Sessiz Ev

Sessiz Ev, Orhan Pamuk'un Cevdet Bey ve Oğulları'ndan sonra yayımladığı ikinci romanıdır (1983). Roman, üç kardeşin babaannelerini ziyaret etmek üzere gittikleri İstanbul yakınlarındaki Cennethisar kasabasında geçirdikleri bir haftayı anlatır.

Sessiz Ev
Sessiz Ev romanının kapağı
Yazar Orhan Pamuk
Ülke Türkiye
Dil Türkçe
Tür Roman
Yayım 1983
Yayımcı 1. Basım: Can
ISBN 975-510-215-9

Genel

Sessiz Ev romanı, otuz iki bölümden oluşur. Her bölüm, bir karakterin bakış açısıyla, birinci kişi ağzından anlatılır. Romanın kurgusunda belirdikleri sırayla beş anlatıcının adları şöyledir: Recep, Büyükhanım, Hasan, Faruk ve Metin. Açılış bölümünün anlatıcısı Recep, kapanış bölümünün anlatıcısı ise Büyükhanım’dır. Anlatıcıların her birine düşen bölüm sayısı, en çoktan en aza doğru, şöyledir: Hasan (8 bölüm), Büyükhanım (7 bölüm), Recep (6 bölüm), Faruk (6 bölüm) ve Metin (5 bölüm). Son olarak, anlatıcılar ile anlattıkları bölümlerin dağılımı şöyledir:

Anlatıcı Bölüm
Recep 1, 6, 13, 19, 27, 30
Büyükhanım 2, 7, 11, 16, 23, 29, 32
Hasan 3, 8, 12, 17, 20, 22, 26 , 31
Faruk 4, 9, 14, 18, 24, 28
Metin 5, 10, 15, 21, 25

Yer ve zaman

Yer: Cennethisar.

Zaman: Temmuz 1980. Sessiz Ev, 12 Eylül 1980 askerî darbesinden yaklaşık bir ay önceki bir zaman diliminde geçer. O yüzden, roman büyük bir siyasal gerginliğin izlerini taşır.

Olay örgüsü

Behçet Necatigil, Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü (Genişletilmiş beşinci basım, İstanbul: Varlık, 1994), s. 329-330'da Sessiz Ev'in olay örgüsünü şöyle özetler:

Sessiz Ev'in beş anlatıcısından biri olan tarihçi Faruk, Gebze'deki "düşsel" bir arşivde (Gebze Kaymakamlığı Arşivi) Osmanlı tarihi üzerine araştırmalar yapar.
  • Roman, Gebze’ye bağlı Cennethisar’da eski, büyük, sessiz bir evde başlar. Evin sahibi yaşlı, yalnız, acılı bir kadındır: Fatma Hanım [roman boyunca Büyükhanım ve Babaanne olarak da anılır]. Evin bütün işlerinden cüce Recep sorumludur. Büyükhanım'ı yedirip içirmek, kaldırıp yatırmak, bulaşıkları yıkamak, evi silip süpürmek, çarşıya gidip gelmek hep onun görevidir. Büyükhanım'ın üç torunu bir hafta kalmak üzere ertesi gün buraya geleceklerdir. Bunun için evde yapılması gereken hazırlıklar tamamlanmıştır.
  • Fatma Hanım gece yatağında torunlarını düşünür, onlarla neyi, nasıl konuşacağını tasarlar. Sonra zihni geçmişe dalar. Ölü kocası Selâhattin Bey’i anımsar. Bir film şeridi gibi yaşamı gözlerinin önünden geçer. Doktor Selâhattin Bey özgür düşünceli bir kişidir. İttihat ve Terakki yönetimini beğenmez. Bundan ötürü, Talat Paşanın da baskısıyla İstanbul’dan ayrılmak, Gebze’ye gitmek zorunda kalmıştır. Şimdi Fatma Hanım’ın oturduğu ev işte o sürgün yıllarında yapılmıştır.
  • Belirlenen günde torunlar gelirler. En büyükleri Faruk tarihçidir, üniversitede doçenttir. Nilgün toplumbilim öğrencisidir, devrimcidir. Metin lisede okumaktadır. Amerika’ya gidip orada zengin olmayı kurmaktadır. Konuşmalar sürerken Recep sofrayı kurar. Yemekten sonra Faruk’la Nilgün uzun bir söyleşiye dalarlar. Metin kapağı dışarı atar, arkadaşı Vedat’ı arayıp bulur. Birlikte zengin çocuklarının oluşturduğu topluluğa katılırlar. Metin onlar arasında karşılaştığı Ceylan adlı kızdan pek hoşlanır.
  • Ertesi gün Büyükhanım’la torunları Selâhattin Bey’in mezarına giderler. Dua ederler. Fatma Hanım kendini tutamaz, ağlar. Torunlarının duyarsızlığına üzülür. Faruk Gebze Kaymakamlığı Arşivi’nde araştırma yapar. Eski gazete ve dergilerle mahkeme dosyalarını incelemeye girişir. Bundan büyük bir tat alır. Amacı, yörenin geçmişini gün ışığına çıkarmaktır. Akşamleyin yemekte o gün okuduğu belgeler üzerinde tartışırlar. Metin her gün çılgınlar gibi gezip eğlenir. Yiyip içer. Sarhoş olduğu bir sırada Ceylan’a sevgisini açıklar, ama kız oralı olmaz.
Sessiz Ev coğrafyasının bir parçası: Eskihisar
  • Recep evdeki işleri bitirdikten sonra geceleyin gezmeye çıkar. Yalnız başına sokaklarda dolaşır. Gençlerin boyunun kısalığıyla eğlenmesinden çekinir. Recep’in yeğeni Hasan sağcı bir teröristtir. Örgüt arkadaşlarıyla geceleri yollara, duvarlara afişler asar, sosyalizmi, komünizmi kötüleyen sözler yazarlar. Gündüzleri tehditle ve uydurma makbuzla esnaftan para toplarlar. Hasan, Nilgün’ün çocukluk arkadaşıdır ve ona eğilim duymaktadır. Kız bunu sezer, ama Hasan’a yüz vermez. Her sabah erkenden bir kitapla kıyıya gider, orada hem okur, hem de denize girer. Dönüşte bir Cumhuriyet Gazetesi alır. Hasan onu izler ve solcu olduğunu anlar. Durumu arkadaşlarına açar. Onlar böyle bir kıza ilgi duymasını hoş görmezler. Kızarlar. Aralarında anlaşırlar: Kızın yolunu kesecek ve ona bir kötülük yapacaklardır. Hasan denizden dönerken Nilgün’ün karşısına çıkar. Amacı, arkadaşlarının kurduğu planı ona bildirmektir. Fakat Nilgün onu dinlemez, “Pis faşist!” diye bağırır. Bunun üzerine Hasan’ın tepesi atar, kızı sokakta kıyasıya dövüp kaçar. Nilgün’ü Recep’le eczacı hanım eve götürürler. Eczacı hastaneye yatırılmasını önerir, ama Nilgün razı olmaz. Oysa yüzü morarmıştır, vücudu çürükler içindedir.
  • Geceleyin üç kardeş toplanır, gündüz olup bitenleri konuşurlar. Ertesi gün İstanbul’a dönmeyi kararlaştırırlar. Sabahleyin Recep torunlarının kararını Büyükhanım’a haber verir. Gençler kahvaltıdan sonra yukarı çıkıp onunla vedalaşacaklardır. Kahvaltıdan kalkınca Nilgün’ün başı döner, midesi bulanır. Gidip uzanır. Durumu gitgide ağırlaşır. Sonunda beyin kanamasından ölüverir. Gençler şaşırırlar, üzüntüden ne yapacaklarını bilemezler. Büyükhanım ise yukarıda, onların gelip vedalaşmasını bekler. Recep’i çağırır, ama o da gelmez. Aşağı inmeye çabalar, beceremez. Yatağına uzanır, yorganını başına çeker. Ev tam bir sessizliğe bürünmüştür. Hasan istasyona gider. Büfeden aldığı gazeteleri merakla, kaygıyla gözden geçirir. Nilgün’le ilgili bir haber çıkıp çıkmadığına bakar. Trene binerek Cennethisar’dan ayrılır.

