Lapseki
Lapseki (Yunanca: Λάμψακος, Lampsakos), Çanakkale ilinin Anadolu yakasındaki bir ilçesidir.
Lapseki | |
---|---|
İlçe | |
Sloganlar: Tarih, Doğa ve Deniz: İşte Lapsekimiz! | |
Lapseki'nin Çanakkale'deki konumu | |
| |
Ülke | Türkiye |
Bölge | Marmara |
İl | Çanakkale |
İdare | |
• Belediye Başkanı | Eyüp Yılmaz (AK Parti) |
• Kaymakam | Dr. Fatih Çelikkaya [1] |
Yüzölçümü | |
• Toplam | 955 km² (368 mil²) |
Nüfus ([2]) | |
• Toplam | 27,149 |
Zaman dilimi | UTC+03.00 (UDAZD) |
Posta kodu |
17800 |
Gelibolu ile arasında düzenli feribot seferleri yapılmaktadır. İsmini Antik Yunan döneminde bu bölgeye yerleşen bir filozofun kızı olan Lampsakos'dan aldığı sanılmaktadır.
Lapseki kirazları ile ünlüdür ve her yıl Lapseki Kiraz Festivali düzenlenir. Lapsekispor adında bir spor kulübü vardır.
Lapseki Adının Kökeni
Yaklaşık 2500 yıldan beri varlığını koruyan Lapseki’nin tarihine geçmeden önce bu adın nereden geldiğinin ve nasıl oluştuğu bilinmemektedir. Lapseki adının kaynağı ile ilgili araştırmalarda iki rivayetten bahsedilmektedir. Birinci rivayete göre: Lapseki’nin Anadolu’ya yapılan Hellen göçleri öncesi varlığını sürdürdüğü ve Pityausa olarak anıldığı bilinmektedir. Kordos’un sülalesinden olan Foça’da doğmuş, Phoebus (Fobyus)ve Blebüsus isimlerindeki iki kardeş Pityausa’da hükümdar olan kral Mandrom’a hizmet ediyorlardı. Mandrom bu iki kardeşi Foça’lı göçmen kafilesini göndermek üzere görevlendirdi. Kafile Fobus’un nezareti altına girdi. Bu sırada adına Bebrykos’lar denen ve bu bölgede yaşayan yerli halkın saldırısına uğrayan göçmenler tam öldürülecekleri sırada Kral Mandrom’un kızı Lampseke araya girmiş ve göçmenleri ölümden kurtarmıştır. Bu nedenle Hellen göçmenleri Lampseke’ye bir tanrıça gibi tapmışlar ve sonradan ele geçirdikleri Pityausa kentine onun adını vererek şükran duygularını ifade etmişlerdir. İkinci rivayete göre: XVI. yüzyıl gezginlerinden Evliya Çelebi (1611-1682) yazdığı seyahatnamesinde Lapseki’den bu şekilde bahseder: "Deniz kenarından uzak bir bayır ve seki üzerinde incirli bir orman vardı. Türkler incire Löp derdi. İşte burada yapılan bu şehre de incirli seki anlamında Lapseki denilmiştir ki adı Löpsekiden gelir."
