Tanksavar mayını

Tanksavar mayını, (kısaltması "AT mayını"), bir tür kara mayını olup tank ve zırhlı savaş araçlarına hasar vermek veya imha etmek amacıyla geliştirilmiştir.

Anti personel mayınlarına nazaran tanksavar mayınları çok daha fazla patlayıcıya sahiptir. Ateşlenmesi için ise bir aracın ona değmesi gerekmektedir.

Tarihi

Birinci Dünya Savaşı

I. Dünya Savaşı sırasında İngiltere tarafından ilk tankın bulunmasının ardından bu yeni savaş aracına karşı ilk tanksavar mayınları geliştirilmeye başladı. Bu mayınlar genellikle yüksek patlayıcıya sahip top ile havan mermilerine takılmış bir fünyeden oluşuyordu. Daha sonraları mayın geliştirme çalışmalarına uzaktan kumandayla çalışan fünye veya baskı ile tetiklenen örneğin ahşap bir mayın kutusuna sahip Flachmine 17 üretilmiştir. Saint-Mihiel Muharebesi, III. Aisne Muharebesi, Selle Muharebesi ve Meuse-Argonne Savunması sonunda Almanların ürettiği bir dizi mayından ötürü Amerikan Ordusu sahip olduğu tankların %15'ini kaybetmiştir.

Dünya savaşları arası dönem

SSCB tanksavar mayın üretimine 1920'li yılların ilk yarısında başladı. İlk olarak 1924 yılında EZ mayını üretildi. Yegorov ve Zelinskiy tarafından geliştirilen mayında bulunan 1 kg.lık patlayıcı tankın paletini parçalamaya yetecek enerji üretiyordu. Aynı zamanda Almanya 1929 yılında ilk tanksavar mayını olan Tellermine 29 modelini kullanmaya başladı. 30 santimlik yuvarlak bir yapıya sahip mayının içerisinde 5 kg yüksek patlayıcı bulunmaktaydı. İkinci olarak üretilen mayın Tellermine 35 1935 yılında ordu servisine girdi. Tanksavar mayınları İspanya İç Savaşı sırasında iki düşman tarafında da kullanıldı. Özellikle Milliyetçiler tarafından daha önceden yerleştirilmiş birçok mayın Cumhuriyetçiler tarafından toplanmış ve Milliyetçilere karşı tekrar kullanılmıştır. Bu yüzden daha sonra tanksavar mayınlarının yerlerinden sökülmesini önleyen tuzaklama sistemleri kullanılmaya başlandı.

Kış Savaşı sırasında hem Fin hem de SSCB kuvvetleri karşılıklı olarak bol miktarda tanksavar mayını kullanmıştır.

İkinci Dünya Savaşı

Almanlar iki dünya savaşı arasındaki dönemde tanksavar mayını olarak Tellermine modelini geliştirdi ve 1929 yılında üretimine başladı. Bazı modelleri dikdörtgen yapıya sahip olsa da içerisindeki patlayıcı ve fünye sistemleri aynı olduğundan herhangi bir farklı etki yapmamıştır.

Çanta bombası, yapışkan bomba ve manyetik olarak tanklara yapışması için tasarlanmış bombalar da geliştirilmiştir fakat bunlar uzaktan kumanda veya baskı ile patlatılmadıkları için kara mayını kategorisine girmezler. İngiliz yapımı Hawkins tanksavar mayını yol üzerine yerleştiriliyordu. Kırılan fünye veya zamanlı fünye yardımıyla ya yola yerleştirilerek veya tank yüzeyine fırlatılarak patlatılıyordu.

Boşluklu imla hakkı prensibi ile çalışan Nazi Almanyasına ait Hohl-Sprung mayını 4672 modeli savaşın sonlarına doğru geliştirilmiş ancak geniş olarak kullanılmamıştır. Almanların kullandığı en etkin mayın içerisinde en az metal kullanılan Topfmine modelidir.

Alman Riegel mayını 43

"Yemek tabağı" şeklinde üretilen Alman Teller mine modelinin haricinde Almanlar Riegel mine 43 ve İtalyanlar B-2 mayınlarında "Çubuk" şeklinden yararlanmıştır. Uzun yapılarından ötürü üzerilerinden geçen aracın mayını tetiklemesi çok daha kolay olmaktaydı. B2 yapısında boşluklu imla hakkına sahip çok küçük bağımsız patlayıcılardan oluşmakta ve üzerinden geçen tankın paletlerini parçalayarak hareket ölümüne sebep olmak üzere tasarlanmıştı. Bu mayının yapımında İngiliz L9 çubuk mayın esin kaynağı olmuştur.

Günümüz

Günümüz tanksavar mayınlarını yapılan bazı değişiklikler ile aşağıdaki avantajlara kavuşmuştur:

  • daha fazla etkili patlayıcı (farklı patlayıcı karışımları ve boşluklu imla hakkı)
  • metal olmayan maddelerden üretilerek bulunması zorlaştırıldı.
  • farklı yöntemlerle döşenme (uçak veya topçu bombardımanı ile)
  • daha karmaşık füzeler (sismik hareket veya birkaç yöntemle tetikleme )
  • karmaşık "tuzaklama" düzenekleri ile oynanması veya çıkartılması imkânsız hale getirilmiştir.

