Tek parti rejimi

Tek parti rejimi, devlet yönetimiyle özdeşleşen bir siyasi partinin tek başına yasama meclisi ve hükûmeti oluşturduğu rejimlere verilen addır. Ülkede başka siyasi partilerin kurulmasının yasak olmadığı, ancak devletin tek partiyle yönetildiği de facto durumlara ise tek parti yönetimi denir.[1]

Yönetim biçimlerine göre devletler1
     Tam başkanlık sistemli cumhuriyetler2      Yarı başkanlık sistemli cumhuriyetler2
     Parlamento güvenine tabi olan veya olmayan, yasama organı tarafından seçilen veya atanan bir yürütme başkanının bulunduğu cumhuriyetler.      Parlamenter sistemli cumhuriyetler2
     Parlamenter anayasal monarşiler      Ayrı bir hükümet başkanına sahip olan ancak kraliyet ailesinin hâlâ önemli bir yürütme ve/veya yasama yetkisine sahip olduğu anayasal monarşiler
     Mutlak monarşiler      Tek parti devletleri
     Anayasal hükümlerin askıya alındığı ülkeler(Örneğin askerî diktatörlükler)      Yukarıdaki sistemlerin hiçbirine uymayan ülkeler (Örneğin geçici hükûmetler).
1Bu harita Vikipedi'deki Yönetim biçimlerine göre ülkeler listesi maddesine göre derlendi. Kaynaklar için oraya bakınız. 2Anayasal olarak çok partili cumhuriyet olarak kabul edilen birkaç devlet, ülke dışındakiler tarafından genel olarak otoriter devletler olarak tanımlanmaktadır. Bu harita sadece de jure yönetim biçimini gösterir, de facto demokrasi derecesini göstermez.

Kavram

Parti-devlet bütünleşmesine dayanan tek parti rejimi, modern diktatörlüklere özgü bir yönetim biçimidir. Eski diktatörler genellikle muhaliflerini susturmak ve halkı siyaset alanının dışına itmekle yetinmişlerdir. 20. yüzyıl popülist diktatörleri ise, iktidarı "halktan alma" efsanesini korumaya gayret etmişler, siyasi uyarı ve propaganda işlevlerini en küçük toplum birimine kadar örgütlemeyi hedeflemişler, plebisitler veya benzeri oylama yöntemleriyle "halkın onayını" almaya büyük önem vermişlerdir. Halkı uyarmak ve yönlendirmek görevini üstlenen Parti, bundan ötürü olağanüstü önem kazanarak bazen devletin asli kurumlarının (ordu, polis ve bürokrasinin) dahi önüne geçmiştir.

Tek partili sistemler kendi içerisinde hukuki durumlarına göre üçe ayrılırlar.

