1423-1430 Osmanlı-Venedik Savaşı

1423-1430 Osmanlı-Venedik Savaşı, Osmanlı Devleti ile Venedik Cumhuriyeti arasında Selanik'in hakimiyeti sorunundan kaynaklanan savaş. Selanik'in bizzat Osmanlı Padişahı II. Murad komutasındaki Türk ordusu tarafından kuşatılarak alınmasıyla Osmanlı Devleti'nin zaferiyle sonuçlandı.

Osmanlı-Venedik Savaşı (1423-1430)
Osmanlı-Venedik Savaşları

II. Murad
Tarih1423-1430
Bölge
Sonuç Osmanlı zaferi
Coğrafi
Değişiklikler
Osmanlı Devleti Selanik'i nihaî olarak topraklarına kattı
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Venedik Cumhuriyeti
Komutanlar ve liderler

II. Murad
Hamza Bey
Pazarlı Bey

Sarıca Bey

Pietro Loredano
Pietro Mocenigo

Sylvestre Morosini

Savaşın öncesi

1410 yılında Ege siyasi haritası

Osmanlı Devleti ile Venedik Cumhuriyeti ilk kez 1416 yılında askeri olarak karşı karşıya gelmişler ve Venedik donanması 29 Mayıs 1416'da Gelibolu’da (henüz emekleme aşamasındaki) Türk donanmasına karşı önemli bir zafer kazanmıştı. 31 Temmuz 1416'da imzalanan Edirne Antlaşması'nın Osmanlı gemilerinin Çanakkale Boğazı'ndan silahlı olarak çıkmalarını men eden maddesi Osmanlı donanmasını Marmara Denizi'ne hapsetmiş ve Venediklilere ise Ege Denizi'nde hakimiyet imkanı sağlamıştı.

Antlaşmanın özellikle esirlerin teatisiyle ilgili maddelerinin uygulanmasında çıkan anlaşmazlıklar tarafları yeniden müzakerelere sevketti ve 6 Kasım 1419'da tadil edilmiş haliyle yeni bir antlaşma imzalandı.

Savaşın başlangıcı

Bununla birlikte, iki devlet arasındaki gerginlik bitmedi. Zira, Osmanlı Devleti I. Mehmed döneminde Arnavutluk'taki konumunu pekiştirerek Venedik'in İyon ve Adriyatik Denizi kıyılarındaki topraklarını tehdit eder hale gelmişti.

1421'de tahta çıkan II. Murad 1421-1424 yılları arasında Bizans İmparatorluğu'yla savaşırken 1422 yılında Selanik'i kuşatmıştı. Venedik ise, Bizans’ın ümitsiz durumundan yararlanarak bir anlaşmayla 30.000 düka altını karşılığında Selanik şehrinin idaresini 1423 yazında devralınca yeni bir siyasi bunalım çıktı.

Osmanlı Devleti bu devri tanımadı. Zira Selanik 1387-1403 arasında Osmanlı egemenliğinde kalmış, Fetret Devri'nde Süleyman Çelebi tarafından, ittifak karşılığında, Bizans İmparatorluğu'na devredilmişti.

Venedik, Osmanlıların Selanik işgalini tanıması için bir taraftan yıllık haraç vermeyi (1.500-2.000 duka) teklif etti, diğer taraftan baskı amacıyla (1416 yılındaki zaferi kazanan) Pietro Loredano komutasındaki donanmasını Gelibolu karşısına gönderdi.

Venediklilerin Selanik için vergi ödeme teklifini reddeden II. Murad bu devletle fiilen savaşa girmiş oldu. Venedik ise, Aydın Beyi İzmiroğlu Cüneyd Bey, Eflak Prensi II. Dan ve Macar Kralı Sigismund'la ittifak kurma girişimlerinde bulunuyordu.

Osmanlı Devleti, İstanbul’un da Venediklilere teslim edileceği ya da işgal edilebileceği endişesine kapıldı. Cenevizlilerin aracılığıyla II. Murad Bizans İmparatoru II. Manuil'le 22 Şubat 1424'te bir barış antlaşması imzaladı.

