Savcı

Savcı, Ceza yargılamasında iddia makamı olarak adalete hizmet eden kişidir.[1] Savcılık Ceza Muhakemesinde iddia görevini yaparak devlet adına ceza davası açan makamdır. Bu makamdaki yetkiliye Savcı adı verilmiştir.[2] Ayrıca kısaltılmış bir şekilde savcı, suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve soruşturma faaliyetinde bulunmak, kamu davasının açılmasını gerektiren şartlar oluştuğunda dava açmak ve yürütmek, mahkemelerin verdiği kararları yerine getirmek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmak durumunda olan ve yargı organı içinde yer alan kamu görevlisi olarak tanımlanabilir.[3]

Bir duruşmada savcılar.
Meslek türü Meslek
Etkin sektörler Hukuk
Yeterlikler Savunuculuk becerileri, analitik düşünce, adalet duygusu
Gerekli eğitimler Profesyonel Avukatlık Eğitim Kursu, İngiltere ve Galler'de yargı kursu (ve muhtemelen Ortak Profesyonel Sınavı), Avukatlık sınavı
Çalışma alanları Hükûmet için hukuk hizmeti
İlgili meslekler Avukat, hukuki danışman, dava vekili, hâkim, sulh hâkimi

Etimoloji

Kelime kök anlamı olarak : hukuk İleri sürülerek savunulan düşünce, iddia, dava, tez, bir fiilin hukuki açıdan suç olup olmadığının tanımlanmasını ve ilgili kanun hükümlerine uygun suçun tanımlamasıyla iddianame hazırlamakla görevli hukuk memuru olarak geçmektedir.

Eski Türkçedeki karşılığı "müddeiumumi" dir.[4] Arapça muddaˁī (iddia eden, dava eden) ve umūmī (kamu) sözcüklerinin birleşiminden türetilmiş olan ve "kamu adına dava eden" anlamını taşıyan bu sözcük 1870 tarihli "Mehakim Nizamnamesi" ile Fransızca prosécuteur publique karşılığı olarak Türk hukukuna girmiş[4], Cumhuriyet döneminde de uzun süre gayrıresmî olarak kullanılmaya devam edilmiştir.

Savcılık kurumunun yapısı ve özellikleri

Savcılık kurumu idari bir yapıya sahip olması nedeniyle düzenlemesinde hiyerarşi bulunmaktadır. Astlar kurum içinde üstten emir alırlar. Ancak bu bağlılık mutlak bir itaat anlamına gelmemektedir.[5]

Tarihçe

Roma hukukunda

Genel olarak savcılık kurumunun Fransız kaynaklı olduğu kabul görmektedir. Fakat pek çok kaynak Roma hukukunda bulunan beş kurumu dayanak olarak göstermişlerdir. Roma hukukunda belirtilen bu kurumlardan her biri savcılara ait bazı özellikler taşıyordu. Bu kurumlardan ikisi Censeur ve Defenseur kovuşturma yapma hakkında sahipti. Questeur günümüz savcısının hazırlık soruşturması esnasındaki tüm yetkilerine sahipti. Irenarque Curios savcı ve suç kolluğuna benzer bir kurumdur. Puracuratore Caesari ve Avocat de fisc savcılığın idari görevleri gibi yetkilere sahip kurumlardı. Ancak bu kurumlar tam olarak savcılığın yetkilerine sahip değillerdi.[6]

Cermen hukukunda

Cermenlerde Centenarius adı verilen yetkililer suçluları yakalayarak adalete teslim ederlerdi. Sonraları bu yetkililer hakim konumuna yükseltilmiştir.[7] Almanya'da 1600'lü yıllardan itibaren Fiscalat adı verilen doğrudan senyöre bağlı olan bu kişiler halka ve memurlara karşı senyörün menfaatini koruyorlardı. Hatta bu yetkileri hukuki alanlardan daha fazlaydı. Bazen bu kişilere suçun araştırılarak ortaya çıkartılması görevi veriliyordu. Fransız İhtilali'nden sonra, Napolyon zamanında Fransız ceza muhakemeleri usulü kanunu Prusya'nın Ren eyaletinde uygulanmaya başladı. Bu bölgelerde daha sonra da devam etti. Bundan sonra yapılan reformlarda savcılığın bir kurum olarak uygulanması fikrinden faydalanıldı. Feurbach 1900'lü yılların başında Bavyera'da ceza muhakemesinde iddia makamı kurmak istemiş, fakat başarısızlığa uğramıştır. Ancak daha sonra bu uygulama Fransız İhtilali'nin de etkisiyle gerçekleşmiştir. Savcılık kurumunun tam olarak kurulması ise 1830 ile 1840'lı yıllara reformistlerin ortaya atması ile oluşmuştur.[6]

