Bursa'daki gayrimüslimler

Bizans İmparatorluğu zamanından beri Bursa şehrinde Hristiyan ve Yahudi toplumları yaşamaktaydı. Bursa Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolüne geçtikten sonra da gayrimüslim toplumlar Bursa'da yaşamaya devam etti. 1831 yılında Bursa’da 10.552 hane müslüman ve 5.586 hane gayrimüslim yaşamaktaydı.[1] Kiliseleri, sinagogları, cemaat okulları, idari yapıları ve yargı kurumları bulunan gayrimüslim azınlıklar, Osmanlı tebaası ve birer Osmanlı milleti olarak yaşadılar. Bursa'nın Osmanlı dönemindeki ticaret, zanaat ve tarım etkinliklerinde, kentin gelişiminde, Müslümanların olduğu kadar Rum, Ermeni ve Yahudi nüfusun da önemli bir payı olmuştur. 1915 olayları ve 1923 Nüfus Mübadelesi sonucu Bursa'nın Hristiyan nüfusu büyük ölçüde azaldı. Yahudi nüfus ise İsrail'in kuruluşundan sonra giderek azalmıştır. Günümüzde Bursa'da gayrimüslim olarak ancak 60 civârında Yahudi vatandaşın yaşadığı tahmin edilmektedir.[2]

Bursalı Ermeni Kadınlar

Bursa'nın Gayrimüslim Cemaatleri

Bursa'da Rum, Ermeni ve Yahudi olmak üzere belli başlı 3 gayrimüslim millet yaşamaktaydı. Osmanlı'nın dini esas alarak oluşturduğu millet sistemi içinde yer alan bu azınlık grupları da kendi içlerinde farklı cemaatler şeklinde yaşamaktaydı.

Bursa Rumları

Bizans döneminden kalan ve Bursa'da yaşamaya devam eden Rumlardır. Bursa'nın Osmanlı tarafından fethi sırasında hisar içinde 7 mahalle ve 7 kiliseleri bulunmaktaydı. Bu kiliselerden bazıları camiye çevrilmiş[3] (e.g. Üftade ve Şahadet Camileri ve Lalaşahin Medresesi), bazıları Osmanlı devri boyunca korunmuş ve cemaate hizmet etmiş, bazıları ise yıkılmıştır. Bizans mimarisi ve gümüş kubbesiyle dikkat çeken Saint Elias Manastırı (ya da Saint Elia, Gümüşlü Kümbet), Osman Bey'in vasiyeti üzerine yıkılarak Orhan Bey tarafından bugünkü Osman Gazi Türbesi olarak bilinen yere defnedilmiştir.[4][5][6]

Bizans döneminde Uludağ manastır ve keşişleriyle ünlü, kutsal bir dağ olarak görülür ve bu dağa Olympos ya da Theoupolis (Tanrı Kenti) denirdi. Gerçekten de dağda 147 adet manastır bulunmaktaydı. Osmanlı'nın fethinden sonra keşişlerin yerini dervişler almaya başlamıştır. Osmanlı da bu dağa Keşiş Dağı demiştir.

19.yy'ın ortasına kadar Bursa'da 3 ayrı Rum cemaati bulunuyordu. Fetihten önce en büyük cemaat Surdibi'nde, bugünkü Zafer Plaza'nın karşısında yaşardı ve Agios Ioannes Prodromos adında büyük bir kiliseleri vardı. Başka bir grup I. Murad zamanında Demirkapı'dan göç ettirilen ve Demirkapı Mahallesi'ni kuran Rum cemaati idi. Bu cemaatin de bir kilisesi bulunuyordu. Simaviyan'dan göç ettirilip Kayabaşı Mahallesi'ni kuran Rumlar ise ayrı bir cemaatti. Agion Apostolon (Türkçesi: Aziz Havariler) adlı bir kiliseleri bulunuyordu. Bursa'nın Balıkpazarı (Suk-u Semek, Pazarı Mahi) mahallesi de Rum mahallesi idi.