Tasarımı

Birçok günümüz tanksavar mayını sahip oldukları basit mayın kutularının içerileri tamamıyla patlayıcı ile doldurulmuş olup uzaktan kumanda veya aracın basıncı ile patlatılmaktır. En büyük avantajları aşağıdaki alanlarda olmuştur:

  • Patlayıcının gücü (patlayıcılar örneğin RDX).
  • Boşluklu imla hakkı ile zırh delme özelliği arttı.
  • Gelişmiş döşenme sistemleri.
  • Daha da geliştirilmiş ve özgül tetikleme.

Birçok mayın kutusu veya gövdesi plastik malzemeden yapılmış olup bu da kolaylıkla bulunmalarını önlemektedir. Ayrıca sahip oldukları karmaşık tetikleme mekanizmaları ancak bir araç üzerinden geçtiği sırada çalışmaya başlayacak şekilde geliştirilmiştir.

Döşenme sistemleri

Tek tek insan eliyle döşenebildikleri gibi mayın döşeme sistemleri sayesinde çok geniş alanlara kısa sürelerde yerleştirilebilir. Bu sistemler genellikle misket bombalardan veya topçu bombardımanından yararlanılır. Her bomba bünyesinde birkaç tanksavar mayını barındırabilir.Bazı bombalarda ise 200 ila 300 arasında anti personel mayını kullanılmaktadır. Uçaktan bırakılan salkım bombası belli bir mesafeye indiği zaman dış kabuğu açılmakta ve barındırdığı mayınları araziye yaymaktadır. Bazı tanksavar mayınları topçu atışı ile belli bir araziye düşürülmekte ve ardından tetik mekanizmasını etkin hale getirmektedir.

Off-route mayını

Bu terim aracın tam altında iken patlamayan aracın geçişinden belli bir süre önce patlayan mayınlara verilen genel addır. Bu mayınlar bazı durumlarda örneğin mayını döşeyecek zemin bulunamadığı durumlarda çok işe yaramaktaydı. Genellikle boşluklu imla hakkı mantığıyla çalışan mayın zırh delme özelliğin sahiptir. Ancak bazı Fransız ve Sovyet off route mayınlarında kendinden biçimlenen mermi prensibi kullanılmaktadır.Aynı prensip Irakta sivil ve askeri hedeflere yapılan saldırılarda kullanılan doğaçlama patlayıcı düzeneklerde de (IED) kullanılmaktadır.

Buna mayına bir örnek vermemiz gerekirse Amerikan yapımı M24 mayınıdır.Mayın içerisinde HEAT savaş başlığı taşıyan bir roket fırlatıcı tüp bulunmaktadır. Yolun karşısına döşenen mayına ait çok hassas bir manyetik bant bu fırlatıcıyı tetiklemektedir.

"Off-route mayını" tanımı tanksavar amaçlı tasarlanan ve üretilen mayınları kapsar. Fakat birçok ev yapımı IEDde aynı amaç için kullanmaktadır.

Karşı önlemler

Mayınlara karşı en etkili yöntem mayın temizlemedir ki bunlar içerisinde patlayıcılar veya mekanik yollarla patlatmayı sayabiliriz. Patlayıcılar ile temizlemede örneğin İngiliz Giant Viper sisteminde, rokete bağlı veya uçaktan bırakılaran patlayıcılar 250 metre uzunluğunda ve 6 metre genişliğindeki mayınlı alana serilir. Ardından bu hasır biçiminde ve birbirine bağlı 6 metre enindeki su borusu şeklindeki patlayıcılar patlatılarak alan %90 oranında tanksavar veya anti personel mayınından temizlenir. Mekanik yöntemde alan aynen bir tarlanın sürülmesi gibi sürülür ve mayınlar baskı uygulanarak patlatılır. Sürme işi için bir tankın ön veya arkasına takılan özel yapım bir pulluk kullanılmaktadır. Sürme işlemi ile toprak üstüne çıkartılan mayın yine tank bağlı silindir veya küresel metal merdanelerin uyguladığı ağırlıkla patlatılır.

Caspir Personel Taşıyıcı

Bunun yanında araçlarda meydana gelebilecek mayın patlamaları sonrasında içerisindeki mürettebatı korumaya yönelik bazı yöntemlerde bulunmaktadır. Bu durumlarda mayının patlaması ile ortaya çıkan basıncı tahliye etmek için aracın şasesini V şeklinde veya yerden daha yüksek yaparak etkiyi en aza indirmek mümkündür.

En basit ve etkili yöntemse tekerlekli araçlarda tekerleklerin içerisine su doldurmaktır..[1] Bu yöntem mayının ortaya çıkardığı enerjiyi emmekte ve tahliye etmektedir. Tekerlekler ile gövde arasına yerleştirilecek çelik levhalar ise ortaya çıkan enerjiyi emmekte ve belli bir açı ile yerleştirildiklerinden ötürü enerjiyi kabinden dışarıya doğru atabilirler.Örneğin Güney Afrika yapımı Casspir personel taşıyıcı araçta da olduğu gibi tekerlekler ve kabin arasındaki mesafenin arttırılması etkili bir teknik olabilir ancak bundan dolayı ortaya hareketlilik ve manevra sorunları çıkmaktadır.

