E-muhtıra

E-muhtıra[1], Türk Silahlı Kuvvetleri adına Genelkurmay Başkanlığının cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısı ile 27 Nisan 2007 tarihinde gece saat 23.20'de[2] yaptığı, laiklikle ilgili açıklama. Türkiye kamuoyunda hâkim olan görüş, basın açıklamasının "muhtıra" olduğu yönündedir.[3][4] Bildiri internet aracılığıyla verildiği için "e-muhtıra" olarak da adlandırılmıştır.[5]

Genelkurmay Başkanlığının 12 Nisan tarihinde, yapılacak Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yaptığı ve birçok köşe yazarının katıldığı[6][7][8][9][10], Türk Silahlı Kuvvetlerinin "Atatürkçülüğe, laikliğe ve cumhuriyetin temel ilkelerine sözde değil, özde bağlı" bir cumhurbaşkanı adayı profilinin çizildiği "basın bilgilendirme toplantısı"nın ardından yaşanan adaylık sürecinin ve rejim ile ilgili kaygıların değerlendirildiği ve şimdiye kadarki Genelkurmay Başkanlığı basın açıklaması metodolojisine uymayan açıklama ile başlayan süreç.

Açıklamanın ardından birçok gazeteci ve yazar tarafından yapılan değerlendirmelerde bu açıklamanın olağan bir açıklama sayılamayacağını, bunun Genelkurmay Başkanlığı tarafından alışılmadık bir üslup ile kaleme alındığı ve bir muhtıra olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır.[11]

Açıklama, 29 Ağustos 2011'de Genelkurmay Başkanlığının sitesinden kaldırmıştır.

Bildiri

27 Nisan gece yarısına az bir zaman kala resmî internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada adaylık süreci ile 23 Nisan öncesi yurdun birçok yöresinde laiklik karşıtı ve din bezirgânlığı olarak nitelendirdikleri olayların gelişiminin vahim derecede olduğu ve bunun rejime meydan okuma olarak değerlendirilmesi gerektiği yer almış, bununla birlikte TSK'nin yasalar ile kendine düşen görev ve yetkileri kullanmaktan çekinmeyecekleri de dile getirilerek[12] dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt 2009 yılında katıldığı bir TV programında bu internet açıklamasının kendisi tarafından yazıldığını[13] fakat bunun bir muhtıra olmadığını söylemiştir.[14]

Bildiri süreci

Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresinin Mayıs ayında dolacak olması sebebi ile başlayan cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili olarak özellikle ana muhalefet partisi CHP'nin, Türkiye'nin tepedeki üç makamın da Millî Görüşçü olmaması ve cumhurbaşkanının tüm partilerin uzlaşısı ile seçilmesi gerektiği düşüncesine[15][16] birçok sivil toplum kuruluşu[17] ile (cumhurbaşkanının, TSK'nin başkomutanı sıfatı taşıdığı gerekçesi ile) müdahil olması, AK Parti ve diğer sivil toplum kuruluşlarının da kendi adayını desteklemek istemesi taraflar arasında gerginliği tırmandırmıştır. Sezer'in bu gibi tutumlarla, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı medya organları tarafından cumhurbaşkanının tarafsızlığına aykırı olduğu belirtilmiştir.[18][19]

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt 12 Nisan'da cumhurbaşkanının Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başkomutanı olması sıfatı ile bu seçimlerin kendilerini de yakından ilgilendirdiğini belirtmiş ve seçilecek cumhurbaşkanının cumhuriyetin temel ilke ve kuralları ile Atatürkçülüğün gereklerine sözde değil özde bağlı olması gerektiğini beyan etmesine ve birçok sivil toplum kuruluşu tarafından organize edilen 14 Nisan Cumhuriyet Mitingi'nin netice vermemesi sonucu süreç doğal olarak başlamıştır.

AK Parti Merkez Yönetim Kurulu Erdoğan'a seçimle ilgili tam yetki vermişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere AK Parti içerisinde ağırlığı olan ve Millî Görüşçü olarak anılan TBMM Başkanı Bülent Arınç ile yaptığı görüşmeler sonucunda, sunduğu birkaç isimden hiçbirinin istenmemesi ve Arınç'ın ya kendisinin ya da Abdullah Gül'ün olmasını istemesi sonucu [20][21][22] Abdullah Gül'ü aday ilan etmiştir.