Tarih
Kuruluş ve Helenistik dönem
Çok eski bir yerleşim olan ve Antik çağda Pityausa adı ile varlığını sürdüren Lampsakos daha sonraları Fransa’da Marsilya kentini kuran Foçalıların ve ondan sonra da Miletosluların eline geçti. Miletoslular M.Ö. 670 yıllarında koloni kurmak için harekete geçmişler ancak Ege kıyıları daha önceleri koloniler haline geldiğinden daha uzaklara Marmara ve Karadeniz kıyılarına gitmek zorunda kalmışlardır. Çanakkale Boğazında Sestos’un karşısında Abydos’u (Nara Burnu) Kapıdağ Yarımadası'nda Kaykos (Erdek), Khios (Gemlik) ve Mirleia (Mudanya) şehirlerini koloni haline getirdikten sonra Lampsakos’u da (Lapseki) kolonileştirdiler. Bu dönemde Lampsakos’un özellikle şarabı çok ünlüdür. O kadar ki İran Şahları,Darius ve Kserkes buradan şarap getirtirlerdi. Lapseki Marmara’nın girişinde, boğazın kilit noktasında bulunması ve Trakya ile Anadolu’nun geçit yerinde olmasından dolayı tarihinin her devrinde ya işgale uğradı ya da şehrin düzenini bozan büyük göçlerin etkisi altında kaldı. Darius zamanında Anadolu Pers İmparatorluğu’na bağlı birinci derecede dört satraplık bulunmaktaydı. Satraplıklardan Daskilion (Tirilye) şehrine bağlanan Lampsakos her yıl Pers İmparatorluğuna gümüş tazminatı vermeye mecbur kaldı. Perslerin bölgeden çekilmelerinden sonra Lampsakos, Yunan site devletlerinin doğrudan tesiri altında kaldı. Ege Denizi tarihinin klasik çağında (M.Ö. 479-334) Lampsakos’un surlarla çevrilmemiş olduğunu Thoukydides’den öğreniyoruz. Lapseki, Atina-Sparta Savaşları sırasında Atina’ya başkaldırıp Delos Birliği'nden ayrılmak istediği zaman, 24 gemiyle ayaklanmayı bastırmaya gelen Atinalı komutan surlarla çevrilmemiş bu kenti ilk saldırıda ele geçirmiştir. Atina birlikleri 409 yılında kenti tahkim etmişler ve üs olarak kullanarak boğazın kontrolünü ellerine geçirmişlerdir. Atinalıların Lapseki’yi ele geçirip boğazı kontrol altına almaları üzerine Ispartalı Komutan Lysandros, donanması ile Çanakkale Bogazına gelerek Lapseki’yi ele geçirmek ve çevredeki şehirlere gözdağı vermek istemiştir. Atinalılar bu durum karşısında hemen harekete geçerek önlem aldılar. Donanmalarını Avrupa sahilinden Khios istikametine yola çıkardılar. Lysandros, Abydos’tan sahili izleyerek Anadolu kıyısındaki Lapseki’yi kuşattı. Şehre taarruz ederek şehri ele geçirdi. Ispartalıları adım adım takip eden Atinalılar hiç vakit kaybetmeden erzaklarını alıp Lapseki’nin karşısına düşen Aigos-Potamoi’e (Cumalıdere) geldiler. Aigos-Potamoi muharebesi Ispartalı komutan Lysandros’un zaferi ile sonuçlandı ve Lapseki uzun süre Ispartalılar hakimiyetinde kaldı Helenistik dönemde, Lampsakos şehrine ait bilgileri Pausanias’un yapıtlarından öğrenmekteyiz. Pausanias Yunanistan’da, Olimpia’ya dikilmiş komutanların heykelleri üzerine bilgi verirken, Lampsakos şehrine de değinmiştir. Burada, Büyük İskender’in Asya seferi sırasında Lampsakos’a dokunmadan kenarından geçerek Biga istikametinde yoluna devam ettiği belirtilir. Bu olaylardan sonra Lapseki Büyük İskender’in koruyuculuğu altında var olmaya devam etmiştir.
Roma İmparatorluğu Dönemi
