2011 FA Cup Finali

Manchester City'nin 1-0 kazanarak finalist olmaya hak kazandığı, Manchester United'la oynanan, yarı final karşılaşması sonrası.

Manchester City Premier League ekibi olduğundan turnuvaya üçüncü turdan başladı. Takım, ilk maçında Leicester City deplasmanından beraberlikle ayrıldı. Taraftarların başlattığı bir kampanyayla, Manchester City ekibi maçı ölümcül bir hastalıkla mücadele eden eski forveti Neil Young'a adadı.[7] Young Manchester City'nin Leicester City'yle karşılaştığı 1969 FA Cup Finali'nde gol kaydetmişti.[8] Manchester City maçın henüz 46. saniyesinde Sol Bamba'nın Leicester korneri ardından kaydettiği golle geriye düştü. İlk yarı bitmeden James Milner ve Carlos Tevez'in golleriyle üstünlüğü ele geçiren takım, ikinci yarının ortalarında Andy King'in beraberlik golüne engel olamayınca, karşılaşma 2-2 sona erdi.[9] FA Cup statüsü gereği maçın tekrarı bir hafta sonra Manchester Şehir Stadyumu'nda, City'nin evinde, oynandı ve ev sahibi ekip karşılaşmayı 4-2 galip tamamladı. Sonraki turda Notts County ile eşleşen ekip, Meadow Lane'de oynanan maçta Neal Bishop'ın 59. dakikadaki golüyle kupadan elenme tehlikesiyle karşılaştı. Ancak 80. dakikada Micah Richards'ın ortasına ayak koyan Edin Džeko, bir FA Cup sürprizini engelleyerek turu Manchester'de oynanacak tekrar maçına taşıdı.[10] Bu maçtan itibaren kupayı kazanma yolunda gol yemeden ilerleyen City, evinde oynanan üç mücadelede, Notts County'i tekrar maçında 5-0, Aston Villa'yı 3-0 ve Reading'i 1-0 mağlup etti. Wembley Stadyumu'nda oynanan yarı finalde ezeli rakibi Manchester United'ı Yaya Touré'nin golüyle 1-0 yenen takım, böylece oynadığı 11 FA Cup yarı final maçında dokuz kez turu geçme başarısı yakaladı ve 1981'den sonra ilk kez kupada finale yükseldi.

Bir başka Premier League ekibi olan Stoke da mücadelesine üçüncü turdan başladı; ilk maçında Galler ekibi Cardiff City ile eşleşti. Michael Chopra'nın golüyle geriye düşen Stoke, Tuncay Şanlı'nın ilk yarı biterken attığı golle eşitliği sağladı. Rakibine birçok pozisyon veren Cardiff buna rağmen maçı tekrara taşımayı başardı.[11] Cardiff City Stadyumu'nda oynanan tekrar karşılaşması, eşitlik bozulmayınca uzatmalara taşındı. Jonathan Walters'ın golleri Stoke City'e 2-0'lık galibiyeti getirdi.[12] Dördüncü turda bölgesel rakiplerinden Wolverhampton Wanderers'la karşılaşan Stoke, 80. dakikada Robert Huth'le öne geçti. Wolves son dakikada kazandığı penaltıyla karşılaşmayı tekrara götürme şansı yakaladıysa da, Thomas Sørensen Nenad Milijaš'ın penaltısını kurtarınca turu atlayan Stoke oldu.[13] Sonraki turda League One lideri Brighton & Hove Albion'u 3-0'la geçen ekip, altıncı turda West Ham United'a rakip oldu.[14] West Ham karşısında Huth ve Danny Higginbotham'ın kaydettiği gollerle 2-1 kazanan Stoke, dördüncü kez FA Cup'ta yarı finale yükseldi.[15] Bolton Wanderers karşısında 5-0'lık çok rahat bir galibiyet alan 148 yaşındaki Stoke City kulübü, tarihinde ilk kez bir FA Cup Finali'nde oynama hakkı kazandı.[16] Finale çıkmayı başaran takım, finaldeki rakibi Manchester City'nin lig sıralamasında Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı garantilemesi dolayısıyla, 2011-12 UEFA Avrupa Ligi'ne katılmayı da garantiledi.[17]

Maç öncesi Abide with Me sunumu.

Maç öncesi takımlar dizilmiş halde.

