Cehennem

Cehennem, çeşitli inançlarda ölüm sonrası ceza çekilen ateşli bir yer olarak gösterilir. Cehennemde kalma süresi inanca göre değişiklik gösterebilir. Cehennemde günah borcu ödeninceye kadar kalınıp sonra tekrar cennete gidilebilir. Ancak, cehennem bazıları için sonsuza dek ateşte yanmak anlamına gelir. Cehennem görevlilerine İslam inancında zebani adı verilir.

Orta Çağ'dan kalma bir cehennem tasviri (Landsbergli Herrad'ın Hortus deliciarum'undan, yaklaşık 1180)

Etimoloji

İbranice, גי הנם (ge hinnom, “Hinnom Vadisi”) Yunanca, γέεννα (geenna); Latince, gehenna

Ge Hinnom: Hinnom Vadisi

Kelimenin İbranice 'Ge ben hinnom' (Hinnom’un oğlu vadisi) terkibinden zamanla ‘ben’in düşmesi ile elde edildiği düşünülmektedir.

Ge: Vadi
Ben: Oğlu
Hinnom: Hinnom

Gehinnom, Kudüs'ün güney batısında tanrı Molek (İngilizce: Molech) adına çocukların kurban edilerek yakıldığı vadinin adıdır. Molek adı yalnızca M-L-K sessiz harflerinden oluşur ve sesli harfler yalnızca okunuşta söylenir. Bu nedenle bu tanrı Molok (İngilizce: Moloch) olarak da adlandırılır. Baal ile Molek'in aynı tanrının değişik adları olduğu görülür. Molek, Arapça'daki söyleniş şekliyle Malik'tir.

Vadinin adı başlangıçta 'Ge Ben Hinnom' iken, sonraları Yunan egemenliği zamanında Yunanca söyleniş şekliyle geenna ve Latince, gehenna olmuştur. Ge Ben Hinnom, Ken'anilerin (Tanrı) Baal'e kurban edilen çocukları yaktıkları bir vadinin adıydı.[1]

Yeremya 7: 30-31
‘Yahudaoğulları gözümde kötü olanı yaptılar’, Yehova’nın sözü. ‘Adımı taşıyan evi kirletmek üzere oraya iğrenç putlarını koydular. Oğullarını ve kızlarını ateşte yakmak üzere Hinnomoğlu Vadisindeki Tofet’te yüksek yerler* yaptılar. Ben böyle bir şey emretmedim, yüreğimden bile geçirmedim.’
Yeremya 32: 30-35
‘Çünkü İsrailoğulları ve Yahudaoğulları gençliklerinden beri yalnızca gözümde kötü olanı yapan kimselerdir. İsrailoğulları elleriyle yaptıkları putlarla da Beni öfkelendiriyor.’ Yehova’nın sözü. ‘Çünkü bu şehir, kurulduğu günden bugüne dek, onu gözümün önünden kaldırayım diye Bende sadece kızgınlık ve öfke yarattı. İsrailoğullarının ve Yahudaoğullarının, kendilerinin, krallarının, yöneticilerinin, kâhinlerinin, peygamberlerinin, Yahuda adamlarının, Yeruşalim’de oturanların Beni öfkelendirmek için yaptıkları bütün kötülükler buna neden oldu. Bana durmadan yüzlerini değil, sırtlarını döndüler. Eğitildikleri halde, erkenden harekete geçip onları eğittiğim halde, hiçbiri verdiğim terbiyeye kulak asmadı. Adımla anılan evi kirletmek için iğrenç şeylerini getirip içine koydular. Üstelik oğullarını ve kızlarını Molek’e kurban olarak ateşte yakmak* için Hinnomoğlu Vadisinde Baal’e yüksek yerler yaptılar. Ben böyle bir şey emretmedim; Yahuda’yı günaha sokmak amacıyla bu iğrenç şeyi yaptırmayı yüreğimden bile geçirmedim.’
2. Krallar 23: 10
Kral [Yoşiya], kimse oğlunu veya kızını Molek için ateşte yakmasın diye Hinnomoğulları Vadisindeki Tofet’i tapınma için kullanılamaz duruma getirdi.