Şehir merkezi dışında, Bursa'nın köy ve kazalarında da çok sayıda Rum cemaati yaşamaktaydı. Bursa'nın kazalarından Tirilye (Triglia), Mudanya (Moutania), Gemlik (Kios), İznik (Nikaia), Mustafakemalpaşa (Kirmasti), Karacabey (Mihaliç), Kurşunlu (Eligmoi) ve Gölyazı (Apolloniada) belli başlı Rum-yoğun yerleşim yerleriydi. Öyle ki, Tirilye Belediyesi (belediye başkanı Kasroğlu İstefani Ağa ve tüm üyeler) tamamen Rumlardan oluşuyordu. Aynı şekilde Gemlik Belediye Başkanı da Andronikos Efendi adında bir Osmanlı Rum vatandaşıydı[4].

Bursa Ermenileri

Bursa Ermenileri çoğunlukla Setbaşı'nda yaşardı. Öyle ki, Setbaşı bir Ermeni mahallesiydi[7] Semtin ileri gelenlerinden Nişan Taktakyan’ın ipek fabrikası o tarihlerde bulunduğu caddeye yani İpekçilik caddesine isim verdiği gibi, mahalle sakini Ermenilerin çoğunluğu ipekçilik üzerine çalışıyordu[7].

Setbaşı İpekçilik caddesinde Aziz Meryem Ana (Surp Asdvadzadzin, Bogosyan) Ermeni Kilisesi ve avlusundaki Ermeni okulu (Boğosyan Ermeni Okulu) bulunuyordu. Kiliseden günümüze arda kalan yalnızca iki katlı bir köşk. Bu köşk dönemin önemli din adamlarını misafir etmiş ve kimi kaynaklara göre de Metropolitlik olarak cemaatin idari binası şeklinde kullanılmıştır[7].

19. yüzyılda Ermenilerin bir kısmı Fransız misyonerlerin etkisinde kalarak, kadim Gregoryen inancını terk edip Katolik ya da Protestan mezhebine geçmiş ve kendi kiliselerini kurmuşlardı. Ancak, Protestan ve Katolik Ermeni cemaatlerine verilen kilise inşa hakkı, kadim Gregoryen Ermeni toplumuna verilmemekteydi. Zaman içinde artan Gregoryen Ermeni nüfusuna mevcut kilise yeterli gelmediği için, cemaat kiliseyi yıkıp yerine daha büyük bir kilise yapmak üzere gerekli izinleri almıştır. Bursa tarihine "Kilise Meselesi" olarak geçen olayda, 1794 yılının Ramazan ayının 28. günü yenilenen ve 6 kubbeli çok yüksek bir yapı halini alan kilise, Hoca Kadın önderliğinde bin kadar müslüman kadın tarafından, tamirin maksadını aşarak yapıyı büyüttükleri ve yükselttikleri iddiasıyla hedef alınmış ve bitişiğindeki evlerle birlikte kilise yakılmıştır. Cahil halk kitleleri, bir grup müslüman din adamının yaydığı "Bursa'ya bu kilise yüzünden yağmur yağmıyor" şeklindeki tahrikler ile galeyana gelmiş ve Ermeni toplumunun ibadethanesini yerle bir etmiştir[8]. Sadrazam tarafından olayın failleri tespit edilip cezalandırılmış ve kilise (Aziz Meryem Ana Kilisesi) yeniden inşa edilmiştir.

19. yüzyılda Bursa Yahudileri

Bursa Yahudileri

Bursa Mayor Sinagogu

16. yüzyıl kayıtlarına göre 1.200 kişi olan cemaatin nüfusu, 19. yüzyıla doğru 3.500-4.000 kişiye ulaşmış. O yıllar Bursa Yahudilerinin en kalabalık dönemidir. 1948’den sonra İsrail’e büyük bir göç oldu. 1960-1965 yıllarında Bursa’da 250 kadar Yahudi yaşıyordu. Bugün Bursa’da yalnızca 60 Yahudi yaşıyor.

