Fırat-Dicle Seferi

Fırat-Dicle Seferi
İran-Osmanlı savaşları


Sefer öncesi ve sonrası
Tarihİlkbahar 1515 - Yaz 1517
Bölge
Ortadoğu
Sonuç Kesin Osmanlı zaferi
Coğrafi
Değişiklikler
Güneydoğu Anadolu, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye Osmanlı hakimiyetine girdi
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Safevi Devleti
Komutanlar ve liderler
Bıyıklı Mehmet Paşa
Divane Hüsrev Paşa
Şadi Paşa
İdris-i Bitlisi
Karaçin Ahmed Bey
Çerkez Hüseyin Bey 
Pir Hüseyin Bey
Halil Eyyubi
Atak Ahmed Bey
Sason Ali Bey
Palu Cemşit Bey
Bedir Bey
Seyyid Ahmed Bey
Ustaclu Kara Han 
Nur Ali Halife 
Kangırıl Sultan
Çuka Sultan 
Hüseyin Bey
Ustaclu Süleyman 
Velihan Bey 
Yegan Bey 
Durmuş Bey
Saru Bey 
Çatışan birlikler
Diyarbakır kuvvetleri
Karaman kuvvetleri
Amasya kuvvetleri
Kürt ve Türkmen aşiretler
Karahan kuvvetleri
Nur Ali Halife kuvvetleri
Bağdat kuvvetleri
Güçler
  • Yaz 1515 | 5-6 bin
  • Sonbahar 1515 | 20-25 bin
  • Bahar 1516 | 30-40 bin
  • Kış 1517 | 10-15 bin
  • Yaz 1515 | 5-6 bin
  • Sonbahar 1515 | 8-10 bin
  • Bahar 1516 | 20-25 bin
  • Kış 1517 | 3-5 bin
Kayıplar

Toplam 15-20 Bin

  • Safevilere karşı 5-6 Bin
  • Mercidabık'ta 10-14 Bin

Toplam 45-85 Bin

  • Safevi 15-25 Bin
  • Memlük 30-60 Bin
Yenişehir Muharebesi'nin bir minyatürü

Öncesi

Sona kalan kardeşini de Yenişehir Muharebesi'nde ortadan kaldıran Yavuz Sultan Selim, Şehzadelik dönemlerinden beri yakından takip ettiği ve gittikçe tehlikeli olmaya başlayan Şah İsmail ile uğraşmaya başladı. Bir süre devam eden diplomatik ilişkiler yerini savaşa bıraktı. 1514'te İran Seferi'ne çıkan Osmanlı ordusu, 23 Ağustos'ta günümüz İran sınırlarında kalan Çaldıran'da Safevi ordusunu hezimete uğrattı. Ardından Azerbaycan ve İran içlerinde faaliyet gösteren Osmanlı ordusu yaklaşan kış sebebi ile önce Amasya'ya, oradan da yaklaşan Mısır savaşı yüzünden İstanbul'a döndü.

Her ne kadar kış gelmiş ve Osmanlı ordusu Azerbaycan topraklarını boşaltsa da barış imzalanmamıştı. Bu yüzden de savaş devam ediyordu ve cephede ordu bırakılması lazımdı. Bayburt ve Kemah kuşatmalarında kendini ispatlayan Bıyıklı Mehmet Paşa görevlendirildi.

Önemli bir bilim adamı olan İdris-i Bitlisi de Kürt aşiretleri Osmanlı tarafına çekmek için uğraşıyordu. Girişimleri çoğunlukla olumlu sonuçlandı ve Safevi hakimiyetinden mutsuz olan yerel aşiretler Osmanlı sancağı altında birleşmeye başladı.[1]. Bölgenin en önemli şehri olan Diyarbakır'da da halk ayaklanarak Safevi garnizonunu şehirden kovarak Yavuz Sultan Selim'e itaat ettiklerini bildiren delegeler gönderdi[2] Bu girişimlerini başaran Osmanlı İmparatorluğu Fırat Nehrinin karşısına geçmiş oluyordu. Bunun olmasına göz yummayan Şah İsmail, Osmanlı ordularının bölgeyi boşaltmasından faydalanmak istedi. Bunun için de Nur Ali Halife komutasındaki bir orduyu Tunceli'ye, Ustaclu Kara Han komutasındaki bir orduyu Diyarbakır'a gönderdi. Tüm bunları casusları vasıtasıyla[3] haber alan Bıyıklı Mehmet Paşa, kuvvetlerini topladı ve 1515'in baharında Fırat'ı geçti[4].