İsa'nın yaşadığı zamanlarda, çocukların bu vadide Molek'e kurban edilmesi uygulaması çoktan sona ermişti. Bu dönemde Hinnom Vadisi sadece çöplerin dökülerek yakıldığı bir çöplük olarak kullanılıyordu. Ayrıca, hayvan leşleri ile, bir mezara gömülmeye değer görülmeyen bazı suçlular, infaz edildikten sonra bu vadideki çöplüğe atılıyorlardı. Birisinin canlı olarak buraya atılması söz konusu değildi. Hinnom Vadisi, içinde ateş olan bir yer olmaya bir süre daha devam etti. Ancak bundan amaç, sadece biriken çöplerin kükürt atılarak yakılıp ortadan kaldırılmasıydı.[2]

Tevrat'a göre çocukların kurban edildikleri Tanrı'nın adı Molek idi. Bu tanrı isminin de cehennem bekçisi Malik olarak değişim geçirdiği düşünülmektedir.[3]

Farklı mitoloji ve kültürlerde

Çoğunlukla bu korkunç karanlık, gezinen ruhlarla dolu bir çukurdur (Yunan ve Roma). Orada dinsizler, iblisler tarafından yargılanır (Pers), sonsuz ızdıraba çarptırılmış kötüler (Musevilik) ve hak dininden olmayanlar bulunur (İslamiyet).

Kötüleri iyilerden ya da canlıları ölülerden ayıran bir yer kavramına birçok dinde rastlanır. Eski çağların ve ilkel toplulukların dinlerinde ölen kişinin ruhunun gideceği yer, karanlık ve soğuk yeraltı dünyası (örneğin Norveç mitolojisinde Niflheimr ya da Hel), yer altında karanlık bir dünya ya da uzak bir ada (örneğin Eski Yunan'da Hades), yer altında insanların ruhlarının cezalandırıldığı derin bir uçurum (örneğin Eski Yunan'da Tartaros), yerin altında hem iyi hem kötü ruhların gölgeler biçiminde sürekli bir susuzluk içinde yaşadığı karanlık bölge (örneğin Eski İsrail dininde Şeol), ölenlerin ruhlarının yerleştiği göksel bir yer (Pueblo Yerlileri, ölümden sonra insanların bulut olup yağmur getirdiklerine inanırlar) ya da ruhun sonunda yok olup gideceği bulutsu bir varoluş (örneğin Kuzey Amerika'da yaşayan avcı Yerli kabilelerinde) biçiminde düşünülmüştür. Cehennemi tanrısal cezaya uğrayanların kıyamet gününden sonra gideceği yer olarak gören anlayış; peygamberler aracılığıyla yayılan Zerdüşt dini, Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık gibi dinlere özgüdür.

Yahudilikte cehennem

Cehennem, Hinnom Vadisi, 2007

Jewish Encyclopedia Musevi inancını şu şekilde açıklar: Dünyanın sonu geldiğinde insanların ruhunun üç çeşidi olacak:

"Bunlardan, doğrular hemen sonsuz yaşama yazılacaklar,
Kötüler cehennem için yazılacaklar; fakat,
İyi ve kötü tarafı terazide dengede olanlar önce cehenneme gidecekler. Bunlar cehennemde temizlendikten sonra oradan çıkarılacaklardır."

İsa'nın yaşadığı dönemde Museviler, birisi öldüğünde ruhunun Gehenna'da işkence çektiğine inanıyorlardı. Buna karşın Encyclopedia Judaica ise şunları söylemektedir: "Kutsal Yazılarda ölüm sonrasında Gehenna'yla ilgili düşüncelerin hiçbir dayanağı yoktur."

  • Gehennem, Hinnom Vadisi: Yeremya 19:6 Bundan ötürü buranın artık Tofet ya da Ben-Hinnom Vadisi değil, Kıyım Vadisi diye anılacağı günler geliyor, diyor RAB.
  • Şeol: Yaratılış 37:35, 42:38, 44:29, 44:31

Hristiyanlıkta cehennem

Son Yargı, Cehennem, yaklaşık 1431, Fra Angelico'nun eseri
"Cehennemden Bir Canavar". 19 yüzyıldan kalma el yazması bir Rus luboku

Hristiyanlığın cehennem öğretisinin kökleri Yeni Ahit'te yatmaktadır. Cehennem Yunanca Tartaros veya Hades kelimeleriyle tanımlanır.

  • Katolik inancına göre cehennem: Tanrı tarafından oraya atılanların sonsuz bir keder içinde bulunduğu yer.
  • Protestan inancına göre cehennem: Kötülerin gelecekte cezalandırıldığı bir yer.

