Dede Korkut Kitabı

Dede Korkut Kitabı (Dresden yazmasının adıyla: Kitāb-ı Dedem Ḳorḳud Alā Lisān-ı Tāife-i Oġuzân, Vatikan yazmasının adıyla: Hikâyet-i Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrı), Oğuz Türklerinin bilinen en eski epik destansı hikâyeleridir. 14. veya 15. yüzyılda anonim bir yazar tarafından yazıldı.[1]

Dede Korkut Hikâyeleri
Kitab-i Dedem Korkut kitabı Dresden elyazmasının ilk sayfası Azerbaycan Ulusal Tarih Müzesi, Bakü
Yazar Anonim
Ülke Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan
Dil Oğuz Türkçesi
Tam metin Vikikaynak'ta Dede Korkut Hikâyeleri
Dede Korkut'un heykeli Aşkabat, Türkmenistan

On iki destansı hikâye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikâyeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Hikâyeler kulaktan kulağa aktarıldığından dolayı gerçek hâlinin dışına çıkmıştır. XV. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilir. Oğuzların yaşam biçimlerinden, ekonomisine, inançlarından, giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. Günümüze ulaşan üç el nüshası bulumaktadır. Dresden Kütüphanesi, Vatikan Kütüphanesi'ndeki iki esere ek olarak İran'da yeni bir nüsha bulunduğu 2018 yılında Halk Edebiyatı ve Destan Uzmanı Metin Ekici tarafından ilan edilmiştir[2][3]

Eser

Dede Korkut Kitabı, destansı Oğuz hikâyelerinin mecmuasıdır.[4] İçerdiği on iki hikâyenin büyük bölümü ilk defa X. -XI. yüzyıllar arasında Oğuzların eski yurdu olan Seyhun nehri boylarında ortaya çıkmış, XI. yüzyılda Oğuzlar’ın Kuzey İran, Güney Kafkasya ve Anadolu’yu ele geçirmeleri ile Yakındoğu’ya gelmiştir. “Alpamış” olarak da bilinen Bamsı Beyrek hikâyesi ise V.-VI. yüzyıllara kadar tarihlenmektedir.[5]

Hikâyelerin çoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun iki büyük nehri Amıt suyu (Diclenehri]) ve Aras nehrinin kollarından Kara Dere, Dereşam Suyu civarında geçer. "Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Boyu” hikâyesinde Trabzon çevresi net bir şekilde tasvir edilir.[5]

Hikâyelerinin yazıya geçirildiği tarih olarak XV. yüzyılın ikinci yarısı kabul edilmektedir. Kars, Erzurum civarında hüküm süren Akkoyunluların bu destanları yazıya geçirttiği tahmin edilmektedir.[5]

Destan döneminden halk hikâyeciliğine geçiş döneminin en önemli ürünü Dede Korkut Hikâyeleridir. Hem şiir hem de düzyazı biçiminde yazılmıştır.Olay içeren yerler düzyazı;duygu içerikli yerler şiir şeklşnde yazılmıştır.

Eserde nazım ve nesir bir arada verilmiştir. Dili Âzerî lehçesinin özelliklerini göstermekle birlikte bugünkü Azerî lehçesiyle karşılaştırıldığında bütün dil özelliklerinin bu lehçeye ait olmadığı görülür. Gereksiz edebiyat süsleri bulunmayan, kısa, yalın ifadelerle örülmüş, yapmacıksız, özentisiz bir üslûp hâkimdir.[6]

Yer yer dünya mitoloji ve folklorik metinleri ile benzerlikler gösteren kısımlar mevcuttur.[7]

19. yüzyılın başlarında Dresden’de bulunmuş olan Dede Korkut yazması, “Kitâb-ı Dedem Korkud Alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzân” adını taşır;

El yazma nüshaları

Hikâyelerinin yazıya geçirildiği tarih olarak XV. yüzyılın ikinci yarısı kabul edilmektedir. Kars, Erzurum civarında hüküm süren Akkoyunluların bu destanları yazıya geçirttiği tahmin edilen eserin günümüze ulaşan üç adet el yazması mevcuttur. Biri 19. yüzyılda Dresden’de, diğeri 20. yüzyılda Vatikan'da, üçüncüsü ise 21. yüzyılda İran'da bulunmuştur.[8]

Dresden nüshası Kitâb-ı Dedem Korkud Alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzân (“Oğuz boyunun diliyle Dedem Korkud Kitabı””)[9] adını taşır; giriş ve 12 hikâye içerir. İlk defa H.O.Fleisch tarafından bulunmuştur. Bilim dünyasına 1815’te Heinrich Friedrich von Diez’in yayımladığı bir makale ile tanıtılmıştır. von Diez'in Dresden nüshasını kopyalayarak elde ettiği bir kopya, Berlin Kütüphanesi’ndedir ve Berlin nüshası diye adlandırılır.

Vatikan nüshası Hikâyet-i Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrı (Oğuzname hikâyesi, Kazan Bey ve diğerleri”) adını taşır; giriş ve 6 hikâyeyi içine almaktadır; Vatikan Kütüphanesi Türkçe kısmında 102 numarada kayıtlıdır.[4][10]

Vatikan nüshasının ilk sayfası.