Bursa'da Romanyot, Sefarad ve Aşkenaz olmak üzere her 3 Yahudi kavmi de ikamet etmekteydi ve her bir cemaatin de kendine has birer havrası (sinagogu) bulunurdu. Altıparmak Caddesi’nin yanında bulunan Yahudilik diye tabir edilen semtte (Arap Şükrü Sokağı) yaşarlardı. Aynı yerde üç sinagog vardı: Geruş, Mayor ve Etz Ahaim Sinagogları[9]. Günümüzde Bursa Yahudileri çok küçük bir cemaat olarak yaşamaktadır. Arap Şükrü Sokağı'ndaki Geruş ve Mayor Sinagogları açık ve kullanılmaktadır. Cemaat azlığı nedeniyle devamlı bir din adamı yoktur; sinagoglar yalnızca bayramlarda ve Şabat günlerinde, İstanbul'dan gelen bir haham ile açılmaktadır. Bursa’da yaşayan ve yaşamakta olan başlıca aileler: Baruh, Saydon, Behar, Nahmiyas, Toledo, Eskenazi, Deleyon, Levi, Saban, Araf, Tovi, Kohen aileleridir.

Cemaatin şehirdeki tek mezarlığı olan Merinos Kavşağı'ndaki Yahudi Mezarlığı'nın, son yıllarda Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin Stadyum Meydanı Projesinin tam ortasında kaldığı için, istimlak edileceği söylentileri basında yer almış ve cemaati tedirgin etmiştir[10].

Bursa'da Azınlık Kurumları

Bursa Evgenidia Rum Okulu, 1918

Bursa'da, Osmanlı döneminde Darüşşifa'nın dışında gayrimüslim azınlıkların da hastaneleri bulunmaktaydı. Rumların hastanesi, Kırkmerdiven'in yanındaki Balibey Hanı'nda sekiz odadan oluşan bir mekandı. Bu hastane, 1799 yılında Kocanaib Mahallesi'ndeki bir konağa taşınmıştır. Setbaşı İlkokulu'nun bulunduğu yerde ise, Boğosyan Ermeni Okulu'nun yanında bir Ermeni Hastanesi vardı[11].

Bursa'da azınlık cemaatlerinin okulları da bulunmaktaydı. 19. yüzyılda Rum Ortodoks cemaatinin Bursa ve kazalarında öğretim yapan 81 okulu vardı. Bu okullar Zarifiye diye adlandırılırdı. İstanbullu Rum banker ve hayırsever Evgenidis'in yaptırdığı Evgenidia Rum Okulu 1922'ye kadar eğitime devam etmiştir. Ermeni Gregoryen toplumunun okullarında Türkçe, Ermenice, Fransızca, matematik, vokal müzik, piyano ve el işi dersleri verilmekteydi. Protestan Ermeniler, çocuklarını koleje ve Amerikan Misyonu'nun okullarına göndermekteydi. Kolejde aritmetik, coğrafya, cebir, geometri, fizik, botanik dersleri verilmekteydi. Pères Augustinus de Assomption Fransız Okulu, 1888'de din adamlarının Bursa'ya gelişlerinden hemen sonra açılmıştı. Ayrıca, 19. yüzyılda Bursa'da Yahudi cemaatinin de iki Alliance okulu vardı.

Gayrimüslimlerin Bursa'daki Kültür Mirası

Gayrimüslimlerin Bursa'daki kültürel mirası, ne yazık ki günümüze kadar gerektiği gibi korunamamıştır. Öyle ki, Bursa'nın günümüz sakinlerinin çok azı, en fazla 90 yıl öncesine kadar müslümanlarla birlikte, hatırı sayılır sayıda gayrimüslim halkın da Bursa'da yaşadığını bilir.