Çelik levha ve zırhlı camlar sayesinde patlama etkisiyle aracın kendisinden meyadana gelebilecek şarapnel etkisi en aza indirgenmiştir. Koltukların zemin yerine tavan veya yanlara takılması ile alttan gelen şokların oturanlara etkisi azaltılmıştır. Ayrıca dört noktadan tutan emniyet kemerleri sayesinde yolcuların koltuklardan fırlayıp sert zeminlere çarpmasının önüne geçilmiştir. Bunlara ihtiyaç duyulmasını nedeni mayına çarpan bir aracın patlama noktasından 5 ila 10 metre ileriye düşmesidir.

Kullanıldığı yerler

Tanksavar mayınları üretildiği ilk günden bu güne her çatıma veya savaşta çok önemli faydalar sağlamıştır.

Kore Savaşı

Kore Savaşının ardından Kuzey ve Güney Kore arasında yapılan anlaşma ile çizilen askersiz bölge hala tanksavar mayınları ile korunmaktadır.

Çin Hindi

Vietnam Savaşı sırasında hem Kuzey hem de Vietkong birlikleri karşılıklı olarak tanksavar mayınlarından faydalanmıştır. Bu mayınlar SSCB, Çin ve yerel üreticilere aitti. 1979 yılında Kamboçyaya saldıran Kızıl Kmerler birliklerine karşı tüm Kamboçya ve Tayland sınırlarına Pol Pota bağlı Maocu gerillalar ve Vietnam ordusu birlikleri tarafından tanksavar mayınları döşenmiştir. Milyonlarca mayın günümüzde hala arazide bulunmakta her yıl yüzlerce insanın ölümüne neden olmaktadır.[2]

Güney Afrika

1960'lı yıllarda güney Afrika ülkelerinde süren ordular arasındaki gerilla savaşları sırasında SSCB'den temin edilen mayınlar kullanılmıştır. Bu çatışmalar esnasında gerilla taktikleri ile tanksavar mayınlarının beraber kullanılması bu silahın klasik savaş sırasında kullanılan mayın tarlası yöntemi haricinde de başarıyla kullanılabileceğini göstermiştir. Ayrıca mayına karşı dayanıklı araçların geliştirilmesine de önayak olmuştur.

Güney Angola ve Kuzey Namibya arasındaki Angola Sivil Savaşı ve Güney Afrika Sınır Savaşı esnasında çok geniş ve nüfusu sık olmayan bölgelerden sızan çok küçük gruplar yakalanmadan yollara çok sayıda mayın döşemiştir. Bu tanksavar mayınları genellikle sivillerin ve aynı zamanda askeri araçların kullandığı yollara döşenmiş ve düşman üzerinde çok büyük bir psikolojik baskı kurmuştur.

Mayınlar sıklıkla karmaşık düzenlemeler ile döşenir. Bunlardan en etkilisi üst üste birkaç mayının gömülmesidir ki bu sayede bir tanesinin patlaması ile diğerlerinin infilak etmesi ve çok daha fazla hasara yok açması sağlanmaktadır. Diğer bir taktikte mayınların birbirlerine çok yakın olarak döşenmesi ve birinin patlaması ile diğerlerininde tetiklenmesidir.

ABD Ordusuna ait bir RG-31 Mayın Korumalı Zırhlı Personel Taşıyıcı (MP APC) Irak 2006

Güney Afrika bölgesinde mayınların bu kadar çok kullanılmasından ötürü ilk gelişmiş mayın korumalı araçlar Güney Afrika polisi ve askeri birlikleri tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Bunlardan en bilinenleri Buffel ve Casspir zırhlı personel taşıyıcıları ve Ratel zırhlı savaş aracıdır. Sahip oldukları V şeklindeki şase patlama anında ortaya çıkan gücü yanlardan yukarıya atmakta ve yolcuları korumaktır. Bu şekildeki birçok olayda yolcular patlamadan ufak tefek sıyrıklarla kurtulmuştur. Sahip oldukları parçalı yapıdan ötürü patlama sonrasında parçalanan tekerlek veya yürüyen aksam değiştirilerek araç tekrar görevine devam edebilir.

Ortadoğu daki Barış Gücü görevinde bulunan ülkelerde bu iş için bazı araçlar geliştirmiş ve kullanmaktadır. Örneğin RG-31 Kanada, Birleşik Arap Emirlikleri, Amerika Birleşik Devletleri ve RG-32 ise İsveç tarafından kullanılmaktadır.

Kaynakça

  1. "A Study of Mechanical Application in Demining" (PDF). Geneva International Centre for Humanitarian Demining. 2004. 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2007.
  2. Anti-tank mine kills 7 Cambodian de-miners

Ayrıca bakınız

Tanksavar mayınlarına örnekler
Mayın yayma sistemleri

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.