Katolik kilisesi, Protestan kiliselerinin çoğu (Baptistler, Episkopalyanlar vs.) ve bazı Yunan Ortodoks kiliselerine göre cehennem, diriliş ve son hüküm gününden sonra yargılanan günahkarların sonsuza değin Tanrı'dan ayrı kalacağı nihai durak yeridir.

Ancak çeşitli Liberal Protestanlık, Anglikan, Katolik ve bazı Ortodoks kiliselerine mensup olan liberal Hristiyanlar mensubu oldukları mezheplerin "resmi" öğretileriyle çelişmiş olsa da tüm insanların kurtulacakları bir evrensel kurtuluşa (evrensel uzlaşmacılık) inanmaktadırlar.

Bir Hristiyan filozofu ve mistiği olan Emmanuel Swedenborg'a göre cehennem ve cennet insanların seçimleridir. Cehennem ebedidir çünkü oradaki insanlar cehennemi sevdikleri için orada kalacaklardır. Tanrı da her ne kadar insanları sevse de onları zorla, kendi iradelerinin haricinde cennete sokmayacaktır.

Yok oluşa inanan (yok oluşçuluk) Hristiyanlar ise, ruhun ölümlü oluşuna inanmakta ve ebedi yaşam dışında kalan ruhların cehennemde yok olacaklarını kabul etmektedirler.

  • Yehova'nın Şahitleri'ne göre ruh kişiden bağımsız ayrı bir varlık değil, sadece kişinin yaşam kuvvetine verilen addır. İnsan ölünce yok olur ve yeniden yaşaması Tanrı'nın onu diriltmesine bağlıdır. Ölüler diyarı ya da mezar (İbranice Şeol; Yunanca Septuaginta Hades) sözcükleri diriltilecek kişilerin durumunu; cehennem (İbranice Ge-Hinnom; Yunanca Septuaginta Gehenna) ise diriltilmeyeceklerin durumunu anlatan ifadeler olarak görülür. Bu yüzden, cehennem cezasına çarptırılmak, bu yargıyı alanların bir daha kesinlikle var olmayacakları şekilde yaşamlarını yitirmeleri ve sonsuza dek yok olmaları demektir.[4]

Hristiyanlıkta cehennem için kullanılan bazı sözcükler şunlardır: Hell (İngilizce), Hölle (Almanca), Fegefeuer (Almanca: Silip süpüren ateş), Inferno (Latince). Cehennem inancı yüzyıllardır Hristiyanlıkta ateşli bir yer olarak kabul görmüştür. Günümüzde ise bazı Hristiyanlık çevrelerinde, bu inancın Kitâb-ı Mukaddes'te dayanak bulmadığına ilişkin farklı yorumlar da vardır.

Yeni Ahitte Gehenna ve Hades sözcüklerinin geçtiği bazı yerler:

  • Gehenna - Cehennem - Hinnom Vadisi: Matta 5:22,29,30; 10:28, 18:09; 23:15,33; Markos 9:43,45,47 Luka 12:05; Yak 3:6
  • Hades: Matta 11:23; 16:18; Luka 10:15; Elçilerin İşleri 2:27,31; 1.Kor. 15:55

Kitâb-ı Mukaddes'te cehennem ve mezar için kullanılan sözcükler çevirilere göre farklılıklar gösterir. Bazı çeviriler Şeol, Hades ve Tartaros sözcüklerini de cehennem olarak çevirirler. Cehennem anlayışındaki farklılıkların bir nedeni de, bu tür farklı çevirilerdir. Bu sözcüklerin karşılıkları:

  • Ge-Hinnom (İbranice): Cehennem
  • Gehenna (Yunanca Septuaginta): Cehennem
  • Şeol (İbranice): Mezar
  • Hades (Yunanca Septuaginta): Mezar
  • Tartaros (Yunanca Septuaginta) Hapis benzeri alçaltılmış bir durum. Günah işlemiş melekler için kullanılan bir ifade.
2. Petrus 2: 4
Çünkü şu kesindir ki, Tanrı günah işlemiş melekleri cezadan esirgemeyip Tartaros’a* [* Hapishaneye benzer alçaltılmış durum] atarak, hüküm gününü beklemek üzere zifiri karanlık çukurlarda bırakmıştır.