  • Bursa Kent Müzesi, fotoğraf, bilgi ve tarihi dokümanları ile, Bursa'daki gayrimüslimlerin Bursa toplumunun tarihindeki varlığına dair bir ölçüde tanıklık sağlamaktadır.
  • Setbaşı İpekçilik caddesinde bulunan Aziz Meryem Ana (Surp Asdvadzadzin, Bogosyan) Ermeni Kilisesi ve avlusundaki Boğosyan Ermeni Okulu, Ermeni cemaati tehcir ile şehirden göç ettirilince önce sinema (Muallimler Birliği Sineması), daha sonra nikâh dairesi olarak kullanılmış, en son 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında da dönemin yöneticileri tarafından verilen emirle yıkılarak şimdiki Setbaşı İlköğretim Okulu'na dönüştürülmüştür. Kiliseden günümüze arda kalan yalnızca iki katlı bir köşk. Bu köşk dönemin önemli din adamlarını misafir etmiş ve kimi kaynaklara göre de metropolitlik olarak cemaatin idari binası şeklinde kullanılmıştır. Tarihi bina belediye tarafından önemsenmemekte ve çürümeye terk edilmektedir.
  • 1831'de Setbaşı'nda kurulan Ermeni Katolik Kilisesi, 1923’ten sonra tütün deposu olarak kullanılmıştır. Şubat 2016'da basında çıkan bir habere göre, zaman içinde mülkiyeti şahsa devredilen tarihi kilise, bir internet alışveriş sitesinde 1,5 milyon dolardan satışa çıkarıldı[12][13]
  • Şehirdeki eski protestan kilisesi, Bursa'da yaşayan Hristiyan toplumunun ibadethane talepleri üzerine, 2004 yılında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser'in girişimleriyle Bursa Fransız Kilisesi (Bursa Protestan Kilisesi) olarak restore edilmişti. 2015 yılında cemaatlerin belediye ile yaptıkları protokolün sona erdiği ve belediye tarafından kilisenin tahliye edilmesinin talep edildiği iddia edildi[13][14].
  • Mübadele öncesinde Gölyazı (Apolyont) Rum toplumunun ibadethanelerinden biri olan Aziz Panteleimon Kilisesi (bazı kaynaklara göre Agios Georgios), Bursa Nilüfer Belediyesi tarafından restore edildikten sonra 2014 yılında Gölyazı Kültürevi olarak kullanıma açıldı[15].
  • Şehrin simgelerinden Setbaşı'ndaki Mahfel Kahvehanesi de Kurtuluş Savaşı'na kadar bir Bursalı Ermeni tarafından işletilir ve Vorpahnam Gazinosu adıyla anılırdı[6][16].

Gayrimüslimlerin Bursa Ekonomisindeki Rolü

Bursa'daki gayrimüslim esnafın toplu olarak sayısını veren herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte şeriye sicilleri (mahkeme kayıtları) arasında konuyla ilgili çok sayıda bireysel belge yer almaktadır. Bu belgelerden hareketle Bursa'daki zimmîlerin (gayrimüslimlerin) büyük ölçüde hayatın her alanıyla ilgili meslekleri ifa ettikleri söylenebilir. Zira belgelerde doğrudan veya dolaylı olarak birçok zimmînin hangi meslek erbabından olduğu belirtilmektedir. Bu listelerde Bursa'daki gayrimüslimlerin kuyumculuk, boyacılık, çilingirlik, kutnuculuk, bakkallık, terzilik ve kürkçülük alanlarında yoğunlaştıkları anlaşılmaktadır.

Gayrimüslim esnaf ve tüccar da, Müslümanların tabi olduğu esnaf teşkilâtının içinde yer alır ve bu teşkilatça hazırlanan nizamnamelere göre faaliyet gösterirlerdi. Böylece zimmî esnafın faaliyetlerinin kontrol altında tutulması, vergilerinin alınması ve daha da önemlisi toplumdan soyutlanmaması sağlanmaktaydı[17].

Bursa esnafı arasında ortak iş kurma oldukça yaygındı. Gayrimüslimler de çoğunlukla kendi dindaşlarıyla ortak iş yapmanın yanında dindaşı olmayanlarla da ortaklık kurabiliyorlardı. Örneğin, Musa veledi David, Kemal veledi Aslan ve Bayram veledi Haydar adlı Yahudiler kendi aralarında, Anastas veledi Zefiri ve Fota veledi Yorgi adlı Rumlar kendi aralarında, Bağdadioğlu Dimitraki de Seyyit Ali Çelebi'yle birlikte şirket kurmuştu[17].

