Park etme

Park etme, hareket halindeki bir taşıtı genellikle yol kenarı veya otoparkta planlı olarak durdurma ve bir süreliğine hareketsiz olarak bırakma.[1] Park sözcüğü 17. yüzyıl İngilizcesinde "askerî taşıtların ve araç-gereçlerin bırakıldığı yer" anlamında kullanılıyordu. Günümüzdeki park etme anlamı sözcüğün bu fonksiyonundan türemiştir.[1]

Paralel park

Washington'da paralel park edilmiş araçlar.

Paralel park, taşıtların yola paralel olacak şekilde genellikle yol kenarında art arda sıralanmasıdır. Yol genişliğinden tasarruf sağlayan bu yöntem en yaygın park yöntemlerinden biridir.

"Yukarı-yola" kuralı

Yokuş aşağı veya yukarı paralel park etmede, el freninin yetersiz kavraması ya da hiç kullanılmaması gibi nedenlerle aracın hareket etmesi ve kazaya neden olması riski vardır. Özellikle aracın yokuş aşağı bakan tarafında başka araç yoksa ve hareket ettiğinde kendi kendine trafik akışı olan bir yola çıkması ihtimali varsa ciddi kazalara neden olması ihtimali yüksektir.

Bu gibi durumlarda aracın tekerlerinin yokuş yukarı iken bir miktar yola doğru, yokuş aşağı park edilmişse kaldırıma doğru çevirilmesi, aracın istenmeyen bir durumda kaldırıma ya da duvara dayanmasına neden olacağından ilave emniyet sağlayacaktır. Örneğin yolun "sağına", "yokuş yukarı" bakacak şekilde park edilmiş bir aracın tekerleri bir miktar "sola" çevirilmelidir.

Dikey park

Yeni Delhi'de dikey parkedilmiş araçlar.

Dikey ya da enlemesine park, araçların kaldırıma yaklaşık olarak dik açı yapacak şekilde yan yana sıralanmasıdır. Aracın önü veya arkası kaldırıma dönük olabilir. Aracın önünün yola bakıyor olması (geri geri park etme), araç hareket ettiğinde sağladığı görüş açısı nedeniyle daha güvenli bir yöntemdir.

Galeri

Kaynakça

  1. "park." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.