Karakterler

Recep

Recep Karataş. Kardeşi İsmail gibi o da, annesinin Doktor Selâhattin’le evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelmiştir. İki kardeş “sakat”tırlar: Recep cüce, İsmail ise topaldır. Recep’in düşünme tarzında neredeyse büyüsel denebilecek bir yan vardır: Yunus Peygamber’i düşünmesi, mide, vb. hakkında mistik yaklaşımı. Özellikle Büyükhanım, onu hep olumsuz imgelerle düşünür, ukala olduğunu, vb. söyler, sürekli aşağılar.

Fatma

Romanda, Büyükhanım ya da Babaanne olarak da anılır. Roman başladığında, kocası Doktor Selâhattin öleli yıllar olmuştur. Nilgün, Faruk ve Metin’in babaannesidir. Recep, kocası Selâhattin’in evlilik dışı çocuğudur. “Doksan yaşında” (s. 18).

Hasan

Piyangocu İsmail’in oğlu. On sekiz yaşındadır. Olayları anlatma şeklinden, okulla sorunları olduğu anlaşılır. Babasının okulla ilgili beklentisine karşılık veremez, ülkücü harekete katılarak, kimlik-kişilik sorununu çözmeye çalışır. Lise ikiden İngilizce ve Matematik derslerinden beklemeli (s. 66).

Faruk

Tarihçi, üniversite hocası, doçent. Evlenmiş, ama çocuğu olmamıştır. Boşandığı eşi Selma bir başkasıyla evlenmiştir.

Metin

Cennethisar’a geldiğinde (1980 yazı), lise ikiyi bitirmiştir. En büyük emeli zengin olmaktır, sürekli Amerika hayaliyle yaşar (s. 41). Kız kardeşi Nilgün'le zıt kutuplardadırlar. Büyükanne’ye evi yıktırtıp, yerine apartman yaptırılmasını önerir. Zenginlerin çocuklarına özel ders verir (s. 46). Markaya düşkündür. Ceylan'dan hoşlanır.

Nilgün

Nilgün Darvınoğlu. Cennethisar’a geldiği yaz (1980) itibarıyla sosyoloji bölümünün birinci sınıfını bitirmiştir. Metin’in yorumu: “Tam bir komünist o” (s. 48). Annesi, o üç yaşındayken ölmüştür. Bir tür sevgi-nefret ilişkisiyle ona bağlanan çocukluk arkadaşı Hasan’ın dövmesi sonucunda, beyin kanaması geçirerek ölür. Beyaz Kale romanının kurgusal anlatıcısı Faruk, çalışmasını ona adayacaktır.

Selâhattin

Selâhattin Darvınoğlu (1881-1942), Büyükhanım’ın kocasıdır. Siyasi yaşamın düş kırıklıklarını gidermek üzere kendini 48 ciltlik bir ansiklopedi hazırlamaya vermiştir. Daha sonra hiçbir zaman bitiremeyeceği ciltlerin sayısını 54'e çıkarır (s. 147). "Günde iki şişe” (s. 17) içki içer. Pozitivist bilim anlayışı olan birisidir.

Ceylan

Metin’in sevdiği kız.

Hasan'ın arkadaşları

Mustafa ve Serdar.

İkincil karakterler

Doğan Darvınoğlu, bir süre Erzincan iline bağlı Kemah ilçesinde kaymakamlık yaptıktan sonra, Cennethisar'a, annesinin yanına döner.