Etkileri

Hükûmet bildiriyi üzerine almış ve Hükûmet Sözcüsü Cemil Çiçek ertesi gün bir basın açıklaması yaparak Hükûmetin de laiklikten yana olduğunu bildirmiştir. Hükûmet alışılmadık bir şekilde, daha önceki askerî müdahalelerin ardından hükûmetlerin takındığı tavırların aksine muhtırayı sert bir tepkiyle karşıladı. Cemil Çiçek konuşmasında Genelkurmay Başkanı'nın resmî olarak Başbakan'a bağlı olduğunu, görevleri itibarıyla Başbakan'a karşı sorumlu olduğunu belirtti.[23]

Eski Cumhurbaşkanı ve 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren, ordunun gerek gördüğü için böyle bir açıklama yapmış olduğunu ve bunun görevi olduğunu belirtmiştir.

Mecliste temsil edilen CHP, ANAP, DYP, HYP, SHP ile TBMM'de sandalyesi olmayan DSP, MHP, İP liderleri erken seçim kararı alınarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yeni Meclis tarafından yapılması gerektiğini basın açıklamaları ile belirtmişlerdir. Ancak Hükûmet, böyle bir yolu tercih etmediklerini ve seçim sürecinin devam edeceğini açıklamışlardır. Abdullah Gül ise adaylıktan çekilmeyeceğini açıklamıştır.

TBMM'de 27 Nisan 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi 1. turunda toplantı yeter sayısı olan 367 sayısına ulaşılamadığı gerekçesiyle CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne yapılan itiraz başvurusu 1 Mayıs 2007 tarihinde haklı bulunarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 1. turu iptal edilmiştir. Bu gelişmeler üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 24 Haziran ya da 1 Temmuz tarihinde erken seçime gidileceği açıklaması yaptı.[24]

Ayrıca, 1971 ve 1980'de olduğu gibi askerlerin cumhurbaşkanlığı sürecine artık müdahil olmalarını engellemek için, Anavatan Partisinin teklifi TBMM tarafından kabul edilerek Anayasa değişikliği yapıldı ve bundan sonra cumhurbaşkanlarının 5 senede bir doğrudan halk (cumhur) tarafından seçilmesi kabul edildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve CHP itiraz ettikleri için bu değişiklik referandum ile halkoyuna sunuldu ve %68 oy oranı ile kabul edilerek kesinleşti.

Yorumlar

Muhtıra sonrası yapılan yorumların özeti:

  • CHP Parti Sözcüsü Mustafa Özyürek (Muhtıranın yayınlanmasından hemen sonra NTV’ye telefonla bağlanarak): “Tabii bu bir muhtıradır. Hükûmetin bunun gereğini yerine getirmesi gerekir.”
  • CHP Genel başkan Yardımcısı Onur Öymen (Muhtıradan bir gün sonraki açıklaması): “Genelkurmay'ın tespitleri bizim tespitlerimizden farklı değildir. Altına imzamızı atarız. ‘Ne mutlu 'Türk'üm.' diyene!’ sözünü kimse küçümseyemez ve bunu küçümseyenleri devletin düşmanı sayarız. Türkiye'yi Atatürk düşmanlarına teslim etmeyeceğiz.”
  • CHP Genel Başkanı Deniz Baykal (Muhtıradan sonra verdiği ilk röportajında): “Bu tablonun değişeceğini meydanlar gösterdi. Müdahaleye uğrayan yönetimlere halk sahip çıkmadı. Halkımız devlet organlarıyla çatışanlara sahip çıkmaz. Bu ortamda mağduriyet yok dayatma var. Anayasa Mahkemesi 367 kararını onaylamazsa ülke çatışmaya gider.”
  • CHP Genel Sekreteri Önder Sav (Muhtıranın ardından Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 367 kararından sonra): “Gözümüz aydın, Türkiye'nin gözü aydın.”
  • Nur Serter (Muhtıradan bir gün sonra Çağlayan’daki Cumhuriyet Mitingi’nde yaptığı konuşma): Genelkurmay Başkanı’na “memur” diyen bir zihniyete karşı Türk Silahlı Kuvvetlerinin önünde, şanlı ordumuzun önünde saygıyla eğiliyoruz. Türk ordusu çok yaşa. Türk ordusu, 27 Nisan’da bizim sesimizi duymuş, bizim sesimize sahip çıkmış, demokrasiye sahip çıkmıştır. 27 Nisan'da Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek iradesine sahip çıkmıştır.
  • TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ: “AKP toplumda git gide artan ve TÜSİAD’ın da paylaştığı laik rejimi koruma kaygısını yeterince dikkate almıyor. Genelkurmay Başkanlığının açıklamasıyla yaratılan fiili durum demokratik teamüllere uygun değil. Laikliği ve demokrasiyi korumak için bir an önce genel seçimlere gidilmeli.”
  • Oktay Ekşi (Hürriyet): “Bu adı konmamış bir muhtıradır. Genelkurmay Başkanı’nın sözleri gayet açık, eğer demokrasinin kavram ve kuramlarını kullanarak bu cumhuriyetin laik karakterini tahrip etmek onu yıkmak istiyorsanız biz buna müsaade etmeyiz diyor.”
  • Tufan Türenç (Hürriyet): “Tabii ki bu bir muhtıradır. Bu muhtıranın özü AKP’nin çıkardığı cumhurbaşkanı adayına Türk Silahlı Kuvvetlerin karşı olduğunu açıklıyor.”
  • Ertuğrul Özkök (Hürriyet): “Demokrasi kaygısıyla sadece askeri eleştirmek, ne adil ne yararlı ne de sonuç verici bir girişim olacaktır. Çünkü o bildiride savunulan görüşler, toplumun önemli bir bölümü tarafından paylaşılmaktadır.”
  • Yılmaz Özdil (Sabah): “Hâlâ deniyor ki bundan sonraki adım ne olur? Bundan sonraki adım, tank olur. Gücüm var diye dayatırsan, gücü olan sana dayatır.”
  • (Hıncal Uluç): “Ordu sonuna kadar bekledi... Gerekli uyarıları en demokratik şekilde yaparak, "Sözde değil, özde" diyerek bekledi.”
  • Ural Akbulut (Eski ODTÜ Rektörü): “Bu ikinci 28 Şubat’tır. TSK her şeye rağmen soğukkanlı davranmıştır.”
  • İsmail Küçükkaya (Akşam): “Sürecin kötü yönetilmesiyle ‘kaçan fırsatı’ ve ‘Genelkurmay’ın çok sert açıklamasıyla yeni olanağı’ görelim.”
  • Ece Temelkuran (Milliyet): “Genelkurmay'ın açıklamasıyla mitinglerin daha da coşmuş olması bu mitingleri otomatik olarak militarist yapmaz.”
  • Fikret Bila (Milliyet): “TSK, türbanın ve temsil ettiği zihniyetin Çankaya'ya çıkmasına karşı ilkesel bir duruş sergilemiştir. “
  • Ahmet Hakan (Hürriyet): “'Muhtıraya karşıyız.’ diyeceğiz ve ötesini söyleyemeyecek miyiz? Ben ötesini de söylerim arkadaş.”
  • Nuray Mert (Radikal): “Şimdi Genelkurmay bildirisini öne çıkarıp, bu fetihçi zihniyetin arkasında durmak istemiyorum.”
  • Erdal Şafak (Sabah): “Rehn Beyefendi son olarak Genelkurmay Başkanlığının ‘e-muhtıra’sı için esip gürledi… Ama Batı basınında da özellikle son dönemde ısrarla vurgulanan ‘Türkiye’nin laik kurumlarının altının oyulması’ girişimleri için ‘Not ediyoruz.’ demekle yetindi.”
  • Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç: “Kamuoyuna bilgi veriliyor ve bunların gereği yapılmazsa istenmeyen şeylerin olabileceği mesajı verilmek isteniyor.”[25]

Tepkiler

Yabancı haber ajansları ise acil kodu ile üyelerine basın açıklamasını servis ettiler.[26]Avrupa Birliği'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, TSK'nin demokratik laikliğe ve demokratik değerlere saygı gösterdiğini ispatlaması için seçim sürecine karışmamasının gerektiğini söyledi.[27]

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice: "ABD Türkiye'nin demokrasi ve anayasal gelişim sürecini, dolayısıyla seçimle işbaşına gelenleri tam destekliyor. Cevabımız evettir, ABD de Avrupa Birliği'nin bu konuda Türkiye'ye verdiği destekle aynı pozisyondadır." şeklinde bir açıklama yaptı.[28]

Türkiye'deki yazarlardan açıklamaya karşı çeşitli yorumlar geldi. Star gazetesi yazarlarından Mehmet Altan "'internet muhtırası' doğrudan demokrasiye bir müdahaledir"[29] yorumda bulunurken Milliyet gazetesi Yazarı Hasan Cemal konuyla ilgili "Hayır!" başlıklı yazısında askerî müdahalelerin toplumsal düzen ve gelişime zarar verdiği yorumunda bulundu[30]. Radikal gazetesinden İsmet Berkan, bildirinin bir askerî darbe uyarısı olduğu yorumunu yaparak geleceği haber verilen bu darbeden kurtulmak için alınması gerektiğine inandığı tedbirleri yazdı.[31] [32]

Özgürlük ve Dayanışma Partisi genel başkanı Ufuk Uras ise "Muhtıraya Hayır! Sözde Değil, Özde Demokrasi İstiyoruz" başlıklı bir basın açıklamasında bulunarak Genelkurmay açıklamasını eleştirdi[33].

