Türk Kızılay

Kızılay (Resmî adı: Türkiye Kızılay Derneği, Türk Kızılayı olarak da bilinir, eski adı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti), Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi'nin temel ilkeleri olan “insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik” çerçevesinde çalışan bir yardım kuruluşudur.

Türkiye Kızılay Derneği
Kuruluş 1868 - Hilâl-i Ahmer Cemiyeti
1947 - Türkiye Kızılay Derneği
Merkez Ankara
Hizmet bölgesi Türkiye
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kerem Kınık
Genel Sekreter Hüseyin Can
Genel Müdür Dr. İbrahim Altan
Gönüllü 125.820
Resmî site

kizilay.org.tr

gonulluol.org
Eski adı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti

Personelinin bir kısmı gönüllü olarak, bir kısmı ise maaşlı olarak çalışır.

Tarihçe

Kızılhaç’ın kuruluşu ve Osmanlı Devleti

22 Ağustos 1864’te Cenevre’de 12 hükûmetin katılımı ile düzenlenen uluslararası toplantıda I. Cenevre Konvansiyonunun imzalaması ile Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin kurulmasının önü açılmıştı. Osmanlı hükûmeti bu anlaşmayı 5 Temmuz 1865'te onayladı. Ancak derneğin durumu ilk 40 yıl belirsiz kaldı.

Başlangıçta Osmanlı Devleti yöneticileri arasında bu cemiyetin fayda sağlamayacağı düşüncesi vardı.[1] Yine de 1867 yılında Mekteb-i Tıbbiye hocası Dr. Abdullah Bey, Paris'te toplanan ilk Kızılhaç kongresine delege olarak gönderildi. Kongrede Milletlerarası Sıhhi Yardım Komitesi’ne Türkiye delegesi seçilen Abdullah Bey, Osmanlı Devleti içinde yaralılara yardım derneği kurmak için Milletlerarası Yardım Komitesi Başkanlığı’ndan bir vekâletname aldı.

Mecruhin ve Marza-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti

Abdullah Bey’in Paris dönüşünde bu konuda yaptığı girişimler oldu fakat ortada teşkilatın sembolü olan haç işaretinin Hristiyanların sembolü olması ve ordu çevrelerinden gelen güvensizlik gibi sorunlar vardı.[2]. Abdullah Bey, ısrarlı çabaları sonucu Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa'nın desteğini almayı başardı. Kırımlı Dr. Aziz Bey'in de katkılarıyla Mekteb-i Tıbbiye Nazırı Marko Paşa başkanlığında “Mecruhin ve Marza-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti” kuruldu. Kurulan bu cemiyet herhangi bir işaret ve sembol kullanmayacaktı. Bu derneğin kurulduğu 11 Haziran 1868 tarihi Türkiye’de Kızılaycılığın resmen kuruluş tarihi kabul edilir.[2]

Geçici bir yönetim kurulu oluşturan cemiyet, tüzük hazırlamak üzere de bir komisyon kurdu. Cemiyetin başkanı Marko Paşa, Genel sekreteri Abdullah Bey idi. Hazırlanan tüzük incelenip onaylanmak üzere hükûmete sunuldu. Ne var ki girişim askerî makamlarca “sivillerin askerlik işlerine karışması” olarak değerlendirilmişti.[2]. Yakınlarda bir savaş tehditi görülmediğinden cemiyet önemli görülmüyordu ve tüzük onaylanmadı. 1874 yılında Abdullah Bey’in ölümünden sonra cemiyet faaliyetlerini tatil etti.

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti

Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Arması; "Vatana muhabbet, yaralılara muavenet"

1876’da Sırbistan ve Karadağ ile Osmanlı Devleti arasında yaşanan çatışmalar, Türkiye’de Kızılhaç’a bağlı bir askerlere yardım cemiyeti kurulması gerekliliğini yeniden gündeme getirdi.

Çatışmalar sırasında Slav askerleri “Salib-i Ahmer (Kızılhaç) Cemiyetleri”nden yardım alırken Osmanlı askerleri çaresizlik içinde kalmışlardı. Kızılhaç ekipleri Osmanlılara yardım edemiyorlardı çünkü Cenevre Sözleşmesi’ni imzalamayan ya da imzalayıp da gereklerini yerine getirmeyen hükûmetlerin askerlerine yardım edilmemesi kuralı vardı.