İslam'da cehennem

Muhammed, Miraç esnasında Burak ve Cebrail'le birlikte cehennemi ziyaret eder ve "utanmaz kadınların" saçlarını yabancılara gösterdikleri için ebediyen cezalandırıldıklarını görür (İran minyatürü, 15. yüzyıl)
Muhammed Miraç esnasında cehennemdeki "alaycı kadınları" görüyor (İran minyatürü, 15. yüzyıl)

Cehennem; İslam dininde, ahiretteki bir azap yeridir. İnsanlar dünyadaki hareketlerine ve inançlarına göre cennete veya cehenneme giderler. İslam inancında kafir (inanç esaslarından bir veya daha fazlasına inkar eden), müşrik (Allah'ın birliğine inanmayan) ve münafık (Müslüman gibi görünüp İslam'a inanmayan) olan kişiler öldükten sonra, ahirette, sonsuza kadar cehennemde kalacak ve azap göreceklerdir.

Cehennemin süresi

İslam dininin kutsal kitabı olan Kur'an'a göre Allah müşrikleri (Allah'a ortak koşanları) cehennemde sonsuza kadar tutacaktır. Günah işlemiş ancak imanlı olan kişiler ise İslam inancına göre cehennemde bir müddet kalacaklardır. Günahkar Müslümanlar ve İslam dinine inanmayanlar (kâfirler) için azabın sonsuzluğu konusunda İslam bilginlerinin görüşleri birbirlerinden farklıdır. Ehl-i Sünnet ve bazı Şia gruplarına göre cehenneme giren müminler eninde sonunda oradan çıkacaktır. Bazı Eşari alimleri ise Ehl-i Sünnet dışındaki mezhep liderlerinin ebedi azap göreceğini iddia etmişlerdir. Hariciler, Mutezile ve bunların görüşüne uyan bazı Şia mensuplarına göre kendi mezheplerinden büyük günah işleyen müminlerle muhalif mezheplere mensup olanların tamamı için azap ebedidir. İslam'a inanmayan ve İslam'da kâfir olarak nitelendirilen kişilere uygulanacak azabın ebediliği de aynı şekilde tartışmalıdır. Bu görüşler şu şekilde sınıflandırılabilir:

  • Ehl-i Sünnet'in çoğunluğu ile Mutezile, Şia ve Haricilerin benimsediği bir görüşe göre ahirette kâfirlere uygulanacak cehennem azabı ebedidir.
  • Sufilerin önemli isimlerinden Muhyiddin Arabi'ye göre kâfirler cehennemde ebediyen kalacaklar ancak Allah'ın rahmetinin büyüklüğü sebebiyle bir süre sonra elem hissetmeyecekler, artık onlara maddi azap uygulanmayacak fakat bir tür unutulma veya terk edilme halini yaşayacaklardır. Bir ayette ise "O kâfirlere de ki: 'Yenileceksiniz ve cehenneme sürükleneceksiniz. Orası ne kötü bir yataktır.'" (3/Âl-i İmran 12) denir.

Cehennem azâbının kâfirler için dahi olsa bir gün sona ereceğini kabul eden İslam bilginlerinin görüşüne göre, kâfirlerin cehennemden çıkmayacaklarını ve azaplarının hafifletilmeyeceğini bildiren ayetler, cehennemin yok olmayacağını değil, cehennem var oldukça azabın devam edeceğini göstermektedir. Cehennem yok olunca azâbın devam etmesi ise mümkün değildir. Ayrıca azâbı konu edinen ayetlerdeki azâbın Allah'ın dilemesine bağlı kılınarak kayıtlandırılmış olduğu bu sebeple de ilahi irade ile kayıtlı olunca devam süresinin de kayıtlı olmasının tabii olduğu bildirilmiştir.

  • Azâbın ebedi olmadığını benimseyen alimlerden İbn Kayyım ve Musa Bigiyef cehennemin eninde sonunda yok olacağını ve kâfirlerin de cennete gireceğini kabul ederler.

Cehennemin bekçisi Mâlik

Mâlik İbranice "m-l-k" kökünden gelir.[5] Melek, malik, mülk, malik’ül mülk, memlük gibi kelimelerin köken aldığı "m-l-k"nin İsraillilerin komşuları olan Ammonluların tanrısı Molek (İngilizce: molech, moloch)’in isminden türetildiği düşünülür. Bu ilişki cehennem bekçisi Mâlik açısından düşünüldüğünde daha açıktır.[3] Buna göre Molek'e çocukların kurban olarak sunulduğu Hinnom Vadisi (Uzun şekli: Ge ben Hinnom, kısa şekli: Ge Hinnom) cehenneme, Molek ise Malik'e dönüşmüştür.