Büyük İskender’in ölümünden sonra; Makedonya Kralı V.Pilip, Yunanistan’ı hakimiyeti altına almaya çalışırken Seleukos Kralı Antiochos III’de donanması ile Ege kıyılarını ve Çanakkale Bogazı’ndaki, Lampsakos’u zapdetti. Lampsakos’lular, Anadolu şehirleri içinde bir ilk olarak Roma’ya gönderdikleri heyetle kendilerinin kurtarılmalarını ve yardım edilmesini istediler. (MÖ. 197) Roma ile Selevkoslar arasında yapılan savaş sonunda MÖ. 188 yılında Apamea Kibatos, şehrinde barış antlaşması yapıldı.Lapseki ve Boğazlar Romalıların müttefiki Bergama Kralı Evmenes’in koruyuculuğuna bırakıldı.Sonraki dönemlerde Roma İmparatorluğu Anadolu üzerindeki hakimiyetini daha da arttırarak Bergama ve Bitinya Krallıklarını da ortadan kaldırdı ve böylece bölgede tek güç olarak kaldı. Lapseki de kesin olarak Roma hakimiyeti altına girdi. Bizans dönemi: Roma İmparatorluğu'nun doğu ve batı diye ayrılması ve İstanbul’un Doğu Roma’nın başkenti olması ile beraber Gelibolu’nun Bizans Dönemi'nde ticaret ve liman bakımından önem kazanması dolayısı ile Lapseki’nin eski durumunu muhafaza etmesine imkân kalmadı. MS. 471 yılında Justinianus’un Gelibolu’yu boğazın kontrolü için tahkim etmesi, tersaneler kurması bu şehrin bölgede yeni bir merkez olarak ortaya çıkmasını sağladı. Lampsakos’un eski parlak durumunu koruyamamasının bir nedeni de, yakınlarında bulunan Abydos(Nara Burnu) kentinin, Bizans döneminde Piskoposluk merkezi olması ve gümrük teşkilatının kurularak ticareti kontrol etmesi gösterilebilir. Bugünkü Lapseki şehrinde eski devirlere ait eserler tam olarak gün ışığına çıkmamıştır. 19 yüzyılın sonlarında (özellikle mermer direkli) Antuvan devrine ait eserler bulunmustu. Çıkan buluntuların büyük kısmı Roma egemenliği döneminden kalmadır. İlkçağ kenti Akropolisinin, burada olduğu tahmin edilmektedir. Sözü edilen yerde sur izleri ile toprağa karışmış bol sayıda çanak çömlek kırıkları görülmektedir. Lampsakos şehri zamanla diğer küçük site devletleri gibi eski durumunu kaybetmiştir. Çünkü bu devirlerde küçük şehir devletleri hemen hemen her vakit düşman olan tarafın tuzağına düşerek ortadan kalkarlar, aradan kısa bir süre geçince ya kendileri ya da kendilerine yardıma gelen müttefikleri sayesinde tekrar özgürlüklerine kavuşurlardı.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi
Osmanlılar, Bursa dolaylarında devletleşme yolunda adımlar attığı sırada Çanakkale Boğazı’nın, Anadolu ve Rumeli yakaları da Bizans toprakları içindeydi. Aydınoğulları'ndan Umurbey, Melik İshak, Halil Ece, Saltık Bey;Karesioğullarından Yahşi Bey ve Alaaddin Beyler Anadolu yakasındaki birçok yeri hakimiyetleri altına almışlardır. Bu esnada Gelibolu, Bizansli Tekfur Kantakuzen’in elinde bulunuyordu. Osman Bey zamanında bir aşiret görünümdeki Osmanlı Devleti, Orhan Bey zamanında devlet hüviyetine sahip olmuş ve kuvvetleri ile Karesioğulları ve Saruhan Beylikleri'ni ortadan kaldırdıktan sonra Lapseki ve çevresini de ele geçirmisti. Orhan Gazi zamanında Süleyman Paşa önderliğindeki Osmanlı ordusu Rumeli’ye geçmeden az önce Lapseki’yi fethetmek için yürümüştür.O zaman Bizans’in elinde bulunan Lapseki’ye padişahın fermanını götürmek için üç tane Osmanlı süvarisi görevlendirilmiştir.Bu süvarilerin atları al (kırmızı)renklidir. Süvariler Lapseki’nin tam güneydoğu istikametine geldikleri zamanı takriben o anda ilçeye bir kilometre mesafede küçük bir tepe üzerinde Bizanslılar tarafından şehit edilmişlerdir.Şehidin bir tanesinin cesedi bulunamamıştır.Bu sehitlerin gömüldügü yer halk dilinde “İKİAL ATLI”şeklinde söylenegelmiştir.Bu sehitler için aynı yerde iki adet mezar mevcuttur.1356 yılında ise Orhan Bey’in oğlu Şehzade Süleyman Paşa, Ece Bey, Haci İlbey, Gazi Fazil Bey ve Evranos Beyler Güreci ile Lapseki arasına gelerek ilk defa fetih amacıyla Gelibolu’ya geçtiler. Bu arada Orhan Bey Umurbey’deki kiliseyi camiye çevirdi. Gazi Süleyman Paşa’da, Lapseki’de bugünkü camiyi yaptırdı.