Avrupa genelinde faaliyet gösteren Salib-i Ahmer cemiyetlerinin yetkilileri, Osmanlı Devleti'nin de yardımlardan yararlanabileceğini, bunun için İstanbul'da bir merkez oluşturup bunu Cenevre’deki merkez yoluyla diğer devletlere duyurmaları gerektiğini ilgililere gönderdikleri mektuplarla hatırlattılar. Bu gelişmeler üzerine İstanbul’da “Mecrûhîn ve Zuafây-ı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti” nin resmen kurulması için çalışmalar başladı.

13 Ağustos 1876’da çeşitli hükûmet ve cemiyet temsilcileri Mekteb- Tıbbiye Nazırı Marko Paşa başkanlığında toplandılar. Toplantıda cemiyetin, Cenevre Konvansiyonu'nda kabul edilen sembolü kullanmasının mümkün olmadığı için yeni bir sembol bulunması ve bir an önce cemiyetin tüzüğünün hazırlanması karara bağlandı. Kırımlı Aziz Bey’in konu üzerindeki çalışmaları sonucu Türkler'in sembol olarak Salib-i Ahmer (Kızılhaç) yerine Hilâl-i Ahmer (Kızılay) kullanması kabul edildi.[1] Hilâl işaretinin tescili için Cenevre'deki hükûmet aracılığıyla bütün devletlere başvuru yapıldı; devletlerin çoğu amblemi kabul ettiğini bildirdi. Derneğin tüzüğü hazırlanıp hükûmete teslim edildi. Haç yerine hilâl kullanılması kararı üzerine hükûmet tüzüğü onayladı.

Cemiyet, 14 Nisan 1877’de resmen kuruldu. Meclis-i Umum-u Sıhhiye İkinci Reisi Hacı Arif Bey cemiyet başkanı olarak görevlendirildi. 19 Nisan 1877’de yapılan ikinci toplantıda cemiyetin adı “Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti olarak belirlendi.

93 Harbi

Kuruluşunu henüz yeni tamamlayan cemiyet, 93 Harbi sırasında, özellikle Plevne Savunması’nda kendini gösterdi. Savunma sırasında 4 bine yakın yaralıya baktı. Savaştan sonra Osmanlı Devleti’nde anayasa askıya alınmış birçok kurum ve kuruluşun çalışmalarına kısıtlama getirilmişti. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti de çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı.

Yunan Harbi

1897’de 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’nın patlak vermesi üzerine Hilâl-i Ahmer Cemiyeti yeniden gündeme geldi. 24 Mayıs 1897 tarihli bir sadrazamlık emri ile cemiyet yeniden göreve davet edildi.[1] Heyetin ikinci başkanı Nuriyan Efendi önderliğinde bağış toplandı. Toplanan para ile kiralanan iki vapur savaşta yaralanan askerleri İstanbul’a getiri, orduya ilaç alımı yapıldı. Savaştan sonra cemiyetin faaliyetlerine yine ara verildi.

Meşrutiyet’in İlanı

Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Gümüş Madalyası 1916/1917

Meşrutiyet’in ilanı ile ülkedeki birçok kurum gibi Hilâl-i Ahmer Cemiyeti de bir yeniden yapılanma içine girdi, faaliyetlerine bir daha ara vermemek üzere yeniden kuruldu. Rejim değişikliğinden sonra devlet yönetiminde cemiyetin yararına inanan devlet adamları görev almıştı. 1911 yılında İstanbul’da çıkan büyük Aksaray yangını sırasındaki faaliyetleri devletten daha fazla yardım görmesinde etkili oldu.[1] Eski Hariciye nazırı ve Paris Sefiri Mehmed Rifat Paşa'nın eşi Madam, Rıfat Paşa'nın kısa zamanda cemiyet için 5 bin altın toplaması, başkalarını da harekete geçirdi. Yeni bir nizamnâme hazırlanıp Devlet Şurası tarafından onaylandı.

Cemiyete üye kaydedilen yüz kişi 20 Nisan 1911’de yapılan toplantıda 30 kişilik idare heyetini seçti ve başkanlığa Hakkı Paşa’yı getirdi. Veliaht Yusuf İzzettin Efendi cemiyetin fahri başkanlığını üstlendi. Tophane’deki üç katlı bir bina veliaht tarafından döşendi ve cemiyetin ilk genel merkezi oldu. Genel merkez daha sonra II. Mahmut Türbesi etrafındaki dört katlı bir binaya taşındı.