Tarihte ilk defa FA Cup finali bilet fiyatları 100 £'un üzerine çıktı. En pahalı bilet önceki sezona göre %22'lik artışla 115 £'tan,[19] en düşük bilet ise 5 £ artışla 45 £'tan satıldı.[20]

İki takıma da maç için 25.000 kişilik yer ayrıldı; yarı final maçlarında ise bu rakam 32.000 kişiydi. Seyirci kontenjanları Stoke City'nin 21.000 sezonluk kombine bilet sahibi taraftarı için yeterli olurken, Manchester City'nin 36.000 sezonluk biletli seyircisi için yetersiz kaldı.[21] Bazı taraftarlar mağdur edildiklerini beyan etti;[22][23] tepkilere Stoke City başkanı Peter Coates de sayıdan memnun olmadığını ve iki kulübe 30.000 civarında koltuk verilmesi gerektiğini belirterek katıldı.[24]

2010-11 FA Cup'ta oynanan diğer tüm maçlarda olduğu gibi, maç topu Nike'ın sahibi olduğu, Manchester merkezli spor malzemeleri firması Umbro tarafından sağlandı. Umbro Neo Pro isimli top 14 parça tasarımlıydı ve kırmızı-mavi renklendirilmişti. Maçta kullanılan toplar önceki Çarşamba günü getirilirken, başlanma vuruşunda kullanılanı maç günü stadyuma getirildi.[25]

Geleneksel kupa finali marşı, "Abide with Me" ("Benimle Kal"), üç erkek vokalistten oluşan Tenors Unlimited grubu tarafından seslendirilirken, Stacey Solomon millî marş, "God Save the Queen"'i söyledi.[26]

2006 yılından beri İngiltere Futbol Federasyonu'nun başkanı olan Prens William FA Cup finalinin genellikle onur konuğu olmuş ve 2007 ile 2010 yıllarında final organizasyonuna katılmıştı. Ancak Catherine Middleton'la yeni evlenmiş olması nedeniyle 2011 finaline katılamadı.[27]

Prensin yerine Birleşik Krallık başbakanı David Cameron Wembley Stadyumu'ndaki törende madalyaları veren isim oldu.[28] Kupayı ise, bir Manchester City taraftarı olan ve Afganistan'da verdiği hizmetler sebebiyle Askeri Nişan'la ödüllendirilmiş, Britanya Ordusu'nda onbaşı olan Mark Ward verdi. Maç sonrası kupa kazanan takım kaptanı Carlos Tevez'e verildi.[29]

Stoke City teknik direktörü Tony Pulis final maçı için rakiplerini favori gösterirken,[31] Manchester City'nin başındaki isim Roberto Mancini bu durumun bir risk unsuru olduğunu belirtiyordu.[32] Maç öncesi iki takımın kilit oyuncuları Manchester'dan Carlos Tevez[33] ve Stoke'tan Matthew Etherington'un hazır olmayacağı endişeleri mevcut olsa da[34] her iki oyuncu da karşılaşmaya başlayabildi.

Maçın başlamasıyla birlikte Mancini'nin Manchester City'si favori yakıştırmasına uygun olarak üstün olan taraftı. Takımın %59'luk topa sahip olma oranı ve 23 gol girişimine karşı, Stoke City yalnızca biri kaleyi bulan 9 atakla karşılık vermişti. Tony Pulis maç sonrası açıklamasında "Manchester City daha iyi olan ekipti. Maçı kazanmayı hak ettiler."[35] demiş, Roberto Mancini ise zaferi Manchester City taraftarlarına armağan etmişti.[36]

Manchester City karşılaşmaya pozisyonlar üreterek başladı; bu ataklarda tehlike kaleci Thomas Sørensen tarafından engellenirken, Stoke City ilk yarı boyunca defansif görüntüde kaldı. Yaya Toure'nin 11. dakikadaki uzak mesafeli şutu az farkla dışarı çıkmış; Mario Balotelli'nin 24'te ceza sahası köşesinden yaptığı plase vuruşu ise Sørensen kurtarmıştı. 26. dakikada Stoke defansından kurtulmayı Carlos Tevez'in sert şutu da yine Sørensen'de kaldı.

Stoke takımı devre arasından sonra düzelse de, Manchester City 56. dakikada sağ tarafta hareketlenen Tevez'in başlattığı ani atakta, yerini alamamış Stoke defansı arasında boşluk bulan David Silva ile önemli bir pozisyon yakaladı. Tevez topu Silva'ya aktarmayı başardı ancak ilk anda topa vurmayı düşünmeyip oyalanan Silva'yı Stoke City defansı yerini alarak engelledi.

Yalnızca beş dakika sonra, Stoke adına maçtaki tek kaleyi bulan şutta Kenwyne Jones ciddi bir fırsat buldu. Matthew Etherington'un City defansını aşan ortasında Jones kaleciyle karşı karşıya kaldı ama Joe Hart açıyı kapatıp tehlikeyi önlemeden önce bir şut çıkarmayı başaramadı. Matthew Etherington'un durumu hakkındaki şüpheler, oyuncu 63. dakikada kenara alınınca tekrar ortaya çıktı.[37] with Stoke City still in the game at 0-0 as it stood.

Maçın 74. dakikasında Sørensen Yaya Touré'nin pozisyonunda etkisiz kaldı. Kalecinin gelişigüzel yumrukladığı topa iyi vuran oyuncu takımını 1-0 öne geçridi. Stoke City golden sonra Manchester City ceza sahasına gönderilen uzun toplarla beraberlik aradı ancak ciddi bir tehlike yaratamadı.