Karınca

Karınca, karıncalar (Formicidae) familyasını oluşturan, yaban arıları ve arılarla birlikte zar kanatlılar (Hymenoptera) takımında yer alan, sosyal yaşam gösteren böceklere verilen ortak addır. Karıncalar, Kretase Dönemi'nin ortalarında, 110 ile 130 milyon yıl önce yaban arısına benzeyen hayvanlardan türemiş ve çiçekli bitkilerin ortaya çıkışından sonra çeşitlenmiştir. Günümüzde 12.000'den fazla türü sınıflandırılmıştır ve yaklaşık 14.000 civarında türü olduğu sanılmaktadır.[1][2] Dirsekli antenleri ve ince bellerini oluşturan düğümsü yapıları ile kolaylıkla tanınırlar.

Karınca
Bilimsel sınıflandırma
Üst âlem: Eukaryota
Âlem: Animalia
Alt âlem: Eumetazoa
Şube: Arthropoda
Alt şube: Hexapoda
Sınıf: Insecta
Takım: Hymenoptera
(Zar kanatlılar)
Alt takım: Apocrita
Üst familya: Vespoidea
Familya: Formicidae
Latreille, 1809
Alt familyalar

Metne bakınız.

Karıncanın bacağı
Ölü arı taşıyan karıncalar

Karıncalar, boyutları küçük doğal boşluklarda yaşayan birkaç düzine avcı bireyden, çok büyük bölgeleri kaplayan ve sayıları milyonlarca bireyi içeren oldukça yüksek oranda organize kolonilere kadar oluşan topluluklar içinde yaşarlar. Büyük koloniler çoğunlukla "işçi" ve "asker" sınıflarını oluşturan kısır dişilerden oluşur. Bu kolonilerde aynı zamanda verimli erkekler ile bir ya da daha fazla ve "kraliçe" adı verilen verimli dişiler de bulunur. Bu koloniler bazen "süperorganizmalar" olarak tanımlanır çünkü karıncalar tek bir vücut hâlinde koloniyi desteklemek için bir arada çalışırlar.[3]

Karıncalar Dünya üzerinde hemen hemen her kara parçasında bulunur. Kendine özgü karınca türleri bulunan ender yerler Antarktika ile birlikte bazı uzak ve yaşama uygun olmayan adalardır. Karıncalar ekosistemlerin çoğunda yaşayabilir ve kara hayvanları biyokütlesinin yaklaşık %15 ile %25'ini oluştururlar.[4] Bu başarıları sosyal örgütlenmelerine, yaşam alanlarını değiştirebilmelerine, kaynaklardan yararlanmalarına ve kendilerini savunmalarına bağlanmıştır. Diğer türlerle birlikte geçirdikleri uzun evrim sürecinde, benzerlik, ortakçılık, asalaklık ve karşılıklılık içeren türler arası ilişkiler geliştirmişlerdir.[5]

Karınca topluluklarında iş bölümü, bireyler arası iletişim ve karmaşık problemlerin çözümüne rastlanır. İnsan toplulukları ile olan bu paralellikler, birçok bilimsel araştırmaya konu olmuştur.

Birçok insan kültüründe karıncalar, mutfakta, ilaçlarda ve ayinlerde kullanılır. Bazı türler biyolojik zararlı kontrolünde önemli rol alır. Ancak kaynaklardan yararlanma özellikleri, karıncaları insanlarla çatışma içine sokar çünkü tarımsal ürünlere zarar verebilir ve binaları işgal edebilirler. Kırmızı ateş karıncaları (Solenopsis invicta) gibi bazı türleri, kazara sokuldukları yeni bölgelerde kendilerine bir yer edinebildikleri için yayılmacı türler olarak görülürler.

Taksonomi ve evrim

 
Vespoidea

Sierolomorphidae

Tiphiidae

Sapygidae

Mutillidae

Pompilidae

Rhopalosomatidae

Formicidae

Vespidae

Scoliidae

Formicidae familyasının filogenetik konumu.[6]
Baltık kehribarı içinde fosilleşmiş karıncalar.