Türklerin Rumeli’ye Geçişi
Osmanlılar’ın Rumeli’ye geçiş olayı tarih kitaplarında farklı şekillerde anlatılmaktadır.Batılı kaynaklar ve bazı tarihçilerimiz Orhan Bey’in düşman saldırıları ile iyice bunalan Bizans İmparatoru Kantekuzenos’a(Kayınpederi) yardım ettiğini ve Sırp ve Bulgar kuvvetlerini Dimetoka Meydan Savaşı'nda yenerek Edirne’yi Bizans adına kurtardığını(MS.1352) Türklerden çok memnun kalan imparator da bu memnuniyetini belirtmek için Rumeli’de,Gelibolu yakınlarında küçük bir kale olan Çimpe Kalesi'ni Türklere üs olarak verdiğini yazarlar.(1354) Böylelikle Türk kuvvetleri, Bizans İmparatorluğu sıkıştığında,Çanakkale Boğazı’nı geçmek zorunda kalmadan hemen yardımına koşacaktı.Bu rivayete göre Türklerin Rumeli’ye geçişinin fetih şeklinde olmayıp,Çimpe Kalesi'nin yardım karşılığında verilmesiyle gerçekleştiği iddia edilmektedir.Öte yandan Hoca Sadettin Efendi,Aşıkpaşazade gibi Osmanlı tarihçileri ise Rumeli’ye geçiş olayını,fetih şeklinde anlatmaktadır.Türk ressamlarının meydana getirdiği konu ile ilgili yagli boya tablolarda görüldügü üzere;Türkler,Rumeli’ye sallar üzerinde geçtiler. Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa ve maiyeti denizden geçişi kolaylaştıracak bir yer ararken Marmara Denizi'nin giriş çıkış kapısı niteliğindeki Lapseki(Çardak) mevkisine geldiler. Gazi Süleyman Paşa, Bugünkü Çardak beldesinde bir mescit yaptırdi. Silah arkadaşları,bölgede keşif yapıp,hareket planlarını hazırladılar. Çardak- Salbaş mevkiindeki, Salbaş Ağacı'nın,(fethin tek canlı tanığı olan,650-700 yıllık olan meşe ağacı 2002 yılında esen sert rüzgârlara dayanamayıp yıkılmıştır.) altında meşe ağacından yaptıkları bir salla dualar okuyarak karşı kıyıya vardılar.Burası Gelibolu ile Bolayır arasında(Bolayır’a daha yakın olan) Çimpe Kalesi yakınlarıdır.Bu hisarın dışında bağda çalışmakta olan bir Rum’u esir alıp, hiç beklemeden aynı salla geri döndüler.Şehzade Süleyman Paşa buna çok sevindi.Rum esire çok iyi davrandi.Rum esiri armağanlara boğdu.Başına şapka ,beline kuşak ve ayağına da çarık verdi.Ona: “Sizin hisarınızda gedik varmıdir,kimse duymadan,görmeden içeri girelim? dedi.O da:”Sizi kimse görmeden hisara koyabilirim.”dedi. Sur duvarlarının harap halini,askerlerin pek çok şeyden mahrum olduklarını bir bir anlattı.Nöbetçi muhafızları gafilane basmak için hizmet edeceğini arz etti.Esir Rum’dan istediğı istediği bilgileri alan Gazi Süleyman Paşa derhal emir verip,deniz kıyısında bulunan yerleşim yerlerinden sığır sürüsü toplattı.Bunların derilerinden yaptırdığı sağlam kösele kayışlar ile,kalın ağaç kütüklerini bağlatarak iki sal yaptırdı.Ertesi gün en cesur silah arkadaşları,Kara Timurtaş Paşa,Balabancıkoğlu,Kara Oğlanoglu;Aksungur,Kara Hasanoğlu,Akça Kocaoglu’nun da aralarında bulunduğu 39 kişi ile birlikte sala bindi. Diğer salda da Evranos Bey,Ece Bey,Fazıl Bey,Haci Il Bey gibi 40 yiğit bulunuyordu.Ayrica savaş için gerekli bütün silahlar, askerlerin ağırlıkları ve ne kadar ihtiyaç varsa hepsi sallara yüklendi.Rahat bir deniz yolculuğundan sonra karanlık bir gecede”seksen dilaver”den meydana gelen bir birlik ile Çimpe Kalesi’ne yakın bir yerden kıyıya çıktılar.Hemen orada şükür namazı kıldılar.Kılavuzluk eden Rum esirin gösterdiği yoldan sessizce giderek hisarin dibine geldiler.Çimpe Hisari’nin önünde,sol tarafta büyük bir gübrelik vardı.Onun üzerinden uzun merdivenlerle Çimpe Hisarı'nın burcuna tırmandılar.Anadolu Yakasın'dan gemi olmadan Rumeli’ye geçmenin imkânsiz olduğuna inanan kale halkının bir kısmı rahat döşeklerinde,bir kismi da kale dışındaki bağlarda uykuya dalmışken,Çimpe Kalesi kolaylıkla ele geçirildi.