I. Harekat: Tunceli

Sebebi:

Esasen yerel aşiretlerin hiçbir zaman bağımsız olamadığı bölgedeki beyler, dönemin imparatorluklarının yüksek hakimiyetini tanıyarak varlığını sürdürdü. 1512'de başlayan Nur Ali Halife İsyanı da bölgede büyük krizlere yol açmakla birlikte yerel hükümdar Rüstem Bey'i de idaresinden etmişti.[5] Yurdundan etmesine rağmen Şah İsmail'e bağlı kalıp Çaldıran Muharebesi'nde Osmanlı İmparatorluğu ile mücadele eden Rüstem Bey, yine kazanan tarafta çıkarlarını koruyabileceğini düşünerek Yavuz Sultan Selim'e sığınsa da padişah onu kabul etmedi ve idamını emretti. Babasını öldürten padişahın yanında yer almaktan çekinmeyen Pir Hüseyin Bey de Osmanlı saflarına katıldı.[5]

Ovacık Muharebesi

Ovacık yakınlarındaki Tekir yaylağında Nur Ali Halife'nin karşısına çıkan Bıyıklı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Safevi ordusunu hazırlıksız yakaladı. Sert ve düzenli hücumlara kalkan Bıyıklı Mehmet Paşa, Nur Ali Halife ile birlikte ordusunu da ortadan kaldırdı. Akabinde de bölgedeki Safevi hakimiyetini sonlandırarak asayişi temin eden Osmanlı ordusu Bayburt'a döndü. Bölgenin yönetimi de muharebede yer alan ve ata yurdu olan Pir Hüseyin Bey'e verildi.

II. Harekat: Diyarbakır

Yaklaşık 5.000 kişilik bir kuvvetle Diyarbakır önlerine gelen Ustaclu Kara Han, Diyarbakır halkının yaptıklarına rağmen onlara teslim teklifi sundu. 1515'in başlarında başlayan Diyarbakır Kuşatması yüzünden bölgeye kuvvet gönderilmesi gerektiğini düşünen padişah, Yiğit Ahmed Bey komutasındaki ufak bir kuvveti Diyarbakır halkının yardımına gönderdi. Bir gece vakti gelen Yiğit Ahmed, ani bir baskında kuşatmayı yararak Rum kapısından şehre girmeyi başardı.[6]

Kuşatmanın uzaması üzerine Şah İsmail takviye göndermeye başladı. Diyarbakır'dan gelen yardım talepleri üzerine bu sefer de Bıyıklı Mehmet paşa bölgeye sevk edildi. Amasya Beylerbeyi de Sipahileri ile katılması için emir aldı. Osmanlı ordusu gelene kadar Kürt aşiretlerini örgütleyen İdris-i Bitlisi de yaklaşık 10.000 kişilik bir kuvvet toplamıştı. Kürt aşiretleri Kiğı'da toplanarak Şadi Paşa ve Bıyıklı Mehmet Paşa'ya, 10 Eylül'de Kara köprü civarında katıldı[7]. Kendinden üstün durumda olan Osmanlı ordusu ile çarpışmayı göze alamayan Kara Han ise kuşatmayı kaldırarak Mardin'e çekildi[7]. Şehre girmeyen Osmanlı ordusu ise Kara Han'ı takibe başladı. Mardin'de de durmayan Kara Han ise Sincar'a çekildi.

Cavsak mevkinde toplanan Osmanlı kurmayları tartışmaya başladı. Şadi Paşa ve taraftarları kurak mevsimden dolayı çekilmek isterken Bıyıklı Mehmet Paşa ve taraftarları Mardin'i kuşatmaktan yanaydı. Bu sırada Mardin halkı şehrin kapılarını Osmanlı askerine açtı ancak Safevi garnizonu iç kaleye çekildi. Bu yüzden de kuşatılması gerekiyordu ancak tartışmalar şiddetlendi ve üçüncü günde Şadi Paşa ve kuvvetleri seferden ayrıldı. Bazı Kürt beylerinin de ayrılmak istemesi üzerine, Bıyıklı Mehmet Paşa kışlamak için Diyarbakır'a dönmek zorunda kaldı[8]. Osmanlı kuvvetlerinin çekildiği haber alan Kara Han ise kuvvetleriyle Mardin'e girdi. Bunu haber alan Yavuz Sultan Selim, Şadi Paşa ve maiyetindeki beş sancakbeyini azlederek hapse mahkûm etti[9]. 4 Kasım'da da Bıyıklı Mehmet Paşa Diyarbakır'ın ilk Osmanlı Valisi olarak atandı.