Bununla birlikte, Osmanlılar ile Venedikliler arasındaki savaş hali 1425'e kadar toptan bir askerî çarpışmaya dönüşmedi. Nitekim, Venedik aynı yıl Aydınoğulları Beyliği'nin ilhakıyla sonuçlanan seferin ardından Ayasuluk'a gelmiş olan II. Murad'a Selanik için ödemeyi teklif ettikleri vergiyi artırmak suretiyle yeni bir barış teklifinde bulundular. II. Murad teklifi reddederek Selanik'in kayıtsız şartsız teslimini talep etti.

Askeri çarpışmalar (1425-1426 ve 1429)

Venedikliler önce Yıldırım Bayezid’in oğlu olduğu iddia edilen yeni bir Düzmece Mustafa’yı ortaya çıkardılar. 1425 ilkbaharında Selanik’ten yola çıkan Mustafa halen bölgede bulunan Venedik donanmasıyla işbirliği yaptı. Venedikliler Osmanlı topraklarına karşı hücuma geçerek (üç yıldır Osmanlı egemenliğindeki) Kassandra ve (1383'ten beri Osmanlı egemenliğindeki) Kavala'yı ele geçirdiler. Aynı yıl içinde Ekim ayında Venedik ile Macarlar arasında Osmanlılar’a karşı ittifak görüşmeleri başladı.

1426 yılında Osmanlılar üç koldan karşı saldırıya geçtiler. Pazarlı ve Sarıca Beyler (yeni) Düzmece Mustafa'yı etkisiz hale getirdikleri gibi, Venedik işgalindeki Kassandra ve Kavala'yı geri aldılar.

Bir yıl önce Osmanlı topraklarına katılan Aydın ve Menteşe Beyliklerine bağlı Türk denizcileri Ayasuluk ve Palatia'dan hareketle, Venedik'in elindeki Eğriboz Adası ile Modon ve Koron kalelerini yağmaladılar.

Bir kol ise savaşı Arnavutluk’a yayarak Venedik’e ait Dıraç'ı (1392'den beri Venediklilerin elindeydi) kuşattı.

Bununla birlikte Osmanlı Devleti, 1426-1428 arasında, Sırbistan ve Eflak üzerindeki hakimiyet konusunda yaşanan rekabetten dolayı, karadaki en büyük rakibi Macaristan Krallığı'yla savaşa tutuştu. Bunun sonucunda Osmanlılar ile Venedikliler arasındaki çatışmalar 1429'a kadar kesildi.

Osmanlı Devleti'nin Sırbistan ve Eflak meseleleriyle uğraştığı 1426-1428 döneminde Venedik yeni barış teklifleriyle Selanik'teki mevcudiyetini Osmanlılara kabul ettirme çabalarını sürdürdü ve bu defa yıllık 300.000 akçe tutarında vergi önerdi. Bu sırada da Karaman Beyi II. İbrahim ve Kıbrıs Kralı II. Janus'la ittifak arayışına girdi.

Osmanlılar Venedik'in teklifini bir kez daha reddetti. Bunun üzerine Venedik de 1426'dan beri çatışmasız geçen savaşı 1429'da yeniden şiddetlendirdi. Ağustos ayında Amiral Pietro Mocenigo komutasındaki Venedik donanması Gelibolu limanına saldırdı; ancak limanı kapatan duvarı yıktıysa da burayı alamadı. Gelibolu karşısında beş gemi bırakarak çekildi.

Bununla birlikte, II. Murad 1429 yılı boyunca Venediklilere karşı bir hamle yapmaktan imtina etti. Zira, ordusuyla (ikinci kez) Anadolu'ya yönelmiş Timur Sultanı Şahruh'un yarattığı tehlike nedeniyle teyakkuz halinde doğudaki gelişmeleri izlemeye başlamıştı (bu mutedil siyaset 1447 yılında yılında Şahruh'un ölümüne dek sürecektir). Şahruh’un 17-18 Eylül'de Selmas Muharebesi’nde Karakoyunlu ordusunu hezimete uğratmasının ardından Venedikliler, Şahruh'a elçi gönderip Osmanlı Devleti'nin üzerine yürüme tahrik etmeye çalıştıysa da, Şahruh Timur İmparatorluğu aleyhtarı siyaset gütmeyen Osmanlıların üzerine yürümedi. Şahruh’un kamp kurduğu Karabağ'dan başkenti Herat’a geri dönmeye hazırlanması üzerine Osmanlı Devleti'nin doğusundaki tehlike bir süreliğine ortadan kalktı ve II. Murad nihayet Selanik Kuşatması'na odaklanma olanağı buldu.

