Solaris (roman)

Stanislaw Lem'in çok tanınan bilimkurgu romanı. 1961 yılında basılmış, üç defa sinemaya uyarlanmıştır(Nirenberg 1968, Tarkovski 1972, Soderbergh 2002).

Solaris
Solaris kitabının Óscar Chichoni tarafından kitabın İspanyol versiyonu için çizilmiş kapak resmi
Yazar Stanislaw Lem
Tür Roman
Yayım 2003
Yayımcı Faber & Faber
ISBN
0-571-21972-1 (Türkçe)

Hikâye

Romanda dünyaya yakın bir gezegen olan Solaris ile girilen etkileşimden ve bu etkileşim sonucunda oluşan olaylar üzerinden felsefe, din, psikoloji gibi çok çeşitli konular üzerine gönderme yapılmaktadır. Solaris, dünyada bir bilimdir. İnsanlar bu yakın fakat garip gezegen hakkında olabildiğince bilgi toplamaya ve nihayetinde gezegenden pratik faydalar sağlamayı hedeflemektedir ve bu da gezegen hakkında çok daha ayrıntılı bilgi sahibi olmayı, yani gezegeni yerinde tanımayı gerektirmektedir.Roman tam da bu çabaların sıkıştığı bir noktada başlamakta ve aynı karamsarlıkla bitmektedir.

Kevin kendinden daha önce gezegeni inceleme göreviyle Solaris'e gönderilen bilim insanlarının durumunu gözetlemesi ve onlara destek olması için bir psikolog olarak Solaris'e gönderilir. Kevin için Solaris beklentisinden farklı bir deneyimi yansıtır. Karşılaştığı şey(ler) Solaris'teki sorunun çok daha karmaşık olduğunu göstermektedir. Bir bilim insanı intihar etmiştir, diğeri bir şeyler gizlemekte, bir diğeri de yönelimsiz, belirsiz hareketlerde bulunmaktadır.

Solaris bilinçsiz denebilecek bir sıvı organizmadır, fakat bu bilinçsizliğine rağmen kendi bütünlüğüne karşı oluşan tehditlere tepki vermektedir. Solaris'e insansal bir bilinçten çok hayvansal bir bilinç atfetmek daha doğru olur. Gezegen çok çeşitli moleküler gerçeklikler yaratarak kendisi üzerindeki yabancı faktörleri dışlamaya çalışmakta, onlarla mücadele etmekte, organizmasını korumaya çalışmaktadır. Gezegenin yaptığı şey, spesifik olarak, mücadele ettiği virüs-insanların karşısına bu insanların bilinçaltlarında, ve hafızalarında saklı olan sorunlu bazı bastırılmış duyguları, bu duyguların nedeni olan kişiler aracılığıyla yaşatmaktır.Gezegen üzerindeki insanlarla psikolojik bir savaşa girmekte ve bu savaştan galip çıkmaktadır.Kevin'in durumu da bunun bir diğer örneğidir.Gezegen Kevin'in karşısına ölmüş karısı Rheya'yı çıkarmaktadır. Rheya, Kevin üzerinde sorun yaratmaktadır, bu salt Rheya'nın ölmüş olması ve yarattığı şaşkınlıktan değil, Rheya'nın bir bedensel bütünlükten çok, bir çeşit moleküler organizasyonu ya da bir çeşit herkesin gördüğü halüsinasyon olmasından kaynaklanmaktadır. Bir anlamda, gezegen Rheya'yı, Kevin üzerinde en etkili olduğunu çıkarsayıp, bilinçaltından çekmiş ve onun üzerinden Kevin üzerinde mümkün olan en yüksek tahribatı yapmıştır.Nihayetinde Kevin de diğer bilim insanbiları gibi başarısız olacaktır.

Tüm bu yukarıda anlatılardaki psikolojik bilimkurguya ek olarak, Lem başka dünyaların, ve insanoğlunun dışa dönük, bilimsel-teknolojik hırsının en nihayetinde kendi içindeki birtakım sorunlar tarafından ikinci planda bırakılacağını öngörmektedir. Bu noktada Lem'in seküler bilime ve onun ilerleyişine karşı edilgen dinsel-mistik düşünceyi savunduğunu düşünmek, çıkarmak biraz öte bir düşünce olacaktır(1972 yılında Tarkovski'nin yaptığı Solaris filmi). Lem'in durduğu nokta positivist-ilerlemeci düşünceye karşı olmaktan çok, ona fazla değinmeden ya da bu düşünceye karşı olmadan fazlaca dışa-dönük 20.yy dünyasında insan içselliğinin önemini belirtmektir.

Kaynakça

    Dış bağlantılar

    This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.