Timurluların Avrupa ile ilişkileri

Timurluların Avrupa ile İlişkileri, Türk-Moğol hükümdarı Timur ve Avrupa hükümdarları arasında, yayılmacı bir politika izleyen Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bir uzlaşma yürütmeye çalışmak amacıyla 15. yüzyılın başlarında gelişti. Timurlular 14. yüzyılın başlarından beri Müslüman olmasına rağmen, Osmanlı Türkleri ve Mısır Memlûkluları ile aralarında güçlü bir muhalefet vardı.[1]

Timur'un VI. Charles'a Mektubu, 1402

Kendini Gazi (veya "fatih") olarak tanımlamasına rağmen Timur, Avrupa ile nispeten dostane ilişkiler sürdürdü.[1] O dönemde Avrupa, Osmanlı Türklerinin orduları tarafından tehdit ediliyordu ve yeni müttefikler açısından umutsuzdu. Timur da Avrupa devletlerini Osmanlı ile olan savaşı için müttefik olarak gördü. 1399'da Hindistan'a yaptığı seferden sonra Timur, 1400'de Halep ve Şam'ı aldı.[2] Osmanlı hükümdarı I. Bayezid ile Temmuz 1402'de Ankara Muharebesi'ni yaptı ve onu yendi.

İspanyol ve Fransız krallıkları ile olan ilişkiler

Ankara Muharebesi'nden önce, Yüz Yıl Savaşı sessiz bir aşamada seyrederken, Avrupa'daki birçok şövalye ve silahlı adam yurt dışında maceralar aradı ve bunlardan bazıları Timur'un ordusunda görev yaptı. Hizmetinin koşulları tam olarak bilinmese de ''Jacques du Fey'' adında Fransız bir toprak sahibinin Timur adına bir hizmet yürüttüğü kaydedilmiştir. Bu konuda bilinen şey, Timur'un bu Fransız'ı ülkesinin Osmanlılar'a karşı yürüttüğü ve felaketle sonuçlanan Niğbolu Muharebesi'ne katılabilmesi için saldığıdır. Savaştan sonra Osmanlı sultanı birçok mahkumun infaz edilmesini emretti, ancak Timur tarafından Osmanlıların Cihad çağrısına cevap vermek için gönderilen Tatar savaşçılar, Jacques du Fey'i tanıdı ve onu infazdan kurtarabildi.

Ankara savaşının tasviri.

Ankara Muharebesi sırasında, iki İspanyol büyükelçisi Timur'la birlikteydi: Pelayo de Sotomayor ve Fernando de Palazuelos.[3] Avrupa'ya saldıran Osmanlı Türklerine karşı Timur ve Avrupa devletleri arasında bir müttefiklik ihtimali vardı. Muhalif olduğu Osmanlılar ve Memlûklulara karşı olan bir düşmanla müttefik olmak Timur açısından geçerli bir sebepti.

Timur'un biyografisi Zafernâme'den (1467) alınan, Bihzâd tarafından çizilen ve İzmir Kuşatması'nı gösteren bu Fars minyatürü, Johns Hopkins Üniversitesi'ndeki John Work Garrett Kütüphanesi'nde saklanmaktadır.

Özellikle Osmanlı'nın İstanbul'u uzun süredir tehdit ettiği sıralarda yaşanan bu girişimler yüzyıl önce gerçekleşen Fransız-Moğol ittifakının bir yansımasıydı.[2][4][5][6]

Timur, Johannes de Galonifontibus'u VI. Charles'a büyükelçi olarak gönderdi.[5] Johannes 15 Haziran 1403'te Paris'e geldi. Timur'un mektubu VI. Charles'a teslim edildi. Mektupta onu şöyle tanımladı:

''En yüce, en muzaffer Kral ve Sultan, Fransızların ve diğer birçok ulusun kralı, En Yüce'lerin arkadaşı, dünyanın en hayırsever hükümdarı, birçok büyük savaşın galibi.''

Timur, ticari ilişkilerin gelişmesinin yanı sıra VI. Charles'a saldırı ve savunma amaçlı bir ittifak önerdi. VI. Charles, Timur'un ölümünden kısa bir süre önce bir cevap ve elçi gönderebildi (1405).[7]

İspanya ile ilişkiler de geliştirildi.[1] İspanyol tarihçi Miguel Ángel Ochoa Brun'a göre, Kastilyalı III. Henry saltanatı ile Timur saltanatı arasındaki ilişkiler, ortaçağdaki Kastilya diplomasisinin en önemli bölümüdür.[8] Timur, Hacı Muhammad el-Gazi adındaki bir Çağatay Büyükelçisini Kastilya sarayına mektuplar ve hediyelerle birlikte gönderdi.[3]

Aralık 1402'de Timur, Ankara Muharebesi'ni kazandıktan sonra Anadolunun batı kıyısındaki küçük bir Avrupa karakoluyla çatışmaya girdi. Smirni (bugünkü İzmir şehri) şehrinin kale ve limanı Hospitalier Şövalyeleri tarafından savunuldu. Timur İzmir'i iki hafta boyunca kuşattı ve ele geçirdi. Bu eylem Aragon ve Kastilya'da biraz şaşkınlığa neden oldu.

