Esat Oktay Yıldıran

Esat Oktay Yıldıran (15 Şubat 1949 - 22 Ekim 1988), 12 Eylül Darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi'nde görev almış Türk subay.[1]

Esat Oktay Yıldıran
Doğum 15 Şubat 1949(1949-02-15)
Ölüm 22 Ekim 1988 (39 yaşında)
İstanbul
Bağlılığı  Türkiye
Hizmet dalı  Türk Kara Kuvvetleri
Rütbesi Binbaşı
Savaşları/Çatışmaları Kıbrıs Harekâtı

Diyarbakır Cezaevi'nde PKK üyelerine işkence yaptırmak ile suçlanmış,[2][3] 22 Ekim 1988 tarihinde tarihinde PKK militanları tarafından İstanbul, Ümraniye'de, eşi ve 2 çocuğu ile birlikte bindiği halk otobüsünde suikasta uğramıştır.

Diyarbakır Cezaevi

Yıldıran, Kıbrıs Savaşı sonrası Diyarbakır Cezaevi'ne bizzat Kenan Evren tarafından yollandı ve iç güvenlik komutanı olarak görev yaptı. Görev süresi boyunca işkence yaptığı iddia edilir;

Hapishanede o yıllarda kalmış olan 32 kadın şöyle demiştir,[4]

  • "Elektrik dahil bütün işkence yöntemlerini yaşadık ama en ağırı cinsel işkenceydi."
  • "Tecavüz ettikleri kadınları kanlı etekleriyle koğuş koğuş dolaştırdılar."
  • "Etekleri başlarımıza geçiriyor, altımızın çıplak olmasını sağlıyor, 'gez' diyorlardı."
  • "Banyodan çıkıp bornozla karşımıza gelip ve bize baka baka mastürbasyon yaptılar."
  • "En büyük işkence başka kadınların çığlıklarını dinlemekti."
  • "11 yaşında ikiz oğulları olan arkadaşımızın, oğullarına işkence yapıp sesini ona dinletmişlerdi."
  • "Lağım sularının içine zorla kadınları soktular."
  • "Çocuğum görüşe geliyor ama bana yapılan davranışlardan dolayı benden korkuyor o hiç sevmediğimiz gardiyanlara sarılıyordu. Çıktıktan sonra da bir süre kızım bana anne demedi."
  • "Serbest bırakıldım ve eve gittim. Beni yıllarca görmeyen annemin bana ilk dediği şey, 'Bunca yıl neredeydin?' olup, kızlık muayenesine götürmek istediğini söyledi."

Osman Karavil (Diyarbakır doğumlu): Koridorda sıra dayağından geçirildikten sonra hücrelere dağıtıldık. Tek kişilik bu yere yedi kişi sığdırıldık. Askerler göründü, 'ellerinizi uzatın' dediler. Hücrenin, kapı ve penceresinden ellerimizi uzattık. Yoruluncaya kadar dövüp gittiler. bu dayaklar, tahminen her yarım saatte bir tekrarlandı. Sonra hücre dayağı düzenine geçildi. günde üç fasıl, sabah, öğlen, akşam...

Mehmet Emin Kardeş (Mardin doğumlu): Dövüyorlar, muhakkak dövdüğü kişinin bir tarafını da kırıyorlardı. "Ne oldu sana ?" diyorlar, "Ranzadan düştüm komutanım" diyorduk. Herkese avuç avuç dışkı yediriyorlardı, bu çok sıradandı. 23'üncü koğuş'ta Y. A. adında bir arkadaşımız vardı. Herkesin gözü önünde ona cop soktular. Cop sokma, dışkı yedirme çok adettendi.

Paşa Akdoğan (Diyarbakır doğumlu): Tıraş kremini, kalın çizgiler şeklinde yüzümüze sürdüler, sonra upuzun ince bir ip getirerek, "tren yapacağız" dediler. Herkesin kamışına ip bağladıktan sonra "koş" dediler. Koşuyoruz ama en ufak bir şekilde geride kalmak herkesi gerdiriyordu ve aynı zamanda hep birlikte oturup hep birlikte kalkmak zorundaydık. Bir süre o şekilde koşturup yat-kalk yaptırdılar. Sonra alt hücrelere indirdiler. Banyo dedikleri de lağımdı. Köpeği öyle alıştırmışlardı ki, tekmil vermediğin zaman saldırırdı. Üzerimizdeki elbiseleri parçalardı ve hiçbir şekilde ona karşı bir şey yapamazdık.

Ahmet Türk, Celal Paydaş, Mustafa Çakmak, Orhan Miroğlu, Selim Çürükkaya, Şükrü Gülmüş, Nurettin Yılmaz ve Gültan Kışanak gibi milletvekillerinin de bu konuda tanıklıkları vardır.

Ölümü

Diyarbakır Cezaevi'nde yaptığı işkencelerden dolayı ölüm orucuna yatan Kemal Pir vasiyetinde cezaevi iç güvenlik komutanı Esat Oktay Yıldıran'ın öldürülmesini istemiştir. 22 Ekim 1988 tarihinde İstanbul, Ümraniye'de, eşi ve 2 çocuğu ile birlikte bindiği halk otobüsünde iddiaya göre "Laz Kemal'in selamı var" denilerek öldürülmüştür.

Esat Oktay Yıldıran'ın mezarı

Popüler kültürde

2009 yılında televizyon dizisi Bu Kalp Seni Unutur mu'da bir bölümde yaptırdığı işkenceler ele alındı. Oğulları Gültekin ve Timuçin Yıldıran tarafından dizinin yapımcısı, yönetmeni ve senaristi hakkında kişinin hatırasına hakaret iddiasıyla şikayette bulunuldu.[5]

Kaynakça

  1. "Esat Oktay Yıldıran ve PKK". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Nisan 2016.
  2. "Diyarbakır Cezaevi'ndeki işkencenin adı: "Beni Öp Haydar"". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Nisan 2016.
  3. "Altan Tan'ın babasını oruç tuttuğu için öldürmüşler". 1 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Nisan 2016.
  4. "İşkencenin izleri hâlâ bileklerimde". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Nisan 2016.
  5. "Bu yargı seni unutur mu!". Radikal. 17 Nisan 2010. 12 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mayıs 2011.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.