(1354) Padisah I.Mehmet(Çelebi Mehmet) döneminde(1413-1421) Çali Bey kumandasındaki Osmanlı Donanması ile Pietro Loredano kumandasındaki Venedik Donanması arasındaki savaş Mayıs 1416 tarihinde Marmara adası ile Gelibolu arasında büyük bir deniz savaşi meydana gelmiştir.Yapılan çarpışmalarda Çali Bey ölmüştür.Savaşı kazanan Loredano,ertesi yıl yeniden gelerek Emir Süleyman’in Lapseki’de yaptırdığı kaleyi işgal için topa tutmustur.Karada Hamza Bey’in kumandasında 10 binden fazla bir kuvvetin bulunması sebebiyle başarılı olamamıştır.Yildirim Bayezit’in Boğaz Muhafızlığı'nı Gelibolu’da kurup başına da Sarıca Paşa'yı vermesi (1390) ve Kanuni Sultan Süleyman zamanında buranın Kaptan Pasa eyaleti olmasi dolayısıyla Gelibolu’nun askeri ve ticari yönden önemi her geçen gün daha da artmiştir. Evliya Çelebi (1611-1682),Seyahatnamesinde Osmanlı dönemindeki Lapseki’yi söyle anlatmaktadır.”Deniz kenarında olup hakimi vardir. 150 akçelik kazadır. Halkı Rum ve Ermenidir. 1300 adet bağlı bahçeli,kiremit örtülü yan yana evleri vardır. Bir camii,hanları ve bir hamamı vardır. Çarşısı çok az olsa da bağ ve bahçeleri çoktur.Karpuzu, üzüm turşusu, bulaması ve sırası ünlüdür.”Bu yüzyılda Lapseki’de Yeniçeri serdarı,sipahi kethüda yeri,subaşısı,bacdari,muhtesibi vardı.Ayan'ı azdı.1831'de Sultan II. Mahmud zamanında Şahap Efendi’nin yaptığı Nüfus Sayımına göre Lapseki’de 2442 Müslüman halkın yaşadığı tespit edilmiştir. Şemseddin Sami’nin Kamus-ül-Alam’ında (1888-1900 yılları arasında yazılmış tarih ve coğrafya alanında bilgiler veren bir lügat-sözlüktür.) Lapseki için şu bilgiler verilmektedir.”Biga bağımsız mutasarrafliğina bağlı ilçe merkezi bir kasabadir. Bu ilçe öteden beri bağ ve bahçeleri ile ,dolayısıyla şarapı ile de ünlüdür.Başlıça ürünleri:Buğday,arpa,yulaf,mısır,çavdar,susam,nohut,bakla, anason,zeytin,ceviz ve kestanedir.Hayvan türünden mal varlığı:44.000 koyun ve keçi, 4.000 sigir,5.300 eşek ,250 deve ,120 beygirdir.Tüm ilçe ve köylerinde:40 mescit ve camii,36 okul,5 medrese,2kilise,165 dükkân ve mağaza,8hamam, 25 firin, 1 un fabrikasi , 4 dalyan ve 128 çesmesi vardir.”denilmektedir.
I. Dünya Savaşı'nda Lapseki
Çanakkale Savaşları tüm siddetiyle sürerken Lapseki’nin savaş menzili dışında kalmasi ve stratejik bir konumunun olmayisından ötürü fazla tahribat görmemis ve bilfiil savaşin içinde olmamıştır. Bu savaş boyunca Lapseki bir idari lojistik merkez olarak üzerine düsen görevi yerine getirmiştir. 2 Mayis 1915 yılında Ingiliz Agemennon savaş gemisiyle Monica adli balon gemisi Saroz körfezine girerek Gelibolu ilçe merkezini bombalamislar ve bu bombardimanda ordu karargâhi isabet almis ilçede bir cami yanmis, bir han ve bazı evler yıkılmış, halktan yaralananlar olmuştur Bu durumda halk şehri terk etmeye başlamis bu arada da 5. ordu karargâhinin yerinin değiştirilmesi zorunlulugu ortaya çikmiştir.Gelibolu’da bulunan Ordu Menzil müfettisligi bu suretle Lapseki’ye tasinmiştir.Ayrica Gelibolu’daki erzak ve cephane depoları da Lapseki’ye nakledilmiştir.Bu arada Gelibolu’da bulunan askeri hastane Tekirdag’a tasinmis ve ayrıca Lapseki’de 300 yatakli bir hastane kurulmuştur. savaş sırasında değişik yerlerde yem ve gida ambarları kurulmus ve 23 temmuz 1915 tarihi itibarıyla Lapseki ambarlarında askerlerin ihtiyacı için 8.5 ton ekmeklik un ,36 ton çeşitli erzak ve 8 ton hayvan yemi stoklanmıştır.1914 yılında başlayan savaş sonucu kurulan menzil hastanelerine ilaveten Çanakkale muharebelerinin başlamasıyla bölgede iki hayvan hastanesi teskil edildi. Bu hastanelerden birisi Gelibolu’nun 8 km. güneyinde Münip Bey çiftliginde,digeri ise Anadolu tarafında Çanakkale Lapseki yolu üzerinde SULUCA köyünde idi.Bu hizmetler yapılırken ayrıca 5. ordu menzil müfettisligi bünyesinde Lapseki’de iskele komutanlığı ile bir hizmet bölügü de görev yapmakta idi.
