.A. Knopf. s. 363. ISBN 978-0-394-50242-7
  10. "Russia". Encyclopaedia Judaica. 17. Keter Publishing House Ltd. ss. 531-553.
  11. "Russia Virtual Jewish History Tour". www.jewishvirtuallibrary.org. 23 Nisan 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Erişim tarihi: 2018-04-25.
  12. Benjamin Pinkus. The Jews of the Soviet Union: The History of a National Minority. Cambridge University Press, 1988.
  13. Naomi Blank. "Redefining the Jewish Question from Lenin to Gorbachev: Terminology or Ideology". In: Yaacov Ro'i, editor. Jews and Jewish Life in Russia and the Soviet Union. Routledge, 1995.
  14. William Korey. Russian Anti-semitism, Pamyat, and the Demonology of Zionism. Routledge, 1995.
  15. Alexander Nikolaevich Yakovlev, Time of darkness, Moscow, 2003, ISBN 5-85646-097-9 s.207
  16. Rusça ifade: "Ezhovye rukavitsy", bu da "demir yumruk tarafından yönetilen" olarak çevrilebilir.
  17. Pinkus, Benjamin (1988). The Jews of the Soviet Union: The History of a National Minority. Cambridge University Press. ss. 85-87.
  18. Dmitri Volkogonov, Lenin: A New Biography, Free Press, 1994
  19. Skolnik, Fred; Michael Berenbaum, eds. (2007). "Communism". Encyclopaedia Judaica (PDF). 5 (2nd ed.). Detroit: Macmillan Reference USA. s. 96. ISBN 0-02-865928-7. Erişim tarihi: 15 Ekim 2016.
  20. Ro'i, Yaacov, Jews and Jewish Life in Russia and the Soviet Union, Routledge, 1995, ISBN 0-7146-4619-9 ss. 103-106.
  21. Montefiore, Simon Sebag, Young Stalin, Random House, Inc., 2008, ISBN 1-4000-9613-8 s. 165.
  22. Kun, Miklós, Stalin: An Unknown Portrait, Central European University Press, 2003, ISBN 963-9241-19-9 s.287
  23. Konstantin Azadovskii and Boris Egorov (2002), "From Anti-Westernism to Anti-Semitism", Journal of Cold War Studies, 4:1 (Winter 2002): 66-80
  24. Grover Furr, Blood Lies, Red Star, 2014 s.268
  25. Grover Furr, Blood Lies, Red Star Publishers, 2014 s.488
  26. Grover Furr, Blood Lies, Red Star Publishers, 2014 s.444, 449
  27. Bir Yahudi partizanın anılarından (Rusça) 11 Mayıs 2020 tarihinde erişilmiştir
  28. Patai, Raphael; Patai, Jennifer (1989). The Myth of the Jewish Race. Wayne State University Press. ISBN 0-8143-1948-3. Erişim tarihi: 16 Ekim 2016. s. 178.
  29. Lehayim sitesindeki Eylül 2002 tarihli Gennady Kostyçenko makalesi (Rusça) 11 Mayıs 2020 tarihinde erişilmiştir
  30. Murray Friedman, A Second Exodus: The American Movement to Free Soviet Jews, Brandeis University Press, 1999 s.71
  31. Konstantin Azadovskii and Boris Egorov (2002), "",Journal of Cold War Studies, 4:1 (Winter 2002): 66-80
  32. Konstantin Azadovskii and Boris Egorov (2002), "",Journal of Cold War Studies, 4:1 (Winter 2002): 66-80
  33. Konstantin Azadovskii and Boris Egorov (2002), "", Journal of Cold War Studies,4:1 (Winter 2002): 66-80
  34. Horowitz, Irving Louis (2007). "Cuba, Castro and Anti-Semitism" (PDF). Current Psychology. 26 (3-4): 183-190. DOI:10.1007/s12144-007-9016-4. ISSN 0737-8262. OCLC 9460062. Erişim tarihi: 16 Ekim 2016.
  35. Hrono sitesindeki ilgili pasaj (Rusça) 13 Mayıs 2020 tarihinde erişilmiştir
  36. The Jews of the Soviet Union: The History of a National Minority. Cambridge University Press, 1989 s.152 ve 157
  37. Laqueur, Walter (2006), The Changing Face of Anti-Semitism: From Ancient Times to the Present Day, Oxford University Press, ISBN 978-0-19-530429-9. s.177
  38. Norman M. Naimark, The Russians in Germany: A History of the Soviet Zone of Occupation, 1945-1949. Cambridge, MA: Belknap of Harvard UP, 1995, s. 338
  39. Norman M. Naimark, The Russians in Germany: A History of the Soviet Zone of Occupation, 1945-1949. Cambridge, MA: Belknap of Harvard UP, 1995, s. 444
  40. Goldhagen, Erich (1987), "Communism and Anti-Semitism", The Persisting Question: Sociological Perspectives and Social Contexts of Modern Antisemitism, Walter de Gruyter, ISBN 978-3-11-010170-6 s. 389
  41. Goldhagen, Erich (1987), "Communism and Anti-Semitism", The Persisting Question: Sociological Perspectives and Social Contexts of Modern Antisemitism, Walter de Gruyter, ISBN 978-3-11-010170-6 s.390
  42. Beckerman, Gal (2010). When They Come For Us, We'll All Be Gone. Boston: Houghton Mifflin Harcourt. s. 103.
  43. Beckerman, Gal (2010). When They Come For Us We'll All Be Gone. Boston: Houghton Mifflin Harcourt. s.103.
  44. Korey, William (1984). Robert O. Freedman (ed.). Brezhnev and Soviet Anti-Semitism. Durham: Duke University Press. s. 31.
  45. Korey, William. Brezhnev and Soviet Anti-Semitism. s. 31.
  46. Korey, William. Brezhnev and Soviet Anti-Semitism. s. 29.
  47. Korey, William. Brezhnev and Soviet Anti-Semitism. s. 30.
  48. "none". Povada. 23 Şubat 1981. s. 38.
  49. Korey, William. Brezhnev and Soviet Anti-Semitism. s. 30.
  50. Beckerman, Gal. When They Come For Us, We'll All Be Gone. s. 305.
  51. Beckerman, Gal. When They Come For Us, We'll All Be Gone. s. 306.
  52. Beckerman, Gal. When They Come For Us, We'll All Be Gone. ss. 308-310.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.