Konuyla ilgili arşiv vesikalarına bakıldığında Bursa'daki gayrimüslimler müstakil olarak üretim ve ticaret yapmalarının yanında zaman zaman müslümanlarla da ortak iş yapmışlar, şehrin pek çok çarşı ve hanlarında dükkân sahibi olmuşlar, müslüman esnafla komşuluk yapmışlar, esnafı ilgilendiren vergilere ortak olmuşlardır.

Kurtuluş Savaşı'nı takip eden yıllarda Mübadele ve öncesinde Ermeni Tehciri nedeniyle Rum ve Ermeni nüfus büyük ölçüde kentten tasfiye edilmişti. Bursa nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturan gayrimüslimlerin önemli bir kısmı esnaf, zanaatkar ve tüccardı. Gayrimüslimlerin yerine gelen mübadele göçmenlerinin büyük bölümü ise çiftçiydi. Üstelik bunların bir bölümü farklı kültür ve gelenekler taşımakta, kimi tek kelime Türkçe dahi bilmemekteydi. Durumun yarattığı toplumsal ve ekonomik karmaşa, Cumhuriyet yönetimi için aşılması gereken ciddi bir sorun olmuştur[4][6].

Rakamlarla Gayrimüslimler

1831 yılında Bursa’da 10.552 hane müslüman ve 5.586 hane gayrimüslim yaşamaktaydı[1]. Gayrimüslimlerden 2.800’ü Ermeniydi. 1881/82–1893 yılları Osmanlı genel nüfus sayımında Bursa merkezinin nüfusu 89.663 müslüman, 31.907 gayrimüslim olmak üzere toplam 121.590 olarak tespit edilmiştir. 1881-1914 arası Hüdavendigâr vilayetinin % 10-15'i Rumlardan oluşuyordu[4]. İkinci büyük grup şehir merkezi ve vilayetin kuzeydoğu kısımlarında (İnegöl, İzmit, İznik, Orhangazi/Pazarköy)'de yaşayan Ermenilerdi. Gemlik'in (Kios) % 92'si, Mudanya'nın (Moutania) % 69'u, Tirilye'nin (Triglia) % 95'i, Mustafakemalpaşa'nın (Mihaliç) % 87'si Rumdu[4]. Günümüzde 60 civarında Yahudi vatandaşımız Bursa'da yaşamaktadır. Ayrıca, sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte 100 kadar Hristiyan vatandaşımız da Bursa'da yaşamını sürdürmektedir[14].