Kurtuluş Savaşında Lapseki
Birinci Dünya Harbinde kendi topraklarında ve diğer cephelerde çarpışan Türk orduları 30 Ekim 1918'de Mondros Ateskeşi'ni imzalamak zorunda kalmisti. Bu antlaşmanın kendilerine verdiği yetkilere dayanarak işgal devletleri yurdumuzun değişik noktalarına asker çıkarmaya ve gerekli gördükleri stratejik konumda olan yerleri işgal etmeye başlamışlardır. Boğazlar'da işgalde ele geçen yerler arasında kalmıştı. Lapseki, Yunanlıların isgal yürüyüşleri sırasında 22 Haziran 1920′de toplu saldırıya geçen Yunanlılar tarafından ele geçirildi.Bu sırada Trakya Bölgesi'nde Kuva-i Milliye teşkilatı tam örgütlenmemişti.Biga ve Lapseki dolaylarında da yeterli bir teşkilat yoktu.Amaç,Fransızlar’ın kontrolündeki Gelibolu Akbaş İskelesi depolarında bulunan silah cephane ve mühimmatı Lapseki yoluyla,Kuva-i Milliye Birliklerine göndermekti. Bu mühimmat, Fransızlardan kaçırılmak suretiyle gönderilmiştir.Olayın duyulmasından sonra Lapseki’ye gelen Fransız harp gemisinin bütün çabaları boşa gitmiş,sadece mühimmatın kaçırılması sırasında esir alınarak, Lapseki’ye getirilmis olan 20 kişilik Fransiz müfrezesi geri verilmiştir.İçinde bulunulan olağanüstü koşullar nedeniyle elde edilen bu başarının önemi çok büyüktür.[3]
Nüfus
Yıl | Toplam | Şehir | Kır |
---|---|---|---|
1965[4] | 23.506 | 3.264 | 20.242 |
1970[5] | 22.812 | 3.341 | 19.471 |
1975[6] | 22.938 | 3.727 | 19.211 |
1980[7] | 23.663 | 4.407 | 19.256 |
1985[8] | 24.473 | 5.057 | 19.416 |
1990[9] | 24.545 | 5.789 | 18.756 |
2000[10] | 26.034 | 8.489 | 17.545 |
2007[11] | 27.204 | 10.612 | 16.592 |
2009[12] | 26.467 | 10.624 | 15.843 |
2010[13] | 26.365 | 10.889 | 15.476 |
2011[14] | 25.952 | 10.737 | 15.215 |
2012[15] | 25.620 | 10.863 | 14.757 |
2013[16] | 25.661 | 11.062 | 14.599 |
2014[17] | 25.987 | 11.462 | 14.525 |
2015[18] | 25.865 | 11.625 | 14.240 |
2016[19] | 25.931 | 11.957 | 13.974 |
Gelenek ve Görenekler
1-Günlük Yasam(Çocukluk Çağı)
Yörede(Lapseki) bir çocuk dünyaya geldiği zaman lohusa şerbeti ikram edilir. Ziyarete gelenler çeşitli hediyeler getirir.Sünnet yatağı gibi yatak hazırlanır.Doğumdan 15-20 gün sonra mevlüd yapılır.Doğan çocuk kız ise altı aylıkken, altı ay kınası yapılır. Bebeğe beyaz kıyafet giydirilir, dümbelekli çalgılı eğlence düzenlenir,gelenler çeşitli hediyeler getirir.Çocuklar diş çıkardığı zaman; diş buğdayı kaynatılır ve misafir çocuklara yedirilir. Hısım ve akrabalardan çocugun dişinin çıktığını ilk gören kişi,çocuğa giyim hediyesi alir.Çocuk ilk adım atmaya başladığında; adım lokumu yapılır. Büyük çocuklara yedirilir ve çocuk koşturulur. Burada adım atmaya çalışan çocuğun sağlıklı bir sekilde yürümesi ve koşması amaçlanmaktadır.Erkek çocukları 7-9 yaslarında sünnet ettirilir. Sünnet çocuğu ata bindirilerek akrabaları şerbet içmeye giderler. Serbet içince bardak kırılır. Çocuğun bardagı kırmasındaki amaç,onun artık delikanli olacağı,güçlü olacağı inancıdır. Sünnet çocugu attan inmek için büyüklerinden hediye ister.