II. Meşrutiyet’in ilanından sonra devletin üst kademelerindeki devlet adamlarının çoğu cemiyete eşleriyle birlikte üye olmuşlardı. 20 Mart 1912’de Dr. Besim Ömer Paşa’nın girişimiyle Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Hanımlar Heyet-i Merkeziyesi adı ile bir birim oluştu. Başkanlığını Harbiye Nazırı Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın eşi Prenses Nimet Muhtar Hanım üstlendi. Hanımlar, devletin peş peşe girdiği savaşlarda cephedeki askerler kadar cephe gerisindeki sivil halkın ihtiyaçlarının karşılanması için de faaliyetlerde bulundular. Hasta bakıcı kursları düzenlediler. Balkan göçmeni kadınlar için dârü's-sınâa isimli sanat evleri kurdular.

Millî Mücadele Dönemi

I. Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan Millî Mücadele döneminde Hilâl-i Ahmer, işgal kuvvetlerinin ve İstanbul hükûmetinin baskılarına maruz kaldı. 16 Mart 1920’de dernek merkezi basıldı. Derneğin genel sekreteri Dr. Adnan Bey Ankara’ya geçerek kurulan millî hükûmette görev aldı; eşi Halide Hanım Hilâl-i Ahmer hemşiresi olarak savaşa katıldı.

Ekim 1920’de İsmail Besim Paşa, Adnan Bey, Ömer Lütfü Bey ve Esat Paşa’dan oluşan Ankara temsilciliği kuruldu ve Anadolu’daki Hilâl-i Ahmer merkez ve şubeleri ile temsilcilikleri buraya bağlandı. İstanbul’daki genel merkez Ankara'daki temsilciliğin yetkilerini arttırdı. İstanbul'dan Anadolu'ya acil ihtiyaç malzemeleri gönderildi ve pek çok sağlık personelinin Anadolu’ya geçmesi, cephe gerisinde çalışması sağlandı.

Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti

Cemiyetin İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu)’na yaptığı başvuru üzerine ismi 29 Kasım 1922’de Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti olarak değişti.

Cemiyet, Millî Mücadeleden sonra cemiyet Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi'ni yönetti. Türkiye’ye nakillerini bekleyen Yunanistan’daki Türkler için sağlık ekibi ve sağlık gereçleri sağlandı.

Cemiyetin merkezi 1925’te Ankara’ya alındı. Aynı yıl Türkiye'nin ilk Hastabakıcı Hemşire Okulu Hilâl-i Ahmer tarafından açıldı.

Kızılay Adını Alışı

Cemiyetin adı 28 Nisan 1935’te Türkiye Kızılay Cemiyeti, 22 Eylül 1947’de Türkiye Kızılay Derneği olarak değişti. Günümüzde başkanlığını Dr Kerem Kınık yapmaktadır.[3]

Türk Kızılayında Gönüllülük

Türk Kızılay, 152 yıllık tarihini gönüllülük üzerine inşa etmiş ve faaliyetlerini gönüllü hizmet esasına uygun olarak sürdürmektedir. 2019 yılında kurulan Gönüllü Yönetimi Direktörlüğü koordinesinde gönüllülük faaliyetlerini sürdüren Türk Kızılay gönüllülük kapasitesinin gelişmesi için ulusal ve uluslararası çalışmalar gerçekleştirmektedir.