Basın açıklaması, Genelkurmay Başkanlığı web sitesinden yapılması nedeniyle esprili olarak "e-muhtıra" şeklinde anıldı.[34]

Bülent Arınç bildirinin yayımlanmasından dört yıl sonra katıldığı bir toplantıda yaptığı bir değerlendirmede "Sakın ha! Cumhurbaşkanını seçmeyin anlamında. Bize aba altından sopa gösteriyor. Kime? Hükûmete. Kime? Meclis'e. Hiçbir demokraside böyle bir müdahaleyi kabul etmek mümkün değil. Ama zannettiler ki ben böyle yazar, korkutursam onlar teslim olurlar. 'Hazır ol' denildiği zaman hep başüstüne diyen sivil iktidarla karşılaştı onlar." şeklinde demeç vererek bildirinin müdahale niteliğinde olduğunu ifade etmiştir..[35]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. "Arşivlenmiş kopya". 14 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Haziran 2009.
  2. Çevrimiçi 29 Nisan 2007 tarihinde erişilmiştir
  3. Hürriyet Gazetesi, Cüneyt Ülsever, 27 Nisan Muhtırası millete hayırlı olsun! 27 Nisan 2011 tarihinde erişildi
  4. "Arşivlenmiş kopya". 14 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2007.
  5. radikal.com.tr 4 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "e-muhtıra erken seçimi gündeme taşıdı" 29 Nisan 2007, Alındı 21 Mayıs 2008
  6. WordPress Çevrimiçi 29 Nisan 2007 tarihinde erişilmiştir
  7. İsmail Küçükkaya, Akşam Gazetesi Çevrimiçi 29 Nisan 2007 tarihinde erişilmiştir
  8. Erol Manisalı, Hakimiyeti-Milliye Çevrimiçi 29 Nisan 2007 tarihinde erişilmiştir
  9. Metehan Demir, Sabah Gazetesi Çevrimiçi 30 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 29 Nisan 2007 tarihinde erişilmiştir
  10. CNNTürk Çevrimiçi 29 Nisan 2007 tarihinde erişilmiştir
  11. NTVMSNBC- Muhtıra gibi haberi Çevrimiçi 28 Nisan 2007 tarihinde erişildi
  12. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=252613
  13. "Arşivlenmiş kopya". 11 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2009.
  14. "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2012.
  15. Anka Haber Ajansı, 'Baykal'dan Gül'e "süklüm-püklüm" benzetmesi'24 Nisan 2007 13:43:28 GMT Önbellek görüntüsü 13 Mayıs 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.29 Nisan 2007 tarihinde erişildi
  16. Haberler.com, Baykal'dan Arınç'ın "Dindar Cumhurbaşkanı" Açıklamasına Sert Yanıt: "Sen Kim Oluyorsun, Sana Ne?"17 Nisan 2007 29 Nisan 2007 tarihinde erişildi
  17. Zaman Gazetesi 25 Nisan 2007 22:08:05 GMT Önbellek görüntüsü 27 Nisan 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 29 Nisan 2007 tarihinde erişildi
  18. "Halkın demokrasi dersi: 2007 anayasa referandumu". 14 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. 24. harf sırasında bulunan |başlık= parametresi line feed character içeriyor (yardım)
  19. ""Sezer'de tarafsızlığı göremedik"".
  20. 'Gül'ün arkasındaki güç Arınç mı?' 30 Nisan 2007 tarihinde erişildi
  21. Hürriyet Gazetesi, 'Bülent Arınç rolünü ilan etti' 30 Nisan 2007 tarihinde erişildi
  22. Bedavagazete, 'Abdullah Gül-Bülent Arınç görüşmesi AK Parti'yi rahatlattı' 30 Nisan 2007 tarihinde erişildi
  23. http://www.msnbc-ntv.com.tr/news/406662.asp
  24. "Arşivlenmiş kopya". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2007.
  25. "Arşivlenmiş kopya". 1 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2010.
  26. http://www.milliyet.com.tr/2007/04/27/son/sonsiy39.asp
  27. "EU warns Turkish army over vote", BBC News
  28. "Arşivlenmiş kopya". 20 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2012.
  29. http://www.stargazete.com/index.asp?haberID=119068
  30. http://www.milliyet.com.tr/2007/04/29/yazar/cemal.html
  31. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=220011
  32. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=220037
  33. http://www.odp.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=168&tipi=3&sube=0 URL erişim tarihi: 1.Mayıs.2007.
  34. e-muhtıra, f-darbe, g-askeri yönetim 20 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Maden, Perihan, Radikal gazetesi, 1 Mayıs 2005
  35. "Arınç: "Vatandaş hizmetle tanıştı"". hurriyet.com.tr. 21 Ocak 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2011.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.