Anglo-Sakson hukukunda

İngiltere'de 1879 tarihine kadar kamu adına iddia makamını temsil eden bir savcı bulunmuyordu. Suçlarda kovuşturma isteme yetkisi özel kişilere aitti. Ancak devlet aleyhine işlenen suçlarda doğrudan kovuşturma yapılıyordu. Devlet aleyhine işlenen suçların takibini General attorney adı verilen kişiler yapıyorlardı. Bu kişileri kral seçiyordu. Ayrıca avukatlar ve solicitorlar iş görüyorlardı. Solicitorlar bütün adli işlere yetkili, serbest meslek sahibi kişilerdi. Örnek vermek gerekirse; Fransa'da aynı işi noterler görüyorlardı. Ancak solicitorlar kesinlikle High Court(Yüksek Mahkeme)un duruşmalarına katılamazdı.[8]

İngiltere 1879 yılında, Fransız sisteminden ayrı bir şekilde savcılık makamını kurdular ve bu makama Director of public prosecutions(Başsavcılık) adını verdiler. İngiltere’de savcı milli egemenliği temsil eden toplumun iddia makamı değildir. Hakim karşısında taraflardan biri konumundadır, bu konumu itibarıyla sanığa ve avukata benzemektedir. Avrupa veya Rusya’daki savcılık kurumu gibi yetkilere sahip değildir. Kural olarak taraflar dava açar, şikayet bulunmadığı halde işe karışmazdı.[9]

İskoçya'da ise savcı Fransa'da olduğu gibi devletin ceza hukukundaki haklarını temsil eden bir taraftır. Bu nedenle de adli teşkilat üzerinde kontrol yetkisi yoktur. Duruşmalara ise, mahkemenin astı sayıldığından dolayı sanık veya avukatı ile aynı haklara sahip olarak katılırdı.[7]

İslam hukukunda

İslam hukuku ceza uygulamalarında asıl olarak şeriat hakimdir. Toplumda kişilere yönelik suçlarda diyet, had ve kısas cezaları öngörülmüştür. Geriye kalan diğer suçlarda ise siyaset cezaları ile tüm cezaların takdiri Sultan'a bırakılmıştır. Yagılamalarda esas kural koyucu ise Allah'tır. Ayrıca Kadı'lar Sultan'ın vekil ve yardımcısı olarak görev yapmaktaydılar. Vezir ve Vali'lerde ceza işlerinde Sultan adına çalışmaktaydılar. Bu nedenle islam hukukunda savcıya ihtiyaç duyulmuyordu. Önder, M. (1968). Savcıların teşkilat içindeki yeri ve görevleri. Ankara.

Türkiye'de savcılık

İlk kez 1925 yılında 669 sayılı Şurayı Devlet Kanunu'nda "müddeiumumilik" isminde ihdas edilmiş, 4 Nisan 1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda "cumhuriyet müddeiumumisi" ve "cumhuriyet başmüddeiumumisi" isimleriyle görevlerine yer verilmiş, 1946 yılındaki 4909 sayılı Danıştay Kanunu ile "kanunsözcülüğü" ismi kabul edilmiş, 1964'teki 521 sayılı Danıştay Kanununda da aynı isim benimsenmiş, 1981 yılındaki 2461 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 1982 Anayasası ve aynı yıl kabul edilen 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nda ise "savcılık" sözcüğü kullanılmaya başlanmış, 21 Mayıs 1985 tarih ve 3206 sayılı Kanun'la 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun maddelerinde yer alan "müddeiumumi" ibareleri "savcı" olarak, "başmüddeiumumi" ibareleri ise "başsavcı" değiştirilmiştir.

Türk hukukuna göre adli yargı kolunda her ilde, ağır ceza mahkemesi bulunan ilçelerde ve bazı asliye ceza mahkemesi bulunan ilçelerde Cumhuriyet başsavcılığı vardır. Cumhuriyet başsavcısı cumhuriyet savcısının hiyerarşik amiridir. Cumhuriyet savcısı ihbar veya başka bir şeklide Türk Kanunlarına göre bir suçun işlendiği şüphesi uyandıran bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen soruşturmaya başlar. İdari yargı kolunda ise Danıştayda savcılar görevlidir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Yurtcan, E. (2008). Cumhuriyet Savcısının ve Ceza Yargıcının El Kitabı. Ankara: Beta. 9-756-68915-3.
  2. Kunter, N. (2010). Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku. Ankara: Beta. 6-053-77250-7.
  3. "Cumhuriyet Savcılarının görev ve yetkileri". 5 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Aralık 2011.
  4. "Sözlerin soyağacı/müddeiumumi". nisanyansozluk.com. 3 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2012.
  5. Gökçe, T., Savcılık İşlemlerinin Hukuki Niteliği, Doktora Tezi, Konya 2001 s. 15
  6. Keyman, S. (1970). Ceza Muhakemesinde (Asıl Ceza Muhakemesinde) Savcılık. Ankara: Ankara Üniversitesi.
  7. Üçok, C. (1964). Savcıların Avrupa hukukunda gelişmesi ve Türkiye'de kuruluşu. Ankara.
  8. Hail, M.Amin (1964). Savcının hukuki mahiyeti ve ceza muhakemesindeki görev ve yetkileri yayınlanmamış doktora tezi. Ankara.
  9. Öztekin, T. (1984). Türk suç muhakemesi hukuku dersleri genel kısım. İstanbul.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.