Doğan

Doğan Darvınoğlu (1915-1967). Fatma’yla Selâhattin’in oğlu. Kemah’ta kaymakam olarak çalışmış; daha sonra bu görevinden istifa ederek, Cennethisar’a, annesinin (Babaanne Fatma Darvınoğlu) yanına yerleşmiştir. Faruk, Nilgün ve Metin’in babası. O da babası gibi bir yerden sonra kendini içkiye verir.

Gül

Gül Darvınoğlu (1922-1964). Doğan Darvınoğlu’nun eşi. Faruk, Nilgün ve Metin’in annesi. Gül’den zayıf, sessiz, varla yok arası birisi gibi söz edilir. “Kedi”ye benzetilir.

İsmail

Millî Piyango satıcısı; Recep’in kardeşi; topal.

Metin’in arkadaşları

  • Cüneyt (s. 89)
  • Fahrünnisa (Fafa)
  • Fikret (s. 48)
  • Funda: Vedat’ın kız kardeşi. "Bu yıl" (1980) lise biri bitirmiş, İtalyan Lisesi’nde
  • Gülnur (s. 87)
  • Hülya: Turan’la “kırıştırmaya” başlamıştır (s. 47)
  • Mehmet (İngiliz kız arkadaşı Mary)
  • Selçuk ve kız kardeşi (s. 48)
  • Turan
  • Turgay
  • Vedat
  • Zeynep

Cennethisar esnafı

  • Çaycı Cemil
  • Sütçü Nevzat ve karısı Cennet
  • Kasap Mahmut
  • Bakkal Nazmi
  • Balıkçı Rasim
  • Eczacı Kemal Bey ve Eşi

Rıza

Gebze Kaymakamlık Arşivi'nde görevli.

Orhan ve Şevket

Orhan (Pamuk) ve Şevket (Pamuk) da, kısa birkaç cümleyle romanda yer alırlar.

Orhan Pamuk'un gözlemleri

Orhan Pamuk'un Sessiz Ev üzerine gözlemleri, romanın daha iyi anlaşılması açısından son derece önemlidir. Aşağıdaki alıntıların hepsi, yazarın çeşitli yazılarını bir araya getirdiği Öteki Renkler'den olup, sayfa numaraları 1. baskıya (İstanbul: İletişim, 1999) gönderme yapar:

  • Yazarın romanına bakışı
Kitaplarımın içinde gençlerin en çok Sessiz Ev'i sevdiğini biliyorum. O kitapta benim gençliğime ilişkin, gerçekten benim ruhuma ilişkin bir şeyler olduğu için belki de... Sessiz Ev'de yer alan gençlerin her biri bendim. Her birinde gençliğin ayrı ayrı ruh hallerini kurcaladım ve eğlendim. (s. 132)
  • Romandaki aileler üzerine
Bu aileleri ise, buna yakın çevrelerde yetiştiğim, bunlara benzeyen babaanneleri, amcaları tanıdığım için, bir ölçüde, peki, kolayıma geldiği için anlıyorum. (s. 131)
  • Sessiz Ev'in doğuşu üzerine
Sessiz Ev'in birçok ilham kaynağından biri de dedemin anneanneme yazdığı bazı mektuplardır... Dedem yüzyıl başında hukuk okumak için Berlin'e gidiyor. Gitmeden önce anneannem Nikfal ile nişanlıyorlar onu. Dedem de, Berlin'de hukuk okurken, İstanbul'daki nişanlısına pek çok mektup yazıyor. Bu mektupların havası biraz Selâhattin Bey'in Fatma'ya ders vermesine benziyor... Anneannemin tepkisinin ise ilgisizlik ve "günah, yasak" çevresinde dolandığını biliyorum... Aralarındaki mutsuz ilişkiyi hayal edince, Sessiz Ev'i kurmaya başlamış oldum. (s. 132; vurgu eklenmiştir)
  • Sessiz Ev'in gençleri üzerine
Romandaki gençler çevresi, araba yarıştırmak, evlere toplanıp kafayı çekmek, diskoteğe gitmek, sahilde buluşup vakit öldürmek gibi ayrıntılar da 1970'lerin başındaki Bayramoğlu Sahil Mahallesi'nden benim ve arkadaşlarımın hikâyelerinden çıkmadır. Yazları bir dönem oraya gitmiştik. Babalarından araba alıp, yarıştırıp parçalayan, ama çok fazla da yaramazlık yapmayan bu gençlerin içinden geldim ve onları tanırım. Romanı yazarken onları sevgiyle hatırladım. (s. 132)
  • Selâhattin Bey üzerine
... Günümüzde ülkesini yalnızca kültürle ve radikal olarak değiştirmeyi amaçlayan daha az çıkıyor. Selâhattin Bey'in ansiklopedist torunları ise ne yazık ki onun gibi kendi istedikleri ansiklopedileri yazamıyorlar. Bugün bir düşünce ithalatçısı olarak da Selâhattin Bey kadar radikal değiliz, bence. Sonuç olarak Selâhattin Bey gibilerini küçümsediğim sanılsın istemiyorum. (s. 131)