Cehennem bekçisine şöyle feryad ederler: "Mâlik! Ne olur, tükendik artık! Rabbin canımızı alsın, bitirsin işimizi!" O da: "Ölüp kurtulmak yok, ebedî kalacaksınız burada!" der.—Zuhruf 77

Budizmde cehennem

Burmalı Budistlerce yapılmış bir cehennem tasviri

Buda'nın vaazlarını içeren Majjhima Nikaya'nın "Devaduta Sutta" diye adlandırılan 130. bölümünde Buda, cehennemi ayrıntılı şekilde anlatır. Budizmde kendi alt düzeyleri de olan beş (bazen altı) yeniden doğuş alemi olduğuna inanılır. Bu alemlerden cehennem alemi veya Naraka yeniden doğuşun en alt düzeydeki alemidir. Cehennem aleminin de en alt ve kötü düzeyi Avīci veya "sonsuz acı"dır. Buda'nın kendisini öldürmeye çalışan ve manastır düzeninde ayrılık çıkaran müridi Devadatta'nın Avici Cehenneminde yeniden doğduğu ifade edilir.

Ancak diğer tüm yenidoğuş veya reenkarnasyon alemleri gibi cehennemde enkarne olmak da kişiyi binlerce yıllık devirler boyunca sürecek bir acıya maruz bıraksa da sürekli bir varoluş durumu değildir. Lotus Sutra'da Buda Devadatta'nın bile eninde sonunda bir Pratyekabuddha olacağını söyleyerek Cehennem alemlerinin geçici olduğunu vurgular. Bu sebeple asıl amaç olumlu ya da olumsuz ruh göçlerinin sonsuz devridaiminden Nirvana'ya erişerek kurtulmaktır.

Hinduizmde cehennem

Hinduların cehennem tasviri

İlk dönem Vedik dininde Cehennem diye bir kavram bulunmamaktadır. Daha sonraki Hindu literatüründe özellikle kanun kitapları ve Puranalar'da Naraka denilen Cehennem benzeri bir alemden söz edilir.

Kanun kitaplarında (smiritis ve dharma-sutraları, Manu yasaları) Naraka günahkarların cezalandırıldığı bir yer olarak geçmektedir. En düşük ruhsal plan veya Naraka-loka ruhların yargılandığı veya bir sonraki yaşamında kendisini etkilecek karma'nın meyvelerini tattığı bir yerdir. Cehennem çeşitli Puranalarda ve diğer Hindu kutsal metinlerinde tasvir edilmektedir. Örneğin Garuda Purana'da Cehennem ile ilgili ayrıntı detaylar verilir ve suçluların çekecekleri cezalar tıpkı günümüz yasalarında olduğu gibi sıralanır.

Zerdüştlükte cehennem

Zerdüşt eskatolojide kötü ruhların Ahura Mazda'nın kötülüğü yok ederek işkence içindeki ruhları kurtarıncaya kadar cehennemde kalacakları kabul edilir.

Kutsal Gathalar'da "Yalanlar Evi"nden söz edilir. Orası kötülüğün, kötü işlerin, kötü sözlerin, kötü Benliğin, kötü düşüncenin ve Yalancıların bulunduğu bir yerdir. Zerdüştlükte Arda Viraf Kitabında cehennem tasvirleri vardır. Arda Viraf Kitabında belirli günahlar için verilecek belirci cezalar sıralanmaktadır. Cehennemle ilgili tasvirlere rastlanacak diğer kitaplar ise Hadhokht Nask, Dadestan-i Denig ve Mainyo-I-Khard kitaplarıdır.

Yararlanılan kaynaklar

Ek okumalar

  • Boston, Thomas. Hell. Diggory Press, ISBN 978-1846857485
  • Gardiner, Eileen. Visions of Heaven and Hell before Dante. New York: Italica Press, 1989. ISBN 0934977143
  • Yusuf Şevki Yavuz, İslam Ansiklopedisi'nin "Azap" maddesi. Cilt 4, s. 302-309.

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Hayrullah Örs, Musa ve Yahudilik
  2. "Arşivlenmiş kopya". 15 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2017.
  3. "Arşivlenmiş kopya". 17 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2012.
  4. https://www.jw.org/tr/kutsal-kitabin-ogrettikleri/sorular/cehennem-nedir/ 8 Kasım 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Cehennem Nedir? Sonsuza Dek Azap Çekilen Bir Yer midir?
  5. http://www.answering-islam.org/Books/Jeffery/Vocabulary/part23.htm 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.