Formicidae familyası, içinde yaprak arıları, arılar ve yaban arılarını da barındıran Hymenoptera takımında yer alır. Karıncalar, Vespoidea yaban arılarını da içinde barındıran ortak bir atadan türemiştir. Filogenetik analizler karıncaların Kretase Dönemi'nin ortalarında, yaklaşık 110 ile 130 milyon yıl önce ortaya çıktığını gösterir. Yaklaşık 100 milyon yıl önce çiçekli bitkilerin ortaya çıkmasından sonra karınca türleri çeşitlenmiş ve 60 milyon yıl önce ekolojik üstünlüğüne erişmiştir.[7][8][9] 1966 yılında, E.O. Wilson ve meslektaşları Kretase Dönemi'nde yaşamış olan bir karıncanın (Sphecomyrma freyi) fosil kalıntılarını tanımladılar. Kehribar içinde kalmış olan fosil örneği 80 milyon yıl öncesinden kalmaydı ve hem karıncaların hem de yaban arılarının ortak özelliklerini gösteriyordu.[10] Sphecomyrma büyük bir olasılıkla yerüstünde yaşayan bir türdü ancak bazı uzmanlar Leptanillinae ve Martialinae gibi grupların toprak altında yaşayan avcı ve ilkel karıncalar olduğunu önermektedir.

Kretase Dönemi'nde kuzey yarımkürede bulunan süperkıta Laurasia üzerinde yalnızca birkaç ilkel karınca türü yaygındı. Tüm böcek popülasyonunun yalnızca %1'ini oluşturuyorlardı. Karıncalar Tersiyer Dönemi'nin başlarında, çevresel koşullara uyarak, doğal seleksiyon sonucu baskın tür olmuşlardır. Oligosen ve Miyosen dönemlerinde karıncalar bulunan tüm fosil kalıntılarının %20 ile %40'ını oluşturur. Eosen Dönemi'nde yaşamış karınca cinslerinin onda biri günümüze kadar gelmiştir. Baltık bölgesi kehribarlarında bulunan karınca fosillerinde rastlanan cinslerin %56'sı, Dominik Cumhuriyeti kehribarlarında bulunanların ise %92'si günümüze kadar gelmiştir.[7][11]

Termitler karıncalar ile yakın akraba değildir ve Isoptera takımında yer alırlar. Sosyal yaşamlarının bazı yönleri karıncalarla benzerlik taşır. Karınca arıları büyük karıncalara benzer ama kanatsız dişi yaban arılarıdır.[12][13]

Dağılımı ve çeşitliliği

BölgeTür
sayısı [14]
Neotropik2162
Nearktik580
Avrupa180
Afrika2500
Asya2080
Melanezya275
Avustralya985
Polinezya42

Karıncalar, Antarktika, ve Grönland, İzlanda gibi bazı büyük adalar dışında tüm kıtalarda yaşar, Polinezya'nın bazı bölümleri ve Hawaii Adaları gibi adalarda ise kendine özgü türler yoktur.[15][16] Karıncalar ekolojik nişlerin geniş bir kesiminde bulunur ve doğrudan ya da dolaylı otçul, avcı ve leşçi olarak çok kapsamlı besin kaynaklarından yararlanır. Türlerin çoğunluğu genel hepçildir ama bazı türler besin konusunda özelleşmiştir. Ekolojik baskınlıkları biyokütleleriyle ölçülebilir. Çeşitli ortamlarda yapılan tahminler ortalama biyokütlelerinin, kara üstünde yaşayan tüm hayvanların %15-20 arasında olduğunu ortaya koyar. Bu biyokütle omurgalı hayvanların biyokütlesinin üzerindedir.[4]

Karıncaların boyutları 0,75 mm ile 52 mm arasındadır.[17][18] Çoğunlukla kırmızı ve kara renkli olan karıncalar çeşitli renklerdedir, yeşil renge daha az rastlanır ve bazı tropik türlerin metalik bir parlaklığı vardır. Günümüzde 12.000'den fazla karınca türü sınıflandırılmıştır ve türlerin 14.000 civarı olduğu sanılmaktadır. En çok çeşitlilik tropiklerdedir. Karıncaların sınıflandırılması konusunda taksonomik çalışmalar devam etmektedir. "AntBase"[19] ve "Hymenoptera Name Server"[20] gibi çevrimiçi bilgi bankaları bilinen ve yeni keşfedilen karınca türlerini izlemeye yardımcı olmaktadır. Kolay bulunmaları ve incelenebilmeleri nedeniyle, biyoçeşitlilik çalışmalarında karıncalar belirleyici türler olarak kullanılmaktadır.[21]

Biçim bilimi

Karıncalar biçim bilimi açısından, dirsekli duyargaları, metaplöral bezleri ve ikinci karın kısımlarının düğüm şeklinde bir petiyol ile bağlanması ile diğer böceklerden ayrılırlar. Kafa, mesosoma ve metasoma ya da gaster, üç ayrı gövde kısmıdır. Petiyol, mesosoma (toraks ile buna kaynamış olan ilk karın bölgesi) ile gaster (petiyol dışında kalan karın bölgesi) arasında ince bir bel oluşturur. Petiyol bir ya da iki düğümden oluşabilir.[22]

Güçlü çeneleri ve mükemmel görüş sağlayan büyük petek gözleriyle Mrymecia cinsi karınca.

