Tezat

Edebiyatta tezat, birbirinin zıddı olan duygu, düşünce ve durumları; aralarında bir ilgi kurarak aynı cümlede, mısrada veya beyitte dile getirme sanatıdır. Hem nazımda hem de nesir de görülebilir.[1] Ayrıca tıbak, mutâbakat, tatbîk ve tekâfu isimleriyle de bilinir.[1]

Tezat sanatının gerçekleşmesi için mutlaka birebir karşıt anlamlı sözcüklerin kullanılması gerekmez. Benzer şekilde, içinde karşıtanlamlı sözcükler olan her satırda da tezat sanatı yoktur. Tezat, şair veya yazarın bilinçli olarak kullandığı bir sanattır ve genellikle eserin bütününe yayılır.

Aşağıdaki örneklerde tezat sanatını meydana getiren sözcükler kalın yazılmıştır:

Aşk derdiyle hoşem elçek ilacımdan tabib
Kılma derman ki helâkim zehri dermanındadır -Fuzulî
Ben şairim o kamet-i mevzunu doğrusu
Sevmem desem de bil ki yalan söylerim sana -Nedim
Kani ol gül gülerek geldiği demler şimdi?
Ağlarım yadıma geldikçe gülüştüklerimiz -Mâhir
Bu harabatta Sâbit olamam sultanım
Dil-i viranımı yapsan da yıkılsam gitsem -Sâbit
Yağsın nesi varsa kâinatın
Yalnız şu derin sükût dinsin -Abdülhak Hâmid
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları -Necip Fazıl Kısakürek

Tezat sanatına düzyazıda da rastlanır:

« En büyük yalan hakikat-i dünyadır. »
« Makber’le Ölü sükût ile feryâddır. (...) Makber -ki âsâr-ı mevcûdemin en âhiridir- fenâ bulmuş bir vücûdun bekâsı için yapıldı. (...) Makber, umumiyyeti itibarıyla pek çok nazarlar için soğuk bir eserdir. Bu soğukluk, yalnız benim kalbimi ihrak eder. »

Kaynakça

  1. "tezat." Turan Karataş. Ansiklopedik Edebiyat Terimleri Sözlüğü. Sütun Yayınları. İzmir. 2011

Ayrıca bakınız

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.