III. Harekat: Koçhisar

Hazırlık:[10]

Bu harekât cephenin kaderini belirleyeceğinden iki komutanda oldukça temkinli davranıyordu. Osmanlı ordusu Diyarbakır'da, Safevi ordusu da Mardin'de karargah kurdu ve iki ordu da merkezlerinden gönderilecek kuvvetleri beklemeye başladı. Karaman Valisi Divane Hüsrev Paşa'ya ve İstanbul'da bulunan bazı subaylara kuvvetleri ile sefere katılmaları için emirler gönderildi. Şah İsmail de Bağdat Valisi Kangırıl Sultan, Hemedan Valisi Yegan Bey ve Çuka Sultan gibi önemli komutanları Kara Han'ın yanına sevk etti. Osmanlı İmparatorluğu, yerel aşiretlerin kendi tarafında olması sayesinde hemen hemen bütün yollara ve geçitlere hakimdi. Bu yüzden Safeviler sevklerini Irak üzerinden yapıyordu ama buna rağmen Sincar'da olduğu gibi baskınlara maruz kalıyorlardı. Osmanlı takviyeleri de yol üzerindeyken Haruput'u kuşatıp ele geçirmeyi başarmıştı.

İdris-i Bitlisî'nin karşı çıkmasına rağmen 2.000 kişilik bir süvari birliğini Harput Valisi Çerkez Hüseyin Bey komutasında Kara Han'ın üstüne gönderildi. Çerkez Hüseyin Bey'in görevi Kara Han ve kuvvetlerine Bıyıklı Mehmet Paşa'nın tuzağına çekmekti. Osmanlı öncülerinin geldiğini haber alan Kara Han ise ordugahı boşaltarak ormana saklandı. Safevi ordugahını boş bulan Osmanlı öncüleri yağmaya başlayınca saklandığı yerden çıkıp taarruza kalkan Safevi birlikleri Kerh Muharebesi'nde Osmanlı süvarilerini tam bir kıyıma uğrattı. Bıyıklı Mehmet Paşa ise mağlubiyetin üzerine takviyeleri beklemeye başladı. Osmanlı ordusu ise hazır olunca Diyabakır'da önemli sayıda kuvvet bırakarak, muhkem mevkisinden ayrılan Ustaclu Kara Han'ın üzerine yürüdü.

1515-16 Osmanlı takviyeleri [11]
Komutan Emir tarihi kuvvet Asker tipi
Divane Hüsrev Paşa 25 Kasım 12.000 Sipahi ve Subaşı
Kethüda Mehmet Çelebi 26 Kasım 400 Bilinmiyor
Garip Mehmet Bey 27 Kasım 500 Ulufeci
Bilinmiyor Bilinmiyor 1.000 Tüfekli Yeniçeri
Sinan ve Bâli Ağalar Bilinmiyor 5.000 Bilinmiyor
Muharebenin Tacü't-Tevarih'de yer alan minyatürü. Bıyıklı Mehmet Paşa sol üstte.

Dizilişler[12][13]

Osmanlı merkezinde 2.000 Tüfekli Yeniçeri ve topçularıyla Bıyıklı Mehmet Paşa yer aldı. Sağ kanatta 6.000 Sipahi ile Karaman Valisi Hüsrev Paşa konuşlandı. Sol kanatta ise 4.000 ile 6.000 kişilik, çoğunluğunu düzensiz Kürt süvarileri yer aldı. Plan ise Çaldıran Muharebesi'nde olduğu gibi Safevi süvarilerine karşı ateş gücü savunması yapıp, düşman düzeni bozulduktan sonra da süvariler ile karşı taarruza kalkmaktı. Ustaclu Kara Han ise ordusunu ikiye böldü ve sol kanada kendisi geçti. Sağ kanada da Bağdat Valisi Kangırıl Sultan'ı verdi. Osmanlı topçuları ve tüfekli Yeniçeriler'i ile karşılamayacağını anlayan Kara Han, kanat süvarilerini püskürtüp merkezi kıskaca almak niyetindeydi.