Timur'un 15. yüzyılda yapılmış bir tasviri.

Ruy González de Clavijo Büyükelçiliği

Kastilya Kralı III. Henry, Timur'un Semerkant'taki sarayına 21 Mayıs 1403'te Ruy González de Clavijo önderliğinde olan ve başka iki elçinin de olduğu bir heyet gönderdi.[1][4][5] 1406'daki dönüşlerinde Timur, İspanya kralını "kendi oğlu" olarak gördüğünü söyledi.

Clavijo'ya göre, Timur'un İspanyol heyetine iyi davranıp Hitay elçilerine (yani Ming Hanedanı]'nın İmparatoru Yongle'nin elçilerine) kibirli davranması tezat oluşturuyordu. Çinli hükümdarın unvanı ''yeryüzünün efendisi'' iken, Timur tarafından bir "hırsız ve kötü bir adam" (Clavijo söylediği şekilde) olarak tanımlanmış ve onun elçileri İspanyol elçilerinin aşağısında oturtulmuştu.[9]

Clavijo'nun Semerkant ziyareti onun Marco Polo'nun seyahatlerinden bu yana geçen yüzyılda çok az Avrupalı tarafından ziyaret edilen Hitay (Çin) hakkında Avrupalılara haberler getirmesini sağladı. Clavijo'nun raporları saptırılmış olmasına rağmen Hongwu İmparatorunun torunları arasındaki son iç savaş hakkında bilgiler içeriyordu. İspanyollar bazı Çinli ziyaretçilerle konuşabildi ve Semerkant ile Hanbalık (Pekin) arasındaki kervan rotalarını öğrendiler. Avrupalı okuyuculara "dünyanın en büyük şehri" olduğu söylenen Hanbalık ve o ülkenin güçlü orduları hakkında bilgiler veren Clavijo, aynı zamanda yanlışlıkla yeni imparatorun Katolikliğe geçtiğini de söyledi.[10] Bu nedenle raporu, 17. yüzyılın başlarına kadar süren ve 1603'te Bento de Góis'in yaptığı ünlü seferin nedenlerinden biri olan, Avrupalıların Hitay'da Hrıstiyanlığın yaygın olduğuna dair inanışını destekleyen faktörlerden biri oldu.

Timur Sonrası İlişkiler

Timur 1405'te öldü. Oğlu Şahruh Osmanlılara karşı mücadeleye devam etti ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Hristiyan Avrupa'dan uzaklaşabileceği yönünde umut yarattı.[11]

Bavyeralı bir maceracı olan Johannes Schiltberger'in 1402'den 1405'e kadar Timur'un hizmetinde kaldığı biliniyor.[5] Ayrıca, çok sayıda Venedik ve Ceneviz tüccarları Sultaniye'de etkindi.[3]

Timur'un hikâyesi, Avrupa'da Oryantalizm ile ilişkili uzun bir mirasa sahiptir. 1590'da Christopher Marlowe tarafından yazılan ''Tamburlaine the Great'' ve 1724'te Handel tarafından yazılan opera Tamerlano gibi yayınlar bulunmaktadır.[2]

Kaynakça

  1. Atiya, Aziz Suryal (1 Ocak 1965). The Crusade in the Later Middle Ages (İngilizce). s. 256. ISBN 978-0-52703-700-0.
  2. ''The Silk Road: Two Thousand Years in the Heart of Asia'' Frances Wood (İngilizce). Books.google.com. s. 136. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2013.
  3. The Cambridge History of Iran (İngilizce). Cambridge University Press. 6 Şubat 1986. s. 375. ISBN 978-0-521-20094-3. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2013.
  4. Sinor, Denis (29 Temmuz 1997). ''Inner Asia'&#39 (İngilizce). Psychology Press. s. 190. ISBN 978-0-70070-896-3. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2013.
  5. Fischel, Walter F. ''Ibn Khaldun in Egypt'&#39 (İngilizce). Books.google.com. s. 106. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2013.
  6. ''Culture and customs of Iran'' by Elton L. Daniel (İngilizce). Books.google.com. s. 25. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2013.
  7. Gifford, John. ''The history of France, from the earliest times, to the present important era'' (İngilizce). C. Lowndes, and sold by W. Locke. s. 355. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2020.
  8. Embajada a Tamorlán (İspanyolca). Editorial Castalia. 1999. s. 19. ISBN 978-8-47039-831-5. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2020.
  9. Levathes 1994. Markham, Clements R. Court of Timour, at Samarcand, AD 1403-6 (İngilizce). Londra: Harlutt Society.. (Levathes quotes a 1970 reprint, with the same pagination).
  10. González de Clavijo & Markham 1859. During Clavijo's visit the capital of the Ming Empire was actually Nankin, rather than Beijing (Cambalu).
  11. Setton, Kenneth M.; Hazard, Harry W.; Zacour, Norman P., (Edl.) (1989). A History of the Crusades, Volume VI: The Impact of the Crusades on Europe (İngilizce). Madison ve Londra: University of Wisconsin Press. s. 262. ISBN 0-299-10740-X.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.