Bursa'nın Ünlü Gayrimüslimleri

  • Bursalı ünlü hekim Aristidi Paşa, Rum asıllıydı. Paşa’nın Hıfzısıhha (Sağlığı Koruma) adlı 4 ciltlik kitabı vardır. Bu kitaplar 1911 ve 1916 yıllarında iki cilt olarak basılmıştı.
  • Bursa’nın en önemli zenginliği olan ipeğin ülkemizdeki en büyük uzmanı da kuşkusuz Kevork Torkomyan’dı. Ermeni asıllı olan Torkomyan, Bursa’da ipek böceği yetiştirilmesi ve ipek endüstrisi konusunda çalışmalar yapmıştı. 1870’li yıllarda yurtdışında bu alanda eğitim gören Torkomyan, ünlü veteriner Pastör’den de dersler almıştı. Türkiye’ye dönüşünde, 1888 yılında İpekçilik semtine ismini veren İpekçilik Enstitüsü’nü kurup öğrenci yetiştiren Torkomyan’ın bu alanda birçok kitabı da vardır.
  • Bursalı Ermeni asıllı Ohannes Deroyentz birçok kitabı olan ve gazete çıkarmış olan bir yazardır.
  • 1879 yılında bir Bursa turnesinde tanıştığı Ahmet Vefik Paşa aracılığı ile aralarında Ahmet Fehim, Küçük İsmail gibi oyuncularla birlikte Bursa Osmanlı Tiyatrosu'nu kuran Tovmas Fasulyeciyan.
  • Bursa'nın zamanında en önemli tiyatro sanatçısı Harutyun Aleksanyan’dı. 1878 yılında tiyatroya başlayan sanatçı, Bursa’nın ünlü tiyatro grubu olan Fasulyacıyan ve Minakyan grubunda çalıştı.
  • Bursalı Ermeni asıllı ünlü yorumcu ve besteci Bimen Şen. Kazpar Dergazaryan adlı bir Ermeni rahibin oğluydu. Bursa’da Surp Astvadzadzin Kilisesi’nde güzel sesiyle dikkat çekince, daha 8 yaşında iken kilisede ilahiler okumaya başladı. Şen’in ilahi okuduğu günler, çok sayıda dinleyici gelmekteydi. Dinleyiciler arasında hafızlar bile bulunurdu. Bir gün kendisini Hacı Arif Bey dinledi ve sesini çok beğendi. Daha sonra Hacı Arif Bey’in önerisiyle İstanbul’a gitti. Burada Hagopos Kıllıyan ve Lemi Atlı’dan ders aldı. Çok sayıda plak yaptı ve sattı. Gazinolarda yıllarca solistlik yaptı, konserler verdi. Atatürk kendisini dinledi. Çok sayıda bulunan bestelerinden en ünlüsü, “Yüzüm şen” adlı hüzzam bestesiydi. “Şen” soyadı da, bu şarkı nedeniyle verilmişti. Şen’in 600-800 arasında bestesi bulunduğu söylenmektedir. Bestekârın 221 notalı şarkısı, Şamlı İskender tarafından eski harflerle basıldı.
  • Şair ve müzisyen Agop Efendi.
  • Mudanya'nın önde gelen ailelerinden Vlahopoulolar.
  • Gemlik'in önde gelen ailelerinden Zafiridiler. Hayırsever Todoraki Zafiridi.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Kaplanoğlu, Raif (2 Temmuz 2015). "Bursa'da Gayrimüslim ve Mübadele Kültürü". Çağdaş Gazeteciler Derneği, Bursa Şubesi. 21 Ekim 2016 tarihinde Bursa’da Gayrimüslim ve Mübadele Kültürü kaynağından |url= değerini kontrol edin (yardım) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016.
  2. Niyego, Dora (25 Kasım 2015). "Bursa'da Yahudi yaşamı". Şalom. 6 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016.
  3. Kaplanoğlu, Raif. "Bursa Kiliseleri". Bursa Araştırmaları Dergisi. 15 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016.
  4. Özil, Ayşe. Anadolu Rumları. Kitap Yayınevi. 2016
  5. "Bursa'nın Türbeleri ve Mezarlıkları". 22 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2016.
  6. Bursa Kent Müzesi
  7. Kavık, Zübeyr (4 Temmuz 2014). "Setbaşı Mahallesi'nde Bursa Ermenilerinin silinen tarihi saklı". Agos. 21 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016.
  8. Güzel, Kadir (12 Ekim 2014). "Bursalı Kadınlar Yağmur Yağmıyor Diye Ermeni Kilisesini Yaktı". KadirGüzel.com. 21 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016.
  9. Güleryüz, Naim A. "Bursa'da Yahudi Yaşamı". Türk Musevi Cemaati. 22 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2016.
  10. "Tarihi Yahudi Mezarlığı taşınacak mı?". Odatv. 13 Ağustos 2014. 21 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2016.
  11. Bursa Kent Müzesi.
  12. Kaymaz, H. (25 Şubat 2016). "Sahibinden 1,5 milyon dolara satılık "kilise"". Hürriyet. 28 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2016.
  13. Diler, G. (2 Mart 2016). "Bursa'da iki kilisenin başına gelenler". Agos. 22 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2016.
  14. Saymaz, İ (23.02.2016). "Radikal yazdı; Bursa'daki kilise Hristiyanlar'a kaldı 24 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi." Radikal. Erişim: 22.10.2016.
  15. "Gölyazı Kültürevi, Nilüfer Belediyesi". 22 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2016.
  16. "Mahfel'in Tarihi". 31 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2016.
  17. "Osmanlı Döneminde Bursa'da Gayrimüslim Esnaf. Bursa Tarihi Çarşı ve Hanlar Birliği. Erişim: 22.10.2016". 22 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2016.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.