Muharebe

Muharebe, kuşluk vaktinde Ustaclu Kara Han'ın komutasındaki Safevi sol kanadının, Hüsrev Paşa komutasındaki Sipahilere sert bir taarruzu ile başladı. Kara Han'ın hızlı saldırısı sonucunda Hüsrev Paşa'nın kanadı zor durumda kaldı. Bunu gören Bıyıklı Mehmed Paşa, Yeniçeriler ile Kara Han'ın üzerine taarruza geçti. Bunlar olurken Kangırıl Sultan ve Hüseyin Bey'in sağ kanadı da aşiretlerin bulunduğu Osmanlı sol kanadına sert bindirme yaptı. İş böyle olunca iki tarafında planı tutmadı ve iş askerlerin maharetine kaldı. Osmanlı sağ kanadında Pir Hüseyin Bey çekilmeye yeltendiyse de aşiret beylerinin yardımı sayesinde hattı tutmayı başardı. Osmanlı sağ kanadına saldıran Ustaclu Kara Han ise Karaman ve Diyarbakır ordularının kıskacında kaldı. Safevi süvarileri kıskacı yarmayı denese de her defasında tüfekli Yeniçeriler'in gazabına uğruyordu. Bir arada kalıp düzenli ateş eden Yeniçeriler çok fazla Safevi atlısının ölümüne yol açtı. Bu yarma harekâtlarından birinde ise Kara Han'ın boğazına bir kurşun girdi. Atından düşen Kara Han'ın cansız başını kesen Nasuh adlı bir Yeniçeri, Kara Han'ın başını bir mızrağa takıp havaya kaldırdı. Çok kayıp veren Safevi sol kanadı bir de başkomutanlarının öldüğünü görünce paniğe kapılıp kaçmaya çalıştı ancak çok azı kurtulabildi. Safevi sol kanadının dağılması üzerine Osmanlı ordusu Kangırıl Sultan'ın bulunduğu diğer fırkaya taarruz etti. Çok fazla dayanamayan Kangırıl Sultan ise kaçmayı başardı. Kuşluk vakti başlayan muharebe ikindiye doğru son buldu. Safevi ordusu tamamıyla dağılmış bir durumdaydı. Çoğu komutan ve asker ölürken, kurtulanlar civardaki dost kalelere sığındı. Osmanlı kayıpları ise şöyleydi: 200 Karaman askeri, 150 Kürt, 130 Anadolu askeri ve az sayıda da yeniçeri vardı[14]. Ustaclu Kara Han, Çuka Sultan ve birçok önemli Safevi kumandanlarının başı 26 Haziran'da Büyük Mısır Seferi'ne çıkan Yavuz Sultan Selim'e ulaştı.[14][15]

Gönderilen ikinci ordunun da telef olması üzerine Şah İsmail bölgeye başka kuvvet sevk etmedi. Zagroslar'ın batısında başka Safevi ordusu kalmadığından büyük bir nefes alan Osmanlı ordusu, muharebe alanının pek de uzağında bulunmayan Mardin'i kuşattı. Mardin Kuşatması yeni başlamıştı ki padişah, Bıyıklı Mehmed Paşa'yı Mısır seferine çağırdı.

IV. Harekat: Suriye

Mardin Kuşatması'nda bir miktar asker bırakan Bıyıklı Mehmet Paşa, 3 Ağustos 1516'da Malatya ovasındaki padişahın ordusuna katıldı[16]. Ardından da Yavuz Sultan Selim komutasında Suriye topraklarına giren Osmanlı ordusu, 24 Ağustos 1516'da Kansu Gavri komutasındaki Memlûk ordusu ile karşılaştı.

Mercidâbık Muharebesi:

Osmanlı ordusunun merkezinde yeniçeriler ile Yavuz Sultan Selim, sağ kanatta Zeynel ve Hüsrev Paşalar, sol kanatta da Küçük Sinan ve Bıyıklı Mehmet Paşalar bulunuyordu[17]. Memluk ordusunun da merkezinde Kansu Gavri, sağ kanadında Halep Valisi Hayır Bey, sol kanadında da Şam Valisi Emir Sibay bulunuyordu[17]. Muharebe sabahın erken bir vaktindeki Memluk süvari taarruzları ile başladı. Memlukler'in ikindi vaktine kadar gerçekleştirdiği sert taarruzların hiçbiri ateş gücüne sahip düzenli Osmanlı ordusunu bozmaya yetmedi. Memluk ordusu disiplinden kopunca da Osmanlı karşı taarruzları başlıyordu. İkindi vaktine kadar devam eden bu muharebede Memluk ordusu telef olmuştu ayrıca Memluk Sultanı Kansu Gavri ve Şam Valisi Emir Sibay da maktul düşmüşlerdi.