Kızılay Gönüllü Yönetimi ve Gönüllü Yapıları

  • Kızılay, Gönüllü yönetim sistemi gonulluol.org aracılığıyla gönüllü kapasitesinin, eğitimlerinin, görevlendirmelerinin yapılmasını ve her yaştan gönüllümüzün Kızılay’a değer katacak çalışmalar yapmasını sağlar.
  • Gönüllü ve Gençlik Merkezleriyle gönüllülerinin fiziki mekanlarda ücretsiz eğitimler almalarını, proje, etkinlik yapmalarını, derslere ve kurslara katılımlarını sağlar.
  • Afetlerde gönüllü yönetimiyle afet insan kaynağı ve kapasitenin artırılması için çalışmalar yürütür.
  • Mahalle gönüllü takımları kurarak toplumda sosyal yardımlaşma ve dayanışma bilincinin geliştirilmesine katkı sağlar.
  • Çevre, göç, mülteci, sağlık, eğitim, kan hizmetleri konusunda yaptığı etkinlik ve farkındalık çalışmalarıyla gençlerin ve gönüllülerin çeşitli alanlarda farkındalıklarının artırılmasını destekler.
  • Türk Kızılay Gençlik kamplarında her yıl binlerce Kızılay gönüllüsü gencin yetişmesini, eğitimler almasını sağlar.
  • Kurumlarla yaptığı iş birlikleriyle kurumsal gönüllü kapasitesinin artırılmasını sağlar.
  • İllerde/İlçelerde Genç Kızılay ve Kızılay Kadın teşkilat yapılarıyla, Okullarda Kızılay Kollarıyla, Üniversitelerde Kızılay Topluluklarıyla toplumda Kızılaycılık kültürünün yaygınlaştırılması için teşkilatlanma çalışmaları yürütür.
  • Ulusal ve uluslararası görevler, çalıştaylar, toplantılar, kamplar, iş birlikleriyle gönüllülerimizin yetkinliklerini kurum adına değere dönüştürme çalışmaları yapar.
  • Gönüllülük kültürünün toplumda ve tüm kurumlarda yaygınlaşması için örnek programlar, projeler oluşturur.
  • Gönüllülük konusunda mevzuat ve yasal çalışmalar için savunuculuk, bilinçlendirme ve yasal çalışma modelleri hazırlar.
  • Gönüllülerle yaptığı projelerle kurum kaynaklarına maddi katkı sağlar.

Türk Kızılay Gönüllü Yönetimi Direktörlüğü koordinasyonunda yürütülen çalışmalar ile 7 temel ilke kapsamında kurumsal kızılay kültürünün gönüllüler ve gençlere aktarılmasını, gönüllülerin donanımlı, vicdanlı, adaletli, birlik ve dayanışmanın önemini kavramış yardımsever bireyler olarak geleceğe hazırlanmasına aracılık eder.

Kızılay 2020 istatistiklerine göre 121.348 gönüllü sayısıyla[4] Türkiyenin en büyük gönüllü kapasitesine sahip sivil toplum kuruluşudur.

Projeler

Bir Türk Kızılay çalışanı

Türk Kızılayı Sadece afet anlarında değil hayatın her anında insanlara yardım götürebilmek için projeler üretmektedir. Bu projelerin sayısı günümüzde 14'ü bulmaktadır.

Gazze'ye İnsani Yardım

Gazze'de bulunan yardıma muhtaç insanların temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak üzere oluşturulmuş proje. İlk Yurtdışı temsilciliğini Gazze'de Kuran Türk Kızılayı, yaklaşık 9 yıldır burada Deprem nedeniyle Barınma alanlarını kaybeden, yaralanan ve sevdiklerini kaybeden ihtiyaç sahiplerine yardımlarını ulaştırmaktadır. bugüne dek Kızılay aracılığıyla Türkiye'den Gazze'ye 35.000.000 (Otuzbeş Milyon) Türk lirası tutarında insani yardım malzemesi ulaştırılmıştır.

Tel-Afer'e İnsani Yardım

Kuzey Irak bölgesinde ihtiyaç sahipleri için çadır kent kuran Türk Kızılayı'nın bölgedeki insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla oluşturduğu proje.

Kızılay Gıda Kolisi Bağışı

Proje kapsamında Türk Kızılayı, yardıma muhtaç kişilere dağıtılmak üzere birçok kuru gıda ürününün bulunduğu 2 farklı gıda kolisi hazırlamaktadır.

Aşevlerine Nakdi Bağış Projesi

Türkiye genelinde 14 aşevi ile hizmet veren Türk Kızılayı'nın, sağlıklı ortamlarda, besin değeri yüksek gıda malzemelerinden oluşan ve bir ailenin beslenme ihtiyacını karşılayacak şekilde hazırlanan sıcak yemekleri ihtiyaç sahibi ailelere dağıttığı proje.