Sessiz Ev'in aldığı ödüller

Sessiz Ev'in çevirileri

  • Fransızca
La maison du silence, çev. Münevver Andaç (Paris: Gallimard, 1988).
  • Hollandaca
Het huis van de stilte (1983).
  • İspanyolca
La casa del silencio (Metáfora Ediciones, 2001).
  • İsveççe
Det tysta huset, çev.: Dilek Gür (Stockholm : Norstedt, 1998).
  • İtalyanca
La casa del silenzio, çev. Francesco Bruno (Milano: Frassinelli).
  • Rusça
Тихий дом (Tihij dom) (1983).
  • Yunanca
Το σπίτι της σιωπής, çev. Panayotis Arabacis (Atina: Pataki, 1994).

Kaynakça

  • Aksungur, Bilal
    • Orhan Pamuk'un Romanlarında Şahıslar Kadrosu, Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale OnSekiz Mart Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Tez No: 160927.
  • Aral, Fahri (yay. haz.)
    • Orhan Pamuk Edebiyatı. Sempozyum Tutanakları (İstanbul: Sabancı Üniversitesi, 2006).
  • Ecevit, Yıldız
    • Orhan Pamuk'u Okumak (İstanbul: Gerçek, 1996).
    • Türk Romanında Postmodernist Açılımlar (İstanbul: İletişim, 2006).
  • Güllü, Nuray
    • "Sessiz Ev" Üzerine Bir Metindilbilim Çalışması, Yüksek Lisans Tezi, On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Tez No: 32187.
  • Karakaşoğlu, Yasemin
    • Fünf Stimmen im lautlosen Haus (Weisbaden: Harrassowitz, 1993). [kaynakça: s. 107-112]
  • Kılıç, Engin (der.)
    • Orhan Pamuk'u Anlamak (İstanbul: İletişim, 1999).
  • Kırkoğlu, Serdar Rifat
    • "Bir Zaman Romanı: Sessiz Ev", Çağdaş Eleştiri Dergisi, 1984.
  • Pamuk, Orhan
    • Öteki Renkler: Seçme Yazılar ve Bir Hikâye (İstanbul: İletişim, 2006).
      • Not: S. 130-133, Orhan Pamuk'un Sessiz Ev üzerine bir söyleşisini ve gözlemlerini içerir.
  • Tezcan, Asuman
    • 1980 Sonrası Toplumsal Değişimin Orhan Pamuk'un Romanlarına Yansıması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gazetecelik Anabilim Dalı. Tez No: 62869.
      • Not: Hem Sessiz Ev, hem öteki Orhan Pamuk romanlarının tarihsel, toplumsal, yazınsal art alanını genel çizgileriyle vermesi açısından son derece yararlı bir çalışma.
      • Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi adresinden PDF dosyasına ulaşılabilir.
  • Uğurlu, A. Ayşegül
    • Orhan Pamuk Romanında Atmosfer, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı. Tez No: 142641.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.