Roman

Roman, bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, onların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen uzun kurgusal anlatıma denir. Hikâyeye kıyasla daha uzun ve olaydan ziyade kişi merkezli bir yazı türüdür. Japon edebiyatının başyapıtlarından Genji'nin Hikâyesi dünyanın ilk romanı kabul edilir.[1]

Roman büyük oranda düzyazıyla yazılır ancak nazım da içerebilir. Anlatılan olaylar kahramanlık öyküleri değil, sıradan insanların günlük yaşantılarıdır. Anlatılan olaylar, kendinden önceki türler gibi yalnızca saraylar ve savaş alanları gibi destansı mekanlarda değil, genellikle sokaklar, evler, meyhaneler gibi sıradan mekanlarda geçer. Kullanılan dil, nazım türlerinde olduğu gibi ağdalı değil günlük ve sıradandır.

Roman tarihe en bağlı edebiyat türüdür. Toplumsal, politik olaylar gelişmelerle de yakın ilişkidedir.

Roman, felsefe ve sanattan boş inançları kovmak ve bunların yerine akıl ve gerçeği geçirmek isteyen bir kültürel dönüşümün ürünüdür. Bu nedenle toplumların gelişimine, yani tarihe kopmaz biçimde bağlıdır. İnsanı, öncelikle toplumsal ve tarihsel bir varlık olarak konu alan ilk sanat türüdür.

İlk örneklerini François Rabelais, Dante, Miguel de Cervantes vermiştir.

Roman türleri

Romanlar: konu, üslup, yazıldığı dönem bakımından çeşitli türlere ayrılabilir. Üslup bakımından "romantik roman", "gerçekçi roman", "doğalcı roman", "estetik roman", "izlenimci roman", "dışavurumcu roman", "yeni roman" türleri sayılabilir.

Romantik

Kişilerin duygularını, arzularını,hislerini, düşüncelerini yalnızca kendilerine ait, içten gelen doğal ve gerçek olgular gibi görür.Yani aşk, duygu, hayal gibi düşünceler yer alır. Aynı zamanda acı, keder ve hüzün de bu roman türünün konularındandır. Örneğin Sir Walter Scott’un tarihsel romanları, Jean-Jacques Rousseau’nun eserleri, Goethe’nin Genç Werther’in Acıları, Victor Hugo'nun Notre Dame'ın Kamburu gibi.

Realistik

Romantik romandan ayrı olarak kuru ve kuşkucu bir anlatım ve düşünce yapısı taşır. Balzac ve Stendhal’in romanları bu üsluptadır.

Estetik

Belli biçim ve anlatım kaygıları ile yazılmış romanlardır. Gustave Flaubert estetik romanın en önemli yazarıdır.

İzlenimci

Diğer üsluplardan ayrı olarak eşyanın ve dış olayların kendi nesnel gerçeklikleriyle insanların bunları algılama biçimleri arasındaki farkları ortaya çıkarmaya yönelir. Yani dış gerçeklerden çok, duyu ve duygulara, iç yaşantının betimlenmesine öncelik verir.

Dışavurumcu

20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Dışavurumculuk toplumsal kimliklerin reddedilmesi ve insan yaşamını belirleyen toplum karşıtı ya da uygarlık karşıtı güçlerin öne çıkarılmasıyla belirlenir. Dostoyevski, Franz Kafka, Samuel Beckett ve Bertold Brecht’in romanları bu türün örneklerindendir.

Yeni

Aslında dışavurumculuğun izlerini taşır. Özellikle 1930 sonrasında ilk örnekleri görülmeye başlandı. Kendisinden önceki akımlardan hiçbirine benzemeyen, yazma deneyini, hatta romanın olanaksızlığını romanın asıl konusu haline getiren romanlardır. Yeni roman, yazma eyleminin kendisini sorgulamaya yönelir. Alain Robbe-Grillet, Michel Butor, Claude Simon, Philippe Soller, Julio Cortazar gibi yazarlar bunları denemişlerdir.

Tarihî

Konusu bakımından roman "tarihsel roman pikaresk roman duygusal roman, gotik roman, ruhbilimsel roman, töre romanı, oluşum romanı" türlerine ayrılır. Tarihsel romanlar, tarihin değişik dönemindeki olayları işler. Kahramanlar gerçek veya düşsel olabilir. Ancak anlatılanlar tarih gerçeklerine çoğu kez uygundur. Bu roman türü aslında, Romantizmin bir ürünüdür. Dünya edebiyatında bu türün ilk örneğini İngiliz yazar Walter Scott vermiştir. Türk edebiyatında ise tarihi romanın ilk denemesi Ahmet Mithat’ın Yeniçeriler adlı romanı sayılabilir. Batılı anlamda ilk tarihsel Türkçe roman, Namık Kemal’in Cezmi’sidir.

Duygusal roman

İnsanın duygusal yaşamını yüksek ve özenli bir üslupla betimleyen romanlardır. Bazen bu türde yazarın kendi duygularıyla, okurun duygularını sömürmesi ön plana çıkar. Laurence Sterne’in Fransa ve İtalya’da Hissi Seyahat adlı eseri, Rousseau’nun romanları, Madame de La Fayette’in Prenses de Cleves adlı romanı da bu türe örnek gösterilebilir.

Psikolojik roman

Kişilerin ruhsal durumlarını ayrıntılarıyla çözümlemeye çalışan romanlardır. Daha serinkanlı ve denetimli oluşuyla duygusal romandan ayrılır. Abbe Prevost’un Manon Lescaut adlı eseriyle Fransız edebiyatında açılan psikolojik roman çığırı diğer ülke romancılarını da etkilemiştir. Paul Bourget’in romanları da bu türe örnektir.Türkiye'deki ilk ruhbilimsel roman Mehmet Rauf'un Eylül adlı kitabıdır. Türkiye'den Peyami Safa'nın 9. Hariciye Koğuşu buna örnektir.

Polisiye roman

Cinayet, gizem, katil, suç, ceset gibi konuları işleyen bir roman türüdür. Agatha Christie bu anlamda ün yapmıştır. 86 romanıyla 'Polisiye Romanlarını Kraliçesi' seçilmiştir. Bu romanlarda öne çıkan konular 'Kim kimi öldürdü?', 'Nasıl öldü?', 'Neden öldü?" gibidir.

Fantastik roman

Hayal gücüne dayanan romanlardır. 19. yüzyılda ilimlerin gelişmesiyle yaygınlık kazanmıştır.

Çizgi Roman

Çizgi roman veya resimli roman, çizgi ile hikâye anlatmak için birbirini takip eden panellerin (çerçevelenmiş resim) kullanıldığı bir sanat türüdür.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. "Roman." Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica Inc.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.