Zekat

Zekat olarak verilen bağışların ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılması projesi. Bu projede toplanan bağışlar, Kızılay hesaplarına ulaşmadan doğrudan ihtiyaç sahiplerine gönderilmektedir. Kızılay Kart bu bağışlarla dağıtılmaktadır

Kızılay Gıda Kart

Kızılay Gıda Kart, Türk Kızılayı tarafından uygun görülen yardımların ihtiyaç sahibi ailelerin tercihleri doğrultusunda dağıtılmasına imkân veren modern bir araçtır. İhtiyaç sahiplerinin tüm ihtiyaçlarını alışveriş noktalarından, verileni değil tercih ettiğini almasını sağlamak amacıyla üretilen, akıllı kart sistemidir.

Vekaleten Adak

Kişilerin adadığı adakların, adak vekaleti vererek Kızılay sayesinde ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıldığı proje.

Mobil Mutfak Bağışı

Başta barınma olmak üzere  yardıma muhtaç insanların beslenme ihtiyacı Türk Kızılayı  mobil mutfakları   sayesinde karşılanmaktadır. Kurulan  mobil mutfaklar ile sağlıklı ve hijyenik  ortamda  pişen  yemekler  yardıma muhtaç insanlara dağıtılmaktadır.

Acil Afet Çadırı Bağışı

Afet durumlarında yeterli çadır sayısını sağlamak amacıyla nakdi yardım alınan proje.

Tekerlekli Sandalye Bağışı

Proje kapsamında 2022 sayılı kanun kapsamında ihtiyaç sahibi olduğu tespit edilen, vücut fonksiyonlarının yüzde 70 ve üzeri engelli olduğunu devlet hastaneleri tarafından düzenlenen raporlar neticesinde belgeleyebilen ihtiyaç sahipleri, Türk Kızılayı’ndan tekerlekli sandalye yardımı alabilmektedir.

Sevgi Bohçası

“Sevgi Bohçası” adı verilen proje ile maddi durumu yetersiz ailelere doğum sonrasında destek olunması hedefleniyor. Proje ile yeni doğan bebeklerin ve annelerinin temel ihtiyaçları Türk Kızılayı tarafından karşılanmaktadır.

Özel Eğitim Sınıfları Şartlı Bağışları

Özel Eğitim Sınıflarının Tefrişatı Projesi, özel eğitime ihtiyacı olan çocukların eğitimlerine katkı sunmayı hedefleyen bir projedir.

Suriye'ye İnsani Yardım

Suriye vatandaşı yardıma muhtaç insanların temel yaşam ihtiyaçlarının karşılandığı proje.

Kızılay İyilik Koşusu

Kızılay İyilik Koşusu, Türk Kızılayı tarafından düzenlenen ve bünyesinde devam eden projelere kaynak yaratmanın hedeflendiği yardımseverlik koşusu etkinliğidir.

Genç Kızılay logosu

Genç Kızılay

Genç Kızılay; ülke il ve ilçe bazında liseli ve üniversiteli gençler tarafından yönetilen, Kızılay'ın gönüllülük esaslı gençlik teşkilatıdır.

Kızılay Kadın

Kızılay Kadın; ülke genelinde il ve ilçe bazında teşkilatlanan, aile, engelli, yaşlı, çocuk, sosyal hizmet temelli faaliyetler yürüten, Kızılay'ın gönüllülük esaslı kadın teşkilatıdır.

Eleştiriler

Başkentgaz şirketinin Türk Kızılayı aracılığıyla Ensar Vakfı'na 2017 tarihinde 8 milyon dolar bağış yaptığı, Kızılay'ın bağıştan komisyon aldığı ortaya çıkmıştır.[6]

Kaynakça

  1. "Mehmet Polat, Hilal-i Ahmer Teşkilatı'nın Kuruluşu ve Teşkilatlanması, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Elazığ 2007" (PDF). 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2012.
  2. "Türk Kızılayının Kurucusu Dr. Abdullah Bey, Ogretmenhatti.com sitesi, Erişim tarihi:02.10.2012". 26 Haziran 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2012.
  3. ""Organizasyon Şemamız "". Kızılay (Türkiye). 5 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2010.
  4. "istatistik".
  5. "logo". Türk Kızılay.
  6. 1 Şubat 2020 tarihli Euronews haberi, 25 Şubat 2020 tarihinde erişilmiştir

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.