2-Dini Bayramlar.
Ramazan ayı arefesi, Ramazan Bayramı'nı karşılamak üzere akşam ezanından sonra, çocuklar evleri ziyaret ederek,aşağıdaki “Naklava” deyişini hep bir ağızdan söyleyerek evlerden çerez, seker, çikolata gibi hediyeler toplarlar.“Oy naklava naklava, simdi çikti baklava,Baklavanın içi yok, sarı kızın saçı yok, Verecekseniz veriniz, yüreğimizi üzmeyiniz.Hanım abla geliyor,koz dibine iniyor, Kozlar bize geliyor.” Buna “Naklavaya Çıkma”denir. amacı, Ramazan Ayı'nı coşkuyla karşılamaktır. Günümüze kadar ulaşmış bir gelenektir.
3-Hidrellez
Hidrellez senlikleri.6 Mayisi takip eden ilk Pazar günü yapılmaktadır. Senlikler üç taslar denilen mevkide topluca yapıldıgi için üçtaslar olarak da anılmaktadır. Hidrellez gününden bir gün önce, aksam ezanından sonra, bir gülün dibine, ev, araba, okul ve bebek dilekleriyle ilgili resimler çizilir. Ayni sekilde 6 mayis günü ,sabah günes dogmadan önce, deniz kenarında kum üzerine bu tür dilek resimleri çizilir. Sabah namazi zamani geçecek olan Hizir AS.’in bu istekleri kabul edeceğine inanilir. Hidrellez aksami ise büyük bir ates yakilarak üzerinden atlanir. Burada ise bir yıl boyunca her türlü dert ve hastalıktan korunulacağına inanilir. Hidrellez günü yüzük atma adı verilen bir eğlencede yapılmaktadır. 6 Mayis günü bir gülün altina yerlestirilen su dolu bir çömlege evlenme çagina gelmis her kizin bir esyasi (genellikle yüzük) atılmakta ve agzi sikica kapatılmaktadır. Önceden sırasi belirlenen maniler hazırlanarak hidrellez günü çömlek açılmakta ve okunan manilerle çömlekten çikarilan esyaya göre belirlenen kizların kismeti ve geleceği eslestirilmektedir. [20]
Etkinlikler
1-Kiraz Festivali
Lapseki'nin en önemli tarım ürünü olan Kiraz'ın tanıtımının yapıldığı festivaldir.Haziran ayında gerçekleştirilir.Festival etkinlikleri kapsamında stantlar açılır,minder güreşleri yapılır,konser gecesi düzenlenir.Konser gecesinde,çiftçilerin yetiştirdikleri kirazlar arasından en iyileri seçilir.Ayrıca aynı gece geleneksel olarak kız çocukları arasında kiraz güzeli yarışması yapılmaktadır.2013 yılında 28.si düzenlenmiştir.
2-Plaj Voleybolu Turnuvası
Lapseki İlçesi Türkiye'nin en eski plaj voleybolu turnuvasına ev sahipliği yapmaktadır.Yerli ve yabancı birçok millî sporcunun katıldığı bu turnuva Türkiye'nin en prestijli plaj voleybolu turnuvaları arasında gösterilmektedir.2013 yılında 18.si gerçekleştirilmiştir.2011 yılında ilk defa bisiklet yarışlarıda turnuvaya dahil edilmiştir.
3-Tarihi ve Geleneksel Lapseki Panayırı
Tarihi ve geleneksel Lapseki Panayırı 17 Ağustos’ta başlayıp,21 Ağustos’a kadar devam etmektedir.Çok sayıda esnafın ilgi gösterdiği bölgenin en büyük panayırlarından birisidir.