Diğer böcekler gibi karıncaların da gövdeleri etrafında koruyucu görevi gören ve kasların bağlanmasını sağlayan bir dış iskeletleri vardır. Böceklerin akciğerleri yoktur ve oksijen ile karbondioksit gibi gazlar, dış iskeletten spirakulum denen küçük deliklerden geçer. Böceklerin aynı zamanda kapalı kan damarları da yoktur bunun yerine gövdelerinin üst kısmında bir kalp gibi iç sıvıların dolaşımını sağlayarak kafaya doğru hemolenfi pompalayan ince ve uzun delikli bir tüp bulunur. Sinir sistemi gövde boyunca uzanan, birkaç düğümü bulunan ve gövdeye bağlı organlara dallarla ayrılan bir ventral sinir telinden oluşur.[23]

1: kordon; 2: duyarga; 3: frontal loblar; 4: antennal fossa; 5: clypeus; 6: alt dudak; 7: pronotum; 8: art kafa; 9: bileşik göz; 10: uzuv; 11: mesonotum; 12: mesothorac ic spiracle; 13: anepistemum; 14: metanotum; 15: metathorac ic spiracle; 16: propodeum; 17: propodeal spiracle; 18: metapleural büyük; 18a: bulla; 18b: delik; 19: petiole; 20: postpetiole; 21: tergite; 22: sternite; 23: iğne; 24: uyluk kemiği; 25: kaval kemiği; 26: tarsal pençe; 27: tibial mahmuzlar; 28: ayak bileği; 29: katepistemum; 30: kalça kemiği; 31: trokanter; 32: vantral süreci; 33: baş; 34: göğüs; 35: karın; 36: ön kanatlar

Bir karıncanın kafasında birçok algı organı bulunur. Birçok böcek gibi karıncalarda birbirine bağlı sayısız küçük lenslerden oluşan petek göz vardır. Karıncaların gözleri hızlı hareketleri tespit etmede iyi olsa da optik çözünürlüğü yüksek değildir. Ayrıca kafalarının üstünde ışık düzeylerini ve polarizasyonu ayırdeden üç küçük sade göz de bulunur.[24] Omurgalılarla kıyaslandığında karıncaların görüşü kötü ile orta düzey arasındadır, hatta yeraltında yaşayan bazı türler tamamen kördür. Avustralya'da yaşayan Myrmecia cinsi gibi bazı karıncaların görüşü ise oldukça iyidir. Kafalarına bağlı olan iki anten kimyasalları, hava akımlarını ve titreşimleri algılar ve dokunma yoluyla sinyal iletişimine olanak sağlar. Kafada yiyecek taşımaya, nesneleri hareket ettirmeye, yuva kurmaya yarayan ve aynı zamanda savunma amaçlı kullanılan iki kuvvetli çene bulunur.[23] Bazı türlerde ağzın içinde bulunan küçük keselerde besin saklanabilir ve bu besin diğer karıncalara ya da larvalarına verilebilir.[25]

Alt familyalar

  • Aenictogitoninae
  • Agroecomyrmecinae
  • Amblyoponinae (Apomyrminae)
  • Aneuretinae
  • Cerapachyinae
  • Dolichoderinae
  • Ecitoninae (Dorylinae ve Aenictinae)
  • Ectatomminae
  • Formicinae
  • Heteroponerinae
  • Leptanillinae
  • Leptanilloidinae
  • Myrmeciinae (Nothomyrmeciinae
  • Myrmicinae
  • Ponerinae (Paraponera)
  • Proceratiinae
  • Pseudomyrmecinae

Türkiye'deki durumu

2012 rakamlarına göre, Türkiye'de 306 tür-grubu taksonda 286 tür ve 20 alt tür kaydedilmiştir[26].