Mercidabık ovasından kesin zaferle ayrılan Osmanlı ordusu, 28 Ağustos 1516'da tek kurşun atmadan Halep'e girdi[18]. Bıyıklı Mehmet Paşa da Safevi cephesine geri gönderildi.

V. Harekat: Son Taarruz

Yaklaşık 9 ay süren Mardin Kuşatması, Bıyıklı Mehmet Paşa'nın da kuşatmaya katılmasıyla şiddetlenmişti. Yeni gelen toplarla surlarda gedikler açıldı ve yapılan genel taarruzlar sonucunda kale zapt edildi. Kale kumandanı Ustaclu Süleyman Bey ve muhafızlar kılıçtan geçirildi. Bu kuşatma ise Safevilerin bölgedeki son ciddi savunması oldu. Bundan sonraki zamanlarda Urfa, Rakka, Sincar, Cizre gibi kaleler savaşmadan teslim oldu. Hasankeyf Kuşatması garnizonun teslimiyeti ile sona ererken, Musul Kuşatması zor kullanılarak çözülmüştür.

Sefer sırasında gerçekleşen muharebeler/kuşatmalar

1515 - 1517 Fırat-Dicle Seferi
Adı Yer Tarih Osmanlı Komutanı Safevi/Memlük Komutanı Sonucu
Ovacık Muharebesi Tunceli/Türkiye Haziran 1515 Bıyıklı Mehmet Paşa Nur Ali Halife  Osmanlı zaferi
Diyarbakır Kuşatması Diyarbakır/Türkiye 10 Eylül 1515 Bıyıklı Mehmet Paşa Ustaclu Kara Han Osmanlı zaferi
Harput Kuşatması Elazığ/Türkiye 26 Mart 1516 Karaçin Ahmet Bey Bilinmiyor Osmanlı zaferi
Sincar Muharebesi Sincar/Irak İlkbahar 1516 Seyyid Ahmed Bey Çuka Sultan Osmanlı zaferi
Kerh Muharebesi Diyarbakır/Türkiye Nisan 1516 Çerkez Hüseyin Bey  Ustaclu Kara Han Safevi zaferi
Koçhisar Muharebesi Mardin/Türkiye Mayıs 1516 Bıyıklı Mehmet Paşa Ustaclu Kara Han   Osmanlı zaferi
Mercidâbık Muharebesi Halep/Suriye 24 Ağustos 1516 Yavuz Sultan Selim Kansu Gavri  Osmanlı zaferi
Mardin Kuşatması Mardin/Türkiye Mart 1517 Bıyıklı Mehmet Paşa Ustaclu Süleyman Bey  Osmanlı zaferi
Hasankeyf Kuşatması Batman/Türkiye İlkbahar 1517 Bıyıklı Mehmet Paşa Bilinmiyor Osmanlı zaferi
Musul Kuşatması Musul/Irak 1517 Bıyıklı Mehmet Paşa Bilinmiyor Osmanlı zaferi
Sefer sonucu Batı Asya

Sonrası

Bu seferde ele geçirilen yerlerden Kuzey Irak hariç hiçbiri Türk himayesinden bir daha çıkmadı. 16'ncı yüzyılda kısa süreliğine Musul kaybedilse de hemen geri alındı ve I. Dünya Savaşı'na kadar Türk hakimiyetinde kaldı. Sefere katılan Kürt beyleri ekseriyetle Şah İsmail tarafından yurtlarından edilmişti. Bu yüzden de sefere katıldılar ve ödül olarak da Yavuz Sultan Selim tarafından eski yurtları kendilerine imtiyazlı sancaklar olarak iade edildi[19].