  • Gerçek (Reel) Tek Partili Sistemler: Hukuken ve fiilen sadece bir parti siyasi yaşama egemen bulunmaktadır. Bu partinin dışında başka partilerin kurulmasına kesin asla izin verilmez. Başka partiler yasaklanmıştır ve kurulmaları halinde illegal olarak görülürler. Geçici bir sistem değil, tek parti uygulamasının daimi olması öngörülür.
  1. Otoriter tek partiler: Genellikle ulusal entegrasyonu ve bütünleşmeyi, iktisadi kalkınmayı gerçekleştirme veya çağdaşlaşma gibi belirli hedeflere yönelirler. İdeolojik yönleri baskın değildir. Kimi zamanda bir liderin meşruiyetini ve otoritesini desteklemek amacı güderler. Örneğin bazı Arap ülkelerindeki Baas Partileri gibi.
  2. Totaliter tek partiler: Kapsayıcı bir ideolojiye dayanırlar. Parti, ideolojinin gereklerine göre yeni bir toplum modeli oluşturmayı amaçlar. Bu amaca ulaşabilmek için de, sosyal yaşamı tümüyle kontrol altında bulundurma hakkını kendinde görür. Her tür ekonomik, sosyal ve siyasal faaliyete müdahale eder. Komünist ve faşist tek partiler totaliter tek partilerin en bilinen örnekleridir ve bu ülkelerde başka partilerin kurulmasına izin verilmediği gibi toplum tek bir ideolojiye bağlanmaya çalışılır.
  • Hegemonyacı Tek Partili Sistemler: Görünüşte birden çok parti vardır fakat bu şekli bir uygulamadan ileri gitmez. Çünkü mutlak üstünlüğü bulunan parti dışında başka partilerin varlığına izin verilse de bunlar asla gerçek anlamda muhalefet partileri değildir. O yüzden diğer partiler “uydu partiler” (peyk partiler) olarak nitelenirler. Bu küçük uydu partilerin asıl egemen güç olan hegemonyacı parti karşısında rekabet etmeleri ve iktidarın el değiştirmesi mümkün değildir. Örneğin Çin Halk Cumhuriyeti'nde asal güç durumundaki Çin Komünist Partisi'nin dışında başka partilerin kurulmasına izin verilmiştir. Ancak bunlar çoğulcu/demokratik sistemlerdeki muhalefet partilerinden farklıdırlar. Çünkü buradaki uydu partiler iktidar partisinin karşısında onun muhalifi değil, destekleyicisi olarak yanındadırlar. Bu nedenle görünüşte çok partili gerçekte ise tek partili sistem vardır. Bazı görüşlere göre gerçek birçoğulcu demokrasiye geçişin ara formudur.[2]

Ayrıca bu sınıflandırmanın dışında sistemin geçici olmasına veya demokratikliğine bakılarak başka alt türler de eklenebilmektedir.

  1. Geçici Tek Partili Sistemler: Amaç çok partili hayata geçmektir. Tek partili işleyişin geçici bir süreliğine olması öngörülür. Bilinen en net örneği Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kuruluş yıllarındaki Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarda olduğu tek partili dönemdir. Gerçekten de bu dönemdeki amacın çok partili sisteme geçiş olduğu yapılan (başarısız da olsa) değişik denemelerden açıkça anlaşılmaktadır.
  2. Baskın Tek Partili Sistemler: Gerçekte çok partili ve çoğulcu bir uygulama vardır ve aslında tek partili bir rejim olarak sınıflandırmak doğru değildir. Çünkü Birden çok parti yasal olarak bulunur ve eşit (vaya dengeli) şartlar altında faaliyet gösterirler. Ancak içlerinden birisi, sürekli olarak topladığı oy ve parlamentoda sağladığı çoğunluk bakımından diğerlerine oranla çok daha güçlü ve üstündür. Örneğin Hindistan Ulusal Kongre Partisi. Sistem demokratik olduğu için diğer (veya küçük) partiler de muhalefet görevlerini serbestçe yerine getirirler (hegemonyacı sistemin aksine).

Örnekler

Mevcut tek parti rejimleri

Ülke Parti Tek Parti Rejimin Kabulü
Kuzey Kore Kore İşçi Partisi 1948
Çin Çin Komünist Partisi 1949
Küba Cumhuriyeti Küba Komünist Partisi 1959
Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti Laos Halkın Devrimci Partisi 1975
Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti Polisario Cephesi 1975
Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti Vietnam Komünist Partisi 1976
Kamboçya Kamboçya Halk Partisi 1979
Eritre Demokrasi ve Adalet için Halk Cephesi 1991