Kaynakça

  1. Wade, Nicholas (15 Temmuz 2008). "Taking a Cue From Ants on Evolution of Humans". New York Times. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2008. (İngilizce)
  2. "Hymenoptera name server. Formicidae species count". Ohio State University. 18 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi.(İngilizce)
  3. Oster GF, Wilson EO (1978). Caste and ecology in the social insects. Princeton University Press, Princeton. s. 21–22. ISBN 0691023611. (İngilizce)
  4. Schultz TR (2000). "In search of ant ancestors". Proceedings of the National Academy of Sciences. 97 (26). s. 14028–14029. doi:10.1073/pnas.011513798. PMID 11106367. 24 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2009. (İngilizce)
  5. Hölldobler & Wilson (1990), s. 471
  6. Brothers DJ (1999). "Phylogeny and evolution of wasps, ants and bees (Hymenoptera, Chrysisoidea, Vespoidea, and Apoidea)". Zoologica Scripta. Cilt 28. s. 233–249. doi:10.1046/j.1463-6409.1999.00003.x. (İngilizce)
  7. Grimaldi D, Agosti D (2001). "A formicine in New Jersey Cretaceous amber (Hymenoptera: Formicidae) and early evolution of the ants". Proceedings of the National Academy of Sciences. Cilt 97. s. 13678–13683. doi:10.1073/pnas.240452097. PMID 11078527. (İngilizce)
  8. Moreau CS, Bell CD, Vila R, Archibald SB, Pierce NE (2006). "Phylogeny of the ants: Diversification in the Age of Angiosperms". Science. 312 (5770). s. 101–104. doi:10.1126/science.1124891. PMID 16601190. 2 Mart 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2009.(İngilizce)
  9. Wilson EO, Hölldobler B (2005). "The rise of the ants: A phylogenetic and ecological explanation". Proceedings of the National Academy of Sciences. 102 (21). s. 7411–7414. doi:10.1073/pnas.0502264102. PMID 15899976. (İngilizce)
  10. Wilson E O, Carpenter FM, Brown WL (1967). "The first Mesozoic ants". Science. Cilt 157. s. 1038–1040. doi:10.1126/science.157.3792.1038. PMID 17770424. (İngilizce)
  11. Hölldobler & Wilson (1990), s. 23–24
  12. "Order Isoptera - Termites". Iowa State University Entomology. 16 Şubat 2004. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Haziran 2008. (İngilizce)
  13. "Family Mutillidae - Velvet ants". Iowa State University Entomology. 16 Şubat 2004. 7 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Haziran 2008. (İngilizce)
  14. Hölldobler & Wilson (1990), s. 4
  15. Jones, Alice S. "Fantastic ants - Did you know?". National Geographic Magazine. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2008. (İngilizce)
  16. Thomas, Philip (2007). "Pest Ants in Hawaii". Hawaiian Ecosystems at Risk project (HEAR). 18 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2008. (İngilizce)
  17. Hölldobler & Wilson (1990), s. 589
  18. Shattuck SO (1999). Australian ants: their biology and identification. Collingwood, Vic: CSIRO. s. 149. ISBN 0-643-06659-4. (İngilizce)
  19. Agosti D, Johnson NF (eds.) (2005). "Antbase". American Museum of Natural History. 22 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2008. (İngilizce)
  20. Johnson NF (2007). "Hymenoptera name server". Ohio State University. 5 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2008. (İngilizce)
  21. Agosti D, Majer JD, Alonso JE, Schultz TR (eds.) (2000). Ants: Standard methods for measuring and monitoring biodiversity. Smithsonian Institution Press. (İngilizce)
  22. Borror, Triplehorn & Delong (1989), s. 737
  23. Borror, Triplehorn & Delong (1989), s. 24–71 (İngilizce)
  24. Fent K, Rudiger W (1985). "Ocelli: A celestial compass in the desert ant Cataglyphis". Science. 228 (4696). s. 192–194. doi:10.1126/science.228.4696.192. PMID 17779641. (İngilizce)
  25. Eisner T, Happ GM (1962). "The infrabuccal pocket of a formicine ant: a social filtration device". Psyche. Cilt 69. s. 107–116. doi:10.1155/1962/25068. (İngilizce)
  26. Kadri Kıran & Celal Karaman (2012), First annotated checklist of the ant fauna of Turkey (Hymenoptera: Formicidae), Zootaxa 3548: 1–38 (2012)
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.