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Genel kaynakça:

  • Göyünç, Nejat (1969). Bölüm I. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. ss. 15-34. ISBN 9751604028.
  • Hoca Sadeddin Efendi (1584). Tacü't-Tevarih Cilt IV. ss. 245-290. ISBN 9789751710949.
  • Danişmend, İsmail Hami (1971). I. Selim Dönemi. Topkapı/İstanbul: Doğu Kütüphanesi. ss. 22-41. ISBN 978-9944-397-70-4.
  • von Hammer, Joseph. Yavuz Sultan Selim Dönemi. ss. 165-210. ISBN 9786051804217.
  • Mehmet Ali Ünal, XVI. YÜZYILDA MAZGİRD, PERTEK VE SAĞMAN SANCAKBEYÎLERİ -PİR HÜSEYİN BEY OĞULLAR, ss. 240-250, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/834/10557.pdf4+Eylül+2020+tarihinde+Wayback+Machine+sitesinde+arşivlendi.
  • İlhan, Mehdi (1992). "Bıyıklı Mehmed Paşa". TDV İslam Ansiklopedisi. 18 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
  • Taştemir, Mehmet (2003). "Mardin". TDV İslam Ansiklopedisi. 18 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
  • Göyünç, Nejat (1994). "Diyarbakır". TDV İslam Ansiklopedisi. 11 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
  • Evliya Çelebi. Başhan'dan Diyarbekir'e gittiğimiz. ss. 432-442. ISBN 9750817826.

Anlatımda yer alan bazı bilgilerin Kaynakçaları:

  1. Hoca Sadeddin Efendi (1585). Güneydoğu illerinin bağlanması. ss. 246-251. ISBN 9789751710949.
  2. Danişmend, İsmail Hami (1971). Diyarbekir'in Fethi. Topkapı/İstanbul: Doğu Kütüphanesi. s. 22. ISBN 978-9944-397-70-4.
  3. İlhan, Mehdi (1992). "Bıyıklı Mehmed Paşa". TDV İslam Ansiklopedisi. 18 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
  4. Mehmet Ali Ünal, XVI. YÜZYILDA MAZGİRD, PERTEK VE SAĞMAN SANCAKBEYÎLERİ -PİR HÜSEYİN BEY OĞULLAR, S. 240, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/834/10557.pdf 4 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. Mehmet Ali Ünal, XVI. YÜZYILDA MAZGİRD, PERTEK VE SAĞMAN SANCAKBEYÎLERİ -PİR HÜSEYİN BEY OĞULLAR, ss. 244-245 http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/834/10557.pdf 4 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. Hoca Sadeddin Efendi (1585). Düşmanın Diyarbakır'ı kuşatması. s. 253. ISBN 9789751710949.
  7. Göyünç, Nejat (1969). Bölüm I. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. s. 18. ISBN 9751604028.
  8. Göyünç, Nejat (1969). Mardin'in ilk zaptı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. s. 20. ISBN 9751604028.
  9. Göyünç, Nejat (1969). Kumandanlar arası ihtilaf. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. ss. 20-21. ISBN 9751604028.
  10. Göyünç, Nejat (1969). Bölüm I. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. ss. 21-24. ISBN 9751604028.
  11. Göyünç, Nejat (1969). Kuvvetlerin takviyesi, alınan tedbirler. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. s. 21. ISBN 9751604028.
  12. Göyünç, Nejat (1969). Bıyıklı Mehmed Paşa ve Karahan arasındaki nihâî muharebe. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. s. 26. ISBN 9751604028.
  13. Hoca Sadeddin Efendi (1585). Tacü't-Tevarih Cilt IV. s. 266. ISBN 9789751710949.
  14. Göyünç, Nejat (1969). Bıyıklı Mehmed Paşa ve Karahan arasındaki nihâî muharebe. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. s. 29. ISBN 9751604028.
  15. Danişmend, İsmail Hami (1971). Yavuz'un Akşehir'e musavalatı. Topkapı/İstanbul: Doğu Kütüphanesi. s. 25. ISBN 978-9944-397-70-4.
  16. Danişmend, İsmail Hami (1971). 3 Ağustos 1516. Topkapı/İstanbul: Doğu Kütüphanesi. s. 26. ISBN 978-9944-397-70-4.
  17. von Hammer, Joseph. Merci Dabık Muharebesi. s. 207. ISBN 9786051804217.
  18. Danişmend, İsmail Hami (1971). Yavuz'un Halep'e girmesi. Topkapı/İstanbul: Doğu Kütüphanesi. s. 29. ISBN 978-9944-397-70-4.
  19. Mehmet Ali Ünal, XVI. YÜZYILDA MAZGİRD, PERTEK VE SAĞMAN SANCAKBEYÎLERİ -PİR HÜSEYİN BEY OĞULLAR, ss. 240-252 http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/834/10557.pdf 4 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.