Selanik kuşatması ve savaşın sonu (1429-1430)

15. ve 16. yüzyıllarda Venedik Cumhuriyeti ve Osmanlı Devleti

II. Murad Selanik meselesini çözmek için 1429-1430 kışı boyunca gerekli hazırlıkları yaptı ve 1430 Şubat'ında (henüz Venedik donanması bölgeye yetişmeden) bütün ordusuyla Selanik üzerine yürüdü (Anadolu Beylerbeyi Hamza Bey'in komutasındaki Anadolu askerleri de sefere katılıyordu). 29 Mart 1430 günü sabaha karşı yapılan genel taarruzla Türk ordusu kaleyi aldı.

Osmanlılar Selânik’i fethettiği sırada Venedik Amirali Sylvestra Morosini henüz Epir sahillerindeydi. Selanik'in düşmesinin ardından Venedik Senatosu sıranın Arnavutluk’taki topraklarına geleceğinden endişeye kapılarak Amiral Morosini'yi hem taarruz hem barış müzakerelerinde bulunma yetkileriyle donattı. Yaz aylarında Kuzey Ege'ye ulaşan Venedik donanması Gelibolu önlerine gelerek Emir Burgazı (Süleyman Burgazı) hisarını kuşatarak buradaki Osmanlı birliklerine kayıplar verdirdi ve Çanakkale Boğazı'nda Osmanlıların askerî ve ticarî seyrüseferini bir süreliğine durdurmayı başardı.

Ancak, Venedik açısından Selanik'in kurtarılması ihtimali kalmamıştı. Taraflar barış müzakerelerine meylettiler. Görüşmelerin sonucunda Anadolu Beylerbeyi Hamza Bey Venedik Amirali Morosini'yle Temmuz 1430'da Lapseki Antlaşması'nı imzaladı.

4 Eylül 1430'da onaylanarak yürürlüğe giren Antlaşma'yla;

  • Venedik, Selanik ve civarındaki Osmanlı hâkimiyetini tanıdı.
  • Osmanlı Devleti, buna karşılık Venedik'in Arnavutluk ve Mora'daki mevcudiyetini tanıdıysa da, Venedik İnebahtı için yıllık 236 duka altını haraç vermeyi kabul etti.
  • Son olarak, Venedik Osmanlı Devleti'nin Boğazlar’da seyrüsefer serbestisini tanıdı (bu şekilde, 1416 tarihli Edirne Antlaşması'nın Osmanlı savaş gemilerinin silahlı bir şekilde Marmara Denizi'nden Ege Denizi'ne çıkmalarını men eden maddesi de ilga edilmiş oldu).

Savaş sonrası

Venedik 1430 yılında Osmanlı Devleti'yle imzaladığı barış antlaşmasından sonra İtalya'daki rakibi Ceneviz’le savaşa tutuştu (1431-1433).

Osmanlı Devleti ise, Arnavutluk ve Epir'e yönelerek buralardaki egemenliğini pekiştirmeye çalıştı ve 1430 yılında Yanya'nın fethi'nin ardından Carlo II Tocco 1448'e kadar Arta merkezli ufak bir toprak parçasının prensi olarak Osmanlılara tâbi bir şekilde hüküm sürdü (Osmanlılar bölgenin hakim Carlo'nun adından mülhem bir şekilde Karlı İli olarak adlandırdıkları bölgeyi, Carlo'nun ölümünden bir yıl sonra doğrudan Osmanlı topraklarına kattılar). Arnavutluk'ta ise 1431-32 döneminde yapılan tahrir mukavemete yolaçtı ve Osmanlıları 1470'lerin sonuna kadar uğraştıracak Arnavut direnişi başladı.

Ceneviz'le savaşan ve Osmanlılarla yeni bir savaşa girmek istemeyen Venedik Senatosu, Arnavut ayaklanmacılara yardım edilmemesi için bölgedeki makamlarına emir gönderdi. Osmanlılar ile Venedikliler arasında İstanbul'un Fethi (1453) sırasındaki çatışmalar hariç 1463'e kadar barış hüküm sürdü. 1463'te ise taraflar Mora'da başlayan ve ardından daha geniş bir coğrafyaya yayılan 16 yıllık bir savaşa tutuştular.

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.