Eski tek parti rejimleri

Baskı ortamında yapılan 1912 seçimlerinden tek parti olarak çıkan ve Haziran 1913'ten sonra meclisteki tekil muhaliflerin çoğunu tasfiye eden İttihat ve Terakki yönetimi (1913-1918), bazı bakımlardan modern tarihin ilk tek parti rejimi sayılabilir. Rusya'da Kasım 1917'deki askerî darbe ile yönetim el koyan ve bir ay sonraki Duma seçimlerinde diğer partileri tasfiye eden Bolşevik Parti yönetimi, genellikle tek parti rejimlerinin dünyadaki ilk örneği olarak kabul edilir. İtalya'da Mussolini önderliğinde 1922'de iktidara gelen Faşist Parti, 1925'te diğer partileri yasaklayarak tek parti rejimini resmileştirmiştir. Türkiye'de 8 Nisan 1923'te seçilen ikinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sadece bir partinin katılmasına izin verilmiş, Kasım 1924'te kurulan muhalefet partisinin Mart 1925'te kapatılmasıyla tek parti düzeni resmi nitelik kazanmıştır; 1950'de Demokrat Parti'nin iktidara gelişi ile sona ermiştir.

Türkiye

Siyasi partilerin katılmadığı 1908 seçimlerinden sonra, İttihat ve Terakki Fırkasının çeşitli baskı ve zorbalık yöntemleriyle Mecliste mutlak çoğunluğu elde ettiği 1912 seçimleri ("Sopalı Seçim" olarak anılır) Türkiye'de ilk tek partili rejim denemesinin başlangıcıdır.[3]

1913'te İttihat ve Terakki yönetimi belli başlı muhaliflerini idam ve diğerlerini hapsetmek suretiyle siyasi alanda mutlak egemenliğini kurdu.[4] 1919 Kasım ayında yapılan son Mebusan seçimlerinde de, İttihat ve Terakki geleneklerini sürdüren Müdafaa-yı Hukuk teşkilatı, Anadolu illerinden sadece kendi yandaşlarının seçilmesini sağladı. Seçilmeyi başaran muhalif mebuslar, 12 Ocak 1920'de toplanabilen meclisi boykot ettiler.[5]

1920'de toplanan Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde nispeten özgür bir tartışma ortamı korundu ve 1922'de birbirine muhalif iki grup oluşabildi. (Bak. Birinci Grup, İkinci Grup).

Nisan 1923'te yapılan İkinci Meclis seçimlerine sadece Birinci Grup üyeleri arasından devlet başkanı Mustafa Kemal Paşa'nın oluşturduğu tek listenin katılmasına izin verildi.[6] Seçime katılmayı deneyen bağımsız adaylar çeşitli baskılarla çekilmeye zorlandılar. Sonuçta resmi aday listesi dışında iki veya üç bağımsız aday Meclise girebildi.[7] 1923'te Cumhuriyet Halk Fırkası/Partisi'nin kurulmasından sonra, 1927, 1931, 1935, 1939 ve 1943 genel seçimlerine sadece CHP listesi katıldı.[8] CHP'nin 1927 Tüzüğü uyarınca aday listeleri partinin "değişmez genel başkanı" sıfatıyla Cumhurbaşkanı Atatürk—1938'den sonra "Milli Şef" İsmet İnönü—tarafından belirlendi ve ilan edildi.[9]

1930 yılında Atatürk'ün girişimiyle bir muhalif parti (Serbest Fırka) kurma denemesi yapıldıysa da, Serbest Fırka kuruluşundan 3 ay sonra kendini feshetti.[10]

İkinci Dünya Savaşı sonunda, ufukta beliren Sovyetler Birliği tehdidine karşı ABD ve İngiltere'nin diplomatik desteğini kazanmak amacıyla Türkiye tek parti düzenine son verme kararını aldı. 1 Kasım 1945'te İnönü TBMM açış konuşmasında Atatürk'ün de nihai amacının demokrasiye geçmek olduğunu belirterek, '... Tek eksiğimiz hükûmet partisinin karşısında başka parti bulunmamasıdır,' dedi. Aralık ayında CHP'den ayrılan bir grup milletvekili 7 Ocak 1946'de Demokrat Parti'yi kurdular. 1946'nın ilk aylarında birçok yeni parti kuruldu ise de, bunların birçoğu hükûmet tarafından kapatıldı. Örneğin TKP'yle bağlantılı Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi (TSEKP) ve Türkiye Sosyalist Partisi (TSP) gibi sol partiler açılır açılmaz yasaklandı.