Türkistan nüshası: Bilinen 12 hikayeye ek olarak 13. hikayeyi barındıran tek nüshadır. Diğer nüshalar 15. yüzyıla aittir ancak bu nüshanın 14. yüzyıla ait olduğu ifade edilmektedir. Kesinleştiği takdirde en eski nüsha olacaktır.[8]

Nüshaların dil özellikleri ve kurguları birbirinden farklıdır. Kimi araştırmacılar iki nüshasının ortak bir dip nüshaya dayandığı görüşündedir; kimileri ise iki nüshanın da farklı anlatıcılardan ayrı ayrı derlenmiş olabileceği ihtimalini dile getirmiştir.[11]

Eserin basılması ve çevirileri

Dede Korkut Hikâyeleri ilk olarak Berlin nüshasına dayanarak Kilisli Rifat tarafından 1916’da Arap harfleriyle Kitâb-ı Dede Korkud alâ Tâife-i Oğuzân adıyla İstanbul’da yayımlandı. Orhan Şaik Gökyay, Berlin nüshasını Dresden nüshasının fotoğrafları ile karşılaştırarak “Dede Korkut” adıyla (1938) yayımlamıştır. Ardından Gökyay, Dresden nüshasını esas alarak Vatikan nüshasındaki fazlalıkları da eklemek suretiyle geniş bir incelemeyi “Dedem Korkud’un Kitabı” adıyla yeniden yayımladı (1973). Muharrem Ergin ise Dresden ve Vatikan nüshalarının tıpkı basımlarını vererek eseri Dede Korkut Kitabı I ([Giriş-Metin-Faksimile], Ankara 1958), II ([İndeks-Gramer], Ankara 1963) adıyla neşretmiştir.[6]

Eser Rusça’ya (1950 ve 1951), İtalyanca’ya (1952), Almanca’ya (1958), İngilizce’ye (1972 ve 1978), Sırpça’ya (1981) çevrilmiştir. Farsça’ya İngilizce tercümesinden Bâbâ Korkud adıyla ve Türkçe aslından Hamâse-i Dede Korkut adıyla çevrilmiştir.

Hikâyelerde Yer Alan Eski Türk Gelenekleri

Hikâyelerin hepsinin bir toyla (eğlenceyle) başlaması eski bir Türk geleneğinin göstergesidir. Çocuklara ad verilirken yaptıkları işin gözetilmesi de eski bir Türk geleneği olarak kabul edilmelidir. Örneğin Boğaç Han, ismini boğayı öldürmesiyle almıştır.

Toy etme; Oğuzlar mühim konularda karar vermek için toplantı yaparlardı. "Kudretli Oğuz beylerini hep çağırdılar evlerine getirdiler. Ağır misafirlik eylediler."

İçerik

Giriş

Kitabın girişi iki kısımdan oluşur: Birincisi hikâyelerin kopyalanması sırasında yazılmış olan ve Dede Korkut’u tanıtan kısımdır. İkinci kısmı ise Dede Korkut’un sözlerine ayrılmıştır; önce Dede Korkut’un söylemiş, olduğu vecizeler sıralanmakta, sonra da kadınları dörde ayıran sözleri gelmektedir.[4]

Hikâyeler

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. "Arşivlenmiş kopya". 22 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2020.
  2. Özdamar, Fazıl. "Dede Korkut Kitabı, Türkistan/Türkmen Sahra Nüshası, Soylamalar ve 13. Boy, Salur Kazan'ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi,". Milli Folklor dergisi Cilt 16, Sayı 123, Yıl: 2019. 26 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 kasım 2020. Tarih değerini gözden geçirin: |erişimtarihi= (yardım)
  3. "İlk kez Karar duyurmuştu: Prof. Dr. Metin Ekici, Dede Korkut keşfini anlattı". Karar.com, 28 Nisan 2019. Erişim tarihi: 28 Kasım 2020.
  4. Ergin, Muharem. "Türk Edebiyatı'nın Paha Biçilemeyen Mücevheri: Dede Korkut" (PDF). Dil ve Edebiyat Dergisi. 18 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Aralık 2015.
  5. Cırık, Önder. "Doğa Tarihi Açısından Dede Korkut Hikayeleri Üzerine Bir İnceleme". Acikbilim.com 2 Nisan 2015. 25 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Aralık 2015.
  6. "Orhan Şaik Gökyay, Dede Korkut, Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt 9" (PDF). 27 Nisan 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2016.
  7. "Arşivlenmiş kopya". 15 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Şubat 2016.
  8. "Arşivlenmiş kopya". 18 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2020.
  9. "Kitab-i Dedem Korkut - Mscr.dresd.ea.86". Saksonya Devlet Kütüphanesi. 20 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Aralık 2015.
  10. "Vat.turc.102". Vaitkan Kütüphanesi. 23 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Aralık 2015.
  11. Pehlivan, Gürol. "Müstensihin Edebi Eserin Yaratımındaki Rolü–Dede Korkut Kitabı Örneğinde" (PDF). 1 Ocak 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Aralık 2015.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.