Gezilebilecek yerler
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Parkı ve Meydanı (Doğu Sahili)
Deniz kıyısında bir şehir olmasına rağmen sahil şeridinde gezilecek, yürüyüş yapılacak yerlerin azlığı göz önünde bulundurularak 2009 yılında Lapseki Belediyesi tarafından yapılan bir sahil yoludur. Lapseki Kordon olarak da bilinir. İskeleden Dalyan Mahallesi'ne kadar bir yürüyüş yoluyla bağlanır. Lapseki'de gezilecek yerlerin başında gelir. Nasıl ki İzmir'de kordon bir çekim merkezi olmuşsa burasıda Lapseki açısından önemli bir alandır. Lapseki'nin vitrini olma özelliği taşımaktadır.
Lampsakos Heykeli
Adını Lapseki'nin tarihteki isminden alan dev heykel 25 mart 2012 tarihinde feribotların yanaştığı İskele Meydanı’na yerleştirilmiştir.Sadece Lapseki'nin değil aynı zamanda Çanakakle ilininde simgelerinden birisi olan heykel ilçeye gelen ziyaretçiler tarafından da yoğun ilgi görmektedir.Lapseki'den geçmekte olan birçok kişi bu heykelin önünde fotoğraf çektirmektedir.Heykel 5.5 metre uzunluğunda olup bir kaide üzerine yerleştirilmiştir.Dünyada ilk defa adına para basılan şehir olma özelliği taşıyan Lapseki'ye ait sikkelerin üzerinde pegasus figürü bulunması nedeniyle bu heykelin yapımına karar verilmiştir.
Pegasus Heykeli https://www.flickr.com/photos/canakkalecevresi1/7313352464/in/dateposted/
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Parkı ve Meydanı (Batı Sahili)
2013 Yılında Lapseki Belediyesi tarafından Gazi Mustafa Kemal Atatürk Parkı ve Meydanı'nın batı kanadına yapılan çalışmalar bütünüdür.çay bahçeleri,çocuk bahçesi,heykeller ve rölyefler (Deniz Kızı Heykeli,Lampsakos Paraları Rölyefi) ,şelale gibi görsel güzellikleri barındırmaktadır.Ayrıca çalışmalar bittiğinde alan içerisinde açık hava müzesi ve saat kulesi'de yapılacaktır.
1915 Çanakkale Köprüsü
3 Mart 2016 tarihinde dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olan Binali Yıldırım tarafından köprünün adının 1915 Çanakkale Köprüsü olacağı, kuleler arası açıklığın Cumhuriyet’imizin 100. yılına uygun olarak 2023 metre olacağı ve 2023 senesine kadar tamamlanarak hizmete gireceğinı açıklamıştı. 26 Ocak 2017 Perşembe günü, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün ihalesini en kısa işletme süresini teklif eden Daelim (Kore) – Limak – SK (Kore) – Yapı Merkezi OGG kazandı. İhale sürecinin tamamlanmasıyla 18 Mart 2017’de temel atılacağı duyuruldu. Çanakkale 1915 Köprüsü’nün temeli 18 Mart 2017 tarihinde Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Kore Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Ho-In Kang ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan’ın da katıldığı törenle Lapseki’de atıldı.[21] 1915 Çanakkale Köprüsü’nün geçiş ücreti otomobiller için 15 euro+KDV olarak ön görülmektedir. Yapılacak olan otoyolda ise geçiş ücreti kilometre başına 5 sent olarak planlanmıştır.[22]
Resimler
Ayrıca bakınız
- Lapsekispor
Kaynakça
- http://www.lapseki.gov.tr/default_B0.aspx?content=1002
- http://www.yerelnet.org.tr/ilceler/ilce_belediye_nufus.php?ilceid=198426
- 6 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. T.C. Lapseki Belediyesi - Lapseki Rehberi
- "1965 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "1970 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "1975 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "1980 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "1985 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "1990 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "2000 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "2007 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "2009 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "2010 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "2011 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
- "2012 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 20 Şubat 2013 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2013.
- "2013 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 15 Şubat 2014 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2014.
- "2014 genel nüfus sayımı verileri". Türkiye İstatistik Kurumu. 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından (html) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2015.
- "2015 genel nüfus sayımı verileri" (html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 13 Nisan 2016.
- "2016 genel nüfus sayımı verileri" (html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 7 Mart 2017.
- 3 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. T.C. Lapseki Belediyesi - Lapseki Rehberi
- 26 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 1915 Çanakkale Köprüsü Temeli Atıldı
- 1915 Çanakkale Köprüsü