21 Temmuz 1946 seçimlerinde Türkiye'nin ilk çok partili tek dereceli seçimleri yapıldı. Ancak bu seçimde de 1912'de olduğu gibi sandık sonuçları güvenli bir şekilde meclise yansımadı. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde ise DP büyük çoğunlukla seçimi kazanarak iktidara geçti.

Türkiye'de 1950 dönemeci, dünyada tek partili bir rejimin savaş veya ihtilal gibi kanlı olaylar olmaksızın serbest seçimlerle sona erdirilmesinin, çok az sayıda, hatta tek örneğidir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel
  1. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kuyaş; Prof. Dr. Feroz Ahmad; Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ersoy; Prof. Dr. Cemal Kafadar; Doç. Dr. M. Asım Karaömerlioğlu; Prof. Dr. Şevket Pamuk; Prof. Dr. Zafer Toprak; Prof. Dr. Mete Tunçay; Özgür Türesay; Jean-Michel Lambin; Annette Becker; Odile Louage; Marie-Anne Matard-Bonucci; Jean-François Sirinelli; Jean Vassort; Jean-Luc Villette; Nicolas Werth; José Zimniak (Aralık 2006). Tarih 1839-1939 [Histoire Première] (1. bas.). İstanbul: TÜSİAD. s. 362. ISBN 9944-405-03-5.
  2. TEZİÇ, Erdoğan, Anayasa, s. 341. "Ara Sistem"
  3. 1912 seçimlerinin ayrıntılı analizi için Ali Birinci, Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Dergâh Yay. s. 120-157. Ayrıca Cemal Kutay, Türkiye İstiklal ve Hürriyet Mücadeleleri Tarihi, cilt 20, İstanbul 1962.
  4. Bu konudaki zengin literatürün özeti için İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Türkiye Yay. 1972, IV.397-401 ve 402-406.
  5. Ali Fuat Türkgeldi, Görüp İşittiklerim, s. 272 vd.; Mahmut Goloğlu, Üçüncü Meşrutiyet, özellikle sf. 48 vd. Rauf Orbay, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e (Hatıralar), haz. Cemal Kutay, III.294 vd. seçimin Sivas ve Ankara'da planlanışına dair ilgi çekici detaylar verir.
  6. Kâzım Karabekir, İstiklal Harbimizin Esasları, s. 138.
  7. Bak. Mete Tunçay, Türkiye'de Tek Parti Rejiminin Kurulması, Yurt Yay. 1981, s. 55-57. Tunçay bağımsız aday Emin (Sazak) Bey'in seçiliş öyküsünü anlatır. Kadirbeyoğlu'nun seçilişinin öyküsü için karş. Ahmet Demirel, Birinci Meclis'te Muhalefet, İletişim Yay. 1995, s. 575-582.
  8. 1924 Aralığında yapılan ara seçimlerde de, Bursa'dan bağımsız aday olan (Sakallı) Nurettin Paşa milletvekili seçilmiştir. (Mete Tunçay, a.g.e., s. 117-120) Atatürk döneminde, CHP'ye muhalif olarak seçilen başka bağımsız milletvekili yoktur.
  9. Tüzüğün tam metni için Tunçay, a.g.e. sf. 382. Tartışma için bak. İsmail Beşikçi, Cumhuriyet Halk Fırkası'nın 1927 Tüzüğü, Yurt Yay. 1991, sf 73-80
  10. Serbest Fırka'nın ayrıntılı öyküsü için Ahmet Ağaoğlu, Serbest Fırka Hatıraları, İletişim Yay. 1994 (yazımı 1938).
Genel
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.